rub - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

rub

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"rub" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 89 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
rub f. sürtmek
rub f. ovmak
rub f. sürtünmek
General
rub i. pürüz
rub i. sürtme
rub i. ovarak sürme
rub i. mahzur
rub i. iğneleme
rub i. ovma
rub i. ovalama
rub i. problem
rub i. engel
rub i. düğüm
rub i. alay
rub i. sürtünme
rub i. güçlük
rub i. friksiyon yapma
rub i. friksiyon
rub i. hareketi engelleyen engebe
rub i. sert eleştiri
rub i. sinirlendiren şey
rub i. can sıkıcı deneyim
rub i. pürüzlü alan
rub i. aşınmış alan
rub i. merhem
rub i. balsam
rub i. masaj
rub i. laf dokundurma
rub i. sertleşene/ağrıyana kadar ovalanmış yer
rub i. mesele
rub i. pürüz
rub f. masaj yapmak
rub f. friksiyon yapmak
rub f. sinirlendirmek
rub f. zımparalamak
rub f. kurcalamak
rub f. kazımak
rub f. idare etmek
rub f. klişe çıkarmak
rub f. sürüştürmek
rub f. sürmek
rub f. geçinip gitmek
rub f. sürtüşmek
rub f. ovarak sürmek
rub f. yemek
rub f. zımparayla düzeltmek
rub f. ovalamak
rub f. ovuşturmak
rub f. rendelemek
rub f. öfkelendirmek
rub f. zar zor devam etmek
rub f. aşınmak
rub f. tahrip olmak
rub f. üzerine ince bir madde yaymak
rub f. bulaştırmak
rub f. aşındırmak
rub f. çıkarmak
rub f. toz haline getirmek
rub f. yaymak
rub f. silmek
rub f. sürtünme ile (alev) oluşmak
rub f. (tel) sıcakken ovalayarak düzeltmek
rub f. acıtmak
rub f. kızdırmak
rub f. temas yoluyla aktarılmak
rub f. dokunarak giderilmek
rub f. sürtünmeyle giderilmek
rub f. silinip gitmek
rub f. kaşır gibi kazımak
rub f. kaşır gibi ovalamak
rub f. sürtünerek ağrıtmak
rub f. tahriş etmek
rub f. (ayakkabı vb.) vurmak
rub f. sürtünerek acıtmak
rub f. sürtünecek şekilde temas ettirmek
Colloquial
rub i. talih
Technical
rub f. ovalamak
rub f. sürtünmek
rub f. sürterek gidermek
Gastronomy
rub i. mevsim bitkilerinden yapılmış baharat
rub f. parmak uçlarıyla (unu) karıştırmak
Sport
rub i. çim topunda zemin yüzeyinin pürüzlülüğü
rub i. topa kazara vurma
rub f. (çim topu) yeşil alanda bir engelle temas etmek
Abbreviation
rub i. silgi
rub s. ovulmuş
rub s. kırmızı
Archaic
rub f. hatırayı uyandırmak
rub f. hafızayı canlandırmak

"rub" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 369 sonuç

İngilizce Türkçe
General
friction rub i. sürtünme sesi
rub-a-dub i. davul sesi
rub-a-dub-dub i. bir ninni
the rub i. sorunu yaratan şey
the rub i. mesele
rub board i. döverek çamaşır yıkama tahtası
rub-off i. ortaya çıkan etki
rub-off i. sonuçlar
rub-out i. şüpheli durum
rub-out i. zor durum
rub-up i. sürtünme
rub-up i. cilalama
rub-up i. masaj yapma
rub-a-dub i. gürültülü ses
rub-a-dub i. tekrarlanan ses
rub-a-dub i. takırtı
rub-up i. revizyon
rub-up i. bilgiyi hatırlama
rub-up i. sürtünme
rub-up i. ovalama
rub down search i. (polis) elle arama
rub elbows with f. ile bir araya gelmek
rub along f. bata çıka gitmek
rub in f. tekrar tekrar söylemek
rub while washing f. çitilemek
rub elbows with f. ile bir arada olmak
rub oneself against f. sürtünmek
rub off f. ovarak temizlemek
rub off f. silip çıkarmak
rub against f. kertmek
rub with the hand f. sürtmek
rub shoulders with f. bir arada bulunmak
rub clothes while washing f. çitilemek
rub smooth f. cumbalamak
rub along f. geçinip gitmek
rub out f. temizlemek
rub down f. kaşağılamak
rub off f. silgi ile silmek
rub it in f. başına kakmak
rub off on f. (huyunu) almak
rub off f. sürtünmeyle çıkmak
rub out f. öldürmek
rub somebody the right way f. suyuna gitmek
rub in f. ovarak yedirmek (merhem vb'ni)
rub off f. dökülmek
rub something out f. silmek
rub along f. idare etmek
rub against f. sürünmek
rub with emery f. zımparalamak
rub somebody up the wrong way f. gıcık etmek
rub on f. bulaşmak
rub up against f. rastlaşmak
rub elbows with f. ile karşılaşmak
rub away f. aşındırmak
rub one's hands together f. ellerini ovuşturmak
rub something on f. bir şeyi bir yere sürmek
rub on f. geçmek
rub off on f. (huy) çekmek
rub off f. çıkmak
rub somebody's nose in it f. başına kakınç etmek
rub along f. yuvarlanıp gitmek
rub out f. silgi ile silmek
rub out f. silmek
rub shoulders with f. ile görüşmek
rub down f. silmek
rub off f. silmek
rub out f. silip çıkarmak
rub against each other f. ovuşturmak
rub on f. sürünmek
rub out f. sürtünmeyle çıkmak
rub out f. çıkmak
rub in f. tutturmak
rub away f. aşınmak
rub in f. sürünmek
rub away f. yemek
rub up f. tazelemek
rub somebody up the wrong way f. sinir etmek
rub off f. aşınmak
rub something against f. bir şeyi bir yere sürtmek
rub somebody the wrong way f. bamteline basmak
rub oneself f. sürtünmek
rub salt in the wound f. üstüne tuz biber ekmek
rub out f. kazımak
rub off on f. (huy) geçmek
rub off f. yıpranmak
rub shoulders with f. rastlamak
rub against each other f. sürtüşmek
rub out f. defterini dürmek
rub up f. parlatmak
rub up f. silmek
rub down f. ovmak
rub out f. dökülmek
rub down f. masaj yapmak
rub the wrong way f. bamteline basmak
rub shoulders with f. haşır neşir olmak
rub with emery f. zımparayla düzeltmek
rub on ointment f. ilaç sürmek
rub shoulders with someone f. ünlülerle vakit geçrimek
rub against the road f. yola sürtmek
rub salt into wound f. yaraya tuz basmak
rub salt into the wound f. yaraya tuz basmak
rub salt in the wound f. yaraya tuz basmak
rub oneself with a coarse bath-glove f. keselenmek
rub on f. -e sürtünmek
rub with a coarse bath-glove f. keselemek
rub against f. -e sürtünmek
rub down f. kurulamak
rub up f. ovarak parlatmak
rub down f. düzleştirmek
rub in f. ovarak yedirmek
rub the cream into one's face f. kremi yüzüne sürmek
rub the cream into one's skin f. kremi vücuduna sürmek
rub one's eyes f. gözlerini ovuşturmak
rub one's eyes f. gözlerini ovmak
rub in f. başa kakmak
rub with a cloth f. bez ile ovmak
rub up against the trees f. ağaçlara sürtünmek
rub off on f. geçmek
rub off on f. bulaşmak
rub off on f. aksetmek
rub off on f. yansımak
rub up against the wall f. (kedi vb) duvara sürtünmek
rub lotion into one's muscles f. kaslarına losyon sürmek
rub with f. ile ovmak
rub yogurt on f. yoğurt sürmek
rub on ointment f. merhem sürmek
rub on ointment f. merhemlemek
rub with a coarse bath-glove f. kese yapmak
rub salt in somebody's wound f. yaraya tuz basmak
rub (up) f. düzleştirmek
rub (up) f. cilalamak
rub (up) f. ovalayarak parlatmak
rub down f. ovmak
rub down f. sürtmek
rub down f. sürtünmek
rub up f. cilalamak
rub up f. masaj yapmak
rub up f. bilgiyi canlandırmak
rub up f. gözden geçirmek
dry-rub f. ıslatmadan ovalayıp temizlemek
Phrasals
rub off on f. aktarılmak
rub out f. ovalayarak çıkarmak
rub up f. canlandırmak
rub out f. tamamen ortadan kaldırmak
rub away at something f. birbirine sürterek/ovalayarak çıkarmak
rub away f. ovarak çıkarmak
rub over f. sürerek üzerini kaplamak
rub off onto f. (pantolona/gömleğe vs) (boya vb) bulaşmak
rub off on someone f. üzerine bulaşmak
rub something into something f. (kremi vb) yedirmek
rub something in f. (kremi vb) yedirmek
rub (up) against (someone or something) f. (birine ya da bir şeye) sürtünmek
rub (up) against (someone or something) f. (biri ya da bir şey) ile sürtüşmek
