Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
suçlu
"suçlu"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
suçlu
culprit
i.
2
Yaygın Kullanım
suçlu
criminal
s.
3
Yaygın Kullanım
suçlu
guilty
s.
General
4
Genel
suçlu
accused
i.
5
Genel
suçlu
con
i.
6
Genel
suçlu
convict
i.
7
Genel
suçlu
yeggman
i.
8
Genel
suçlu
offender
i.
9
Genel
suçlu
malefactor
i.
10
Genel
suçlu
lawbreaker
i.
11
Genel
suçlu
evil-doer
i.
12
Genel
suçlu
blackguard [obsolete]
i.
13
Genel
suçlu
offendant
i.
14
Genel
suçlu
peccant [obsolete]
i.
15
Genel
suçlu
scelerate
i.
16
Genel
suçlu
scelerat
i.
17
Genel
suçlu
stinger
i.
18
Genel
suçlu
criminal
s.
19
Genel
suçlu
piacular
s.
20
Genel
suçlu
transgressive
s.
21
Genel
suçlu
culpable
s.
22
Genel
suçlu
peccable
s.
23
Genel
suçlu
delinquent
s.
24
Genel
suçlu
guilty
s.
25
Genel
suçlu
arrestable
s.
26
Genel
suçlu
hangdog
s.
27
Genel
suçlu
heinous
s.
28
Genel
suçlu
giltif [obsolete]
s.
29
Genel
suçlu
gulty [obsolete]
s.
30
Genel
suçlu
offending
s.
31
Genel
suçlu
offensive [obsolete]
s.
32
Genel
suçlu
piaculous
s.
33
Genel
suçlu
faulty [obsolete]
s.
34
Genel
suçlu
plightful
s.
35
Genel
suçlu
guiltily
zf.
36
Genel
suçlu
guilty of
ed.
Colloquial
37
Konuşma Dili
suçlu
villain
i.
38
Konuşma Dili
suçlu
perp
i.
39
Konuşma Dili
suçlu
at fault
expr.
Law
40
Hukuk
suçlu
culprit
i.
41
Hukuk
suçlu
criminal
i.
42
Hukuk
suçlu
offender
i.
43
Hukuk
suçlu
perpetrator
i.
44
Hukuk
suçlu
delinquent
i.
45
Hukuk
suçlu
bane
i.
46
Hukuk
suçlu
malefactor
i.
47
Hukuk
suçlu
felon
i.
48
Hukuk
suçlu
fagin
i.
49
Hukuk
suçlu
law offender
i.
50
Hukuk
suçlu
nocent
s.
51
Hukuk
suçlu
blameful
s.
52
Hukuk
suçlu
guilty
s.
53
Hukuk
suçlu
outlaw
s.
Technical
54
Teknik
suçlu
delinquent
s.
Slang
55
Argo
suçlu
skel
i.
56
Argo
suçlu
crimer
i.
57
Argo
suçlu
lag
i.
58
Argo
suçlu
bushranger
i.
British Slang
59
İngiliz Argosu
suçlu
grafter
i.
60
İngiliz Argosu
suçlu
stoke on trent (rhyming slang for bent)
s.
"suçlu"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 332 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
suçlu bulmak
convict
f.
General
2
Genel
suçlu bulma
conviction
i.
3
Genel
suçlu çıkarma
exprobation
i.
4
Genel
suçlu istatistikleri
criminal statistics
i.
5
Genel
çocuk suçlu
juvenile delinquent
i.
6
Genel
suçlu kimse
misdemeanant
i.
7
Genel
tehlikeli suçlu
desperate criminal
i.
8
Genel
suçlu kimse
malefactor
i.
9
Genel
suçlu psikolojisi
criminal psychology
i.
10
Genel
suçlu çıkarma
condemnation
i.
11
Genel
suçlu çocuk
juvenile delinquent
i.
12
Genel
çocuk suçlu
delinquent
i.
13
Genel
alışılmış suçlu
habitual criminal
i.
14
Genel
siyasi suçlu
political prisoner
i.
15
Genel
suçlu kişilik
criminal personality
i.
16
Genel
halkın suçlu tabakası
folk devil
i.
17
Genel
aşırı suçlu olma durumu
criminousness
i.
18
Genel
siyasi suçlu
prisoner of conscience
i.
