Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
increase the cycle
long term annual average abstraction rate (ltaaq)
peripheral pump
ser todo oídos (para alguien)
sie irren sich wohl.
bacağından vurmak
meitli [schw.]
to cover something
almış
Geçmiş
Cümleler
"almış"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrases
1
İfadeler
almış
in receipt of
expr.
"almış"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 286 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
ceza almış
punished
s.
Layla will get
punished
for not wearing the hijab.
Layla başörtüsü takmadığı için
ceza alacak.
More Sentences
2
Genel
ceza almış
fined
s.
I got
fined.
Para
cezası aldım.
More Sentences
3
Genel
rüşvet almış
bribed
s.
I can't be
bribed.
Ben
rüşvet alamam.
More Sentences
4
Genel
her şeyi göze almış kimse
desperado
i.
5
Genel
eğitimini almış kimse
scholar
i.
6
Genel
diplomaya ek olarak ingiliz kütüphaneciler derneğinden lisans da almış olan kütüphaneci
chartered librarian [brit]
i.
7
Genel
bir suç nedeniyle hüküm giymiş veya ihtar almış genç kimse
young offender
i.
8
Genel
bilimsel eğitim almış uygulayıcı
mechanician [dated]
i.
9
Genel
d notu almış kimse
d
i.
10
Genel
ebelik eğitimi almış kadın
granny woman
i.
11
Genel
aşırı doz uyuşturucu almış kimseler
ods
i.
12
Genel
öğretmenlik eğitimi almış kimse
didact
i.
13
Genel
d notu almış çalışma
d
i.
14
Genel
eğitim almış kimse
scholastic [obsolete]
i.
15
Genel
batak halini almış çöküntü
slue
i.
16
Genel
güvenilir kaynaktan bilgi almış olmak
be reliably informed
f.
17
Genel
geri dönemeyecek kadar yol almış olmak
be too far gone to go back now
f.
18
Genel
öğüt almış
got advice
s.
19
Genel
gemi azıya almış
rampant
s.
20
Genel
yardım almış
aided
s.
21
Genel
büyük darbe almış
whammed
s.
22
Genel
kendini güvenceye almış
self assured
s.
23
Genel
yaşını başını almış
elderly
s.
24
Genel
zevk almış
delighted
s.
25
Genel
darbe almış
dunted
s.
26
Genel
alev almış
flaming
s.
27
Genel
çapraşık bir hal almış
ensnarled
s.
28
Genel
-den zevk almış
deligted with
s.
29
Genel
yaşını başını almış
old
s.
30
Genel
hap almış
dopey
s.
31
Genel
uyuşturucu almış
high
s.
32
Genel
darbe almış (yumruk vb)
swiped
s.
33
Genel
vahiy almış
inspired
s.
34
Genel
kristal biçimini almış
effloresced
s.
35
Genel
övgü almış
lauded
s.
36
Genel
iyi eğitim almış
highly educated
s.
37
Genel
fazla su almış (gemi)
waterlogged
s.
38
Genel
tekrarlı geçerli hal almış
reeligible
s.
39
Genel
yetersiz hizmet almış
underserved
s.
40
Genel
daha az oy almış
outvoted
s.
41
Genel
marka ismini yasadışı bir yolla almış
misbranded
s.
42
Genel
uyuşturucu almış
stoned
s.
43
Genel
fazla talep almış
oversubscribed
s.
44
Genel
iyi eleştiriler almış
widely acclaimed
s.
45
Genel
tarihte yerini almış
imbedded in history
s.
46
Genel
arap kültürünü almış
arabicised
s.
47
Genel
her şeyi göze almış
desperate
s.
48
Genel
tekrarlı geçerli hal almış
re-eligible
s.
49
Genel
fazla eğitim almış
overeducated
s.
50
Genel
burgu şeklini almış
corkscrewed
s.
51
Genel
en yüksek oyu/puanı almış
highest rated
s.
52
Genel
yetersiz eğitim almış
ill-trained
s.
53
Genel
yaşını başını almış
advanced
s.
54
Genel
iyi eğitim almış
thoroughbred
s.
55
Genel
her yönüyle iyi eğitim almış
thoroughpaced
s.
56
Genel
her yönüyle iyi eğitim almış
thorough-paced
s.
57
Genel
her yönüyle iyi eğitim almış
thoroughsped [obsolete]
s.
