driving - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

driving

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "driving" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
driving n. sürme
driving n. sevk
driving n. sürücü
driving n. sürücülük
driving n. sürüş
driving n. çalıştırma
driving n. işletme
driving adj. dinamik
driving adj. itici
driving adj. hareket ettirici
driving adj. şiddetli
driving adj. çeviren
driving adj. sert
driving adj. enerjik
driving adj. canlı
driving adj. çalıştıran
driving adj. işleten
driving adj. hareket ettiren
driving adj. süren
driving adj. yoğun
driving adj. heyecanlı ve merak uyandıran
driving adj. sürükleyici
driving adj. astlarını aşırı çalıştıran
Technical
driving n. ilerleme
driving n. pinyon dişli
Automotive
driving n. sürme
driving n. tahrik sağlama
Marine
driving n. çakma
Meteorology
driving adj. şiddetli (rüzgar, yağmur)
driving adj. sert ve kuvvetli (rüzgar, yağmur)
Sport
driving n. golf topuna oyuna başlama yerindeki yuvasındayken vurma

Bedeutungen, die der Begriff "driving" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 403 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
driving licence n. ehliyet
driving (someone) crazy n. delirtme
General
automobile driving n. otomobil kullanma
driving spring n. zemberek
driving licence n. ehliyet
lorry driving n. kamyonculuk
driving licence n. sürücü belgesi
electric driving n. elektrikle tahrik
automobile driving n. otomobil sürme
unlicensed driving n. ehliyetsiz araç kullanma
driving in n. kakma
driving power n. muharrik kuvvet
driving mirror n. şoför aynası
driving licence n. şoför ehliyeti
drunk driving n. içkili araba sürme
driving rain n. şiddetli yağmur
electric driving n. elektrik şiddeti
driving fast n. sürek
driving axle n. işletme mili
driving force n. itici güç
driving course n. sürücü kursu
driving techniques n. sürüş teknikleri
driving factor n. itici faktör
driving test n. sürücü belgesi sınavı
driving power n. itici güç
drunk driving n. alkollü araç kullanma
drunk driving n. sarhoş araç kullanma
reckless driving n. dikkatsiz taşıt kullanma
careless driving n. dikkatsiz araç sürme
careless driving n. dikkatsiz taşıt kullanma
reckless driving n. dikkatsiz araç sürme
reckless driving n. dikkatsiz araç kullanma
careless driving n. dikkatsiz araç kullanma
careless driving n. dikkatsiz taşıt sürme
reckless driving n. dikkatsiz taşıt sürme
driving pleasure n. sürüş keyfi
driving lesson n. direksiyon dersi
driving lessons n. direksiyon dersleri
driving test n. direksiyon sınavı
drug driving n. uyuşturucu maddenin etkisinde araç kullanma
defensive driving n. yaşamları tehlikeye atmadan zamandan ve paradan tasarruf edecek şekilde araç kullanma
driving school n. sürücü kursu
driving school n. sürücü okulu
advanced driving n. ileri sürücülük
remedial driving course n. iyileştirici/düzeltici/geliştirici sürücü kursu
driving car n. araba kullanma
driving school manager n. sürücü kursu müdürü
defensive driving n. aracın diğer sürücülerin hatalarına karşı tedbirli kullanılması
driving teacher n. direksiyon hocası
driving instructor n. sürücü eğitmeni
madd (mothers against drunk driving) n. alkollüyken araç kullanmaya karşı annelerin oluşturduğu bir örgüt
driving (someone) crazy n. delirtme
driving iron n. ağaç dikme gibi faaliyetlerde deliklere sokulan sivri uçlu çelik çubuk
drink driving [uk] n. alkollü araç kullanma
drink driving [uk] n. içkili araç kullanma
be driving on a suspended driving licence v. ehliyetine geçici olarak el konulmuş olmasına rağmen araç kullanmak
take out a driving licence v. sürücü ehliyeti almak
be banned from driving v. trafikten menedilmek
have a driving license v. ehliyeti olmak
have a driving licence v. ehliyeti olmak
have a driving license v. sürücü belgesi olmak
have a driving licence v. sürücü belgesi olmak
talk on a cell phone while driving v. araba kullanırken telefonla konuşmak
be charged with drunk driving v. alkollü halde trafiğe çıkmakla suçlanmak
be charged with drunk driving v. alkollü araç kullanmakla suçlanmak
text while driving v. araç kullanırken sms atmak
text while driving v. araç kullanırken mesajlaşmak
hard-driving adj. ihtiraslı
hard-driving adj. hevesli
hard-driving adj. tutkulu
hard-driving adj. aşırı hırslı
hard-driving adj. istekli
on suspicion of driving while intoxicated and on causing an accident adv. alkollü araç kullanma ve kazaya neden olma şüphesiyle
Phrasals
serve as the driving force (behind someone or something) v. (birinin/bir şeyin) arkasındaki itici güç olmak
serve as the driving force (behind someone or something) v. (bir şeyi) körükleyen/teşvik eden etken olmak
serve as the driving force (behind someone or something) v. (bir şeyi) yapmaya sevk/teşvik etmek
serve as the driving force (behind someone or something) v. (birini/bir şeyi) harekete geçiren/teşvik eden etken/güç olmak
serve as the driving force v. (birinin/bir şeyin) arkasındaki itici güç olmak
serve as the driving force v. (bir şeyi) körükleyen/teşvik eden etken olmak
serve as the driving force v. (bir şeyi) yapmaya sevk/teşvik etmek
serve as the driving force v. (birini/bir şeyi) harekete geçiren/teşvik eden etken/güç olmak
Colloquial
dwai (driving while ability impaired) expr. alkollü/uyuşturucu etkisinde araç kullanma
what is (one) driving at? expr. ne demek istiyor?
what is (one) driving at? expr. ne demeye çalışıyor?
what is (one) driving at? expr. nereye varmaya çalışıyor?
what is (one) driving at? expr. ne kastediyor?
Idioms
the driving force behind n. ardındaki itici güç
the driving force behind n. arkasındaki itici güç
driving force n. cesaret veren kişi
driving force n. destekçi
driving force n. itici güç
driving force n. olayın arkasındaki insan
the driving force (behind something) n. (bir şeyin arkasındaki) itici güç
the driving force (behind something) n. (bir şeyin ardındaki) körükleyici/teşvik edici etken
the driving force (behind something) n. (bir şeyin arkasındaki) neden/sebep
the driving force (behind something) n. (bir şeyin arkasındaki) kışkırtıcı güç/unsur
the driving force (behind something) n. (bir şeyin arkasındaki) motive edici güç
driving force behind (something) n. (bir şeyin) arkasındaki itici güç
driving force behind (something) n. (bir şeyin) ardındaki körükleyici/teşvik edici etken
driving force behind (something) n. (bir şeyin) arkasındaki neden/sebep
driving force behind (something) n. (bir şeyin) arkasındaki kışkırtıcı güç/unsur
driving force behind (something) n. (bir şeyin) arkasındaki motive edici güç
what (one) is driving at n. (birinin) demek istediği şey
what (one) is driving at n. (birinin) ne demek istediği
serve as the driving force (behind someone or something) v. arkasındaki neden/sebep/itici güç olmak
serve as the driving force (behind someone or something) v. arkasında olup cesaret/güç vermek
become the driving force behind someone v. birinin arkasındaki itici güç olmak
be the driving force behind someone v. birinin arkasındaki itici güç olmak
be in the driving seat v. kontrol altında olmak
be in the driving seat v. kontrolü elinde tutmak
be in the driving seat (brit) v. kontrolü eline almak
serve as the driving force (behind someone or something) v. (birinin/bir şeyin arkasında) kışkırtıcı güç/unsur olmak
serve as the driving force (behind someone or something) v. (birinin/bir şeyin arkasında) motive eden/motivasyon veren güç olmak
serve as the driving force (behind someone or something) v. (birinin/bir şeyin arkasında) yüreklendirici güç/unsur olmak
serve as the driving force v. kışkırtıcı güç/unsur olmak
serve as the driving force v. motivasyon veren/motive eden güç olmak
serve as the driving force v. yüreklendirici güç/unsur olmak
in the driving seat [uk] expr. direksiyonda
in the driving seat [uk] expr. kontrolü eline almış
in the driving seat [uk] expr. kontrolü altında
in the driving seat [uk] expr. güçlü durumda
Speaking
I spilled coffee on myself while I was driving expr. araba sürerken üzerime kahve döktüm
it is driving me mad expr. bu beni delirtiyor
you are driving me nuts expr. beni çıldırtıyorsun
you are driving me nuts expr. beni delirtiyorsun
you are driving me crazy expr. beni çıldırtıyorsun
you are driving me crazy expr. beni delirtiyorsun
this business is sending/driving me up the wall! expr. bu iş beni çılgına çeviriyor!
it is driving me mad expr. bu beni deli ediyor
what he/she is driving at expr. demek istediği şey
I have a driving licence expr. ehliyetim var
I don't have a driving license expr. ehliyetim yok
do you have a driving license? expr. ehliyetin var mı?
I don't have a driving licence expr. ehliyetim yok
I have a driving license expr. ehliyetim var
do you have a driving licence? expr. ehliyetin var mı?
what are you driving at? expr. ne demek istiyorsun?
what are you driving at? expr. nereye varmaya çalışıyorsun?
I don't have a driving licence expr. sürücü belgem yok
I have a driving licence expr. sürücü belgem var
I have a driving license expr. sürücü belgem var
I don't have a driving license expr. sürücü belgem yok
do not use this function while driving expr. sürüş esnasında bu fonksiyonu kullanmayınız
Law
drinking and driving n. alkollü araç kullanma
drunk driving n. alkollü araç kullanma
driving under the influence of alcohol n. alkollü araç kullanma
driving licence n. sürücü belgesi
drug-impaired driving n. uyuşturucu etkisi altında araç kullanma
drink-driving [uk] n. alkollü araç kullanma
cause death by dangerous driving v. bilinçli taksirle trafik kazası sonucu ölüme sebebiyet vermek
Politics
committee on the driving licences n. sürücü belgeleri komitesi
Institutes
european computer driving licence n. avrupa bilgisayar kullanım lisansı
Tourism
driving hours n. günlük araç kullanma süresi
international driving permit (idp) n. uluslararası sürücü belgesi
international driving license n. uluslararası sürücü belgesi
Technical
weight on the driving axle n. aksa gelen yük değeri
maximum driving speed n. azami sürüş sürati
driving axle n. çeker dingil aksı
driving wheel n. çalıştırma dişlisi
driving mechanism n. çalıştırma mekanizması
driving shaft n. çevirici mil
driving flange n. çevirici flanş
driving test n. çakma testi
driving sprocket n. cer dişlisi
driving and driven machines n. çeviren ve çevrilen makineler
pile driving formula n. çakma kazık formülü
driving pinion n. döndüren dişli
safe driving distance n. fren mesafesi
driving point impedance n. giriş ernpedansı
driving axle n. hareketli aks
pile driving air hammer n. havalı çekiç
hydraulic driving system n. hidrolik çalıştırma dizgesi
driving mechanism n. işletme mekanizması
driving gear n. işletme dişlisi
driving rollers n. itici roleler
driving gear n. işletme düzeneği
driving force n. itme kuvveti
driving mechanism n. işletme düzeneği
driving resistance n. ilerleme rezistansı
driving pulley n. işletme kasnağı
driving power n. itme gücü
driving spring n. işletme yayı
driving wheel n. işletme tekerleği
emergency driving when n. imdat sürüşü
driving motor n. itici motor
driving drum n. işletme kasnağı
driving cap n. kazık başlığı
driving head n. kazık başlığı
pile driving resistance n. kazık çakma mukavemeti
water jetting at pile driving n. kazık çakmada su püskürtmesi
water-jet method of pile-driving n. kazık çakmada su jeti yöntemi
pile-driving equipment n. kazık çakma ekipmanı
compacting by pile driving n. kazık çakarak sıkıştırma
pile driving test n. kazık çakma testi
energy of pile driving n. kazık çakma enerjisi
pile driving n. kazık çakma
compacting by pile driving n. kazık çakma suretiyle sıkıştırma
pile-driving n. kazık çakma
driving axle n. kumanda mili
driving mode selector n. kumanda kolu
driving in mechanical gear n. mekanik dişli hareketi
driving on slope n. meyil çıkma kapasitesi
driving axle n. motris mil
driving wheel n. motris tekerleği
driving license n. oto ehliyeti
driving on slope n. rampa
driving fit n. sıkı geçme
driving band n. sevk çemberi
driving computer n. sürüş bilgisayarı
underwater driving hammer n. sualtı şahmerdanı
driving signal n. sürücü sinyal
driving instructions n. sürüş talimatları
driving wheel n. sürme çarkı
test driving n. sürüş deneyi
driving motor n. sürücü motor
driving potential n. sürücü gerilim
driving programs n. sürüş programı
driving chain n. transmisyon zinciri
non-driving axle n. tahriksiz dingil
driving gear n. tahrik düzeni
driving pulley n. tahrik kasnağı
driving axle n. tahrik dingili
driving torque n. tahrik torku
driving torque n. tahrik momenti
driving engine n. tahrik motoru
driving front axle n. tahrikli ön dingil
driving shaft n. tahrik mili
driving device n. tahrik aygıtı
driving link n. tahrik zinciri halkası
driving gear n. tahrik mekanizması
driving power n. tahrik gücü
driving chain n. tahrik zinciri
driving drum n. tahrik kasnağı
