elle - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

elle



Bedeutungen von dem Begriff "elle" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
elle manual adj.
elle by hand adv.
elle manually adv.
Technical
elle manual adj.

Bedeutungen, die der Begriff "elle" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
elle tutulamaz intangible adj.
elle yapılan manual adj.
General
elle dokunulur tangibility n.
elle vuruş clap n.
elle hareket ettirme manipulation n.
elle tutulur olma palpability n.
elle seyreltme hand thinning n.
elle dokunma handling n.
bilgisayar çıktısından alınan değil de elle yazılan dokümanlar için kullanılan ifade manual issue n.
elle sağım finger milking n.
elle sıfırlama hand reset n.
elle yazı yazma sanatı penmanship n.
elle sökme hand lifting n.
elle sözcük birimi manual word unit n.
elle silme hand reset n.
elle basılmış biletin kontrol kuponlarını taklit etme cardboarding n.
büküverme (elle) tweak n.
uzaktan elle çalışan aygıt manipulator n.
elle hafifçe vurma (takdir/sevgi belirtisi olarak) pat n.
elle tutulamaz olan intangibleness n.
elle işletme manual operation n.
elle kullanma handling n.
elle tutulan olta handline n.
elle taslak yapma free-hand drawing n.
elle çizim yapma free-hand drawing n.
silah aramak icin elle yapılan arama pat-down search n.
elle dikim hand planting n.
elle şekil verme hand molding n.
elle karıştırma hand mixing n.
elle serme hand spreading n.
elle çalıştırma manual operation n.
elle yapılan çekim hand held shooting n.
elle tutulur ipucu tangible clue n.
elle tutularak kullanılan mekanik kurşun kalem hand-held mechanical pencil n.
elle taciz grope n.
elle taciz groping n.
elle çizilmiş (çizilip boyanmış) animasyon hand-painted animation n.
çıplak elle dövüş melee n.
iki elle kürek çekme sculling n.
elle tutulabilme tactility n.
elle tutulabilme tactility n.
elle çekilen eski moda itfaiye arabası tub n.
iki elle yapılan iş two-hander n.
samurayların iki elle kullandıkları tek yönlü uzun bir kılıç katana n.
elle tutulamama untangibility n.
elle işletilen makine manual n.
elle çalışan daktilo manual n.
(silah veya aleti) elle tutup kullanan kimse wielder n.
elle veya bayrakla verilen işaret wigwag n.
elle veya bayrakla verilen mesaj wigwag n.
(özellikle elle) idare eden kimse handler n.
(elle veya makineyle) sevk etme handling n.
elle yapılmış şey handmade n.
tamamen sahibi tarafından elle yazılmış vasiyet holographic testament n.
elle ovma chirapsia n.
başarı ihtimali bulunan eylem veya yöntemlere dört elle sarılma desperation n.
elle kavrama grasp n.
(jonglörlükte) tek elle birden çok sayıda topu eşzamanlı olarak fırlatma şeklinde yapılan atış multiplex n.
elle tutulamayan şey impalpable n.
elle tutulur bilgi vermeyen genelgeçer tabir weasel word n.
elle tutulur hale getirilmiş şey concretion n.
elle muayene gerçekleştiren kimse palpator n.
elle vurma paddywack n.
(seramik) kalıpla veya elle şekillendirilmiş uzun ince bir yumuşak kil parçası rope n.
sağ elle gevşekçe bükülen iplikler rope yarn n.
sağ elle gevşekçe bükülen iplikler rope-yarn n.
iki elle kürek çekme skull n.
(polis) elle arama rub down search n.
elle kavrayarak sıkma squeeze n.
elle tutmaya çalışmak grab at v.
elle hafifçe vurmak (takdir/sevgi belirtisi olarak) pat v.
elle karıştırmak touch v.
elle tedavi etmek treat manually v.
büküvermek (elle) tweak v.
elle vurmak clap v.
elle tutup kullanmak wield v.
elle vurmak pat v.
dört elle sarılmak stick heart and soul v.
elle hareket ettirmek manipulate v.
elle aramak grope v.
elle beslemek hand feed v.
bir işe dört elle sarılmak fling oneself into v.
sunmak (elle) proffer v.
elle vermek hand v.
beysbol sopası veya elle vurmak swat v.
elle boyamak dye by hand v.
sarkıntılık etmek (elle) grope v.
almak (elle/ellerle) take v.