19
Genel
suçlu anonsu
all-points bulletin
i.
20
Genel
azılı suçlu
career criminal
i.
21
Genel
haftasonlarını kodeste geçiren hafif suçlu
weekender
i.
22
Genel
vahşi suçlu
violent criminal
i.
23
Genel
azılı suçlu
violent criminal
i.
24
Genel
şiddete meyilli suçlu
violent criminal
i.
25
Genel
uluslararası suçlu
international criminal
i.
26
Genel
suçlu insanlar
guilty people
i.
27
Genel
kadın suçlu
villainess
i.
28
Genel
pişkin suçlu
hard case
i.
29
Genel
suçlu veya şüphelinin önden, profilden ve arkadan görünümünün olduğu fotoğraf
headshot
i.
30
Genel
(ingiltere'de) suçlu erkek çocukları için okul
borstal
i.
31
Genel
etraftakileri yüksek seslerle uyararak suçlu kovalama
hue and cry
i.
32
Genel
gözü pek suçlu
desperado
i.
33
Genel
azılı suçlu
desperado
i.
34
Genel
şiddete meyilli suçlu
desperado
i.
35
Genel
gözü pek suçlu
desperate [obsolete]
i.
36
Genel
azılı suçlu
desperate [obsolete]
i.
37
Genel
şiddete meyilli suçlu
desperate [obsolete]
i.
38
Genel
azılı suçlu
ho
i.
39
Genel
mükerrer suçlu
ho
i.
40
Genel
yalnız hareket eden suçlu
lone wolf
i.
41
Genel
ortağı bulunmayan suçlu
lone wolf
i.
42
Genel
kadın suçlu
offendress
i.
43
Genel
deneyimli suçlu
old chum [obsolete]
i.
44
Genel
kiralık suçlu
goonda
i.
45
Genel
(özellikle çocuk suçlu olan) meksika asıllı amerikalı kimse
pachuco
i.
46
Genel
siyasi suçlu
political
i.
47
Genel
suçlu kimse
fellon
i.
48
Genel
asıl suçlu
principal
i.
49
Genel
(hindistan'da) ayak izinden suçlu takibi yapan kast üyesi
puggy
i.
50
Genel
(hindistan'da) ayak izinden suçlu takibi yapan kast üyesi
puggi
i.
51
Genel
suçlu kimse
sinner
i.
52
Genel
suçlu veya ihmal edilmiş çocuklara verilen gözetimli kurum bakımı
foster care
i.
53
Genel
siber suçlu
cybercrook
i.
54
Genel
siyasi suçlu kimse
state prisoner
i.
55
Genel
suçlu bulunmak
be found guilty
f.
56
Genel
suçlu bulmak
convict
f.
57
Genel
suçlu olmak
be guilty of
f.
58
Genel
yakalanmak (suçlu)
be busted
f.
59
Genel
suçlu muamelesi görmek
be treated like a criminal
f.
60
Genel
suçlu bulmak
find guilty
f.
61
Genel
suçlu çıkarmak
find guilty
f.
62
Genel
suçlu olmak
be guilty
f.
63
Genel
suçlu yaratmak
criminalize
f.
64
Genel
suçlu çıkarmak
condemn
f.
65
Genel
suçlu olduğuna inanılmak
believed to be guilty
f.
66
Genel
suçlu çıkarmak
incriminate
f.
67
Genel
suçlu muamelesi yapmak
criminalize
f.
68
Genel
suçlu olduğuna inanmak
believe to be guilty
f.
69
Genel
suçlu bulmak
crime
f.
70
Genel
kaçmak (suçlu vb)
flee
f.
71
Genel
suçlu bulmak
return a verdict of guilty
f.
72
Genel
suçlu olduğuna inanmak
believe someone guilty
f.
73
Genel
suçlu olduğuna inanmak
presume someone guilty
f.
74
Genel
suçlu görmek
find guilty
f.
75
Genel
suçlu görmek
consider guilty
f.
76
Genel
suçlu olduğunu göstermek
incriminate
f.
77
Genel
suçlu çıkarmak
convict
f.
78
Genel
suçlu ilan etmek
outlaw
f.
79
Genel
kendini suçlu hissetmek
feel guilty
f.