58
Genel
tuvalet eğitimi almış
toilet-trained
s.
59
Genel
tuvalet eğitimi almış
pot-trained
s.
60
Genel
rüşvet almış
undermoneyed
s.
61
Genel
vahiy almış
entheal [obsolete]
s.
62
Genel
vahiy almış
entheastic
s.
63
Genel
vahiy almış
entheat [obsolete]
s.
64
Genel
insanlıktan nasibini almış
humanate [obsolete]
s.
65
Genel
edebiyat eğitimi almış
literatured
s.
66
Genel
yangın nedeniyle ağır hasar almış
burned-over
s.
67
Genel
ciddi hasar almış
busted
s.
68
Genel
gelenek halini almış
oldline
s.
69
Genel
gelenek halini almış
old-line
s.
70
Genel
güvenilir bilgi almış
inspired
s.
71
Genel
zevk almış
fawe [obsolete]
s.
72
Genel
(çocuk) tuvalet eğitimi almış
potty-trained
s.
73
Genel
riyakar iltifatlar almış
flattered
s.
74
Genel
darbe almış
skelpit
s.
75
Genel
aile terbiyesi almış
soft [obsolete]
s.
76
Genel
uykusunu almış
soft
s.
77
Genel
rüşvet almış
sold-out
s.
78
Genel
eleştirmenler tarafından onay ve övgü almış
critically acclaimed
s.
79
Genel
son halini almış
off the stocks
s.
80
Genel
birinin notlarında birinin uygun olmadığına/görünmediğine dair almış olduğu not/işaret
jdlr
expr.
Phrasals
81
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) arkasına almış biçimde görmek
see (something) against (something else)
f.
82
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) arkasına almış biçimde görmek
see something against something
f.
83
Öbek Fiiller
-i arkasına almış biçimde görmek
see against
f.
Phrases
84
İfadeler
rol almış
starred in
expr.
85
İfadeler
sahne almış
starred in
expr.
86
İfadeler
(bir şeyi) almış
in receipt of (something)
expr.
Colloquial
87
Konuşma Dili
aşırı doz uyuşturucu almış kişi
od
i.
88
Konuşma Dili
gebeliğe karşı önlem almış olmak
be prepared
f.
89
Konuşma Dili
hap almış
belted
s.
90
Konuşma Dili
içinden çıkılmaz bir hal almış
goofed up
s.
91
Konuşma Dili
kurşun yarası almış
bullet-scarred
s.
92
Konuşma Dili
tamir edilemez şekilde hasar almış
breached beyond repair
s.
93
Konuşma Dili
öcünü almış
even
s.
94
Konuşma Dili
yaş almış
full of years
s.
95
Konuşma Dili
birçok mermi yarası almış
shot away
s.
96
Konuşma Dili
darbe almış
bashed
s.
97
Konuşma Dili
bir kadın aklını başından almış
dizzy with a dame [old-fashioned]
s.
98
Konuşma Dili
(birinden/bir şeyden) hevesini almış
over (someone or something)
s.
99
Konuşma Dili
uyuşturucu kafasında/almış
amped
s.
100
Konuşma Dili
metamfetamin kafasında/almış
amped
s.
101
Konuşma Dili
(bir şeyi) ele almış
all over (something)
s.
102
Konuşma Dili
(bir şeyi) ele almış
all over (something)
s.
103
Konuşma Dili
uyuşturucu almış
backed up
s.
104
Konuşma Dili
(biri/bir şey) aklını başından almış
enamored of (someone or something)
s.
105
Konuşma Dili
tarih/gün almış
fixed up
s.
106
Konuşma Dili
içinden çıkılmaz bir hal almış
goofed
s.
107
Konuşma Dili
tüm derslerden en yüksek notu almış/alan
straight-a
s.
108
Konuşma Dili
biri almış
someone's taken it
expr.
109
Konuşma Dili
(bir şeyden) çok keyif almış
here for (something)
expr.
110
Konuşma Dili
bir şeyden çok keyif almış
here for it
expr.
Idioms
111
Deyim
yaşını başını almış
a woman of mature years
i.
112
Deyim
yaşını başını almış
a man of mature years
i.
113
Deyim
yaşını başını almış kişi
lamb turning to mutton
i.
