soyut - Türkisch Englisch Wörterbuch

soyut

Bedeutungen von dem Begriff "soyut" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 35 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
soyut intangible adj.
Strengths are the tangible and intangible advantages your business has at its disposal.
Güçlü yönler, işletmenizin elinde bulunan somut ve soyut avantajlardır.

More Sentences
soyut abstract adj.
I believe that this is because these goals were too abstract.
Bunun sebebinin bu hedeflerin çok soyut olması olduğuna inanıyorum.

More Sentences
Trade/Economic
soyut abstract adj.
This is not an abstract question, but a practical, political one.
Bu soyut bir soru değil, pratik ve siyasi bir sorudur.

More Sentences
Law
soyut abstract adj.
Women often see EU decision-making as too distant, abstract and highfalutin.
Kadınlar AB'de karar alma süreçlerini genellikle çok uzak, soyut ve gösterişli olarak görüyorlar.

More Sentences
Technical
soyut abstract adj.
Although this issue comes up time and again, it is very abstract.
Bu konu zaman zaman gündeme gelse de çok soyuttur.

More Sentences
Linguistics
soyut abstract adj.
This abstract technical bias leads to erroneous federalist solutions which have a negative effect on democracy.
Bu soyut teknik önyargı, demokrasi üzerinde olumsuz etkisi olan hatalı federalist çözümlere yol açmaktadır.

More Sentences
General
soyut notional adj.
soyut transcendental adj.
soyut academic adj.
soyut discrete adj.
soyut nonphysical adj.
soyut nonrepresentational adj.
soyut pure adj.
soyut non-physical adj.
soyut non-representational adj.
soyut nonphysical adj.
soyut notionate adj.
soyut inconcrete adj.
soyut fleshless adj.
soyut phantom adj.
soyut phantomlike adj.
soyut phaseless adj.
soyut presentative adj.
soyut stratospheric adj.
soyut stratospherical adj.
soyut supernatural adj.
soyut supersensory adj.
soyut supersensual adj.
soyut surreal adj.
soyut surrealist adj.
soyut phantomlike adv.
Technical
soyut nonfigurative adj.
Philosophy
soyut suprasensible adj.
Art
soyut nonobjective adj.
Archaic
soyut untangible adj.

Bedeutungen, die der Begriff "soyut" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 221 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
soyut resim abstract painting n.
She has a strong bias against abstract painting.
Onun soyut resme karşı güçlü bir önyargısı var.

More Sentences
alan (soyut olarak) purview n.
That is outside my purview.
Bu benim alanımın dışında.

More Sentences
soyut sanat abstract art n.
Music videos are like jazz or abstract art.
Müzik videoları caz veya soyut sanat gibidir.

More Sentences
soyut kavram abstract concept n.
And, can metaphors aid in the learning of abstract concepts?
Ve metaforlar soyut kavramların öğrenilmesine yardımcı olabilir mi?

More Sentences
soyut olarak abstractly adv.
The only labour which Hegel knows and recognises is abstractly mental labour.
Hegel'in bildiği ve tanıdığı tek emek soyut olarak zihinsel emektir.

More Sentences
Psychology
soyut düşünme abstract thinking n.
Young children are incapable of abstract thinking.
Küçük çocuklar soyut düşünme yetisinden yoksundur.

More Sentences
soyut kavram abstract concept n.
Pure mathematics is mathematics that studies entirely abstract concepts.
Saf matematik, tamamen soyut kavramları inceleyen matematiktir.

More Sentences
Philosophy
soyut kavrama abstract conception n.
The child begins to recognise relationships between objects and to deal with more abstract conceptions.
Çocuk nesneler arasındaki ilişkileri tanımaya ve daha soyut kavramlarla uğraşmaya başlar.

More Sentences
Art
soyut sanat abstract art n.
The mix of abstract art and Aztec imagery are just a few ways to describe this painting.
Soyut sanat ve Aztek imgelerinin karışımı bu tabloyu tanımlamanın sadece birkaç yolu.

More Sentences
Star Wars
soyut sanat abstract art n.
Abstract art is something to feel.
Soyut sanat hissedilecek bir şeydir.

