miss - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

miss

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"miss" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 85 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
miss i. ıska
miss i. evli olmayan kadın
miss f. ıska geçmek
miss f. özlemek
miss f. kaçırmak
General
miss i. isabet ettirememe
miss i. hedefi vuramama
miss i. hanım
miss i. kız
miss i. başarısızlık
miss i. matmazel
miss i. hanımefendi
miss i. ıskalama
miss i. vuramama
miss i. evli olmayan kadın
miss i. kadın (evlenmemiş)
miss i. (evlenmemiş) kadın
miss i. düşük
miss i. (ehli hayvan) gebe kalamama
miss i. bir şeyden kasıtlı olarak kaçınma
miss i. geçip gitme
miss i. baskı makinesinin içinde kağıt yokken bıraktığı iz
miss i. mahrum kalma
miss i. dalga amaçlı uydurulan soy isimlerin önünde kullanılan bir unvan
miss i. unutma
miss i. atlama
miss i. karavana
miss i. genç bayan
miss i. öğretmenim
miss i. küçük hanım
miss f. özlem duymak
miss f. gözden kaçırmak
miss f. isabet ettirememek
miss f. vurmamak
miss f. hasret kalmak
miss f. isabet etmemek
miss f. elinden kaçırmak
miss f. yanlışlıkla atlamak
miss f. eksik olmak
miss f. gözünden kaçırmak
miss f. vuramamak
miss f. tütmek
miss f. duymamak
miss f. hasretini çekmek
miss f. gözlemek
miss f. kaçırmak
miss f. özlemek
miss f. kavramamak
miss f. anlamamak
miss f. aramak
miss f. yetişememek
miss f. kaçırmak (fırsat/tren vb)
miss f. ıskalamak
miss f. kaçmak
miss f. paçayı kurtarmak
miss f. kurtulmak
miss f. savuşturmak
miss f. kaçınmak
miss f. (birinin) performansını yok saymak
miss f. (birinin) katılımını yok saymak
miss f. iyi çalışmamak (içten yanmalı motor)
miss f. zar atıp kaybetmek
miss f. başarısızlık olarak belirtmek
miss f. doğru cevaplayamamak
miss f. yokluğunu keşfetmek
miss f. yokluğunu ortaya çıkarmak
miss f. (top, atış) kaçırmak
miss f. (eskiyi) özlemek
miss f. (motor) teklemek
Technical
miss i. motorun teklemesi
Textile
miss i. ortalama boy ve yapıya sahip kadınlar için kıyafet bedeni
Breeding
miss f. (ehli hayvan) gebe kalamamak
Military
miss f. vuramamak
Sport
miss f. isabet ettirememek
miss f. skoru kaçırmak
miss f. golü kaçırmak
Card
miss i. (eski bir iskambil oyununda) oyuncuya dağıtılan elin yerine geçebilen fazladan el
Wagering
miss i. önce kreps ve yedi dışında bir zar atıp sonrasında yedi atarak kaybetme
miss i. ilk atışta 2, 3 veya 12 gelmesi
miss f. önce kreps ve yedi dışında bir zar atıp sonrasında yedi atarak kaybetmek
Archaic
miss i. fahişe
miss i. kapatma
miss i. metres
miss f. yapamamak
miss f. becerememek

"miss" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 350 sonuç

İngilizce Türkçe
General
miss world i. dünya güzeli
miss error i. ıskalama hatası
miss error i. ikinci tür hata
miss universe i. kainat güzeli
miss turkey i. türkiye birinci güzeli
miss turkey i. türkiye güzeli
miss calendar girl i. takvim güzeli
miss-use i. yanlış kullanım
miss-use i. hatalı kullanım
junior miss i. genç kız
miss [dialect] i. istek
miss [dialect] i. kayıp
miss [dialect] i. yokluk
miss [dialect] i. sakınca
miss [dialect] i. zarar
miss [dialect] i. kayıp veya mahrumiyetten kaynaklı üzüntü
miss the opportunity f. fırsat kaçırmak
miss the mark f. ıskalamak
miss the point f. anlayamamak
miss fire f. ıskalamak
miss someone bad f. birini aşırı özlemek
not to miss f. kaçırmamak
miss the news f. haber atlamak
miss an opportunity f. fırsatı kaçırmak
miss an opportunity f. fırsatı değerlendirememek
miss the mark f. hedefi tutturamamak
miss a target f. ıska geçmek
miss opportunity f. fırsatı kaçırmak
miss the train f. treni kaçırmak
miss out f. mahrum kalmak (bir fırsattan vb)
miss an opportunity f. fırsat tepmek
give a miss f. boş vermek
miss out f. gözden kaçırmak
miss out f. atlamak
miss the opportunity f. fırsatı kaçırmak
miss the mark f. tahmini yanlış çıkmak