elle muayene etmek palpate v.
elle yıkamak launder by hand v.
elle tutmak take hold of v.
bir dokümanı elle çıkartmak write out v.
tutmak (elle) grab v.
elle temas etmek touch v.
elle yıkamak wash by hand v.
elle çalıştırmak manipulate v.
elle balık avlamak fish with barehanded v.
elle balık yakalamak guddle v.
elle beslemek handfeed v.
elle yazmak handwrite v.
elle toplamak handpick v.
elle beslemek give food to a person or an animal by hand v.
dört elle sarılmak go into (something) wholeheartedly v.
dört elle sarılmak cling to (someone) for support v.
elle dokunarak muayene etmek palpate v.
elle hesaplamak calculate by hand v.
elle hesaplamak count on the fingers v.
elle hesaplamak count on one's fingers v.
elle vermek hand feed v.
elle işletmek manipulate v.
elle hafifçe vurmak pat v.
(fikir/düşünce) dört elle sarılmak hug v.
elle idare etmek hand [obsolete] v.
elle mühür basmak hand stamp v.
elle boyamak handcolor v.
elle boyamak handcolour v.
elle tasarlamak handcraft v.
elle biçimlendirmek handcraft v.
elle boyamak hand-dye v.
elle kavramak handfast v.
elle balık tutmak handfish v.
elle balık tutmaya çalışmak handfish v.
(sebze veya meyveleri) elle seçmek handpick v.
elle biçmek handpick v.
elle damgalamak handstamp v.
elle hareket ettirmeye çalışmak wrestle v.
elle kontrol etmeye çalışmak wrestle v.
dört elle sarılmak buckle v.
elle yoklamak glaum [scotland] v.
balığı elle tutmak grabble [dialect] v.
elle hasat yapmak grabble [dialect] v.
elle yoklamak grapple v.
elle balık yakalamak gump [scotland] v.
(jonglörlükte) tek elle birden çok sayıda topu eşzamanlı olarak fırlatmak multiplex v.
elle vurmak paddywack v.
elle temas etmek feel v.
elle arayarak bulmak feel v.
(vurulan topa) sahadayken elle dokunmak field v.
elle şekil vermek pug v.
elle yardımsız oluşturmak freehand v.
elle iterek atmak put v.
elle kolaçan etmek puzzle v.
(mumun) yanmış fitilini daha parlak ışık vermesi için elle kıstırarak almak snuff v.
mumu elle kıstırır gibi ortadan kaldırmak snuff v.
elle uzanmak streek [obsolete] v.
elle tartmak heft v.
(çamaşır) elle sıkmak wring v.
elle şekil verilmiş fashioned adj.
elle tutulur concrete adj.
elle yapılmış handbuilt adj.
elle tutulmaz intangible adj.
elle dokunulur/tutulur tangible adj.
elle toplanmış handpicked adj.
elle tutulur discernable adj.
elle tutulur tangible adj.
elle yapılmış freehanded adj.
elle yapılan handbuilt adj.
elle tutulur tactual adj.
elle seçilmiş manually selected adj.
elle yapılmış freehand adj.
elle yazılmış written by hand adj.
elle tutulamaz impalpable adj.
elle tutulur acceptable adj.
elle yapılmış free hand adj.
elle tutulur palpable adj.
elle tutulur tactile adj.
elle hareket ettirmeye özgü manipulative adj.
elle ilgili manual adj.
üç elle yapılan trimanual adj.
elle çalıştırılan nonautomated adj.
elle örülmüş handwoven adj.
elle yazılmış handwritten adj.
elle örülmüş handsewn adj.
elle dokunulabilir palpable adj.
elle yapılmış free-hand adj.
elle çalıştırılan hand-operated adj.
elle çizilmiş free-hand adj.
sol elle yapılan left-handed adj.
sağ elle yapılan right-handed adj.
sağ elle kullanılmak için yapılmış right-handed adj.
elle tutulan hand-held adj.
elle tutularak çalıştırılan hand-held adj.
elle yapılan manual adj.
elle yazılmış hand written adj.
sağ elle kullanılan righthanded adj.
elle tutulur anlamda düzgün halfway decent adj.
elle tutulur substantial adj.
elle işlenmiş hand-tooled adj.
elle toplanan gathered by hand adj.
elle kurulan (saat) hand-wound adj.
sol elle yapılan done with the left hand adj.
sağ elle yapılan done with the right hand adj.
elle tutulabilir tactable adj.
gözle görülüp elle tutulamayan aerial adj.
sarkıntılık eden (elle) agrope adj.
elle arayan agrope adj.
elle taciz eden agrope adj.
elle yapılmayan nonmanual adj.
elle tutulamaz nonphysical adj.
titrek bir elle yazılmış tremulous adj.
iki elle tutulan two-fisted adj.
iki elle kullanılan two-fisted adj.
iki elle yapılan two-fisted adj.
iki elle kullanım için tasarlanmış two-hand adj.
elle dokunulmamış unhandled adj.
elle tutulamayacak kadar sıcak too hot to handle adj.
elle kaldırılan uphand adj.
elle kaldırılmış uphand adj.
sol elle çalınan main gauche adj.
elle hareket ettirmeye özgü manipular adj.
dahili bir aracın elle döndürülmesiyle çalışan windup adj.
elle çevrilen bir yayla çalışan wind-up adj.
elle kullanılan hand adj.
elle taşınan hand adj.
elle yapılan hand adj.
elle tutulan bir aletle yapılmış handheld adj.
elle tutulan bir aletle yapılmış handheld adj.
elle yontulmuş hand-hewn adj.
elle budanmış hand-hewn adj.
elle boyanmış hand-painted adj.
elle toplanmış hand-picked adj.
elle yazılmış handprinted adj.
elle dikilmiş handstitched adj.
elle örülmüş hand-woven adj.
elle yapılmış handy [obsolete] adj.
rakibinden elle tutulur bir üstünlüğü olmayan me-too adj.
elle yapılan işle ilgili chirurgical adj.
elle tutulabilecek miktarda grip [dialect] [uk] adj.
kalıp kullanılmadan elle şekillendirilmiş off-hand adj.
kalıp kullanılmadan elle şekillendirilmiş offhand adj.
kalıp kullanılmadan elle şekillendirilmiş off-hand adj.
elle şekillendirilmiş offhanded adj.
tek elle kullanım için tasarlanmış one-hand adj.
tek elle yapılmış one-hand adj.
tek elle yapılan one-handed adj.
tek elle kullanım için tasarlanmış one-handed adj.
açık elle yapılan openhanded adj.
elle bükülmüş hand-spun adj.
sol elle kullanılan gauche adj.
sol elle kullanılması için üretilmiş gauche adj.
(jonglörlükte) tek elle birden çok sayıda topu eşzamanlı olarak fırlatma şeklinde yapılan atış ile ilişkili plex adj.
elle kazılmış hand-dug adj.
yalnızca elle çizilen free-handed adj.
elle tutulur square adj.
gözle görülmez elle tutulmaz supernatural adj.
elle tutulur bir şekilde tactually adv.
elle işletilerek manually adv.
iki elle bimanually adv.
çıplak elle with bare hands adv.
sol elle lefty adv.
sağ elle righty adv.
iki elle with both hands adv.
sarkıntılık ederek (elle) agrope adv.
elle arayarak agrope adv.
elle taciz ederek agrope adv.
elle tutulamadan untangibly adv.
sağ elle right-handed adv.
sağ elle right-handed adv.
sağ elle yaparak right-handed adv.
tek elle one-handed adv.
elle tutulur biçimde concretively [obsolete] adv.
Phrasals
dört elle sarılmak bog in v.
dört elle sarılmak/yapışmak buckle down v.
birine bir şey yapması için elle işaret etmek motion for someone to do something v.
dört elle girişmek buckle down to v.
dört elle sarılmak buckle down to v.
elle bastırarak yatıştırmak/düzleştirmek/toparlamak pat down v.
elle vurarak düzleştirmek pat down v.
bir şeyi elle hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak pat something down v.
hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak/şekil vermek (elle veya düz bir aletle) pat down v.
elle üstünü aramak pat down v.
elle üst araması yapmak pat down v.
(bir şeye) elle/sopayla/patiyle vurup durmak bat around v.
(bir şeye) elle/sopayla/patiyle vurup durmak bat something around v.
elle/parmakla koparmak pinch off v.
bir şeyi bir şeyden elle/parmakla koparmak pinch something off (of) something v.
bir şeyi bir şeyden elle/parmakla koparmak pinch something off v.
elle hesaplamak count on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) elle aramak/yoklamak grope (about) (for someone or something) v.
(birini/bir şeyi) elle aramak/yoklamak grope (around) (for someone or something) v.
(birini/bir şeyi) elle aramak/yoklamak grope (around/about) for (someone or something) v.
Colloquial
çekici/cazip gelen ama elle tutulur bir değeri olmayan şey junk food n.
sol elle kullanılan ingiliz anahtarı (böyle bir alet yoktur, acemi biriyle dalga geçmek için kullanılır) left-handed monkey wrench n.
dört elle sarılmak have one's heart in it v.
elle tutulur bir sonuca varmamak amount to nothing v.
elle tutulur yanı kalmamak become unglued v.
yapması için elle işaret etmek motion to do v.
elle yapmasını işaret etmek motion to do v.
elle taciz etmek feel up v.
elle tutulur yanı olmayan no good adj.
elle tutulur tarafı olmayan şey dust and ashes expr.
Idioms
elle öpücük gönderme air kiss n.
(bir şeyin) elle tutulur (olmaya çalışan) yanı the acceptable face of (something) n.
elle tutulur yan the acceptable face of n.
direksiyonu tek elle de idare edebilmek için direksiyona takılan topuz necker's knob [dated] n.
direksiyonu tek elle de idare edebilmek için direksiyona takılan topuz necking knob [dated] n.
sürücünün tek elle araba kullanırken diğer elini de kız arkadaşının boynuna atmasına izin veren direksiyon topuzu necking knob n.
elle tutulur bir kanıt/dayanak/savunma a leg to stand on n.
(bebeği) emzirmeden elle beslemek bring up by hand v.
yarış veya maçın başlamasına hazır olduğunu göstermek için ayak veya elle başlama çizgisine dokunmak toe the mark v.
yarış veya maçın başlamasına hazır olduğunu göstermek için ayak veya elle başlama çizgisine dokunmak toe the line v.
bir işe dört elle sarılmak buckle down to something v.
bir işe dört elle sarılmak go to work v.
dört elle sarılmak go at something like a boy killing snakes v.
dört elle sarılmak have one's heart in v.
dört elle sarılmak dive in with both feet v.
dört elle sarılmak hammer away at v.
dört elle sarılmak jump in with both feet v.
daha elle tutulur/anlaşılır şekle getirmek put flesh on the bones of something v.
elle sarkıntılık etmek feel up v.
işe dört elle sarılmak put shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak come to grips with v.
işine dört elle sarılmak keep one's shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak put one's shoulder to the wheel v.
işine dört elle sarılmak have one's shoulder to the wheel v.
işine dört elle sarılmak pit one's shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak get to grips with v.
elle beslenmek be spoon-fed v.
işe dört elle sarılmak set (one's) shoulder to the wheel v.
elle tutulur yanı kalmamak sink to new depths v.
işe dört elle sarılmak put one's shoulder to the wheel v.
işe dört elle sarılmak set one's shoulder to the wheel v.
bir elle verdiğini öbür elle almak give with one hand and take away with the other v.
elle yapılacak bir işi yapmak için sabırsızlanmak (one's) fingers itch v.
dört elle sarılmak go at like a boy killing snakes v.
bir işe dört elle sarılmak go/set to work v.
(bir şeye) dört elle sarılmak have (one's) heart in (something) v.
'-e dört elle sarılmak have your heart in v.
'-e dört elle sarılmak put your heart in v.
işe dört elle sarılmak have shoulder to the wheel v.
elle tutulur bir sonuç olmak have to show for v.
dört elle sarılmak have/put your heart in v.
(birine bir şey yapması) için elle işaret etmek motion (for) (one) to (do something) v.
elle (birinin bir şey yapmasını) işaret etmek motion (for) (one) to (do something) v.
işe dört elle sarılmak put your shoulder to the wheel v.
iki elle (sarılmak) with both hands adv.
çıplak elle with one's bare hands adv.
gözle görülür elle tutulur durumda in evidence expr.
tek elle with one hand expr.
elle tutulabilir at the end of (one's) fingertips expr.
elle uzanılabilecek yakınlıkta at the end of (one's) fingertips expr.
elle alınabilecek yakınlıkta at the end of (one's) fingertips expr.
elle dokunulabilecek yakınlıkta at the end of (one's) fingertips expr.
(bir şey) neredeyse elle tutulacak/gözle görülecek kadar yoğun you could cut (something) with a knife expr.