More Sentences
General
soyut sanat eseri abstract n.
soyut düşünce abstract n.
soyut sanat eseri abstraction n.
soyut görüş abstract idea n.
soyut düşünüş philosophy n.
soyut algı abstract perception n.
soyut ad abstract noun n.
soyut ekspresyonizm abstract expressionism n.
soyut isim abstract noun n.
şey (soyut) thing n.
soyut kavram abstraction n.
soyut cebir abstract algebra n.
soyut varlıklar intangibles n.
soyut matematik abstract mathematics n.
soyut yapıt abstract n.
soyut sınıflandırma abstract characterization n.
soyut dünya abstract world n.
soyut plan abstract plan n.
soyut ve somut kavramlar abstract and concrete terms/concepts n.
soyut çalışmalar abstract works n.
soyut terim abstraction n.
soyut olma durumu incorporeity n.
soyut olma durumu incorporeality n.
soyut veri/bilgi soft data n.
soyut şey abstract entity n.
soyut kavramlar abstract terms n.
soyut birim abstract unit n.
soyut varlık abstract entity n.
soyut bilgi theory n.
soyut fikir an abstract idea n.
soyut düşünce meta n.
soyut düşman boyg n.
soyut engel boyg n.
soyut biçim idol n.
soyut görüntü idol n.
soyut resim idol n.
soyut bir mevhumun kendini gösterme biçimi clothing n.
soyut yasalar yerine somut olguları konu edinen doğa bilimi concrete science n.
soyut olanın somuta dönüştürülmesi pragmatisation n.
soyut olanın somuta dönüştürülmesi pragmatization n.
soyut görüntü shadow n.
soyut görünüm shadow n.
soyut resim shadow n.
soyut alan stratosphere n.
soyut varlık subsistent n.
soyut varlık substantial n.
(soyut varlığa ait) dıştan görünenler superficies n.
kokmak (soyut bir şey) smack of v.
zarar vermek (soyut bir şeye) make inroads on v.
(soyut bir şeyle) etrafını sarmak enwrap v.
soyut veya sonuçsuz tartışmalardan sonra somut bir sonuca ulaşmak ground v.
(soyut bir şeyi) dağıtarak yok etmek drive v.
yarı soyut semiabstract adj.
soyut-inşacı abstract-constructive adj.
aşırı soyut overabstract adj.
soyut, tekrarlayan ve evrensel olaylarla ilgili nomothetical adj.
soyut, tekrarlayan ve evrensel olaylarla ilgili nomothetic adj.
tamamen soyut quodlibetic adj.
soyut düşünce ile ilgili meta adj.
soyut düşünceyi gösteren meta adj.
çok soyut high adj.
soyut hale gelmiş moot adj.
soyut düşünen long-haired adj.
soyut güce sahip dynamic adj.
soyut enerjisi bulunan dynamic adj.
soyut kavramların soyut tasvirlerine ait concretistic adj.
soyut kavramların soyut tasvirleri ile ilişkili concretistic adj.
soyut bir varlığı andıran phantomish adj.
soyut bir varlığı andıran phantomy adj.
soyut bir varlığa benzeyen phantomlike adj.
(hareketsiz nesne veya soyut nesne) kişileştirilmiş personified adj.
soyut olarak notionally adv.
soyut olarak discretely adv.
soyut bir şekilde abstractively adv.
soyut olarak abstractly adv.
soyut bir şekilde untangibly adv.
(soyut bir şeyle) yavaş yavaş etrafını saracak şekilde in adv.
soyut bir şekilde incontiguously adv.
soyut bir varlığa benzeyen phantomlike adv.
ardında (soyut anlamda) ahind prep.
sıfatlardan soyut isimler türetmeye yarayan bir son ek -mony suf.
sıfatlardan soyut isimler türetmeye yarayan bir son ek -mony suf.
soyut varlık anlamı veren son ek -ome suf.
soyut varlık anlamı veren son ek -oma suf.
Phrases
bir şeyi veya birini çekici yapan anlatması güç soyut nitelik je ne sais quoi expr.
Proverb
sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır ounce of common sense is worth a pound of theory
sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır an ounce of common sense is worth a pound of theory
Colloquial
bir kişi, bir yer veya bir şeyden yayıldığı düşünülen soyut ve değiştirilebilir güç energy n.
