Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
(karşı) koymak
"(karşı) koymak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
(karşı) koymak
offer
f.
"(karşı) koymak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 110 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
karşı koymak
oppose
f.
2
Yaygın Kullanım
karşı koymak
withstand
f.
3
Yaygın Kullanım
karşı koymak
resist
f.
General
4
Genel
karşı koymak
face
f.
5
Genel
cesurca karşı koymak
outbrave
f.
6
Genel
karşı koymak
counter
f.
7
Genel
karşı koymak
stand out
f.
8
Genel
karşı koymak
bear against
f.
9
Genel
karşı koymak
stand
f.
10
Genel
eşit kuvvetle karşı koymak
countervail
f.
11
Genel
karşı koymak
oppugn
f.
12
Genel
karşı koymak
offer resistance
f.
13
Genel
karşı koymak
fend
f.
14
Genel
karşı koymak
stick up to
f.
15
Genel
karşı koymak
defy
f.
16
Genel
karşı koymak
stand up to
f.
17
Genel
karşı koymak
confront
f.
18
Genel
karşı koymak
go against
f.
19
Genel
karşı koymak
counterwork
f.
20
Genel
cesaretle karşı koymak
brave
f.
21
Genel
karşı koymak
demur
f.
22
Genel
karşı koymak
stand out against
f.
23
Genel
karşı koymak
fight back
f.
24
Genel
karşı koymak
dispute
f.
25
Genel
karşı koymak
dissent
f.
26
Genel
karşı koymak
set against
f.
27
Genel
karşı koymak
refuse
f.
28
Genel
karşı koymak
contest
f.
29
Genel
karşı koymak
withstand
f.
30
Genel
karşı koymak
oppose
f.
31
Genel
aynı kuvvetle karşı koymak
countervail
f.
32
Genel
karşı koymak
stand up
f.
33
Genel
karşı koymak
repugnate
f.
34
Genel
yayılmasına karşı koymak
resist the spread of
f.
35
Genel
eşit güçle karşı koymak
equiponderate
f.
36
Genel
eşit güçle karşı koymak
counterbalance
f.
37
Genel
başka bir kimsenin meydan okumasına karşı koymak
take a dare
f.
38
Genel
karşı koymak
affront [obsolete]
f.
39
Genel
karşı koymak
againstand
f.
40
Genel
yeniden karşı koymak
redefy
f.
41
Genel
karşı koymak
refragate
f.
42
Genel
karşı koymak
negative
f.
43
Genel
karşı koymak
be on the defensive
f.
44
Genel
karşı koymak
wither [obsolete]
f.
45
Genel
karşı koymak
withset
f.
46
Genel
karşı koymak
meet
f.
47
Genel
(rakip takımın) çabalarına veya ilerlemesine karşı koymak
hold
f.
48
Genel
karşı koymak
gainstand [scotland]
f.
49
Genel
karşı koymak
gainstrive [obsolete]
f.
50
Genel
engellere karşı koymak
obstacle
f.
51
Genel
karşı koymak
obtend [obsolete]
f.
52
Genel
karşı koymak
obviate [obsolete]
f.
53
Genel
(bir şeyin) etkisine karşı koymak
detoxify
f.
54
Genel
karşı koymak
oppone
f.
55
Genel
karşı koymak
overfront [obsolete]
f.
56
Genel
karşı koymak
countervail
f.
57
Genel
karşı koymak
play (off)
f.
58
Genel
karşı koymak
disassent [obsolete]
f.
59
Genel
açıkça karşı koymak
outstand
f.
Phrasals
60
Öbek Fiiller
karşı koymak
hold off
f.
61
Öbek Fiiller
karşı koymak
stand against
f.
62
Öbek Fiiller
karşı koymak
stand under
f.
63
Öbek Fiiller
karşı koymak
buck against
f.
64
Öbek Fiiller
karşı koymak
stand up to
f.
65
Öbek Fiiller
karşı koymak
face up to
f.
66
Öbek Fiiller
karşı çıkmak/koymak
push back
f.
67
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı olduğunu ortaya koymak
come out against (someone or something)
f.
68
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) bıçakla karşı koymak
cut away at (someone or something)
f.
69
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı koymak
fight back (at someone or something)
f.
70
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı koymak
fight back at (someone or something)
f.
71
Öbek Fiiller
karşı koymak
fight down
f.
72
Öbek Fiiller
birine/bir şeye bir şeyle karşı koymak
fight someone or something with something
f.
73
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı koymak
go up against (someone or something)
f.
74
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) uygulamaya koymak
institute (something) against (someone or something)
f.
75
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı koymak
rebel against (someone or something)
f.
76
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı koymak
rebel at (someone or something)
f.
77
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı koymak
stand against (someone or something)
f.
78
Öbek Fiiller
(bir şeye) karşı koymak
stand out against (something)
f.
79
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı koymak
stand up to (someone or something)
f.
Colloquial
80
Konuşma Dili
kurulu düzene karşı koymak
stick it to the man
f.
81
Konuşma Dili
karşı gelmek/koymak
buck
f.
Idioms
82
Deyim
cesaretle karşı koymak
fly in the face of
f.
83
Deyim
karşı koymak
bid defiance
f.
84
Deyim
karşı koymak
bid defiance
f.
85
Deyim
her güçlüğe yılmadan karşı koymak
face up to
f.
86
Deyim
karşı koymak
go up against someone
f.
87
Deyim
karşı olduğunu ortaya koymak
come out against
f.
88
Deyim
karşı koymak
set one's face against
f.
89
Deyim
karşı koymak
go toe to toe with someone
f.
90
Deyim
karşı koymak
bid defiance
f.
91
Deyim
(birine) karşı koymak
take (someone) to the mat
f.
92
Deyim
(birine/bir şeye) acımasızca girişmek/karşı koymak
fight (someone or something) tooth and claw
f.
93
Deyim
karşı koymak/çıkmak
mount resistance
f.
94
Deyim
(birine/bir şeye) karşı koymak/çıkmak
raise a voice against (someone or something)
f.
95
Deyim
(birine/bir şeye) karşı koymak/çıkmak
raise one's voice against (someone or something)
f.
96
Deyim
(bir şeye) karşı koymak
set (one's) face against (something)
f.
97
Deyim
karşı koymak
set your face against
f.
98
Deyim
bir şeye karşı koymak
set your face against something [uk]
f.
99
Deyim
(bir şeye) karşı koymak
stare (something) in the face
f.
Law
100
Hukuk
karşı koymak
interpose
f.
Politics
101
Siyasal
tüketimci kapitalizmin antisosyal etkilerine karşı koymak için insanların doğrudan sosyal etkileşim kurması gerektiğini savunan bir siyasi felsefe
immediatism
i.
102
Siyasal
stalinist politika ve uygulamalara karşı koymak
destalinize [us]
f.
103
Siyasal
stalinist politika ve uygulamalara karşı koymak
destalinise [uk]
f.
Technical
104
Teknik
eşit kuvvetle karşı koymak
counterbalance
f.
105
Teknik
karşı koymak
counteract
f.
106
Teknik
karşı koymak
withstand
f.
107
Teknik
karşı koymak
oppose
f.
108
Teknik
karşı koymak
resist
f.
Military
109
Askeri
eşit kuvvetle karşı koymak
breech counter balance
f.
110
Askeri
karşı koymak
dissent
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (karşı) koymak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy