| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Yaygın Kullanım | ||||
| Yaygın Kullanım | bizarre s. | tuhaf | ||
|
She has a bizarre taste when it comes to fashion. Moda söz konusu olduğunda tuhaf bir zevki var. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | bizarre s. | garip | ||
| Yaygın Kullanım | bizarre s. | acayip | ||
| Genel | ||||
| Genel | bizarre s. | biçimsiz | ||
| Genel | bizarre s. | bambaşka | ||
| Botanik | ||||
| Botanik | bizarre i. | garip çizgileri olan çiçek | ||
| Botanik | bizarre i. | sarımsı çizgiler üzerine benekleri olan karanfil | ||
| Botanik | bizarre i. | kahverengimsi çizgili ve benekli lale | ||