rakip - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

rakip



Bedeutungen von dem Begriff "rakip" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 38 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
rakip opponent n.
rakip competitor n.
rakip rival n.
General
rakip foe n.
rakip contender n.
rakip adversary n.
rakip match n.
rakip antagonist n.
rakip contestant n.
rakip rival n.
rakip competitor n.
rakip opposer n.
rakip challenger n.
rakip witherling [obsolete] n.
rakip wrangler [obsolete] n.
rakip opposite n.
rakip oppugnant n.
rakip oppugner n.
rakip comparative [obsolete] n.
rakip contendent [obsolete] n.
rakip interponent n.
rakip corival n.
rakip corival n.
rakip rivalrous adj.
rakip emulous adj.
rakip competing adj.
Colloquial
rakip oppo n.
Trade/Economic
rakip competitor n.
rakip competing adj.
rakip rival adj.
Law
rakip competitor n.
Politics
rakip competitor n.
Computer
rakip opp (opponent) abrev.
Sport
rakip opponent n.
Theatre
rakip counterpart n.
Archaic
rakip concurrent n.
rakip paragon n.
rakip envious adj.

Bedeutungen, die der Begriff "rakip" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 316 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
güçlü rakip nemesis n.
ezeli rakip old rival n.
ezeli rakip arch rival n.
ezeli rakip long-standing rival n.
ortak rakip corrival n.
müşterek rakip corrival n.
dişli rakip formidable adversary n.
ezeli rakip archrival n.
baş rakip archrival n.
eski/önceki rakip former rival n.
eski/önceki rakip erstwhile rival n.
sinsi rakip devious opponent n.
(lidere/birinciye) en yakın rakip someone’s nearest rival​/​challenger n.
mücadele edilen (bir grup) rakip the competition n.
rakip karakter antipathist n.
oyuncuların sadece bir kişi kalana kadar rakip oyuncuları paintball, çorap, lastik bant veya benzeri nesnelerle ebeledikleri bir oyun assassin n.
kriptografik algoritmalarda şifreli metnin bir rakip veya düşman tarafından deşifre edilebilme özelliği malleability n.
kuvvetle direnen rakip withstander n.
kararlılıkla direnen rakip withstander n.
iki rakip matadordan her birinin sırayla birkaç boğa ile dövüştüğü boğa güreşi mano a mano n.
hayali rakip windmill n.
rakip bozgunu revenge n.
iki güçlü rakip arasındaki zorlu çarpışma bushfighting n.
zorlu veya tehlikeli rakip gentleman n.
kamusal anlaşmazlıklarda rakip cenaha karşı çıkan kimse gladiator n.
rakip olma opponency n.
rakip olma oppugnancy n.
güçlü rakip bulunan yarışma overmatch n.
kadın rakip rivaless [obsolete] n.
oyuna rakip pullarından başlayan tavla oyuncusu runner n.
itiraz eden rakip competition n.
kadın rakip competitress n.
kadın rakip competitrix n.
zorlu rakip dragon n.
kadın rakip contendress n.
rakip çekim counterattraction n.
ortak rakip corival n.
müşterek rakip corival n.
rakip veya düşmandan gelen hücumu savuşturmak için yapılan hareket parry n.
birbirine rakip üç kişi, grup veya fikir arasındaki çatışma truel n.
hem arkadaş hem rakip görülen kimse frenemy n.
yenilmek (favori rakip) be upset v.
rakip olmak rival v.
rakip görmek see someone as an opponent v.
rakip görmek see someone as an enemy v.
rakip çıkmak be rival to v.
rakip olmak be rival to v.
rakip olarak görmek see someone as an enemy v.
rakip olarak görmek see someone as an opponent v.
rakip olarak görmek see someone as a rival v.
rakip görmek see someone as a rival v.
(rakip takımın) çabalarına veya ilerlemesine karşı koymak hold v.
(rakip takımın) avantaj kazanmasını engellemek hold v.
yeniden rakip olmak revie [obsolete] v.
rakip oyuncuyu oyun dışı bırakmak get v.
