amaç - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

amaç



"amaç" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
amaç aim i.
amaç purpose i.
amaç goal i.
amaç objective i.
amaç target i.
General
amaç end i.
amaç turn i.
amaç scope i.
amaç dream i.
amaç view i.
amaç bourne i.
amaç intention i.
amaç terminus i.
amaç point i.
amaç bourn i.
amaç sense i.
amaç destination i.
amaç function i.
amaç mission i.
amaç use i.
amaç intendment i.
amaç cause i.
amaç design i.
amaç meaning i.
amaç drift i.
amaç consummation i.
amaç will i.
amaç idea i.
amaç aim i.
amaç goal i.
amaç objective i.
amaç intent i.
amaç object i.
amaç purpose i.
amaç tendency i.
amaç thing i.
amaç effect i.
amaç attempt [obsolete] i.
amaç employment i.
amaç enact [obsolete] i.
amaç sake i.
amaç bead i.
amaç ettle i.
amaç main [obsolete] i.
amaç horizon i.
amaç object i.
amaç butt [obsolete] i.
amaç device i.
amaç devotion [obsolete] i.
amaç institute [obsolete] i.
amaç gool [dialect] i.
amaç conclusion [obsolete] i.
amaç port i.
amaç cogitation [obsolete] i.
amaç prick [obsolete] i.
amaç sights i.
amaç pretence [obsolete] i.
amaç pretense [obsolete] i.
amaç selective s.
amaç obj (objective) kısalt.
Trade/Economic
amaç primary objective i.
amaç object i.
amaç aim i.
amaç purpose i.
amaç goals i.
amaç objective i.
Law
amaç intendment i.
Politics
amaç ideal i.
amaç objective i.
amaç aim i.
amaç goal i.
Telecom
amaç object i.
Linguistics
amaç objective i.
amaç aim i.
amaç obj. (objective) kısalt.
Archaic
amaç butt i.

"amaç" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 429 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
özel bir amaç için ad hoc zf.
özel bir amaç için kurulmuş ad hoc zf.
General
esas amaç essential objective i.
makineler (belli bir amaç için kullanılan) apparatus i.
büyük amaç (uzun zamandır güdülen) ambition i.
büyük amaç (uzun zamandır güdülen) aspiration i.
amaç doğrultusunda engelleri ve güçlükleri aşma azim ve kararlılığı achievement motive i.
kötü bir amaç için yapılan büyü black magic i.
aygıtlar (belli bir amaç için kullanılan) apparatus i.
amaç (yasa) purview i.
ortak bir amaç veya çıkarla bağlanan bir grup insan affinity group i.
bir amaç için ayrılmış mal varlığı earmarked asset i.
alt amaç subgoal i.
amaç edinen aimer i.
temel amaç main purpose i.
temel amaç main objective i.
kurumsal amaç corporate objective i.
ana amaç main purpose i.
ana amaç primary purpose i.
ana amaç prime purpose i.
temel amaç primary aim i.
temel amaç chief goal i.
temel amaç primary purpose i.
temel amaç primary goal i.
temel amaç main goal i.
temel amaç main aim i.
temel amaç chief aim i.
öncelikli amaç primary purpose i.
öncelikli amaç principal purpose i.
öncelikli amaç main purpose i.
öncelikli amaç prime purpose i.
öncelikli amaç chief purpose i.
amaç sahibi olma sense of purpose i.
belirli bir amaç için ayrılmış arazi reserve i.
ortak amaç common purpose i.
esas amaç end-all i.
sosyal amaç social purpose i.
sosyal amaç social objective i.
sosyal amaç social aim i.
kutsal bir amaç a divine goal i.
ulvi bir amaç a lofty aim i.
özel bir amaç için üretilmiş araç purpose built vehicle i.
amaç saptama goal setting i.
amaç dil object language i.
asıl amaç original purpose i.
belirli amaç specific aim i.
ortak bir amaç/gaye a common goal i.
büyük amaç lofty goal i.
amaç fonksiyonu objective function i.
ulaşılabilir (bir) hedef/amaç an achievable target i.
başarılabilecek/ulaşılabilecek bir amaç/hedef an achievable target i.
ruhsal amaç spiritual goal i.
yüce/kutsal amaç apotheosis i.
gizli amaç arriere pensee i.
yaşamak için amaç reason to live i.
amaç ve konu purpose and subject i.