rub up on f. -e sürünmek
rub up on f. '-e sürtünmek
rub up on f. '-e sürünüp/sürtünüp durmak
rub up on f. -i tekrar hatırlamak
rub up on f. ile ilgili hafızasını tazelemek/canlandırmak
rub up on f. '-e tekrar ısınmak
rub up on f. ile ilgili bilgisini tazelemek
rub up on f. '-in üzerinden geçmek
rub along f. zorluklara rağmen devam etmek
rub along f. dostane bir ilişki sürdürmek
rub off f. yakın ilişki veya temas yoluyla etki yaratmak
rub out f. tamamen yok etmek
rub out [australia] f. askıya almak
rub out [australia] f. durdurmak
rub out [australia] f. iptal etmek
rub out f. işini bitirmek
rub out f. gidermek
rub up f. bilgisini tazelemek
rub up f. hatırlamak
rub up f. zekasını geliştirmek
rub up f. mürekkeple üzerinden geçmek
rub up f. masaj yapmak
rub (multiple things) together f. (bir şeyleri) birbirine sürtmek
rub (someone or something) with (something) f. (birini/bir şeyi bir şeyle) ovmak/silmek
rub (someone or something) with (something) f. (birini/bir şeyi bir şeyle) keselemek
rub (someone or something) with (something) f. (birini/bir şeyi) bir şeyle ovarak kaplamak
rub (someone or something) with (something) f. (birine/bir şeye) ovarak (bir şey) sürmek
rub (something) (all) over (someone or something) f. (bir şeyi birinin/bir şeyin) her tarafına ovarak sürmek/yaymak
rub at f. -e sürtmek
rub at f. -i ovalamak
rub at (something) f. (bir şeyi) ovalamak
rub into f. -e basmak
rub into f. -e ovarak sürmek/uygulamak
rub together f. bir birine sürtmek
rub together f. ovuşturmak
Colloquial
rub along with f. iyi geçinmek
rub it in f. hava atmak
rub it in f. övünmek
rub it in f. gösteriş yapmak
rub it in f. caka satmak
rub it in f. böbürlenmek
rub it in f. kıskandırmaya çalışmak
here's the rub expr. asıl sorun şu ki
here's the rub expr. sıkıntı şurada ki
here's the rub expr. asıl zorluk şu ki
that's the rub expr. asıl sorun şu ki
that's the rub expr. sıkıntı şurada ki
that's the rub expr. asıl zorluk şu ki
rub (rich urban biker) kısalt. zengin şehir bisikletçisi
Idioms
the rub of the green i. (sporda) iyi şans
not have two brain cells to rub together f. nato kafa
not have two brain cells to rub together f. nato mermer
not have two brain cells to rub together f. zerre kadar aklı olmamak
not have two brain cells to rub together f. aptal olmak
not have two brain cells to rub together f. kafası tıntın olmak
not have two brain cells to rub together f. zerre kadar aklı olmamak
not have two brain cells to rub together f. kuş beyinli olmak
not have two brain cells to rub together f. akıldan yoksun olmak
not have two brain cells to rub together f. beyin kırıntısı bile olmamak
not have two brain cells to rub together f. aklın a'sı bile olmamak
not have two brain cells to rub together f. akıldan nasibini almamış olmak
not have two brain cells to rub together f. kalın kafalı olmak
not have two brain cells to rub together f. taş kafa olmak
not have two brain cells to rub together f. kafası tın tın ötmek
rub against the grain f. alışılmışın tersini yapmak
rub somebody up the wrong way (brit) f. birini rahatsız etmek
rub somebody's nose in the dirt f. başına kakmak
rub someone's nose in it f. bir şeyi birinin başına kakmak
rub somebody's nose in the dirt f. başa kakmak
rub somebody's nose in it f. başa kakmak
rub someone the wrong way f. birinin tepesini attırmak
rub somebody the wrong way (us) f. birini rahatsız etmek
not have two nickels to rub together f. beş parasız olmak
not have two cents to rub together f. beş parasız olmak
rub someone's fur the wrong way f. birinin tepesini attırmak
