Geçmiş

beside

"beside" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 20 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	beside ed.	yanında
General
2	Genel	beside zf.	üstelik
3	Genel	beside zf.	diğer taraftan
4	Genel	beside ed.	kıyasla
5	Genel	beside ed.	oranla
6	Genel	beside ed.	başka
7	Genel	beside ed.	nazaran
8	Genel	beside ed.	dışında
9	Genel	beside ed.	yanında
10	Genel	beside ed.	yanına
11	Genel	beside ed.	bitişiğinde
12	Genel	beside ed.	-e nazaran
13	Genel	beside ed.	nispeten
14	Genel	beside ed.	istisnasıyla
15	Genel	beside ed.	haricinde
16	Genel	beside ed.	aynı derecede
17	Genel	beside ed.	eşit kıymette
Technical
18	Teknik	beside ed.	yanına
19	Teknik	beside ed.	yanında
Archaic
20	Eski Kullanım	beside zf.	ilaveten

"beside" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	beside	at feed zf.

"beside" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 117 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	be beside oneself with joy f.	külahını havaya atmak
2	Genel	be beside oneself with f.	kendini kaybetmek
3	Genel	be beside oneself f.	kendini kaybetmek
4	Genel	pale beside f.	sönük kalmak
5	Genel	be beside oneself f.	kendinden geçmek
6	Genel	be beside oneself f.	aklı başından gitmek
7	Genel	be beside the question f.	-in konuşulan şeyle hiç ilgisi olmamak
8	Genel	beside the mark s.	alakasız
9	Genel	beside oneself s.	kendinden geçmiş
10	Genel	beside oneself s.	çılgın
11	Genel	beside the point s.	yersiz
12	Genel	beside the mark s.	münasebeti olmayan
13	Genel	beside the mark s.	konu dışı
14	Genel	beside the point s.	yanında
15	Genel	beside the point s.	konu dışı
16	Genel	beside the point s.	konunun dışında
17	Genel	lying beside s.	yanında yatan
18	Genel	fast beside zf.	yan yana
19	Genel	fast beside zf.	yanı başında
20	Genel	beside the point zf.	nazaran
21	Genel	beside the road zf.	yol boyunca
22	Genel	beside me zf.	yanımda
23	Genel	just beside ed.	yanı başında
Phrasals
24	Öbek Fiiller	put something beside something f.	yanına/yakınına koymak
25	Öbek Fiiller	set something beside something f.	yanına/yakınına koymak
26	Öbek Fiiller	place something beside something f.	yanına/yakınına koymak
27	Öbek Fiiller	pale beside (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) yanında sönük kalmak
28	Öbek Fiiller	pale beside (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) yanında önemsiz kalmak/görünmek
29	Öbek Fiiller	set beside f.	yanına/yakınına koymak
Phrases
30	İfadeler	beside this expr.	bunun yanında
31	İfadeler	right beside one expr.	dizinin dibinde
Colloquial
32	Konuşma Dili	beside the mark expr.	konu dışı
33	Konuşma Dili	beside the point expr.	konuyla alakasız
34	Konuşma Dili	beside the mark expr.	konuyla ilgisiz
35	Konuşma Dili	beside the mark expr.	konuyla alakasız
36	Konuşma Dili	beside the point expr.	konu dışında
37	Konuşma Dili	beside the point expr.	konu dışı
38	Konuşma Dili	beside the point expr.	söz konusu edilemez
39	Konuşma Dili	beside the point expr.	söz konusu değil
40	Konuşma Dili	beside the mark expr.	söz konusu değil
41	Konuşma Dili	beside the mark expr.	söz konusu edilemez
Idioms
42	Deyim	a black mark beside (one's) name i.	mimlenme
43	Deyim	a black mark beside (one's) name i.	kara leke
44	Deyim	black mark beside someone's name i.	adındaki kara leke
45	Deyim	black mark beside name i.	mimlenme
46	Deyim	black mark beside name i.	kara leke
47	Deyim	black mark beside name i.	adındaki kara leke
48	Deyim	black mark beside one's name i.	mimlenme
49	Deyim	black mark beside one's name i.	kötü şöhret
50	Deyim	black mark beside one's name i.	kara leke
51	Deyim	black mark beside one's name i.	birinin adındaki kara leke
