sessiz

Bedeutungen von dem Begriff "sessiz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 92 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	sessiz	voiceless adj.
He asked with a voiceless voice and opened his eyes. Sessiz bir sesle sordu ve gözlerini açtı. More Sentences
2	Common Usage	sessiz	silent adj.
The old building was cold and silent. Eski bina soğuk ve sessizdi. More Sentences
3	Common Usage	sessiz	quiet adj.
You have to be quiet in the library! Kütüphanede sessiz olmalısın! More Sentences
4	Common Usage	sessiz	mute adj.
The central character of the novel is not the traveler who watches the events unfold with mute hostility. Romanın ana karakteri, gelişen olayları sessiz bir düşmanlıkla izleyen gezgin değildir. More Sentences
General
5	General	sessiz	speechless adj.
He was speechless. O sessizdi. More Sentences
6	General	sessiz	still adj.
The forest seemed completely still. Orman bütünüyle sessiz görünüyordu. More Sentences
7	General	sessiz	dumb adj.
He remained dumb during this discussion. Bu tartışma sırasında o sessiz kaldı. More Sentences
8	General	sessiz	mum adj.
They were mum when asked to give reasons. Sebepleri sorulduğunda sessiz kaldılar. More Sentences
9	General	sessiz	quiet adj.
He was a withdrawn, quiet little boy. İçine kapanık, sessiz küçük bir çocuktu. More Sentences
10	General	sessiz	silent adj.
The Great Train Robbery is the first example of a silent film. Büyük Tren Soygunu sessiz filmlerin ilk örneğidir. More Sentences
11	General	sessiz	subdued adj.
Jo Beth's response was in a subdued whisper. Jo Beth sessiz bir fısıldamayla cevap verdi. More Sentences
Technical
12	Technical	sessiz	silent adj.
The man remained silent against the accusations. Adam suçlamalar karşısında sessiz kalmıştır. More Sentences
Computer
13	Computer	sessiz	muted adj.
In the case of some countries, our 'yes' will be more muted, more hesitant. Bazı ülkeler söz konusu olduğunda, 'evet'imiz daha sessiz, daha tereddütlü olacaktır. More Sentences
14	Computer	sessiz	quiet adj.
If friends keep quiet in front of each other, they are doing the wrong thing. Eğer arkadaşlar birbirlerinin önünde sessiz kalıyorlarsa, yanlış bir şey yapıyorlar demektir. More Sentences
General
15	General	sessiz	dummy n.
16	General	sessiz	consonant n.
17	General	sessiz	soundless adj.
18	General	sessiz	breathless adj.
19	General	sessiz	serene adj.
20	General	sessiz	reticent adj.
21	General	sessiz	unvoiced adj.
22	General	sessiz	reserved adj.
23	General	sessiz	tacit adj.
24	General	sessiz	calm adj.
25	General	sessiz	as quiet as a mouse adj.
26	General	sessiz	canny adj.
27	General	sessiz	consonant adj.
28	General	sessiz	hushed adj.
29	General	sessiz	silenced adj.
30	General	sessiz	stilly adj.
31	General	sessiz	taciturn adj.
32	General	sessiz	without a sound adj.
33	General	sessiz	buttoned up adj.
34	General	sessiz	tuneless adj.
35	General	sessiz	tongueless adj.
36	General	sessiz	quiescent adj.
37	General	sessiz	dumbed adj.
38	General	sessiz	noiseless adj.
39	General	sessiz	tranquil adj.
40	General	sessiz	nonviolent adj.
41	General	sessiz	mute adj.
42	General	sessiz	nonvocal adj.
43	General	sessiz	hushful adj.
44	General	sessiz	close-tongued adj.
45	General	sessiz	non-violent adj.
46	General	sessiz	unassuming adj.
47	General	sessiz	catlike adj.
48	General	sessiz	tuneless adj.
49	General	sessiz	asonant adj.
50	General	sessiz	uneventful adj.
51	General	sessiz	unnoisy adj.
52	General	sessiz	unsonable adj.
53	General	sessiz	untalkative adj.
54	General	sessiz	quate [scotland] adj.
55	General	sessiz	whisht adj.
56	General	sessiz	whist adj.
57	General	sessiz	wordless adj.
58	General	sessiz	hush adj.
59	General	sessiz	obmutescent adj.
60	General	sessiz	clankless adj.
61	General	sessiz	mumchance [dialect] adj.
62	General	sessiz	cosh [scotland] adj.
63	General	sessiz	coy [obsolete] adj.
64	General	sessiz	incommunicable adj.
65	General	sessiz	conticent adj.
66	General	sessiz	discreet adj.
67	General	sessiz	schtoom adj.
68	General	sessiz	sedent adj.
69	General	sessiz	silential adj.
70	General	sessiz	sordo adj.
71	General	sessiz	stand-off adj.
72	General	sessiz	sparing adj.
Colloquial
73	Colloquial	sessiz	buttoned up adj.
74	Colloquial	sessiz	buttoned-up [uk] adj.
Idioms
75	Idioms	sessiz	(as) sober as a judge adj.
76	Idioms	sessiz	meek as moses [old-fashioned] adj.
77	Idioms	sessiz	of few words adj.
78	Idioms	sessiz	quiet as a mouse adj.
79	Idioms	sessiz	still as a mouse adj.
Physics
80	Physics	sessiz	anacoustic adj.
Linguistics
81	Linguistics	sessiz	consonantal adj.
82	Linguistics	sessiz	aphonous adj.
83	Linguistics	sessiz	voiceless adj.
84	Linguistics	sessiz	sharp adj.
Archaic
85	Archaic	sessiz	quietsome adj.
86	Archaic	sessiz	hush adj.
87	Archaic	sessiz	placable adj.
88	Archaic	sessiz	softly adj.
Slang
89	Slang	sessiz	schtum adj.
90	Slang	sessiz	shtum adj.
91	Slang	sessiz	shtoom adj.
92	Slang	sessiz	shtumm adj.

Bedeutungen, die der Begriff "sessiz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 486 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	kalmak (sessiz/hareketsiz)	remain v.