(yunanca) amaç telos i.
kötü bir amaç uğruna insanların sevgisini kazanma charm offensive i.
kutsal amaç sacred cause i.
yegane amaç sole purpose i.
tek amaç sole purpose i.
pratik amaç practical purpose i.
işe yarar/temel amaç practical purpose i.
yüce amaç noble cause i.
soylu amaç noble cause i.
asil amaç noble cause i.
şu andaki amaç current objective i.
gerçekdışı amaç unrealistic goal i.
nihai amaç ultimate aim i.
temel amaç core purpose i.
amaç birliği unity of purpose i.
politik amaç political aim i.
siyasi amaç political aim i.
(bir amaç için) bir araya gelme rally i.
erişilemez amaç nirvana i.
mevcut durum, amaç veya kullanım nonce i.
belirli amaç nonce [dialect] i.
asıl amaç main purpose i.
esas amaç main purpose i.
gizli amaç mental reservation i.
amaç sahibi olma aspiringness i.
bencilce bir amaç için çalışma ax–grinding i.
bencilce bir amaç için çalışma axe–grinding i.
(ortak bir amaç için) birlikte hareket eden kimselerin oluşturduğu yapı machine i.
bir amaç veya faaliyetin peşine düşme madness i.
zorluklara rağmen bir amaç uğruna mücadele eden kimse dead ender i.
bir amaç uğruna savaşan etrafı kuşatılmış şövalye white knight i.
bir şeyin altında yatan amaç meaning i.
temel amaç message i.
amaç veya inancın aktif olarak savunulması militancy i.
kuruluş üyelerinin bir amaç uğruna birlikte çalıştığı gönüllülük projesi work camp i.
önemli amaç holy grail i.
kişinin davranışlarının arkasındaki amaç motive i.
yüce bir amaç için kendini feda eden adam galahad i.
ikincil amaç by-end i.
özel amaç by-respect i.
uzun çaba veya arayışla elde edilmesi arzulanan nihai amaç grail i.
manipülatif amaç ideology i.
belirli bir siyasi amaç uğruna hazırlanmış organize kampanya offensive i.
amaç için gerekli olanın abartılması overkill i.
hayattaki amaç life goal i.
gerçekleştirilmesi mümkün görülmeyen siyasi amaç impossibilism i.
imkansız amaç impossibilism i.
imkansız amaç destekçiliği impossibilism i.
köklü bir amaç veya ilke uğruna çalışan grup old guard i.
demode bir amaç veya ilke uğruna çalışan grup old guard i.
harekete geçirici amaç compass i.
ortak amaç için kurulan ittifak combination i.
bencilce amaç by-view i.
amaç doğrultusunda ortak çaba conspiration i.
belirli bir amaç için eşleştirilen iki kişi couple i.
diğer bir amaca aykırı amaç cross-purpose i.
karşı amaç cross-purpose i.
amaç bağlamında kullanılabilme instrumentalness i.
belirli bir kurum veya amaç için toplanan para plate i.
yeni amaç yüklemek için devralma co-optation i.
ortak amaç etrafında kenetlenen insanlar fodder i.
her bir parçasının hem bir araç hem de amaç olduğu bir varlık organism i.
belirli bir amaç için ayrılmış küçük alan plot i.
önceden belirlenmiş amaç predetermination i.
belirli bir amaç için donatılıp bir araya getirilen şey preparation i.
gerekli hallerde amaç dışı kullanım secondary use i.
hayali amaç shadow i.
gerçeğe dayanmayan amaç shadow i.
belirli bir amaç için ortak fonda para biriktiren bir grup insan slate club [uk] i.
bellirli bir amaç için toplanan ortak para money pool i.
elde edilemeyen amaç star i.
amaç için doğru özellikleri taşıma suitableness i.
belirli bir amaç güderek yola çıkmak start out to do something f.
bir amaç için bir yere gitmek go to see f.
amaç belirlemek set an objective f.
amaç olarak almak have as a purpose f.
amaç gerçekleştirmek realize an objective f.
bir amaç peşinde olmak be out to f.
amaç gütmek pursue a goal f.
amaç dışında kullanmak misuse f.
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışmak be strange bedfellows f.
amaç edinmek aspire after f.
amaç edinmek aspire to f.
amaç olarak seçmek level f.
amaç gerçekleştirmek reach one's aim f.
amaç gerçekleştirmek realize an aim f.
amaç edinmek take as a goal f.
belirli bir amaç için yetiştirmek cultivation f.
amaç taşımak have aim f.
bir amaç için bir kenara koymak earmark f.
bir amaç uğruna yaşamak live to do something f.
bir hedef/amaç tesis etmek establish an objective f.
(bir amaç için) bir araya gelmek rally f.
bir amaç için çalışmak work for a cause f.
bir grubun amaç veya eylemlerine katılmamak nonengagement f.
bir grubun amaç veya eylemleriyle meşgul olmamak nonengagement f.
(bir şeyi) belirli bir amaç için hazırlamak tew [obsolete] f.
belirli bir amaç için ayırmak ticket f.
amaç edinmek trade [obsolete] f.
ortak bir amaç veya inan için birleşmek unify f.
özel bir amaç için emanet vermek bail f.
bir amaç için çalıştırmak use f.
(belirli bir amaç için) birleşmek league f.
belirli bir amaç doğrultusunda, rotayı veya sevkiyat yerini değiştirmek gibi istikamette ve konumda bir dizi değişiklikler yapmak manoeuver f.
(ortak amaç veya duygu dolayısıyla) bir araya getirmek bond f.
(bir şeyi) belirli amaç için kullanmak harness f.
belirli amaç için teslim etmek give f.
(amaç için) gerekenden fazlasını uygulamak overkill f.
amaç için (bir şeyi) yerleştirmek plant f.
her şeyden önemli olan (neden/amaç) overriding s.
belli bir amaç için üretilen specialized s.
tek bir amaç güden single-minded s.
amaç dışı out of purpose s.
tek bir amaç için yaratılmış created for a single purpose s.
tek bir amaç için yaratılmış created for one purpose s.
belli bir amaç için üretilen specialised s.
bir amaç veya fonksiyon için kendini ayarlayabilen tailorable s.
(amaç) etrafında toplanan centered s.
esas amaç ya da konudan sapan tangent s.
(belli bir amaç için) ayrılmış laid up s.
özel bir amaç doğrultusunda karakterize edilen tendential s.
bilimsel amaç karşıtı antiscientific s.
belirli bir amaç için ayrılmamış unearmarked s.
belirli bir amaç için işaretlenmemiş unearmarked s.
bir amaç için kullanılmış unwasted s.
özel bir amaç için kullanılan extraordinary s.
(amaç, önem açısından) kenarda olan by s.
imkansız amaç ile ilgili impossibilist s.
amaç ve hedeflerinden sapmış disoriented s.
belirli bir amaç doğrultusunda ancak düşünmeden sunulan incidental s.
amaç ile ilgili final s.
amaç veya perspektife yönelik well-framed s.
bu amaç doğrultusunda in accordance with this purpose zf.
bu amaç doğrultusunda in line with this purpose zf.
bu amaç doğrultusunda in parallel with this purpose zf.
bu amaç doğrultusunda in line with this objective zf.
hangi amaç doğrultusunda whereto zf.
zihindeki amaç olarak in purpose zf.
Phrasals
bir amaç için sebat etmek stick out f.
(bir şey almak/belli bir amaç/hedef için) para biriktirmek save money toward something f.
belli bir amaç için tasarlamak gear to (someone or something) f.
belli bir amaç için tasarlamak gear toward (someone or something) f.
belirli bir amaç/görev için (birini/bir şey) seçmek select (someone or something) for (something) f.
bir amaç için gayret sarf etmek work toward f.
bir amaç için çabalamak work toward f.
bir bölgenin bir kısmını (başka bir amaç için) ayırmak/tahsis etmek zone off f.
amaç doğrultusunda motive etmek build up f.
bir amaç altında toplanmak fall together f.
belirli bir amaç doğrultusunda çalışmak get up f.
(bir amaç) yolunda ilerlemek go for (something) f.
(bir amaç, değişim) için güncelleme yapmak retool for (something) f.
(bir amaç, değişim) için yeniden düzenleme yapmak retool for (something) f.
(bir amaç) için kendine gereken yetenekleri kazandırmak retool for (something) f.
kendini (bir amaç) için gereken yeteneklerle/bilgilerle donatmak retool for (something) f.
(bir amaç) için (resmi bir şey) teklif etmek/sunmak tender (something) for (something) f.
(bir amaç/sebep) uğruna çalışmak work for (something) f.
bir amaç için almak come up f.
belirli bir amaç doğrultusunda bir fona katkıda bulunmak dob in f.
belirli bir amaç doğrultusunda bir fona katkıda bulunmak dob on [australia/new zealand] f.
(birilerini amaç için) bir araya getirmek beat up f.
Phrases
amaç aracı meşru kılar the end justifies the means i.
amaç değil araç a means rather than an end i.
başlı başına bir amaç an end itself expr.
bu amaç doğrultusunda with this purpose in mind expr.
bir amaç çevresinde under the banner of expr.
bu amaç için for this purpose expr.
belirli bir amaç dahilinde with an eye to something expr.
buradaki amaç the aim here is expr.
bu amaç doğrultusunda in line with this target expr.
her şey iyi bir amaç uğruna all for a good cause expr.
ticari amaç olmaksızın without any commercial purpose expr.
daha iyi bir amaç uğruna for the greater good expr.
Colloquial
kendi içinde bir amaç an end in itself i.
istenen amaç holy grail i.
bir amaç veya organizasyon için olağanüstü heyecan gösteren kimse moonie i.
kendi içinde bir amaç end in itself i.
(bir şey, iş, amaç için) güvenilir kişi go-to girl i.
(bir şey, iş, amaç için) yararlı olabilecek kişi go-to girl i.
ortak bir amaç için biriyle işbirliğine girmek make common cause f.
bir amaç için bir şeyin içinde olmak be in it for f.
bir amaç uğruna bir şeyin parçası olmak be in it for f.
bir amaç uğruna bir şeye girmek be in it for f.
(bir amaç) uğruna çalışmak be (all) out to (do something) f.
bir amaç uğruna çalışmak be (all) out to do something f.
bir amaç uğruna çalışmak be (all) out for something f.
belli bir amaç uğruna katılmak/girmek be in for f.
bir amaç peşinde olmak be out f.
enstrümanı gayretle ve belirli bir amaç uğruna çalmak woodshed f.
iyi bir amaç için olmak be for/in a good cause f.
bir amaç uğruna çalışmak be out to do something f.
bir amaç uğruna yaşamak live to do f.
(bir şey, iş, amaç için) güvenilir go-to s.
(bir şey, iş, amaç için) yararlı olabilecek go-to s.
(bir şey, iş, amaç için) başvurulan/başvurulacak go-to s.
en önemli amaç değil (not) the be-all and end-all expr.
Idioms
belirli bir amaç için çok uygun kişi veya şey raw material i.
var olmayan amaç no-goal i.
desteği hak eden amaç deserving cause i.
yardım etmeye değer/layık amaç deserving cause i.
değerli/kıymetli bir amaç worthwhile cause i.
desteklemeye değer bir amaç worthwhile cause i.
en önemli amaç be all and end all i.
en önemli amaç the be-all and end-all i.
kişisel amaç ax to grind i.
kişisel bir amaç an ax to grind i.
kişisel/gizli amaç axe to grind i.
en önemli amaç the be-all and end-all i.
belirli bir ticari amaç gütmeyen araştırma blue-sky research i.
çelişen amaç cross purpose i.
farklı amaç cross purpose i.
(birinin) yaptığı deliliğin altında yatan mantıklı/haklı neden/amaç method in (one's) madness i.
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışan ikili strange bedfellows i.
ulaşılması imkansız bir amaç will o' the wisp i.
tek amaç olmak be all about something f.
politikacıların bir siyasi hedef veya amaç için muhalif parti veya üyeleriyle birleşmesi veya iş birliği yapması cross the aisle f.
amaç edinmek have one's sights trained on something f.
amaç edinmek train one's sights on something f.
amaç saptamak adopt a course of action f.
bir amaç için verilen uğraşı devam ettirmek carry the torch f.
ilkeler uğruna, iyi niyetle, doğru bir amaç için mücadele etmek fight the good fight f.
ortak bir amaç doğrultusunda/müşterek bir hedefe yönelik olarak birisiyle işbirliği yapmak make common cause with someone f.
ortak bir amaç için biriyle işbirliğine girmek make common cause with somebody f.
(bir amaç vb) peşinde olmak go after f.
(belirli bir amaç için) evden çıkmak come out for f.
(kutsal bir amaç uğruna) hayatını kaybetmek pay the ultimate price f.
(kutsal bir amaç uğruna) ölmek pay the ultimate price f.
aynı amaç uğruna çalışmak work hand in hand f.
tek bir amaç uğruna çalışmak work hand in hand f.
aynı amaç uğruna çalışmak be shooting for the same target f.
iyi bir amaç için olmak be for a good cause f.
iyi bir amaç için olmak be (all) in a good cause f.
iyi bir amaç için olmak be (all) for a good cause f.
belirli bir amaç için almak get hold f.
(birini/bir şeyi) amaç edinmek have (one's) sights trained on (someone or something) f.
bir amaç doğrultusunda ilerlemek have (one's) sights trained on (someone or something) f.
ortak bir amaç için (biriyle/bir şeyle) iş birliğine girmek make common cause with (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) amaç edinmek set (one's) sights on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) amaç edinmek train (one's) sights on (someone or something) f.
amaç edinmek train sights on f.
belli bir amaç için tasarlanmış geared to (someone or something) s.
belli bir amaç için tasarlanmış geared toward (someone or something) s.
iki farklı görüşteki insan veya grubun bir amaç için bir araya gelmesi make strange bedfellows expr.
iki farklı görüşteki insan veya grubun bir amaç için bir araya gelmesi make odd bedfellows expr.
belli bir amaç gütmeden for (something's) own sake expr.
amaç olarak in (one's) sights expr.
Trade/Economic
ahlaki amaç moral purpose i.
amaç birliği goal congruence i.
amaç fiyat norm price i.
amaç uğruna eşit temel üzerinde birleşerek çalışma affectio societatis i.
amaç ve görev tekniği objective-and-task technique i.
amaç yönlendirmeli proje yönetimi goal directed project management i.
asıl amaç primary objective i.
belirli bir amaç için yapılmış ortaklık special partnership i.
belli bir amaç için ayrılmış para earmarked funds i.
belirli amaç ve koşullarda kullanılabilen fon restricted fund i.
belirli amaç doğrultusunda bazı belirgin soruların cevaplarını aramak amacıyla yapılan mülakat objective interview i.
belirli bir amaç için kurulmuş yalnız o amaçla sınırlı geçici nitelikteki komite ad hoc committee i.
belirli bir amaç için atanan temsilci attorney ad hoc i.
belirli bir amaç için ayrılmamış fon general fund i.
belirli bir amaç için ayrılmış yedek restricted surplus i.
beyan edilen amaç intended purpose i.
birçok amaç için ayrılmış yedek hybrid reserve i.
emeklilik gibi özel bir amaç için ayırılan ödenek nest egg i.
emeklilik gibi özel bir amaç için ayırılan ödenek nest-egg i.
işletmeye yön veren amaç business driver i.
kar temelli amaç profit-based objective i.
kısa vadeli bir amaç için şirketlerin birlik oluşturması corporate alliance i.
kurumsal amaç corporate purpose i.
manevi amaç moral purpose i.
mali olmayan amaç nonfiscal purpose i.
özel bir amaç için ayrılmış ihtiyat funded reserve i.
temel kurumsal amaç organizational mission i.
temel amaç primary objective i.
yurt içi ekonomik amaç domestic economic goal i.
yurt içi ekonomik amaç internal economic goal i.
belirli bir amaç için ayrılan bütçe budget i.
(belirli bir amaç için) alınan para drawing i.
(arazi, karın bir bölümü) belirli amaç doğrultusunda kenara ayrılan şey set-aside i.
özel bir amaç için ayırmak earmark f.
(bir kimseyi veya kurumu) parayı belirli bir amaç doğrultusunda kullanmaya mecbur bırakmak ring-fence f.
Law
esas amaç final cause i.
kanunun amaç veya kapsamı purview i.
niyet ve amaç intent and purpose i.
şirketimiz ana sözleşmesi ile belirlenen şirketin amaç konusuna giren tüm işlemleri ifa ve ikmale initiate and execute and finalize all activating within the ambit of our corporate charter of incorporation i.
kamu fonunun belirli bir amaç için harcanmasını teklif eden yasal düzenleme appropriation bill i.
ciddi şekilde yaralanma veya ölüme sebep olan fakat ihmal, haksız amaç veya yasadışı fiil içermeyen kaza misadventure i.
Politics
ortak amaç etrafında toplanmış siyasi parti veya örgütlerin birleşimi cartel i.
amaç fiyatı norm price i.
stratejik hedef/amaç strategic intent i.
stratejik amaç strategic goal i.
(amaç doğrultusunda) birliğe girmek federalize f.
(amaç doğrultusunda) birliğe girmek federalise f.
belirli bir amaç için düzenlenmiş ad hoc s.
belirli bir amaç için yapılmış ad hoc s.
Institutes
özellikle hayvanlar konusunda insani amaç ve uygulamaları destekleyen kuruluş humane society i.
Industry
dengelenmiş amaç kartı balanced scorecard i.
Technical
amaç işlevi objective function i.
amaç dil target language i.
amaç evresi target phase i.
amaç modül object module i.
amaç bilgisayar object computer i.
amaç görünüm object configuration i.
amaç kod object code i.
amaç konfigürasyon object configuration i.
amaç küme object deck i.
amaç küme object pack i.
amaç makine target machine i.
amaç makine object machine i.
amaç program target program i.
amaç ve kapsam tarifi goal and scope definition i.
özel amaç special purpose i.
amaç dışı kullanmak misuse f.
Computer
amaç dil target language i.
amaç programı object programme i.
amaç evresi target phase i.
amaç modül object module i.
amaç işlevi objective function i.
amaç dil object language i.
amaç bilgisayar object computer i.
amaç birimi object module i.
amaç görünüm object configuration i.
amaç kod object code i.
amaç kodu object code i.
amaç konfigürasyon object configuration i.
amaç küme object pack i.
amaç küme object deck i.
amaç makine object machine i.
amaç makine target machine i.
amaç program target program i.
amaç program object code i.
amaç program object program i.
genel amaç general purpose i.
herhangi bir amaç any purpose i.
internetin kötü amaçlı/amaç dışı kullanımı abuse of internet i.
yeni amaç new purpose i.
amaç ekle add purpose expr.
Informatics
amaç dil object language i.
amaç dil target language i.
amaç işlevi objective function i.
amaç program object code i.
amaç program object program i.
Medical
steroidlerin amaç dışı kullanımı steroid abuse i.
Psychology
amaç ketlemesi aim-inhibition i.
araç-amaç analizi means-ends analysis i.
kısmi amaç partial aim i.
Biology
(belirli bir amaç için muhafaza edilen) canlı organizma yığını stabilate i.
Social Sciences
doğal ve toplumsal güçlerin yararlı bir amaç uğruna kullanılması telesia i.
doğal ve toplumsal güçlerin yararlı bir amaç uğruna kullanılması telesis i.
Literature
edebi amaç gütmeyen materyal subliterature i.
edebi amaç ile yazılmayan subliterary s.
Linguistics
amaç belirten zarflar adverbs of purpose i.
amaç yönelimlilik goal-orientedness i.
amaç yönetimlilik goal directedness i.
davranışsal amaç behavioural objective i.
amaç bildiren (fiil, cümle, ifade) telic s.
amaç çekim destinative s.
Religious
(roma katolik kilisesi'nde) belirli bir amaç için veya rahibin takdirine bağlı olarak gerçekleşen ayin votive mass i.
belirli bir amaç için bir araya gelen çeşitli dini gruplara mensup görevlilerin oluşturduğu birlik ministerium i.
özel amaç için yapılan bir tören office i.
özel amaç için yapılan bir ayin office i.
özel amaç için yapılan bir dini tören office i.
Philosophy
evren gelişimini amaç ve tasarımın kontrol ettiğine olan inanç teleologism i.
nihai amaç final cause i.
tasarım, amaç, nihai niyet veya nedenlere ait veya ilgili teleological s.
Military
bir amaç için başvurulan taktik tactic i.
askeri amaç ve ideallerin egemenliğinde olan militarist s.
Sport
oyuncunun ulaşmak istediği amaç home i.
(oyunlarda) amaç home i.
Cinema
ticari amaç için olmayan nontheatrical s.
Latin
amaç ya da bitiş noktası terminus ad quem i.
Archaic
gizli amaç counsel i.
özel bir amaç için ayırmak separate f.
Slang
biri tarafından çöpe atılan fakat başkası tarafından alınıp başka bir amaç için değerlendirilen şey mongo i.