söylenen - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

söylenen



Bedeutungen von dem Begriff "söylenen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
söylenen dit adj.
söylenen querulous adj.
söylenen said adj.
Archaic
söylenen latrant adj.

Bedeutungen, die der Begriff "söylenen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 329 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
monoton bir melodi eşliğinde söylenen sözler chant n.
yahudilerde bir kişinin sağlığına ya da iyileşmesine kadeh kaldırırken söylenen söz lehayim n.
sık söylenen söz commonplace n.
düşüncesizce söylenen söz indiscretion n.
gitarla söylenen antillere özgü balat calypso n.
şükran duası (yemekten önce/sonra söylenen) grace n.
laf (sataşmak için söylenen alaylı) taunt n.
giderayak söylenen iğneli laf parting shot n.
dikkati başka yöne çekmek için söylenen söz red herring n.
topluca söylenen şarkı catch n.
ayrılırken söylenen dokunaklı söz parthian shot n.
kendi kendine söylenen grump n.
söylenen kimse grump n.
yüksek sesle söylenen kelime spoken word n.
işitilecek şekilde söylenen kelime spoken word n.
kızınca veya heyecanlanınca söylenen anlamsız sözcük expletive n.
birdenbire söylenen öfkeli veya acı sözler outburst n.
kızınca söylenen anlamsız söz expletive n.
çalgısız söylenen çok sesli şarkı madrigal n.
kadeh kaldırırken söylenen söz toast quote n.
en çok söylenen örnekler most telling examples n.
bir yumuşatma ve ya örtmece kullanılmadan söylenen söz orthophemism n.
laf arasında söylenen fakat duyan kişi üzerinde beklenmeyen etki yapan bir söz chance remark n.
bir konu için ilk yapılan ya da ilk söylenen şey first mentioned n.
bir kilise ayini sonrası okunan ya da söylenen ilahi ya da marş response n.
ayin sonrası soloist ve koro tarafından dönüşümlü olarak söylenen ilahi response n.
bir kilise ayini sonrası okunan ya da söylenen ilahi ya da marş responsory n.
ayin sonrası soloist ve koro tarafından dönüşümlü olarak söylenen ilahi responsory n.
bir akşam kampı ateşinde ya da toplantı sonunda söylenen kapanış şarkısı taps n.
dikkatli bir şekilde söylenen ifade cautious statement n.
ritmik ve değişmeyen bir ses tonuyla söylenen ilahiler, tilavetler, şarkılar chants n.
söylenen şey noise n.
topluca eğlenerek söylenen meyhane şarkısı trinklied n.
topluca eğlenerek söylenen meyhane şarkısı drinking song n.
ziyafet sırasında misafirlerce söylenen şarkı banquet song n.
coşkuyla söylenen popüler şarkı belter n.
söylenen kimse chidester [obsolete] n.
akşam söylenen şarkı evensong n.
sevgiliye söylenen tatlı söz handsome n.
homurdanan veya söylenen kimse maunderer n.
(tiyatro) müzik eşliğinde okunan veya söylenen şiir, piyes bölümü veya opera melodrama n.
ilham neticesinde söylenen söz message n.
karşılıklı söylenen düşmanca sözler word n.
karşılıklı söylenen öfkeli sözler word n.
vedalaşırken söylenen iyi niyetli söz word of farewell n.
vedalaşırken söylenen iyi niyet ifadesi word of farewell n.
abd'deki siyahi tarla işçileri tarafından çalışırken söylenen bir şarkı holler n.
doğru bir çözümü olduğu söylenen kafa karıştırıcı sorun mystifier n.
işaret olarak söylenen veya yapılan şey gesture n.
söylenen kimse murmurer n.
üstü kapalı söylenen şey implication n.
ayrılırken söylenen son söz good-by n.
ayrılırken söylenen son söz good-bye n.
(yemin ederken söylenen) tanrı cock [obsolete] n.
(yeminlerde söylenen) tanrı cox [obsolete] n.
zafer şarkısı söylenen gösteri paeanism n.
körebe oyununda oyunculara sabit kalmaları için söylenen ifade post n.
paralel olarak söylenen polifonik bir şarkı türü organum n.
birdenbire söylenen öfkeli veya acı sözler outfling n.
giderayak söylenen iğneli laf parthian arrow n.
olağanüstü becerileri olduğu söylenen kimse sensitive n.
kandırmak için söylenen veya edilen iltifat blandishment v.
söylenen veya yapılan bir şeyi yumuşatmak turn v.
doğaçlamayla söylenen extemporaneous adj.
vurgulanarak söylenen emphatic adj.
bağırarak söylenen vociferous adj.
patavatsızca söylenen (söz) unguarded adj.
ilk söylenen former adj.
en son olarak söylenen last mentioned adj.