114
Deyim
bir özelliğini anne veya babasından almış olmak
come by (something) honestly
f.
115
Deyim
bir özelliğini anne veya babasından almış olmak
come by something honestly
f.
116
Deyim
(bir özelliğini) anne veya babasından almış olmak
come by (something) honestly
f.
117
Deyim
(bir özelliğini) meşru bir şekilde almış olmak
come by (something) honestly
f.
118
Deyim
bilgiyi güvenilir bir kaynaktan almış olmak
have it on good authority
f.
119
Deyim
çok yol almış olmak
have come a long way
f.
120
Deyim
(bir şeyden) payını (hevesini) almış olmak
have your share of something
f.
121
Deyim
uyarıcı ilaç almış olmak
be (down) on (one's) uppers
f.
122
Deyim
(birini) hedef almış olmak
have (one's) (name and) number on it
f.
123
Deyim
birini hedef almış olmak
have someone's (name and) number on it
f.
124
Deyim
son halini almış olmak
be carved in stone
f.
125
Deyim
son halini almış olmak
be set in stone
f.
126
Deyim
kontrolü ele almış/sağlamış olmak
be in control
f.
127
Deyim
bir özelliğini anne veya babasından almış olmak
come by honestly
f.
128
Deyim
(bir şeyden) payını (hevesini) almış olmak
have (one's) share of (something)
f.
129
Deyim
bilgiyi güvenilir bir kaynaktan almış olmak
have something on good authority
f.
130
Deyim
son halini almış
set in cement
s.
131
Deyim
son halini almış
in cement
s.
132
Deyim
yaşını başını almış
well up in years
s.
133
Deyim
(kötü bir şeyin) içinde yer almış
mixed up in
s.
134
Deyim
yaşını başını almış
of a certain age
s.
135
Deyim
yaşını başını almış
advanced in years
s.
136
Deyim
en zor problemlere karşı gardını almış
loaded for bear
s.
137
Deyim
son halini almış
cast in concrete
s.
138
Deyim
son halini almış
cast in stone
s.
139
Deyim
yaşını başını almış
of mature years
s.
140
Deyim
gardını almış
on (one's) guard
s.
141
Deyim
(birine/bir şeye) karşı cephe almış
opposed to (someone or something)
s.
142
Deyim
acı tecrübeden dersini almış
sadder and wiser
s.
143
Deyim
acı tecrübeden dersini almış
sadder but wiser
expr.
144
Deyim
hızını almış (bir şeyin tam ortasında)
on a roll
expr.
145
Deyim
kontrolü eline almış
in the driver's seat
expr.
146
Deyim
yaşını başını almış
at an advanced age
expr.
147
Deyim
yaşını başını almış
on in years
expr.
148
Deyim
yaşını başını almış
no spring chicken
expr.
149
Deyim
yaşını başını almış
up in years
expr.
150
Deyim
yaşını başını almış
along in years
expr.
151
Deyim
yaşını başını almış, tecrübe sahibi
old enough to know better
expr.
152
Deyim
finalde yer almış
in at the finish
expr.
153
Deyim
doruk noktasında yer almış
in at the finish
expr.
154
Deyim
ateş almış gibi
like grant took richmond
expr.
155
Deyim
(biri) yiyebileceğinden fazla yiyecek alıyor/almış
(one's) eyes are bigger than (one's) belly
expr.
156
Deyim
(biri) yiyebileceğinden fazla yiyecek almış/alıyor
(one's) eyes are bigger than (one's) stomach
expr.
157
Deyim
sırtını sağlama almış
with one's back to the wall
expr.
158
Deyim
kendini güvenceye almış
with one's back to the wall
expr.
159
Deyim
kontrolü altına almış
by the short hairs
expr.
160
Deyim
kontrolü eline almış
in the driving seat [uk]
expr.
161
Deyim
yaşını başını almış
no chicken
expr.
162
Deyim
sazı eline almış
on (one's) hobby-horse
expr.
163
Deyim
sazı eline almış
on (one's) soapbox
expr.
164
Deyim
dizginlerini eline almış
on a short leash
expr.
165
Deyim
sazı eline almış
on soapbox
expr.
166
Deyim
işini sağlama almış
on the safe side
expr.
167
Deyim
işini garantiye almış
on the safe side
expr.
168
Deyim
sazı eline almış
on your soapbox
expr.