miss the opportunity f. fırsatı tepmek
miss one's footing f. ayağı kaymak
miss an opportunity f. fırsat kaçırmak
miss the boat f. vapuru kaçırmak
miss (somebody/something) a lot f. hasret kalmak
miss (somebody/something) greatly f. hasret kalmak
miss someone very much f. çok özlemek
miss the target f. hedefi ıskalamak
make someone miss f. özletmek
miss the bus f. otobüsü kaçırmak
miss the bus f. fırsat tepmek
miss a news scoop f. haber atlamak
miss out on f. hakkını kaybetmek
miss the boat f. fırsatı kaçırmak
miss out f. kaçırmak
miss out f. dahil etmemek
miss out f. kapsamamak
miss out on f. fırsat kaçırmak
miss out on f. elde edememek
miss fire f. ateş almamak
miss the plane f. uçağı kaçırmak
miss a plane f. uçak kaçırmak
miss a chance f. fırsat kaçırmak
miss a chance f. fırsat tepmek
miss the birth f. doğumu kaçırmak
miss the smell of one’s hair f. saçının kokusunu özlemek
miss the flight f. uçağı kaçırmak
miss it by a minute f. bir dakikayla kaçırmak
miss a turn f. dönüşü kaçırmak
miss one’s last opportunity f. elindeki son fırsatı kaçırmak
miss the exam f. sınavı kaçırmak
miss the goal f. golü kaçırmak
miss a meal f. öğün kaçırmak
near miss f. ramak kalmak
not miss much f. fazla birşey kaçırmamak
(never/hardly) miss a trick f. (genelde olumsuz) fırsatı kaçırmamak
miss one tiny detail f. küçük bir ayrıntıyı kaçırmak
miss the past f. geçmişi özlemek
miss the school f. okulu özlemek
miss by a day f. bir gün ile kaçırmak
miss the class f. dersi kaçırmak
miss the movie f. filmi kaçırmak
miss small details f. küçük ayrıntıları kaçırmak
miss small details f. küçük detayları kaçırmak
miss summer f. yazı özlemek
miss the deadline f. teslim tarihini kaçırmak
miss the news f. haberleri kaçırmak
miss [uk] [dialect] f. filizlenememek
miss [uk] [dialect] f. çimlenememek
miss [uk] [dialect] f. büyüyememek
miss [uk] [dialect] f. serpilememek
hit or miss s. gelişigüzel
hit or miss s. rasgele
hit-or-miss s. tesadüfi
hit-or-miss s. gelişigüzel
hit-and-miss s. gelişigüzel
hit-and-miss s. bazen başarılı bazen başarısız olan
hit-or-miss s. tutarsız
hit-or-miss s. öngörülemeyen
hit-or-miss s. kararsız
hit-or-miss s. değişen
hit-or-miss zf. neticesini düşünmeden
hit-or-miss zf. dikkatsizce
hit-and-miss zf. rastgele
hit-or-miss zf. rastgele
miss. (mission) kısalt. özel görev
miss. (missionary) kısalt. misyoner
miss. kısalt. mississippi
Phrasals
miss out on f. hakkını kaybetmek
miss out on f. (bir etkinliği vb) kaçırmak (katılamamak)
miss out on (something) f. (bir şey) hakkını/şansını kaybetmek
miss out on (something) f. (bir şey) fırsatını kaçırmak
miss out on (something) f. (bir şeyi) kaçırmak
Phrases
little miss expr. küçük hanım
unless I miss my guess expr. yanılmıyorsam
Proverb
you never miss the water till the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
you don‘t miss something until it's gone kaybedinceye kadar eldekinin değeri bilinmez
a miss is as good as a mile başarının kıl payıyla ya da büyük bir farkla kaçırılmasının önemi yoktur
a miss is as good as a mile kaybetme kaybetmedir
a miss is as good as a mile önemli olan hatice değil neticedir
a miss is as good as a mile kaybetmenin az farkla veya çok farkla olması fark etmez
what you've never had you never miss hiç sahip olmadığın bir şeye özlem duyamazsın
we never miss the water till the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
we never miss the water until the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
you never miss the water until the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
Colloquial
a near miss i. kılpayı
near miss i. kıl payı atlatma
hit-or-miss i. şansa bağlı durum
a near miss i. ucu ucuna
miss right i. bayan doğru
miss right i. evlenilecek kadın
miss right i. doğru kadın
miss right i. ilişki yaşamak için doğru kadın