not have two nickels to rub together f. beş kuruş parası olmamak
rub up the wrong way f. birisini sıkmak
rub somebody's nose in it f. başına kakmak
not have two pennies to rub together f. beş kuruş parası olmamak
rub someone's nose in it f. birinin ipliğini pazara çıkarmak
not have two pennies to rub together f. beş parasız olmak
rub someone's nose in it f. başına kakmak
rub up the wrong way f. birini çok kızdırmak
rub someone's fur the wrong way f. birini rahatsız etmek
rub salt into someone's wounds f. birinin yarasına tuz biber ekmek
rub against the grain f. beklenenin tersini yapmak
rub someone's nose in it f. başa kakmak
rub shoulders with f. dirsek temasında bulunmak
not have two nickels to rub together f. çulsuz olmak
not have two pennies to rub together f. çok yoksul olmak
rub up the wrong way f. çok öfkelendirmek
rub elbows with f. dirsek temasında bulunmak
not have two pennies to rub together f. cebi delik olmak
not have two pennies to rub together f. cep delik cepken delik olmak
not have two pennies to rub together f. çulsuz olmak
rub one's nose in it f. hatasını yüzüne vurmak
not have two pennies to rub together f. elde avuçta bir şey kalmamak
rub the shine off f. gölgede bırakmak
rub somebody's nose in the dirt f. hatasını başına kakmak
rub one's nose in it f. hatalarını yüzüne vurmak
rub up the wrong way f. gıcık etmek
rub somebody's nose in the dirt f. hatasını yüzüne vurmak
rub one's nose in it f. hatasını başına kakmak
rub someone's nose in it f. ipliğini pazara çıkarmak
rub elbows/shoulders with somebody f. ile dirsek temasında bulunmak
rub up the wrong way f. küplere bindirmek
not have two cents to rub together f. meteliğe kurşun atmak
not have two pennies to rub together f. meteliğe kurşun atmak
not have two pennies to rub together f. meteliksiz olmak
rub hands in glee f. keyifle ellerini ovuşturmak
rub up the wrong way f. sinirlerini ayağa kaldırmak
have the rub of the green f. şansı yaver gitmek
rub the right way f. suyuna gitmek
rub up the right way f. suyuna gitmek
have the rub of the green f. şanslı olmak
rub up the wrong way f. sinirden kudurtmak
rub somebody's nose in it f. yüzüne vurmak
rub the wrong way f. zıtlaşmak
rub salt in a wound f. yaraya tuz basmak
rub salt in someone's wound f. yarasına tuz basmak
rub hands in glee f. umutla ellerini ovuşturmak
rub salt into the wound f. yaraya tuz biber ekmek
rub salt into somebody's wounds f. yarasına tuz basmak
rub salt in wound f. yaraya tuz basmak
rub one's hands f. açgözlüce bir beklentiye girmek
rub one's hands f. hevesle beklemek
rub one's hands f. açgözlüce beklemek
rub one's hands f. ellerini ovuşturmak
rub one's hands f. kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek
rub elbows f. yakın ilişki kurmak
rub elbows f. karşılaşmak
rub elbows f. ilişki kurmak
rub shoulders f. yakın ilişki kurmak
rub shoulders f. karşılaşmak
rub shoulders f. ilişki kurmak
give a rub-up f. pürüzsüzleştirmek
give a rub-up f. cilalamak
not have two (something) to rub together f. hiç (bir şeyi) olmamak
not have two (something) to rub together f. şu kadarcık bile (bir şeyi) olmamak
not have two (something) to rub together f. (bir şey) yoksunu olmak
not have two (something) to rub together f. zerre kadar (bir şeyi) olmamak
not have two (something) to rub together f. (bir şey) kırıntısı bile olmamak
not have two (something) to rub together f. (bir şeyden) nasibini almamış olmak
not have two to rub together f. hiç (bir şeyi) olmamak
not have two to rub together f. şu kadarcık bile (bir şeyi) olmamak
