İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | target i. | hedef | ||
The royal family has been a prime target for the press. Kraliyet ailesi basının bir numaralı hedeflerinden biri olmuştur. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | target i. | hedef | ||
Open windows are an easy target for thieves. Açık pencereler hırsızlar için kolay bir hedef oluşturur. More Sentences |
||||
Genel | target i. | atış hedefi | ||
Tom's shot missed the target by two feet. Tom'un atışı hedefi iki fitle ıskaladı. More Sentences |
||||
Genel | target i. | (atış) hedef | ||
The arrow missed the target and hit the tree behind. Ok hedefi ıskalayarak arkadaki ağaca isabet etti. More Sentences |
||||
Genel | target f. | hedef almak | ||
The rockets were mainly targeted at terrorist headquarters. Roketler çoğunlukla teröristlerin karargahlarını hedef almıştır. More Sentences |
||||
Genel | target f. | hedeflemek | ||
This proposal targets migration by third-country nationals for the purpose of studies. Bu teklif, üçüncü dünya ülkelerinin vatandaşlarının araştırma amacıyla göç etmesini hedeflemektedir. More Sentences |
||||
Genel | target f. | hedef tahtasına koymak | ||
The company was targeted by environmentalists for its exploitation of resources. Şirket, kaynakları sömürmesi nedeniyle çevrecilerin hedef tahtasındaydı. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telekom | target i. | hedef | ||
We have reached our sales targets in the first quarter. Satış hedeflerimize ilk çeyrekte ulaştık. More Sentences |
||||
Military | ||||
Askeri | target i. | hedef | ||
Even a higher reduction target for Europe is to be considered. Avrupa için daha yüksek bir azaltım hedefi bile düşünülmelidir. More Sentences |
||||
Askeri | target f. | hedeflemek | ||
This aid initiative is being targeted at those countries hardest hit - namely Zimbabwe, Malawi and Zambia. Bu yardım girişimi en çok etkilenen ülkeleri, yani Zimbabwe, Malawi ve Zambiya'yı hedeflemektedir. More Sentences |
||||
Sport | ||||
Spor | target i. | hedef | ||
What do you think of this sort of idea with a target date of 2006? Hedef tarihi 2006 olan bu tür bir fikir hakkında ne düşünüyorsunuz? More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | target i. | amaç | ||
Yaygın Kullanım | target i. | gaye | ||
General | ||||
Genel | target i. | nişangah | ||
Genel | target i. | hedef tahtası | ||
Genel | target i. | maksat | ||
Genel | target i. | nişan | ||
Genel | target i. | ülkü | ||
Genel | target i. | kurban | ||
Genel | target i. | erek | ||
Genel | target i. | eleştiri konusu | ||
Genel | target i. | eleştirilere hedef olan kimse | ||
Genel | target i. | küçük ve yuvarlak kalkan | ||
Genel | target i. | uzak mesafeden görülebilen yuvarlak işaret tabelası | ||
Genel | target i. | bir okçunun veya nişancının hedef aldığı nesne | ||
Genel | target f. | hedef göstermek | ||
Genel | target f. | amaçlamak | ||
Technical | ||||
Teknik | target i. | üzerinde elektron ışınının odaklandığı ve x-ışınlarının yayıldığı x-ışını tüpündeki metal parça | ||
Teknik | target i. | radar veya sonar sinyalinin tespit etmeye çalıştığı nesne | ||
Television | ||||
Televizyon | target i. | elektron ışını tarafından taranan televizyon kamera tüpü elektrodu | ||
Construction | ||||
İnşaat | target i. | mira üzerindeki kayan görüş çubuğu | ||
İnşaat | target i. | kayar işaretleyici | ||
Railway | ||||
Demiryolu | target i. | makas levhası | ||
Gastronomy | ||||
Mutfak | target i. | göğüs ve boyundan oluşan bir kuzu eklemi | ||
Physics | ||||
Fizik | target i. | elektronlar veya diğer parçacıklar tarafından bombardımana veya ışınlamaya maruz kalan madde | ||
Biochemistry | ||||
Biyokimya | target i. | protein veya nükleik asit gibi bir ilacın veya başka bir bileşiğin etkileşime girdiği molekül veya moleküler yapı |