dalga - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dalga



Bedeutungen von dem Begriff "dalga" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 46 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dalga wave n.
General
dalga intrigue n.
dalga gadget n.
dalga thingumajig n.
dalga undulation n.
dalga affair n.
dalga sweetie n.
dalga billow n.
dalga upsurge n.
dalga jigger n.
dalga thingummy n.
dalga band n.
dalga sea n.
dalga thingumabob n.
dalga trick n.
dalga swell n.
dalga wave n.
dalga watering n.
dalga wae n.
dalga borak [australia] n.
dalga chop n.
dalga subsannation n.
Colloquial
dalga dingus n.
dalga gazinkus n.
dalga gazunkus n.
dalga jigger n.
dalga johnson n.
dalga number n.
dalga dinges [south africa] n.
dalga whangdoodle n.
dalga whangydoodle n.
Trade/Economic
dalga cycle n.
Technical
dalga corrugation n.
dalga wave n.
dalga watering n.
dalga crimp n.
dalga surge n.
Slang
dalga bone n.
dalga crotch-cobra n.
dalga dingle-dangle n.
dalga jawn n.
dalga jobber n.
dalga jobby n.
dalga motherfucker n.
British Slang
dalga mickey bliss n.
dalga mickey taking n.

Bedeutungen, die der Begriff "dalga" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dalga geçmek ridicule v.
dalga dalga olan wavy adj.
dalga şeklinde wavy adj.
General
dalga geçme jibe n.
dalga geçme gibe n.
dalga hareketi wave action n.
dalga geçme kidding n.
iki dalga sırtı arasındaki çukur trough n.
dalga geçme japing n.
okyanustan kıyıya vuran büyük dalga beachcomber n.
dalga anteni wave antenna n.
dalga geçme jape n.
güçlü ve şiddetli dalga roust n.
daire şeklinde yayılan dalga ripple n.
radyo dalga boyları kadranı dial n.
yüzme havuzlarında dalga üreten aygıt wave machine n.
dalga geçme wipe n.
dalga devinimi undulation n.
dalga (saçta) wave n.
dalga geçme ridicule n.
setleri aşan dalga breaking wave n.
dalga tepesi crest of a wave n.
dalga dalga yayılma ripple n.
radyo orta dalga medium frequency n.
dalga siperi (güverte) washboard n.
dalga geçme wiper n.
dev dalga breaker n.
desimetrik dalga decimetric wave n.
köpüklü dalga surf n.
dalga sesi wash n.
milimetrik dalga millimetric wave n.
dalga hareketi wavelike motion n.
dalga tepesi crest n.
dalga yüzü wave surface n.
büyük dalga billow n.
orta dalga medium wave n.
dalga karnı antinode n.
radyo dalga yayılması radio wave propagation n.
dalga geçme making fun of somebody n.
dalga yüzü wave front n.
uzun dalga long wave n.
dev dalga billow n.
sahile çarpan dalga roller n.
manyetik dalga magnetic wave n.
köpüklü dalga whitecap n.
dalga gibi yükselip alçalan konuşma sesi a ripple of conversation n.
tepe (yokuş/dalga için) crest n.
radyo dalga wave band n.
kıyıya vuran büyük dalga breaker n.
kipleyici dalga modulating wave n.
dalga treni wave train n.
yayılan dalga (radyo/telgraf vb'nden) transmission n.
optik dalga kılavuzu optical wave guides n.
denizaltı depremlerinin ortaya çıkardığı büyük dalga tsunami n.
küçük dalga ripple n.
dalga sesi lap n.
sahile vuran dalga beachcomber n.
dalga dalga döküm cascade n.
kilometrik dalga kilometric wave n.
radyo kısa dalga short wave n.
dip dalga (isyan vb) roust n.
