Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
go (into)
"go (into)"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
go (into)
f.
dahil olmak
"go (into)"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 293 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
go into
f.
girmek
General
2
Genel
go into rapture
f.
hevesli olmak
3
Genel
go into action
f.
faaliyete geçmek
4
Genel
go into
f.
incelemek
5
Genel
go into rapture
f.
heyecan duymak
6
Genel
go into shock
f.
şoka girmek
7
Genel
go into politics
f.
politikaya atılmak
8
Genel
go into one's shell
f.
susup insanlarla konuşmamak
9
Genel
go into
f.
tutulmak
10
Genel
go into one's shell
f.
kabuğuna çekilmek
11
Genel
go into details
f.
ayrıntılara girmek
12
Genel
go into action
f.
harekete geçmek
13
Genel
go into the discard
f.
unutulmak
14
Genel
go into more depth
f.
bir şeyde derinleşmek
15
Genel
go into orbit
f.
yörüngesine oturmak
16
Genel
go into a skid
f.
araba kaymaya başlamak
17
Genel
go into liquidation
f.
kapanmak
18
Genel
go into
f.
girmek (açıklamaya)
19
Genel
go into
f.
kurcalamak
20
Genel
go into dry dock
f.
havuza girmek
21
Genel
go into
f.
araştırmak
22
Genel
go into action
f.
eyleme geçmek
23
Genel
go into
f.
girmek (bir mesleğe)
24
Genel
go into splinters
f.
dağılmak
25
Genel
go into
f.
atılmak
26
Genel
go into a rage
f.
ifrit olmak
27
Genel
go into
f.
varmak
28
Genel
go into the army
f.
askere gitmek
29
Genel
go into detail
f.
ayrıntılara girmek
30
Genel
go into a decline
f.
kuvvetten düşmek
31
Genel
go into detail
f.
detaya girmek
32
Genel
go into action
f.
faaliyete başlamak
33
Genel
go into splinters
f.
parçalanmak
34
Genel
go into retirement
f.
işten çekilmeyi araştırmak
35
Genel
go into
f.
girmek (tartışmaya)
36
Genel
go into division
f.
ikiye ayrılmak
37
Genel
go into
f.
girmek (araştırmaya)
38
Genel
go into a frenzy of rage
f.
afyonu başına vurmak
39
Genel
go into business
f.
bir işe başlamak
40
Genel
go into operation
f.
yürürlüğe girmek
41
Genel
go into effect
f.
yürürlüğe girmek
42
Genel
go into a partnership
f.
ortaklığa girmek
43
Genel
go into
f.
(bir iş) için (belirli bir süre) harcanmak
44
Genel
go into a grave crisis
f.
ağır krize girmek
45
Genel
go into a trance
f.
transa geçmek
46
Genel
go down into a hollow
f.
çukura inmek
47
Genel
go down into a pit
f.
çukura inmek
48
Genel
go down into a hole
f.
çukura inmek
49
Genel
go into depression
f.
depresyona girmek
50
Genel
go into depression
f.
depresyona sürüklemek
51
Genel
go into a change
f.
değişime girmek
52
Genel
go deep into the
f.
derine inmek
53
Genel
go into dialysis
f.
diyalize girmek
54
Genel
go into (something) wholeheartedly
f.
dört elle sarılmak
55
Genel
go into harbour
f.
limana girmek
56
Genel
go into profession
f.
meslek hayatına başlamak
57
Genel
go into a career
f.
meslek hayatına atılmak
58
Genel
go into the tunnel
f.
tünele girmek
59
Genel
go into decline
f.
inişe geçmek
60
Genel
go into production
f.
üretime geçmek
61
Genel
(ball) go into the net
f.
top ağlara gitmek
62
Genel
(for a firm) to go into liquidation
f.
tasfiyeye gitmek
63
Genel
go into partnership
f.
ortaklığa girmek
64
Genel
go into partnership
f.
ortaklığa katılmak
65
Genel
go into politics
f.
siyasete girmek
66
Genel
go into hibernation
f.
kış uykusuna yatmak
67
Genel
go into depression
f.
bunalıma girmek
68
Genel
go into panic
f.
paniğe kapılmak
69
Genel
go into detail
f.
ayrıntıya inmek
70
Genel
go into liquidation
f.
tasfiye edilmek
71
Genel
go into mass production
f.
seri üretime geçmek
72
Genel
go into hysterics
f.
sinir krizi geçirmek
73
Genel
go into
f.
girmek (konuşmaya)
74
Genel
go into
f.