şarkı tonunda söylenen intoned adj.
kolayca söylenen glib adj.
kusur bulmak amacıyla söylenen critical adj.
doğaçlamayla söylenen extempore adj.
ağızdan söylenen oral adj.
koro tarafından söylenen choral adj.
anadilinde yazılan veya söylenen vernacular adj.
etkileyici bir şekilde söylenen rhetorical adj.
daha önce söylenen aforecited adj.
sırf söylenmiş olması için söylenen rhetorical adj.
tekdüze söylenen chanting adj.
yarım ağızla söylenen tongue-in-cheek adj.
enstrüman/vokal eşliğinde çalınıp söylenen attended adj.
sessizce söylenen underbreath adj.
şiddetli bir haykırışla söylenen yelled adj.
şiddetli bir haykırışla söylenen shouted adj.
aksi bir şekilde söylenen whingy adj.
yumuşak ve sessiz bir tonda söylenen whispered adj.
gizlice söylenen whispered adj.
şakaya gelmez bir biçimde söylenen humorless adj.
şakaya gelmez bir biçimde söylenen humourless adj.
söylemiş olmak için söylenen rhetorical adj.
sınırsız bir coşkuyla söylenen burbling adj.
titrek r ile söylenen burry adj.
ayin vaktinde söylenen choir adj.
yayın sırasında söylenen on-air adj.
(suçlayıcı tavır ile) dahil olduğu söylenen implicated adj.
üstü kapalı söylenen inferred adj.
içinden söylenen ventriloquial adj.
karından söylenen ventriloquial adj.
mani şeklinde söylenen dittied adj.
şarkı olarak söylenen dittied adj.
ölümden hemen önce söylenen dying adj.
doğruluk veya haklılığına bakılmaksızın söylenen irresponsible adj.
tekdüze söylenen intoned adj.
tekrar söylenen iterate [obsolete] adj.
şakayla söylenen playful adj.
şaka yollu söylenen pleasant [obsolete] adj.
kendi kendine söylenen self-whispered adj.
(sözcükler) kibarca söylenen soft-spoken adj.
konuşma kürsüsünden söylenen soapbox adj.
hazırlıksız söylenen spur-of-the-moment adj.
olduğu söylenen rumoured adj.
doğaçlama söylenen extemporaneous adj.
söylenen herşeye karşın for all that adv.
söylenen sıraya göre respectively adv.
az çok tekrarı (yazılı/söylenen bir şeyin) rehash of prep.
söylenen şeyin doğruluğundan şüphe edildiğini belirtir oh yeah? interj.
asker marşlarının başında söylenen bir ünlem hup interj.
asker marşlarının başında söylenen bir ünlem hut interj.
söylenen şeyin tekrar edilmesi için kullanılan bir ifade hmm? interj.
canı hafifçe yanan çocuğa söylenen bir teselli ifadesi diddums [uk] interj.
Phrasals
söylenen bir şeyi yaymak whisper something around v.
(söylenen bir şeye) geri dönmek back up (to something) v.
biriyle ilgili söylenen bir şeye inanmak believe something of someone v.
ile ilgili söylenen bir şeye inanmak believe of v.
(atlara söylenen bir emir ifadesi olarak) hızlı gitmek get up v.
söylenen bir şeyi yaymak whisper around v.
Phrases
yaşını söylemeyip soruyu geçiştirmek için söylenen bir söz as old as my eyes and a little (bit) older than my teeth expr.
uğurböceğinin/uçuç böceğinin ya da gelin böceğinin uçup gitmesi için söylenen ezgi ladybug, ladybug, fly away home expr.
söylenen gerçekse/doğru ise if the saying is true expr.
söylenen o the story goes (that)... expr.
söylenen şu ki the story goes (that) expr.