(buz hokeyi topuna) rakip kale çizgisini aşacak şekilde vurmak ice v.
(takım, oyuncu veya profesyonel boksör) daha güçlü rakip ile eşleşmek overmatch v.
rakip olmak rivalize v.
rakip olmak rivalise v.
rakip yapmak paragon v.
rakip olmak corrival v.
(amerikan futbolu) rakip takımdan daha fazla saha kazanmak outgain v.
rakip olacak kadar iyi olmak rival v.
yenilebilir (rakip) vincible adj.
rakip olan competitive adj.
rakip olan rival adj.
rakip olunamaz untouchable adj.
rakip tarafından desteklendiğinde başarısı kanıtlanan me-too adj.
rakip olan in [new zealand] adj.
rakip olan corrival adj.
rakip olan corival adj.
rakip olarak emulously adv.
rakip sahada away adv.
rakip olarak avie adv.
rakip kaleye en yakın konumda bulunan forvet oyuncusu rf (right forward) abrev.
Phrasals
rakip aday olarak karşısına çıkmak start against v.
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak touch down v.
rakip olmak run against v.
(bir müsabakada) rakip olmak pit against v.
(bir müsabakada) rakip olmak match against v.
bazı spor dallarında (buz hokeyi) iki rakip oyuncu arasında top atarak karşılaşmayı/mücadeleyi başlatmak face off v.
hokey gibi oyunlarda iki rakip oyuncu arasında topun serbest bırakarak oyunu başlatmak face off v.
rakip karşısına çıkmak go up v.
rakip karşısına çıkmak go up against v.
ile rakip olmak play against v.
(birine/bir şeye/kendine birini veya bir şeyi) rakip olarak ayarlamak set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) v.
(rakip polo oyuncusunun) üzerine sürmek ride off v.
(beyzbolda) vurulan topun rakip oyuncu tarafından yakalanması sonucu topu dışarı atmış sayılmak fly out v.
basketbolda faul alanında dışarı çıkacak olan topa havada vurup rakip oyuncunun eline geçirmek foul out v.
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak match (someone or something) against (someone or something else) v.
(birine/bir şeye) rakip olabilecek kimse match for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak match up (someone or something) with (someone or something else) v.
ile rakip yapmak match with v.
(birini birinin) karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak put (one) up against (someone) v.
karşısına rakip olarak çıkarmak put up against v.
(bir şeyde birine/bir şeye) rakip olabilmek rival (someone or something) in (something) v.
-de rakip olabilmek rival in v.
(birine/bir şeye) rakip olmak run against (someone or something) v.
rakip olarak ayarlamak set up against v.
Colloquial
aynı düzeydeki rakip one's opposite number n.
zorlu rakip a tough nut to crack n.
hokeyde oyunun başında veya devre arasından sonra iki rakip oyuncu arasında yapılan ve oyunu başlatan top atışı face-off n.
rakip üzerine bilgi toplama oppo n.
(oyun, yarışma veya savaşta) rakip olmak verse v.
Idioms
iki rakip grup arasındaki keskin ayrım clear blue water n.
iki rakip grup arasındaki derin yarık clear blue water n.
iki rakip grup arasındaki belirgin fark clear blue water n.
zorlu rakip a hard nut to crack n.
zorlu rakip tough egg (to crack) n.
zorlu rakip tough egg to crack n.
zorlu rakip tough nut to crack n.
rakip karşısında kazanılan müthiş galibiyet demolition job n.
rakip karşısında kazanılan müthiş galibiyet a demolition job [uk] n.
(basketbol, futbol) kolay sayı kazanmak için rakip sahada topu beklemek cherry-pick v.
beleş gol için savunma yapmak yerine rakip sahada topun ayağına gelmesini beklemek cherry-pick v.
futbolda rakip takıma gol şansı vermemek keep a clean sheet v.
birini diğerinin karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak put someone up against someone v.
rakip partiye geçmek cross the aisle [us/south africa] v.
rakip partiyle işbirliği yapmak cross the aisle [us/south africa] v.
rakip partiye geçmek cross the aisle [uk/canada/australia] v.
rakip partiyle işbirliği yapmak cross the aisle [uk/canada/australia] v.
parlamento'daki rakip kanada geçmek cross the floor [uk/canada/australia] v.
(birinin) rakip sesler/görüşler arasında sesini duyurmak make (one's) voice heard v.
(bir şey/rakip) karşısında bastırmak turn up the heat (on someone or something) v.
(birine veya bir şeye) rakip against someone or something adv.
20. yy'ın başlarındaki üç efsanevi beyzbol oyuncusunun rakip iki oyuncuyu oyun dışına atmak üzere yaptıkları bir senaryo tinker to evers to chance expr.
Trade/Economic
rakip firmanın elemanının ayartılması raid n.
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi theory of games n.
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi game theory n.
abd'de ithalata rakip bazı malların gümrük vergisinin hesaplanmasında vergi temeli olarak amerika'nın kendi iç fiyatlarının esas alınması american selling price n.
direkt rakip direct competitor n.
dolaylı rakip indirect competitor n.
grev sırasında rakip iki sendika arasında patlak veren müdahale krizi cross picketing n.
rakip işletme rival firm n.
rakip kuruluş rival company n.
rakip sendika rival union n.
rakip işletme rival company n.
rakip tedariki rival supply n.
rakip aday rival candidate n.
rakip imalatçı rival manufacturer n.
rakip teşebbüsler competing undertaking n.
rakip şirket rival firm n.
rakip arzı rival supply n.
rakip kuruluş rival firm n.
rakip dükkan rival shop n.
rakip firma rival firm n.
rakip mallar rival commodities n.
rakip sanayiler competing industries n.
rakip bilgisi competitive information n.
rakip ürün rival product n.
rakip teklif verilmesi competing bids n.
rakip analizi competitor analysis n.
rakip firma rival company n.
rakip şirketlerin anlaşmalı olarak fiyatları ayarlamaları price fixing n.
rakip olma rivalry n.
rakip tesis rival plant n.
rakip kurum rival company n.
rakip faaliyetler competing business n.
rakip kurum rival firm n.
rakip şirket rival company n.
rakip teklifler competing transaction n.
rakip müessese competing house n.
rakip firmalar competing undertaking n.
şirketle ilişkisi kesilen çalışanın belirlenen süre boyunca (rakip bir şirkette çalışmaya hemen başlamaması için) maaşı ödenir garden leave n.
Law
birbirine rakip firmaların fiyatları usulsüz olarak aynı zamanda aynı miktarda artırması parallelism n.
Politics
fiili rakip actual competitor n.
kendi partisini bırakıp rakip partiyi destekleyen kimse bolter n.
rakip istihbarat örgütü personelinin kendisini dost ülke veya örgüt kimliği altında yanlış tanıtarak sergilediği yaklaşım false flag n.
siyasi rakip political dissident n.
siyasal bir anlaşmazlıkta rakip olan taraflar case parties n.
Advertising
rakip ürünü karalamak için tasarlanan reklam veya tanıtım materyali knocking copy n.
Technical
rakip veya düşman tarafından deşifre edilebilen (şifreli metin) malleable adj.
Computer
microsoft tarafından apple ipod'a rakip olarak üretilmiş medya oynatıcısı zune n.
yeni rakip new opponent n.
Telecom
fiili rakip actual competitor n.
rakip teşebbüs/firma competing undertaking n.
rakip sanayiler competing industries n.
Psychology
rakip antagonist competitive antagonist n.
Botanic
bitkinin otçullara veya rakip bitkilere karşı kendini savunmak için ürettiği toksik kimyasal allelochemical n.
Literature
eski hindistan'da rakip iki hanedan arasında yaşanan sivil savaşı konu edinen, sanskritçe yazılmış çok uzun bir hindu destanı mahabarata [hinduism] n.
eski hindistan'da rakip iki hanedan arasında yaşanan sivil savaşı konu edinen, sanskritçe yazılmış çok uzun bir hindu destanı mahabharatam [hinduism] n.
eski hindistan'da rakip iki hanedan arasında yaşanan sivil savaşı konu edinen, sanskritçe yazılmış çok uzun bir hindu destanı mahabharatum [hinduism] n.
Religious
meşru papaya muhalif olarak gösterilen rakip papa antipope n.
Sport
rakip takıma yakalanmadan fileli bir kaleye sayı yapma esasına dayanan bir oyun tchoukball n.
eskrimde rakip orijinal hücum hattını kapatıp karşı atak yapmadığında gerçekleştirilen saldırı redouble n.
top süren rakip takım oyuncusunu kasıtlı olarak iten oyuncu charging n.
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak touch the ball down n.
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak touch down the ball n.
alttaki rakip competitor underneath n.
rakip takım opposing team n.
rakip oyuncunun başarılı hareketlerinden sonra rakibin moralini bozmak amacıyla yapılan tahrik edici konuşmalar trash-talk n.
rakip güreşçiyi kollarından sarıp düşürme drag n.
beyzbolda atıcının maçta rakip takıma verdiği ortalama sayı earned run average n.
(amerikan futbolu) topu rakip takımdan alma takeaway n.
rakip takımdan top çalma becerisi ball hawking n.
rakip savunmanın yaptığı hatalarla alınan sayı extra n.
(buz hokeyi) rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatma yöntemi face-off n.
(ragbide) kendi 22 m'lik sahasında duran bir oyuncunun rakip tarafından ileriye doğru atılan bir topu yakalaması ve "mark" diye bağırarak serbest vuruş yapmaya hak kazanması mark n.
(rakip takımın oyuncusuna karşı) defans yapan oyuncu marker n.
bilardoda yanlışlıkla rakip oyuncunun topunun deliğe sokulması winning hazard n.
(ragbi) rakip oyuncuyu açık elle uzaklaştırma hand-off n.
rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi sonucu müsabakanın erken bitirilmesi mercy killing n.
rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi durumunda müsabakanın erken bitirilmesini öngören kural mercy rule n.
(ragbide) vuruş veya sürüş sonrası rakip tarafından gerçekleştirilen tutuş fair catch n.
çim hokeyi topunu iki rakip oyuncuya karşı sahaya yerleştirme bully n.
top hakimiyetini rakip takıma geçiren hata giveaway n.
(buz hokeyi) rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatma face-off n.
düzmece güreş maçında sevimsiz rakip rolünü oynayan güreşçi heel n.
saha arkasındaki rakip oyuncuya geçen topları durduran kimse long-stop n.
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu long-stop n.
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu long stop n.
(hokey) rakip takım savunmasının sayıca fazla olduğu hücum hamlesi odd-man rush n.
(takım sporlarında) rakip takım oyuncusu opponent n.
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu running n.
(buz hokeyi) hakemin rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatması face-off n.
(kadın lakrosta) rakip gol sahasına en yakın noktada oynayan hücum oyuncusu first home n.
atıcının rakip takımın 5 atış yapmasına izin verdiği bir oyun türü five-hitter n.
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirme forecheck n.
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirme çalışan oyuncu forechecker n.
(buz hokeyinde) topa kendi defans alanında sahip olan rakip oyuncu ile mücadele etme fore-checking n.
poloda rakip oyuncular arasında bir atış throw-in v.
rakip takımın veya oyuncunun başarmasını engelleyememek allow v.
rakip güreşçiyi yere indirmek take down v.
(buz hokeyinde hakem) oyunu başlatmak için pakı rakip takımlar arasına bırakmak face v.
(buz hokeyinde hakem) pakı rakip takımlar arasına bırakarak oyunu başlatmak face v.
(rakip bir oyuncuyu) aktif bir şekilde bloke etmek man-up v.
(rakip takımın oyuncusuna karşı) defans yapmak mark v.
