kasıtlı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kasıtlı



"kasıtlı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 38 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kasıtlı intentional s.
kasıtlı deliberate s.
General
kasıtlı felonious s.
kasıtlı prepense s.
kasıtlı purposeful s.
kasıtlı witting s.
kasıtlı meaning s.
kasıtlı studied s.
kasıtlı willful s.
kasıtlı aforethought s.
kasıtlı intended s.
kasıtlı wilful s.
kasıtlı designed s.
kasıtlı voluntary s.
kasıtlı malicious s.
kasıtlı intentional s.
kasıtlı conscious s.
kasıtlı studious s.
kasıtlı calculated s.
kasıtlı voulu s.
kasıtlı willed s.
kasıtlı willing [obsolete] s.
kasıtlı measured s.
kasıtlı on s.
kasıtlı ponderate s.
kasıtlı cool s.
kasıtlı first-degree s.
kasıtlı purposely zf.
kasıtlı designedly zf.
Trade/Economic
kasıtlı malicious s.
Law
kasıtlı with malice prepense s.
kasıtlı intentional s.
kasıtlı malicious s.
kasıtlı with malice aforethought s.
kasıtlı deliberate s.
kasıtlı willful s.
Technical
kasıtlı intentional s.
Sport
kasıtlı intentional s.

"kasıtlı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 122 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kasıtlı olarak on purpose zf.
General
kasıtlı olma deliberativeness i.
kasıtlı derin nefes alma sonucu karbondioksitin ciğerlerden dışarı kaçması süreci hyperventilation i.
kasıtlı yapılan zarar barratry i.
kasıtlı cinayet wilful murder i.
kasıtlı adam öldürme premeditated murder i.
kasıtlı bir terör saldırısı a deliberate act of terrorism i.
kasıtlı hareket intentional action i.
kasıtlı yazım hatası deliberate typo i.
kasıtlı yangın çıkarma arson i.
adı bilinmeyen, unutulan veya kasıtlı olarak göz ardı edilenler whatnot i.
genellikle kasıtlı olarak saklanıp beklenmedik durumlar için elde tutulan unsur wildcard i.
kendi çıkarları için başkalarını kasıtlı olarak aldatan kimse humbuggery i.
sözcüklerin veya eylemlerin genellikle kasıtlı olarak yanlış diziliminden kaynaklanan bir tür yanlış yorumlama misconstrual i.
bir şeyden kasıtlı olarak kaçınma miss i.
kasıtlı olarak kaçınma obliquity i.
kasıtlı seçim desire i.
kasıtlı engelleme politikası do-nothingism i.
kasıtlı yayılan haber plant i.
izleyiciyi daha sonraki bir olaya hazırlamak için oyuna kasıtlı eklenen sahne plant i.
(tasarruf olarak) bir dizi kasıtlı elektrik kesintisi rolling blackout i.
kasıtlı olarak doğrudan sapma prevarication i.
kasıtlı yangın çıkarmak commit arson f.
sürekli azarlamalar veya tehditlerle kasıtlı olarak kızdırmak bait f.
kasıtlı bir eylemi durdurmak hold f.
kasıtlı olmayan casual s.
kasıtlı olmayan unintentional s.
kasıtlı olarak işbirliği yapmayan bloody-minded s.
kasıtlı olmayan nondeliberate s.
kasıtlı yapılmamış undevised s.
kasıtlı olmayan unwilful s.
kasıtlı olarak uydurulmuş mythic s.
kasıtlı yapılmayan primitive s.
kasıtlı olarak belirsizleştirilmiş prevaricate s.
kasıtlı olarak intentionally zf.
kasıtlı olarak deliberately zf.
kasıtlı olarak purposely zf.
kasıtlı olarak meaningly zf.
kasıtlı olarak advertently zf.
kasıtlı olarak calculatedly zf.
kasıtlı olarak calculatingly zf.
kasıtlı bir şekilde willingfully zf.
kasıtlı olarak purposively zf.
kasıtlı olarak apurpose zf.
kasıtlı olarak designedly zf.
kasıtlı olarak purposedly zf.
kasıtlı olarak in purpose zf.
Phrases
kasıtlı olarak of malice prepense expr.
kasıtlı olarak with malice prepense expr.
Colloquial
(kasıtlı ve sinsice) zarar verme undermining i.
Idioms
kasıtlı cehalet willful ignorance i.
kasıtlı vakit kaybı merry dance i.
kasıtlı olarak kaba davranmak have it in for f.
Trade/Economic
kasıtlı suistimal wilful misconduct i.
kasıtlı zarar barratry i.
kasıtlı kandırma wilful deceit i.
kasıtlı haksız muamele intentional tort i.