52	Deyim	black mark beside one's name i.	birinin adına düşen gölge
53	Deyim	black mark beside one's name i.	birinin adının kötüye çıkması
54	Deyim	be beside one's self f.	kendini kaybetmek
55	Deyim	be beside one's self f.	aklı başında olmamak
56	Deyim	pale beside someone f.	birinin yanında sönük kalmak
57	Deyim	be beside the point f.	konuyla alakasız olmak
58	Deyim	be beside the point f.	konu ile ilgisi olmamak
59	Deyim	be beside the point f.	konu dışı olmak
60	Deyim	be beside the point f.	konuyla ilgisi olmayan bir şey olmak
61	Deyim	be beside the point f.	söz konusu olmamak
62	Deyim	be beside the point f.	-in konuşulan şeyle hiç ilgisi olmamak
63	Deyim	be right beside f.	yanıbaşında olmak
64	Deyim	fall into step (beside/with somebody) f.	(birine/yanındakine) ayak uydurmak
65	Deyim	fall into step (beside/with somebody) f.	(biriyle/yanındakiyle) aynı ritmi yakalamak
66	Deyim	fall into step (beside/with somebody) f.	(birinin/yanındakinin) ritmine uymak
67	Deyim	pale beside something f.	bir şeyin yanında sönük/önemsiz kalmak
68	Deyim	pale beside something f.	bir şeyin yanında sönük/önemsiz görünmek
69	Deyim	be beside oneself f.	kendini kaybetmek
70	Deyim	be beside oneself f.	kendinden geçmek
71	Deyim	be beside oneself f.	aklı başından gitmek
72	Deyim	be beside oneself f.	çıldırmak
73	Deyim	be beside oneself f.	çılgına dönmek
74	Deyim	be beside oneself f.	külahını havaya atmak
75	Deyim	beside the cushion s.	önemsiz
76	Deyim	beside the cushion s.	tali
77	Deyim	beside the cushion s.	konu/mevzu/bahis dışı
78	Deyim	beside oneself (with something) s.	(bir şeyle) kendinden geçmiş
79	Deyim	beside oneself (with something) s.	(bir şeyle/şeyden) kendini kaybetmiş
80	Deyim	beside oneself (with something) s.	(bir şeyle/şeyden) aklı başından gitmiş
81	Deyim	beside oneself (with something) s.	(bir şeyle) çılgına dönmüş
82	Deyim	beside (oneself) s.	(kendini) kaybetmiş
83	Deyim	beside (oneself) s.	(kendinden) geçmiş
84	Deyim	beside (oneself) s.	aklı başından gitmiş
85	Deyim	beside (oneself) s.	çıldırmış
86	Deyim	beside (oneself) s.	çılgına dönmüş
87	Deyim	beside yourself s.	kendini kaybetmiş
88	Deyim	beside yourself s.	kendinden geçmiş
89	Deyim	beside yourself s.	aklı başından gitmiş
90	Deyim	beside yourself s.	çıldırmış
91	Deyim	beside yourself s.	çılgına dönmüş
92	Deyim	beside oneself expr.	çılgın
93	Deyim	beside the question expr.	ilgisiz/alakasız (konu)
94	Deyim	beside the point expr.	ilgisiz/alakasız (konu)
95	Deyim	beside the point expr.	önemli değil
96	Deyim	beside oneself expr.	kendini kaybetmiş
97	Deyim	beside the point expr.	konu dışı
98	Deyim	beside oneself expr.	kendinden geçmiş
99	Deyim	beside the cushion expr.	önemsiz
100	Deyim	beside the cushion expr.	konu dışı
101	Deyim	beside the cushion expr.	konuyla alakasız
Speaking
102	Konuşma	I'll be right here right beside you expr.	burada senin yanında olacağım
103	Konuşma	beside the question expr.	konu dışı
104	Konuşma	that's beside the point expr.	o ayrı mesele
105	Konuşma	beside the question expr.	mevzu dışında
Law
106	Hukuk	sit beside someone f.	birinin yanına oturmak
107	Hukuk	beside the mark expr.	konudan hariç
108	Hukuk	beside the mark expr.	münasebeti olmayan
109	Hukuk	beside the point expr.	konudan hariç
110	Hukuk	beside the question expr.	konu dışı
111	Hukuk	beside the point expr.	mevzudan hariç
112	Hukuk	beside the point expr.	münasebeti olmayan
113	Hukuk	beside the mark expr.	mevzudan hariç
114	Hukuk	beside the point expr.	sadetten hariç
115	Hukuk	beside the mark expr.	sadetten hariç
Technical
116	Teknik	connectors beside i.	ayar takozu
Computer
117	Bilgisayar	beside messages expr.	iletilerin yanında