169
Deyim
yiyebileceğinden fazla yiyecek almış/alıyor
one's eyes are bigger than stomach
expr.
170
Deyim
hevesini almış
out of (one's) system
expr.
171
Deyim
yiyebileceğinden fazlasını alır/almış
the eye is bigger than the belly
expr.
Speaking
172
Konuşma
bence gözlerini senden almış
I think he's got your eyes
expr.
173
Konuşma
odasında aşırı doz almış olarak bulmak
find someone od'd in his/her room
expr.
174
Konuşma
senin genlerini aldı/almış
you passed him/her your genes
expr.
Trade/Economic
175
Ticaret/Ekonomi
daha önce satın almış birine satılan değersiz menkul kıymetler veya gayrimenkuller
reload
i.
176
Ticaret/Ekonomi
döviz işlemleri yapma yetkisi almış kişi veya kurumlar
authorised dealers in foreign exchange
i.
177
Ticaret/Ekonomi
halkın satın almış olduğu hisse senetleri
outstanding capital stock
i.
178
Ticaret/Ekonomi
temettüden yararlanabilmesi için hisse senedi sahibinin senedi satın almış olması gereken tarih
holder-of-record date
i.
179
Ticaret/Ekonomi
ülke halkının satın almış olduğu devlet tahvili, hazine bonosu vb devlet borçlanma araçları
internally held public debt
i.
180
Ticaret/Ekonomi
az yatırım almış
underinvested
s.
181
Ticaret/Ekonomi
birden çok yerden patent almış
multi-patented
s.
182
Ticaret/Ekonomi
bayilik almış
franchised
s.
183
Ticaret/Ekonomi
hak etttiğinden daha az ücret almış
underpaid
s.
Law
184
Hukuk
suçu sabit görülüp ceza almış, genellikle bu cezanın bir kısmı hapishanede çekilmiş olan insanların, cezaları bitmeden önce, topluma yeniden katılmaya hazırlık aşamasında, kontrollü olarak hapishane dışında yaşadığı evler
halfway house
i.
185
Hukuk
borç sebebiyle hapis cezası almış mahkumlara verilen avluda yürüme özgürlüğü
liberty of the yard
i.
186
Hukuk
iki kere mahkumiyet almış
two time loser
s.
Politics
187
Siyasal
küba devrimi'nden ilham almış kolombiyalı aydınlarca kurulan, adam kaçırma ve narkoterör eylemleriyle bilinen bir marksist terör örgütü
national liberation army
i.
188
Siyasal
oturma izni almış kimse
denizen
i.
189
Siyasal
amerikan devrimi ve abd'nin kurulmasında rol almış milliyetçi lider
american revolutionary leader
i.
Industry
190
Sanayi
gerekli eğitimi almış
time-served
s.
Technical
191
Teknik
ışın almış
irradiated
s.
Computer
192
Bilgisayar
son biçimini almış metin
final form text
i.
Aeronautic
193
Havacılık
yolcu veya mal taşımak için kiralanmak üzere lisans almış ve tarifeli sefer yapmayan havayolu
charter airline
i.
Marine
194
Denizcilik
hasar almış geminin gövdesindeki suyu pompalamak için tasarlanmış pompa
wrecking pump
i.
195
Denizcilik
denizcilik eğitimi almış kıdemli rehber
sea ranger [uk]
i.
196
Denizcilik
denizcilik eğitimi almış kıdemli rehber
mariner
i.
197
Denizcilik
su almış (gemi)
bilged
s.
198
Denizcilik
kıç kasarası su almış
pooped
s.
Medical
199
Medikal
özel eğitim almış ve doktorun görevlerinin çoğunu yerine getirebilen diplomalı hemşire
nurse clinician
i.
200
Medikal
acil serviste aort diseksiyonu tanısı almış hasta
patient diagnosed with aortic dissection in the emergency department
i.
201
Medikal
acil serviste aort diseksiyonu tanısı almış olan hasta
patient diagnosed with aortic dissection in the emergency department
i.
202
Medikal
bikornuat uterin gebelik yanlış tanısı almış ilerlemiş primer ovaryan gebelik
advanced primary ovarian pregnancy misdiagnosed as bicornuate uterine pregnancy
i.
203
Medikal
geç tanı almış hipotiroid
late-diagnosed hypothyroidism
i.