80
Genel
suçlu muamelesi yapmak
criminalise
f.
81
Genel
suçlu yaratmak
criminalise
f.
82
Genel
birini uluslararası suçlu olmakla suçlamak
accuse someone of being an international criminal
f.
83
Genel
tüm suçlamalardan suçlu bulunmak
be found guilty on all charges
f.
84
Genel
suçlu yakalamak
catch a criminal
f.
85
Genel
suçlu yakalamak
capture a criminal
f.
86
Genel
suçlu olmak
aguilt
f.
87
Genel
suçlu bulup cezaya çarptırmak
fasten a charge upon
f.
88
Genel
ile suçlu olmak
pull
f.
89
Genel
suçlu bulmak
reprove
f.
90
Genel
iki cinayet işlemekten ve iki cinayet tasarlamaktan suçlu bulunmak
be convicted of two counts of murder and two counts of conspiracy to commit murder
f.
91
Genel
suçlu ilan etmek
denounce
f.
92
Genel
(birini) suçlu hissettirmek
guilt
f.
93
Genel
(birini) suçlu hissettirerek bir şey yapmaya ikna etmek
guilt (into)
f.
94
Genel
suçlu bulmak
convince [obsolete]
f.
95
Genel
(birini) suçlu ilan etmek
becrime
f.
96
Genel
yakalanmış (suçlu)
apprehended
s.
97
Genel
iade edilebilir (suçlu)
extraditable
s.
98
Genel
iade edilmiş (suçlu)
extradited
s.
99
Genel
yakalanmış (suçlu)
busted
s.
100
Genel
kaçmış (suçlu vb)
fled
s.
101
Genel
suçlu izlenimi uyandıran
furtive
s.
102
Genel
suçlu çıkmış
incriminated
s.
103
Genel
suçlu muamelesi görmüş
criminalized
s.
104
Genel
-den suçlu
guilty of
s.
105
Genel
cinayetten suçlu
bloodstained
s.
106
Genel
suçlu muamelesi görmüş
criminalised
s.
107
Genel
suçlu hayatı yaşayan
bent
s.
108
Genel
yalan yere yemin etmekten suçlu
mansworn
s.
109
Genel
içten içe suçlu olan
conscious
s.
110
Genel
suçlu hisseden
conscious
s.
111
Genel
(çocuk) suçlu
incorrigible
s.
112
Genel
suçlu olmayan
inguilty [obsolete]
s.
113
Genel
kendini suçlu hisseden
self-reproving
s.
114
Genel
yalan yere yemin etmekten suçlu
perjured
s.
115
Genel
sorumlu, suçlu
responsible
s.
116
Genel
suçlu bir şekilde
culpably
zf.
117
Genel
suçlu bir şekilde
blamefully
zf.
118
Genel
suçlu bir biçimde
guiltily
zf.
119
Genel
suçlu tavırla
nocently
zf.
120
Genel
suçlu biçimde
delinquently
zf.
121
Genel
suçlu bir biçimde
guiltylike [obsolete]
zf.
122
Genel
suçlu bir şekilde
sinfully
zf.
Phrasals
123
Öbek Fiiller
-den suçlu bulmak
convict someone of something
f.
124
Öbek Fiiller
kendini hep suçlu hissetmek
carry around
f.
125
Öbek Fiiller
suçlu hissettirmek
gnaw at
f.
126
Öbek Fiiller
suçlu hissettirmek
gnaw on
f.
127
Öbek Fiiller
(mahkeme) bir kimse, şirketin suçlu olduğuna hükmetmek
find against
f.
128
Öbek Fiiller
-den suçlu bulunmak
convict of
f.
129
Öbek Fiiller
(bir şeyden) suçlu bulunmak
convict of (something)
f.
130
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) suçlu olduğunu açıklamak
find against (someone or something)
f.
131
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) suçlu olduğuna karar vermek
find against (someone or something)
f.
132
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak
find against (someone or something)
f.
Proverb
133
Atasözü
yapabilecekken yapmadığımız her iyilik için suçlu sayılırız
every man is guilty of all the good he didn't do
134
Atasözü
yapabileceğimiz iyilikleri yapmamak bizi suçlu kılar/yapar
every man is guilty of all the good he didn't do
Colloquial
135
Konuşma Dili
ünlü suçlu veya hırsız
big juice
i.