ışığın dalga kuramı wave theory of light n.
büyük dalga boomer n.
küçük dalga wavelet n.
dev dalga surge n.
dalga (büyük) billow n.
büyük dalga roller n.
kısa dalga anteni yagi n.
dalga geçenler jeerers n.
geriye çekilme (dalga vb) ebbing n.
dalga geçen giber n.
optik lif dalga kılavuzu optical fiber lightguide n.
sesüstü dalga ultrasound n.
geriye gelen dalga backwash n.
dalga duvar wave wall n.
tam dalga all-wave n.
tüm dalga all-wave n.
düzlem dalga yansıma katsayıları plane-wave reflection coefficients n.
bireyin kendisiyle dalga geçmesi self-deprecation n.
dalga kıran breakwater n.
dalga köpüğü surf n.
büyük dalga surge n.
köpüklü dalga white horse n.
iki dalga arasındaki çukur trough n.
gelen dalga incident wave n.
hırçın dalga wild wave n.
dalga kayakçılığı surfriding n.
dalga kayağı surfboard n.
dalga kayakçılığı surfing n.
(dalga geçmek veya karşıdakine katılmama gibi durumları ifade etmek veya konuşmanın bir yerine dikkat çekmek için) ellerle havada yapılan tırnak işareti air quote n.
yavaş dalga slow wave n.
taklidini yaparak biriyle dalga geçme sendup n.
uzun ve tümsekli dalga comber n.
dalga geçme gybe n.
dalga sesleri sounds of waves n.
dalga sesleri wave sounds n.
dalga havuzu wave pool n.
dalga havuzu wave pool n.
dalga (geçme) rag n.
dalga geçme tantalization n.
dalga geçme tantalisation n.
yeni dalga yönetmenler tarafından kameranın kişisel ifadeleri için kullanılması caméra stylo n.
iğneleyici eleştiri veya dalga geçme acid n.
dalga geçme nugation [obsolete] n.
dalga geçme toying n.
şaka veya aldatıcı övgü ile dalga geçme mamaguy n.
kısa dalga telsiz shortwave radio n.
dalga geçen kimse leg-puller n.
köpüklü dalga whitehorse n.
dalga geçerek taciz etme hazing n.
(çömezlerle) dalga geçme hazing n.
dalga kırılması breach n.
dalga çatlaması breach n.
dalga kırılma noktası break n.
dalga amaçlı uydurulan soy isimlerin önünde kullanılan bir unvan miss n.
dalga konusu mockingstock n.
dalga geçme lulz n.
dalga geçme lolz n.
dalga sırtı moving ridge n.
dalga geçme ridicle n.
dalga geçme rig [uk] n.
aşırı büyük dalga decuman [obsolete] n.
dalga geçilme derision n.
dalga kaynağı derision n.
yerçekiminin sabit seviyeyi koruma eğiliminden ötürü sıvıların yüzeydeki katmanlarında oluşan dalga gravity wave n.
yerçekiminin dengeleyici kuvvet olduğu atmosfer gibi bir sıvıda oluşan dalga gravity wave n.
kütleçekimsel dalga gravity wave n.
dev dalga grayback [dialect] n.
aniden ortaya çıkan bir şey dalga gust n.
kıyıda yuvarlanan uzun ağır dalga roller n.
dalga kıvrımının tepe noktası comb n.
dalga konusu cockshy n.
dalga geçilen şey scoff n.
dalga geçme scoffery n.
dalga geçme scoffing n.
tahrip edici dev dalga sea breach n.
çok köpüklü dalga seahorse n.
bireyin kendisi ile geçtiği dalga self-mockery n.
kendi ile dalga geçme self-ridicule n.
kişinin sevmediği bir yapımı dalga geçerek veya eleştirerek izleyip bundan zevk alması hate-watching n.
kişinin sevmediği bir yapımı dalga geçerek veya eleştirerek izleyip bundan zevk alması hate-watch n.
sevmediği bir yapımı dalga geçerek veya eleştirerek izleyip bundan zevk alan kimse hate-watcher n.
dalga konusu pointingstock n.
dalga geçme spoofery n.
dalga sesi squatter n.
dalga geçilen kimse stale [obsolete] n.
dalga kesme platformu strandflat n.
kıyıya vuran dev dalga suff [obsolete] n.
süpersonik dalga supersonic n.
dalga geçmek razz v.
kahkahalarla birisiyle dalga geçmek jeer at v.
dalga gibi kabarıp yuvarlanmak welter v.