General
2	General	sessiz filmler	silent films n.
In the past, there were silent films. Eskiden sessiz filmler vardı. More Sentences
3	General	sessiz film	silent movie n.
I hate silent movies. Sessiz filmlerden nefret ederim. More Sentences
4	General	sessiz harf	consonant n.
Most of the consonants are pronounced like those in English. Sessiz harflerin çoğu İngilizcedeki gibi telaffuz ediliyor. More Sentences
5	General	sessiz protesto	silent protest n.
It was like some sort of silent protest. Bir çeşit sessiz protesto gibiydi. More Sentences
6	General	sessiz performans	pantomime n.
The actor performed a hilarious scene using only pantomime. Aktör sadece sessiz performans ile komik bir gösteri sergiledi. More Sentences
7	General	sessiz protesto	vigil n.
The opponents of the war held a vigil outside the Embassy. Savaş karşıtları Büyükelçilik önünde sessiz bir protesto yaptı. More Sentences
8	General	sessiz olmak	be silent v.
Parents teach children to speak, children teach parents to be silent. Ebeveynler çocuklara konuşmayı öğretir, çocuklar ebeveynlere sessiz olmayı öğretir. More Sentences
9	General	sessiz kalmak	keep silent v.
Her mother knew but kept silent, police said. Polis, annesinin bildiğini ancak sessiz kaldığını söyledi. More Sentences
10	General	sessiz görünmek	seem quiet v.
Tom seems quiet. Tom sessiz görünüyor. More Sentences
11	General	sessiz kalmak	stay silent v.
In this situation, we cannot stay silent about the legal and moral problems surrounding a war. Bu durumda, savaşı çevreleyen hukuki ve ahlaki sorunlar konusunda sessiz kalamayız. More Sentences
12	General	sessiz sinema oynamak	play charades v.
Tom isn't good at playing charades. Tom sessiz sinema oynamakta iyi değil. More Sentences
13	General	kadar sessiz	as quiet as adj.
I will be as quiet as a mouse. Bir fare kadar sessiz olacağım. More Sentences
14	General	kadar sessiz	as still as adj.
The room was as still as the grave. Oda hâlâ mezar kadar sessizdi. More Sentences
15	General	en sessiz	quietest adj.
For quantum physicists, though, that meant creating the world's quietest gas. Ancak kuantum fizikçileri için bu, dünyanın en sessiz gazını yaratmak anlamına geliyordu. More Sentences
16	General	daha sessiz	quieter adj.
It is, obviously, also the intention to promote the use of quieter aircraft. Daha sessiz uçakların kullanımının teşvik edilmesi de tabii ki amaçlanmaktadır. More Sentences
17	General	sessiz kalan	mute adj.
The merit of the Watson report is precisely that it shows the way for Europe to stop being mute. Watson raporunun değeri, tam da Avrupa'nın sessiz kalmayı bırakması için yol göstermesidir. More Sentences
18	General	sessiz ol	hush interj.
Hush, listen to me. Sessiz ol, dinle beni. More Sentences
19	General	sessiz ol!	silence interj.
Silence, you fool! Sessiz ol, seni aptal! More Sentences
Colloquial
20	Colloquial	sessiz bir yer	a quiet place n.
Find a quiet place in the house. Evde sessiz bir yer bulun. More Sentences
21	Colloquial	sessiz yerler	quiet places expr.
The house is perceived as the only quiet place where it should not be. Ev, olmaması gereken tek sessiz yer olarak algılanıyor. More Sentences
22	Colloquial	sessiz ol!	keep it down! expr.
Keep it down, Tom. Sessiz ol, Tom. More Sentences
Idioms
23	Idioms	sessiz sedasız	on the quiet adv.
Tom and Mary wanted to get married on the quiet to avoid all the hullabaloo. Tom ve Mary tüm bu gürültü patırtıdan kaçınmak için sessiz sedasız evlenmek istediler. More Sentences
Speaking
24	Speaking	sessiz ol	be silent expr.
Just be silent and listen. Sessiz ol ve dinle. More Sentences
25	Speaking	lütfen sessiz ol	please be quiet expr.
Please be quiet! Lütfen sessiz ol. More Sentences
26	Speaking	sessiz olun	quiet down expr.
Quiet down, please. Sessiz olun, lütfen. More Sentences
Linguistics
27	Linguistics	sessiz harf	silent letter n.
Babies start using silent letters between 3 months and 5 months. Bebekler 3 ay ile 5 ay arasında sessiz harfleri kullanmaya başlarlar. More Sentences
History
28	History	(kanada) sessiz devrim	quiet revolution n.
She wrote the book The Quiet Revolution of Caroline Herschel, published by The History Press in 2017. The History Press tarafından 2017 yılında yayınlanan Caroline Herschel'in Sessiz Devrimi kitabını yazdı. More Sentences