Proverb
iyi niyetle söylenen yalan mubahtır the end justifies the means
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz two is company (but) three's a crowd
Colloquial
doğaçlama/içinden geldiği gibi söylenen caz veya blues gut-bucket n.
bir ilişkiyi bitirirken söylenen bir söz ("buggy ride" cinsel ilişki yerine kullanılan örtmece bir söz) thanks for the buggy ride [old-fashioned] n.
aşıkken söylenen hoş ve sevgi dolu sözler sweet nothings n.
bir yere kadar gidiyorum anlamında söylenen bir söz go to see a man about a dog n.
rahatlamak için söylenen ancak işe yaramayan şey cold comfort n.
londra'ya çalışmaya gelmiş essex'lilere söylenen küçümseyici bir ifade essex man n.
sürekli söylenen kimse kvetcher [us] n.
elektronik sesler ve sintisayzırlar içeren yüksek sesle söylenen hip-hop müzik tarzı krunk [us] n.
sürekli söylenen kimse old woman n.
bir kişi hakkında söylenen şeyin, diğer kimse için daha da fazla geçerli olduğunu vurgulayan ifade that goes double for expr.
(kızlar arasında söylenen) görüşürüz anlamında bir söz peace out girl scout expr.
zar atmadan önce söylenen şans cümlesi daddy needs (new) shoes expr.
zar atmadan önce söylenen şans cümlesi daddy needs a new pair of shoes expr.
yardım veya bağış istendiğinde söylenen bir bahane I gave at the office expr.
kişi veya kişilerin takdir edilmesi gerektiğinde söylenen söz mad props expr.
ciddiyetle söylenen bir şeyi komikleştirmek için kullanılan mizahi bir ifade I approve this message expr.
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade shazam expr.
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade shazzam expr.
(kaza veya kaza tehlikesi durumunda bir araç sürücüsü tarafından bir bisikletliye ya da motor sürücüsüne bahane olarak söylenen) pardon görmedim/seni fark etmedim smidsy (sorry, mate, I didn't see you) [uk] expr.
(uyumaya vb. giden çocuklara söylenen) baş baş bye-byes expr.
Idioms
kendindekini görmeyip başkasına söylenen kusur/kabahat a beam in your eye n.
birisi ayrılırken ona güle güle anlamında söylenen söz don't take any wooden nickels n.
birisinin çok az para harcadığını belirtmek için söylenen bir söz the last of the big spenders n.
dikkati başka yöne çekmek için söylenen söz a red herring n.
öfkeyle söylenen sözler high words n.
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz two's company three's a crowd n.
(fuck kelimesini ifade etmek amacıyla söylenen) dört harfli söz/küfür a four-letter word n.
düşüncesizce söylenen söz/yapılan hareket wild pitch n.
giderayak söylenen iğneli laf a parting shot n.
giderayak söylenen iğneli laf a parthian shot n.
birinin araması söylenen ama aslında var olmayan bir şey bucket of steam n.
(fuck kelimesini ifade etmek amacıyla söylenen) dört harfli söz/küfür four-letter word n.
pek akıllıca olmayan bir seçim için söylenen şaka yollu uyarı be (someone's) funeral v.
tamamen doğru notalarla/tonda çalınan, söylenen, yazılan pitch-perfect adj.
(bir şey) olduğu söylenen cracked up as (something) adj.
sabah ve öğleden sonra içki içmek istendiğinde söylenen bir söz it's five o'clock somewhere expr.
topu ıskalayan atlete söylenen alaylı söz couldn't catch a cold expr.
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü I'll love you and leave you expr.
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü I must love you and leave you expr.
(mahremiyetin ifşa edilmesi durumunda söylenen) duyulmak istenmeyen bilgiler (duymak istemiyorum/ bana anlatma) too much information expr.
(güle güle harca gibi) birisine özellikle az miktarda para verildiğinde söylenen bir söz don't spend it all in one place expr.
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz two's company (three's a crowd) expr.
satışa çıktığı söylenen in play expr.
devralınabileceği söylenen in play expr.
ayın ilk günü söylenen ve yapılan çocukça bir sataşma a pinch and a punch for the first of the month [uk/australia/ireland] expr.
bir şey olduğu söylenen cracked up to be something expr.
bir şey olduğu söylenen cracked up as something expr.
star wars hayranlarının kutladığı 4 mayıs star wars gününde söylenen esprili bir slogan may the fourth be with you expr.
ayın ilk sabahında uyanınca söylenen ve o ay boyunca şans getireceğine inanılan bir ifade rabbit, rabbit(, rabbit) expr.
çatlağa basanın annesinin beli kırılır (çocuklar arasında kaldırımdaki çatlaklara basılırsa olacağına inanılan ve bir tekerleme olarak söylenen ifade) step on a crack, break your mother's back expr.