(özellikle ragbide) rakip oyuncunun bacağına vurarak faul yapmak hack v.
golfte rakip oyuncuyla aynı sayıyı yapmak halve v.
(rakip hokey oyuncusunu) tahta çerçeveye doğru itmek board v.
çim hokeyi topunu iki rakip oyuncuya karşı sahaya yerleştirmek bully v.
rakip oyuncudan topu almak burgle [uk] v.
(rakip takımı veya oyuncuyu) yenmek burn v.
(rakip takıma veya oyuncuya karşı) sayı almak burn v.
topu almasını engellemek için rakip oyuncuya yaklaşmak close down v.
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirmek forecheck v.
(rakip takımdan) daha çevik olmak outhustle [us] v.
(rakip takımdan) daha atik olmak outhustle [us] v.
(rakip takımı) geride bırakmak outrush v.
(rakip darbesinden kaçmak için) hızlıca yana kaymak slip v.
(rakip darbesinden kaçmak için) yana doğru hamle yapmak slip v.
(rakip için) hummalı bir hazırlık yapmak point v.
(voleybol topunu) sahanın ön kısmındayken aşağı doğru sert bir vuruş yaparak keskin bir açıyla rakip sahaya sürmek spike v.
(futbolda rakip takımı) dağıtmak spread-eagle v.
(futbolda rakip takımı) perişan etmek spread-eagle v.
(savunma çizgi oyuncusu) karşı iki oyuncuyu atlatmak için baş ve omuzlarını rakip iki oyuncunun önüne atmak submarine v.
yakınlarında rakip olmayan (oyuncu) wide-open adj.
rakip takıma karşı sayıca avantajlı durumda olan odd-man adj.
rakip alana ilerleyen forward adj.
Basketball
bölge savunmasının önünde oynayıp, saldırgan savunması ile rakip oyuncuları kötü pas atmaya zorlayan oyuncu chaser n.
bir takımın rakip takım ile oynadığı tüm maçları kazanması sweeping a series n.
hücum esnasında rakip oyuncuların oluşturduğu kalabalık bölge traffic n.
hücum oyuncusunun rakip pota önündeki boyalı alanda üç saniyeden fazla kalıp takımının top kaybetmesine neden olması 3-in-the-key n.
iki rakip oyuncunun aynı zaman diliminde karşılıklı faul yapması double foul n.
rakip çember civarında havada yakalanan pası smaç yaparak alınan sayı alley-oop shot n.
rakip sahada karşı potaya yakın oynayan forvetler frontcourt n.
rakip oyuncuyu savunma guarding n.
rakip potaya yönelmiş bir oyuncuya atılan yüksek pas alley-oop pass n.
rakip oyunculardan saldırgan savunma yaparak çok top çalan savunma oyuncusu ball hawk n.
savunma takımının, rakip takıma potaya yakın atış şansı vermeyecek şekilde potanın önünde birikmesi clogging the middle n.
takımın hızla hücuma çıkıp etkili şutörleriyle rakip savunma yerleşmeden sayı bulması run-and-gun n.
oyunun başında hakemin iki rakip oyuncu arasına attığı top jump ball n.
rakip sahada potaya yakın bölümde oynanan bir pozisyon point n.
rakip oyuncuyu savunmak covering a man v.
basketbolda rakip takım oyuncusuna ve potaya sırtını dönerek topu şut atabileceği veya potaya yaklaştırabileceği bir konuma getirmeye çalışmak post up v.
Football
hakemin iki rakip oyuncu arasında topu yere bırakarak oyuna sokması throwdown n.
hata sonucu topun rakip takıma geçmesi turnover n.
rakip futbolcuya sarılmak suretiyle yapılan faul foul by holding n.
rakip takımlar opponent teams n.
rakip oyuncunun dizleri arasına omuz getirilerek gerçekleştirilen kural dışı bir blok hareketi chop block n.
topun rakip gol alanına giderek rakibin hakimiyetinde ölü hale gelmesi ile elde edilen skor rouge or single point n.