-e sığmak
75
Genel
go into
f.
bir iş için belirli bir süre harcanmak
76
Genel
go into
f.
bir mesleğe girmek
77
Genel
go into competition
f.
rekabete girmek
78
Genel
go into use
f.
kullanıma girmek
79
Genel
go into hysterics
f.
isteri krizine girmek
80
Genel
go into a coma
f.
bilincini kaybetmek
81
Genel
go into service
f.
hizmete girmek
82
Genel
go into the crowd
f.
kalabalığa karışmak
83
Genel
go into the crowd
f.
kalabalığın içine karışmak
84
Genel
go into more detail
f.
daha fazla detaya girmek
85
Genel
go into more detail
f.
daha fazla teferruata girmek
86
Genel
go into the effort of
f.
çabası içine girmek
87
Genel
go into spasm
f.
spazma uğramak
88
Genel
go into orbit
f.
yörüngeye girmek
89
Genel
go into orbit
f.
yörüngesine girmek
90
Genel
go into sepsis
f.
(yarası) mikrop kapmak
91
Genel
go into the procedure
f.
ameliyata girmek
92
Genel
go into combat
f.
çatışmaya girmek
93
Genel
go into debt
f.
borca girmek
94
Genel
go into the tent
f.
çadıra girmek
95
Genel
go into mourning
f.
yas tutmak
96
Genel
go into mourning
f.
karalar bağlamak
97
Genel
go into
f.
mülkiyetine geçmek
98
Genel
go into a coma
f.
komaya girmek
99
Genel
go into higher demand
f.
talep tavan yapmak
100
Genel
go into business
f.
ticarete atılmak
101
Genel
go deeper into debt
f.
daha da/daha fazla borçlanmak
102
Genel
go into witness protection
f.
tanık koruma programına girmek
103
Genel
go into the forest
f.
ormana girmek
104
Genel
go into the woods
f.
ormana girmek
105
Genel
go into plan b
f.
b planına geçmek
106
Genel
go into labor
f.
doğumun başlaması (gebelikte)
107
Genel
go into space
f.
uzaya gitmek
108
Genel
go into space
f.
uzaya uçmak
109
Genel
go into orbit
f.
yörüngeye girmek
110
Genel
go into orbit
f.
bir gök cismi etrafında dönmeye başlamak
111
Genel
go into hospital
f.
hastaneye gitmek
112
Genel
go into hospital
f.
hastaneye yatmak
Phrasals
113
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
(bir yere/şeye) girmek
114
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
(bir yerin/şeyin) içine girmek
115
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
(bir mesleğe/alana) girmek
116
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
(bir mesleğe/alana) giriş yapmak
117
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
(bir şeyi) derinlemesine anlatmak
118
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
119
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
(bir şeyi) uzunca tartışmak/ele almak
120
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
(bir şeyin) detayına girmek
121
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
bir duruma düşmek
122
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
bir durum içerisine düşmek
123
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
bir duruma girmek
124
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
bir sayının faktörü olmak (bölme işleminde)
125
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
içine sığmak
126
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
sığmak
127
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
yanlışlıkla çarpmak
128
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
yanlışlıkla dokunmak
129
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
yanlışlıkla içine girmek
130
Öbek Fiiller
go into
f.
etraflıca araştırmak/tartışmak
131
Öbek Fiiller
go into
f.
derinlemesine araştırmak/tartışmak
132
Öbek Fiiller
go into
f.
detaylıca araştırmak/tartışmak
133
Öbek Fiiller
go into
f.
yatırım yapılmak
134
Öbek Fiiller
go into
f.
yatırılmak
135
Öbek Fiiller
go into
f.
