ansızın - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ansızın



"ansızın" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 39 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ansızın all of a sudden zf.
ansızın suddenly zf.
ansızın abruptly zf.
General
ansızın instantaneous s.
ansızın off-base s.
ansızın sneak s.
ansızın bang zf.
ansızın slap zf.
ansızın pop zf.
ansızın unexpectedly zf.
ansızın suddenly zf.
ansızın on a sudden zf.
ansızın abruptly zf.
ansızın out-of-the-blue zf.
ansızın unawares zf.
ansızın forthwith zf.
ansızın unbeware zf.
ansızın away zf.
ansızın head-first zf.
ansızın of a sudden zf.
ansızın off guard zf.
ansızın off-guard zf.
ansızın on a suddenty zf.
ansızın inexpectedly [obsolete] zf.
ansızın precipitously zf.
ansızın spang [dated] zf.
ansızın sudden zf.
ansızın surprisingly zf.
Colloquial
ansızın blink-and-you-miss-it zf.
ansızın all at once zf.
ansızın with a bang expr.
ansızın up and expr.
Idioms
ansızın out of left field expr.
ansızın in a flash expr.
ansızın from left field expr.
ansızın on a sixpence [uk] expr.
ansızın on a tickey [south africa] expr.
ansızın at a (single) blow expr.
Technical
ansızın immediate s.

"ansızın" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 83 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ansızın bağırıp çağırma exclaiming i.
ansızın bağırıp çağıran exclaimer i.
ansızın düşme slump i.
ansızın getirme predelivery i.
ansızın teslim etme predelivery i.
ansızın açılan şans strike i.
ansızın gelişme supervention i.
ansızın gelişen durum surprise i.
ansızın gelmek blow in f.
ansızın gelmek visit unexpectedly f.
ansızın bulmak catch f.
ansızın düşmek slump f.
ansızın içeri girmek blow into f.
ansızın yakalamak overtake f.
ansızın girmek pop in f.
ansızın gelişmek supervene f.
ansızın gerçekleşmek supervene f.
ansızın bulmak surprise f.
ansızın keşfetmek surprise f.
ansızın karşılaşmak surprise f.
ansızın denk gelmek surprise f.
ansızın olan sudden s.
ansızın gelen found [uk] s.
ansızın ortaya çıkan subitaneous s.
ansızın ortaya çıkan subitany s.
ansızın olan superadvenient s.
ansızın gelen superadvenient s.
ansızın gelen supervenient s.
ansızın gelişen supervenient s.
ansızın gelişen surprise s.
ansızın gelişen surprising s.
Phrasals
ansızın içeriye girmek blow in f.
ansızın içeriye girmek blow into f.
ansızın içeriye girmek blow in f.
ansızın durdurmak bring up f.
ansızın patlak vermek break out f.
ansızın bölmek barge in on f.
(bir yerden) ansızın gelivermek blow in (some place) (from some place) f.
(bir yerden) ansızın gelivermek blow into (some place) (from some place) f.
Colloquial
ansızın akla gelen düşünce brain wave i.
bir şey üzerinde rakiplerin önüne geçerek ansızın mülkiyet veya kullanım hakkı iddia etme landgrab i.
ansızın seni seviyorum demek drop the l-bomb f.
ansızın uğramak drop in to say hello f.
ansızın öldürülmek wink out f.
ansızın yanıp sönmek wink out f.
ansızın sönmek wink out f.
ansızın (bir şey yapmak) up and (do something) expr.
ansızın bir şey yaptı up and did something expr.
ansızın yaptı up and did expr.
Idioms
aniden/ansızın önünde belirmek appear before f.
aniden/ansızın önünde belirmek appear before someone f.
ansızın durmak come to a grinding halt f.
ansızın durmak come to a screeching halt f.
ansızın anımsamak come to mind f.
ansızın anımsamak spring to mind f.
ansızın ayrımına varmak sit up and take notice f.
ansızın bilincini yitirmek go out like a light f.
ansızın bilincini yitirmek be out like a light f.
ansızın gülmeye başlamak break into f.
ansızın kendini kaybetmek go out like a light f.
ansızın kendini kaybetmek be out like a light f.
ansızın komaya girmek be out like a light f.
ansızın komaya girmek go out like a light f.
ansızın durdurmak halt (someone or something) (dead) in its tracks f.
ansızın durdurmak halt (someone or something) (dead) (one's) tracks f.
ansızın son bulmak die on your feet f.
ansızın sona ermek die on your feet f.
ansızın dönmek/değişmek turn on a sixpence [uk] f.
ansızın bilincini kaybetmek be out like a light f.
ansızın kendini kaybetmek be out like a light f.
ansızın bilincini kaybetmek go out like a light f.
ansızın kendini kaybetmek go out like a light f.
(birini) ansızın durdurmak bring (one) up sharply f.
(birini) ansızın durdurmak bring (one) up short f.
(birini) ansızın durdurmak bring (one) up with a start f.
ansızın durdurmak bring up sharply f.
ansızın durmak come to a grinding/screeching halt f.
ansızın bitmek come to an untimely end f.
ansızın yapmak find oneself f.
ansızın (bir durumun) içine düşmek find oneself f.
Pathology
testislerde ansızın gelişen koryonik doku sonucu meydana gelen kötü huylu bir tümör chorioepithelioma i.
Literature
bir kurguda beklenmedik, yapay veya imkansız bir karakterin senaryo akışı içinde beklenmedik bir yerde aniden ortaya çıkması ve çözülmesi imkansız görünen bir sorunu ansızın çözmesi deux ex machina i.
Hunting
silahı ansızın hedefe doğru uzatmak thrust f.