not have two to rub together f. (bir şey) yoksunu olmak
not have two to rub together f. zerre kadar (bir şeyi) olmamak
not have two to rub together f. (bir şey) kırıntısı bile olmamak
not have two to rub together f. (bir şeyden) nasibini almamış olmak
not have two to rub together f. neredeyse hiç (bir şeyi) olmamak
rub (one's) nose in (something) f. (geçmişte olan bir şeydeki) hatasını yüzüne vurmak
rub (one's) nose in (something) f. (geçmişteki) hatalarını yüzüne vurmak
rub (one's) nose in (something) f. (geçmişteki) hatasını başına kakmak
rub (one's) nose in (something) f. (bir şeyi birinin) yüzüne vurmak/başına kakmak
rub elbows with (someone) f. (biriyle/birileriyle) karşılaşmak
rub elbows with (someone) f. (biriyle/birileriyle) bir araya gelmek
rub elbows with (someone) f. (biriyle/birileriyle) bir arada olmak
rub elbows with (someone) f. (biriyle/birileriyle) dirsek temasında bulunmak
rub hands f. açgözlüce bir beklentiye girmek
rub hands f. hevesle beklemek
rub hands f. açgözlüce beklemek
rub hands f. ellerini ovuşturmak
rub hands f. kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek
rub nose in f. başa kakmak
rub nose in f. yüzüne vurmak
rub nose in it f. başa kakmak
rub nose in it f. yüzüne vurmak
rub someone's nose in something f. bir şeyi birinin yüzüne vurmak
rub someone's nose in something f. bir şeyi birinin başına kakmak
rub the fear of god into (one) f. (birinin) allahtan korkmasını sağlamak
rub the fear of god into (one) f. (birinin) içine allah korkusu salmak
rub the fear of god into (one) f. (birinin) ödünü koparmak
rub the fear of god into (one) f. (birine) korku salmak
rub your hands f. açgözlüce bir beklentiye girmek
rub your hands f. hevesle beklemek
rub your hands f. açgözlüce beklemek
rub your hands f. ellerini ovuşturmak
rub your hands f. kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek
therein lies the rub expr. asıl sorun şu ki
there's the rub expr. asıl sorun şu ki
therein lies the rub expr. sıkıntı şurada ki
there's the rub expr. sıkıntı şurada ki
not have two pennies to rub together expr. züğürt
Speaking
don't know whether to eat it or rub it on expr. atsan atılmaz satsan satılmaz
don't rub my nose in it expr. başıma kakma
don't know whether to eat it or rub it on expr. bununla ne yapacağımı bilmiyorum
rub it harder expr. daha sert ovala
Technical
rub-around coil i. çevresel serpantin
rub [dialect] [uk] i. bileği taşı
rub down f. zımparalamak
Railway
rub iron i. vagon gövdesi üzerinde tekerleğin çok sıkışık olduğunda sürtündüğü demir koruma
Medical
pericardial rub i. perikart sürtünme sesi
pericardial friction rub i. perikart sürtünme sesi
Pathology
pericardic rub i. perikard sürtünmesi
Physics
rub mark i. sürtünme izi
Geography
rub' al khali i. suudi arabistan'da bir çöl
rub al-khali i. suudi arabistan'da bir çöl
rub' al khali i. rubülhali çölü
rub al khali i. arap yarımadası'nın güneydoğu iç kısmında bir çöl bölgesi
Sport
rub of the green i. topa hareket halindeyken olan şey
Slang
rub out somebody f. birini öldürmek
rub someone out f. birini öldürmek
rub one out f. çavuşu tokatlamak
rub it out f. çavuşu tokatlamak
rub the cock f. mastürbasyon yapmak
rub one out f. otuzbir çekmek
rub it out f. otuzbir çekmek
rub the cock f. 31 çekmek
rub out somebody f. (öldürmek anlamında) birini temizlemek
rub someone out f. (öldürmek anlamında) birini temizlemek
rub (oneself) off f. mastürbasyon yapmak
rub one off f. mastürbasyon yapmak
British Slang
rub-a-dub i. bar
rub-off i. cinsel organı elle uyarma
rub-up i. cinsel organı elle uyarma
rub-a-dub i. pub