136
Konuşma Dili
tanınmış suçlu
big juice
i.
137
Konuşma Dili
nam salmış suçlu
big juice
i.
138
Konuşma Dili
en azılı suçlu
pin
i.
139
Konuşma Dili
suçlu kimseyi suça yönelten sebeplerle ilgili yapım
whydunnit
i.
140
Konuşma Dili
suçlu kimseyi suça yönelten sebeplerle ilgili yapım
whydunit
i.
141
Konuşma Dili
(suçlu eşkali belirlemede) tanığa sunulan altı fotoğraf
six-pack [uk]
i.
142
Konuşma Dili
suçlu teşhis etmek
make
f.
143
Konuşma Dili
suçlu tespit etmek
make
f.
144
Konuşma Dili
suçlu olarak tanımlamak
make
f.
145
Konuşma Dili
suçlu kabul etmek
make
f.
146
Konuşma Dili
(birini) suçlu olarak teşhis etmek
make (one)
f.
147
Konuşma Dili
(birinin) suçlu olduğunu tespit etmek
make (one)
f.
148
Konuşma Dili
(birini) suçlu olarak tanımlamak
make (one)
f.
149
Konuşma Dili
suçlu yakalarken muhabir gibi hareket etmek
rep
f.
150
Konuşma Dili
(birisini) yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
guilt-trip
f.
151
Konuşma Dili
(birini) suçlu hissettirerek manipüle etmeye çalışmak
guilt-trip
f.
152
Konuşma Dili
yeterli delil olmadan (birini) suçlu bulmak
railroad (one)
f.
153
Konuşma Dili
suçlu kabul edilmiş
pinned
s.
154
Konuşma Dili
suçlu bulunmuş
pinned
s.
155
Konuşma Dili
bir kaçak/suçlu olarak barınamayacağın yer
too hot to hold you
expr.
156
Konuşma Dili
bir kaçağın/suçlu olarak fark edilmeden yaşamanın mümkün olmadığı yer
too hot to hold you
expr.
Idioms
157
Deyim
suçlu yuvası/mekanı
a hotbed of criminals
i.
158
Deyim
suçlu kataloğu
a rogues' gallery
i.
159
Deyim
suçlu albümü
a rogues' gallery
i.
160
Deyim
suçlu/sabıkalı dosyası
a rogues' gallery
i.
161
Deyim
kendi iradesiyle değil başkasının emirleriyle suç işlediğini ve suçlu bulunmaması gerektiğini belirten savunma
superior orders
i.
162
Deyim
birini suçlu hissettirmek
prick (one's) conscience
f.
163
Deyim
kendini suçlu hissetmek
prick (one's) conscience
f.
164
Deyim
birini suçlu hissettirmek
prick your conscience
f.
165
Deyim
kendini suçlu hissetmek
prick your conscience
f.
166
Deyim
birini suçlu hissettirmek
your conscience pricks you
f.
167
Deyim
kendini suçlu hissetmek
your conscience pricks you
f.
168
Deyim
birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
put a guilt trip on somebody
f.
169
Deyim
birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
send somebody on a guilt trip
f.
170
Deyim
bir konu hakkında kendini çok suçlu hissetmek
be on a guilt trip about something
f.
171
Deyim
birini suçlu bulmak
find someone guilty
f.
172
Deyim
kendini suçlu hissetmek
have on one's conscience
f.
173
Deyim
kendini suçlu hissettirmek
prick somebody's conscience
f.
174
Deyim
kendini suçlu hissetmek
feel guilty (about something)
f.
175
Deyim
suçlu olduğunu ispat etmek
have the goods on someone
f.
176
Deyim
suçlu olduğunu ispat etmek
get the goods on someone
f.
177
Deyim
suçlu hissetmek
hang one's head
f.
178
Deyim
suçlu olduğu halde masum görünmek
look as if butter wouldn't melt in one's mouth
f.
179
Deyim
suçlu aramak
look for a scapegoat
f.
180
Deyim
suçlu bulmak
find someone guilty
f.
181
Deyim
suçlu aramak
look for someone to blame
f.
182
Deyim
yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
send somebody on a guilt trip (brit)
f.
183
Deyim
yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
make someone feel guilty
f.