General
29	General	sessiz yer	stillness n.
30	General	sessiz sinema oyunu	charade n.
31	General	sessiz film	silent film n.
32	General	sessiz harf	voiceless consonant n.
33	General	sessiz tiyatro	mime n.
34	General	sessiz muamele	silent treatment n.
35	General	sessiz (harf)	surd n.
36	General	sessiz oda	anechoic room n.
37	General	sessiz kuğu	mute swan n.
38	General	sessiz olma	voicelessness n.
39	General	sessiz harf	sibilancy n.
40	General	sessiz sinema	silent motion pictures n.
41	General	sessiz ortaklar	silent partners n.
42	General	sessiz dönem	silent period n.
43	General	sessiz sinema oyunu	charades n.
44	General	gizli ve sessiz gülme	chuckle n.
45	General	sessiz çoğunluk	the silent majority n.
46	General	sessiz toplantı	quaker meeting n.
47	General	sessiz tanık	mute witness n.
48	General	sessiz çığlık	silent scream n.
49	General	sessiz sokak	quiet street n.
50	General	arabaşlık (sessiz sinema)	intertitle n.
51	General	sessiz tepe	silent hill n.
52	General	bir kimsenin dinlenip rahatlayabileceği sessiz sakin merkez	retreat centre n.
53	General	sessiz müzayede	silent auction n.
54	General	sessiz kilit	silent lock n.
55	General	bir olay karşısında birlikte sessiz kalma	conspiracy of silence n.
56	General	sessiz berraklık	silent lucidity n.
57	General	köpek sessiz eğitim düdüğü	dog whistle n.
58	General	sessiz telaffuz edilme	voicelessness n.
59	General	sessiz sinema oyunu	the game n.
60	General	sessiz ve aptal kimse	mum-chance n.
61	General	sessiz ve aptal kimse	mumchance [dialect] n.
62	General	sessiz sakin kimse	oyster n.
63	General	sessiz istila	silent invasion n.
64	General	yarı sessiz kimse	semimute n.
65	General	sessiz sakin yer	shade n.
66	General	sessiz kalma	silentness n.
67	General	sessiz kimse	silent person n.
68	General	sessiz olunması gereken yer	silentium n.
69	General	sessiz çoğunluk	silent majority n.
70	General	(telefon üzerinden bilgi verilen) sessiz yangın alarmı	still n.
71	General	(telefon üzerinden bilgi verilen) sessiz yangın alarmı	still alarm n.
72	General	sessiz protesto	vigil n.
73	General	sessiz moddan çıkmak	unmute n.
74	General	sessiz ortak	partner n.
75	General	sessiz olmasına yol açmak	cause to be silent v.
76	General	konu hakkında sessiz kalmak	stay quiet on the topic v.
77	General	sessiz bir yere gitmek	go someplace quiet v.
78	General	sessiz bir gece geçirmek	have a quiet night in v.
79	General	sessiz sessiz oturmak	sit silently v.
80	General	bir tartışmada sessiz kalmak	take for the kitchen v.
81	General	sessiz olmak	hold one's peace v.
82	General	sessiz olmak	hold the tongue v.
83	General	sessiz olmak	wheesht v.
84	General	sessiz olmak	wheesh v.
85	General	daha sessiz hale getirmek	lour v.
86	General	sessiz kalmak (mahkemede)	stand mute v.
87	General	aptallıktan sessiz kalmak	mumchance [dialect] v.
88	General	tedbiren sessiz kalmak	mumchance [dialect] v.
89	General	sessiz durmak	peace v.
90	General	sessiz kalmak	sit on v.
91	General	sessiz kalmak	sit tight v.
92	General	en sessiz olanı	dumbest adj.
93	General	sessiz sedasız	quiet and retiring adj.
94	General	öfke dolu fakat sessiz	sullen adj.
95	General	daha sessiz	dumber adj.
96	General	kadar sessiz	as mute as adj.
97	General	kadar sessiz	as silent as adj.
98	General	sessiz (rol)	nonspeaking adj.
99	General	gibi sessiz	as still as adj.
100	General	sessiz/uslu duran (çocuklar)	squirrelly adj.
101	General	sessiz/uslu duran (çocuklar)	squirrely adj.
102	General	aşırı sessiz	ultraquite adj.
103	General	sessiz olmayan	unsilenced adj.
104	General	sessiz olmayan	unsilent adj.
105	General	sessiz telaffuz edilen	voiceless adj.
106	General	yumuşak ve sessiz bir tonda söylenen	whispered adj.
107	General	sessiz sedasız	mousy adj.
108	General	sessiz sedasız	mousey adj.
109	General	(konuşma) kasten sessiz	hushed adj.
110	General	(yer, durum) katılımcıların sessiz durduğu	hushed adj.
111	General	sessiz (av köpeği)	mute adj.
112	General	sessiz ve başıboş	mum-chance adj.
113	General	çok sessiz	oversoft adj.
114	General	sessiz sakin	civil [obsolete] adj.
115	General	sessiz ve yatıştırıcı	dreamy adj.
116	General	sessiz sakin duran	drowsy adj.
117	General	sessiz ve sakin	clerkly adj.
118	General	yarı sessiz	semimute adj.
119	General	daima sessiz olan	silentious adj.
120	General	sessiz sedasız yapılan	silential adj.
121	General	sessiz ve sakin	sober adj.
122	General	sessiz harfle ilgili olarak	consonantly adv.
123	General	sessiz bir şekilde	quiet adv.
124	General	güçsüz veya sessiz olarak	small adv.
125	General	sessiz ol!	whisht interj.
126	General	sessiz ol!	wisht interj.
127	General	sessiz ol!	whisht interj.
128	General	sessiz olun!	whist interj.