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu running game n.
oyuncunun rakip takımı geçerek topu sürdüğü bir futbol oyunu running play n.
rakip takım topu ilerletirken oyuncuların yere indirilmesi drive n.
rakip kaleye doğru koşar gibi yaparken yön değiştirip hücum çizgisinden pas alma buttonhook n.
(amerikan futbolunda) sahada kenar çizgisi ile rakip takımın kale çizgisinin oluşturduğu köşelerden her biri coffin corner n.
alan kişinin doğrudan rakip takımın kalesine koşmasını gerektiren pas fly n.
rakip hücum oyuncularının çömelerek birbirlerine yaklaştıkları ragbi pozisyonu scrum n.
rakip hücum oyuncularının çömelerek birbirlerine yaklaştıkları ragbi pozisyonu scrummage n.
rakip defansa zor anlar yaşatmak run the defence ragged v.
rakip takımın kalesine doğru hücum hattının ötesin(d)e downfield adj.
rakip takımın kalesine doğru hücum hattının ötesin(d)e downfield adv.
Tennis
rakip oyuncunun fileye yaklaşmasını sağlayacak şekilde yapılan falsolu vuruş approach shot n.
top rakip kortun gerisine düşecek şekilde yapılan vuruş lob n.
(topa) rakip kortun gerisine düşecek şekilde yüksekten vurmak lob v.
topa rakip kortun gerisine düşecek şekilde yüksekten vurmak lob v.
Volleyball
rakip alan opponent court n.
Baseball
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece üç vuruş yapmasına izin veren oyun three-hitter n.
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece üç vuruş yapmasına izin veren oyun 3-hitter n.
atıcının rakip takıma sadece iki vuruş hakkı verdiği oyun two-hitter n.
atıcının rakip takıma sadece iki vuruş hakkı verdiği oyun 2-hitter n.
savunma oyuncusunun bir rakip oyuncuyu dışarı çıkarabilecekken yaptığı hata error n.
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece tek vuruş yapmasına izin verdiği oyun one-hitter n.
(rakip beyzbol takımının veya vurucunun) skor yapmasını engellemek horse collar v.
(rakip beyzbol takımının veya vurucunun) skor yapmasını engellemek horse-collar v.
rakip atıcının sayı almasını önlemek save v.
vurucunun rakip takıma hiçbir vuruş yaptırmadığı oyun no-hit game adj.
vurucunun rakip takıma hiçbir vuruş yaptırmadığı oyun no-hitter adj.
Boxing
hayali bir rakip ile dövüşme shadowboxing n.
hayalet rakip üzerinden egzersiz yapmak shadow-box v.
Chess
uzun menzilli bir taşın (fil, kale, vezir) rakip taşı tehdit ettiği bir durumda, tehdit edilen taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu skewer n.
uzun menzilli taşın tehdit ettiği rakip taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu skewer n.
(rakip taşı) almakla tehdit etmek attack v.
rakip taşın yemesine açık hale getirmek hang v.
Card
koz diyen rakip oyuncunun üç el kağıt almasını engelleme euchre n.
(poker ve briçte) başka oyuncunun bahis vermesinden sonra rakip takım oyuncusunun verdiği teklif overcall n.
dört elli kart oyununda iki rakip çiftinden biri corner n.
briçte rakip ellerinin zayıf olması nedeniyle partnerinin elinin güçlü olduğunu varsayarak deklarasyon yapmak balance v.
koz diyen rakip oyuncunun üç el kağıt almasını engellemek euchre v.
(poker) rakip oyuncunun tüm parasını almak stack v.
Wagering
zarda rakip oyuncunun bahsini karşılamak fade v.
Art
rakip karakter antagonist n.
Archaic
(argüman, rakip) çürütmek squabash [scotland] v.
Slang
rakip şampiyondan kaçarken ona hasar verme ve kendine yaklaşmasına engel olma durumu kiting n.
rakip şampiyondan kaçarken ona hasar verme ve kendine yaklaşmasına engel olma durumu kite v.