fazla soyut far out adj.
Idioms
askerlikte kadınların yükselmesinin önündeki soyut engel/bariyer brass ceiling n.
orduda kadınların rütbe alarak ilerlemesine karşı soyut engel brass ceiling n.
işyerinde asya kökenlilerin yükselmesine karşı soyut engel bamboo ceiling n.
Trade/Economic
soyut düşünme yeteneği gerektiren beceriler conceptual skill n.
soyut kavramları görebilme ve anlayabilme cognitive skills n.
soyut alacak abstract claim n.
soyut uluslararası ticaret teorisi pure theory of international trade n.
soyut yatırım intangible investment n.
erkek bireylerin baskın olduğu işletmelerde kadın çalışanların ilerlemesine olanak sağlamayan soyut bir engel glass ceiling effect n.
Law
soyut norm denetimi abstract review of norms n.
soyut borç ikrarı abstract acknowledgement of debt n.
Industry
işe alımda adayların soyut becerileri soft skills n.
Technical
soyut simge abstract symbol n.
soyut söz dizimi ağacı abstract syntax tree n.
soyut sözdizim ağacı abstract syntax tree n.
soyut bilim pure science n.
Computer
soyut veri tipleri  abstract data types  n.
özel soyut sınıf private abstract class n.
soyut makinelerin hesaplama ve problem çözme becerisini inceleyen çalışma alanı automata theory n.
soyut veriler kullanan soft adj.
soyut verilere dayanan soft adj.
Informatics
soyut sözdizim abstract syntax n.
soyut sözdizim ağacı abstract syntax tree n.
soyut bilgisayar abstract machine n.
soyut veri türü abstract data type n.
soyut simge abstract symbol n.
Telecom
soyut deney dizisi ve kismi protokol uygulama ekstra bilgisi abstract test suite and partial protocol implementation extra information n.
soyut veri türü abstract data type n.
soyut veri tipi abstract data type n.
Mechanic
mekaniğin soyut prensiplerinin insan hayatına uygulanması applied mechanics n.
Architecture
soyut tasarımlı karo seramik yol pointel n.
soyut tasarımlı karo seramik yol pointal n.
Psychology
soyut kavramlaştırma abstract conceptualization n.
soyut modelleme abstract modeling n.
soyut kimlikler abstract identifications n.
soyut algılar abstract perceptions n.
soyut akıl yürütme abstract reasoning n.
soyut fikir abstract idea n.
soyut zeka abstract intelligence n.
soyut tutum abstract attitude n.
sonuç çıkarmaya yardımcı olan soyut faktör cognitive factor n.
Math
soyut uzay abstract space n.
soyut sayı abstract number n.
soyut cebir abstract algebra n.
soyut matematik abstract mathematics n.
soyut matematik pure mathematics n.
soyut harmonik analiz abstract harmonic analysis n.
soyut sayılar abstract numbers n.
(soyut cebirde) cismin karakteristiği characteristic n.
motor becerilerini geliştirmek ve özellikle matematikteki soyut kavramları anlayabilmek için elle hareket ettirmek veya düzenlemek üzere tasarlanmış çeşitli nesneler manipulative n.
soyut matematiğin bir dalı moonshine n.
soyut cebirde tamsayıların soyutlaması ring n.
homolojik cebir ve geometride genelleme yapmayı sağlayan soyut bir yapı gerbe n.
(soyut cebirde) halka yapısında çarpıma göre etkisiz eleman one n.
(özellikle soyut cebirde) belirsizlik indeterminate n.
Logic
soyut kimlik abstract identification n.
soyut varlıkların özellikleri ve ilişkileri ile ilgilenen matematik veya mantık sistemleri algebraic logic n.
soyut sembollerin reel anlamlara eşlenmesi interpretation n.
(soyut veya somut bir varlığa) atfetmek designate v.
Statistics
ölçülemez soyut kavramların ölçülebilir hale getirilmesi operationalisation n.
ölçülemez soyut kavramların ölçülebilir hale getirilmesi operationalization n.
Chemistry
kimyaca soyut chemically abstract adj.
soyut olmayan nonabstract adj.
Social Sciences
soyut anlamlar taşıyan hayvan figürü zootype n.
soyut bir düşünceyi yansıtan formel ifade birimi symbol n.
Literature
öğelerin soyut yapısal ilişkilerinden faydalanmayı amaçlayan bir yazı tekniği cubism n.
Linguistics
soyut ad abstract noun n.
soyut terim abstract term n.
çoğul yapılamayan ya da soyut isim noncount noun n.
aralarındaki ayrım nötralize edilmiş olan birkaç fonemi temsil eden soyut dil birimi archiphoneme n.
altta yatan soyut formlardan dilbilgisi formları oluşturma kurallarını kullanan generative adj.
Religious
mesih'in gerçek bedeninin komünyonda somut olarak değil soyut halde mevcut olduğu doktrini zwinglianism n.
hiçbir soyut varlığa inanmayarak kendi dünyalarının tanrısı olduğuna inanan kimseler ile ilgili luciferian adj.
Philosophy
soyut düşünce abstract thought n.
soyut kavramsallaştırma abstract conceptualization n.
soyut kavramların isimlerinden bağımsız olarak var olduğu doktrini realism n.
soyut kavramların isimlerinden bağımsız olarak var olduğu doktrinini savunan kimse realist n.
entelektüel veya soyut fikirler üzerinde aşırı durma eğilimi cerebralism n.
soyut olma notionality n.
soyut kavramların, genel kavramların, evrensellerin gerçek olmadığını, yalnızca birer addan ibaret olduklarını öne süren doktrin terminism n.
soyut düşünce transcendental n.
soyut olma transcendentness n.
soyut kavramların isimlerinden bağımsız olarak var olduğu doktrinine uygun realistic adj.
soyut varlıklar içeren platonistic adj.
soyut olarak notionally adv.
soyut anlamda transcendentally adv.
Art
soyut sanatçı abstract artist n.
dikdörtgen şekiller ile yapılan soyut resim sanatı neoplasticism n.
modern soyut sanat contemporary abstract art n.
modern soyut sanat modern abstract art n.
çağdaş soyut sanat contemporary abstract art n.
çağdaş soyut sanat modern abstract art n.
soyut tiyatro abstract theatre n.
soyut sanatçı abstractionist n.
soyut resimler yapan kişi abstractionist n.
bir tür soyut ekspresyonizm ressamlığı action painting n.
soyut ekspresyonizm action painting n.
doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği soyut resim akımı nonobjectivism n.
soyut ressam nonobjectivist n.
basit geometrik formlardan oluşan soyut sanat minimal art n.
genellikle s şeklinde olan soyut bir tür çizgi line of beauty n.
soyut bir fikri somut ifadelerle betimleyen kimse concretist n.
soyut fikrin somut ifadelerle betimlenmesi concretism n.
soyut fikrin somut ifadelerle betimlenmesi concrete representation n.
(özellikle soyut tasarımda) kağıt kolaj türü papier collé n.
üç boyutlu soyut sanat eseri construction n.
kabartma şeklinde soyut sanat eseri construction n.
20. yüzyılın başında bir rus sanatçı grubunun başlattığı soyut bir sanat akımı constructivism n.
yarı soyut eser semiabstraction n.
yarı soyut resim semi-abstraction n.
(metal levha, tel ve ahşaptan yapılan) soyut yapı stabile n.
(metal levha, tel ve ahşaptan yapılan) soyut heykel stabile n.
soyut şekilde ifade etmek (resim, heykel) present v.
Music
soyut müzik abstract music n.
Painting
kesişen ışın demetleriyle çeşitli formlar yaratılan, fütürizm benzeri soyut resim stili rayonism n.
yatay ve dikey çizgilerle yapılan, yalnızca ana renkleri ve siyah-beyazı içeren soyut resim sanatı neo-plasticism n.
amerika'ya özgü soyut bir resim tarzı precisionism n.
analitik kübizmi benimseyen fransız soyut sanat hareketi cubism n.
Theatre
soyut tiyatro abstract theatre n.
soyut tiyatro abstract theater n.
Archaic
soyut varlık alanı realm n.
Engineering
topolojide verileri topolojik uzayın açık kümeleriyle ilişkilendiren soyut bir yapı sheaf n.