driving drum n. tahrik tamburu
driving motor n. tahrik motoru
tunnel driving n. tünel açma
driving wheel n. tahrik tekerleği
driving belt n. tahrik kayışı
performance driving n. üstün özellik sürüşü
pile driving by vibration n. vibrasyonlu kazık çakma
vibratory pile driving n. vibrasyonlu şahmerdanla çakma
crane driving manual n. vinç kullanma el kitabı
fan driving pulley n. vantilatör tahrik kasnağı
driving mode selector n. vites kumanda kolu
driving mode selector n. vites kolu
driving spring n. zemberek
floating pile-driving plant n. yüzer kazık çakma tesisi
Telecom
war driving n. hat arama
war driving n. saha taraması
Electric
electric driving n. elektrikle tahrik
driving point impedance n. giriş empedansı
driving potential n. sürücü gerilim
Mechanic
driving power n. çalıştırma gücü
driving power n. tahrik gücü
chain driving n. zincirle çalıştırma
Textile
driving shaft n. tahrik mili
Construction
determination of the resistance of external wall systems to driving rain under pulsating air pressure n. hava basıncı altında şiddetli yağmura bütün dış duvar sistemlerinin dayanımının belirlenmesi
driving force n. itici kuvvet
tunnel driving n. tünel açma
Automotive
adaptive driving beam (adb) n. adaptif uzun far
motor vehicle headlamps emitting an asymmetrical passing beam or driving beam or both n. asimetrik kısa huzme veya uzun hüzme veya ikisini birden yayan motorlu taşıt farları
active green driving n. aktif yeşil sürüş
al fresco driving n. al fresko tarzı sürüş
direction in which vehicle is driving n. aracın sürüldüğü yön
driving speed n. araç hızı
driving axle n. çeker tekerlek dingili
defensive driving n. defansif sürüş
clutch driving disc n. debriyaj tahrik diski
driving mirror n. dikiz aynası
driving mirror n. dikiz aynası
driving wheel n. direksiyon simidi
worldwide harmonized light duty vehicle test cycle/real driving emissions n. dünya çapında uyumlaştırılmış hafif araç test prosedürü/gerçek sürüş emisyonları
eco-driving n. enerji verimli sürüş
eco-driving n. ekonomik sürüş
eco-driving n. eko-sürüş
ece-15 driving cycle n. ece-15 sürüş çevrimi
economical driving n. ekonomik sürüş
driving license n. ehliyet
safe driving n. güvenli sürüş
driving mirror n. geri aynası
driving gear n. hareket dişlisi
advanced driving n. ileri sürüş
interactive dynamic driving system n. interaktif dinamik sürüş düzeni
extra urban driving cycle n. kent dışı sürüş çevrimi
urban dynamometer driving schedule n. kent içi dinamometre sürüş programı
urban driving cycle n. kent içi sürüş çevrimi
normal driving viscous mode n. normal sürüş viskoz modunda
normal driving n. normal sürüş
plunger driving face n. plancer tahrik yüzeyi
panoramic driving mirror n. panoramik dikiz aynası
level i self-driving car n. seviye 1 otonom otomobil
level ii self-driving car n. seviye 2 otonom otomobil
level iii self-driving car n. seviye 3 otonom otomobil
level iv self-driving car n. seviye ıv otonom otomobil
level v self-driving car n. seviye v otonom otomobil
self-driving car n. sürücüsüz araba
driving mode indicator n. sürüş modu göstergesi
sporty driving style n. sportif sürüş tarzı
driving light n. spot lambası
driving seat n. şoför mahalli
driving pattern select switch n. sürüş şekli seçim düğmesi
driving simulator n. sürüş simülatörü
driving on n. sürmeye devam etme
driving licence n. sürücü belgesi
driving test n. sürücü belgesi sınavı
driving instructor n. sürücü eğitmeni
driving glasses n. sürücü gözlüğü
driving school n. sürücü okulu
driving habits n. sürüş alışkanlıkları
driving cycle n. sürüş çevrimi
driving conditions n. sürüş koşulları
driving range n. sürüş menzili
driving position n. sürüş pozisyonu
driving pattern select switch n. sürüş seçim anahtarı
driving style n. sürüş tarzı
driving patern n. sürüş şekli
driving mirror n. şoför aynası
driving seat n. sürücü koltuğu
driving pattern indicator lights n. sürüş şekli gösterge ışıkları
driving performance curves n. sürüş performans eğrileri
driving comfort n. sürüş konforu
driving light n. sürüş farı
wrong-way driving assistance n. ters yön uyarı düzeni
driving motor n. tahrik motoru
driving torque n. tahrik torku
fan driving chain n. vantilatör tahrik zinciri
