iğne - Turkish English Dictionary
History

iğne



Meanings of "iğne" in English Turkish Dictionary : 43 result(s)

Turkish English
Common Usage
iğne needle n.
General
iğne prick n.
iğne pintle n.
iğne spicule n.
iğne hypodermic syringe n.
iğne brooch n.
iğne syringe n.
iğne hypodermic needle n.
iğne jujube n.
iğne injection n.
iğne spine n.
iğne jab n.
iğne pinprick n.
iğne shot n.
iğne straight pin n.
iğne sarcasm n.
iğne fishhook n.
iğne prickle n.
iğne pin n.
iğne hype n.
iğne pointer n.
iğne nill [dialect] n.
iğne neeld [obsolete] n.
iğne job n.
iğne spicula n.
iğne spiculum n.
Technical
iğne needle n.
iğne spindle n.
Computer
iğne stylus n.
Lighting
iğne post n.
Automotive
iğne core n.
iğne needle n.
iğne float needle n.
Medical
iğne needle n.
iğne injection n.
Marine Biology
iğne net needle n.
iğne hook n.
iğne fiddle n.
iğne sting n.
Zoology
iğne aculeus n.
iğne barb n.
Botanic
iğne aculeus n.
British Slang
iğne jag (glasgow use) n.

Meanings of "iğne" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
derialtı iğne hypodermic injection n.
iğne deliği kamera pinhole camera n.
iğne yoluyla verilen ilaç shot n.
iğne yastığı pincushion n.
iğne batması pinprick n.
çengelli iğne hasp n.
uyuşturucu iğne fix n.
iğne ucu pinpoint n.
iğne tutucu needle holder n.
iğne işi yapan needleworker n.
iğne (süs) pin n.
iğne oyası point lace n.
manyetik iğne magnetic needle n.
manyetik bir iğne aracılığıyla yön belirten pusula magnetic compass n.
iğne (arı vb) sting n.
iğne yapraklı ağaç coniferous tree n.
iğne başı pinhead n.
iğne deliği pinprick n.
sibirya'da çok geniş alana yayılan iğne yapraklı ağaçla kaplı bölge taiga n.
iğne deliği the eye of a needle n.
derialtı iğne hypodermic n.
iğne ile onaran kişi darner n.
iğne valf needle n.
iğne işi needlepoint n.
iğne satıcısı needler n.
iğne ile delme needling n.
iğne imalatçısı needler n.
iğne dantelası needlepoint n.
zehirli iğne ile infaz yöntemi lethal injection n.
iğne deliği eye n.
iğne gözü needle eye n.
iğne işi needlecraft n.
iğne işi stitchery n.
(arı vb'de) iğne sting n.
toplu iğne pin n.
iğne izi track mark n.
toplu iğne başı pinhead n.
iğne izleri the track marks n.
iğne izleri the needle marks n.
iğne tutucu needle holder n.
(çivi/iğne ile) tutturma tack n.
iğne koyma kutusu needlecase n.
iğne kutusu needlecase n.
sivri uçlu kısa iğne blunt n.
özellikle biyolojik çalışmalardaki hassas işlemlerde kullanılan çok ince iğne microneedle n.
iğne işi, örme, dantel işleme gibi bir dokuma sanatı work n.
küçük iğne minikin [obsolete] n.
cüppeyi bağlamak için kullanılan iğne morse n.
boşluklu iğne oyası openwork n.
iğne yastığı cushion n.
dekoratif iğne işi fancywork n.
iğne oyası fancywork n.
üzerine iğne nesne iliştirilen kağıt paper n.
basit iğne oyası plainwork n.
meslek icabı iğne kullanan kimse pricker n.
iğne tutucu ile kullanılan mum pricket [obsolete] n.
iğne işi tasarımlı dantel point applique n.
manyetik iğne ucunda güneye yatkınlık southness n.
(manyetik iğne ucunda) güneye meyil southness n.
sert malzemeden oluşmuş iğne benzeri cisim spicule n.
iğne ucu pinprick n.
iğne ucu büyüklüğü pinprick n.
iğne ile delmek needle v.
iğne yapmak inject v.
iğne batırmak prick v.
iğne yapmak shoot v.
iğne olmak have an injection v.
iğne ipliğe dönmek waste away v.
iğne ile kuyu kazmak attempt to do the impossible v.
iğne yapmak give an injection v.
iğne vurmak inject v.
iğne ipliğe dönmek become skin and bones v.
saman yığınında iğne aramak look for a needle in a haystack v.
iğne ile öldürmek put to sleep v.
iğne ipliğe dönmek pine away v.
samanlıkta iğne aramak look for a needle in a haystack v.
iğne vurmak administer (a medicine) v.
