ilerleyen - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ilerleyen



Bedeutungen von dem Begriff "ilerleyen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ilerleyen oncoming adj.
ilerleyen proceeded adj.
ilerleyen onward adj.
ilerleyen developing adj.
ilerleyen moving adj.
ilerleyen going far adj.
ilerleyen booming adj.
ilerleyen advancing adj.
ilerleyen passing adj.
ilerleyen progressive adj.
ilerleyen processive adj.
ilerleyen ongoing adj.
ilerleyen onwardly adj.
ilerleyen rising adj.
ilerleyen go ahead interj.
Colloquial
ilerleyen cooking adj.
Technical
ilerleyen progressive adj.

Bedeutungen, die der Begriff "ilerleyen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 226 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ilerleyen safha progressive aspect n.
ilerleyen uzunayak advancing longwall n.
yavaş yavaş ilerleyen yangın creeping fire n.
müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi crawler n.
başarıya doğru ilerleyen kimse rising star n.
ilerleyen yaş increased age n.
ilerleyen yaş advancing age n.
(çok) hızlı şekilde ilerleyen hastalık rampant disease n.
ilerleyen kimse advancer n.
parçaları zincir gibi birbiri ile bağlantılı ilerleyen iş chainwork n.
büyük bir ün ya da seçkinlik yolunda ilerleyen şey newcomer n.
ilerleyen kimse mover n.
ilerleyen kimse mover n.
ilerleyen şey mover n.
yüzey araştırmalarında referans olarak kullanılan ve kuzey-güney doğrultusunda ilerleyen, anıtlarla işaretlenmiş hat guide meridian n.
sakin tempoda ilerleyen at pad [dialect] [uk] n.
uzun sıra halinde ilerleyen bir dizi insan crocodile n.
ayrık düşünceler zinciri şeklinde ilerleyen yaratıcı düşünme prosedürü divergent thinker n.
hızla ilerleyen şey scuttler n.
denizden iç kesimlere ilerleyen sis fret [dialect] [uk] n.
sıra ile ilerleyen grup success [obsolete] n.
ilerleyen bir güç önünde geri çekilmek give way v.
(ilerleyen birliklerin kanadını) yan kısma konumlandırılmış askerle desteklemek flanker [obsolete] v.
istikrarlı ve ilerleyen bir oranda artış yaratmak pyramid v.
zorla ilerleyen plodding adj.
ağır ilerleyen sluggish adj.
yavaş ilerleyen lingering adj.
sürünerek ilerleyen slithered adj.
yavaş ilerleyen tardy adj.
yavaş ilerleyen slow-footed adj.
yavaş ilerleyen dilatory adj.
yavaş ilerleyen slow-going adj.
yavaş ilerleyen laggard adj.
yavaş ilerleyen slow adj.
yavaş ilerleyen/gerçekleşen/ortaya çıkan slow-to-materialize adj.
ağır ilerleyen tame adj.
basamaklı ilerleyen ladderlike adj.
ne ilerleyen ne de gerileyen neutral adj.
dalga dalga ilerleyen undulary adj.
dalga dalga ilerleyen undulative adj.
zorla ilerleyen unsexy adj.
yirmili ilerleyen vigesimal adj.
başa doğru ilerleyen headward adj.
düzensiz ilerleyen herky-jerky adj.
kesintili ilerleyen herky-jerky adj.
sarsıntılı ilerleyen herky-jerky adj.
(hastalık) hızla ilerleyen galloping adj.
(insan) ilerleyen goey adj.
adım adım ilerleyen gradatory adj.
yavaş ilerleyen long adj.
sekizli gruplar şekilde ilerleyen octaval adj.
aşağıya ilerleyen downbound adj.
yavaş ilerleyen dragging adj.
aşırı yavaş ilerleyen draggy adj.
hızlı ilerleyen fast-track adj.
dikkatlice ilerleyen pedetentous [obsolete] adj.
hantal şekilde ilerleyen flatfooted adj.
gerçekçi ilerleyen flatfooted adj.
kolayca ilerleyen flowing adj.
kesintiye uğramadan ilerleyen flowing adj.
boyunca ilerleyen percurrent adj.
okula doğru ilerleyen schoolward adj.
kıyıya ilerleyen shoreward adj.
sahile ilerleyen shoreward adj.
belirli bir yönde ilerleyen forward adj.
yavaş ilerleyen slow-motion adj.
yavaş ilerleyen slow-moving adj.
ağır ilerleyen sluggy adj.
sabit ilerleyen smooth adj.
kare şeklinde ilerleyen squarewise adj.
alttan ilerleyen subterfluent adj.
sorunsuz ilerleyen surefooted adj.
ilerleyen saatlerde on the advancing hours adv.
günün ilerleyen saatlerinde later in the day adv.
ilerleyen saatlerde later in the day adv.
ilerleyen günlerde in the forthcoming days adv.
ilerleyen günlerde in the upcoming days adv.
ilerleyen zamanda later on adv.
ilerleyen zamanlarda later on adv.
ilerleyen yaşına rağmen despite his/her advancing age adv.
(bu belgenin, konuşmanın) ilerleyen kısmında hereinafter adv.
(bu yazının, belgenin) ilerleyen bir noktasında hereinbelow adv.
Phrasals
golfte önünde bulunan yavaş ilerleyen bir gruptan izin alarak oynamaya devam etmek play through v.
Phrases
günün ilerleyen saatlerinde on the advancing hours of the day expr.
ilerleyen yıllarda in the forthcoming years expr.
ilerleyen yıllarda in the advancing years expr.
ilerleyen senelerde in the forthcoming years expr.
ilerleyen yıllarda in the upcoming years expr.
ilerleyen senelerde in the advancing years expr.
ilerleyen yaşına rağmen despite his/her advanced age expr.
ilerleyen senelerde in the upcoming years expr.
o günün ilerleyen saatlerinde later that day expr.
(o) gecenin ilerleyen saatlerinde later that night expr.
ilerleyen aşamada in the succeeding stage expr.
(bir hedefe/noktaya) doğru planlandığı/beklendiği gibi ilerleyen on course for (something) expr.
(bir şeyi yapmaya/gerçekleştirmeye) doğru planlandığı/beklendiği gibi ilerleyen on course to (do something) expr.
(bir şeyi gerçekleştirme/yapma) yolunda planlandığı gibi ilerleyen on course to (do something) expr.
Colloquial
kasaba boyunca ilerleyen otobüs crosstown n.
olağanüstü hızda ilerleyen durum fast lane n.
birinin yararına ilerleyen bir şey olmak have something going v.
kendi yararına ilerleyen/faydalanabildiği bir düzeneği olmak have something going v.
yavaş ilerleyen slow going adj.
bugün ilerleyen saatlerde later today expr.
(birinin) ilerleyen programında/takviminde on (one's) slate expr.
Idioms
gecenin ilerleyen saatleri wee small hours of the night n.
gecenin ilerleyen saatleri wee hours of the night n.
tereyağından kıl çeker gibi ilerleyen süreç easy sledding n.
kör topal ilerleyen kimse/şey a lame duck n.
yararına ilerleyen (bir şey) olmak have going v.
yararına ilerleyen/faydalanabildiği bir düzeneği olmak have going v.
birinin yararına ilerleyen (bir şey) olmak have going for one v.
birinin yararına ilerleyen/faydalanabildiği bir düzeneği olmak have going for one v.
ağır ilerleyen heavy going adj.
tam ilerleyen in full swing adj.
gecenin ilerleyen saatlerinde wee small hours of the night expr.
gecenin ilerleyen saatlerinde wee hours of the night expr.
tatmin edici bir şekilde ilerleyen on the right tack expr.
tatmin edici bir şekilde ilerleyen on the right track expr.
(bir şeye/bir yere) doğru ilerleyen süreçte on the way (to something or some place) expr.
