|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
zarfın arkasına ulaşma tarihini ve yerini belirtmek için postane tarafından vurulan damga |
backstamp i.
|
|
2 |
Genel |
şaşkınlık, tiksinme, sıkkınlık ve kızgınlık belirtmek için kullanılan bir sözcük |
jeremiah i.
|
|
3 |
Genel |
hintli kadınların evli olduklarını belirtmek için taktıkları kolye |
mangalsutra i.
|
|
4 |
Genel |
sahiplik belirtmek için hayvanın kulağına atılan çentik veya postuna yapılan işaret |
mark i.
|
|
5 |
Genel |
hanedan armalarında özellikle dördüncü oğlu belirtmek için kullanılan, ayakları görünmeyen bir kuş figürü |
martlet i.
|
|
6 |
Genel |
ne tür bir eylemin gerekli veya ilgili olduğunu belirtmek için kullanılan en uygun terim |
word i.
|
|
7 |
Genel |
bir konunun tüm açılardan tamam hale geldiğini belirtmek için kullanılan ifade |
mod con i.
|
|
8 |
Genel |
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf |
dominical i.
|
|
9 |
Genel |
eserin türünü belirtmek için eser başına eklenen alıntı |
inscription i.
|
|
10 |
Genel |
kesin ve açık olarak belirtmek |
formulate f.
|
|
11 |
Genel |
miktar belirtmek |
quantify f.
|
|
12 |
Genel |
ayrıntıları ile belirtmek |
specify f.
|
|
13 |
Genel |
kelimenin önemini belirtmek |
underscore f.
|
|
14 |
Genel |
arasıra tekrarlanan bir durumu belirtmek için kullanılır |
be subject to f.
|
|
15 |
Genel |
aksini belirtmek |
assert the contrary f.
|
|
16 |
Genel |
açıkça belirtmek |
specify f.
|
|
17 |
Genel |
bir şeyi belirtmek |
make something clear f.
|
|
18 |
Genel |
kendi fikrini belirtmek |
speak one's piece f.
|
|
19 |
Genel |
belirtmek (şartları/kuralları) |
prescribe f.
|
|
20 |
Genel |
açık seçik belirtmek |
articulate f.
|
|
21 |
Genel |
önemle belirtmek |
accentuate f.
|
|
22 |
Genel |
hastalık yüzünden işyerine gelmeyeceğini belirtmek |
called in sick f.
|
|
23 |
Genel |
hastalık yüzünden işyerine gelmeyeceğini belirtmek |
call in sick f.
|
|
24 |
Genel |
belirtmek (ifade etmek) |
indicate f.
|
|
25 |
Genel |
açıkça belirtmek |
enounce f.
|
|
26 |
Genel |
üzüntüsünü belirtmek |
bemoan f.
|
|
27 |
Genel |
fikrini belirtmek |
declare f.
|
|
28 |
Genel |
fikrini belirtmek |
pussyfoot f.
|
|
29 |
Genel |
açıkça belirtmek |
express clearly f.
|
|
30 |
Genel |
önceden belirtmek |
predetermine f.
|
|
31 |
Genel |
aksini belirtmek |
say the opposite of f.
|
|
32 |
Genel |
kesin olarak yerini belirtmek |
pinpoint f.
|
|
33 |
Genel |
ayrıntıları ile belirtmek |
particularize f.
|
|
34 |
Genel |
sembol ile belirtmek |
symbolize f.
|
|
35 |
Genel |
tezahürat yaparak sevgisini belirtmek |
make much of f.
|
|
36 |
Genel |
belirtmek (altını çizerek) |
highlight f.
|
|
37 |
Genel |
miktarını belirtmek |
quantify f.
|
|
38 |
Genel |
değerini belirtmek için (birşeyi) incelemek |
criticize f.
|
|
39 |
Genel |
kazıklarla (bir yerin) sınırlarını belirtmek |
stake off f.
|
|
40 |
Genel |
sembol ile belirtmek |
emblematize f.
|
|
41 |
Genel |
ana hatlarıyla belirtmek |
outline f.
|
|
42 |
Genel |
yeniden belirtmek |
rearticulate f.
|
|
43 |
Genel |
bir şeyin güzelliğini belirtmek |
serve as an offset to something f.
|
|
44 |
Genel |
görüş belirtmek |
opine f.
|
|
45 |
Genel |
ısrarla belirtmek |
harp f.
|
|
46 |
Genel |
göstermek (belirtmek vb.) |
denote f.
|
|
47 |
Genel |
açıkça belirtmek |
enunciate f.
|
|
48 |
Genel |
özellikle belirtmek |
point to f.
|
|
49 |
Genel |
sembol ile belirtmek |
symbolise f.
|
|
50 |
Genel |
tam olarak belirtmek |
indicate clearly f.
|
|
51 |
Genel |
tam olarak belirtmek |
specify precisely f.
|
|
52 |
Genel |
tam olarak belirtmek |
specify exactly f.
|
|
53 |
Genel |
tam olarak belirtmek |
specify fully f.
|
|
54 |
Genel |
yukarıda belirtmek |
point out above f.
|
|
55 |
Genel |
yukarıda belirtmek |
indicate above f.
|
|
56 |
Genel |
olumlu olarak belirtmek |
constate f.
|
|
57 |
Genel |
taziyelerini belirtmek |
convey one's condolences f.
|
|
58 |
Genel |
fikir belirtmek |
form a view on f.
|
|
59 |
Genel |
tekrar belirtmek |
respecify f.
|
|
60 |
Genel |
tam olarak belirtmek |
pin something down f.
|
|
61 |
Genel |
açıkça belirtmek |
pin down f.
|
|
62 |
Genel |
bir fikir belirtmek |
state an opinion f.
|
|
63 |
Genel |
düşüncelerini belirtmek |
opine f.
|
|
64 |
Genel |
düşüncelerini belirtmek |
express one's thoughts f.
|
|
65 |
Genel |
düşüncelerini belirtmek |
express f.
|
|
66 |
Genel |
düşüncelerini açıkça belirtmek |
enunciate f.
|
|
67 |
Genel |
önceden belirtmek |
foreshadow f.
|
|
68 |
Genel |
doğruluğunu belirtmek |
certify f.
|
|
69 |
Genel |
acısını paylaştığını belirtmek |
express one's sympathy to f.
|
|
70 |
Genel |
kazıklarla belirtmek |
peg out f.
|
|
71 |
Genel |
niceliğini belirtmek |
quantify f.
|
|
72 |
Genel |
önemini belirtmek |
lay emphasis on f.
|
|
73 |
Genel |
önemini belirtmek |
lay weight on f.
|
|
74 |
Genel |
altını çizerek belirtmek |
lay emphasis on f.
|
|
75 |
Genel |
altını çizerek belirtmek |
lay stress on f.
|
|
76 |
Genel |
altını çizerek belirtmek |
lay weight on f.
|
|
77 |
Genel |
önemini belirtmek |
lay stress on f.
|
|
78 |
Genel |
önemini belirtmek |
emphasize f.
|
|
79 |
Genel |
önemini belirtmek |
emphasise f.
|
|
80 |
Genel |
davanın tüm delillerini sunduğunu belirtmek |
rest one's case f.
|
|
81 |
Genel |
neden belirtmek |
state a reason f.
|
|
82 |
Genel |
diye belirtmek |
state as f.
|
|
83 |
Genel |
sebep belirtmek |
state a reason f.
|
|
84 |
Genel |
aşağıda belirtmek |
specify below f.
|
|
85 |
Genel |
aşağıda belirtmek |
indicate below f.
|
|
86 |
Genel |
kaynak belirtmek |
indicate the sources f.
|
|
87 |
Genel |
eksik belirtmek |
underspecify f.
|
|
88 |
Genel |
yetersiz belirtmek |
underspecify f.
|
|
89 |
Genel |
iki şey arasındaki farkı belirtmek |
draw a distinction f.
|
|
90 |
Genel |
şeklinde belirtmek |
state as f.
|
|
91 |
Genel |
şeklinde belirtmek |
indicate as f.
|
|
92 |
Genel |
(bilgi/haber) kaynağını belirtmek/vermek |
source f.
|
|
93 |
Genel |
(bir şey) hakkında şüphelerini açıklamak/belirtmek |
express doubts about f.
|
|
94 |
Genel |
değerini belirtmek için (birşeyi) incelemek |
criticise f.
|
|
95 |
Genel |
sembol ile belirtmek |
emblematise f.
|
|
96 |
Genel |
ayrıntıları ile belirtmek |
particularise f.
|
|
97 |
Genel |
belirtmek istemek |
(i) would like to indicate (that...) f.
|
|
98 |
Genel |
belirtmek istemek |
want to state f.
|
|
99 |
Genel |
belirtmek istemek |
want to indicate f.
|
|
100 |
Genel |
tercih belirtmek |
express preference f.
|
|
101 |
Genel |
ilaveten belirtmek |
adsignify f.
|
|
102 |
Genel |
önceden belirtmek |
adumbrate f.
|
|
103 |
Genel |
yeniden önemle belirtmek |
reaccent f.
|
|
104 |
Genel |
yeniden belirtmek |
re-articulate f.
|
|
105 |
Genel |
ulaşma tarihini ve yerini belirtmek için zarfın arkasını damgalamak |
backstamp f.
|
|
106 |
Genel |
yeniden önemini belirtmek |
re-emphasise f.
|
|
107 |
Genel |
yeniden önemini belirtmek |
re-emphasize f.
|
|
108 |
Genel |
yeniden belirtmek |
re-explain f.
|
|
109 |
Genel |
yeniden belirtmek |
re-express f.
|
|
110 |
Genel |
farklı bir şekilde belirtmek |
re-express f.
|
|
111 |
Genel |
kaynak belirtmek |
reference f.
|
|
112 |
Genel |
yeniden belirtmek |
remark f.
|
|
113 |
Genel |
altını çizerek belirtmek |
lay stress upon f.
|
|
114 |
Genel |
sesle belirtmek |
toll f.
|
|
115 |
Genel |
laf arasında belirtmek |
toss f.
|
|
116 |
Genel |
yetkin olunmayan konularda görüş belirtmek ve öğüt vermek |
ultracrepidate f.
|
|
117 |
Genel |
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek |
declare an interest f.
|
|
118 |
Genel |
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek |
declare one's interest f.
|
|
119 |
Genel |
açıkça belirtmek |
enounce f.
|
|
120 |
Genel |
(kaynakları) kenar boşluklarına not alarak belirtmek |
margin f.
|
|
121 |
Genel |
kabataslak belirtmek |
block (out) f.
|
|
122 |
Genel |
hatalı şekilde belirtmek |
misexpound f.
|
|
123 |
Genel |
başarısızlık olarak belirtmek |
miss f.
|
|
124 |
Genel |
lökün ile belirtmek |
lute f.
|
|
125 |
Genel |
(kafa sallama) jestlerle tanıdığını belirtmek |
move f.
|
|
126 |
Genel |
ses çıkararak belirtmek |
go f.
|
|
127 |
Genel |
özel bir işaretle belirtmek |
design [obsolete] f.
|
|
128 |
Genel |
açıkça belirtmek |
despecificate f.
|
|
129 |
Genel |
nefret kınama belirtmek için tıslama sesi çıkarmak |
hizz [dialect] f.
|
|
130 |
Genel |
ağzı çarpıtarak hoşnutsuzluk belirtmek |
mump [dialect] [uk] f.
|
|
131 |
Genel |
şaşkınlık belirtmek |
oh f.
|
|
132 |
Genel |
görüş belirtmek |
opinion [dialect] f.
|
|
133 |
Genel |
fikrini cahilce belirtmek |
opinionate f.
|
|
134 |
Genel |
görüşünü belirtmek |
commit f.
|
|
135 |
Genel |
dogmatik görüşler belirtmek |
pontificate f.
|
|
136 |
Genel |
anlaşılmaz ifadeler belirtmek |
pontificate f.
|
|
137 |
Genel |
kesin şekilde belirtmek |
pitch [obsolete] f.
|
|
138 |
Genel |
ana hatlarıyla belirtmek |
platform [obsolete] f.
|
|
139 |
Genel |
düzeltme ihtiyacını belirtmek |
correct f.
|
|
140 |
Genel |
düzeltme ihtiyacını belirtmek |
correctify f.
|
|
141 |
Genel |
önceden belirtmek |
forepoint f.
|
|
142 |
Genel |
açıkça belirtmek |
outspeak f.
|
|
143 |
Genel |
cesurca belirtmek |
outspeak f.
|
|
144 |
Genel |
fikrini belirtmek |
outspeak [dialect] f.
|
|
145 |
Genel |
daha fazla belirtmek |
outstate [rare] f.
|
|
146 |
Genel |
kaynağını belirtmek |
parent f.
|
|
147 |
Genel |
parantez içinde belirtmek |
parenthesize f.
|
|
148 |
Genel |
parantez içinde belirtmek |
parenthesise f.
|
|
149 |
Genel |
ayrıntıları ile belirtmek |
precise f.
|
|
150 |
Genel |
önceden belirtmek |
prelude f.
|
|
151 |
Genel |
açıklama olarak önden belirtmek |
premiss f.
|
|
152 |
Genel |
önceden belirtmek |
prenote f.
|
|
153 |
Genel |
önceden belirtmek |
presignify f.
|
|
154 |
Genel |
(yetki, sorumluluk belirtmek için) adını yazmak |
sign f.
|
|
155 |
Genel |
yön belirtmek |
signpost f.
|
|
156 |
Genel |
(zamanı) vuruşlarla belirtmek |
beat f.
|
|
157 |
Genel |
(yoğunluğu belirtmek için) kapıyı kapatmak |
sport [uk] f.
|
|
158 |
Genel |
(yoğunluğu belirtmek için) kapıyı kapalı tutmak |
sport [uk] f.
|
|
159 |
Genel |
maddeler halinde belirtmek |
itemize f.
|
|
160 |
Genel |
çevresini belirtmek |
outline f.
|
|
161 |
Genel |
harita veya tabloda istenmeyen bir durumu belirtmek için siyahla işaretli |
black s.
|
|
162 |
Genel |
göreceli konumu belirtmek için kullanılan hayali bir saate göre |
o’clock zf.
|
|
163 |
Genel |
eylemin aniliğini belirtmek için kullanılan bir ifade |
off zf.
|
|
164 |
Genel |
eylemin doğrudanlığını belirtmek için kullanılan bir ifade |
off zf.
|
|
165 |
Genel |
bir yeri belirtmek için kullanılır |
at ed.
|
|
166 |
Genel |
bir zamanı belirtmek için kullanılır |
at ed.
|
|
167 |
Genel |
sıfatı belirtmek kullanılan bir edat |
of ed.
|
|
168 |
Genel |
bir eylemi yapan veya gerçekleştiren kimseyi belirtmek için kullanılan bir edat |
of ed.
|
|
169 |
Genel |
şaşkınlık belirtmek için kullanılır |
yow ünl.
|
|
170 |
Genel |
şaşkınlık belirtmek için kullanılan bir ünlem |
vum [uk] ünl.
|
|
171 |
Genel |
ani ve şaşırtıcı bir eylemi, değişimi, farkındalığı belirtmek için kullanılan bir ünlem |
whammo ünl.
|
|
172 |
Genel |
ingiliz veya britanya kökenli herhangi bir şeyi belirtmek üzere kullanılan önek |
anglo ök.
|
|
173 |
Genel |
belirli bir insan tipini belirtmek için sahte latince sıfatlarla şakasına kullanılan bir kombine terim |
homo- ök.
|
|
Phrasals |
|
174 |
Öbek Fiiller |
(telefonla) rapor etmek/belirtmek |
call in f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(telefonla) rapor etmek/belirtmek |
call in to f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
ana hatlarıyla belirtmek |
chalk out f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
fikrini belirtmek |
make out f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
istek-arzu belirtmek |
purr over f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında üzüntüsünü belirtmek |
weep for (someone or something) f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
açıkça belirtmek |
lay out f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
işaretle belirtmek |
mark up f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle ilgili) hararetli bir şekilde görüşlerini belirtmek |
sound off (about something) f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle ilgili) yüksek sesle görüşlerini belirtmek |
sound off (about something) f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
ana hatlarını belirtmek |
block (out) f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
ana hatlarını belirtmek |
block (in) f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi incelikli bir şekilde) söylemek/belirtmek |
couch (something) in (something) f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi birine) açıkça belirtmek |
enunciate (something) to (one) f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
-e açıkça belirtmek |
enunciate to f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
bir kullanıcı arayüzünü aktif olmadığını belirtmek için gri yapmak |
gray out f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında görüş belirtmek |
remark on (someone or something) f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
kendi görüşünü kendi belirtmek |
speak for (oneself) f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) ardından üzüntülerini belirtmek |
weep about (someone or something) f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) ardından üzüntülerini belirtmek |
weep over (someone or something) f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
birisini yaptığı bir işten ötürü övmek, hayranlık ya da minnettarlık belirtmek |
credit someone or something with something
|
|
Phrases |
|
195 |
İfadeler |
yemekten alınan aşırı hazzı belirtmek için kullanılan ifade |
nom ünl.
|
|
196 |
İfadeler |
yemekten alınan aşırı hazzı belirtmek için kullanılan ifade |
nom nom nom ünl.
|
|
197 |
İfadeler |
kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olabileceğini belirtmek için kullanılan ifade |
biological clock is ticking expr.
|
|
198 |
İfadeler |
sarı yelve'nin ötüşünü belirtmek üzere kullanılan yansıtma ifade |
a little bit of bread and no cheese [uk] expr.
|
|
199 |
İfadeler |
tam olarak söylemek/belirtmek gerekirse |
to be (more) exact expr.
|
|
200 |
İfadeler |
sarı yelve'nin ötüşünü belirtmek üzere kullanılan yansıtma ifade |
a little bit of bread and no cheese [uk] expr.
|
|
201 |
İfadeler |
belirtmek isterim ki |
I'd like to point out that expr.
|
|
202 |
İfadeler |
bir kaçını belirtmek gerekirse |
to mention but a few expr.
|
|
203 |
İfadeler |
belirtmek isterim ki |
I'd like to state that expr.
|
|
204 |
İfadeler |
önemle belirtmek gerekir ki |
it is crucial to state that expr.
|
|
205 |
İfadeler |
tam olarak belirtmek gerekirse |
to be more precise expr.
|
|
206 |
İfadeler |
üzülerek belirtmek durumundayım ki |
it is unfortunate that I must inform you expr.
|
|
207 |
İfadeler |
üzülerek belirtmek durumundayım ki |
I regret to say that expr.
|
|
208 |
İfadeler |
üzülerek belirtmek durumundayım ki |
unfortunately i must inform you that expr.
|
|
209 |
İfadeler |
üzülerek belirtmek durumundayım ki |
I am sorry to say that expr.
|
|
210 |
İfadeler |
üzülerek belirtmek durumundayım ki |
I am afraid I must inform you that expr.
|
|
211 |
İfadeler |
üzülerek belirtmek durumundayım ki |
much to my regret i must inform you that expr.
|
|
212 |
İfadeler |
üzülerek belirtmek durumundayım ki |
I am sorry to inform you that expr.
|
|
213 |
İfadeler |
üzülerek belirtmek durumundayım ki |
it is unfortunate that I have to inform you expr.
|
|
214 |
İfadeler |
üzülerek belirtmek durumundayım ki |
I regret to announce that expr.
|
|
Colloquial |
|
215 |
Konuşma Dili |
bir hata yaptığında utanç belirtmek için kullanılan ifade |
dunce cap i.
|
|
216 |
Konuşma Dili |
çılgınca ve eğlence kültürüne dayalı yaşam tarzını belirtmek için kullanılan bir ifade |
sex, drugs, and rock 'n' roll i.
|
|
217 |
Konuşma Dili |
hedonist bir yaşam tarzını belirtmek için kullanılan bir ifade (erkekler için) |
wine, women, and song i.
|
|
218 |
Konuşma Dili |
kadınlarla cinsel ilişkinin, alkol kullanımının ve eğlencenin özgürce yaşandığı yaşam tarzını belirtmek için kullanılan bir ifade |
wine, women, and song i.
|
|
219 |
Konuşma Dili |
çapkınlığın/hovardalığın ön planda olduğu bir yaşam tarzını belirtmek için kullanılan ifade |
wine, women, and song i.
|
|
220 |
Konuşma Dili |
başını iki yana sallayarak onaylamadığını belirtmek |
shake one's head f.
|
|
221 |
Konuşma Dili |
birinin (bir şeyi yapan, bir yerde olan) kişi olduğunu belirtmek |
finger f.
|
|
222 |
Konuşma Dili |
memnuniyetini belirtmek |
kvell [us] f.
|
|
223 |
Konuşma Dili |
bir hata yapıldığını belirtmek için kullanılan mizahi bir ifade |
shurely shome mishtake expr.
|
|
224 |
Konuşma Dili |
bu da beni belirtmek/üstünde durmak istediğim noktaya/konuya getiriyor |
that brings me to the point expr.
|
|
Idioms |
|
225 |
Deyim |
fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey |
a peg on which to hang (something) i.
|
|
226 |
Deyim |
fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey |
a peg on which to hang something i.
|
|
227 |
Deyim |
fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey |
a peg to hang (something) on i.
|
|
228 |
Deyim |
birisinin çok az para harcadığını belirtmek için söylenen bir söz |
the last of the big spenders i.
|
|
229 |
Deyim |
birinin şikayet ve dertlerinin abartılı olduğunu belirtmek üzere kullanılan mecazi havlu/mendil |
crying towel i.
|
|
230 |
Deyim |
bir grubun birine olan minnetarlığını belirtmek için yapılan kısa konuşma |
a vote of thanks i.
|
|
231 |
Deyim |
bir farklılığı veya sıkıntıyı belirtmek |
pick a crow f.
|
|
232 |
Deyim |
(birine) büyük bir gizlilikle memnuniyetsizliğini belirtmek |
take (one) behind the woodshed f.
|
|
233 |
Deyim |
nihayet düşüncesini belirtmek |
come off the fence f.
|
|
234 |
Deyim |
nihayet düşüncesini belirtmek |
get off the fence f.
|
|
235 |
Deyim |
nihayet düşüncesini belirtmek |
climb off the fence f.
|
|
236 |
Deyim |
bir konuda seçimini/tercihini belirtmek |
cast (one's) vote f.
|
|
237 |
Deyim |
kısa veya önemsiz de olsa görüşünü belirtmek |
give (one's) two cents f.
|
|
238 |
Deyim |
kısa veya önemsiz de olsa görüşünü belirtmek |
give (one's) two cents' worth f.
|
|
239 |
Deyim |
(biri veya bir konu hakkında) çok şey belirtmek |
say a great deal about (someone or something) f.
|
|
240 |
Deyim |
(biri veya bir konu hakkında) çok şey belirtmek |
say a great deal about (someone or something) f.
|
|
241 |
Deyim |
naçizane görüşünü/fikrini belirtmek |
add (one's) two penn'orth f.
|
|
242 |
Deyim |
naçizane görüşünü/fikrini belirtmek |
add your twopenn'orth f.
|
|
243 |
Deyim |
naçizane görüşünü/fikrini belirtmek |
put in your twopenn'orth f.
|
|
244 |
Deyim |
fikrini belirtmek |
air (one's) opinion f.
|
|
245 |
Deyim |
görüşünü/düşüncesini/kanaatini belirtmek |
air (one's) opinion f.
|
|
246 |
Deyim |
anlam karmaşasına yer vermeyecek şekilde açık bir sekilde belirtmek |
get clear on f.
|
|
247 |
Deyim |
beğenisini belirtmek |
send one's compliment f.
|
|
248 |
Deyim |
beğenisini belirtmek |
give one's compliment f.
|
|
249 |
Deyim |
fazlasıyla belirtmek/belirgin kılmak |
speak volumes f.
|
|
250 |
Deyim |
eşsincel olduğunu belirtmek/bildirmek |
come out of the closet f.
|
|
251 |
Deyim |
hoşnutsuzluğunu belirtmek |
carry on f.
|
|
252 |
Deyim |
kısaca belirtmek/açıklamak |
put something in a nutshell f.
|
|
253 |
Deyim |
şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirtmek |
make no bones about f.
|
|
254 |
Deyim |
şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirtmek |
make no bones of f.
|
|
255 |
Deyim |
tehlikeyi belirtmek |
give the alarm f.
|
|
256 |
Deyim |
üzüntüsünü belirtmek |
apologize (to) for f.
|
|
257 |
Deyim |
yolu/istikameti göstermek/belirtmek |
point the way f.
|
|
258 |
Deyim |
bir şeyi önemle belirtmek |
make great play of/with something f.
|
|
259 |
Deyim |
bir şeyi önemle belirtmek |
make much play of/with something f.
|
|
260 |
Deyim |
sonunda bir fikir belirtmek |
come off the fence f.
|
|
261 |
Deyim |
samimi/içten görüşünü belirtmek |
speak as you find f.
|
|
262 |
Deyim |
kendi görüşlerini belirtmek |
speak as you find f.
|
|
263 |
Deyim |
kişisel görüşlerini olduğu gibi belirtmek |
speak as you find f.
|
|
264 |
Deyim |
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek |
put in (one's) tuppence (worth) [uk/australia] f.
|
|
265 |
Deyim |
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek |
put in (one's) two pennyworth [uk] f.
|
|
266 |
Deyim |
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek |
put in your two pennyworth f.
|
|
267 |
Deyim |
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek |
put in your two penn’orth f.
|
|
268 |
Deyim |
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek |
put in your two ˈcents’ worth f.
|
|
269 |
Deyim |
yerli yersiz fikir/görüş belirtmek |
put in (one's) twopence (worth) [uk/australia] f.
|
|
270 |
Deyim |
naçizane fikrini eklemek/belirtmek |
add your twopenn'orth f.
|
|
271 |
Deyim |
naçizane fikrini eklemek/belirtmek |
put in your twopenn'orth f.
|
|
272 |
Deyim |
düşündüğünü olduğu gibi belirtmek |
call it/them as (one) sees it/them f.
|
|
273 |
Deyim |
ne gördüğünü dürüstçe belirtmek |
call it/them as (one) sees it/them f.
|
|
274 |
Deyim |
düşündüğünü olduğu gibi belirtmek |
call it/them like (one) sees it/them f.
|
|
275 |
Deyim |
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek |
declare an interest f.
|
|
276 |
Deyim |
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek |
declare one's interest f.
|
|
277 |
Deyim |
bir şarapla minnettarlığını belirtmek |
give fiddler's pay [obsolete] f.
|
|
278 |
Deyim |
(bir şeyi) altını çizerek belirtmek |
lay emphasis on (something) f.
|
|
279 |
Deyim |
(bir şeyin) önemini belirtmek |
lay emphasis on (something) f.
|
|
280 |
Deyim |
duruşunu/tarafını açıkça ortaya koymak/belirtmek |
make (one's) position clear f.
|
|
281 |
Deyim |
fikrini/görüşünü/niyetini açıkça belirtmek |
make (one's) position clear f.
|
|
282 |
Deyim |
bir şeyi önemle belirtmek |
make great play of something f.
|
|
283 |
Deyim |
bir şeyi önemle belirtmek |
make a great play of something [uk] f.
|
|
284 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) önemle belirtmek |
make much of (someone or something) f.
|
|
285 |
Deyim |
'-i önemle belirtmek |
make play of f.
|
|
286 |
Deyim |
(bir şeyi) önemle belirtmek |
make play of (something) f.
|
|
287 |
Deyim |
yerli yersiz fikir belirtmek |
put (one's) oar in (something) f.
|
|
288 |
Deyim |
yerli yersiz fikir belirtmek |
put (one's) oar into (something) f.
|
|
289 |
Deyim |
yerli yersiz fikir belirtmek |
put in (one's) two cents' worth f.
|
|
290 |
Deyim |
yerli yersiz fikir belirtmek |
put in (one's) two pennies (worth) [uk] f.
|
|
291 |
Deyim |
yerli yersiz fikir belirtmek |
put in (one's) two penn'orth [uk] f.
|
|
292 |
Deyim |
düşüncelerini açıkça/çekinmeden belirtmek |
put your head above the parapet f.
|
|
293 |
Deyim |
düşüncelerini açıkça/çekinmeden belirtmek |
stick your head above the parapet [uk] f.
|
|
294 |
Deyim |
(bir şeyi) açıkça belirtmek |
ram (something) home [uk] f.
|
|
295 |
Deyim |
niyetini kararlı bir biçimde göstermek/belirtmek |
set out your stall [uk] f.
|
|
296 |
Deyim |
düşüncesini açıkça belirtmek |
set out your stall [uk] f.
|
|
297 |
Deyim |
başını iki yana sallayarak onaylamadığını belirtmek |
shake your head f.
|
|
298 |
Deyim |
(bir tür) duygu/fikir belirtmek |
sound a note (of something) f.
|
|
299 |
Deyim |
(bir tür) duygu/fikir belirtmek |
strike a note (of something) f.
|
|
300 |
Deyim |
önemini belirtmek |
beat a drum f.
|
|
301 |
Deyim |
nixon'a özgü cüretkar ya da tabu olan işleri başarma özelliğini belirtmek için kullanılan bir deyim |
only nixon could go to china expr.
|
|
302 |
Deyim |
bir hata yapıldığını belirtmek için kullanılan mizahi bir ifade |
shome mishtake shurely expr.
|
|
Speaking |
|
303 |
Konuşma |
kötü kokan bir şeyi belirtmek için kullanılan bir ifade |
pee you expr.
|
|
304 |
Konuşma |
şuna da belirtmek isterim ki |
I would also like to point out that expr.
|
|
Trade/Economic |
|
305 |
Ticaret/Ekonomi |
basım sırasında sikkenin üzerine hangi darphaneden çıktığını belirtmek için yerleştirilen özel harf veya işaret |
mintmark i.
|
|
306 |
Ticaret/Ekonomi |
(tutarı) başkasına ödenmesi için belirtmek |
endorse f.
|
|
307 |
Ticaret/Ekonomi |
(çek) arkasına kendini alacaklı belirtmek için imza atmak |
indorse [uk] f.
|
|
308 |
Ticaret/Ekonomi |
(tutarı) başkasına ödenmesi için belirtmek |
indorse [uk] f.
|
|
309 |
Ticaret/Ekonomi |
basım sırasında sikkenin üzerine hangi darphaneden çıktığını belirtmek için özel harf veya işaret yerleştirmek |
mintmark f.
|
|
310 |
Ticaret/Ekonomi |
borsanın gereğinden fazla düşen teknik durumunu belirtmek için kullanılır |
oversold s.
|
|
311 |
Ticaret/Ekonomi |
iş ilanlarında ne kadar para kazanılabileceğini belirtmek için kullanılan bir ifade |
o.t.e. (on-target earnings) kısalt.
|
|
Law |
|
312 |
Hukuk |
özel bir mütalaayı belirtmek üzere bir belgeye düşülmüş not |
remark i.
|
|
313 |
Hukuk |
(yasal yaptırımı) belgede belirtmek |
provide f.
|
|
314 |
Hukuk |
(tarafı olmayan davaları belirtmek için kullanılır) konusunda |
in re ed.
|
|
Politics |
|
315 |
Siyasal |
kraliyet onayını belirtmek için hükümdar asasını dokundurmak |
touch f.
|
|
316 |
Siyasal |
önemle belirtmek |
emphasise f.
|
|
317 |
Siyasal |
önemle belirtmek |
emphasize f.
|
|
318 |
Siyasal |
önemle belirtmek |
stress f.
|
|
319 |
Siyasal |
konunun ana hatlarını kabaca belirtmek |
keynote f.
|
|
Technical |
|
320 |
Teknik |
rüzgarın kuvvetini belirtmek için çeşitli rüzgar hız aralıklarını ifade eden bir dizi kelime veya sayı |
windscale i.
|
|
321 |
Teknik |
özellikle boyutu sınırlandırmak veya notu belirtmek için çizimlerde kullanılan bir işaret |
crow's-foot i.
|
|
322 |
Teknik |
titreşim veya salınımla belirtmek |
vibrate f.
|
|
323 |
Teknik |
(metal bir nesneyi) delik açılacak yerleri belirtmek için matkap ucuyla işaretlemek |
dimple f.
|
|
Computer |
|
324 |
Bilgisayar |
web arayüzündeki ana öğelerin düzenini belirtmek için kullanılan temel görsel kılavuz |
wireframe i.
|
|
325 |
Bilgisayar |
internet forumlarında gönderiyi paylaşan kişiyi belirtmek için kullanılan kısaltma |
op (original poster) kısalt.
|
|
Telecom |
|
326 |
Telekom |
kablonun fiziksel büyüklüğünü belirtmek için kullanılan ölçü birimi |
gage i.
|
|
327 |
Telekom |
haberleşmede y harfini belirtmek için kullanılan kod sözcük |
yankee i.
|
|
Electric |
|
328 |
Elektrik |
büyük şişeye geçen elektrik miktarını belirtmek için elektrikli makineyle büyük bir şişe veya pil arasına koyulan leyden şişesi |
unit jar i.
|
|
Construction |
|
329 |
İnşaat |
bir bölgedeki konut fiyatlarını belirtmek için kullanılan bir ifade |
median multiple i.
|
|
Transportation |
|
330 |
Ulaştırma |
zararlı kimyasalların bulunduğunu belirtmek için uyarı sinyallerinde kullanılan bir kelime |
hazchem i.
|
|
Marine |
|
331 |
Denizcilik |
teknelere rüzgarın yönünü veya kuvvetini belirtmek üzere asılan rüzgar yönü göstergesi |
telltale i.
|
|
332 |
Denizcilik |
demir attığını belirtmek üzere geminin pruvasına çekilen siyah bir küre |
anchor ball i.
|
|
333 |
Denizcilik |
dalgıcın orada olduğunu belirtmek üzere suyun üstüne bırakılan ve halatla bir yere bağlanan küçük şa |
surface marker buoy i.
|
|
334 |
Denizcilik |
saati belirtmek için kampanaya vurma |
bell i.
|
|
335 |
Denizcilik |
suyun derinliğini belirtmek için ölçüm kordonuna çeşitli aralıklarla yerleştirilmiş düğüm veya parça |
mark i.
|
|
336 |
Denizcilik |
rüzgar yönünü belirtmek için kullanılan bayrak |
wheft i.
|
|
337 |
Denizcilik |
rüzgar yönünü belirtmek için veya süsleme olarak kullanılan bir tür flama veya bayrak |
wheft i.
|
|
Medical |
|
338 |
Medikal |
cerrahi operasyon sırasında tümör sınırlarını veya rest tümör varlığını belirtmek için doku içine konulan madde |
surgical clips i.
|
|
339 |
Medikal |
radyoterapi uygulamadan önce hastanın hareketsiz kalması ve ışın alanlarının merkezlerini belirtmek için cilt üzerine konulan işaretler |
localization marks i.
|
|
Printing |
|
340 |
Baskı Teknikleri |
(hatalı dizgiyi) yıldız işareti ile belirtmek |
star f.
|
|
Gastronomy |
|
341 |
Mutfak |
konyak, porto şarabı gibi içkilerin 12 ila 17 yıllık olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade |
vso (very superior old) i.
|
|
342 |
Mutfak |
konyak, porto şarabı gibi içkilerin 20 ila 25 yıllık olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade |
vsop (very special (or superior) old pale) i.
|
|
Math |
|
343 |
Matematik |
denklemin her iki tarafındaki değerlerin aynı olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade |
be i.
|
|
Biology |
|
344 |
Biyoloji |
aynı derecedeki başka grubu belirtmek için aynı terimleri kullandığı için reddedilen taksonomik adlandırma şekli |
homonym i.
|
|
345 |
Biyoloji |
genetik kod belirtmek |
encode f.
|
|
Fishery |
|
346 |
Balıkçılık |
balık miktarı belirtmek için kullanılan ve 500 ile 650 adet arasında değişen çeşitli birimler |
maze [uk] i.
|
|
Literature |
|
347 |
Edebiyat |
(şiirde) kelimelerin anlamlarını belirtmek veya pekiştirmek için fonetik özelliklerini kullanma tekniği |
word painting i.
|
|
348 |
Edebiyat |
kendi terminoloji tercihi olmadığını belirtmek için yazarın tırnak işareti kullanması |
scare quote i.
|
|
349 |
Edebiyat |
obelus sembolü kullanarak (şüpheli, sahte şeklinde) belirtmek |
obelize f.
|
|
Linguistics |
|
350 |
Dilbilim |
sesli bir harfin uzun okunması gerektiğini belirtmek için üzerine konan yatay kısa çizgi şeklinde bir sembol |
macrotone i.
|
|
351 |
Dilbilim |
vurgulu veya uzun heceleri belirtmek için dizenin altına konan yatay bir işaret |
macrotone i.
|
|
352 |
Dilbilim |
kiplik belirtmek için kullanılan yardımcı fiil |
modal auxiliary verb i.
|
|
353 |
Dilbilim |
kiplik belirtmek için kullanılan yardımcı fiil |
modal verb i.
|
|
354 |
Dilbilim |
kelimelerin durum, cinsiyet, sayı, zaman, kişi, ruh hali, ses, karşılaştırma gibi ayrımları belirtmek için uğradığı biçimsel değişiklik |
modification i.
|
|
355 |
Dilbilim |
(lehçe) genizsileşmeyi belirtmek için harfin altına koyulan virgül benzeri bir işaret |
ogonek i.
|
|
356 |
Dilbilim |
(litvanyaca) sesli harf uzunluğunu belirtmek için harfin altına koyulan virgül benzeri bir işaret |
ogonek i.
|
|
357 |
Dilbilim |
ikincil vurguyu belirtmek için kullanılan kesme işareti |
secondary stress i.
|
|
358 |
Dilbilim |
ibranice'de kapalı e sesini belirtmek için sessiz harfin altına konulan harf vurgusu |
sere i.
|
|
359 |
Dilbilim |
kökenini belirtmek |
etymologize f.
|
|
360 |
Dilbilim |
kökenini belirtmek |
etymologise f.
|
|
361 |
Dilbilim |
durum veya zaman belirtmek için başka bir fiille kullanılan yardımcı fiil |
modal-auxiliary f.
|
|
History |
|
362 |
Tarih |
(armacılık) hanedanlık armalarında üçüncü oğlu belirtmek için kullanılan 5 köşeli bir yıldız sembolü |
mullet i.
|
|
363 |
Tarih |
(armacılık) hanedanlık armalarında üçüncü oğlu belirtmek için kullanılan 5 köşeli bir yıldız sembolü |
molet i.
|
|
Archaeology |
|
364 |
Arkeoloji |
eski elyazmalarında belirsiz paragrafların başladığını belirtmek için kullanılan sembol |
obelus i.
|
|
Religious |
|
365 |
Dini |
rütbe ve görevlerini belirtmek için kardinallere verilen geniş kenarlı kızıl şapka |
red hat i.
|
|
366 |
Dini |
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf |
dominical letter i.
|
|
367 |
Dini |
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf |
sunday letter i.
|
|
368 |
Dini |
(katolik kilisesi'nde) rütbe ve görevlerini belirtmek için kardinallere verilen geniş kenarlı kızıl şapka |
scarlet hat i.
|
|
Philosophy |
|
369 |
Felsefe |
bir inanışı belirtmek için bir tezin kullanımı |
ecthesis i.
|
|
370 |
Felsefe |
cümleler yerine nesneleri belirtmek için kullanılan dil veya ifade |
object language i.
|
|
Military |
|
371 |
Askeri |
kurtarma operasyonlarında belirli birinin varlığını belirtmek için gösterilen gizli işaret |
load signal i.
|
|
372 |
Askeri |
(ingiliz ordusunda) rütbe belirtmek için takılan elmas biçimindeki sembol |
pip i.
|
|
373 |
Askeri |
mermi belirtmek |
shell f.
|
|
Hunting |
|
374 |
Silah/Atıcılık |
avcının tilki gördüğünü belirtmek için bağırması |
view halloo i.
|
|
Football |
|
375 |
Futbol |
oyuncunun faul yaptığını belirtmek için gösterilen bir kart |
yellow-card i.
|
|
Card |
|
376 |
İskambil |
kart alma isteğini belirtmek |
bid f.
|
|
Art |
|
377 |
Sanat |
şükran belirtmek için adak olarak kiliseye bağışlanan sanat eserlerinin genel adı |
ex-voto i.
|
|
378 |
Sanat |
(öne çıkan bölümü) açık tonla belirtmek |
highlight f.
|
|
Music |
|
379 |
Müzik |
(orta çağ müziğinde) tekrar eden ses tonlarını belirtmek için kullanılan bir hatırlatıcı |
euouae i.
|
|
380 |
Müzik |
(orta çağ müziğinde) tekrar eden ses tonlarını belirtmek için kullanılan bir hatırlatıcı |
evovae i.
|
|
381 |
Müzik |
(orta çağ müziğinde) tekrar eden ses tonlarını belirtmek için kullanılan bir hatırlatıcı |
euouae i.
|
|
382 |
Müzik |
şarkı sözünün anlamını belirtmek veya pekiştirmek için sesin müzikal niteliklerini kullanma tekniği |
word painting i.
|
|
383 |
Müzik |
kroşeden daha kısa zaman değerlerini belirtmek için nota köküne eklenen vuruş |
hook i.
|
|
384 |
Müzik |
ses yüksekliği derecelerini belirtmek için kullanılan işaretler |
dynamics i.
|
|
385 |
Müzik |
ses yüksekliği derecelerini belirtmek için kullanılan işaretler |
dynamic marks i.
|
|
386 |
Müzik |
ses yüksekliği derecelerini belirtmek için kullanılan işaretler |
dynamic markings i.
|
|
387 |
Müzik |
armoniyi belirtmek için pes bölümün alt veya üst kısmına belirli sayılar yazmak |
figure f.
|
|
388 |
Müzik |
(vuruşları) baton ile belirtmek |
beat f.
|
|
Printery |
|
389 |
Matbaa |
dizgi teknesinin başını veya sonunu belirtmek için nüshanın üzerinde bulunan işaret |
markoff i.
|
|
390 |
Matbaa |
bir sayfanın başını veya sonunu belirtmek için ilk dizginin üzerinde bulunan işaret |
markoff i.
|
|
391 |
Matbaa |
eski elyazmalarında belirsiz paragrafların başladığını belirtmek için kullanılan − veya ÷ sembolü |
obelisk i.
|
|
392 |
Matbaa |
dipnot belirtmek için kullanılan + sembolü |
obelus i.
|
|
393 |
Matbaa |
(kelimeyi veya paragrafı) "-" işaretiyle belirtmek |
obolize [rare] f.
|
|
394 |
Matbaa |
(kelimeyi veya paragrafı) "÷ " işaretiyle belirtmek |
obolize [rare] f.
|
|
Archaic |
|
395 |
Eski Kullanım |
(15. yüzyıldaki gençlerin utangaçlığını belirtmek için kullanılır) bir grup genç erkek |
blush i.
|
|
396 |
Eski Kullanım |
sınırları belirtmek |
mere f.
|
|
397 |
Eski Kullanım |
ismiyle veya ayırt edici bir ifadeyle belirtmek |
design f.
|
|
398 |
Eski Kullanım |
görüş belirtmek |
opiniate f.
|
|
399 |
Eski Kullanım |
değişim geçiren önceki durumu belirtmek için kullanılan edat |
of ed.
|
|
Slang |
|
400 |
Argo |
bir şeyin yolunda gittiğini belirtmek için kullanılan bir ifade |
wukkas [australia] i.
|
|
401 |
Argo |
bir kişinin internette aşırı fazla zaman geçirdiğini belirtmek için kullanılan argo ifade |
touch grass i.
|
|
402 |
Argo |
bir uygulamada biriyle veya bir şeyle ilgilendiğini belirtmek |
swipe right f.
|
|
403 |
Argo |
kendisinden önce söylenen ifadenin doğru olmadığını belirtmek için kullanılan ünlem |
not ünl.
|
|
404 |
Argo |
şaşırtıcı ve ani sesi, eylemi veya olayı belirtmek için kullanılan bir ünlem |
whammo ünl.
|
|
405 |
Argo |
güzel bir şeyden etkilenildiğinde duyulan hazzı belirtmek için kullanılan ifade |
unf expr.
|
|
406 |
Argo |
grafitilerin yanına oradaki çizimin/yazının silinse de kalıcı olduğunu/değişmeyeceğini belirtmek için yazılan bir ifade |
stid(still true if destroyed) [us] expr.
|
|
Modern Slang |
|
407 |
Modern Argo |
bir kadına ne kadar çekici olduğunu belirtmek için parmakla yapılan işaret |
air fingering i.
|
|
408 |
Modern Argo |
lgbt+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet people i.
|
|
409 |
Modern Argo |
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet people i.
|
|
410 |
Modern Argo |
lgbt+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet soup i.
|
|
411 |
Modern Argo |
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet soup i.
|
|
412 |
Modern Argo |
lgbt+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet group i.
|
|
413 |
Modern Argo |
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet group i.
|
|
414 |
Modern Argo |
lgbtq+ kısaltmasıyla ifade edilen ve ek olarak bir çok kısaltmayı daha içeren topluluğu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet club i.
|
|
415 |
Modern Argo |
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet club i.
|
|
416 |
Modern Argo |
lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet community i.
|
|
417 |
Modern Argo |
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet community i.
|
|
418 |
Modern Argo |
lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet gang i.
|
|
419 |
Modern Argo |
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet gang i.
|
|
420 |
Modern Argo |
lgbtq+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet mafia i.
|
|
421 |
Modern Argo |
birçok kelimenin kısaltılmasından oluşan bir kısaltma ile ifade edilen lgbtqia+ topluluğunu belirtmek için kullanılan argo bir ifade |
alphabet mafia i.
|
|
422 |
Modern Argo |
sinirlendiğini belirtmek için büyük harflerle mesaj yazma |
all capsing f.
|
|
423 |
Modern Argo |
yerli yersiz fikir belirtmek |
be adding your two cents f.
|
|
424 |
Modern Argo |
kendiyle ilgisi olmayan bir konuda fikir belirtmek |
be adding your two cents f.
|
|
425 |
Modern Argo |
konuyla alakasız şekilde fikrini belirtmek |
be adding your two cents f.
|
|
426 |
Modern Argo |
oskarlık oyunculuk (alaycı şekilde bir oyuncunun veya filmin kötü olduğunu belirtmek için) |
and the oscar goes to expr.
|
|