sarf edilmek
136
Öbek Fiiller
go into
f.
harcanmak
137
Öbek Fiiller
go into
f.
girebilmek
138
Öbek Fiiller
go into
f.
girmeyi başarmak
139
Öbek Fiiller
go into
f.
ele almak
140
Öbek Fiiller
go into
f.
araştırmak
141
Öbek Fiiller
go into
f.
söz etmek
142
Öbek Fiiller
go into
f.
değinmek
143
Öbek Fiiller
go into
f.
bir işi/çalışmayı üstlenmek
144
Öbek Fiiller
go into
f.
bir işin/çalışmanın altına girmek
145
Öbek Fiiller
go into
f.
bir sürece girmek
146
Öbek Fiiller
go into
f.
kullanıma girmek
147
Öbek Fiiller
go into
f.
işleme girmek
148
Öbek Fiiller
go into
f.
giyinmek
149
Öbek Fiiller
go into
f.
(giysilere) bürünmek
150
Öbek Fiiller
go into [obsolete]
f.
aynı fikirde olmak
151
Öbek Fiiller
go into [obsolete]
f.
'-e uymak
152
Öbek Fiiller
go into
f.
vurmak
153
Öbek Fiiller
go into
f.
(özellikle geçici olarak) bir yerde yaşamaya gitmek
154
Öbek Fiiller
go into
f.
(özellikle geçici olarak) bir yere kabul edilmek
155
Öbek Fiiller
go into
f.
(belirli bir duruma) girmek
156
Öbek Fiiller
go into (something)
f.
(bir yeri) ziyaret etmek/gezmek
Colloquial
157
Konuşma Dili
go into a huddle
f.
baş başa verip konuşmak
158
Konuşma Dili
go into one's routine
f.
bilinen şeyleri yinelemek
159
Konuşma Dili
go into a decline
f.
düşüşe geçmek
160
Konuşma Dili
go into action
f.
harekete geçmek
161
Konuşma Dili
go into hiding
f.
gizli bir yere girip beklemek
162
Konuşma Dili
go into a spin
f.
eski yaşam dengesini yitirmek
163
Konuşma Dili
go into a decline
f.
gerilemek
164
Konuşma Dili
go into a huddle
f.
kafa kafaya verip konuşmak
165
Konuşma Dili
go into a decline
f.
sağlığı bozulmak
166
Konuşma Dili
go into hiding
f.
saklanmak
167
Konuşma Dili
go into shock
f.
şoka girmek
168
Konuşma Dili
go into a decline
f.
zayıf düşmek
169
Konuşma Dili
go into a spin
f.
(uçak vb) kontrolden çıkmak
170
Konuşma Dili
go into abeyance
f.
(yasa vb) yürürlüğe girmeden önce bir süre için askıya alınmak
Idioms
171
Deyim
go into orbit
f.
aklı durmak
172
Deyim
go into the service
f.
askere gitmek
173
Deyim
go into the service
f.
askere yazılmak
174
Deyim
go into the lion's den
f.
aslanın inine girmek
175
Deyim
go into particulars
f.
ayrıntıya girmek
176
Deyim
go into a tailspin
f.
bunalıma girmek
177
Deyim
go into a huddle
f.
baş başa gelip konuşmak
178
Deyim
go into a nosedive
f.
burun üstü çakılmak
179
Deyim
go into a nose dive
f.
baş aşağı gitmek
180
Deyim
go into the red
f.
borca girmek
181
Deyim
go into hock
f.
borca girmek
182
Deyim
go into a frenzy of rage
f.
baharı başına vurmak
183
Deyim
go off into the blue
f.
buhar olmak
184
Deyim
go into raptures
f.
ballandıra ballandıra anlatmak
185
Deyim
go into heat
f.