(bu noktadan/o noktadan) sonrası daha kolaylaşarak ilerleyen it's all downhill (from here/there) expr.
çarpmaya doğru ilerleyen on a collision course expr.
(bir şeye) doğru ilerleyen on the road to (something) expr.
(bir şeye) doğru ilerleyen on the track of (something) expr.
(bir şey) yolunda ilerleyen on the track of (something) expr.
gecenin ilerleyen saatlerinde so long after sunset and so far from dawn expr.
Trade/Economic
zorla ilerleyen working-day adj.
Politics
başa baş ilerleyen müsabaka dead heat n.
Technical
ilerleyen dalga progressive wave n.
ilerleyen oturma progressive settlement n.
ilerleyen kırılma progressive failure n.
ilerleyen yaşlanma progressive aging n.
bir çalışma bandının sıfır çizgisinden zıt yönlerde ilerleyen iki kısmi seriden her biri branch n.
katot ışınlı tüpün ekranı boyunca ilerleyen parlak çizgi veya nokta scan n.
dalga dalga ilerleyen undulatory adj.
yanarak ilerleyen degressive adj.
Automotive
burgu gibi dönerek ilerleyen akış vortex flow n.
her iki yönde gidecek şekilde tasarlanmış kendi ilerleyen araç double-ender n.
Marine
ilerleyen sahil advancing coast n.
ilerleyen dalgalar progressive waves n.
omurga hattı boyunca ilerleyen baş kıç hattı fore and aft n.
sürekli ilerleyen dalgalar permanent progressive waves n.
hızlı ilerleyen geniş ve sığ okyanus akıntısı drift n.
kemereye doğru ilerleyen beam adj.
kıç omuzluğuna doğru ilerleyen quartering adj.
yavaş ilerleyen (gemi) slack in stays adj.
Mining
ilerleyen uzunayak advancing longwall n.
kendi kendine ilerleyen lastik tekerlekli araç self-propelled rubber tired vehicle n.
kendi kendine ilerleyen lastik tekerlekli araç self-propelled rubber tyred vehicle n.
eğimli zemine yatay yönde ilerleyen tünel veya sürüklenme crut n.
(kömür madeninde) ana çalışma alanlarına verev ilerleyen kısa ve meyilli koridor slant n.
Medical
gittikçe ilerleyen nefes darlığı rapidly progressive increase in shortness of breath n.
hızlı ilerleyen enfeksiyon rapidly progressive infection n.
hızla ilerleyen demans rapidly progressive dementia n.
hastalığın ilerleyen dönemleri advancing period of the disease n.
hızlı ilerleyen verem galloping consumption/tuberculosis n.
hızlı ilerleyen enfeksiyon rapidly progressing infection n.
ilerleyen kronikleşme süreci advanced acute stage n.
yavaş ilerleyen hastalık slowly progressing disease n.
yavaş ilerleyen nefes darlığı slowly progressive dyspnea n.
yavaş ilerleyen multifokal santral sinir sistemi hasarı slowly progressive multifocal central nervous system damage n.
hızla ilerleyen rapidly progressive adj.
Anatomy
kolun iç tarafı boyunca ilerleyen ve dirseğin yanından geçen sinir nervus ulnaris n.
omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri anterior horn n.
omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri ventral root n.
omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri ventral horn n.
omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri anterior root n.
Dentistry
hızlı ilerleyen periodontitis rapidly progressive periodontitis n.
Pathology
hızlı ilerleyen hastalık rapid progressive sickness n.
kas gruplarında klonus ve ilerleyen zihinsel bozulmanın yaşandığı, genetik sebeplerden kaynaklı epilepsi lafora's disease n.
ciddi ve hızla ilerleyen malignant adj.
Statistics
ilerleyen ortalama progressive average n.
ilerleyen sansürlü örnekleme progressively censored sampling n.
Biology
yürüyerek ilerleyen gradient adj.
biyolojik yapı boyunca ilerleyen percurrent adj.