miss right i. ilişki yaşamak/evlenmek için mükemmel kadın
miss right i. ilişki yaşamak/evlenmek için ideal kadın
miss right i. evlenmek/ilişki yaşamak için en uygun kadın
miss right i. ilişki/evlilik için ideal partner
miss too much f. burnunda tütmek
miss someone like crazy f. birini deli gibi özlemek
miss the bus f. otobüsü kaçırmak
miss the joke f. şakayı anlamamak
blink-and-you-miss-it zf. göz açıp kapayıncaya kadar
blink-and-you-miss-it zf. bir anlık
blink-and-you-miss-it zf. birdenbire
blink-and-you-miss-it zf. ansızın
blink-and-you-miss-it zf. apansızın
good golly, miss molly! expr. aman tanrım!
a near miss expr. kılı kılına
near miss expr. ramak kala
near miss expr. ucuz kurtulma
he/she doesn't miss a trick expr. fırsatı kaçırmaz
he/she doesn't miss a trick expr. fırsat buldu mu kaçırmaz
he/she doesn't miss a trick expr. her fırsatı değerlendirir
he/she doesn't miss a trick expr. gözünden bir şey kaçmaz
Idioms
not miss a trick f. tetikte olmak
not miss a trick f. gözünü kulağını dört açmak
give something a miss f. atlamak (yapmamak anlamında)
miss one's footing f. ayağı sürçmek
miss a golden opportunity f. büyük bir fırsat kaçırmak
miss a golden opportunity f. büyük bir fırsat tepmek
miss something by a mile f. dağlara taşlara atmak
miss one's footing f. dengesini kaybetmek
miss one's footing f. düşer gibi olmak
not miss a beat f. duraksamamak
not miss a thing f. hiçbir şeyi kaçırmamak
not miss much f. hiçbir şeyi kaçırmamak
miss one's calling f. hayatta gerçekten uğraşması/yapması gereken kariyeri/işi yapmamak. yanlış meslek seçmek
miss the boat f. fırsatı kaçırmak
give something a miss f. es geçmek
not miss a beat f. hiç durmamak
miss the boat f. fırsatı tepmek
miss the thread f. ipin ucunu kaçırmak
have a near miss f. kılpayı kurtulmak
have a near miss f. kıl payı atlatmak
miss one's footing f. sendelemek
not miss a beat f. sektirmemek
not miss a beat f. tereddüt etmemek
miss one's footing f. tökezlemek
have a near miss f. ucuz atlatmak
have a near miss f. ucuz kurtulmak
miss something by a mile f. (hedefin) yanına bile yaklaşamamak
miss the cushion f. ıskalamak
miss the cushion f. bir şeyleri yanlış yapmak
miss the cushion f. batırmak
miss the cushion f. yanılmak
miss the cushion f. hata etmek
miss the cushion f. hedefi tutturamamak
miss the cushion f. amacına ulaşamamak
miss the cut f. gerekli ölçütleri karşılayamamak
miss the cut f. istenen yeterlilikler tutturamamak
miss one's guess f. yanılmak
miss one's guess f. tahmininde yanılmak
miss one's guess f. yanlış tahmin etmek
miss the mark f. yanlış çıkmak
miss the mark f. ıskalamak
miss the mark f. hedefi tutturamamak
miss a beat f. duraksamak
miss a beat f. tereddüt etmek
miss a beat f. anlık olarak durup düşünmek
miss a trick f. fırsatı kaçırmak
miss a trick f. fırsatı değerlendirmemek
miss by a mile f. dağlara taşlara atmak
miss by a mile f. (hedefin) yanına bile yaklaşamamak
miss by a mile f. büyük farkla kaçırmak/ıskalamak
miss by a mile f. (hedefin) yanından bile geçmemek
miss much f. fırsatı kaçırmak
miss much f. fırsatı değerlendirmemek
not miss for the world f. dünyada kaçırmamak
not miss for the world f. hayatta kaçırmamak
not miss for the world f. dünyalara değişmemek
not miss for the world f. iki eli kanda olsa bile kaçırmamak
miss a beat f. devam etmekte zorlanmak
miss a beat f. kısa bir süre durmak
miss a beat f. tereddüt etmek
too good to miss expr. kaçırılmayacak kadar güzel
not miss something for the world expr. dünyalara değişmem
not miss something for the world expr. dünyada kaçırmam
not miss something for love nor money expr. dünyada kaçırmam
not miss something for love nor money expr. dünyalara değişmem
not miss something for love nor money expr. dünyada kaçırmam
not miss something for the world expr. dünyada kaçırmam
not miss something for love nor money expr. hayatta kaçırmam!