129	General	sessiz ol!	shah interj.
130	General	sessiz olunması için yapılan uyarı	shhh interj.
131	General	sözcük sonunda bulunan sessiz harfi pekiştirmek için kullanılan bir son ek	-ing suf.
Phrasals
132	Phrasals	sessiz olmak	give over on v.
133	Phrasals	yavaşça/sessiz/sakin bir şekilde yol almak/ilerlemek/dönmek	roll along v.
134	Phrasals	sessiz sessiz/sinsice dolanmak	prowl around v.
135	Phrasals	sessiz sessiz/sinsice dolanmak	sneak around v.
136	Phrasals	sessiz sessiz/sinsice dolanmak	prowl about v.
137	Phrasals	bir konuda konuşmamak/sessiz kalmak	keep quiet about something v.
138	Phrasals	bir konuda konuşmamak/sessiz kalmak	keep still about something v.
139	Phrasals	sessiz kalmak	button up v.
140	Phrasals	sessiz olmak	dry up v.
141	Phrasals	sessiz kalmak	hold in v.
142	Phrasals	sessiz sedasız bırakmak/ayrılmak	ease on out v.
143	Phrasals	sessiz sedasız bırakmak/ayrılmak	ease out v.
144	Phrasals	birine sessiz sedasız el çektirmek	ease someone on out v.
145	Phrasals	birine sessiz sedasız yol vermek	ease someone on out v.
146	Phrasals	birine sessiz sedasız bir şeyden el çektirmek	ease someone out v.
147	Phrasals	birine sessiz sedasız el çektirmek	ease someone out v.
148	Phrasals	birine sessiz sedasız bir şeyden el çektirmek	ease someone out of something v.
149	Phrasals	birini sessiz sedasız konumundan uzaklaştırmak	ease someone out of something v.
150	Phrasals	birini sessiz sedasız konumundan uzaklaştırmak	ease someone out v.
151	Phrasals	(bir şeyi) sessiz sedasız bıraktırmak	ease out of (something) v.
152	Phrasals	birine sessiz sedasız yol vermek	ease someone out v.
153	Phrasals	(bir şeyden) sessiz sedasız el çektirmek	ease out of (something) v.
154	Phrasals	birine sessiz sedasız yol vermek	ease someone out of something v.
155	Phrasals	(bir şeyden) sessiz sedasız uzaklaştırmak	ease out of (something) v.
156	Phrasals	birine sessiz sedasız yol vermek	ease someone out v.
157	Phrasals	sessiz olmak	hush up v.
158	Phrasals	sessiz kalmak	close up v.
Phrases
159	Phrases	her zaman sessiz olanlardan korkacaksın	always the quiet ones expr.
Proverb
160	Proverb	sessiz kalmak kabul etmektir	silence means consent
Colloquial
161	Colloquial	sessiz ve heyecanlı mırıldanmalar	ripple of excitement n.
162	Colloquial	(saklanırken) ölü gibi sessiz olmak	lie doggo v.
163	Colloquial	sessiz olmak	can it v.
164	Colloquial	sessiz ol	shush (up) v.
165	Colloquial	sessiz olmak	shush (up) v.
166	Colloquial	sessiz olun	shush (up) v.
167	Colloquial	sessiz olmak	wrap it up v.
168	Colloquial	sessiz olmak	hold peace v.
169	Colloquial	daha sessiz/sakin bir yere geçelim	let's go some place quiet expr.
170	Colloquial	daha sessiz/sakin bir yere geçelim	let's go somewhere quieter expr.
171	Colloquial	daha sessiz/sakin bir yere gidelim	let's go some place quiet expr.
172	Colloquial	daha sessiz/sakin bir yere geçelim	let's go some place quieter expr.
173	Colloquial	daha sessiz/sakin bir yere gidelim	let's go somewhere quiet expr.
174	Colloquial	daha sessiz/sakin bir yere gidelim	let's go some place quieter expr.
175	Colloquial	daha sessiz/sakin bir yere geçelim	let's go somewhere quiet expr.
176	Colloquial	daha sessiz/sakin bir yere gidelim	let's go somewhere quieter expr.
177	Colloquial	sessiz sedasız	on the dl expr.
178	Colloquial	sessiz ol	hold your whisht [ireland/scotland] expr.
179	Colloquial	sessiz ol!	save it! expr.
180	Colloquial	sessiz bir yere gidelim/geçelim	let's go somewhere where it's quiet expr.
181	Colloquial	sessiz ol!	be quiet! exclam.
182	Colloquial	biraz dikkatli, sessiz olsan	do you mind exclam.
183	Colloquial	sessiz ol/olun	voices off exclam.
Idioms
184	Idioms	sessiz ortak	sleeping partner n.
185	Idioms	sessiz ortak	silent partner n.
186	Idioms	sessiz çoğunluk	the silent majority n.
187	Idioms	güçlü ve sessiz tip	the strong, silent type n.
188	Idioms	sessiz alkış	golf clap n.
189	Idioms	sessiz alkış	golf-clap n.
190	Idioms	sessiz sedasız çıkıp gitme	exit stage left n.
191	Idioms	en sessiz köşe	back forty n.
192	Idioms	herkesten uzak sessiz bir köşe	back forty n.
193	Idioms	sessiz kimse	a woman of few words n.
194	Idioms	sessiz kimse	a man of few words n.
195	Idioms	sessiz sedasız çıkıp gitme	exit stage right n.
196	Idioms	güçlü ve sessiz adam	strong silent type n.
197	Idioms	sessiz kalma	wall of silence n.
198	Idioms	sessiz kalmak	hold one's peace v.
199	Idioms	sessiz kalmak	hold one's tongue v.
200	Idioms	sessiz kalmak	keep schtum v.
201	Idioms	bir konuda sessiz kalmak	keep still about something v.
202	Idioms	bir konuda sessiz kalmak	keep quiet about something v.
203	Idioms	bişey hakkında konuşmamak/sessiz kalmak	keep mum v.
204	Idioms	bişey hakkında konuşmamak/sessiz kalmak	stay mum v.