Speaking
birisine (yapmış olduğu iyilik/yardımdan dolayı) iltifatta bulunmak amacıyla söylenen söz you are scholar and a gentleman expr.
çocukların bir şey isterken lütfen kelimesini söylemeyi unuttukları zaman onlara annesi/babası tarafından nezaket kurallarını hatırlatmak için söylenen burada ne söylüyorduk anlamına gelen ifade what's the magic word? expr.
irlanda'da ölenin arkasından şeytan son bir şans bulup ruhunu çağırmadan cennette huzur içinde uyu anlamında söylenen bir ifade may you be in heaven a full half hour before the devil knows you're dead expr.
size söylenen şeyleri yapıyorsunuz you do what you're told expr.
söylenen gerçekse/doğru ise if the saying is true expr.
Trade/Economic
ayrıntılı müzakerelerden önce söylenen fiyat arm's length market price n.
Media
yayın sırasında söylenen on-air adj.
Technical
son söylenen latter adj.
Medical
çocuksu neşe verdiği söylenen bir çiçek özü (alternatif tıp) zinnia n.
insanlar üzerinde canlandırıcı etkisi olduğu söylenen kuyruksuz maymun veya maymun testisi monkey gland n.
Psychology
hastanın kendisine söylenen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması echolalia n.
kişilik özelliklerini ve çakışmalarını değerlendirmek için bir kişinin kendisine söylenen kelimeye aklına gelen ilk kelime ile karşılık verdiği bir test word association test n.
Logic
aralarında ilişki olduğu söylenen nesneler relata n.
aralarında ilişki olduğu söylenen nesnelerden her biri relatum n.
söylenen ve ima edilen ifade arasındaki ilişki implicature n.
söylenen ve ima edilen ifade arasındaki ilişki conversational implicature n.
Chemistry
söylenen söz spoken word n.
Marine Biology
yılana benzediği söylenen fakat henüz tespit edilip tanımlanamamış büyük bir deniz canlısı sea worm n.
Botanic
milton tarafından paranormal özellikleri olduğu söylenen bir bitki haemony n.
Agriculture
hasat festivalinde söylenen şarkı harvest home n.
Literature
koro halinde söylenen eski yunan lirik şiiri tragedy n.
yedi akorla söylenen beste heptachord n.
yedi ses tonuyla söylenen beste heptachord n.
(antik yunan'da bir grup dansçı tarafından söylenen) lirik şiir chorus n.
(bir grup aktör tarafından söylenen) od chorus n.
anglo-sakson dönemi ingiliz edebiyatı'nda ölen bir kişinin arkasından söylenen şiir sermon n.
yüksek ve titrek sesle söylenen uptrilled adj.
etkileyici bir şekilde söylenen rhet (rhetorical) abrev.
sırf söylenmiş olması için söylenen rhet (rhetorical) abrev.
Linguistics
aynı biçimde söylenen ancak farklı anlamları olan heteronym n.
yanlış söylenen kelime misword [uk] n.
dil kaslarını germeden söylenen (sesli harf) lax adj.
dudaklar geniş aralıklı şekilde söylenen (ünlü harf) open adj.
ağız açık şekilde söylenen open [obsolete] adj.
(ünlü harf) dil damağa yakın bir şekilde söylenen close adj.
(sesbilimde) dil kaslarını germeden söylenen slack adj.
History
ortaçağ avrupasında gezici soytarılar tarafından söylenen müstehcen şiirler goliardery n.
(antik yunan'da) dionysus anısına dans eşliğinde söylenen ditiramp korosu cyclic chorus n.
(yunan tragedyasında) iki şarkı arasında söylenen bir ezgi stasimon n.
(antik italya'da) köy düğünleri ya da festivallerde söylenen fescennine adj.
Religious
doğu ortodoks kilisesi'ndeki sabah ibadetlerinde koro tarafından söylenen bir tür ilahi catabasis n.
önceki söylenene karşılık olarak söylenen kısa ilahi cathisma n.
ayinde meryem ana onuruna söylenen ilahi lady mass n.
kutsal haftanın (paskalyadan önceki haftanın) son üç günü kilisede sabah ibadetinde söylenen ilahi tenebrae n.
doğu kilisesi'nde meryem'e ithafen söylenen ilahi theotokion n.
hristiyan kiliselerinde söylenen çok eski bir ilahi angelic hymn n.
kutsal su serpme töreninde söylenen ilahi asperges n.
doğu ortodoks kilisesi'nde sabah ibadetlerinde söylenen bir ilahi katabasis n.
komünyonda söylenen mezmur veya ilahi holy communion n.
tüm yıl boyunca komünyon sırasında söylenen ve ilahi olarak okunan her şeyi kapsayan kitap missal n.
tek tonda söylenen ilahi monotone n.
kiliselerde söylenen bir tür ilahi gradual n.
koro tarafından söylenen ilahilerin müzik kısmını içeren dua kitabı gradual n.
