split - Turkish English Dictionary
History

split

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "split" in Turkish English Dictionary : 79 result(s)

English Turkish
Common Usage
split v. yarmak
split v. bölmek
split adj. ayrık
split v. ayrılmak
General
split n. çatlama
split n. yarım parça
split n. kırılma
split n. kıymık
split n. ispiyoncu
split n. sökük (dikiş yeri üzerindeki)
split n. ayrılma
split n. boşanma
split n. sökük yer
split n. hafiye
split n. yarılma
split n. bozuşma
split n. kopma
split n. ayrılık
split n. yarık
split n. kırık
split n. parçalanma
split n. muhbir
split n. yarım şişe içecek
split n. çatlak
split n. anlaşmazlık
split n. (ilişki) ayrılık
split n. paylaşım
split n. ayrım
split v. yıkmak
split v. üleşmek
split v. gülmekten yarılmak
split v. titizlenmek
split v. çekip gitmek
split v. katıla katıla gülmek
split v. parçalanmak
split v. defolup gitmek
split v. yarmak
split v. mahvetmek
split v. bölüştürmek
split v. ince eleyip sık dokumak
split v. bölüşmek
split v. çatlamak
split v. bozuşmak
split v. yarılmak
split v. çatlatmak
split v. parçalamak
split v. paylaşmak
split v. kılı kırk yarmak
split v. bölünmek
split v. kırmak
split v. kırılmak
split v. kopmak
split v. paylaştırmak
split v. ayırmak
split v. -e ayrılmak
split v. ikiye bölünmek
split v. -den ayrılmak
split v. uzamak
split adj. çatlamış
split adj. yarık
split adj. çatlak
split adj. kırık
split adj. ayrılmış
Irregular Verb
split v. split - split
Trade/Economic
split n. sermaye değişmeden hisse sayısının değiştirilmesi
Technical
split n. plaka tuğla
split n. yarma
split v. bölmek
split adj. ayrılmış
split adj. bölünmüş
Computer
split n. bölme
split n. bölünme
split n. yarık
split n. yarım pencere
split expr. böl
Telecom
split n. ayrılma
Gastronomy
split n. ikiye kesilerek krem şanti veya tereyağı ve reçelle servis edilen bir tür mayalı ekmek
Linguistics
split adj. ayrık
Volleyball
split n. yarma

Meanings of "split" with other terms in English Turkish Dictionary : 476 result(s)

English Turkish
General
split aubergines with tomatoes and onions n. imambayıldı
split cereal n. göce
split ticketing n. bölünmüş biletleme
split level n. iki seviyede olan oda
split up n. ayrılma
split aubergines with meat filling n. karnıyarık
split wood n. rendelenmemiş kereste
split self in literature n. edebiyatta bölünmüş kişilik
split second n. an
split pin n. emniyet mandalı
split peas n. kırık bezelye
split ticketing n. aktarmasız biletin fiyatını kırmak için çok sektörlü bir yolculuk için ayrı biletlerin basılması
split second n. lahza
split pea n. kurutulup kendiliğinden ikiye ayrılmış bezelye tanesi
split in opinion n. görüş ayrılığı
split airconditioner n. split klima
split-level house n. odaları değişik seviyelerde olan ev
split-up n. yarılma
split-up n. ayrılma
split-up n. paylaştırma
split train station n. split tren istasyonu
split-brain n. ayrık beyin
split second n. çok kısa bir süre
split second n. salise
banana split n. muzlu tatlı
split pin n. maşa raptiye
split pins n. maşa raptiye
hair with split ends n. uçları kırılmış saç
banana split n. bütün bir muzun üzerine birkaç top dondurma, aromalı şurup, meyve ve fındık kremşanti ile servis edilen tatlı
split-rail fence n. (uzunlamasına aralıklı) tahta çit
split-rail fence n. (boylamasına aralıklı) tahta çit
split (the payment/debt) into installments v. taksitlere bölmek
split hairs v. ince eleyip sık dokumak
split (the payment/debt) into installments v. taksite bağlamak
split one's sides with laughter v. gülmekten yarılmak
split (the payment/debt) into installments v. taksitlendirmek
split one's sides v. katıla katıla gülmek
split off v. ayrılmak
split season v. farklı mevsimlerde yola çıkıp gelmek
split one's sides v. gülmekten kırılmak
be split v. yarılmak
split up v. bölünmek
split up v. ayrılmak
split off v. yarılmak
split up v. ayrılmak (gruplara vb)
split hairs v. küçük değişiklikler yapmak
split up v. taksim etmek
split into v. ayırmak
split hairs v. kılı kırk yarmak
split into v. ayırmak (gruplara vb)
split with (someone) v. yollarını ayırmak
split the country v. ülkeyi bölmek
split the work half and half v. yapılacak işi yarı yarıya bölmek
split into categories v. kategorilere ayırmak
split the difference v. (yarı yarıya) kırışmak
be split into two parts v. ikiye bölünmek
split the difference v. kalanı bölüşmek
split the difference v. kalanı dağıtmak
split one's lip open v. dudağı patlamak
split one's lip v. dudağı patlamak
split the profit v. karı paylaşmak
split the votes v. oyları bölmek
separate from/divorce/split up with one's husband/wife/spouse v. eşinden ayrılmak
do a split v. bacakları 180 derece açmak
do the split v. bacakları 180 derece açmak