hit or miss expr. gelişigüzel
not miss something for love nor money expr. hiç birşey engel olamaz
not miss something for the world expr. hiç birşey engel olamaz
hit and miss expr. gelişigüzel
not miss something for the world expr. hayatta kaçırmam!
a miss is as good as a mile expr. fırsat kaçtıktan sonra iyi veya kötü olması bir şeyi değiştirmez
not miss something for the world expr. iki elim kanda olsa bile
not miss something for love nor money expr. iki elim kanda olsa bile
hit and miss expr. kesin olmayan
hit or miss expr. kesin olmayan
hit and miss expr. rasgele
not miss a beat expr. sektirmeden
back in the knife drawer, miss sharp expr. lafına dikkat et
back in the knife drawer, miss sharp expr. ağzından çıkanı kulağın duysun
blink-and-you-miss-it expr. kaşla göz arasında
(one) doesn't miss a trick expr. (biri) fırsatı kaçırmaz
(one) doesn't miss a trick expr. (biri) fırsat buldu mu kaçırmaz
(one) doesn't miss a trick expr. (biri) hiçbir fırsatı kaçırmaz
(one) doesn't miss a trick expr. (biri) her fırsatı değerlendirir
(one) doesn't miss a trick expr. (birinin) gözünden bir şey kaçmaz
Speaking
I miss my family very much expr. ailemi çok özledim
I miss my parents so/very much expr. ailemi çok özledim
I miss my family so much expr. ailemi çok özledim
I miss them too expr. ben de onları özledim
did I miss something? expr. bir şey mi kaçırdım?
do you miss me? expr. beni özledin mi?
I miss you too expr. ben de seni özledim
I miss you too expr. ben de seni özlüyorum
miss me expr. beni özle
I could not miss such a opportunity expr. böyle bir fırsatı kaçıramazdım
how did we miss this? expr. bu nasıl gözümüzden kaçtı?
I miss you so much expr. çok özledim seni
you didn't miss much expr. çok şey kaçırmış değilsin
I will miss everyone expr. herkesi özleyeceğim
I will miss you all expr. hepinizi özleyeceğim
you don't miss anything expr. gözünden hiç bir şey kaçmıyor
you can't miss it expr. görmemen imkansız
I wouldn't miss it for the world expr. hayatta kaçırmam bunu
I miss them too expr. onları da özledim
there are so many things i will miss expr. özleyeceğim çok fazla şey var
it's hit or miss expr. ne olursa olsun diye
I miss her already expr. onu şimdiden özledim
we will miss him forever expr. onu sonsuza kadar özleyeceğiz
you made me miss you expr. özlettin kendini
I miss her expr. onu özlüyorum
I miss him expr. onu özlüyorum
I miss him already expr. onu şimdiden özledim
I miss the school expr. okulu özledim
you make me miss you expr. kendini özletiyorsun
we will miss him forever expr. onu sonsuza dek özleyeceğiz
miss me expr. özle beni
you can't miss it expr. kör olsan görürsün/bulursun
I miss them already expr. onları şimdiden özledim
what did I miss? expr. ne kaçırdım?
did you miss it by mistake or intentionally? expr. kazara mı bilerek mi kaçırdın?