(bir şey) neredeyse elle tutulacak/gözle görülecek kadar belirgin you could cut (something) with a knife expr.
çıplak elle with one's bare hands expr.
tek elle bile with one hand tied behind back expr.
çıplak elle with your bare hands expr.
Trade/Economic
elle yapılan iş manual labour n.
elle işletme manipulation n.
malların makine ile ya da elle yapımı manufacturing n.
elle icra edilen meslek manufacture [obsolete] n.
Industry
(fabrikada, inşaatta veya madende) malzemeleri veya ürünleri elle taşıyan işçi wheeler n.
elle perçinleme yapan işçi rivetter n.
(deri) elle yumuşatmak brey [africa] v.
Tourism
elle tutulmaz ürün intangible product n.
elle tutulmaz ürünlerde kalite quality control of intangibles n.
Technical
tek elle çalışan küçük torna tezgahı throw lathe n.
elle çalışan bir tür eksantrik kamı trig [dialect] n.
alaşımsız ve ince daneli çeliklerin elle metal ark kaynağı manual metal arc welding of non- alloy and fine grain steels n.
betonun elle karıştırılması hand mixing of concrete n.
çalışır durumdayken elle taşınamayan elektronik donanım electronic equipment not portable by hand while working n.
elle çalışan silindir vana manual cylinder valve n.
elle yapılan taşıma manual handling n.
elle yedekleme manual backup n.
elle çalıştırılan presler manually operated presses n.
elle kumanda üstünlüğü manual override n.
elle kaynak manual welding n.
elle çalışan kıskaç manual clamp n.
elle baskılama hand pressing n.
elle sondaj hand boring n.
elle elektrik kaynağı yapma manual metal-arc welding n.
elle kumanda manual control n.
elle üretim hand mining n.
elle metal ark kaynağı manual metal arc welding n.
elle yükleme hand feeding n.
elle çalıştırılan kumandalar ve klavyeler manually operating actuators and keyboards n.
elle kumanda edilen yük oynatma cihazı manually controlled load manipulating device n.
elle çalıştırma manipulation n.
elle beslemeli planya makinesi handfed surface planning machine n.
elle tutulmayan kıvılcım başlatıcı non-hand-held sparkler n.
elle çalışan çim biçici hand mower n.
elle çalışan dren vanası hand-operated drain valve n.
elle tutuşturma hand firing n.
elle ateşlenen kazan hand fired boiler n.
elle sıfırlama hand reset n.
elle veri girişi manual data input n.
elle sözcük kesme manual hyphenation n.
elle dökme hand casting n.
elle çalıştırılan aletler appliances actuated by hand n.
elle geçen titreşim hand-transmitted vibration n.
elle ayırma hand picking n.
elle yapılan metal ark kaynağı manual metal-arc welding n.
elle çekme hand drawing n.
elle biçimleme hand forming n.
elle bilgi işlem manual data processing n.
elle kullanılan aletler tools n.
elle kazma hand excavating n.
elle taşınabilir havya portable soldering iron n.
elle tutulan kıvılcım başlatıcı hand-held sparkler n.
elle ayırma yöntemi manual separation method n.
elle işler hand-driven n.
elle ayıklama hand sorting n.
elle çalıştırılan küçük plastik vanalar manually operated small plastics valves n.
elle yağlama hand lubrication n.
elle çalıştırılan elektronik bileşenler manually operated electronic components n.
elle ayar hand adjustment n.
elle numune alma manual sampling n.
elle tutmalı motorlu darbeli matkapların tutamaklarındaki titreşim the vibration occurring at the handles of hand-held power driven impact drills n.
elle boyama hand dyeing n.
elle kullanılan elektrostatik püskürtme ekipmanı electrostatic hand-held spraying equipment n.
elle silme hand reset n.
elle kaynaklama manual welding n.
elle ani kapama manual shut-down n.
elle ayıklanmış cevher hand sorted ore n.
elle metal ark kaynağı elektrotları manual metal arc welding electrodes n.
elle kumandalı deney cihazı hand lever-operated testing apparatus n.
elle kelime üreticisi manual word generator n.
elle çekilen yük arabası hand-operated stillage truck n.
elle püskürtme hand spraying n.
elle yönlendirilen makineler hand-guided machinery n.
elle değiştirilen yağmurlama sistemi hand movable sprinkler system n.
elle tutulan taşınabilir motorlu aletler hand-held portable power tools n.
elle yükleme carrying-in n.