separate/split beds v. yatak ayırmak
split the bill v. hesabı kırışmak
have the split/damaged ends trimmed (off) v. saç kırıklarını aldırmak
have the split/damaged ends trimmed (off) v. saçının kırıklarını aldırmak
split in half v. ikiye ayrılmak
split it three ways v. (kazancı vb) üçe bölmek
split it four ways v. (kazancı vb) dörde bölmek
split it evenly v. eşit paylaşmak
split the atom v. atomu parçalamak
split it evenly v. eşit biçimde bölmek
split hoove adj. çift toynaklı (hayvan)
split-second adj. bir anlık
split half adj. ikiye bölünmüş
split half adj. yarıya bölünmüş
lickety split adv. çarçabuk
in a split second adv. biranda
in a split second adv. kaşla göz arasında
lickety-split adv. çabucak
lickety-split adv. çarçabuk
lickety-split adv. süratle
lickety-split adv. hızla
lickety split adv. çabucak
lickety split adv. hızla
lickety split adv. süratle
lickety-split adv. çarçabuk
Phrasals
split apart v. ayrılmak
split off from v. bir şeyden ayrılmak
split up (with someone) v. birinden ayrılmak
split apart v. dağılmak
split apart v. parçalanmak
split something between (something and something else) v. (iki kişi) arasında bölüştürmek
split up with v. (birinden/bir şeyden) ayrılmak
split something between (someone and someone else) v. (iki kişi) arasında bölüştürmek
split between (two or more people or things) v. (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında bölünmek
split between (two or more people or things) v. (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında kararsız kalmak
split between (two or more people or things) v. (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında kalmak
split between (two or more people or things) v. (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında bölüştürmek
split between (two or more people or things) v. bir şeyi (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında bölüştürmek/paylaştırmak
split between (two or more people or things) v. bir şeyi (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında pay etmek
split between (two or more people or things) v. bir şeyi (iki veya daha fazla kişi) paylaşmak/bölüşmek
split between (two or more people or things) v. ikiye veya daha fazla parçaya ayırmak
split between (two or more people or things) v. (iki veya daha fazla şeyin/kişinin) arasını bölmek
split between (two or more people or things) v. (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında yer işgal etmek
split with (one) v. (biriyle) bölüşmek
split with (one) v. (biriyle) yollarını ayırmak
split with (one) v. (biriyle) ayrılmak
split between v. arasında bölüştürmek
split between v. arasında bölünmek
split between v. arasında kararsız kalmak
split between v. arasında kalmak
split between v. arasında paylaştırmak
split between v. arasında pay etmek
split in v. -de ayrılık
split in v. -e ayrılmak
split in v. -e bölünmek
split in (number or fraction) v. (tam bir sayıya/parçaya) bölünmek/ayrılmak
split in (number or fraction) v. (eşit olarak bir sayıya/parçaya) bölünmek/ayrılmak
split in (number or fraction) v. (tam bir sayıya/parçaya) bölmek/ayırmak
split in (number or fraction) v. (eşit olarak bir sayıya/parçaya) bölmek/ayırmak
split into (number or fraction) v. (tam bir sayıya/parçaya) bölünmek/ayrılmak
split into (number or fraction) v. (eşit olarak bir sayıya/parçaya) bölünmek/ayrılmak
split into (number or fraction) v. (tam bir sayıya/parçaya) bölmek/ayırmak
split into (number or fraction) v. (eşit olarak bir sayıya/parçaya) bölmek/ayırmak
split with v. ile bölüşmek
split with v. ile ayrılmak
split with v. ile yollarını ayırmak
Proverb
it's no use crying over split milk olmuşla ölmüşe çare yok
Colloquial
split ends n. yıpranmış saç uçları
split ends n. kırık saç uçları
split ends n. çatallanmış saç uçları
split a cab v. ortaklaşa bir taksiye binmek
split the difference v. kalanı kırışmak
split a cab v. taksimetreyi bölüşmek
split a cab v. taksiyi bölüşmek
split people up v. insanları ayırmak
split people up v. insanları birbirinden ayırmak
for a split second expr. kısacık bir an için
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. derhal burayı terk et!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. derhal çık git!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. oyalanmadan çık git!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. burada işin yok!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. arkana bile bakmadan çık git!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. gitmesi/gitmen isabet olur!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. durduğun kabahat!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. hiç durma!