(çivi/iğne ile) tutturmak tack v.
iğne ipliğe dönmek dwine [dialect] v.
iğne yapmak jab v.
iğne ipliğe dönmek smartle v.
birine iğne vurmak give somebody an injection v.
birine iğne yapmak give somebody an injection v.
iğne gibi batan echinated adj.
iğne gibi batan echinate adj.
iğne gibi spinous adj.
iğne atsan yere düşmez very crowded adj.
iğne gibi batan prickly adj.
iğne ve diken şeklinde olan acicular adj.
iğne uçlu needlelike adj.
iğne gibi needly adj.
iğne gibi sivri uçlu needlelike adj.
iğne biçiminde aciform adj.
iğne görünüşlü aciform adj.
iğne yapraklı needle-leaved adj.
iğne yapraklı coniferous adj.
iğne gibi sivri uçlu needle-like adj.
iğne uçlu needle-like adj.
iğne ve diken şeklinde olan aciculiform adj.
iğne gibi aculeiform adj.
iğne başı büyüklüğünde pinhead-sized adj.
iğne uçlu needle-pointed adj.
dokusu iğne başlarını andıran (deri) pin adj.
iğne ucu kadar küçük pinpoint adj.
iğne gibi batan prickling adj.
iğne gibi batan pricky adj.
(iğne oyası) koyu kesiti olan shadow adj.
(iğne oyası) gölgeli shadow adj.
iğne gibi batan smarting adj.
iğne gibi batan spiculate adj.
iğne gibi batan spiculated adj.
Phrasals
iğne vurmak administer (something) to (one) v.
iğne/çivi ile sabitlemek/tutturmak pin something down v.
iğne/çivi ile sabitlemek/tutturmak nail something down v.
iğne ile bağlamak pin on v.
iğne ile tutturmak pin on v.
iğne ile tekrar tutturmak pin something back v.
iğne deliğinden bulup çıkarmak ferret out v.
Phrases
iğne atsan duyulur you could hear the grass grow expr.
iğne atsan duyulur you could hear the grass growing expr.
Colloquial
ağrı kesici iğne painkiller shot n.
iğne yoluyla uyuşturucu alan uyuşturucu bağımlısı jabber n.
iğne atsan duyulur so quiet you could hear a pin drop expr.
iğne atsan duyulur so still you could hear a pin drop expr.
samanlıkta iğne aramak gibi like looking for a needle in a haystack expr.
Idioms
samanlıkta iğne needle in a haystack n.
(ilaç) iğne vurulma/olma a shot in the arm n.
(ilaç) iğne vurulma/olma shot in the arm n.
uyuşturucu iğne vurma a shot in the arm n.
uyuşturucu iğne vurma shot in the arm n.
iğne atsan yere düşmeyecek kadar dağınıklık fibber mcgee's closet n.
samanlıkta iğne needle in the haystack n.
samanlıkta iğne a needle in a haystack n.
iğne deliği eye of the needle n.
iğne deliği kadar yer/alan eye of the needle n.
uyuşturucu iğne vurmak get a bang in the arm v.
uyuşturucu iğne vurmak get a bang in the arm v.
(ilaç) iğne vurulmak/olmak get a bang in the arm v.
iğne ile uyuşturucu almak get a bang in the arm v.
toplu iğne başı kadar bile önem/değer vermemek not care two pins (about something) v.
iğne üstünde oturmak be on tenterhooks v.
iğne ipliğe dönmek become skin and bones v.
iğne atsan yere düşmeyecek duruma gelmek be bursting at the seams v.
iğne ipliğe dönmek be worn to a shadow v.
iğne atsan yere düşmeyecek duruma gelmek be bulging at the seams v.
samanlıkta iğne aramak try to find a black cat in a coal mine v.
samanlıkta iğne aramak search for a needle in a haystack v.
samanlıkta iğne aramak look for a needle in a bottle of hay v.