204
Medikal
gliyal hücrelerden orijin almış santral sinir sistemi tümörü
glioma
i.
205
Medikal
orbitadan orijin almış yalancı tümör
orbital pseudotumor
i.
206
Medikal
radyasyon almış bir dokunun radyasyon almamış dokuyu etkilemesi
abscopal effect
i.
207
Medikal
bebek ve annelerinin bakımı üzerine eğitim almış hemşire
karitane nurse [new zealand]
i.
208
Medikal
imtihan heyetinden belirli bir branşta uzmanlık belgesi almış hekim
diplomate
i.
209
Medikal
tüberküloz tanısı almış
diagnosed as tuberculosis
s.
Psychology
210
Psikoloji
majör depresyon tanısı almış hasta
patient with a diagnosis of major depressive disorder
i.
211
Psikoloji
majör depresyon tanısı almış olan hastalar
patients diagnosed with major depressive disorder
i.
212
Psikoloji
obsesif-kompulsif bozukluk tanısı almış hasta
patient diagnosed with obsessive compulsive disorder
i.
213
Psikoloji
saplantı-zorlantı bozukluğu tanısı almış hasta
patient diagnosed with obsessive compulsive disorder
i.
Chemistry
214
Kimya
yapısına proton katılmış/kazanmış/almış molekül
protonated molecule
i.
Zoology
215
Zooloji
birden fazla atadan köken almış
paraphyletic
s.
Botanic
216
Botanik
rüzgar etkisiyle meyilli şekil almış (bitki)
windblown
s.
Social Sciences
217
Sosyal Bilimler
toplumun üst düzey eğitim almış ve özgürlükçü düşünceleri benimsemiş kesimi
liberal elite
i.
Education
218
Eğitim
cambridge veya oxford'da lisans derecesi almış kimse
tuft [brit]
i.
219
Eğitim
(eğitim kurumuna) kabul almış kimse
entry
i.
Literature
220
Edebiyat
19. yüzyıl başlarında göller bölgesi'nde yaşamış ve bu bölgeden ilham almış olan ingiliz şairler grubu
lake poets
i.
221
Edebiyat
yaratıcısının adını almış
eponymous
s.
222
Edebiyat
ana oyuncusunun adını almış
eponymous
s.
Linguistics
223
Dilbilim
bir kelimenin ek almış hallerinin eklerinden ayırarak tek bir kök altında toplanması
lemmatisation
i.
224
Dilbilim
bir kelimenin ek almış hallerinin eklerinden ayırarak tek bir kök altında toplanması
lemmatization
i.
225
Dilbilim
doğal dil işlemede bilgisayar kullanan bilgisayar bilimi ve dilbilim konusunda eğitim almış kimse
computational linguist
i.
226
Dilbilim
tekrarlanan veya alışkanlık halini almış eylem bildiren yapı
frequentative
i.
227
Dilbilim
(ingilizcede) tekrarlanan veya alışkanlık halini almış eylem bildiren
frequentative
s.
History
228
Tarih
topraklarını doğrudan kraldan almış/kiralamış derebeyi
tenant-in-chief
i.
229
Tarih
topraklarını doğrudan kraldan almış/kiralamış derebeyi
vassal-in-chief
i.
230
Tarih
m.ö. 2. ve 1. yüzyıllarda yaşamış ve judea'nın selekosların yönetiminden kurtarılmasında aktif rol almış bir yahudi ailesi
maccabee
i.
231
Tarih
m.ö. 2. ve 1. yüzyıllarda yaşamış ve judea'nın selekosların yönetiminden kurtarılmasında aktif rol almış bir yahudi ailesi
maccabees
i.
232
Tarih
ilk olarak leh ordusunda, sonrasında ise batı avrupa ordularında yer almış mızraklı süvari birliğine mensup asker
hulan
i.
233
Tarih
altına hücum olaylarında yer almış bir altın avcısı
forty-niner [us]
i.
234
Tarih
altına hücum olaylarında yer almış bir altın avcısı
forty-niners
i.
Religious
235
Dini
havarilerden eğitim almış papaz
apostelic father
i.
236
Dini
havarilerden eğitim almış papaz
apostolic father
i.
237
Dini
havarilerden eğitim almış papazlar
apostolic fathers
i.