I miss you already expr. şimdiden seni özledim
I miss you very much expr. seni çok özledim
I miss you already expr. seni şimdiden özledim
we're going to miss you expr. seni özleyeceğiz
I never thought I'd miss you as much as I do expr. seni bu kadar özleyeceğim asla aklıma gelmezdi
I miss talking to you expr. seninle konuşmayı özledim
I will miss you so much expr. seni çok özleyeceğim
I'll miss you expr. seni özleyeceğim
I miss you already expr. sizi şimdiden özledim
don't miss this chance expr. sakın bu fırsatı kaçırma
we miss you so much expr. sizi çok özledik
I miss you already expr. şimdiden sizi özledim
we miss you expr. sizi özledik
I'll miss you expr. seni özleyeceğim
I will miss you expr. seni özleyeceğim
I miss you expr. sizi özledim
I miss you expr. seni özledim
you know how much I miss you expr. seni ne kadar özlediğimi biliyorsun
I miss you so much expr. seni çok özledim
I will miss you very much expr. seni çok özleyeceğim
I want to say how much I miss you expr. seni ne kadar çok özlediğimi söylemek istiyorum
I miss you expr. seni özlüyorum
come back we miss you expr. seni özledik geri dön
I miss you so much expr. seni çok özledim
I'm gonna miss you expr. seni özleyeceğim
I really miss you expr. seni gerçekten özledim
we will miss you expr. seni özleyeceğiz
we miss you expr. seni özledik
I miss talking with you expr. seninle konuşmayı özledim
did you intentionally miss the flight? expr. uçağı bilerek mi kaçırdın?
did you miss the flight intentionally ? expr. uçağı bilerek mi kaçırdın?
don't miss this chance expr. bu fırsatı kaçırma
don't miss this chance expr. bu fırsatı tepme
you can't miss it expr. mutlaka görürsün
you can't miss it expr. gözden kaçırmanın imkanı yok
Trade/Economic
near-miss report i. ramak kala raporu
Technical
miss error i. ikinci tür hata
hit and miss transform i. ıskala yakala dönüşümü
miss ratio i. kaçırma oranı
miss distance scorer i. sapma mesafesi kayıtçısı
Computer
hit and miss transform i. ıskala yakala dönüşümü
miss error i. ıskalama hatası
miss ratio i. kaçırma oranı
Electric
miss. ünl. hocam
Textile
junior miss i. genç kızlar için kıyafet bedeni
Automotive
near miss i. tehlikeli yaklaşma
Aeronautic
air miss i. iki veya daha fazla uçağın birbirine güvenlik kurallarının izin verdiğinden daha çok yaklaşması
air miss i. havadan çarpışma riski
near miss i. tehlikeli yaklaşma
near miss i. uçuşta yakın tehlikeli geçiş
Marine
miss stays f. tiramola etmekte başarısız olmak
Military
near miss i. tam olarak hedefi vurmayan bir bomba, mermi
near miss i. iki uçak arasında olası çarpışma riskini içeren tehlikeli durum
Sport
miss the cut f. (golfte) dört turluk golf maçının son iki turuna kalabilmek için gereken sayıyı ya da daha fazlasını kazanamamak
Football
miss an obvious goal-scoring chance f. bariz gol şansından yararlanamamak
miss an obvious goal-scoring chance f. bariz gol şansını değerlendirememek
miss a great/clear chance to score goal f. bariz gol şansından yararlanamamak
miss a great/clear chance to score goal f. bariz gol şansını kaçırmak
miss an obvious goal-scoring chance f. bariz gol şansını kaçırmak
miss a great/clear chance to score goal f. bariz gol şansını değerlendirememek
miss penalty f. penaltıyı kaçırmak
miss penalty f. penaltı kaçırmak
Slang
swing and a miss i. güldürmeyen şaka, espri
miss the boat f. büyük şans kaçırmak
miss the bus f. büyük şans kaçırmak
miss the boat f. çok kazançlı bir işi kaçırmak
miss the bus f. çok kazançlı bir işi kaçırmak
miss the bus f. fırsat kaçırmak
miss the bus f. fırsat tepmek
miss the boat f. fırsat kaçırmak
miss the boat f. fırsat tepmek
miss van veck [dated] expr. koca memeli kadın
miss van veck [dated] expr. büyük göğüslü kadın
British Slang
hit and miss i. çiş
hit and miss i. sidik
on the hit and miss expr. sarhoş
Star Wars
miss mylla's saloon i. bayan mylla'nın salonu