205	Idioms	konuşmadan çekilmek veya sessiz kalmak	take for the kitchen v.
206	Idioms	sessiz kalmak	bite the tongue v.
207	Idioms	sessiz olmak	keep it down to a dull roar v.
208	Idioms	sessiz sedasız çıkıp gitmek	exit stage left v.
209	Idioms	(bir şeye) sessiz kalmamak	not take (something) sitting down v.
210	Idioms	olabildiğince sessiz olmak	keep it down (to a dull roar) v.
211	Idioms	sessiz kalmak	keep stum v.
212	Idioms	sessiz kalmak	not say boo (to anyone) [us] v.
213	Idioms	sessiz olmak	be (as) quiet as a mouse v.
214	Idioms	çok sessiz sakin olmak	be (as) quiet as a mouse v.
215	Idioms	sessiz kalmak	bite your tongue v.
216	Idioms	sessiz kalmak/olmak	bite (one's) tongue v.
217	Idioms	sessiz kalmak	bite tongue v.
218	Idioms	sessiz kalmak/olmak	hold (one's) tongue v.
219	Idioms	sessiz sedasız çıkıp gitmek	exit stage right v.
220	Idioms	sessiz olmak	hold one's peace v.
221	Idioms	sessiz olmak	hold your peace/tongue [old-fashioned] v.
222	Idioms	sessiz olmak	hold tongue v.
223	Idioms	sessiz olmak	hush (one's) mouth v.
224	Idioms	sessiz kalmak	keep (one's) peace v.
225	Idioms	(bir şeye) sessiz kalmamak	not take (something) lying down v.
226	Idioms	ölü gibi sessiz	silent as the dead adj.
227	Idioms	ölü gibi sessiz	silent as the grave adj.
228	Idioms	ölü gibi sessiz	(as) silent as the grave adj.
229	Idioms	ölü gibi sessiz	(as) silent as the dead adj.
230	Idioms	ölü gibi sessiz	(as) quiet as the grave adj.
231	Idioms	kuzu gibi sessiz	meek as a lamb adj.
232	Idioms	çok sessiz	quiet as a mouse adj.
233	Idioms	çok sessiz	still as a mouse adj.
234	Idioms	mezar gibi sessiz	as still as the grave expr.
235	Idioms	mezar gibi sessiz	as silent as the tomb expr.
236	Idioms	kuzu gibi sessiz	as meek as a lamb expr.
237	Idioms	mezar gibi sessiz	as silent as the grave expr.
238	Idioms	mezar gibi sessiz	as quiet as the grave expr.
239	Idioms	mezar gibi sessiz	as quiet as the tomb expr.
240	Idioms	ölüm kadar sessiz	as silent as the grave expr.
241	Idioms	ölüm kadar sessiz	as silent as the dead expr.
242	Idioms	çok sessiz	as quiet as a church mouse expr.
243	Idioms	çok sessiz	as quiet as the grave expr.
244	Idioms	çok sessiz	quiet as a church mouse expr.
245	Idioms	çok sessiz	quiet as the grave expr.
246	Idioms	çok sessiz	could hear a pin drop expr.
247	Idioms	sessiz sedasız gidelim	(let us) fold our tents expr.
248	Idioms	sessiz ol	hold your peace/tongue [old-fashioned] expr.
Speaking
249	Speaking	sessiz ol	be quiet expr.
250	Speaking	sessiz kalma hakkına sahipsin, söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir	you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr.
251	Speaking	çok sessiz	you could hear a pin drop expr.
252	Speaking	sessiz ol komşuları uyandıracaksın	keep your voice down you'll wake the neighbors expr.
253	Speaking	bugün biraz sessiz	he/she is a bit quiet today expr.
254	Speaking	hadi daha sessiz bir yere gidelim	let's go somewhere where it's more quiet expr.
255	Speaking	sessiz olmayı öğren	learn to be quiet expr.
256	Speaking	lütfen sessiz olur musun?	could you please be quiet? expr.
257	Speaking	sessiz olun lütfen	be quiet please expr.
258	Speaking	sessiz ol lütfen	could you please keep it down? expr.
259	Speaking	sınıfta sessiz ol	be quiet in the classroom expr.
260	Speaking	sınıfta sessiz olalım	be quiet in the classroom expr.
261	Speaking	sınıfta sessiz olun	be quiet in the classroom expr.
262	Speaking	sessiz olmalısın	you have to be quiet expr.
263	Speaking	çocuklar sessiz mi?	are the children quiet? expr.
264	Speaking	sessiz kalma hakkına sahipsiniz, söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinizde delil olarak kullanılabilir	you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr.
265	Speaking	sessiz olun	stand quiet expr.
266	Speaking	sessiz olmak zorundayız	we have to be quiet expr.
267	Speaking	sessiz olmamız gerek	we have to be quiet expr.
268	Speaking	sessiz olmalıyız	we have to be quiet expr.
269	Speaking	sessiz olmamız lazım	we have to be quiet expr.
270	Speaking	hayalimdeki ev sessiz bir yerde	my dream house is in a quiet place expr.
Trade/Economic
271	Trade/Economic	sessiz ortak	silent partner n.
272	Trade/Economic	sessiz piyasa	quiet market n.
273	Trade/Economic	sessiz (iş) bırakma	quiet quitting n.
274	Trade/Economic	sessiz istifa	quiet quitting n.
275	Trade/Economic	sessiz istifa	quiet quitting n.
276	Trade/Economic	sessiz sakin biçimde	uneventful adj.
Law
277	Law	sessiz kalma	acquiescence n.
278	Law	kolluk kuvvetlerinin gözaltına alınan kimseyi sessiz kalma ve avukat tutma hakkına sahip olduğu konusunda uyarmasını zorunlu kılan hüküm	miranda rule [us] n.