Astronomy
yüksek bir hızla galaksinin dışına doğru ilerleyen yıldız runaway star n.
benzer bir yörüngede ilerleyen asteroit grubu asteroid family n.
kutup yörüngesinde ilerleyen polar adj.
Botanic
(bitki yapraklarının sinirleri) boyunca ilerleyen percurrent adj.
(bitki yapraklarının sinirleri) baştan başa ilerleyen percurrent adj.
Literature
şiirde vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsü trochee n.
şiirde vurgulu-vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen uyak ölçüsü antibacchius n.
(ingiliz şiirinde) vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsünden oluşup bir adet birincil vurgu bir adet de ikincil vurgu içeren bürünsel birim dipody n.
(şiirde) vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsü ditrochee n.
şiiri vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsüne göre yazmak trochaize v.
şiiri vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsüne göre yazmak trocheize v.
şiiri vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsüne göre yazmak trocheeize v.
şiirde vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsüne ait trochaic adj.
şiirde vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsü ile yazılmış kıtaya ait trochaic adj.
(şiirde) vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsüne ait ditrochean adj.
(şiirde) vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsü içeren ditrochean adj.
(şiirde) vurgulu-vurgusuz olarak ilerleyen ikili uyak ölçüsü içeren ditrochean adj.
hikayesi aheste ilerleyen (yapım) slow burn adj.
Archaeology
kollarıyla sallanarak ilerleyen primat brachiator n.
Religious
hristiyanlık yolunda ilerleyen christian adj.
isa peygamber yolunda ilerleyen christlike adj.
Philosophy
(hegelcilik) azdan çok daha kapsamlı düzeylere doğru ilerleyen mantıksal gelişme dialectic n.
araştırarak ilerleyen zetetic adj.
Environment
yatay ilerleyen advective adj.
Meteorology
ilerleyen bulut grubu cloud rack n.
kıyıya doğru ilerleyen uzun ve büyük dalga rolling wave n.
Geology
çevresindeki kaya tabakasının zıt yönünde ilerleyen anaclinal adj.
Military
ilerleyen alfabe sistemi progressive alphabet system n.
ilerleyen bir alayda yer alan subaya veya askere yapılan ek ödeme marching money n.
yükünü bırakıp hedef noktasındaki buluşma yerine ilerleyen gemiler ve yüklü birimler movement group n.
ilerleyen bir kuvvetin kanadının korunmasından sorumlu müfreze flank guard n.
Sport
rakip alana ilerleyen forward adj.
rakibin hedefine ilerleyen forward adj.
düz ilerleyen square adj.
Football
(amerikan futbolu) yere değerek ilerleyen alçak vuruş squib n.
(amerikan futbolu) yere değerek ilerleyen alçak vuruş squib kick n.
Baseball
yerden ilerleyen atış hopper n.
sert vuruş sonrası orta sahaya kadar ilerleyen top chopper n.
atışçının önünden kıvrılarak ilerleyen beyzbol topu incurve n.
Music
tipik olarak kısa tekrarlanan bas temasında ilerleyen ve üçlü zaman aralığında değişen bölümlerden oluşan bir kompozisyon chaconne n.
aynı çizgide ilerleyen tek bir ses veya melodi monophony n.
sekizli gruplar şekilde ilerleyen octaval adj.
(kadans) alt çekenden tonik akora doğru ilerleyen plagal adj.
perde bakımından aynı yönde ilerleyen similar adj.
(seslendirmeler) küçük aralıklar ile ilerleyen smooth adj.
Theatre
ağır ilerleyen slow-burning adj.
Cinema
bir veya birkaç canavar üzerinden ilerleyen korku film creature feature n.
Archaic
doğrudan ilerleyen outright adj.
Slang
adam olma yolunda ilerleyen erkek man on the make n.
Modern Slang
acemice ilerleyen bir durum amateur night n.
uygunsuzca ilerleyen bir durum amateur night n.
beceriksizlikle ilerleyen bir durum amateur night n.