(roma katolik kilisesi'nde) cenaze töreninden önce söylenen ilahi office of the dead n.
aşai rabbani ayini sırasında söylenen ilahi communion n.
koro veya cemaat halinde söylenen kısa şükür ilahisi doxology n.
duaya davet için söylenen ilahi invitatory n.
ayin girişlerinin sonunda söylenen hamd etme ilahisi sanctus n.
eski ahit'i yunancaya tercüme ettiği söylenen iskenderiyeli yahudi alimler grubu septuagint n.
düzenli vezni bulunmayan ve bazı kiliselerdeki belirli ayinlerde okunan veya söylenen metin veya ilahi sequence n.
düzenli vezni bulunmayan ve bazı kiliselerdeki belirli ayinlerde okunan veya söylenen monoton şarkı veya ilahilerin yer aldığı kitap sequencer n.
(ilahi söylenen) toplu kilise ayini service n.
(tevrat) süleyman'ın özdeyişleri kitabı'nda gelinlere söylenen anlamı belirsiz bir sıfat shulamite n.
mabette koro halinde söylenen bir tür antik yunan ilahisi prosodion n.
kilisenin kantor ve ekibi tarafından söylenen (ilahi) cantoris adj.
Sport
tezahürat için söylenen şarkılar fight songs n.
beysbolda vurucunun dört kere ıskalaması üzerine söylenen alaycı söz golden sombrero n.
Basketball
atılan sayı sonrası rakibin moralini bozmak amacıyla söylenen tahrik edici söz trash talk n.
Card
snap kart oyunu esnasında söylenen sözcük snap interj.
Music
standart modern çince ile yazılıp kanton çincesi ile söylenen pop müzik türü cantopop n.
ortaçağda çoksesli olarak söylenen koro müziğinin bir bölümü cantus n.
enstrümansız söylenen şarkı cappella n.
birlikte çalınan veya söylenen parçaların yarattığı müziksel motif texture n.
arka arkaya başlayan seslerle söylenen şarkı troll n.
bir şarkı ile söylenen ikinci derecedeki ezgi undersong n.
fransız devrimi sırasında söylenen marş ca ira [french] n.
koro halinde söylenen bölüm chorus n.
tirol tarzında söylenen şarkı yodle n.
dört nota süresinde çalınan veya söylenen beşli nota grubu quintole n.
(protestan kiliselerinde topluca söylenen parçadan önce seslendirilen) doğaçlama müzik parçası chorale prelude n.
(çok sesli ortaçağ müziğinde) kilise müziğiyle kontrpuan şeklinde söylenen ezgi descant n.
tenorun kilise müziğinin üzerine söylenen ezgi veya kontrpuan descant n.
şarkının topluca söylenen bölümü owrecome n.
doğaçlama söylenen bölüm gorgia n.
kontralto söylenen parça contralto n.
davetteki konuklarca söylenen şarkı scolion n.
koro halinde söylenen popüler bir zulu şarkısı shosholoza [south africa] n.
aynı şair veya bestecinin elinden çıkmış olup ortak bir tema çerçevesinde söylenen bir grup piyanolu şarkı song cycle n.
kanon şeklinde söylenen canonic adj.
ilahi okur gibi melodili ve ağır aksak söylenen cantillatory adj.
tekdüze tonda söylenen (şarkı, ilahi, vb.) chanted adj.
şarkı ya da ilahi olarak söylenen chantlike adj.
değişmeyen bir ses tonuyla söylenen (şarkı, ilahi vb.) chantlike adj.
hatasız söylenen (şarkı) note-perfect adj.
zilli tef ile söylenen timbreled adj.
zilli tef ile söylenen timbrelled adj.
enstrümansız doğaçlama söylenen barbershop adj.
(melodi) söylenen sung adj.
kilise veya şapel tarzda enstrümansız söylenen a cappella adv.
Theatre
kendi kendine söylenen sözler aside n.
antik yunan tiyatrosunda koronun girişi ile söylenen ilk pasaj parodos n.
antik yunan tiyatrosunda koronun girişi ile söylenen ilk pasaj parodus n.