çiftleşme dönemi gelmek
186
Deyim
go into the ins and outs
f.
derinine inmek
187
Deyim
go into particulars
f.
detaya inmek
188
Deyim
go into the ins and outs
f.
her yönüyle/bütün detaylarıyla ele almak
189
Deyim
go into rhapsodies
f.
göklere çıkarmak
190
Deyim
go into a song and dance about something
f.
hep aynı özrü beyan etmek/bildirmek
191
Deyim
go into the same old song and dance about something
f.
hep aynı özrü beyan etmek/bildirmek
192
Deyim
go into orbit
f.
fiyatı hızlıca yükselmek
193
Deyim
go into a nosedive
f.
hızla kötüye gitmek
194
Deyim
go into the same old song and dance about something
f.
ısrarla özür dilemek
195
Deyim
go into a song and dance about something
f.
ısrarla özür dilemek
196
Deyim
go off into the blue
f.
ortadan kaybolmak
197
Deyim
go into raptures
f.
mutluluktan havalara uçmak
198
Deyim
go into orbit
f.
kendini kaybetmek
199
Deyim
go into orbit
f.
öfkeden çılgına dönmek
200
Deyim
go into a rage
f.
öfkelenmek
201
Deyim
go into overdrive
f.
kolları sıvamak
202
Deyim
go into one's act
f.
normal haline dönmek
203
Deyim
crawl/go/retreat/retire into your shell
f.
kabuğuna çekilmek
204
Deyim
go into one's shell
f.
kabuğuna çekilmek
205
Deyim
go off into the blue
f.
kayıplara karışmak
206
Deyim
go into raptures
f.
sevinçten etekleri zil çalmak
207
Deyim
go into the red
f.
para kaybetmek
208
Deyim
go off into the blue
f.
toz olmak
209
Deyim
go into freefall
f.
(fiyatlar) düşüşe geçmek
210
Deyim
go into a huddle
f.
(spor takımı) bir çember oluşturmak
211
Deyim
go into freefall
f.
(kariyeri/sağlığı) hızla kötüye gitmek
212
Deyim
go into overdrive
f.
yoğun bir (çalışma/kampanya vs.) döneme girmek
213
Deyim
go into a tailspin
f.
(hızla) kötüye gitmek
214
Deyim
go off into the blue
f.
yok olmak
215
Deyim
go out of the frying-pan into the fire
f.
yağmurdan kaçıp doluya tutulmak
216
Deyim
go into heat
f.
(kedi/köpek) kızışmak
217
Deyim
go into overdrive
f.
(yoğun bir çalışma) temposuna girmek
218
Deyim
go into the wild blue yonder
f.
uzak/bilinmeyen diyarlara gitmek
219
Deyim
go into a nosedive
f.
yere çakılmak
220
Deyim
go into the wide blue yonder
f.
uzak/bilinmeyen diyarlara gitmek
221
Deyim
go out of the frying pan and into the fire
f.
yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
222
Deyim
go into a nosedive
f.
(işleri vb) tepetaklak olmak
223
Deyim
go out of the frying pan into the fire
f.
yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
224
Deyim
go into the red
f.
zarar etmek
225
Deyim
go into heat
f.
(kedi/köpek) azmak
226
Deyim
go into a tailspin
f.
yere çakılmak
227
Deyim
go into orbit
f.
aşırı sinirlenmek
228
Deyim
go into orbit
f.
çileden çıkmak
229
Deyim
go into orbit
f.
çok gerilmek
230
Deyim
go into orbit
f.
sinirleri zıplamak
231
Deyim
go into orbit
f.
sinirleri ayağa kalkmak
232
Deyim
go into orbit
f.
havasını bulmak
233
Deyim
go into orbit
f.
çok mutlu olmak
234
Deyim
go into orbit
f.
çok keyiflenmek/neşelenmek
235
Deyim
go into orbit
f.
