Verlauf

spoken

Bedeutungen von dem Begriff "spoken" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	spoken adj.	sözlü
2	General	spoken adj.	konuşma
3	General	spoken adj.	konuşulan

Bedeutungen, die der Begriff "spoken" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 92 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	spoken english n.	konuşulan ingilizce
2	General	spoken turkish n.	konuşulan türkçe
3	General	spoken word n.	işitilecek şekilde söylenen kelime
4	General	spoken word n.	yüksek sesle söylenen kelime
5	General	fifth mostly spoken language n.	en çok konuşulan beşinci dil
6	General	be spoken for v.	satılık bir şey biri için ayrılmak
7	General	be spoken about v.	konuşulmak
8	General	spoken in response v.	karşılık vermek
9	General	smooth spoken adj.	düzgün konuşan
10	General	smooth spoken adj.	tatlı dilli
11	General	plain spoken adj.	açık sözlü
12	General	fair spoken adj.	nazik konuşan
13	General	fair spoken adj.	kibar konuşan
14	General	soft spoken adj.	tatlı dilli
15	General	civil-spoken adj.	nazik
16	General	free-spoken adj.	açık sözlü
17	General	free-spoken adj.	sözünü esirgemeyen
18	General	foul-spoken adj.	ağzı bozuk
19	General	foul-spoken adj.	küfürbaz
20	General	smooth-spoken adj.	tatlı dilli
21	General	soft-spoken adj.	yumuşak sesli (kimse)
22	General	soft-spoken adj.	dudu dilli
23	General	pleasant-spoken adj.	tatlı dilli
24	General	short-spoken adj.	kaba
25	General	soft-spoken adj.	tatlı dilli
26	General	soft-spoken adj.	tatlı sesli
27	General	short-spoken adj.	sert
28	General	short-spoken adj.	nezaketsiz
29	General	soft-spoken adj.	ağızsız
30	General	smooth-spoken adj.	kendini açıkça etkili olarak ifade eden
31	General	well-spoken adj.	güzel konuşan
32	General	well-spoken adj.	konuşması düzgün
33	General	well-spoken adj.	hoşsohbet
34	General	civil-spoken adj.	terbiyeli
35	General	widely spoken adj.	yaygın konuşulan
36	General	rough-spoken adj.	(konuşma tarzı) kaba
37	General	rough-spoken adj.	(konuşma tarzı) nezaketsiz
38	General	rough-spoken adj.	(konuşma tarzı) özensiz
39	General	plain-spoken adj.	içten
40	General	plain-spoken adj.	samimi
41	General	plain-spoken adj.	açık sözlü
42	General	pretty-spoken adj.	tatlılıkla söylenmiş
43	General	pretty-spoken adj.	tatlı dilli
44	General	pretty-spoken adj.	güzellikle konuşan
45	General	slow-spoken adj.	yavaş konuşan
46	General	soft-spoken adj.	(sözcükler) ikna edici
47	General	soft-spoken adj.	(sözcükler) kibarca söylenen
48	General	one spoken to prep.	muhatap
Phrases
49	Phrases	truer words were never spoken expr.	yerden göğe haklısınız
Proverb
50	Proverb	there is many a true word spoken in jest	her şakanın altında bir gerçek yatar
51	Proverb	there is many a true word spoken in jest	çoğu doğru söz vardır ki şakacıktan söylenmiştir
52	Proverb	there is many a true word spoken in jest	her şakada bir gerçek payı vardır
53	Proverb	there's many a true word spoken in jest	her şakada bir doğruluk payı vardır
54	Proverb	many a true word is spoken in jest	her şakada bir gerçek payı vardır
55	Proverb	there's many a true word spoken in jest	her şakada bir gerçek payı vardır
56	Proverb	many a true word is spoken in jest	her şakada bir doğruluk payı vardır
57	Proverb	word spoken is past recalling	laf ağızdan bir kere çıkar
58	Proverb	word once spoken is past recalling	söz ağızdan bir kez çıkar
59	Proverb	word once spoken is past recalling	söz ağızdan bir kere çıkar
60	Proverb	word once spoken is past recalling	laf ağızdan bir kere çıkar
61	Proverb	word once spoken is past recalling	laf ağızdan bir kez çıkar
62	Proverb	word spoken is past recalling	laf ağızdan bir kez çıkar
63	Proverb	word spoken is past recalling	söz ağızdan bir kere çıkar
64	Proverb	word spoken is past recalling	söz ağızdan bir kez çıkar
65	Proverb	never a truer word spoken	doğru söze ne denir
66	Proverb	many a true word is spoken in jest	her şakada bir gerçeklik payı vardır
67	Proverb	there's many a true word spoken in jest	her şakada bir gerçeklik payı vardır
68	Proverb	spoken words fly away, written words remain	söz uçar yazı kalır
69	Proverb	a word (once) spoken cannot be recalled	laf ağızdan bir kez çıkar
70	Proverb	a word (once) spoken cannot be recalled	söz ağızdan bir kez çıkar
71	Proverb	a word (once) spoken cannot be recalled	söz ağızdan bir kere çıkar
72	Proverb	a word (once) spoken cannot be recalled	laf ağızdan bir kere çıkar
73	Proverb	a word (once) spoken is past recalling	laf ağızdan bir kez çıkar
74	Proverb	a word (once) spoken is past recalling	söz ağızdan bir kez çıkar
75	Proverb	a word (once) spoken is past recalling	söz ağızdan bir kere çıkar
76	Proverb	a word (once) spoken is past recalling	laf ağızdan bir kere çıkar
Idioms
77	Idioms	be spoken for v.	sevgilisi/nişanlısı/çıktığı/evli olmak
78	Idioms	spoken for adj.	rezerve/ayrılmış
Speaking
79	Speaking	my daughter hasn't spoken to me in years expr.	kızım benimle yıllardır konuşmuyor
80	Speaking	my son hasn't spoken to me in years expr.	oğlum benimle yıllardır konuşmuyor
81	Speaking	my daughter hasn't spoken to me in years expr.	kızım benimle senelerdir konuşmuyor
82	Speaking	my son hasn't spoken to me in years expr.	oğlum benimle senelerdir konuşmuyor
Law
83	Law	spoken evidence n.	sözlü kanıt
Chemistry
84	Chemistry	spoken word n.	söylenen söz
Linguistics
85	Linguistics	spoken language n.	konuşma dili
86	Linguistics	spoken-written discourse n.	sözlü-yazılı söylem
87	Linguistics	spoken language n.	sözlü dil
Military
88	Military	spoken language manuals n.	pratik yabancı dil talimnameleri
Music
89	Music	sprechstimme (spoken voice) n.	konuşur gibi okunan şarkı
90	Music	sprechgesang ( spoken singing) n.	konuşur gibi okunan şarkı
Latin
91	Latin	roma locuta est, causa finita est (rome has spoken, the cause is ended) expr.	roma'dan/papa'dan talimat geldi, dava/mesele bitti
92	Latin	roma locuta est, causa finita est (rome has spoken, the cause is ended) expr.	roma'dan gelen hükümler/papa'nın hükümleri esastır