samanlıkta iğne aramak look for a needle in a haystack v.
iğne deliğinden halat geçirmeye çalışmak put a rope to the eye of a needle v.
samanlıkta iğne aramak be like trying to find a needle in a haystack v.
iğne üstünde oturmak be on tenterhooks v.
iğne deliğinden geçirmek to thread the needle v.
iğne atsan yere düşmemek be bursting at the seams (with something) v.
iğne atsan yere düşmemek be bulging at the seams (with something) v.
iğne atsan yere düşmemek be full to bursting (with something) v.
iğne atsan yere düşmeyecek duruma gelmek be bursting at the seams v.
iğne atsan yere düşmeyecek duruma gelmek be bulging at the seams v.
samanlıkta iğne aramak gibi olmak be like looking for a needle in a haystack v.
iğne atsan yere düşmemek be bursting/bulging at the seams (with something) v.
iğne atsan yere düşmemek be full to bursting (with something) v.
samanlıkta iğne aramak gibi olmak be like finding a needle in a haystack v.
deveyi iğne deliğinden geçirmek nail jell-o to a cross v.
deveyi iğne deliğinden geçirmek nail jell-o to a tree v.
(bir şeye) toplu iğne başı kadar bile önem/değer vermemek not care two hoots (about something) v.
iğne ipliğe dönmüş (all) skin and bones adj.
devenin iğne deliğinden geçmesi camel through the eye of a needle expr.
iğne deliğinden geçme camel through the eye of a needle expr.
devenin iğne deliğinden geçmesi a camel through a needle's eye expr.
iğne deliğinden geçme a camel through a needle's eye expr.
deveyi iğne deliğinden geçirmek gibi like nailing jelly to the wall expr.
iğne atsan yere düşmez bulging at the seams expr.
iğne üstünde on tenterhooks expr.
iğne atsan yere düşmez bursting at the seams expr.
iğne atacak yer yok burst at the seams expr.
iğne deliğinden deve geçirmekten daha kolay it is easier for a camel to go through the eye of a needle expr.
deveyi iğne deliğinden geçirmek gibi like nailing jell-o to a tree expr.
deveyi iğne deliğinden geçirmek gibi like nailing jell-o to the wall expr.
devenin iğne deliğinden geçmesi kadar olası as a pig loves marjoram expr.
iğne atsan duyulur could hear a pin drop expr.
iğne atsan sesi duyulur could hear a pin drop expr.
samanlıkta iğne aramak gibi like finding a needle in a haystack expr.
samanlıkta iğne aramak gibi like looking for a needle in a haystack expr.
samanlıkta iğne aramak gibi like trying to find a needle in a haystack expr.
deveyi iğne deliğinden geçirmek gibi like trying to nail jell-o to a tree expr.
deveyi iğne deliğinden geçirmek gibi like trying to nail jell-o to the wall expr.
deveyi iğne deliğinden geçirmek gibi like trying to scratch your ear with your elbow expr.
Speaking
iğne düşse duyulur you could hear a pin drop expr.
iğne atsan duyulur you could hear a pin drop expr.
iğne atsan sesi duyulur you could hear a pin drop expr.
iğne atsan duyulur you could have heard a pin drop expr.
(iğne/ilaç) bu biraz acıtacak this might sting a bit expr.
Politics
iğne değişim servisi needle exchange service n.
iğne değişim programı needle exchange programme n.
iğne değişim programı needle exchange program n.
Industry
trikotaj makinesinde iğne başka bir ilmeğe batarken örülmekte olan ilmeği pozisyonlandıran mafsallı parça fly n.
Technical
basınç iğne supabı gövdesi thrust needle roller assy n.
bağlanılan iğne connected pin n.
çengelli iğne safety pin n.