279	Law	kendi aleyhine tanıklık etmesini önlemek için tutukluya tanınan avukat tutma ve sessiz kalma haklarına ait veya ilişkin	miranda adj.
280	Law	mahkemede sessiz kalan	(stand) mute adj.
Politics
281	Politics	sessiz diplomasi	silent diplomacy n.
282	Politics	sessiz kalma hakkı	code of silence n.
Tourism
283	Tourism	sessiz ortam ve basit yiyecekler sunan konaklama yeri	rest house n.
Media
284	Media	sessiz oda	offbox n.
285	Media	sesli veya sessiz çeşitli görsel kitle iletişim araçlarının kullanımı	visual information n.
Technical
286	Technical	sessiz çalışan makine	quiet running engine n.
287	Technical	sessiz çalışma testi	silent operation test n.
288	Technical	sessiz çalışma testi	silent running test n.
289	Technical	sessiz çalışma	silent running n.
290	Technical	sessiz çalışma	silent operation n.
291	Technical	radyo sessiz	radio-quiet adj.
Computer
292	Computer	sessiz ışığı	mute led n.
293	Computer	sessiz modüller	muted mudules n.
294	Computer	telefon girişi sessiz	phonein mute n.
295	Computer	telefon sessiz	phone mute n.
296	Computer	sessiz mod	quiet mode n.
297	Computer	kayıt sessiz	record mute n.
298	Computer	spdıf çıktı sessiz	spdif out mute expr.
299	Computer	stereo kar sessiz	stereo mix mute expr.
300	Computer	surround sessiz	surround mute expr.
301	Computer	hat/cd sessiz	line/cd mute expr.
302	Computer	wavesynth sessiz	wavesynth mute expr.
303	Computer	dalga sessiz	wave mute expr.
304	Computer	ws sessiz	ws mute expr.
305	Computer	dalga yankı sessiz	wave rvrb mute expr.
306	Computer	dalga çıkışı sessiz	wave out mute expr.
307	Computer	wave giriş sessiz	wave in mute expr.
308	Computer	dalga tablosu sessiz	wave table mute expr.
309	Computer	dalga çıkışı sessiz	wave output mute expr.
310	Computer	dalga girişi sessiz	wave input mute expr.
311	Computer	video sessiz	video mute expr.
312	Computer	ws rvrb sessiz	ws rvrb mute expr.
313	Computer	wavetbl sessiz	wavetbl mute expr.
314	Computer	waveın sessiz	wavein mute expr.
315	Computer	zv sessiz	zv mute expr.
316	Computer	3b sessiz	3d mute expr.
317	Computer	aux girişi sessiz	aux in mute expr.
318	Computer	aux sessiz	aux mute expr.
319	Computer	cd sessiz	cd mute expr.
320	Computer	cd sessiz	cd audio mute expr.
321	Computer	auxiliary sessiz	auxiliary mute expr.
322	Computer	dijital cd sessiz	cd digital mute expr.
323	Computer	bip sessiz	beep mute expr.
324	Computer	auxb sessiz	auxb mute expr.
325	Computer	optik disk sessiz	compact disc mute expr.
326	Computer	sayısal sessiz	digital mute expr.
327	Computer	dijital sessiz	digital mute expr.
328	Computer	dvd sessiz	dvd mute expr.
329	Computer	dsp sessiz	dsp mute expr.
330	Computer	ön sessiz	front mute expr.
331	Computer	kulaklık sessiz	headphones mute expr.
332	Computer	ana ses sessiz	host audio mute expr.
333	Computer	ana makine sessiz	host addresshost audio mute expr.
334	Computer	ana makine sessiz	host audio mute expr.
335	Computer	kulaklık sessiz	headphone mute expr.
336	Computer	fm birleştirici sessiz	fm synthesis mute expr.
337	Computer	lfe sessiz	lfe mute expr.
338	Computer	iis sessiz	iis mute expr.
339	Computer	iis girişi sessiz	iis in mute expr.
340	Computer	ı2s0 sessiz	i2s0 mute expr.
341	Computer	ı2s1 sessiz	i2s1 mute expr.
342	Computer	hat sessiz	line in mute expr.
343	Computer	çıkış sessiz	lineout mute expr.
344	Computer	ana sessiz	master mute expr.
345	Computer	giriş sessiz	linein mute expr.
346	Computer	hat sessiz	line mute expr.
347	Computer	mıdı sessiz	midi mute expr.
348	Computer	mıdı girişi sessiz	midi input mute expr.
349	Computer	mik sessiz	mic mute expr.
350	Computer	mikrofon giriş sessiz	mic in mute expr.
351	Computer	mikrofon sessiz	microphone mute expr.
352	Computer	mikrofon sessiz	micphone mute expr.
353	Computer	mono sessiz	mono mute expr.
354	Computer	mono çıkış sessiz	mono out mute expr.
355	Computer	mono çıkışı sessiz	monoout mute expr.