don't let the door hit you where the good lord split you! expr. ne bekliyorsun?
don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr. derhal burayı terk et!
don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr. derhal çık git!
don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr. oyalanmadan çık git!
don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr. burada işin yok!
don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr. arkana bile bakmadan çık git!
don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr. gitmesi/gitmen isabet olur!
don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr. durduğun kabahat!
don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr. hiç durma!
don't let the doorknob hit you where the good lord split you! expr. ne bekliyorsun?
got to split expr. kaçmam/gitmem lazım
Idioms
a split second n. kısa bir süre
a split second n. an
a split second n. çok kısa bir süre
split on a rock v. başaramamak
split on a rock v. başarısız olmak
split on a rock v. ölümcül bir hata yapmak
vote a split ticket v. bütün parti ve adayları görerek oy kullanmak
vote a split ticket v. birleşik oy pusulası ile seçim yapmak
split one's sides v. gülmekten çatlamak
split (something) 50-50 under the table v. el altından yarı yarıya kırışmak
split one's sides v. gülmekten kırılmak
split one's sides v. gülmekten ölmek
split one's sides v. gülmekten yarılmak
split one's sides v. gül gül ölmek
split (something) 50-50 under the table v. el altından yarı yarıya bölüşmek
split something fifty-fifty v. iki eşit parçaya bölmek
split hairs v. ince eleyip sık dokumak
split the difference v. ortada buluşmak/anlaşmak
vote a split ticket v. oyunu üzerinde bütün parti ve adayların yer aldığı birleşik oy pusulası ile kullanmak
split hairs v. kılı kırk yarmak
split hairs v. uzun uzadıya incelemek
split hairs v. ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak
split something fifty-fifty v. yarı yarıya bölmek
split something down the middle v. (anlaşamayan taraflar) ikiye bölünmek/ayrılmak
split something down the middle v. iki karşıt gruba ayrılmak/bölünmek
split (one's) ticket v. birden fazla partinin adayına farklı pozisyonla için oy vermek
split (one's) ticket v. farklı pozisyonlar için farklı partilerin adaylarına oy vermek
split sides v. gülmekten kırılmak
split sides v. gülmekten yarılmak
split sides v. katıla katıla gülmek
split sides v. gül gül ölmek
split sides v. gülmekten çatlamak
split the ticket v. farklı alanlarda farklı partilerden adaylara oy vermek
split the vote v. oy bölmek
split the vote v. oyları bölmek
split your sides v. katıla katıla gülmek
split your sides v. gülmekten kırılmak
split your sides v. gülmekten ölmek
split your sides v. gülmekten yarılmak
split your sides v. gül gül ölmek
split your sides v. gülmekten çatlamak
in a split second expr. bir anda
Speaking
before my parents split expr. annemle babam ayrılmadan önce
my sides have split expr. gülmekten yarıldım
my sides have split expr. gülmekten (karnıma/mideme) sancılar/ağrılar girdi
it's time to split expr. gitme/ayrılma vakti
I've got to split expr. kaçmam/gitmem lazım
it's no use crying over split milk expr. oldu olacak kırıldı nacak
my sides have split expr. (gülmekten) koptum
Trade/Economic
split up n. ayırma biçiminde bir şirket yeniden yapılanması
split down n. birim hisse değeri artırılarak tedavüldeki hisse sayısının düşürülmesi
split-of n. bir şirketin bir kısım aktifinin başka bir şirketin hisse senetleri karşılığında devredilmesi
split share n. bölünmüş hisse senedi
split up n. bölme
split market n. bölünmüş pazar
split up n. birim hisse değeri düşürülerek tedavüldeki hisse sayısının artırılması
reverse split n. birleştirme
order split n. emir bölme
share split n. hisse senedi bölünmesi
stock split n. hisse senetlerinin nominal değeri farklı hisse senetlerine dönüştürülmesi
reverse split up n. hisse senetlerini değiştirme
stock split n. hisse bölünmesi
stock split n. hisse senedi bölünmesi
profit split method n. kar bölüşüm yöntemi
split order n. küçük birimlere bölünebilen ve uzun bir süre içinde satılabilen büyük bir sipariş
reverse share split n. nominal değeri artırarak hisse senedi değiştirme
reverse share split n. nominal değeri artırarak hisse senetlerini birleştirme
split-up n. pay dağıtma
split-off n. şirketin bölünme ve parçalanma biçimindeki yeniden yapılanması
reverse split n. tersine bölünme
reverse stock split n. ters hisse bölünmesi
reverse stock split n. ters bölünme
reverse stock split n. denklik bozulmadan hisse sayısında meydana gelen azalma
split up v. bölmek
split into installments v. taksitlere bölmek
Politics
split ticket n. birleşik oy pusulası
split-ticket voting n. birden çok siyasi makam için oylama yapılan bir seçimde oy pusulasında farklı partilerden adayların bulunması
split-ticket voting n. birleşik oy pusulası ile yapılan oylama
political split n. siyasi ayrılık
split the country v. ülkeyi parçalamak
Tourism
split charter n. ortaklaşa charter kiralama
Advertising
split run n. reklamı yapılan ürüne ait tanıtım ilanının bir gazetede tekrarlanarak yayınlanması
Technical
antenna split n. anten parçası
split finish n. ağızda dikey çatlağı
split ring n. açık dolama
split algorithm n. ayırma algoritması
split ring n. açık halka
split line n. ayırma çizgisi
split field n. ayrık alan
split transformation n. ayrık dönüşüm
split die n. ayrık kalıp
split roller bearing n. ayrık makaralı rulman
split case pump n. ayrılabilir gövdeli pompa
split system n. ayrılabilir sistem
split multi link trunking n. ayrik çok baglantili devre
split coupling n. bölümlü kavrama
split lock washer n. bölünmüş kilit rondelası
split bending n. bölerek bükme
split-word operation n. bölünmüş sözcük işlemi
split pin n. çatal pin
split pin n. çatal pim
split pin bolt n. çatal pim vidası
circumferential split n. çevresel ayrılma
non-destructive measurement by split-beam microscope n. çift ışınlı mikroskopla tahribatsız muayene
power split device n. güç dağıtım ünitesi
casing split n. gövde birleşme yüzeyi
split casing n. iki parçalı gövde
split-half reliability coefficient n. iki yarım güvenirlik katsayısı
split nut n. iki parçadan yapılmış somun
split mould n. iki parçalı kalıp
split-half reliability coefficient n. iki yarı güvenirlik katsayısı
ductless split air conditioner n. kanalsız split klima
ductless split air conditioner n. kanalsız split iklimlendirici
characteristic-based-split algorithm n. karakteristik tabanlı ayırma algoritması
split pin n. kopilya
column split n. kolon ayırıcı
trunnion split-pin n. koşum takımı somun burcu
machine split phase current balance n. makine bölmeli faz akım dengeleyici
pre-split blasting n. ön kesme patlatması
split die n. parçalı kalıp
split-word operation n. parçalanmış sözcük işlemi
split core box n. parçalı maça kutusu
split-ring mould n. parçalı halka kalıp
split row planter n. sıralı mibzer
column split n. sütun ayırıcı
split condenser n. split tip kondenser
split-and-merge technique n. yarma-kaynaştırma yöntemi
split support ring n. yarım ay flanş
split skirt piston n. yarık etekli piston
confirmation contact for low split n. yarım
split pin n. yarıklı pim
split-horizon processing n. yatay ayırma işlemi
split screen n. yarık ekran
split anode magnetron n. yarık anotlu magneton
split spoon n. yarık kaşık
split wood n. yarma odun
split/range n. yarım vites/yavaş seri vites
split disk n. yarılma diski
split rivet n. yarık perçin
split-dye n. yarık lokma
split-up n. (görüntü yorumlama) büyütme sonucu görüntülenen ögenin özelliğini kaybetmesi
split-up v. ayırmak
horizontally split adj. yatay bölünmüş
Computer
split button n. ayırma düğmesi
move split bar n. bölme çubuğunu taşı
split box n. bölme kutusu
split ends at n. bölme bitişi
split count n. bölme sayısı
split bar n. bölme çubuğu
split screen n. bölünmüş ekran
move split n. bölme sınırını taşı
split vertical out n. dışa dikey kapama
split horizontal out n. dışa yatay kapama
vertical split n. dikey bölme
split axis n. eksenleri bölme
split cells n. hücre bölme
split horizontal in n. içe yatay kapama
split vertical in n. içe dikey kapama
column split n. kolon ayırıcı
split point n. nokta böl
column split n. sütun ayırıcı
horizontal split n. yatay bölme
window split bar n. yarım pencere çubuğu
window split n. yarım pencere
split a window v. pencereyi bölmek
split line v. satırı bölmek
split subdocument expr. alt belge böl
remove split expr. bölmeyi kaldır
split frame expr. çerçeve böl
workbook tab split expr. çalışmakitabı kesme böl
split frame expr. çerçeveyi böl
split cells expr. hücreleri böl
split axis expr. eksenleri böl
split task expr. görev böl
split cells expr. hücre böl
confirm multiple split from original expr. özgünden çoklu ayırmayı onayla
confirm split from original expr. özgünden ayırmayı onayla
split from original expr. özgünden ayır
split into rows expr. satırlara böl
split paragraph expr. paragraf böl
split a window expr. pencereyi böl
split window expr. pencereyi böl
split table expr. tabloyu böl
split table expr. tablo böl
split and freeze panes expr. yarı pencereleri böl ve dondur
split database expr. veritabanını böl
close a window split expr. yarım pencereyi kapat
Informatics
split screen n. bölünmüş ekran
split window n. bölünmüş pencere
Telecom
key split n. anahtar bölmeli
split bench n. atsırtı
split-horizon update n. bölünmüş ufuk güncellemesi
split homing n. bir terminal cihazına yapılan çoklu bağlantı
Mechanic
split-case n. bölünebilir gövde
Textile
twin needle drop feed split needle bar lock stitcher n. çift iğneli iptalli kilit dikiş makinesi
twin needle feed split needle bar lock stitcher n. çift iğneli kilit dikiş makinesi
twin needle drop feed split needle bar lock stitcher n. iptalli kilit dikiş makinesi
twin needle feed split needle bar lock stitcher n. iğne transportlu, iptalli, çift iğneli kilit dikiş makinesi
full grain split n. sırçalı yarma deri
split leather n. yarma deri
Construction
split-flow n. split akış
split rail n. kütükten ayrılmış çit
Automotive
split manifold n. ayrık manifolt
split manifold n. ayrılmış manifold
split phase motor n. bölünmüş fazlı motor
split brake system n. bölünmüş fren düzeni
split crankcase n. bölünmüş karter
split guide ring n. bölünmüş kılavuz halka
split injection n. bölünmüş püskürtme
split bench seat n. bölünmüş sıra tipi ön koltuk
split friction road surface n. bölünmüş sürtünmeye sahip yol yüzeyi
split folding rear seats n. bölünmeli katlanır arka koltuklar
split point n. bölünme noktası
split bench seat n. bölünmeli katlanır arka koltuklar
split window n. bölünmüş arka cam
split cycle engine n. bölünmüş çevrimli motor
variable torque split n. değişken tork bölünmesi
split-ball gauge n. delik ölçme aleti
split overlap n. eş bindirme
power-split device n. güç ayırma düzeneği
power split hybrid n. güç bölünmeli hibrid
split and weld n. kes ve kaynakla
split folding rear seat n. katlanır arka koltuk
mu-split n. mü bölünmesi
split spray n. ortada zayıf atış
front-rear brake split n. ön-arka bölünmeli iki devreli fren
split rear axle housing n. parçalı arka aks kovanı
split rim n. parçalı jant
split screen n. parçalı ön cam
split type rear main seal n. parçalı tip arka krank keçesi
torque split n. tork bölünmesi
l split system n. üçgen çift fren devresi
split skirt piston n. yarık etekli piston
split washer n. yarıklı rondela
Transportation
mode split n. belirli bir yerde ve zamanda kullanılan ulaşım modu oranlarının dağılımı
Railway
split sleeper n. çatlak travers
Aeronautic
split duct n. ayırıcı dak
nose split flap n. burnu yarık flap
nose split flap n. önden yarık flap
Marine
split barge n. çamur gemisi
split barge n. çamur mavnası
split barge n. dökü gemisi
Medical
split ratio n. bölünme oranı
split thickness skin graft n. kısmi kalınlıkta deri grefti
split-half reliability n. yarıya bölüm güvenirliği
Psychology
split-half reliability n. bölük-yarı güvenilirliği
split-brain n. bölünmüş beyin
split personality n. bölünmüş kişilik
split-half reliability n. iki yarım test güvenirliği
Dentistry
bad split n. kötü kırık
split mouth n. bölünmüş ağız
Food Engineering
blanched split almond n. beyazlatılmış şak badem
Gastronomy
devonshire split n. ikiye kesilerek krem şanti veya tereyağı ve reçelle servis edilen bir tür mayalı ekmek
cornish split n. ikiye kesilerek krem şanti veya tereyağı ve reçelle servis edilen bir tür mayalı ekmek
cornish split n. ortadan kesilmiş ve dolgulu bir çörek türü
Statistics
split test method n. bölünmüş sınama yöntemi
split plot design n. bölünmüş çizişler tasarımı
split plot method n. bölünmüş çizişler yöntemi
split half method n. bölünmüş öğeler yöntemi
split plot confounding n. bölünmüş çizişler etki karışımı
split into pixels v. piksellerine bölünmek
Marine Biology
split ring n. çatallı halka
Botanic
split-leaf n. delikli yaprak
split-leaf philodendron n. devetabanı
Agriculture
yellow split lentil n. sarı mercimek
Fishery
split cane n. (olta yapmak için) şeritlere ayrılmış bambu
Education
split attention effect n. bölünmüş dikkat etkisi
Linguistics
split clause n. ayrık tümcecik
split infinitive n. ayrık eylemlik
split intransitivity n. ayrık geçişsizlik
split harmony n. ayrık uyum
split-half reliability n. iki yarılı geçerlik
split half coefficient n. iki yarı katsayısı
split half method n. yarıya bölme yöntemi
split-half reliability n. yarıya bölümlü geçerlik
split half coefficient n. yarıya bölümlü katsayı
split infinitive n. zarf ile ikiye bölünmüş mastar
Geology
split brilliant n. 72 façetalı pırlanta
symmetric split-spread n. simetrik atış ortadan arazi açılımı
Military
split vertical photography n. ayrılmış dikey fotoğraf
split cameras n. bindirmeli çift kamera
split trail n. çatal kundak
Sport
split decision n. ayrık karar
split decision n. ayrılmış karar
split end n. çizgi uç oyuncusu (amerikan futbolu)
split decision n. müsabaka sonunda üç hakemden ikisinin birbirinden farklı kararlar alması sonrası üçüncü hakemin verdiği nihai karar
split the defence v. defansı yarmak
Volleyball
early split n. erken yarma
Slang
split on v. gammazlamak
split on v. ele vermek
split on v. ispiyonlamak
split a gut v. kıçını yırtmak
split a gut v. kahkahalara boğulmak
split a gut v. kahkahayı basmak
split your wig v. (yumrukla) suratını dağıtmak
split your wig v. (silahla) beynini dağıtmak
make like a banana and split v. uzamak (gitmek)
make like a banana and split v. kaçmak (bir yeri aniden terk etmek)
make like a banana and split v. aceleyle gitmek
make like a banana and split v. sıvışmak
make like a banana and split v. toz olmak
make like a banana and split v. basıp gitmek
make like a banana and split v. voltasını almak
make like a banana and split v. fıymak
make like a banana and split v. tüymek
make like a banana and split v. bir yeri hızlıca terk etmek
make like a banana and split v. bir yerden hızlıca ayrılmak
split a gut v. gülmekten yerlere yatmak
split a gut v. gülmekten kırılmak
split one's gut v. kahkahayı basmak
split one's gut v. kahkahalara boğulmak
split one's gut v. gülmekten yerlere yatmak
split one's gut v. gülmekten kırılmak
let’s split! expr. hadi buradan gidelim!
British Slang
split arse (derogatory) n. kadın