Law
kasıtlı veya kötü niyetli olarak bir görev veya sözleşme yükümlülüğünü yerine getirmeme abscondence i.
kasıtlı suç intentional crime i.
kasıtlı ağır yaralama grievous bodily harm with intent i.
kasıtlı saldırı wanton aggression i.
kasıtlı adam öldürme willful homicide i.
kasıtlı adam öldürme murder in the first degree i.
kasıtlı yapılmayan yanlış beyan innocent misrepresentation i.
kasıtlı adam öldürme willful murder i.
kasıtlı fiil deliberate action i.
kasıtlı suistimal reckless misconduct i.
kasıtlı cinayet premeditated murder i.
kasıtlı suistimal willful misconduct i.
kasıtlı suistimal wanton misconduct i.
kasıtlı uzlaşmazlık wilful intransigence i.
bir arsadaki taşınmazda yapılan, kasıtlı veya kasıtsız olarak taşınmaza zarar veren yapısal değişiklik voluntary waste i.
en ağır suçtan yargılanma için gerekli olan kasıtlı eylemi ortadan kaldıran akıl hastalığı, sarhoş olma sebebiyle kısıtlı ehliyet diminished capacity i.
kasıtlı olarak intentionally zf.
kasıtlı olarak prepensely zf.
işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal riski altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
işbu anlaşmanın ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
Politics
etnik bir grubun kültürünün kasıtlı ve sistematik bir biçimde tahrip edilmesi ethnocide i.
kasıtlı olarak belirsiz veya kafa karıştırıcı bir dil kullanma parlor game i.
kasıtlı olarak belirsiz veya kafa karıştırıcı bir dil kullanma parlour game i.
Insurance
kasıtlı zarar barratry i.
Technical
kasıtlı değiştirme intentional modification i.
kasıtlı yıkım intentional destruction i.
kasıtlı modifikasyon intentional modification i.
kasıtlı tahribat intentional destruction i.
Computer
genellikle internetten kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı hikaye veya yanlış bilgi turklebaum i.
kasıtlı modifikasyon intentional modification i.
kasıtlı tahribat intentional destruction i.
kasıtlı değiştirme intentional modification i.
kasıtlı yıkım intentional destruction i.
kasıtlı olarak kalitesiz ve ironik hazırlanan mizahi internet içeriği shitpost i.
(bilgisayar sistemini) kasıtlı olarak çökertmek bomb f.
Telecom
sistemin kasıtlı bozulması tweeking i.
Television
kasıtlı olarak şiddet içeren, rahatsız edici ve korkunç programlar gösteren televizyon programları car-crash tv i.
(iletim için kasıtlı olarak bozulmuş sinyali) anlaşılır kılmak decrypt f.
Aeronautic
(savaş esnasında) kasıtlı olarak bir uçağın diğerine çarpması aerial ramming i.
(savaş esnasında) kasıtlı olarak bir uçağın diğerine çarpması air ramming i.
Medical
kasıtlı aşırı doz alımı intentional overdose i.
Psychology
kasıtlı unutma intentional forgetting i.
kasıtlı özalgı tendentious apperception i.
Astronomy
uzaylı üstün varlıkların kasıtlı olarak dünya'ya saldırmayıp doğal yaşamın gelişmesini uzaktan izlediklerini savunan varsayımsal açıklama zoo hypothesis i.
Social Sciences
(scientology) öğretiye karşı olduğu düşünülen aile, arkadaş gibi kişilerle bağların kasıtlı olarak koparılması disconnect i.
Literature
alfabedeki bir veya birden fazla harfin kasıtlı olarak kullanılmadığı metin lipogram i.
Linguistics
kasıtlı yanılgı intentional fallacy i.
kasıtlı yanlışlık intentional fallacy i.
Military
düşmanın savaş hedeflerine saldırısını engellemek için sivilleri kasıtlı olarak bu hedeflerin içine veya etrafına yerleştirme human shield i.
güvenlik gibi sebeplerden füze veya benzer araçların kasıtlı olarak imha edilmesi missile destruct i.
Sport
top süren rakip takım oyuncusunu kasıtlı olarak iten oyuncu charging i.
kasıtlı faul intentional foul i.
kasıtlı faul major foul i.
topu kasıtlı olarak yere doğru atmak ground f.
spor karşılaşmasında rakibe kasıtlı olarak gereksiz şiddet uygulamak rough f.
Football
kasıtlı faul deliberate foul i.
kasıtlı faul intentional foul i.
Baseball
kasıtlı yürüme ibb (intentional base on balls) kısalt.
Art
kasıtlı belirsizlik veya çarpıklıkla karakterize bir tarz obscurantism i.
kasıtlı belirsizlik veya çarpıklıkla karakterize eser obscurantism i.
Latin
kasıtlı yangın çıkaran blasarius i.
kasıtlı suç mens rea i.
Slang
kasıtlı yangın çıkarmak torch f.
Modern Slang
kasıtlı cahillik amathia i.