Mythology
kurgusal veya dini metinlerde bulunduğu söylenen yer mythical place n.
birayı icat ettiği söylenen efsanevi bir flaman kralı gambrinus n.
(yunan mitolojisinde) yeraltı dünyasında acheron’un kolu olduğu söylenen bir nehir river cocytus n.
(yunan mitolojisinde) yeraltı dünyasında acheron’un kolu olduğu söylenen bir nehir cocytus n.
hermes'in odisseus'a verdiği söylenen efsanevi bir bitki moly n.
(zeus için söylenen bir lakap olarak) bulut-çağıran cloud-compeller n.
ağaçtan inerek insanları yediği söylenen hayali bir yaratık drop bear [australia] n.
(yunan mitolojisinde) yeraltı dünyasında acheron ırmağı'nın kolu olduğu söylenen bir nehir river cocytus n.
Latin
söylenen söz kulağa derin gelir quidquid latine dictum sit, altum viditur expr.
söylenen her şey kulağa önemli gibi gelir quidquid latine dictum sit, altum sonatur expr.
Archaic
tüm yıl boyunca komünyon sırasında söylenen ve ilahi olarak okunan her şeyi kapsayan kitaba ait missal adj.
tüm yıl boyunca komünyon sırasında söylenen ve ilahi olarak okunan her şeyi kapsayan kitap ile ilişkili missal adj.
daha önce söylenen foresaid adj.
Ornithology
güvercinlerin çayırlarda beslendiği söylenen mevsim benting time n.
Entomology
incirlere zarar verdiği söylenen küçük sinek fig gnat n.
Slang
türban, sarık, vb. giyen birini nitelemek için söylenen aşağılayıcı bir ifade raghead n.
sansürlü söylenen küfür/argo 773h n.
sansürlü söylenen küfür/argo seven-seven-three-aitch n.
abd sınırından kaçak olarak giren meksikalıları aşağılamak için söylenen söz wetback n.
detroit için söylenen kaba bir ifade detoilet n.
güney avrupalı veya latin amerikalı birisine söylenen kaba söz greaseball n.
kuzey afrika ya da batı/orta asya kökenli insanlar için söylenen son derece kaba ve aşağılayıcı ifade goatfucker n.
müslümanları ifade etmek için söylenen son derece kaba/aşağılayıcı bir ifade goatfucker n.
(genelde zenciler tarafından beyazlara söylenen) kadın beyaz mahkum featherwood n.
(güney amerika argosu) siyahilere hitaben söylenen ırkçı bir ifade caffre n.
(güney amerika argosu) siyahilere hitaben söylenen ırkçı bir ifade caffer n.
(güney amerika argosu) siyahilere hitaben söylenen ırkçı bir ifade kafir n.
(güney amerika argosu) siyahilere hitaben söylenen ırkçı bir ifade kaffir n.
queensland'liler için söylenen aşağılayıcı bir ifade bananalander n.
queensland'liler için söylenen aşağılayıcı bir ifade banana bender n.
(genelde zenciler tarafından beyazlara söylenen) beyaz mahkum peckerwood n.
söylenen kimse gritch n.
kendisinden önce söylenen ifadenin doğru olmadığını belirtmek için kullanılan ünlem not interj.
(avustralya) genelde birini övmek için söylenen süper/on numara anlamında bir söz sick cunt expr.
sıkça sorulan sorular arasında olan bir soruyu tekrar soran birine karşı sinirle söylenen bir ifade read the fucking faq [rtff] expr.
(futbolda) şişman bir oyuncu veya görevliye söylenen bir aşağılama sözü who ate all the pies [uk] expr.
British Slang
bir bölgede yaşayan yaşlı nüfusu nitelemek için söylenen bir söz twirly (originally bus driver's slang) n.
bir bölgede yaşayan yaşlı nüfusu nitelemek için söylenen bir söz twearly (originally bus driver's slang) n.
gallileri aşağılamak amacıyla söylenen söz sheepshagger n.
ikizlerden biri için söylenen sevgi gösteren ifade twinnie n.
sosyal standartları düşük olan genelde çalışan kesimden olup fazla zeki olmayan ve kötü giyinen kızları nitelemek için söylenen aşağılayıcı bir söz sharon and tracy n.
iç çamaşırın görünüyor anlamında söylenen bir uyarı sözü charlie's dead! expr.
sheffield'lı kimselere söylenen kaba bir hitap dee dah expr.