356	Computer	mono kar sessiz	mono mix mute expr.
357	Computer	tümü sessiz	mute all expr.
358	Computer	kayıttan çalma sessiz	playback mute expr.
359	Computer	geriçalma sessiz	playback mute expr.
360	Computer	pc hoparlörü sessiz	pc speaker mute expr.
361	Computer	pchpr sessiz	pcspk mute expr.
362	Computer	sessiz çal	play mute expr.
363	Computer	pc hop sessiz	pc spk mute expr.
364	Computer	sessiz modda	quiesced expr.
365	Computer	giriş hattı/cd sessiz	line-in/cd mute expr.
366	Computer	gelen hat sessiz	line-in mute expr.
367	Computer	cd-rom sessiz	cd-rom mute expr.
368	Computer	gelen hat/cd sessiz	line-in/cd mute expr.
369	Computer	ı2s-girişi sessiz	i2s-in mute expr.
370	Computer	giriş hattı sessiz	line-in mute expr.
371	Computer	spdıf-girişi sessiz	spdif-in mute expr.
372	Computer	mik-giriş sessiz	mic-in mute expr.
373	Computer	pcm-çıkışı sessiz	pcm-out mute expr.
374	Computer	tad-çıkışı sessiz	tad-out mute expr.
375	Computer	tad-girişi sessiz	tad-in mute expr.
Informatics
376	Informatics	sessiz e-ticaret	silent e-commerce n.
377	Informatics	sessiz aralık	silent period n.
378	Informatics	sessiz dönem	silent period n.
Telecom
379	Telecom	sessiz oda	anechoic chamber n.
380	Telecom	sessiz denetim	silent monitoring n.
381	Telecom	sessiz bölge	silent zone n.
382	Telecom	sessiz radyo	silent radio n.
383	Telecom	sessiz alarm	silent alert n.
Automotive
384	Automotive	sessiz zincir	silent chain n.
385	Automotive	sessiz zincir	silent chain n.
386	Automotive	arıza durumunda sessiz kalma	fail-silent n.
Railway
387	Railway	eskiden kullanılan bir tür sessiz lokomotif	dummy n.
Aeronautic
388	Aeronautic	sessiz koni	cone of silence n.
Medical
389	Medical	kortikal sessiz periyod	cortical silent period n.
390	Medical	sessiz miyokard iskemisi	silent myocardial ischemia n.
391	Medical	sessiz seyreden	asymptomatic adj.
Psychology
392	Psychology	sessiz alanlar	silent areas n.
Zoology
393	Zoology	sessiz kuğu	cygnus olor n.
394	Zoology	sessiz kuğu	mute swan n.
Literature
395	Literature	sessiz harflerin aynı kalarak sesli harflerin değiştiği yarım uyak türü	pararhyme n.
Linguistics
396	Linguistics	sessiz okuma	silent reading n.
397	Linguistics	sessiz vurgu	silent stress n.
398	Linguistics	sessiz yöntem	silent way n.
399	Linguistics	sessiz uyumu	consonant harmony n.
400	Linguistics	dil ucunu üst ön dişlerin ardındaki diş etlerine dokundurarak çıkarılan sessiz harf	alveolar consonant n.
401	Linguistics	dil ucunu üst ön dişlerin ardındaki diş etlerine dokundurarak çıkarılan sessiz harf	alveolar n.
402	Linguistics	dil ucunu üst ön dişlerin ardındaki diş etlerine dokundurarak çıkarılan sessiz harf	dental consonant n.
403	Linguistics	dil ucunu üst ön dişlerin ardındaki diş etlerine dokundurarak çıkarılan sessiz harf	dental n.
404	Linguistics	yunancada sessiz durak ünsüzleri	rough stop n.
405	Linguistics	yunancada sessiz durak ünsüzleri	aspirata n.
406	Linguistics	eski ingilizcede ve modern izlandacada sesli ve sessiz -th harflerini temsil eden çizgili d harfi	eth n.
407	Linguistics	belirli ikili ünlülerin sessiz son kısmı	vanish n.
408	Linguistics	ikili ünlüden ikincisi ve daha sessiz olanı	vanish [rare] n.
409	Linguistics	dilin arka kısmını damağa dokundurarak çıkarılan sessiz harf	velar consonant n.
410	Linguistics	bir hecede yer alan iki veya daha fazla sessiz harf dizisi	blend n.
411	Linguistics	sessiz olmayıp telaffuz edilen harf	movable letter n.
412	Linguistics	ortaçağ ingilizcesinde y sesini ve bazı artdamaksıl sessiz harfleri temsil eden bir harf	yogh n.
413	Linguistics	ses yolunun tamamen kapatılmadan daraltılmasıyla damaktan çıkartılan bir sessiz harf	yodh n.
414	Linguistics	ses yolunun tamamen kapatılmadan daraltılmasıyla damaktan çıkartılan bir sessiz harf	yod n.
415	Linguistics	artdamağım dudaklar, dil veya gırtlakla kapatılması sonucu nefesin tamamen burunda kalmasıyla çıkarılan bir sessiz harf	mute n.