çift iğne twin needle n.
diferansiyel iğne differential needle n.
dahili basınç farklı iğne vana interior differential n.
düz uçlu iğne flat-ended needle n.
elektrikli iğne electric needle n.
farklı çaplı iğne valf differential needle n.
hipodermik iğne hypodermic needle n.
iğne valfi taşıyan kısım nozzle body n.
iğne hareket kaptörü needle movement sensor n.
iğne martensit martensite needle n.
iğne danteli needle lace n.
iğne yapraklı yapı kerestesi coniferous sawn timber n.
iğne deliği pin hole n.
iğne izi point mark n.
iğne yatağı kiti needle bearing kit n.
iğne deliği pinhole n.
iğne vana needle valve n.
iğne martensit martensite lath n.
iğne ucu oya point lace n.
iğne martensit lath martensite n.
iğne makaralı rulmanlı yatak needle roller bearing n.
iğne işi pinwork n.
iğne eğesi needle file n.
iğne taneler needle grains n.
iğne borusu needle tube n.
iğne yatak needle bearing n.
iğne biçimli dökme demir acicular cast iron n.
iğne deliği pinprick n.
iğne rulmanlı yatak needle roller bearing n.
iğne hışırtısı surface noise n.
iğne yataklı rulman needle bearing n.
iğne ucu pinpoint n.
iğne hareket kaptörü / algılayıcısı needle movement sensor n.
iğne alev deneyi needle-flame test n.
iğne genleşme deneyi pin expansion test n.
iğne hareket algılayıcısı needle movement sensor n.
iğne çiziği pin scratch n.
iğne dantelası needlepoint n.
iğne deliği kamera radyografik metot pinhole camera radiographic method n.
iğne arkı needle arc n.
iğne şekilli yapı needle-shaped structure n.
iğne tutucusu needle holder n.
iğne penetrasyonu needle penetration n.
iğne batması pinprick n.
iğne martensit needle martensite n.
iğne ardı dikiş herringbone stitch n.
iğne izi pin mark n.
iğne işi needlework n.
iğne yatağı needle bearing n.
iğne işi stitchery n.
iğne bağlantı pin-joint n.
iğne martensit destesi lath martensite bundle n.
kancalı tip iğne latch type needle n.
kayar gövdeli iğne vana sliding housing needle valve n.
mıknatıslı iğne magnetic needle n.
proktor iğne deneyi proctor needle test n.
tarayıcı iğne mikroskobu scanning probe microscope n.
ters iğne purl n.
toplu iğne çıkarma unpinning n.
toplu iğne pin n.
yaylı iğne bearded needle n.
yaylı iğne spring needle n.
yerkürenin manyetik yönünü gösteren iğne dip needle n.
iki iğne arasındaki iplik ilmeğini bastıran ince demir plaka jack sinker n.
(tel, hipodermik iğne, vida) çap gage n.
dikiş makinesinde iğne sayısı gage n.
iğnenin ucu gerçek kuzeyin doğusunu veya batısını gösterdiğinde manyetik iğne ile coğrafi meridyen arasında oluşan açı declination n.
ağırlık merkezinde asılı olup düşey düzlemde serbestçe hareket ederek manyetik eğimi gösteren mıknatıslı iğne dipping needle n.
fonograf kaydındaki iğne izi groove n.
iğne makaralı eksenel rulman needle roller thrust bearing n.
kesici iğne cutter n.
basılı kağıdı delmek için kullanılan iğne benzeri alet pin n.
iğne etrafında dönen küçük bobin pin wheel n.
(dikiş makinesinde kumaş üzerindeki iğne) ileri taşıma feed n.
büyük toplu iğne corking pin n.
iğne hışırtısı needle scratch n.
(grafikte) iğne atma spike n.
harita üzerinde iğne saplayarak yerini göstermek pinpoint v.
iğne deliğine iplik geçirmek thread v.
(kirpi dikeni) iğne batırmak porcupine v.
iğne biçimli aciform adj.
Computer
bulunan iğne found pin n.
iğne bilgisi pininfo n.
iğne deliği pin hole n.
iğne sayısı pin count n.
iğne ortam türü pin media type n.
yazıcıda nokta matrisi oluşturan iğne pin n.
Electric
neredeyse statik olmayacak şekilde monte edilmiş bir çift manyetik iğne astatic pair n.
iğne biçimli bağlantı elemanı pin n.
Mechanic
merkezinde iğne veya çıkıntı bulunan bir matkap çeşidi pin drill n.
Textile
iğne oyası nakış needlepoint embroidery n.
örgü makinesinin iğne milinde içine iğne yerleştirilen kesik trick n.
çift iğneli iğne transportlu büyük çağanozlu kilit dikiş makinesi twin needle feed lock stitcher with large hook n.
çengelli iğne hooked needle n.
çift iğne twin needle n.
elektronik düz dikiş tek iğne makinesi electronic single needle lock stitch sewing machine n.
hareketli iğne driver needle n.
iğne kanalı needle groove n.
iğne takımı needle gauge n.
iğne soğutma mekanizması needle cooling assembly n.
iğne transportlu çift iğneli kilit dikiş makinesi twin needle feed lock stitcher n.
iğne numarası needle gauge n.
iğne muhafazası needle guard n.
iğne soğutucusu needle cooler n.
iğne yırtığı dayanımı needle tear strength n.
iğne mili burcu needle bar supporter n.
iğne dantelası needlepoint n.
iğne mili ayar şaftı needle bar rocking crank assembly n.
iğne ucu needle tip n.
iğne ardı dikiş backstitch n.
iğne bağı needle bar clamp n.
iğne mili burcu needle bar bushing n.
iğne mili iplik kılavuzu needle bar thread guide n.
iğne çıkarma aleti needle grabber n.
iğne mili needle bar n.
iğne siperi needle guard n.
iğne deliği needle eye n.
iğne adımları needle pitches n.
iğne iplik çekme gözü needle thread pull off eyelet n.
iğne ve iplik needle and thread n.
iğne aralığı needle space n.
iğne aşağıda sinyali needle down signal n.
iğne bağı needle clamp n.
iğne numarası needle size n.
iğne aralığı needle gap n.
iğne plakası needle plate n.
iğne işi needlework n.
iğne mili yatay mafsalı needle bar horizontal link n.
iğne mili şaftı ayarı needle bar rocking link n.
iki iğne kilit dikiş two needle lock stitch n.
iğne çekişi needle bar rocking n.
iğne transportlu, iptalli, çift iğneli kilit dikiş makinesi twin needle feed split needle bar lock stitcher n.
iğne çentiği needle groove n.
iğne mili stroku needle bar strok n.
iğne yatağı needle plate n.
iğne iplik soğutucusu needle thread cooler n.
iğne transportu needle feed n.
iğne ile yırtılma mukavemeti needle tear strength n.
iğne mili kelepçesi needle bar clamp n.
iğne plakası işareti needle plate take-in n.
iğne plakası needle hole plate n.
kancalı iğne safety pin n.
kancalı iğne latch needle n.
kumaşı makinede iğne üzerinde döndürme pivoting n.
sık iğne single crochet n.
tek iğneli iğne transportlu yan kesicili kilit dikiş makinesi single needle feed lock stitcher with side cutter n.
toplu iğne başı pin's head n.
tek iğne kilit dikiş one needle lock stitch n.
ters iğne purl n.
üç iğne çektirmeli kot kollu makinesi three needle arm chain stitch machine n.
yaylı iğne bearded needle n.
yün örgüsünde ters iğne   purl   n.
zikzaklı iğne dikişi bargello n.
deliksiz iğne veya makine ile bir dizi birleşik ilmeği iç içe geçirerek yapılan bir işleme knitwork n.
trikotaj makinesinde iğne başka bir ilmeğe batarken örülmekte olan ilmeği pozisyonlandıran mafsallı parça latch n.
ağır kumaşlara ince dikiş atmak için kullanılan bir tür iğne between n.
ağır kumaşlara ince dikiş atmak için kullanılan bir tür iğne betweens n.
sürfile dikişle yapılan iğne işi hemstitch n.
çorap örme makinesinde iğne kılavuzu verge n.
(yuvarlak veya düz örme makinesinde) inç başı bulunan iğne cut n.
iğneyi kumaştan geçirip artan iplikle dantel benzeri desen yapılan iğne oyası drawn work n.
iğneyi kumaştan geçirip artan iplikle dantel benzeri desen yapılan iğne oyası drawn-thread work n.
iğne ucu boyutunda motifleri olan kumaş pin n.
şapka kenarını kesip iğne ile tutturan kimse pinner n.
dikişi genişletip daraltarak şekil vermek için kullanılan iğne fashioning needle n.
(trikotaj makinesinde) iki iğne arasındaki iplik ilmeğini bastıran hareketli demir plaka dividing sinker n.
zikzaklar çizen iğne oyası nakış flame stitch n.
örgü makinesinin mili bir buçuk inç olan iğne sayısı gauge n.
(trikotaj makinesinde) iğne kancalarını kapatarak iplik ilmeklerinin üstlerinden geçmelerini sağlayan aparat presser bar n.
iğne işi seamstress n.
sivri uçlu ince iğne sharp n.
tığa ip dolamadan yapılan sık iğne slip stitch n.
dantel makinesinde örgü büyüklüğünün kontrolü için kullanılan iğne grubu point n.
iğne oyası point n.
iğne işi stitchcraft n.
iğne işi stitchwork n.
iğne oyası işlemek needlepoint v.
(tığa ip dolamadan) sık iğne yapmak slip v.
(tığa ip dolamadan) sık iğne yaparak dikmek slip v.
(tığa ip dolamadan) sık iğne yaparak dikmek slip-stitch v.
(tığa ip dolamadan) sık iğne yaparak dikmek slip-stitch v.
(tığa ip dolamadan) sık iğne yapmak slip-stitch v.
iğne oyasıyla işlenmiş needlepoint adj.
iğne oyasına benzeyen needlepoint adj.
iğne delikli needle-punched adj.
iğne ile delinmiş needle-punched adj.
Construction
iğne biçimli aciculiform adj.
iğne biçimli acicular adj.
Automotive
gaz iğne supabı throttle valve n.
iğne tip terminal pin terminal n.
iğne yuvası sızıntısı needle seat leakage n.
iğne deliği oluşumu pinholing n.
iğne eğe needle file n.
iğne kafesi needle cage n.
iğne rulman needle roller bearing n.
iğne rulman needle bearing n.
iğne uçlu tip yakıt enjektör nozulu pintle type fuel injector nozzle n.
iğne hareketli sensör needle lift sensor n.
iğne uçlu tip yakıt enjektör memesi pintle type fuel injector nozzle n.
iğne uçlu tip yakıt enjektörü pintle type fuel injector n.
iğne makaralı rulman needle roller bearing n.
iğne valf needle valve n.
iğne deliği pin hole n.
iğne yuvası core chamber n.
karbüratör şamandırası iğne supabı carburettor float needle valve n.
karbüratör rölanti memesi iğne supabı carburettor idle needle valve n.
şamandıra iğne valfi float needle valve n.
toplu iğne pin n.
yakıt enjektörü iğne ucu pintle tip of fuel injector n.
yüksek basınçlı iğne high-pressure nozzle n.
Aeronautic
açılmayan oksijen maske kapaklarını açmak için kullanılan kanca ve iğne uçlu alet manual release tool n.
Marine
(ip, iğne, bant gibi küçük malzemelerin koyulduğu) küçük çanta ditty bag n.
Medical
kanamayı durdurmak için arteri iğne yardımıyla burma acutorsion n.
yara dikmeye yarayan cerrahi iğne needle n.
dokuyu aynı anda kesip dağlayan iğne şeklinde elektrot needle n.
bireyin alerjik olduğu alerjen maddeden çok az miktarda içeren iğne allergy shot n.
bütünleşik iğne integral needle n.
cerrahi iğne suture needle n.
derialtı altı iğne hypodermic syringe n.
elektrikli iğne ile kesme electroscission n.
elektrikli iğne electric needle n.
iğne üzerinden kateter tekniği catheter over the needle technique n.
iğne batma yaralanması needlestick injury n.
iğne aplikatörü needle applicator n.
ince iğne aspirasyon biyopsisi fine-needle aspiration biopsy n.
iğne yaralanması needle stick injury n.
ince iğne aspirasyonu fine-needle aspiration n.
iğne kutusu needle box n.
ince iğne aspirasyon sitolojisi fine needle aspiration cytology n.
iğne aspirasyon biyopsisi needle aspiration biopsy n.
iğne ile organ içine girme puncture n.
iğne biyopsi needle biopsy n.
iğne giriş yeri needle puncture site n.
iğne biyopsisi needle biopsy n.
ince iğne aspirasyonu fine needle aspiration n.
iğne batma yaralanması needle stick injury n.
ince iğne aspiratları fine needle aspirates n.
iğne ile birlikte olan periferik kateter over-needle peripheral catheter n.
ince iğne aspirasyonu fna (fine needle aspiration) n.
iğne yaralanması needlestick injury n.
kan almak amacıyla damara iğne sokulması venepuncture n.
kan almak amacıyla damara iğne sokulması venipuncture n.
kan almak amacıyla damara iğne sokulması venopuncture n.
kalem uçlu spinal iğne pencil point spinal needle n.
kan testi iğne ucu blood lancet n.
kişinin kendisine iğne yapması self-injection n.
konsantrik iğne elektrodu concentric needle electrode n.
mediastinal iğne aspirasyonu mediastinal needle aspiration n.
mesane boynu iğne suspansiyonu bladder neck needle suspension n.
plevra iğne biyopsisi pleural needle biopsy n.
perkütan iğne biyopsisi percutaneous needle biopsy n.
prostat iğne biyopsisi prostate needle biopsy n.
sıvı çekme amacıyla kulak zarını iğne ile delerek timpan boşluğuna girme tympanocentesis n.
sivri obje korkusu (iğne vb) trypanophobia n.
stereotaktik iğne biyopsisi stereotactic needle biopsy n.
steril iğne sterile needle n.
transbronşiyal iğne aspirasyonu transbronchial needle aspiration n.
transtorasik ince iğne aspirasyon biyopsisi transthoracic fine needle aspiration biopsy n.
transtorasik ince iğne aspirasyonu transthoracic fine needle aspiration n.
tek kullanımlık iğne disposable needle n.
vakum ve iğne kapsuloreksisi vacuum and needle capsulorhexis n.
ultrason rehberliğinde ince iğne aspirasyon biyopsisi ultrasonography guided fine needle aspiration biopsy n.
kendi kendine iğne yapmaya imkan tanıyan şırınga autoinjector n.
iğne vurdurma jag n.
deri altı iğne hypo n.
kalın iğne biyopsisi core needle biopsy n.
cerrahi iğne fissure needle n.
yara kenarlarının kapatılması için kullanılan bir iğne türü fissure needle n.
iğne tedavisi sclerotherapy n.
yetmezlik çeken damar içerisine iğne ile ilaç enjeksiyonu sayesinde damarı kapatma yöntemi sclerotherapy n.
tekrar iğne yapmak reinject v.
(damar içi iğne) vücuda girmek infiltrate v.
(iğne) cilt katmanları arasına giren intracutaneous adj.
(iğne) cilt katmanları arasına giren intradermal adj.
Psychology
iğne olmaktan korkma trypanophobia n.
iğne fobisi needle phobia n.
iğne gibi sivri uçlu aletlere dokunma korkusu aichmophobia n.
iğne olma korkusu vaccinophobia n.
iğne korkusu needle phobia n.
iğne gibi sivri uçlu aletlere dokunma korkusu belonephobia n.
Physiology
gözbebeğinin iğne deliği boyutuna kadar küçülmesi pin-hole pupil n.
Optics
iğne yastığı distorsiyonu pincussion distortion n.
Food Engineering
iğne başı büyüklüğünde keskin bıçaklarla kesilmiş geleneksel pirinç lapası yapımında kullanılan yulaf steel-cut oat n.
iğne öze needle n.
iğne vana needle valve n.
Gastronomy
yağsız etin içine domuz yağı parçaları koymak için kullanılan büyük bir iğne larding needle n.
Chemistry
çeşitli iğne yapraklı ağaçlardan elde edilen kıvamlı ve yağlı bir reçine turpentine n.
çeşitli iğne yapraklı ağaçlardan elde edilen kıvamlı ve yağlı bir reçine gum turpentine n.
iğne yapma injection n.
Biology
bazı birgözelilerde içinde kıl benzeri iğne olan küçük kese trichocyst n.
iğne biçimli omurga acicula n.
iğne şeklinde bakteri hücreleri clostridia n.
iğne şeklinde bakteri hücresi clostridium n.
iğne gibi acanthous adj.
Biochemistry
dev sekoya ağacının iğne yapraklarından beyaz ışınır kristaller şeklinde elde edilen bir hidrokarbon sequoiene n.
Marine Biology
ticari önemle sahip, gıda olarak tüketilebilen bir iğne balığı cinsi tylosurus n.
deniz iğne balığı black-striped pipefish n.
iğne balığı black-striped pipefish n.
süngerin hafif kavisli iğne benzeri dikeni amphioxea n.
merkezi bir hücre kütlesinden yayılan çok sayıda iğne benzeri yalancı ayağa sahip çeşitli tatlı su protozoalarına verilen ad heliozoan n.
iğne balığı greenbone n.