elle şalomalı yüzey temizleme hand scarfing n.
elle taşıma manual handling n.
elle sözcük birimi inanual word unit n.
elle boyama hand painting n.
elle delme hand drilling n.
elle yapılan harman hand mix n.
elle kalıplama hand molding n.
elle kullanılan püskürtme ekipmanı hand-held spraying equipment n.
elle çalıştırılan akım maşaları hand-manipulated current clamps n.
elle çekilmiş tel hand drawn wire n.
elle kumandalı ayar cihazı hand lever-operated setting apparatus n.
elle kumanda manual operation n.
elle çevrilen takımlar hand torque tools n.
elle basma hand printing n.
elle çalışan vinç hand lifting winch n.
elle yakılan kazan hand-fired boiler n.
elle monte edilen uç elemanı hand-mounted end effector n.
elle kumandalı torna aynası manually operated chuck n.
elle besleme hand feeding n.
elle çekiçleme hand ramming n.
elle iletilen titreşim hand-transmitted vibration n.
elle perçin yapma hand riveting n.
elle çalıştırılan kaldırma donanımı hand-powered lifting equipment n.
elle işlem manual operation n.
elle ayarlama hand adjustment n.
elle tutulan çim makası hand-held lawn trimmer n.
elle sıkıştırma compacting by hand n.
elle çalıştırılan çalıştırıcı manual starter n.
elle basmalı gres tabancası push type grease gun n.
elle karıştırma hand mix n.
elle perçinleme hand riveting n.
elle yükleme ve boşaltma manual loading/unloading n.
elle tahrik edilen kaldırma teçhizatı hand-powered lifting equipment n.
elle yaldızlama hand gilding n.
elle yükleme ve boşaltma manual loading and unloading n.
elle ark kaynağı manual arc welding n.
elle tutulan içten yanmalı motorlu zincirli testerenin ön ve arka el koruyucuları front and rear hand-guards of portable hand-held combustion engine chain-saw n.
elle bağlantılama manual patching n.
elle kontrol manual control n.
elle dövme hand forging n.
elle karıştırma hand mixing n.
elle denetim manual control n.
elle yerleştirilmiş anroşman hand-placed riprap n.
elle girdi manual input n.
elle sökme hand lifting n.
elle tutulan elektrostatik püskürtme teçhizatı electrostatic hand-held spraying equipment n.
elle taşınır pota hand ladle n.
elle taşlama tezgahı muller crusher n.
elle sözcük üreteci manual word generator n.
elle taşınan akım maşaları hand-held current clamps n.
elle çalıştırılan musluklar manually operated taps n.
elle ateşleme hand firing n.
elle basmalı gres pompası push type grease gun n.
elle yapma manual operation n.
indirgenmiş pelet ve parça cevherlerden elle numune alma metotları manual sampling methods for reduced pellets and lump ores n.
insanın elle geçen titreşime maruz kalmasının ölçülmesine ve değerlendirilmesine dair kılavuz guidelines for the measurement and the assessment of human exposure to hand-transmitted vibration n.
iki elle çalıştırılan cihaz two hand-tripping device n.
paslanmaz ve ısıya dayanıklı çeliklerin elle metal ark kaynağı manual arc welding of stainless and heat resisting steels n.
tanecikli maddenin kütle derişiminin elle tayini manual determination of mass concentration of particulate matter n.
tavlanmış çeliklere elle döverek şekil verme hand forging n.
test amaçlı elle yapılan tek bir kağıt sayfası handsheet n.
temel işlevlerinin tümü elle yapılan kumanda cihazı manual controller n.
elle kullanılan eğirme makinesinin hızını ayarlayan küçük bir volan whorl n.
gevşek zeminde kullanılan ve elle çalışan büyük burgu miser n.
oymacılıkta veya elle yapılan metal torna işinde kullanılan kesici ve tıraşlayıcı alet graver n.
elle işletmek manipulate v.
(çömlek tekeri kullanmadan) elle yapmak hand-build v.
(iki yumuşak düz yüzeyi) elle bastırıp hafifçe döndürerek birleştirmek wring together v.
elle çalıştırılan non-automatic adj.
elle yapılan manual adj.
elle çalıştırılan hand driven adj.
elle/elde taşınır handheld adj.
elle kumanda edilen hand operated adj.
elle ayıklanmış hand sorted adj.
elle yürütülen manual adj.
elle çalışır hand-driven adj.