184
Deyim
yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone
f.
185
Deyim
(birini) suçlu duruma düşürmek
put out of countenance
f.
186
Deyim
(birini) suçlu duruma düşürmek
stare out of countenance
f.
187
Deyim
yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
lay/put a guilt trip on somebody (us)
f.
188
Deyim
yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
give someone a hard time
f.
189
Deyim
(birine) kendini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one)
f.
190
Deyim
birine kendini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone
f.
191
Deyim
birine kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone
f.
192
Deyim
(birini) mahkemeye saygısızlıktan suçlu bulmak
hold (someone) in contempt
f.
193
Deyim
(birini) hakime saygısızlıktan suçlu bulmak
hold (someone) in contempt
f.
194
Deyim
(birini) mahkeme prosedürlerine itaat etmemekten suçlu bulmak
hold (someone) in contempt
f.
195
Deyim
kendini suçlu hissetmek
be on (one's) conscience
f.
196
Deyim
(birini) suçlu bulmak
find (one) guilty
f.
197
Deyim
(birinin) suçlu olduğuna karar vermek
find (one) guilty
f.
198
Deyim
suçlu olduğunu ispat etmek
get the goods on
f.
199
Deyim
suçlu hissettirmek
guilt trip
f.
200
Deyim
kendini suçlu hissetmek
have (something) on (one's) conscience
f.
201
Deyim
(birine) kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on (one)
f.
202
Deyim
'-e kendini suçlu hissettirmek
lay a trip on
f.
203
Deyim
suçlu olduğu halde masum görünmek
look as if butter wouldn't melt in mouth
f.
204
Deyim
suçlu olduğu halde masum görünmek
look as if butter wouldn't melt in your mouth
f.
205
Deyim
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame for (something) on (someone or something)
f.
206
Deyim
-i suçlu bulmak
place the blame on
f.
207
Deyim
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame on (someone or something)
f.
208
Deyim
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame on (someone or something) for (something)
f.
209
Deyim
(birini) suçlamak/suçlu görmek
put (one) in the dock
f.
210
Deyim
(birinin) suçlu olup olmadığına karar vermek için jürilik yapmak
sit in judgment of (someone)
f.
211
Deyim
(birine) suçlu hissettiren
on (one's) conscience
s.
212
Deyim
kim suçlu kim güç belli olmaz
not all black and white
expr.
213
Deyim
hem suçlu hem güçlü
the pot calling the kettle black
expr.
214
Deyim
suçlu eninde sonunda yakalanır
crime doesn't pay
expr.
215
Deyim
suçlu kahya
the butler did it
expr.
216
Deyim
suçlu er geç yakayı ele verir
crime doesn't pay
expr.
217
Deyim
onu incitenlerin yanında çok da suçlu sayılmayan
more sinned against than sinning
expr.
218
Deyim
suçlu er geç yakayı ele verir
crime does not pay
expr.
219
Deyim
suçlu eninde sonunda yakalanır
crime does not pay
expr.
220
Deyim
suçlu er geç cezasını bulur
crime does not pay
expr.
221
Deyim
suçlu sayılabilecekken mağdur konumuna gelmiş
more sinned against than sinner
expr.
222
Deyim
suçlu hissettiren
on conscience
expr.
223
Deyim
suçlu hissettiren
on your conscience
expr.
Speaking
224
Konuşma
ben suçlu değilim
I am not guilty
expr.
225
Konuşma
kendini suçlu mu hissediyorsun?
do you feel guilty?
expr.
226
Konuşma
kendimi korkunç derecede suçlu hissediyorum
I feel terribly guilty
expr.
Law
227
Hukuk
yeniden suçlu bulma
reconviction
i.
228
Hukuk
boşanma davasında davacının da aynı oranda suçlu olduğunu ifade eden karşı itham
recrimination
i.
229
Hukuk
adaletten kaçan suçlu
fugitive from justice
i.
230
Hukuk
azılı suçlu
serious offender
i.
231
Hukuk
bir suçluyu muhakemesiz olarak vatan hainliği veya ağır bir suçtan suçlu bulma ilkesi
act of attainder
i.
232
Hukuk
bir suçluyu muhakemesiz olarak vatan hainliği veya ağır bir suçtan suçlu bulma ilkesi
bill of attainder
i.