416	Linguistics	patlamalı sessiz harf	implosive n.
417	Linguistics	ardışık sessiz harfler	cluster n.
418	Linguistics	(yunanca veya latince ölçüde) kısa sesi iki sessiz veya çift ünsüzün takip etmesi	position n.
419	Linguistics	sesli harften sonraki sessiz harfi gösteren	postvocalic n.
420	Linguistics	ibranice'de kapalı e sesini belirtmek için sessiz harfin altına konulan harf vurgusu	sere n.
421	Linguistics	ibranicede sessiz harflerin altına konan bir işaret	sheva n.
422	Linguistics	(sesli harfi) sessiz hale getirmek	unvoice v.
423	Linguistics	(sessiz harfi) yumuşatmak	lenite v.
424	Linguistics	(harf) sessiz hale getirilmek	quiesce v.
425	Linguistics	(sesli veya sessiz harfi) dudakları kıvırarak telaffuz etmek	round v.
426	Linguistics	(sessiz harfi) patlamalı şekilde telaffuz etmek	implode v.
427	Linguistics	(sesli harfi) sessiz duruma getirmek	devocalise v.
428	Linguistics	(sesli harfi) sessiz duruma getirmek	devocalize v.
429	Linguistics	(sessiz harfi) başka sessiz harf ile değiştirmek	dissimilate v.
430	Linguistics	(sessiz harfi) farklılaştırmak	dissimilate v.
431	Linguistics	(sessiz harfi) başka dilin yapısına uygun hale getirmek	dissimilate v.
432	Linguistics	(sessiz harfi) değiştirmek	dissimilate v.
433	Linguistics	(damaksıl olmayan sessiz harfi) damaksıl olarak telaffuz etmek	palatalize v.
434	Linguistics	(sessiz harf) damaksıl hale gelmek	palatalize v.
435	Linguistics	(sessiz harf) damaksıl hale gelmek	palatalise v.
436	Linguistics	(damaksıl olmayan sessiz harfi) damaksıl olarak telaffuz etmek	palatalise v.
437	Linguistics	sessiz harf	nonsonant adj.
438	Linguistics	sessiz olmayıp telaffuz edilen	movable adj.
439	Linguistics	(harf) sessiz olmayan	moveable adj.
440	Linguistics	bazen telaffuz edilip bazen sessiz olan (harf)	movable adj.
441	Linguistics	sessiz (ses)	mute adj.
442	Linguistics	sessiz harf sonrasında gelen	postconsonantal adj.
443	Linguistics	(rusçada sesli harf) \y\ sesine benzer sessiz harf modifikasyonunda oluşan	palatal adj.
Religious
444	Religious	(üzüntü içinde) sessiz olmayan	unmortified adj.
Philosophy
445	Philosophy	nefes kontrolü, esneme ve sessiz meditasyona yoğunlaşan nazik bir yoga çeşidi	sivananda yoga n.
Geology
446	Geology	sessiz toprak basıncı	earth pressure at rest n.
Military
447	Military	sessiz saha	anacoustic zone n.
Art
448	Art	sessiz oyunculuk	pantomime n.
449	Art	sessiz oyun	pantomime n.
450	Art	sessiz sergilenen performans	pantomime n.
451	Art	sessiz hareketler silsilesi	pantomime n.
Music
452	Music	belli bir süre bir enstrümanın sessiz kaldığını işaret eden bir müzik hareketi	tacet n.
453	Music	sürenin sayılmadığı kısa, sessiz duraklama	caesural pause n.
454	Music	piyanistlerin parmak egzersizi yaptığı ufak ve sessiz klavye	digitorium n.
455	Music	sessiz piyano	dumb piano n.
456	Music	daha sessiz ve düşük tempolu	calando adj.
457	Music	(müzik) çok sessiz çalınan	pianississimo adj.
458	Music	daha sessiz ve düşük tempolu bir şekilde	calando adv.
459	Music	sessiz bir tonda	tranquillo adv.
460	Music	(müzik) çok sessiz çalınan	pianississimo adv.
Theatre
461	Theatre	oyuncuların bir sahneyi, sessiz ve hareketsiz kalarak bir resim gibi canlandırması	tableau vivant n.
462	Theatre	oyuncuların bir sahneyi, sessiz ve hareketsiz kalarak bir resim gibi canlandırması	tableau n.
463	Theatre	sessiz tiyatro rolü	silent part n.
464	Theatre	sessiz tiyatro rolü	thinking part n.
465	Theatre	antik yunan ve eski roma'da oynanan sessiz tiyatronun modern formu	mime n.
Cinema
466	Cinema	sessiz çevirim	mute shooting n.
467	Cinema	sessiz sinema	silents n.
468	Cinema	sessiz sinema ile ilişkili	silent adj.
469	Cinema	sessiz sinemaya ait	silent adj.
Printery
470	Printery	tuş takımı bir daktilodan daha sessiz olan (daktilo)	noiseless adj.
Archaic
471	Archaic	sessiz ol!	soh! interj.
Ornithology
472	Ornithology	sessiz kuğu	hooper n.
Reptiles
473	Reptiles	sessiz çıngıraklı yılan	bush master n.
474	Reptiles	sessiz çıngıraklı yılan	bushmaster (lachesis muta) n.
475	Reptiles	sessiz çıngıraklı yılan	lachesis mutus n.
476	Reptiles	sessiz çıngıraklı yılan	surucucu n.
Entomology
477	Entomology	grimsi renkte, sessiz yapıda, verimi yüksek avrupa bal arısı	carniolan bee (apis mellifera carnica) n.
Slang
478	Slang	sessiz kalmak	ghost v.
479	Slang	sessiz olmak	cork v.
480	Slang	sessiz ol	put a sock in it expr.
481	Slang	sessiz ol	wrap it up [uk] expr.
British Slang
482	British Slang	sessiz ama ölümcül (genellikle osuruk için kullanılır)	silent but violent adj.
483	British Slang	sessiz ama ölümcül (genellikle osuruk için kullanılır)	silent but deadly adj.
Modern Slang
484	Modern Slang	sessiz ol	a nice big cup of shut the fuck up exclam.
Star Wars
485	Star Wars	sessiz çöl	silent desert n.
486	Star Wars	sessiz güneş kantinası	silent sun cantina n.