238
Dini
mormon kilisesi'nde melkisetek rahibi unvanı almış kimse
elder
i.
239
Dini
(batı afrika'da) kuran eğitimi almış erkek
malam
i.
240
Dini
(batı afrika'da) kuran eğitimi almış erkek
mallam
i.
241
Dini
islam hukuku eğitimi almış öğretmen veya doktor
moulvi
i.
Geology
242
Jeoloji
(kaya) mevcut halini yaşayan organizmaların hareketi sonucu almış olan
bioclastic
s.
Military
243
Askeri
nükleer silah görevleri almış personeli sürekli izlemek ve değerlendirmek amacıyla dizayn edilmiş bir program
nuclear weapons personnel reliability programme
i.
244
Askeri
teskeresini almış asker
dischargee
i.
245
Askeri
genellikle askeri bir lider olup siyasi kriz dönemlerinde diktatör olabilecek kadar halkın desteğini almış adam
man on horseback
i.
Sport
246
Spor
dövüş sanatlarında siyah kuşak almış kimse
black belt
i.
Baseball
247
Beysbol
birinci, ikinci ve üçüncü kaleyi almış olma
bases loaded
expr.
Art
248
Sanat
geç 16. yüzyılda yaşamış ve üslupçuluk akımı içerisinde yer almış avrupalı sanatçı
mannerist
i.
249
Sanat
insan biçimi almış
anthropomorphized
s.
250
Sanat
insan biçimi almış
anthropomorphised
s.
Music
251
Müzik
batıdan etki almış bir japon pop müziği türü
shibuya kei
i.
Cinema
252
Sinema
filmin rol listesinde ismi geçmeyen ancak filmde rol almış oyuncu
uncredited
i.
Mythology
253
Mitoloji
truva savaşında yer almış girit kralı
idomeneus
i.
Slang
254
Argo
uyuşturucu almış kimse
tripper
i.
255
Argo
ömür boyu hapis cezası almış mahkum
long rider
i.
256
Argo
ömür boyu hapis cezası almış kimse
retired
i.
257
Argo
ömür boyu hapis cezası almış kimse
lifer
i.
258
Argo
yataktan kalkıldığında vüdumuzda gördüğümüz ve yatılan yerin şeklini almış izler
sleep tattoos
i.
259
Argo
yabancı topraklarda doğduğu için oranın vatandaşlığını almış çocuk
anchor baby
i.
260
Argo
aşırı doz almış kimse
od
i.
261
Argo
sahte veya kalitesiz ürün almış olmak
buy a pup [uk]
f.
262
Argo
uyuşturucu/ilaç almış olmak
be on
f.
263
Argo
yaşını başını almış olmak
be no spring chicken
f.
264
Argo
hap almış
beaned up
s.
265
Argo
(hap almış) patlayan
beaned up
s.
266
Argo
islimini almış
bunked
s.
267
Argo
uyuşturucu almış/çekmiş
charged up
s.
268
Argo
uyuşturucu almış/çekmiş
charged (up)
s.
269
Argo
uyuşturucu almış/çekmiş
charged (up)
s.
270
Argo
ceza almış
hemmed up
s.
271
Argo
evde kalma cezası almış
grounded
s.
272
Argo
hapis cezası almış
booked
s.
273
Argo
içki veya uyuşturucu almış
twisted
s.
274
Argo
iğneyle uyuşturucu almış
shot up
s.
275
Argo
darbe almış
bashed
s.
276
Argo
kokain almış
powdered up
s.
277
Argo
doping almış
juiced
s.
278
Argo
lsd almış birinin yüzündeki yağlı/vıcık vıcık his gibi
mungy
s.
279
Argo
yaşını başını almış
long in the tooth
expr.
280
Argo
uyuşturucu almış
on the junk
expr.
281
Argo
alkol alan/almış
on the sauce
expr.
282
Argo
doping alan/almış
on the sauce
expr.
283
Argo
lsd (asit) almış
on acid
expr.
British Slang
284
İngiliz Argosu
kamu düzenini bozmaktan ceza almış kimse
asbo
i.
Modern Slang
285
Modern Argo
amerika veya avrupa'da eğitim almış ve bu bölgelerde uzun süre kalmış afrikalı kimse
afropolitan
i.
286
Modern Argo
metamfetamin kafasında/almış kişi
amp head
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of almış
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy