manner - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

manner

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"manner" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 30 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
manner i. yol
manner i. biçim
manner i. tutum
manner i. tavır
manner i. tarz
General
manner i. usul
manner i. terbiye
manner i. ton
manner i. şekil
manner i. adet
manner i. çeşit
manner i. minval
manner i. suret
manner i. yöntem
manner i. hareket tarzı
manner i. eda
manner i. tutum
manner i. davranış
manner i. görgü
manner i. tarz
manner i. tür
manner i. tıynet
manner i. karakter
manner i. belirli bir derece
manner i. belirli bir ölçü
manner i. davranış biçimi
manner i. davranış tarzı
Technical
manner i. biçim
manner i. tavır
manner i. tarz

"manner" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 301 sonuç

İngilizce Türkçe
General
manner of action i. hareket biçimi
manner of telling i. anlatım
good manner i. iyi terbiye
personal manner i. kişisel terbiye
manner of life i. yaşayış tarzı
all manner of conversation i. her tavır ve hareket
manner change i. tutum değişikliği
manner of life i. yaşam biçimi
adverb of manner i. niteleme
manner scales i. tutum ölçekleri
manner of telling i. anlatış
manner of telling i. halen
manner of work i. çalışma şekli
manner of running ( of a certain device) i. çalıma şekli
poetic manner i. şiirsel biçim
business manner i. iş tavrı
business manner i. ticaret tutumu
business manner i. iş tutumu
business manner i. iş yapış usulü
business manner i. ticaret tavrı
service manner i. hizmet anlayışı
total quality manner i. toplam kalite yaklaşımı
architectural manner i. mimarlık anlayışı
manner of rule i. yönetim anlayışı
manner-behaviour contradiction i. tutum-davranış tutarsızlığı
rules of good manner i. adab-ı umumiye
bedside manner i. doktorun hastaya karşı tavır ve davranışları
bedside manner i. doktorun tutumu
professional manner i. profesyonel tavır
professional manner i. profesyonel anlayış
professional manner i. profesyonel tutum
manner of approaching i. yaklaşma şekli/biçimi
manner of approaching i. yaklaşım tarzı
easy manner i. rahatlık
easy manner i. rahat tavırlar
manner of application i. başvuru biçimi/şekli
manner of application i. uygulama şekli
bedside manner i. hastaya karşı tutum
bedside manner i. doktorun hastaya yaklaşımı
good manner i. iyi huy
manner of speaking i. konuşma üslubu
manner of speaking i. konuşma biçimi
manner [obsolete] i. yaradılış
manner [obsolete] i. yapı
manner [obsolete] i. koşul
manner [obsolete] i. durum
manner of walking i. yürüyüş şekli
act in a particular manner f. davranış sergilemek
dress in a sexually provocative manner f. açılıp saçılmak
behave in a friendly manner f. güler yüz göstermek
treat sensitively treat in a sensitive manner f. hassas davranmak
behave in a respectful manner f. saygılı davranmak
act in a hostile manner f. kavgacı davranmak
behave in an unexperienced manner f. acemilik etmek
act in a certain manner f. yönünde hareket etmek
act in (a certain) manner f. tutum sergilemek
act in (a certain) manner f. tavır sergilemek
adopt a manner f. tavır sergilemek
adopt a manner f. tutum sergilemek
adopt an official manner f. işi resmiyete dökmek
adopt an official manner f. resmiyete dökmek
work in a coordinated manner f. koordinasyonlu bir biçimde çalışmak
act in a shameless manner f. yüzsüzlük yapmak
interpret in the manner of f. şeklinde yorumlamak
do in certain manner f. belirli bir düzen içinde yapmak
behave in a relaxed manner f. rahat davranmak
be taken in the manner f. suçüstü yakalanmak
all manner of s. her çeşit
all manner of s. her türlü
by all manner of means zf. her halukarda
in a manner zf. oldukça
in a manner of speaking zf. sözgelişi
in a manner zf. hayli
in a sequential manner zf. peş peşe gelecek şekilde
in a manner zf. sanki
in a slapdash manner zf. gelişigüzel
in a manner zf. güya
in a friendly manner zf. arkadaşça
in a manly manner zf. adamsı
in a timely manner zf. zamanında
by no manner of means zf. hiçbir şekilde
in a taxless manner zf. vergisiz olarak
in a manner of speaking zf. bir anlamda
in a friendly manner zf. ahbapça
by all manner of means zf. muhakkak
in a manner zf. bir manada
by no manner of means zf. katiyen
in the manner zf. gibi
in a humanistic manner zf. insani açıdan
by no manner of means zf. hiçbir zaman
in a friendly manner zf. dostça
in the manner zf. şekilde
in a timely manner zf. vaktinde
in a manner of speaking zf. sözün gelişi
in what manner zf. herhangi bir şekilde
in a manner of speaking zf. bir manada
in what manner zf. hangi şekilde
in like manner zf. aynı tarzda
by all manner of means zf. her halde
in a masculine manner zf. adamsı
in a slapdash manner zf. baştan savma
by no manner of means zf. asla
in a manner zf. muayyen bir tarzda
in an absolute manner zf. mutlak surette
in a fitting manner zf. gereğine uygun
in an upright manner zf. dik şekilde
in a safe manner zf. güvenli bir şeklide
in a stable manner zf. dengeli biçimde
in a balanced manner zf. dengeli biçimde
in an unrestricted manner zf. sınırlı olmadan
in a controlled manner zf. kontrollü şekilde
in a flexible manner zf. esnek biçimde
in a timely manner zf. vakitlice
in a suitable manner zf. yoluyla
in an uninfluenced manner zf. etkilenmeyecek şekilde
in an uninfluenced manner zf. etkilenmeyerek
in an unaffected manner zf. etkilenmeyerek
in an unaffected manner zf. etkilenmeyecek şekilde
in a controlled manner zf. kontrollü bir şekilde
in an unbiased manner zf. nesnel bir şekilde
in a detailed manner zf. ayrıntılı bir şekilde
in a comprehensive manner zf. ayrıntılı bir şekilde
in an obstinate manner zf. bıkmadan usanmadan
in an unyielding manner zf. bıkmadan usanmadan
in a high-handed manner zf. kibirli
in a high-handed manner zf. küstahça
in a high-handed manner zf. mağrur
in an all-inclusive manner zf. ayrıntılı bir şekilde
in a representative manner zf. temsili olarak
in an amicable manner zf. dostane yollarla
in this manner zf. bu tarzda
in this manner zf. bu biçimde
in a cynical manner zf. alayvari bir biçimde
in a sarcastic manner zf. alayvari bir biçimde
in a cynical manner zf. alayvari bir üslupla
in an organized manner zf. örgütlü bir şekilde
in a sarcastic manner zf. alayvari bir üslupla
in an organised manner zf. örgütlü bir şekilde
in a colloquial manner zf. amiyane tabirle
in any manner zf. herhangi bir şekilde
in a negative manner zf. olumsuz şekilde
in this manner zf. bu şekilde
in this manner zf. bu minvalde
in the same manner zf. aynı şekilde
in an effective manner zf. efektif biçimde
in an effective manner zf. etkili biçimde
in a widespread manner zf. yaygın bir şekilde
in a widespread manner zf. yaygın olarak
in a coordinated manner zf. koordineli biçimde
in a coordinated manner zf. koordineli şekilde
in an expeditious manner zf. ivedi bir şekilde
in an expeditious manner zf. süratli bir biçimde
in an orderly manner zf. bir düzen dahilinde
in an orderly manner zf. düzenli bir biçimde
in an interactive manner zf. interaktif bir şekilde
in an interactive manner zf. interaktif bir biçimde
in a democratic manner zf. demokratik şekilde
in a democratic manner zf. demokratik biçimde
in general manner zf. genel anlamda
in an upright manner zf. diklemesine
in a well-behaved manner zf. uslu uslu
in a well-behaved manner zf. efendi efendi
in a complete manner zf. tamamen
in proper manner zf. uygun bir şekilde
in a similar manner zf. aynı şekilde
in a similar manner zf. benzer şekilde
in a businesslike manner zf. ciddi bir şekilde
in an informative manner zf. bilgilendirici biçimde
in an informative manner zf. öğretici şekilde
in an informative manner zf. bilgi vererek
in the best manner zf. en iyi şekilde
in a solemn manner zf. vakur bir eda ile
in a beastly manner zf. insanlık dışı bir şekilde
in a beastly manner zf. acımasızca
in a beastly manner zf. merhametsizce
in a beastly manner zf. zalimce
in some manner zf. belirli bir şekilde
in some manner zf. belirsiz yollarla
by all manner of means zf. her hâlükârda
in the manner of ed. yolunda
in such a manner that bağ. gibi
in such a manner that bağ. şekilde
in the manner that bağ. gibi
in the manner that bağ. şekilde
to the manner born expr. doğuştan alışık
by any manner of means expr. herhangi bir şekilde
by any manner of means expr. herhangi bir yolla
Phrasals
resemble (someone or something) in (some manner or aspect) f. (bir yönden birine/bir şeye) benzemek
resemble (someone or something) in (some manner or aspect) f. (bir açıdan birine/bir şeye) benzemek
Phrases
come prima (in the same manner as the first time) zf. İlk seferde olduğu gibi
come prima (in the same manner as the first time) zf. ilk seferdeki ile aynı şekilde
come prima (in the same manner as the first time) zf. ilk seferdeki gibi
in a less than flattering manner expr. olumsuz anlamda
in a less than flattering manner expr. olumsuz taraflarını ortaya çıkaracak şekilde
in the manner of having preconceived opinions expr. önyargılı olarak
in the manner of having preconceived opinions expr. önyargılı bir şekilde
as to the manner born expr. sanki bu iş için yaratılmış
as if to the manner born expr. sanki doğuştan yetenekli
as to the manner born expr. sanki biçilmiş kaftan
as if to the manner born expr. sanki biçilmiş kaftan
as if to the manner born expr. sanki bu iş için yaratılmış
as to the manner born expr. sanki doğuştan yetenekli
in a manner of speaking expr. tabiri caizse
as to the manner born expr. tam da bu işin adamıymış
as if to the manner born expr. tam da bu işin adamıymış
in a manner of speaking expr. yerinde söylemek gerekirse
in the manner of (someone or something) expr. (biri/bir şey) gibi
in the manner of (someone or something) expr. (birine/bir şeye) özgü şekilde
in the manner of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) yapacağı/yaptığı şekilde
in the manner of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) yapacağı/yaptığı gibi
in the manner of (someone or something) expr. (birine/bir şeye) has bir şekilde
in the manner of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) yapacağı/yaptığı türden
in the manner of (someone or something) expr. (birine/bir şeye) özgü bir tavırla
in the manner of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) usulünce
in the manner of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) yolundan
in the manner of somebody/something expr. (biri/bir şey) gibi
in the manner of somebody/something expr. (birine/bir şeye) özgü şekilde
in the manner of somebody/something expr. (birinin/bir şeyin) yapacağı/yaptığı şekilde
in the manner of somebody/something expr. (birinin/bir şeyin) yapacağı/yaptığı gibi
in the manner of somebody/something expr. (birine/bir şeye) has bir şekilde
in the manner of somebody/something expr. (birinin/bir şeyin) yapacağı/yaptığı türden
in the manner of somebody/something expr. (birine/bir şeye) özgü bir tavırla
in the manner of somebody/something expr. (birinin/bir şeyin) usulünce
in the manner of somebody/something expr. (birinin/bir şeyin) yolundan
in no uncertain manner expr. kesin bir şekilde
in no uncertain manner expr. kesin bir dille
Colloquial
in a manner of speaking expr. öyle de denebilir
in a manner consistent with one’s religious beliefs expr. kendi dini inançlarına uygun biçimde
all manner of someone or something expr. her çeşit insan/şey
all manner of someone or something expr. her türlü insan/şey
all manner of someone or something expr. her nevi insan/şey
all manner of someone or something expr. her tür insan/şey
all manner of someone or something expr. envai çeşit insan/şey
all manner of someone or something expr. çeşit çeşit insan/şey
all manner of someone or something expr. türlü türlü insan/şey
all manner of someone or something expr. birçok farklı türde insan/şey
all manner of somebody/something expr. her çeşit insan/şey
all manner of somebody/something expr. her türlü insan/şey
all manner of somebody/something expr. her nevi insan/şey
all manner of somebody/something expr. her tür insan/şey
all manner of somebody/something expr. envai çeşit insan/şey
all manner of somebody/something expr. çeşit çeşit insan/şey
all manner of somebody/something expr. türlü türlü insan/şey
all manner of somebody/something expr. birçok farklı türde insan/şey
all manner of someone or something expr. her çeşit insan/şey
all manner of someone or something expr. her türlü insan/şey
all manner of someone or something expr. her nevi insan/şey
all manner of someone or something expr. her tür insan/şey
all manner of someone or something expr. envai çeşit insan/şey
all manner of someone or something expr. çeşit çeşit insan/şey
all manner of someone or something expr. türlü türlü insan/şey
all manner of someone or something expr. birçok farklı türde insan/şey
all manner of somebody/something expr. her çeşit insan/şey
all manner of somebody/something expr. her türlü insan/şey
all manner of somebody/something expr. her nevi insan/şey
all manner of somebody/something expr. her tür insan/şey
all manner of somebody/something expr. envai çeşit insan/şey
all manner of somebody/something expr. çeşit çeşit insan/şey
all manner of somebody/something expr. türlü türlü insan/şey
all manner of somebody/something expr. birçok farklı türde insan/şey
Idioms
devil-may-care manner i. kayıtsız tavır
devil-may-care manner i. önemsemez tavır
devil-may-care manner i. umursamaz tavır
devil-may-care manner i. vurdumduymaz tavır
devil-may-care manner i. lakayıt tavır
comport oneself with some manner f. belli bir şekilde davranmak
comport oneself with some manner f. belli bir davranış sergilemek
comport oneself with some manner f. belli bir şekilde hareket etmek
manner born s. alışkın
manner born s. aşina
(as) to the manner born expr. sanki için yaratılmış
to the manner born expr. zarafet
to the manner born expr. zariflik
to the manner born expr. şıklık
to the manner born expr. asalet
to the manner born expr. asil
to the manner born expr. soylu
to the manner born expr. her şeyin en iyisini görmüş
to the manner born expr. görgülü
Trade/Economic
nondiscriminatory manner i. eşit muamele
manner of performance rating i. iş derecelendirme şekli
business manner i. işletme anlayışı
manner of receipt of recovery i. tahsilat şekli
Law
manner of death i. ölüm şekli
manner of [obsolete] zf. yolunda
manner of [obsolete] zf. '-e özgü şekilde
manner of [obsolete] zf. usulünce
Politics
balanced manner i. dengeli bir tarzda davranma
diplomatic style/manner i. diplomatik üslup
Technical
correct manner i. zanaat kuralları
Computer
manner of performance rating expr. veri derecelendirme şekli
Medical
in a dose dependent manner zf. doz bağımlı olarak
in a dose dependent manner expr. doza bağımlı biçimde
Linguistics
manner name i. başka bir sözcükbirimin yapılış şeklini ifade eden sözcük
manner of articulation i. çıkış biçimi
adverbs of manner i. durum zarfları
manner of articulation i. eklemleme biçimi
manner of action i. kılınış
adverb of manner i. niteleme belirteci
manner of discourse i. söylem biçimi
maxim of manner i. tarz ilkesi