233
Hukuk
bir suçluyu muhakemesiz olarak vatan hainliği veya ağır bir suçtan suçlu bulma ilkesi
writ of attainder
i.
234
Hukuk
çocuk suçlu
juvenile delinquent
i.
235
Hukuk
çocuk suçlu
juvenile offender
i.
236
Hukuk
çok ciddi bir suç işlemiş kişi (suçlu)
felon
i.
237
Hukuk
hüküm giymiş suçlu
convicted felon
i.
238
Hukuk
itiyadi suçlu
repeater
i.
239
Hukuk
itiyadi suçlu
recidivist
i.
240
Hukuk
işlediği iddia edilen suçtan suçlu bulunmuştur
guilty as charged
i.
241
Hukuk
iki sabıkası olan suçlu
two time felon
i.
242
Hukuk
jürinin suçlu olduğuna karar vermesi
return a verdict of guilty
i.
243
Hukuk
itiyadi suçlu
habitual criminal
i.
244
Hukuk
kimliği belirlenememiş suçlu
unknown subject of an investigation
i.
245
Hukuk
kişinin davada masum olduğunu iddia etmemesi ya da suçlu olduğunu kabul etmemesi
no contest
i.
246
Hukuk
kimliği belirlenememiş suçlu
unsub
i.
247
Hukuk
mükerrir suçlu
repeat offender
i.
248
Hukuk
müzmin suçlu
inveterate offender
i.
249
Hukuk
meşruten tahliye edilen suçlu
probationer
i.
250
Hukuk
mükerrer suçlu
repeat offender
i.
251
Hukuk
mükerrir suçlu
persistent violator
i.
252
Hukuk
potansiyel suçlu
potential criminal
i.
253
Hukuk
suçlu olduğu iddia edilen kimse
alleged criminal
i.
254
Hukuk
siber suçlu
cybercriminal
i.
255
Hukuk
siyasi suçlu
political criminal
i.
256
Hukuk
suçlu çıkarma
condemnation
i.
257
Hukuk
suçlu çocuk
delinquent child
i.
258
Hukuk
suçlu tanıma
criminal identification
i.
259
Hukuk
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul
reformatory
i.
260
Hukuk
suç ve suçlu davranışı
crime and criminal behavior
i.
261
Hukuk
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul
training school
i.
262
Hukuk
suçlu belirleme
criminal identification
i.
263
Hukuk
suç ve suçlu davranışlarını inceleyen bilim dalı
criminology
i.
264
Hukuk
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul
reformatory school
i.
265
Hukuk
suçlu çocuklar ıslah etmeye yönelik okul
reform school
i.
266
Hukuk
suçlu tanımlama
criminal identification
i.
267
Hukuk
şartlı tahliye edilen suçlu
probationer
i.
268
Hukuk
tesadüfi suçlu
incidental offender
i.
269
Hukuk
tesadüfi suçlu
accidental offender
i.
270
Hukuk
(britanya'da) suçlu gençlerin hapis cezası yerine düzenli olarak gelmeleri gereken yer
attendance centre
i.
271
Hukuk
azılı suçlu
habitual offender
i.
272
Hukuk
azılı suçlu
repeat offender
i.
273
Hukuk
diğer suçlulara talimat veren suçlu
fagin
i.
274
Hukuk
suçlu davranışı altında yatan sebep
motive
i.
275
Hukuk
şeriflerin suçlu bulunmayan yerlerdeki katip ve hakimlere verdiği ödül
glove money
i.
276
Hukuk
müebbet hapis cezasına çarptırılan suçlu
dangerous offender [us/canada]
i.
277
Hukuk
çocuk suçlu
delinquent
i.
278
Hukuk
(yargılayan jürinin sunduğu) suçlu değildir kararı
ignoramus
i.
279
Hukuk
(bir veya birden fazla kimsenin) suçlu olduğunu öne sürme
implication
i.
280
Hukuk
(özellikle avustralya'da) suçlu kolonisi
felonry
i.
281
Hukuk
sanığın suçlu olduğuna dair hakkında verilmiş hüküm
conviction
i.
282
Hukuk
darağacından kaçan suçlu
scapegallows
i.
283
Hukuk
suçlu takip numarası
ctn (criminal tracking number)
i.