şiddetle çarpmak (dalga) lash v.
dalga dalga kabarmak billow v.
yalamak (dalga) wash v.
dalga geçmek shirk v.
dalga geçmek make merry over v.
dalga geçmek kid v.
dalga geçmek gibe v.
dalga geçmek cod v.
kafa bulmak (dalga geçerek) jeer at v.
şiddetle yükselmek (dalga) surge up v.
dalga geçmek rib v.
dalga geçmek slack off v.
dalga geçmek trifle v.
dalga üzerine binerek sürüklenmek ride a wave v.
dalga yapmak (saçlarda) wave v.
dalga geçmek scoff v.
dalga geçmek jeer v.
yükselip çarpmak (dalga) surge against v.
hafif hafif çarpmak (dalga) lap v.
aynı dalga boyunda sinyal göndererek yayını anlaşılmaz hale getirmek jam v.
dalga geçmek jibe v.
dalga geçmek tease v.
dalga geçmek banter v.
dalga geçmek monkey around v.
biriyle dalga geçmek pull one's leg v.
dalga geçmek mock v.
dalga geçmek jape v.
alıp götürmek (su/dalga) wash away v.
sürüklemek (rüzgar/dalga) waft v.
dalga geçmek make fun of v.
biriyle dalga geçmek pull someone's leg v.
dalga geçmek rag v.
dalga dalga göndermek roll v.
dalga geçmek kid around with someone v.
dalga çarpmak (the wave) to crash v.
dalga çarpmak (the wave) to smash v.
biriyle dalga geçmek clown on someone v.
dalga geçmek rally v.
dalga geçmek make sport of someone v.
dalga geçmek joke about v.
(dalga) çarpmak break over v.
(dalga) dövmek break over v.
dalga dalga yayılmak spread in waves v.
dalga geçilmek be jeered v.
dalga geçilmek be mocked v.
dalga geçmek mock v.
katlanarak/dalga dalga artmak cascade v.
dalga geçmek gybe v.
dalga geçmek needle v.
dalga geçmek heap ridicule upon v.
dalga geçmek heap ridicule on v.
dalga geçmek tantalise v.
dalga geçmek tantalize v.
dalga geçerek kışkırtmak taunt v.
(dalga vb.) kabarmak redound v.
dalga geçmek make fun v.
dalga geçmek toy v.
(biriyle) dalga geçmek trot v.
dalga geçmek quiz v.
dalga geçmek jolly v.
dalga geçmek jag v.
(dalga) kucaklamak bathe v.
(dalga) yıkamak bathe v.
dalga geçmek joke [dated] v.
(su, dalga) yumuşak seslerle çarpmak lap v.
(su, dalga) yumuşak seslerle bir yere vurmak lap v.
şaka veya aldatıcı övgü ile dalga geçmek mamaguy v.
dalga geçmek quip v.
dalga yapmak için saçı tutamlara ayırmak block v.
gülünç şakalarla dalga geçmek harlequin v.
dalga geçmek haze [us] [canada] v.
dalga geçerek taciz etmek hazle v.
(çömezlerle) dalga geçmek hazle v.
(su, dalga) çarparak köpük veya püskürtü haline gelmek break v.
(dalga) köpükler halinde çatlamak break v.
dalga geçmek ride v.
dalga geçmek ridiculize v.
dalga geçmek ridiculise v.
dalga geçmek dally v.
dalga geçmek delude [obsolete] v.
dalga geçerek konuşmak deride v.
inceden inceye dalga geçmek deride v.
dalga geçmek hocus-pocus v.
dalga geçmek illume [obsolete] v.
dalga geçmek disparage v.
(biriyle) dalga geçmek goof v.
dalga geçmek clown v.
büsbütün dalga geçmek court [uk] v.
aklıyla dalga geçmek doodle [dialect] v.
dalga geçmek drape v.
(dalga boyunu) olağan yerinden saptırıp uygun şekilde kullanmak pirate v.
dalga geçmek fleer v.
dalga geçerek bakmak fleer at v.
sert bir dalga halinde hareket etmek fly v.
daha çok dalga geçmek outjest v.
dalga geçmek outlaugh v.
dalga geçmek scout v.
dalga geçmek crucify v.
dalga geçmek skit v.
dalga geçmek sleer [dialect] [uk] v.
dalga geçmek spruce v.
dalga geçilmiş japed adj.
azgın (dalga) wild adj.
dalga şeklinde undated adj.
dalga geçilen ribbed adj.
dalga geçilmiş scoffed adj.
dalga dalga yükselen billowy adj.
dalga dalga wavy adj.
dalga benzeri wavelike adj.
tek dalga boyuna sahip homochromatic adj.
kısa dalga shortwave adj.
dalga dalga olan wavy adj.
dalga şeklinde wavy adj.
dalga biçiminde wavelike adj.
dalga gibi undulatory adj.
dalga biçiminde undulatory adj.
dalga geçilmeye layık to be trifled with adj.
dalga dalga ilerleyen undulary adj.
dalga gibi undulative adj.
dalga biçiminde undulative adj.
dalga dalga ilerleyen undulative adj.
dalga şeklinde undulous adj.
dalga geçen jesting adj.
dalga geçen jiveass adj.
dalga geçen vernaculous adj.
elektromanyetik spektrumda radyo dalgaları ve kızılötesi dalgaları arasında yer alan, frekansları 300 megahertz ile 300 gigahertz arasında olup 1 metre ile 1 milimetre arasında dalga uzunluklarına sahip elektromanyetik ışımaya ilişkin microwave adj.
dalga geçilebilir mockable adj.
tek dalga boyuna sahip monochroic adj.
dalga yaratan fanned adj.
(dalga) çarpan, vuran plangent [rare] adj.
dalga geçilebilir satirizable adj.
dalga geçilebilir satirisable adj.
dalga oluşturan fluctiferous adj.
dalga oluşturma eğilimi bulunan fluctiferous adj.
dalga sesi üreten fluctisonous adj.
dalga gibi ses çıkaran fluctisonous adj.
dalga geçen pranksome [dated] adj.
kendiyle dalga geçen self-mocking adj.
sert şekilde dalga geçen cruel adj.
(dalga ve titreşim) frekansı işitilebilirlik seviyesini geçen supersonic adj.
süpersonik dalga kullanan supersonic adj.
süpersonik dalga ile üretilen supersonic adj.
süpersonik dalga ile ilgili supersonic adj.
dalga geçerek kiddingly adv.
dalga dalga in waves adv.
dalga geçerek japingly adv.
dalga geçercesine scoffingly adv.
dalga geçerek deridingly adv.
kendisiyle dalga geçerek self-mockingly adv.
dalga dalga in full flood adv.
dalga geçerek toyishly adv.
dalga şeklinde awave adv.
dalga yaratarak awave adv.
dalga geçerek drollingly adv.
(dalga geçerek) ay çok sağ ol ya shucks interj.
dalga anlamı veren ön ek cymo- pref.
Phrasals
dalga geçmek play upon v.
(dalga) kayalara vurmak break against (something) v.
(dalga) kayalara çarpmak break against (something) v.
(dalga) kayalara çarpıp dağılmak break against (something) v.
(dalga) kayalarda patlamak break against (something) v.
(dalga) kayalara vurmak break against something v.
(dalga) kayalara çarpmak break against something v.
(dalga) kayalara çarpıp dağılmak break against something v.
(dalga) kayalarda patlamak break against something v.
dalga/gır gır geçmek bust on (someone or something) v.
(biri veya bir şey hakkında) dalga geçmek quip about (someone or something) v.
birine gülüp onunla dalga geçmek laugh someone down v.
biriyle dalga geçmek laugh someone down v.
biriyle kafa bulmak/dalga geçmek sport with someone v.
biriyle dalga geçmek jest at someone v.
biriyle dalga geçmek jest with someone v.
biriyle dalga geçmek jest about someone v.
dalga geçmek kid around with someone v.
dalga geçmek piddle away v.
dalga geçmek joke around with v.
dalga geçmek toy around with v.
dalga geçmek poke fun at v.
(rüzgarla/fırtınayla) şiddetini artırmak/(dalga vb) azgınlaşmak whip something up v.
(rüzgarla/fırtınayla) şiddetini artırmak/(dalga vb) azgınlaşmak whip up something v.
(dalga v) (kıyıya/sahile) sertçe vurmak lash against something v.
dalga geçmek cut up v.
(biriyle) dalga geçmek sling off at (someone) v.
(birini) dalga geçerek (bir şey yapmaya) kışkırtmak taunt (one) into (doing something) v.
birini dalga geçerek/alay ederek bir şeye itmek taunt someone into something v.
birini dalga geçerek/alay ederek bir şeye mecbur bırakmak taunt someone into something v.
saçına dalga vermek sweep something up v.
dalga geçmek jest at v.
dalga geçmek josh around v.
ile dalga geçmek screw with v.
(biri/bir şey hakkında biriyle karşılıklı) dalga geçmek joke (with someone) (about someone or something) v.
dalga geçmek mess around v.
(bir şeye) dalga çarpmak/vurmak break over (something) v.
(bir şeyi) dalga dövmek break over (something) v.
(sis/sel/dalga) birini/bir şeyi yutmak engulf someone or something in something v.
(sis/sel/dalga) birini/bir şeyi içine almak engulf someone or something in something v.
(sis/sel/dalga) birini/bir şeyi içine çekmek engulf someone or something in something v.
ile dalga geçmek fool with v.
(biriyle) dalga geçmek fool with (someone) v.
ile dalga geçmek hate on v.
(biriyle/bir şeyle) dalga geçmek/alay etmek jab at (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) kafa bulmak (dalga geçerek) jeer at (someone or something) v.
ile dalga geçmek/alay etmek jest about v.
(biriyle/bir şeyle) dalga geçmek/alay etmek jest about (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) dalga geçmek/alay etmek jest at (someone or something) v.
ile dalga geçmek/alay etmek jest with v.
(biriyle) dalga geçmek/alay etmek jest with (one) v.
(biriyle) dalga geçmek joke around with (one) v.
(biriyle bir konuda) alay etmek/dalga geçmek josh (one) about (something) v.
(birinin bir şeyiyle) alay etmek/dalga geçmek josh (one) about (something) v.
(birinin bir şeyi) ile dalga geçmek kid (one) about (something) v.
ile dalga geçmek kid about v.
-e hafif hafif vurmak (su, dalga) lap against v.
'-e hafif hafif çarpmak (su, dalga) lap against v.
'-i yalamak /su, dalga) lap against v.
(bir şeye) hafif hafif vurmak (su, dalga) lap against (something) v.
(bir şeye) hafif hafif çarpmak (su, dalga) lap against (something) v.
(bir şeyi) yalamak (su, dalga) lap against (something) v.
(biriyle/bir şeyle) gülerek alay etmek/dalga geçmek laugh at (someone or something) v.
güldüğü/dalga geçtiği/ciddi olmadığı için (bir fırsatı) kaybetmek laugh out of v.
güldüğü/dalga geçtiği için (bir şey) hakkını kaybetmek laugh out of v.
biriyle dalga geçerek (bir yerden) göndermek laugh out of v.
(bir şeyle) dalga geçmek play upon (something) v.
(bir şeyle) dalga geçmek play on (something) v.
(biriyle) dalga geçmek play around (with someone) v.
(biriyle) dalga geçmek put (one) on v.
ile dalga geçmek quip about v.
(biriyle) dalga geçmek rag on (one) v.
(biriyle) dalga geçmek rake on (one) v.
(biriyle/bir şeyle) dalga geçmek rip on (someone or something) v.
(bir şey, bir yer, bir grup içerisinde) dalga dalga yayılmak ripple through (something) v.
(birinin) içine dalga dalga yayılmak ripple through (someone) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında dalga geçmek taunt (one) about (someone or something) v.
bir konuda dalga geçmek taunt about v.
dalga geçerek (bir şey yapmaya) kışkırtmak taunt into v.
dalga geçerek/alay ederek (bir şeye) itmek taunt into v.
dalga geçerek/alay ederek (bir şeye) mecbur bırakmak taunt into v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında dalga geçmek tease (one) about (someone or something) v.
(biriyle) dalga geçmek toy with (someone) v.
(biriyle) dalga geçmek trick on (one) v.
Phrases
hazırlıklı ol, bir dalga daha geliyor bend over, here it comes again expr.
dalga geçmek yok (and) no messing expr.
Colloquial
ağızla osuruk sesi yapıp dalga geçme razzing n.
bedensel görünüşüyle dalga geçme/eleştirme/aşağılama body shaming n.
dalga etkisi a ripple effect n.
dalga dalga yayılan heyecandan kaynaklı mırıltılar ripple of excitement n.
dalga dalga yayılan heyecandan kaynaklı bir uğultu ripple of excitement n.
saça parmakla verilen dalga finger wave n.
saça parmak ve tarak kullanarak verilen dalga finger wave n.
yağmur ve dalga tanrısı hughie [australia/new zealand] n.
dalga geçme ribbing n.
sol elle kullanılan ingiliz anahtarı (böyle bir alet yoktur, acemi biriyle dalga geçmek için kullanılır) left-handed monkey wrench n.
dalga geçme shy n.
fena dalga geçmek run hard v.
bedensel görünüşüyle dalga geçmek/eleştirmek body shame v.
(biriyle ya da bir şeyle) dalga geçmek poke borak at (someone or something) [old-fashioned] [australia] v.
birisiyle dalga geçmek break someone's stones v.
birisiyle dalga geçmek bust someone's stones v.
dalga geçmek break stones v.
dalga geçmek play a joke on v.
dalga geçmek bust stones v.
dalga geçmek lay an egg v.
dalga geçmek play a jape on v.
dalga geçmek make play with v.
dalga geçmek crap around v.
(biriyle/bir şeyle) dalga geçmek goof on (someone or something) v.
biriyle dalga geçmek goof on someone v.
dalga geçmek goof on v.
dalga geçmek screw around v.
dalga geçmek borak v.
(biriyle) dalga geçmek mess with (someone) v.
dalga geçmek chuck off at [australia/new zealand] v.
(biriyle) dalga geçmek razz (one) v.
(biriyle) dalga geçmek rib (one) v.
ile kafa bulmak/dalga geçmek sport with v.
(biriyle/bir şeyle) kafa bulmak/dalga geçmek sport with (someone or something) v.
twitter'da isim veya rumuz vermeden biriyle dalga geçmek subtweet v.
dalga geçen joking [uk/us/ireland] adj.
benimle dalga geçme don't monkey around with me expr.
benimle dalga geçme don't play (around) with me expr.
dalga mı geçiyorsun? are you having a laugh? expr.
dalga dalga in full flood expr.
dalga geçtiğini anladım I see what you did there expr.
dalga mı geçiyorsun? (you) could have fooled me expr.
dalga mı geçiyorsun? (you) coulda fooled me expr.
dalga mı geçiyorsun? could have fooled me expr.
büyük dalga (sörf) eddie would go expr.
tehlikeli dalga (sörf) eddie would go expr.
pardon, dayanamadım (yapılan kötü bir şakadan veya biriyle dalga geçtikten sonra) scnr (sorry, could not resist) expr.
affedersin, kendimi tutamadım (yapılan kötü bir şakadan veya biriyle dalga geçtikten sonra) scnr (sorry, could not resist) expr.
dalga geçiyorsun ymbj (you must be joking) expr.
dalga geçiyorsun you have got to be kidding (me) expr.
dalga geçiyorsun you must be kidding (me) expr.
burada dalga geçmeyin no leg-pulling here expr.
Idioms
dalga geçer gibi alkış golf clap n.
dalga geçer gibi alkış golf-clap n.
dalga geçilen tip a figure of fun n.
pembe dalga pink wave [us] n.
kilolarıyla dalga geçme body shaming n.
fiziksel görünüşüyle dalga geçme body shaming n.
dalga geçilen tip figure of fun n.
dalga geçmek için/komiklik olsun diye alınan hediye gag gift n.
dalga geçerek (birini bir şeyden) vazgeçirmek laugh one out of v.
işte gaflet uykusu basmak/dalga geçmek be sleeping on the job v.
dalga geçerek birinin taklidini yapmak ape (one's) behavior v.
dalga geçerek alkışlama golf clap v.
(sörfte) tünel gibi bir dalga yakalamak cop a tube v.
(sörfte) içinden geçilen bir dalga yakalamak cop a tube v.
kendisiyle alay/dalga geçilmesine katlanmak carry coals v.
dalga geçmek whip the cat [obsolete] v.
dalga geçmek jerk (one's) chain v.
biriyle dalga geçmek/uğraşmak mess about with v.
biriyle dalga geçmek play a trick on someone v.
biriyle dalga geçmek mess around with somebody v.
biriyle dalga geçmek play tricks on someone v.
biriyle dalga geçmek take a dig at someone v.
biriyle dalga geçmek take the michael (out of someone) v.
biriyle dalga geçmek pulling somebody's leg v.
birinin taklidini yapmak (dalga geçmek amacıyla) do a takeoff on someone v.
biri ile dalga geçmek play a prank on someone v.
biriyle dalga geçmek poke fun at someone v.
biriyle dalga geçmek take digs at someone v.
birisiyle dalga geçmek make cracks about someone v.
birisiyle dalga geçmek yank somebody's chain v.
birisiyle dalga geçmek pull someone's chain v.
biriyle dalga geçmek take a punch at someone v.
biriyle dalga geçmek take someone for a ride v.
birinin bir şeyi ile dalga geçmek kid someone about one's something v.
biriyle dalga geçmek pull pranks on someone v.
biriyle dalga geçmek take the mickey (out of someone) v.
biri ile dalga geçmek play a trick on someone v.
biriyle dalga geçmek send someone up v.
biriyle dalga geçmek take a jab at someone v.
birisiyle dalga geçmek pull somebody's chain v.
biriyle dalga geçmek give someone a dig v.
birinin taklidini yapmak (dalga geçmek amacıyla) do a take-off on someone v.
biriyle dalga geçmek make cracks about someone v.
biriyle dalga geçmek play a prank on someone v.
dalga geçmek pull one's leg v.
dalga geçmek take the mickey v.
dalga geçmek make fun of v.
dalga geçmek lay an egg v.
dalga geçmek take the mick v.
dalga geçmek take the mickey/mick (out of someone) v.
dalga geçmek play a prank on v.
dalga geçmek laugh out of court v.
dalga geçmek take the mickey out of v.
kahkahalarla gülerek (dalga geçerek/alay ederek) birinin sahneden kaçmasına neden olmak laugh someone off the stage v.