new european driving cycle n. yeni avrupa sürüş çevrimi
oil pump driving shaft n. yağ pompası tahrik mili
neutral driving n. vites boşta sürüş
oil pump driving gear n. yağ pompası tahrik dişlisi
auxiliary driving lamps n. yardımcı sürüş lambası
smooth driving n. yumuşak sürüş
performance driving n. yüksek performanslı sürüş
driving fatigue detection system n. yorgunluk belirleme düzeni
lose one's driving licence v. ehliyetini kaybetmek
Traffic
talking on a cell phone while driving n. araba kullanırken telefonla konuşma
class b driving license n. B sınıfı sürücü ehliyeti
b driving license n. b sınıfı ehliyet
class b driving license n. b sınıfı ehliyet
b driving license n. B sınıfı sürücü ehliyeti
behind-the-wheel driving test n. direksiyon sınavı
behind-the-wheel driving test n. direksiyon testi
driving instructor n. direksiyon eğitmeni
driving lessons n. direksiyon dersleri
driving lane n. seyir şeridi
driving license restrictions n. sürücü belgesine ait kısıtlar
defensive driving n. tedbirli sürücülük/sürüş
disqualification from driving n. trafikten men
driving lesson n. trafik dersi
cut-through driving n. (trafiğin yoğun olduğu zamanlarda) kestirme yolları kullanma/trafik olmayan sokaklardan gitme
(one's driving licence) run out v. ehliyetinin süresi bitmek
(one's driving licence) expire v. ehliyetinin süresi geçmek
she/he (have) his/her driving licence taken away v. ehliyetine el konulmak
make an application for driving licence v. ehliyete başvurmak
(one's driving licence) expire v. ehliyetinin süresi bitmek
(one's driving licence) run out v. ehliyetinin süresi geçmek
disqualify someone from driving v. trafikten men etmek
reckless driving v. tehlikeli araba kullanmak
be disqualified from driving v. trafikten men edilmek
dwi (driving while intoxicated) abrev. alkollü araç kullanma
dwi (driving while intoxicated) abrev. alkollü araç kullanmaktan suçlanan kimse
dwi (driving while intoxicated) abrev. alkollü araç kullanmaktan hüküm giyme
dwi (driving while intoxicated) abrev. alkollü araç kullanma suçundan tutuklanma
Railway
driving van trailer n. furgon
driving trailer n. kumanda kabinli vagon
driving rod n. manevra çubuğu
driving rod n. manevra stankası
driving box n. lokomotifi hareket ettiren şaftın kovanı
Marine
driving depth n. çakma derinliği
pile driving equipment n. kazık çakıcı
pile driving equipment n. şahmerdan donanımı
pile driving plant n. şahmerdan makinalar
Medical
falling asleep while driving n. direksiyon başında uyuklama
Psychology
careless driving n. dikkatsiz araba kullanma
Food Engineering
driving force n. itici kuvvet
driving force n. sürücü kuvvet
driving force n. sürükleyici kuvvet
driving force n. yürütücü kuvvet
Physics
driving power n. devinim gücü
Agriculture
operating space, access to the driving position and the doors and windows of wheeled agricultural or forestry tractors n. tekerlekli tarım veya orman traktörlerinin çalıştırma alanı, sürüş konumuna geçişi, kapıları ve pencereleri
Apiculture
driving iron n. sürme demiri
Education
driving instructor n. sürücü öğretmeni
Environment
driving channel n. önleme kanalı
new european driving cycle n. yeni avrupa sürüş çevrimi
Geology
driving moment n. deviren moment
driving force n. hareket ettirici kuvvet
driving force n. kaydırıcı kuvvet
Military
safe driving distance n. araç durma mesafesi
safe driving distance n. araç emniyet mesafesi
driving privilege n. araç kullanma hakkı
Sport
driving range n. golf egzersiz alanı
driving range n. (golf) antrenman sahası
driving iron n. topu yerden hafifçe yükseltecek şekilde tasarlanmış demir golf sopası
Music
driving note n. senkoplu nota
driving note n. aksak nota
driving note n. senkop nota
driving note n. ölçünün zayıf kısmında başlatılıp sonraki vurgulu kısma kadar sürdürülen ses
Slang
driving dirty n. sigortasız araba kullanma
dwb (driving while black) expr. siyahi olarak araç kullanma (polisin siyahi sürücülere yaptığı ayrımcılığa bir gönderme)
dwb (driving while black) expr. siyahiyken araç kullanma (polisin siyahi sürücülere yaptığı ayrımcılığa bir gönderme)
Modern Slang
aggressive driving n. agresif araç kullanma
aggressive driving n. agresif sürüş
aggressive driving n. atik sürüş