284
Hukuk
suçlu için kefalet ödeyen kimse
sponsor
i.
285
Hukuk
suçlu çocuğun vasisi
sponsor
i.
286
Hukuk
azılı suçlu
supercriminal
i.
287
Hukuk
yeniden suçlu bulmak
reconvict
f.
288
Hukuk
suçlu olduğuna karar vermek (jüri)
return a verdict of guilty
f.
289
Hukuk
suçlu çıkarmak
condemn
f.
290
Hukuk
suçlu olduğuna karar vermek
return a verdict of guilty
f.
291
Hukuk
suçlu bulmak
condemn
f.
292
Hukuk
suçlu bulmak
bring in a verdict of guilty
f.
293
Hukuk
(suçlu için) önden yasal işlem başlatmak
precharge
f.
294
Hukuk
suçlu olduğu kanıtlanmış
condemned
s.
295
Hukuk
suçlu tutulabilir
culpable
s.
296
Hukuk
suçlu olduğu kanıtlanmış
convicted
s.
297
Hukuk
suçlu bulunan
infamous
s.
298
Hukuk
hüküm giymiş bir suçlu için yapılan ön soruşturmaya ait veya ilişkin
presentence
s.
Politics
299
Siyasal
suçlu veya terörist ile yetkililer arasında, rehinelerin bırakılması ve teslim olma konusunda yapılan pazarlık
negotiations
i.
300
Siyasal
kişisel hakları korumak şartıyla bir kimsenin yasal anlamda suçlu olup olmadığını belirleme süreci
due process of law
i.
301
Siyasal
mükerrer suçlu
habitual offender
i.
302
Siyasal
siyasi suçlu
political offender
i.
303
Siyasal
siyasi suçlu
political criminal
i.
Media
304
Medya
suçlu anonsu
all-points bulletin (apb)
i.
Automotive
305
Otomotiv
suçlu aramaksızın ödeme yapan sigorta
no fault insurance
i.
Medical
306
Medikal
suçlu rehabilitasyonu uzmanı
penologist
i.
307
Medikal
doğuştan suçlu
born criminal
s.
Psychology
308
Psikoloji
cinsel suçlu
sex offender
i.
309
Psikoloji
suçlu davranışı
criminal behavior
i.
310
Psikoloji
suçlu davranışı
criminal behaviour
i.
Social Sciences
311
Sosyal Bilimler
yüksek disiplin, fiziksel egzersiz ve çalışmanın olduğu çocuk suçlu merkezi
boot camp
i.
History
312
Tarih
zanlının suçlu olup olmadığını anlamak için kolunun sokulduğu kaynar su dolu kazan
alfet [obsolete]
i.
313
Tarih
londra'nın whitefriars bölgesine sığınan suçlu veya borçlu
alsatian
i.
314
Tarih
sanığı sıcak suya sokarak suçlu olup olmadığını anlama yöntemi
hot-water ordeal
i.
Military
315
Askeri
siyasi suçlu
political criminal
i.
Archaic
316
Eski Kullanım
(suçlu veya kölelerde) dağlama izi
stigma
i.
317
Eski Kullanım
önceden suçlu çıkarmak
predoom
f.
Slang
318
Argo
işlemediği bir suçtan suçlu bulunma
bum beef
i.
319
Argo
suçlu adam
man of ill repute
i.
320
Argo
sabıkası olmayan suçlu
cherry
i.
321
Argo
kurbanını gözüne kestirip soymak için takip eden suçlu
jugger
i.
322
Argo
insanların peşine takılıp soyan suçlu
jugger
i.
323
Argo
insanları takip edip soyan suçlu
jugger
i.
324
Argo
mükerrer suçlu
boobhead [australia]
i.
325
Argo
adi suçlu
hoodlum
i.
326
Argo
kadın suçlu
moll
i.
327
Argo
silahlı kadın suçlu
gun moll
i.
328
Argo
hispanik suçlu
scrap
i.
329
Argo
meksikalı suçlu
scrap
i.
330
Argo
dokuz aydan fazla hapis yatan çocuk suçlu
sleeper
i.
British Slang
331
İngiliz Argosu
genç suçlu
scrote
i.
332
İngiliz Argosu
masum birini suçlu göstermek
fit up
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of suçlu
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy