elbise - Turco Inglés Diccionario
Historia

elbise



Significados de "elbise" en diccionario inglés turco : 46 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
elbise clothes n.
elbise garment n.
elbise dress n.
General
elbise raiment n.
elbise wear n.
elbise dress n.
elbise bib and tucker n.
elbise costume n.
elbise caparison n.
elbise tog n.
elbise tire n.
elbise gear n.
elbise toggery n.
elbise attire n.
elbise habit n.
elbise vesture n.
elbise gown n.
elbise clothing n.
elbise suit n.
elbise frock n.
elbise togs n.
elbise toilette n.
elbise robe n.
elbise apparel n.
elbise clothe n.
elbise tyre n.
elbise abiliment n.
elbise aguise n.
elbise aguize n.
elbise arraiment [obsolete] n.
elbise gite [obsolete] n.
elbise shroud [obsolete] n.
Colloquial
elbise feathers n.
Technical
elbise apparel n.
elbise garment n.
elbise clothes n.
Textile
elbise garment n.
elbise clothes n.
Religious
elbise vestiary n.
Archaic
elbise raiment n.
elbise habiliment n.
Slang
elbise threads n.
elbise schmutter n.
British Slang
elbise duds n.
elbise togs n.
elbise rags n.

Significados de "elbise" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
elbise dolabı closet n.
elbise kolu sleeve n.
elbise dolabı wardrobe n.
takım elbise suit n.
dar elbise tight dress n.
General
gündelik elbise undress n.
resmi elbise vestment n.
bluz üzerine giyilen kolsuz elbise jumper n.
takım elbise kumaşı suiting n.
takım elbise lounge suit n.
açık elbise revealing dress n.
resmi elbise uniform n.
elbise modelleri çizen ressam designer n.
gündelik elbise lounge suit n.
elbise dolabı clothespress n.
elbise güvesi webbing moth n.
elbise fırçası clothes brush n.
takım elbise (erkek için) suit n.
üç parça elbise three piece suit n.
beden (elbise için) size n.
elbise giydiren enrober n.
bol mini elbise sack n.
koruyucu elbise protective garment n.
elbise fırçası whisk broom n.
üstü dar altı geniş elbise dirndl n.
ince çizgili takım elbise pinstripe suit n.
ısmarlama yapılmış elbise made to measure n.
elbise giydirme enrobing n.
süet elbise suede cloth n.
gevşek örülmüş elbise loosely made n.
kuyruk (elbise, kuş) train n.
elbise altına giyilen slip petticoats n.
yüklük (elbise/çamaşır için) press n.
elbise kuşugiller familyası drepanididae n.
kazak üzerine giyilen kolsuz elbise jumper n.
elbise kalıbı dress pattern n.
taç giydirme töreninde kralın giydiği elbise dalmatic n.
sarmalı elbise wrapround n.
elbise çantası garment bag n.
elbise modeli fashion plate n.
resmi elbise full dress n.
elbise askısı coat hanger n.
resmi elbise investiture n.
takım elbise suit n.
elbise açıklığı decolletage n.
elbise güvesi webbing clothes moth n.
geniş elbise frock n.
iki parçalı elbise two piece suit n.
askı kancası (elbise) peg n.
dolap (elbise/çamaşır için) press n.
güzel elbise finery n.
çok resmi toplantılarda giyilen elbise full dress n.
etek gibi tasarlanmış elbise shirtdress n.
tek tip elbise uniform n.
kuyruk (elbise vb) trail n.
sivil elbise civvies n.
sivil elbise civilian clothes n.
sivil elbise mufti n.
özel elbise habiliments n.
dekolte elbise decollete n.
elbise deneme odası fitting room n.
spor elbise activewear n.
elbise artığı oddment n.
elbise dolabı coat closet n.
elbise dolabı clothes press n.
kullanılmış elbise vey eşya hand-me-down n.
elbise askısı clothes-hanger n.
elbise askısı coat-hanger n.
dekolte elbise low-cut dress n.
dekolte elbise low-necked dress n.
elbise odası walk-in closet n.
elbise eteği hem n.
süslü güzel elbise finery n.
elbise bavulu portmanteau n.
ısmarlama elbise tailored suit n.
resmi elbise official dress n.
resmi elbise formal dress n.
ahşap elbise askısı wooden hanger n.
çıngırdayan elbise jingle dress n.
sırtı açık elbise backless dress n.
derin dekolteli elbise low-cut dress n.
ahşap elbise askısı wooden clothes hanger n.
kapalı elbise modest dress n.
şık elbise smart dress n.
mütevazı elbise modest dress n.
havalı takım elbise zoot suit n.
sımsıkı elbise cat suit n.
sımsıkı elbise unitard n.
sımsıkı elbise leotard n.
sımsıkı elbise body suit n.
elbise dolabı garderobe n.
elbise askısı hanger n.
kürklü elbise pelisse n.
elbise takımı suit of clothes n.
ısmarlama elbise bespoke garment n.
ısmarlama elbise bespoke dress n.
elbise askısı dress hanger n.
elbise askısı clothe hanger n.
askısız yazlık elbise sundress n.
bluz üzerine giyilen askısız elbise pinny n.
bluz üzerine giyilen askısız elbise pinafore dress n.
bluz üzerine giyilen askısız elbise jumper dress n.
bluz üzerine giyilen askısız elbise pinafore n.
kolsuz/askılı/yazlık elbise sundress n.
yedek elbise a change of clothes n.
(özellikle düğün vb. gibi davetlerde giyilen) resmi elbise/smokin/takım elbise morning suit n.
modaya uygun elbise fashionable dress n.
elbise kurutma askısı airer n.
elbise kurutma askısı clotheshorse n.
elbise kurutma askısı drying horse n.
elbise kurutma askısı drying rack n.
elbise kurutma askısı clothes maiden n.
elbise kurutma askısı winterdyke n.
elbise kurutma askısı clothes rack n.
elbise kurutma askısı clothes horse n.
nomeks elbise turnout gear n.
nomeks elbise bunker gear n.
nomeks elbise (itfaiyede) bunker coat n.
(genelde iş adamlarının giydiği) modaya uygun/şık takım elbise power suit n.
elbise askısı clothes rail n.
elbise askısı clothes tree n.
elbise askısı coat tree n.
dar elbise sheath dress n.
vücudu saran elbise sheath dress n.
midi elbise sheath dress n.
elbise hurcu storage bag for garments n.
elbise askılığı dress hanger n.
elbise askılığı coat hanger n.
elbise askılığı clothes hanger n.
ödünç takım elbise borrowed suit n.
üst elbise top n.
takım elbise çantası suit carrier n.
yanmaz elbise fireproof suit n.
gömlek elbise shirt dress n.
gömlek elbise shirtdress n.
kışlık elbise winter clothes n.
kışlık elbise winter dress n.
boyundan bağlı elbise tie neck dress n.
resmi elbise balldress n.
ince elbise thin dress n.
elbise kataloğu lookbook n.
ısmarlama takım elbise tailor-made suit n.
özel yapım takım elbise tailor-made suit n.
özel hazırlanmış takım elbise tailor-made suit n.
ayaklı elbise askısı free standing coat hanger n.
puantiyeli elbise dress with spots n.
puantiyeli elbise spotty dress n.
puantiyeli elbise spotted dress n.
elbise kurutma askısı clothes airer n.
elbise askısı clothes airer n.
elbise katlama dress folding n.
elbise katlama folding dress n.
kırmızı elbise red dress n.
mavi elbise blue dress n.
benekli elbise spotted dress n.
sırt dekolteli elbise low-cut back dress n.
sırt dekoltesi olan elbise low-cut back dress n.
benekli elbise spotty dress n.
benekli elbise spotted dress n.
yahudi rahipler tarafından giyilen kolsuz elbise ephod n.
kanatlı elbise uçuşu wingsuit flying n.
kanatlı elbise uçuşu wingsuiting n.
elbise kalıbı pattern n.
elbise dolabı cabinet n.
transparan elbise see-through n.
ucuz, süslü püslü elbise tawdry n.
elbise fabrikası garment factory n.
kişinin giydiği karşı cinse ait elbise drag n.
elbise askısı coathanger n.
zırhlı elbise armor n.
zırhlı elbise armour n.
eksik elbise undress n.
tamamlanmamış elbise undress n.
bol elbise sack n.
aşantiler'in törenlerde giydikleri parlak desenli elde dokunmuş bir elbise kente n.
(kısa saplı) elbise fırçası whiskbroom n.
resmi elbise vestiture [rare] n.
on altıncı yüzyıl elbise süsü biliment [obsolete] n.
kadınlar için elbise, pelerin diken kimse mantuamaker n.
murabutkuşu tüyü veya imitasyonu ile süslenmiş şapka veya elbise marabou n.
15. ve 16. yüzyıllarda popüler olan mermer desenli bir örgü elbise marbrinus n.
mavi elbise blue n.
elbise kolunun bileği çevreleyen parçası wrist n.
elbise yakasına takılan süslü dantel şerit veya harç fall n.
elbise ve şapkaların konulduğu yer hatcheck n.
elbise eteği kenarının yerden ölçülen yüksekliği hem n.
ikinci elbise reparel n.
farklı elbise reparel n.
resmi elbise robe n.
uzun elbise robe n.
gündelik elbise dishabille n.
elbise askısı costumer n.
fırfırlı elbise dido n.
beyaz takım elbise white suit n.
(süsleme amacı ile) elbise üzerine eklenen kumaş insert n.
rus kadınların giydiği bir elbise sarafan n.
gösterişli elbise plumage n.
törenlerde giyilen elbise plumage n.
genellikle mavi renk kumaştan yapılan bir antik dönem elbise çeşidi plunket n.
kırmızı elbise giyen kimseler scarlet n.
peluş kumaşlı elbise shag n.
tüylü kumaştan yapılan elbise shag n.
gömlek elbise shirtwaisted dress n.
gömlek elbise shirtwaister [uk] n.
kısa elbise shorty n.
kısa elbise shortie n.
ipek elbise silk n.
kolsuz geniş bir elbise modeli skimmer n.
hafif bol pantolon üzerine ceket veya spor gömlekten oluşan rahat takım elbise slack suit n.
ince askılı elbise slipdress n.
eski dönemlerde kadınların elbise astarı kazanmak için yaptığı bir koşu yarışı smock race n.
bazı müslüman ülkelerde kadınlar tarafından giyilen uzun siyah elbise abaya n.
elbise taşıma valizi suiter n.
(elbise) üst kısım bodice n.
elbise asmak hang up v.
elbise giymek costume v.
yakışmak (elbise vb) befit v.
sıkıştırmak (elbise vb) constrict v.
çıkarmak (elbise vb) take off v.
iyi göstermek (elbise vb) fit well v.
dökülmek (elbise/kumaş vb belirli bir şekilde) flow v.
üstünden elbise çıkarmak take off v.
(elbise) kıvırmak fold back v.
(elbise) (birine) göre olmak suit to v.
elbise dikmek sew dress v.
elbise denemek try on v.
elbise daraltmak have something taken in v.
takım elbise giymek put on a suit v.
bir takım elbise satın almak buy a suit v.
elbise provasına gecikmek be late for the dress rehearsal v.
(elbise) birine tam uymak fit someone exactly v.
elbise çıkarmak take off clothes v.
elbise yapmak make a dress v.
elbise giymek gown v.
elbise giydirmek gown v.
(elbise) başka bir malzeme ile düzeltmek double v.
(elbise) astarlamak double v.
(elbise) astar ile kaplamak double v.
elbise giydirilmiş enrobed adj.
kolsuz (elbise) sleeveless adj.
giydirilmiş (elbise vb) attired adj.
elbise vb askısız strapless adj.
kalın (elbise) heavy adj.
yıkanmış ve ütülenmiş (elbise) laundered adj.
eskimiş (elbise) shiny adj.
mağazada sergilenirken renkleri solmuş (elbise vb) shopsoiled adj.
elbise ile ilgili vestimentary adj.
kırışık (elbise) wrinkled adj.
salınan (elbise) swingy adj.
hafif (elbise) airy adj.
takım elbise giymemiş unsuited adj.
resmi elbise ile ilgili vestmental adj.
resmi elbise giyen vestmented adj.
şık (elbise) dink [scotland] adj.
zevkli (elbise) dink [scotland] adj.
(elbise) etekleri yuvarlak kesilmiş roundabout adj.
kaba kumaştan elbise giyen rug-gowned adj.
elbise ile ilgili dress adj.
takım elbise giymiş pantsuited adj.
prenses modeli elbise princess adj.
prenses modeli elbise princesse adj.
(elbise) kısa shorty adj.
(elbise) kısa shortie adj.
Phrasals
(elbise vb) hızla çıkarmak whip something off v.
(elbise/kıyafet) dağılmamak hang together v.
(elbise/kıyafet) parçalanmamak hang together v.
üzerine hızla bir şey (elbise vb) geçirmek slap something on v.
Phrases
tam (elbise vb oturmak/olmak) tip-top adj.
tam (elbise vb oturmak/olmak) to the highest extent expr.
Colloquial
en iyi ve süslü elbise glad rags n.
elbise provası dress fitting n.
şık/modaya uygun takım elbise smart suit n.
kışladaki askerlerin giydiği kalın ve dayanıklı elbise/kıyafet fattygews n.
takım elbise bag of fruit n.
(elbise) harika oturmak (do something) a treat [uk] v.
Idioms
bayramlık elbise sunday-go-to-meeting clothes n.
çizgili takım elbise giyen iş insanı/iş adamı/iş kadını pinstriper n.
çizgili takım elbise giymiş iş insanı/iş adamı/iş kadını pinstriper n.
(elbise vb) giymiş olmak have on v.
(elbise vb) giymek have on v.
Speaking
bu elbise sana çok yakışmış this dress suits you very well expr.
bu elbise çok yakışmış sana this dress suits you very well expr.
git kendine yeni bir elbise al get yourself a new dress expr.
paraya kıyıp kendime yeni bir elbise aldım I treated myself to a new dress expr.
takım elbise giymeyi sevmiyorum I don't like wearing suits expr.
yemeğe takım elbise giyip geldi he wore a suit to dinner expr.
yemeğe takım elbise ile geldi he wore a suit to dinner expr.
Trade/Economic
elbise tüccarı cloth merchant n.
herkese tek beden elbise yaklaşımı one-size-fits-all approach n.
Technical
asbestos elbise asbestos suit n.
basınçlı elbise pressure suit n.
elbise kolu sleeve n.
elbise çengeli clothes hook n.
elbise dolabı clothes press n.
elbise kenarı hem n.
elbise askısı clothes hanger n.
hazır elbise ready-made clothes n.
koruyucu elbise protective clothes n.
koruyucu elbise protective clothing n.
süslü elbise plumage n.
tüylü elbise plumage n.
takım elbise two piece suit n.
tehlikeli maddelere karşı koruyucu elbise hazardous materials suit n.
tehlikeli maddelere karşı koruyucu elbise hazmat suit (hazardous materials suit) n.
yanmaz elbise asbestos suit n.
yangına dayanır elbise fireproof suit n.
yer çekimine dayanaklı elbise anti-gravity suit n.
yer çekimine dayanaklı elbise antigravity suit n.
Textile
göğüs dekolteli elbise plunging gown n.
devetüyünden yapılmış elbise camels hair n.
eski elbise reach-me-down n.
kadınların giydiği elbise, pelerin gibi giysilerde kullanılan hafif ve ince pamuklu kumaş lady's cloth n.
askılı bol düz elbise chemise n.
çinli kadınların geleneksel olarak giydiği dik yakalı, eteği yırtmaçlı, pamuk ya da ipekten elbise cheongsam n.
çinli kadınların geleneksel olarak giydiği dik yakalı, eteği yırtmaçlı, pamuk ya da ipekten elbise qipao n.
peçe, elbise gibi giysilerde kullanılan ince, yumuşak, düz dokuma, ipek veya yünlü kumaş türü nun's cloth n.
peçe, elbise gibi giysilerde kullanılan ince, yumuşak, düz dokuma, ipek veya yünlü kumaş türü nun's veiling n.
elbise veya bluzun üst kenarının oluşturduğu hat neckline n.
çadır elbise tent n.
bel pensi veya bel kısmı olmayan bol elbise tent n.
sıcak tutan elbise thermal n.
termal elbise thermal n.
eşini kaybetmiş bir kadının yas belirtisi olarak giydiği siyah elbise weeds n.
eşini kaybetmiş bir kadının yas belirtisi olarak giydiği siyah elbise widow's weeds n.
suni ipekten elbise triple sheer n.
18. yüzyılda kadınların giydiği bol bir elbise trollopee n.
iki parça takım elbise two-piece n.
iki takım elbise ve aksesuarlarını alabilecek ölçüdeki erkek bavulu two-suiter n.
yumuşak olması için tüyleri kabartılmış yünlü elbise amazon n.
bandaj elbise bandage dress n.
boydan elbise shift dress n.
bol elbise loose-fitting dress n.
çiçekli elbise floral dress n.
çanta, elbise yapmak için kullanılan rafya ipinden örülen madagaskar'a özgü dokuma rabanna n.
dar elbise tight-fitting dress n.
elbise patronu dress pattern n.
erkek takım elbise men's suit n.
elbise veya paltonun etek kenarı hemline n.
elbise torbası suit bag n.
elbise kumaşından şerit self-stay n.
elbise imalinde kullanılan kumaşların yanma özelliklerinin tayini için detaylı deney yöntemi detailed procedure to determine the burning behaviour of fabrics for apparel n.
elbise kumaşı dress fabric n.
elbise kalıbı dress pattern n.
ekoseli takım elbise check suit n.
elbise patronu pattern n.
esnek malzemeden yapılmış vücudu tamamen saran elbise bandage dress n.
elbise satıcısı clothier n.
elbise askısı hanger loop n.
elbise torbası clothing bag n.
elbise astarı suit lining n.
elbise kesimi cut n.
elbise askısı clothes hanger n.
hafif bol elbise duster n.
hafif bol elbise toz bezi garment n.
hazır elbise ready-made clothing n.
ısmarlama (elbise) tailor made n.
kolsuz elbise shift dress n.
kolsuz elbise tube top n.
lacivert takım elbise dark blue suit n.
rahat elbise casual dress n.
rahat elbise casual wear n.
reflektörlü elbise high-visibility clothing n.
spor elbise sportive dress n.
takım elbise suit n.
tuvalet (elbise) overgown n.
uzun elbise overgown n.
yazlık elbise summer dress n.
(erkek için) takım elbise suit n.
(genelde arapların giydiği) keçi veya deve kılından üretilmiş kumaştan yapılan kolsuz elbise aba n.
genellikle siyah desensiz ipekten imal edilen, din adamları ve kadınların giydiği bir elbise kumaşı armozeen n.
genellikle siyah desensiz ipekten imal edilen, din adamları ve kadınların giydiği bir elbise kumaşı armozine n.
imparator stili elbise empire line n.
başka giysinin altına giyilen elbise undergown n.
başka bir elbise kolunun altına giyilmiş elbise kolu undersleeve n.
(süs olarak görünmesi için) başka bir elbise kolunun altına giyilmiş elbise kolu undersleeve n.
takım (elbise veya kostüm) ensemble n.
omuzdan etek çizgisine düz inen gevşek kemersiz elbise sack dress n.
elbise yapımında kullanılan bir tür kalın pamuklu bir kumaş kitenge n.
tarlatanlı eteği olan beyaz üçgen atkılı, dar korseli ve baskılı bir elbise ile sarkan geniş siperlikli çiçekli bir şapkadan oluşan, 19. yüzyıla özgü bir kadın giyim tarzı dolly varden n.
küçük beden elbise junior n.
küçük siyah elbise lbd (little black dress) n.
17. ve 18. yüzyıllarda özellikle kadınlar arasında popüler olan, içteki kıyafeti ve iç etekliği göstermesi için önünde açıklık bulunan ve genellikle dökümlü duran bir elbise veya rop mantua n.
elbise kuşağı boddice n.
pamuklu ve yünlü eski elbise kumaşı mélange n.
bol elbise wrappage n.
çok kısa elbise minidress n.
dış kaplamaları, elbise kenarlarını ve şerit dikişlerini yapmakta kullanılan bir tür köşe miter n.
elbise kenarlarının her iki yandan kıvrılıp kumaşın köşesinde bitiştiği çapraz birleşim yeri miter n.
fransız silahşorların giydiği şık elbise, yaka, manşet veya eldiven mousquetaire n.
hafif bir elbise kumaşı mozambique n.
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise galabia n.
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise galabieh n.
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise galabeah n.
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise gallabiya n.
ugandalı kadınların giydiği uzun bir elbise busuuti n.
baskılı ve düz renkli olarak üretilen yün ve pamuktan hafif bir elbise kumaşı muslin delaine n.
hawaiili kadınların giydiği bol ve renkli bir elbise muu-muu n.
baştan ayağa düğmeli elbise button-through dress n.
koyun budu şeklinde elbise kolu gigot n.
koyun budu şeklinde elbise kolu gigot sleeve n.
(elbise, kumaş) kenar süsü dag n.
(elbise, kumaş) işleme dag n.
yünlü bir tür elbise debeige n.
göğüs dekolteli elbise décolletage n.
göğüs dekolteli elbise decolletage n.
ipekten yapılmış, gri renkli, süslü bir elbise kumaşı grisaille n.
eskiden bebeklere giydirilen elbise benzeri kıyafet long-coats n.
eskiden bebeklere giydirilen elbise benzeri kıyafet long clothes n.
saçaklanmaması için elbise veya kumaş kenarını üstten dikme overlocking n.
keçeden elbise rug n.
elbise ve mendil yapımında kullanılan ve genellikle ipek olan düz dokuma hint kumaşı rumal n.
elbise şekillendirici improver [uk] n.
abiye elbise evening dress n.
ceket elbise coat dress n.
hem elbise hem ceket olabilen giysi coat dress n.
ceket tarzında elbise coat dress n.
ceket elbise coatdress n.
hem elbise hem ceket olabilen giysi coatdress n.
ceket tarzında elbise coatdress n.
düz ve dar kesimli elbise column dress n.
elbise ve ayakkabılara şerit geçiren işçi piper n.
(etek, elbise kalçadan başlayan döküm panier n.
(etek, elbise drape panier n.
(etek, elbise kalçadan başlayan döküm pannier drape n.
(etek, elbise drape pannier drape n.
şort üzerine giyilen elbise pantdress n.
antik yunanistan'da kadınların giydiği uzun elbise peplos n.
antik yunanistan'da kadınların giydiği uzun elbise peplum n.
antik yunanistan'da kadınların giydiği uzun elbise peplus n.
resmi etkinliklerde giyilen bir elbise sheath n.
elbise süsleri figgery n.
elbise bordürü geit n.
prenses modeli elbise princess line n.
prenses modeli elbise princess dress n.
elbise veya kumaşın dikiş hattı ile dış kenarları arasında kalan ve genelde içe katlanan bölümü seam n.
ceketi tek sıra düğmeli takım elbise single-breasted suit n.
küçük beden elbise small n.
ince elbise askısı spaghetti strap n.
takım elbise ceketi suit coat n.
takım elbise ceketi suit jacket n.
kruvaze elbise surplice n.
kruvaze yakalı elbise surplice n.
güderiye benzer elbise giymek chamois v.
kısaltmak (elbise) take up v.
(etek ucunu, elbise kenarını) uzatmak drop v.
yere kadar uzanan (elbise) floor-length adj.
sıcak tutan (elbise) thermals adj.
termal (elbise) thermals adj.
üç parçadan oluşan (takım elbise) three-piece adj.
iki parçalı (elbise) two-piecer adj.
omuzu açıkta bırakan (bluz veya elbise) off-the-shoulder adj.
omzu açıkta bırakan (bluz veya elbise) off-the-shoulder adj.
yandan bağlamalı (elbise veya etek) wrapover adj.
baştan ayağa düğmeli (elbise) button-through adj.
birçok bedene uygun olacak şekilde tasarlanmış (elbise) one-size-fits-all adj.
dokusu sert veya kıllı olan (elbise, kumaş) rugged [obsolete] adj.
dar (elbise) constricting adj.
(yaka veya elbise) derin göğüs dekoltesi veren plunging adj.
Woodworking
elbise dolabı wardrobe n.
Furniture
elbise kurutma askısı maiden [northern english] n.
Aeronautic
kısmı basınçlı elbise bladder pressure unit n.
koruyucu elbise anti-exposure suit n.
konveksiyon soğutmalı elbise convective cooling ventilative suit n.
Marine
su geçirmez elbise dry suit n.
History
eski roma'da erkek çocuklarının 15 yaşına kadar giymelerine izin verilen beyaz elbise toga virilis n.
antik yunan ve roma'da giyilen bol bir elbise tunic n.
(antik roma'da kadınların giydiği) kenarları süslemeli yuvarlak bir elbise cyclas n.
britanya ve birleşik devletler'de kadınların giydiği eski bir elbise modeli dolly varden n.
engizisyonda dine aykırı hareket etmiş tövbekarların giydiği sarı elbise sanbenito n.
dine aykırı hareket edip pişmanlık duymayanların ceza esnasında giydikleri siyah elbise sanbenito n.
elbise koluna benzeyen enmanche adj.
Religious
kilise veya tapınakta elbise odası revestiary n.
kilise veya tapınakta elbise odası revestry n.
Environment
koruyucu elbise protective clothing n.
Military
basınçlı elbise pressure suit n.
elbise fırçası clothe brush n.
gaz geçirmez elbise impermeable protective clothing n.
g önleyici elbise anti-g suit n.
kamuflajlı elbise camouflage patterned cloth n.
kışladaki askerlerin giydiği kalın ve dayanıklı elbise fatigues n.
özel elbise special clothing n.
terhis elbise bedeli severance allowance n.
yer çekimini önleyen elbise anti-g suit n.
Printery
sarmalı elbise wrap abrev.
Archaic
gösterişli ve ucuz elbise trumpery n.
elbise kolu manche n.
sarkan elbise kolu manche n.
uzun sarkık uçlu elbise yeninden oluşan, 12. ve 14. yüzyıllar arasında giyilen bir hanedan arması işareti manche n.
elbise kolu maunche n.
sarkan elbise kolu maunche n.
uzun sarkık uçlu elbise yeninden oluşan, 12. ve 14. yüzyıllar arasında giyilen bir hanedan arması işareti maunche n.
elbise kolu maunch n.
sarkan elbise kolu maunch n.
uzun sarkık uçlu elbise yeninden oluşan, 12. ve 14. yüzyıllar arasında giyilen bir hanedan arması işareti maunch n.
ağzı geniş bol elbise kolu maunch n.
12. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar kullanılmış, uzun sarkan ipi bulunan elbise kolundan oluşan bir hanedanlık arması maunch n.
ağzı geniş bol elbise kolu maunche n.
12. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar kullanılmış, uzun sarkan ipi bulunan elbise kolundan oluşan bir hanedanlık arması maunche n.
ağzı geniş bol elbise kolu manche n.
12. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar kullanılmış, uzun sarkan ipi bulunan elbise kolundan oluşan bir hanedanlık arması manche n.