çok keyif almak
236
Deyim
go into orbit
f.
keyfi yerine gelmek
237
Deyim
go into reverse
f.
geri hareket etmek
238
Deyim
go into reverse
f.
ters yöne hareket etmek
239
Deyim
go into reverse
f.
geri gitmek
240
Deyim
go into reverse
f.
ters yöne gitmek
241
Deyim
go into reverse
f.
gerilemek
242
Deyim
go into reverse
f.
tersine dönmek
243
Deyim
go into reverse
f.
tersine dönmek
244
Deyim
go into reverse
f.
tepetaklak olmak
245
Deyim
go into free fall
f.
hızla düşmek
246
Deyim
go into free fall
f.
hızla düşüşe geçmek
247
Deyim
go into raptures
f.
ballandıra ballandıra anlatmak
248
Deyim
go into raptures
f.
mutluluktan havalara uçmak
249
Deyim
go into raptures
f.
sevinçten etekleri zil çalmak
250
Deyim
go into raptures (about/over somebody/something)
f.
(biri/bir şey hakkında) hevesli olmak
251
Deyim
go into raptures (about/over somebody/something)
f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) coşmak
252
Deyim
go into raptures (about/over somebody/something)
f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kendinden geçmek
253
Deyim
go into a huddle (with somebody)
f.
(biriyle) kafa kafaya verip konuşmak
254
Deyim
go into a huddle (with somebody)
f.
(biriyle) kendi aralarında konuşmak
255
Deyim
get/go into a huddle
f.
kafa kafaya verip konuşmak
256
Deyim
get/go into a huddle
f.
baş başa verip konuşmak
257
Deyim
get/go into a huddle (with somebody)
f.
(biriyle) kafa kafaya verip konuşmak
258
Deyim
get/go into a huddle (with somebody)
f.
(biriyle) baş başa verip konuşmak
259
Deyim
go into a song and dance
f.
hep aynı özrü beyan etmek/bildirmek
260
Deyim
go into a song and dance
f.
ısrarla özür dilemek
261
Deyim
go into a song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak
262
Deyim
go into a song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) dönüp dönüp aynı tepkiyi vermek
263
Deyim
go into a song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) sürekli aynı tepkiyi vermek
264
Deyim
go into a song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) bozuk plak gibi başa sarmak
265
Deyim
go into a song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) sürekli başa sarmak
266
Deyim
go into act
f.
normal haline dönmek
267
Deyim
go into the same old song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak
268
Deyim
go into the same old song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) dönüp dönüp aynı tepkiyi vermek
269
Deyim
go into the same old song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) sürekli aynı tepkiyi vermek
270
Deyim
go into the same old song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) bozuk plak gibi başa sarmak
271
Deyim
go into the same old song and dance (about something)
f.
(bir şey hakkında) sürekli başa sarmak
272
Deyim
go into overdrive
f.
yoğun bir (çalışma/kampanya) döneme girmek
273
Deyim
go into overdrive
f.
(yoğun bir çalışma) temposuna girmek
274
Deyim
go into reverse
f.
tersine dönmek
275
Deyim
go into reverse
f.
tepetaklak olmak
276
Deyim
go into reverse
f.
gerilemek
Trade/Economic
277
Ticaret/Ekonomi
go into debt
f.
borca batmak
278
Ticaret/Ekonomi
go into debt
f.
borca girmek
279
Ticaret/Ekonomi
go into operation
f.
faaliyete geçmek
280
Ticaret/Ekonomi
go into a partnership
f.
ortak olmak
281
Ticaret/Ekonomi
go into a partnership
f.
ortaklığa girmek
282
Ticaret/Ekonomi
go into a partnership
f.
ortaklık kurmak
283
Ticaret/Ekonomi
go into general circulation
f.
tedavüle girmek
284
Ticaret/Ekonomi
go into default
f.
temerrüde düşmek
285
Ticaret/Ekonomi
go into liquidation
f.
tasfiyeye gitmek
Law
286
Hukuk
go into effect
f.
meriyete girmek
287
Hukuk
go into operation
f.
yürürlüğe girmek
Politics
288
Siyasal
go into politics
f.
siyasete girmek
289
Siyasal
go into politics
f.
siyasete atılmak
Aeronautic
290
Havacılık
go into a nosedive
f.
baş aşağı düşmek
Math
291
Matematik
go into
f.
bir sayı başka bir sayıyı bölmek
Football
292
Futbol
go into extra-time
f.
uzatmaya gitmek
293
Futbol
go into extra-time
f.
uzatmaya kalmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of go (into)
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy