eş - Turco Inglés Diccionario
Historia



Significados de "eş" en diccionario turco inglés : 3 resultado(s)

Inglés Turco
Medical
es es
Chemistry
es aynştayniyum'un kimyasal simgesi
es aynştanyumun simgesi

Significados de "eş" en diccionario inglés turco : 90 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
peer n.
husband n.
partner n.
match n.
spouse n.
wife n.
mate n.
General
lady n.
counterpart n.
one of a pair n.
the missis n.
doublet n.
better half n.
correspondent n.
screw n.
dutch n.
comate n.
duo n.
helpmate n.
helpmeet n.
consort n.
old lady n.
double n.
domina n.
ux n.
twin n.
wife n.
equal n.
companion n.
compeer n.
fellow n.
pair n.
old man n.
couple n.
like n.
spouse n.
missis n.
image n.
vis–à–vis n.
example n.
make [dialect] [uk] n.
vrou [south africa] n.
marrow [scotland] n.
buddie n.
compare n.
couplet n.
feere n.
peel [scotland] n.
spousess n.
spousal adj.
identic adj.
similar adj.
coequal adj.
corresponding adj.
equipollent adj.
semblable adj.
equal to adj.
hubby adj.
identical adj.
duplicate adj.
matching adj.
matched adj.
similary adj.
so (significant other) abrev.
Colloquial
the old woman n.
wifey n.
wifie [us] n.
woman n.
boo n.
rib n.
offsider [australia/new zealand] n.
Idioms
cheese and kisses n.
other half n.
someone's better half n.
Law
consort n.
Biochemistry
cosubstrate n.
Marine Biology
alleles n.
Astronomy
companion n.
Linguistics
iso n.
Archaic
pheer n.
Slang
old lady n.
pookie n.
pooky n.
pookie n.
momma n.
papa n.
squaw n.
British Slang
swimbo n.
old lady n.
trouble and strife (cockney rhyming slang) n.

Significados de "eş" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
aldatan (eş) cheater n.
(bir şeye) eş corresponding adj.
General
nikahsız eş concubine n.
uygun eş match n.
eş ağırlık counterbalance n.
eş dost acquaintance n.
eş kanatlılar homoptera n.
eş olma equipollency n.
eş dost kith and kin n.
(bebek) eş placenta n.
eş zamanlılık concurrence n.
eş suistimali spousal abuse n.
nikahsız eş common wife n.
kocasına sadık vefalı eş penelope n.
sadakatsiz eş bedswerver n.
eş olma equipollence n.
harita üzerinde eş yükseklikte bulunan noktaları birleştiren eğriler contour lines n.
türbanlı eş turbaned wife n.
eş yapan coactor n.
eş uzaklık equidistance n.
eş aralıklı yazıtipi monospaced font n.
eş (sevgili) significant other n.
eş dost acquaintances n.
eş yazar joint author n.
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik open marriage n.
iki eş arasındaki mükemmel uyum perfect match n.
eş katili koca bluebeard n.
eş katili erkek bluebeard n.
eş ağızlı te equal tee n.
eş gelişim co-development n.
eş yazar co-author n.
eski eş ex-husband n.
eski eş ex-spouse n.
eski eş ex-wife n.
eş güdüm coordination n.
eş parça module n.
eş dayağı spousal violence n.
eş şiddeti spousal violence n.
eş zulmü spousal violence n.
eş dayağı spouse abuse n.
eş dayağı spousal abuse n.
eş dayağı spouse beating n.
eş şiddeti spousal abuse n.
eş zulmü spouse abuse n.
eş zulmü spousal abuse n.
eş şiddeti spouse abuse n.
eş zulmü spouse beating n.
eş şiddeti spouse beating n.
(karı veya koca) eş olma consortship n.
eş çalışma coactivation n.
eş ilişkileri spousal relations n.
müstakbel eş prospective partner n.
eş yaratıcı co-creator n.
(eş tarafından) boynuzlanma cuckoldry n.
(eş tarafından) aldatılma cuckoldry n.
eş yazarlık co-authorship n.
eş yazarlık coauthorship n.
eş adı name of spouse n.
eş yöneticilik/başkanlık duumvirate n.
eş seçimi mate selection n.
eş eleştirmen co-critic n.
eş moderatör co-moderator n.
sadık eş devoted wife n.
sadık eş devoted husband n.
sadık eş loyal husband n.
sadık eş loyal wife n.
eski/önceki eş ex husband n.
ideal eş ideal partner n.
hayal edilen eş/ideal hayat arkadaşı dream partner n.
eş anlamlı kelimeler sözlüğü synonymicon n.
eş anlamlılar sözlüğü dictionary of synonyms n.
eş anlamlılar sözlüğü synonymicon n.
eş anlamlı kelimeler sözlüğü dictionary of synonyms n.
eş ağırlık counterpoise n.
rahmetli (ölmüş) eş late husband n.
rahmetli (ölmüş) eş late wife n.
eş yazar coauthor n.
eş cinsel erkek homosexual male n.
eş zamanlı değişim simultaneous change n.
eş zamanlı değişim contemporaneous change n.
müstakbel eş husband-to-be n.
eş başkan co-head n.
iyi bir eş a good spouse n.
eski eş former spouse n.
eş-vokalist co-vocalist n.
eş eğitim co-training n.
eş zamanlı olmama nonsynchronization n.
eş zamanlılık contemporaneousness n.
eş koşul co-requisite n.
eş anlamlılar ve zıt anlamlılar sözlüğü thesaurus n.
eş güdümlü evrensel zaman coordinated universal time n.
ebeveyn, kardeş, çocuk, eş veya nişanlı immediate family n.
eş (kadın) wife n.
eş dost acquaintant n.
briç oyununda ortağının bahsini artıran eş oyuncu raiser n.
eş dövmesi couple tattoo n.
uygun eş, eşleşme fitting match n.
eş yaratıcı cocreator n.
eş başvuru co-application n.
eş (kadın) beebee [india] n.
eş (kadın) bibi [india] n.
dırdırcı eş xantippe n.
huysuz eş xantippe n.
münasip eş match n.
uygun eş match n.
eş anlam synonym n.
eş anlamlı sözcük synonym n.
iki eş parçaya ayırma bipartition n.
iki eş parçaya ayrılma bipartition n.
eş arayan bekarları tanıştıran kuruluş marriage bureau n.
eş olma wifedom n.
eş olma wifehood n.
iyi eş olma wifehood n.
evli çiftlerin seks için geçici olarak eş değiştirmesi wife-swapping n.
eş değiştirme wife-swapping n.
aynı anda hem iyi bir eş olan hem de profesyonel bir kariyere sahip olabilen bir kadın wonder woman n.
kılıbık eş henpeck n.
kılıbık eş hen-peck n.
kadın eş mrs n.
kadın eş mrs. n.
katı eş zamanlılık lockstep n.
eş anlamlısı olan şey byword n.
terk edilmiş resmi nikahsız eş (kadın) grass widow [dialect] n.
eş denklem identical equation n.
yüz eş parçadan biri one percent n.
sekiz eş parçadan biri one-eighth n.
yüz milyon eş parçadan biri one-hundred-millionth n.
yüz eş parçadan biri one-hundredth n.
yüz bin eş parçadan biri one-hundred-thousandth n.
milyon tane eş parçadan biri one-millionth n.
dokuz eş parçadan her biri one-ninth n.
katrilyon tane eş parçadan biri one-quadrillionth n.
on altı eş parçadan her biri one-sixteenth n.
altmış eş parçadan biri one-sixtieth n.
altmış dört eş parçadan biri one-sixty-fourth n.
on eş parçadan her biri one-tenth n.
on bin eş parçadan her biri one-ten-thousandth n.
üç eş parçadan biri one-third n.
otuz iki eş parçadan her biri one-thirty-second n.
on iki eş parçadan biri one-twelfth n.
eş zamanlı konuşma overtalk n.
nikahsız eş concupy n.
eş zamanlı eylem concurrent n.
eş zamanlı süreç concurrent n.
eş zamanlı çaba concurrent n.
eş zamanlılık concurrentness n.
eş hükümdar cosovereign n.
eş egemen cosovereign n.
eş sponsor cosponsor n.
eş hükümdar cosupreme n.
eş egemen cosupreme n.
birden fazla görev veya işlemin eş zamanlı gerçekleştirildiği durum parallel n.
eş anlam consignification n.
eş imparator co-emperor n.
eş küratör cocurator n.
eş geliştirici codeveloper n.
eş yönetici codirector n.
eş etki coefficacy n.
eş verimlilik coefficiency n.
eş rütbeli olma coequality n.
eş zamanlılık coextension n.
eş sürelilik coextension n.
eş derecede olma coextension n.
eş kapsamlılık coextension n.
eş lider cohead n.
eş haberci coherald n.
eş hanedan armacısı coherald n.
aynı unvan, hak veya mülkiyete eş zamanlı sahip olanların her biri coholder n.
eş zamanlılık coinstantaneity n.
eş mucit coinventor n.
eş araştırmacı coinvestigator n.
eş kararname coordinance n.
eş yetkili kimse coordinate n.
on beş eş parçaya bölünmüş bir birimin her bir parçası fifteenth n.
bütünü oluşturan eş bölüm part n.
iyi eş adayı parti n.
gözde eş adayı parti n.
eş zamanlı operasyon evresi phase n.
septilyon eş parçadan biri septillionth n.
bekarların eş bulmasına aracı olan yahudi kimse shadchen n.
eş zamanlı yapılan yayın simulcast n.
eş-direktör co-director n.
eş yönetmen co-director n.
yalancı eş değer false friend n.
(bir birime ait) kırk sekiz eş parça forty-eighth n.
bir şeye ait kırk sekiz eş parçadan biri forty-eighth n.
(bir birime ait) kırk beş eş parça forty-fifth n.
bir şeye ait kırk beş eş parçadan biri forty-fifth n.
(bir birime ait) kırk bir eş parça forty-first n.
bir şeye ait kırk bir eş parçadan biri forty-first n.
(bir birime ait) kırk dört eş parça forty-fourth n.
bir şeye ait kırk dört eş parçadan biri forty-fourth n.
(bir birime ait) kırk dokuz eş parça forty-ninth n.
bir şeye ait kırk dokuz eş parçadan biri forty-ninth n.
(bir birime ait) kırk iki eş parça forty-second n.
bir şeye ait kırk iki eş parçadan biri forty-second n.
(bir birime ait) kırk yedi eş parça forty-seventh n.
bir şeye ait kırk yedi eş parçadan biri forty-seventh n.
(bir birime ait) kırk altı eş parça forty-sixth n.
bir şeye ait kırk altı eş parçadan biri forty-sixth n.
(bir birime ait) kırk üç eş parça forty-third n.
bir şeye ait kırk üç eş parçadan biri forty-third n.
on dört eş parçadan biri fourteenth n.
eski ingilizce'de kadın veya eş wif n.
eş zamanlı izleyiciler concurrent viewers n.
bir şey için aynı anda birden fazla isim/eş anlamlı sözcük kullanılması poecilonymy n.
eş adayı kadın suitress n.
eş zamanlılık synch n.
eş zamanlılık synchroneity n.
eş anlılık synchronism n.
eş süremlilik synchronism n.
farklı zamanlarda meydana gelen olayların eş zamanlı gösterimi synchronism n.
eş zamanlı koordinasyon synchronizing n.
eş zamanlılık synchronizing n.
eş süremlilik synchronizing n.
anlamı karıştırılan sözcüklerin eş zamanlı kullanımı synchysis n.
eş anlamlı taksonomi kelimesi synonym n.
eş anlamlılar synonyma [obsolete] n.
eş anlamlılık synonyme [obsolete] n.
eş anlamlı sözcükler üzerine yürütülen çalışma synonymy n.
eş anlamlı sözcükler sözlüğü synonymy n.
eş anlamlı sözcükler derlemesi synonymy n.
eş anlamlı taksonomi kelimeleri synonymy n.
eş zamanlılık lockstep n.
eş değerde olmak equal v.
eş olmak mate v.
eş değiştirmek swing v.
eş olmak be a match for v.
arkasında acılı bir eş bırakmak leave behind a sorrowful spouse v.
eş olmak pair v.
eş zamanlı operasyon düzenlemek organize simultaneous operations v.
(kocasına) harika bir eş olmak make a great wife v.
eş değiştirmek change partner v.
bir şeyle eş anlamlı olmak be synonymous with v.
eş tutmak choose a play partner v.
eş tutmak choose a team mate v.
eş tutmak consider equal v.
eş tutmak equal to v.
eş olarak almak affy v.
eş olmak amate [obsolete] v.
tekrar eş olmak repair v.
(kendini) birine eş olarak sunmak offer v.
birine eş olmaya gönüllü olmak offer v.
eş olarak nitelendirmek companion [obsolete] v.
nikahsız eş olarak almak concubine [obsolete] v.
eş bulmaya yönelik sosyal aktivitelere katılmak court v.
eş değer tutmak par v.
programı birden fazla dağıtım kanalında eş zamanlı yayınlamak simulcast v.
(hayvanı) eş bulup çiftleştirmek put v.
eş anlamlılarını incelemek synonymize v.
(sözlüğe) eş anlamlı sözcükleri eklemek synonymize v.
(taksonomi kelimesinin) eş anlamlı olduğunu öne sürmek synonymize v.
eş anlamlılar arasına dahil etmek synonymize v.
eş anlamlı sözcükler kullanmak synonymize v.
eş anlamlı sözcüklerle ifade etmek synonymize v.
eş zamanlı synchronous adj.
eş süreli coextensive adj.
ayrılmış (eş) estranged adj.
eş güdümsel endocentric adj.
eş zamanlı şey contemporary adj.
boşanmış (eş) estranged adj.
ebeveynine benzeyen eş seçme ile ilgili anaclitic adj.
eş zamanlı olan concurrent adj.
eş merkezli homocentric adj.
eş açılı pentangular adj.
eş zamanlı simultaneous adj.
eş zamanlı concurrent adj.
eş niteliği taşımayan nonspouse adj.
eş olmayan nonspouse adj.
aldatılmış (eş) cuckolded adj.
nadiren eş değer olan seldom equaled adj.
eş zamanlı meydana gelen equitemporaneous adj.
eş zamanlı olan equitemporaneous adj.
eş yüzlü coplanar adj.
eş düzlemli coplanar adj.
eş-güdümlü coordinated adj.
eş fazlı inphase adj.
eş durumu spouse-related adj.
aldatan eş two-timing adj.
aldatan eş adulterous adj.
aldatan eş cheating adj.
eşini aldatan eş adulterous adj.
eş olmayan unequal adj.
eşini aldatan eş two-timing adj.
eşini aldatan eş cheating adj.
eş sesli heteronym adj.
eş zamanlı real time adj.
eş anlamlı olmayan non-synonymous adj.
üç eş parça halinde olan tergeminous adj.
eş zamanlı together adj.
eş sayılı equinumerant [obsolete] adj.
eş güçlü equipotent adj.
eş etkili equipotent adj.
eş parçaları olan equivalent adj.
kadın eş gibi olmayan unwifely adj.
kadın eş gibi olmayan unwifelike adj.
(bir şeyle) eş parçalara sahip olan homoeomerous adj.
karşılıklı eş açılı mutually equiangular adj.
karşılıklı eş açılı mutually equilateral adj.
eş değer numerically identical adj.
eş değer quantitatively identical adj.
sekiz eş parça içeren octuplicate adj.
sekiz eş parçadan oluşan octuplicate adj.
eş zamanlı conjugate adj.
başka birine eş olarak verilmiş combinate [obsolete] adj.
eş anlamlı consignificant adj.
eş anlamlı consignificative adj.
eş taneli isometric adj.
eş taneli isometrical adj.
eş süreli co-extensive adj.
eş zamanlı coinstantaneous adj.
eş zamanlı gerçekleşen corollary adj.
eş merkezli concentric adj.
kırk sekiz eş parçaya denk gelen forty-eighth adj.
kırk sekiz eş parçadan biri olan forty-eighth adj.
kırk beş eş parçaya denk gelen forty-fifth adj.
kırk beş eş parçadan biri olan forty-fifth adj.
kırk bir eş parçaya denk gelen forty-first adj.
kırk bir eş parçadan biri olan forty-first adj.
kırk dört eş parçaya denk gelen forty-fourth adj.
kırk dört eş parçadan biri olan forty-fourth adj.
kırk dokuz eş parçaya denk gelen forty-ninth adj.
kırk dokuz eş parçadan biri olan forty-ninth adj.
kırk iki eş parçaya denk gelen forty-second adj.
kırk iki eş parçadan biri olan forty-second adj.
kırk yedi eş parçaya denk gelen forty-seventh adj.
kırk yedi eş parçadan biri olan forty-seventh adj.
kırk altı eş parçaya denk gelen forty-sixth adj.
kırk altı eş parçadan biri olan forty-sixth adj.
kırk üç eş parçaya denk gelen forty-third adj.
kırk üç eş parçadan biri olan forty-third adj.
altmış beş eş parçaya denk gelen sixty-fifth adj.
altmış beş eş parçadan biri olan sixty-fifth adj.
altmış dört eş parçaya denk gelen sixty-fourth adj.
altmış dört eş parçadan biri olan sixty-fourth adj.
eş ölçekli symmetral [obsolete] adj.
eş zamanlı synchronal adj.
eş zamanlı synchronistic adj.
eş zamanlı yörüngede dolaşan uydu ile ilgili synchronous adj.
(uydu) eş zamanlı yörüngede dolaşan synchronous adj.
eş anlamlı synonymal [obsolete] adj.
eş anlamlılar ile ilgili synonymic adj.
eş anlamlılardan oluşan synonymic adj.
eş anlamlılara özgü synonymic adj.
eş anlamlılar ile öne çıkan synonymic adj.
eş anlamlılar ile ilgili synonymical adj.
eş anlamlılardan oluşan synonymical adj.
eş anlamlılara özgü synonymical adj.
eş anlamlılar ile öne çıkan synonymical adj.
eş ısıda olan synthermal adj.
eş zamanlı concurrently adv.
eş zamanlı simultaneously adv.
eş zamanlı olarak synchronously adv.
eş taraflı bir biçimde ipsilaterally adv.
eş merkezli olarak concentrically adv.
eş ölçüde equally adv.
eş anlamlı bir şekilde synonymally adv.
eş anlamlı olarak synonymally adv.
eş anlamlı olarak synonymously adv.
eş anlamlılık belirten bir bağlaç or conj.
eş kalıtsal anlamını veren bir ön ek diplo- pref.
beş eş değerlikli anlamına gelen ön ek pen- pref.
(özellikle farklı iki element ile kombinlenen) eş değer element anlamına gelen ön ek sesqui- pref.
(özellikle farklı iki radikal ile kombinlenen) eş değer radikal anlamına gelen ön ek sesqui- pref.
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek sym- pref.
eş yanlı anlamına gelen bir ön ek sym- pref.
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek syn- pref.
eş yanlı anlamına gelen bir ön ek syn- pref.
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) eş olmak partner up (with someone or something) v.
eş yapmak partner up (with someone or something) v.
eş yapmak partner up v.
eş olmak partner up v.
bir şey ile eş anlamlı olmak amount to something v.
bir şeyle eş değer olmak amount to something v.
bir şey ile eş anlamlı olmak amount to something v.
bir şeyle eş değer olmak amount to something v.
farklı şeyleri eş tutmak lump together v.
bir şeyi bir şeyle eş zamanlı olarak ayarlamak coordinate something with something v.
birini biriyle eş yapmak couple someone with someone v.
(biriyle) eş olmak couple up (with someone) v.
(biriyle) eş olmak double up with (someone) v.
(biriyle) ikili eş olmak double up with (someone) v.
(biriyle) eş yapmak double up with (someone) v.
(biriyle) ikili eş yapmak double up with (someone) v.
eş aramak run after v.
eş peşinde koşmak run after v.
(biriyle) eş olmak pair off with (someone) v.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı olarak okumak read along (with someone or something) v.
(bilgisayarda) bir değeri eş değer bir değişkenle değiştirmek swap in (for something) v.
Phrases
müstakbel (eş, anne) adayı (something)-to-be expr.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı in phase (with someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı/koordineli biçimde in sync (with someone or something) expr.
Proverb
neşeli bir eş hayatın mutluluğudur a cheerful wife is the joy of life
eş değer şeyleri takas etmek dürüstçe/adilce bir alışveriştir a fair exchange is no robbery
Colloquial
(oyun veya sporda) eş good buddy n.
eş dost kith and kin n.
ilk eş (özellikle zengin olmadan önce birlikte fedakarlıklara katlanan ve koca zengin olup gözü dışarıda olmaya başlayınca baştan savılan eş) starter wife n.
önceki eş/sevgili ex n.
eski sevgili/eş ex n.
'-in eş değeri answer to n.
ideal eş catch n.
müstakbel eş catch n.
(kadın eş anlamında) patron boss n.
eş (kadın) old woman n.
yaşlı kadın eş old woman n.
süper eş superwife n.
çok meziyetli eş superwife n.
eş adayı catch n.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı değil out of phase (with someone or something) [uk] adj.
çok uygun bir eş quite a catch expr.
müstakbel (eş, anne) -to-be expr.
Idioms
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik an open marriage n.
'-e eş match for n.
eş/anne tarafından gereğinden fazla kontrol edilmek be tied to a wife's apron strings v.
eş (kadın) aramak go gathering orange blossoms v.
eş değerde olmamak be not in the same class v.
eş değerde olmamak not be in the same league v.
eş değerde olmamak not be in the same class v.
eş değerde olmamak not be in the same street v.
çıtır eş bulmak rob the cradle v.
eş olmak correspond with v.
eş olmak correspond to v.
(ayrılmış eş) dönmesine izin vermek have back v.
eş cinsel olmak bat for the other side v.
eş cinsel olmak bat for the other team v.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket etmemek be out of sync (with someone or something) v.
(bir şey) olarak iki işi/görevi eş zamanlı olarak yürütmek do double duty as (something) v.
(eş adayını) talibinin elinden almak beat the time of v.
sana göre eş mi yok there are plenty more fish in the sea expr.
sana göre eş mi yok there are plenty of other fish in the sea expr.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket eden in lockstep (with someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket etmeyen out of sync (with someone or something) expr.
(birine) göre iş, eş mi yok there are other (good) fish in the sea expr.
(birine) göre iş, eş mi yok there are plenty/lots more fish in the sea expr.
Formal
(ölene ağıt yakarken) çok sayıda insanın eş zamanlı bağırmasıyla oluşan yüksek sesli feryat conclamation n.
Speaking
onun içi doğru bir biri/eş değil she's not right for him expr.
sana göre eş mi yok there are plenty of fish in the sea expr.
Trade/Economic
eş yatırım co-investment n.
eş-dost kapitalizmi crony capitalism n.
eş ve çocuk yardımı spouse and child support/allowance n.
eş emekli maaşı wife pension n.
eş ürün eğrisi isoquant curve n.
eş değerli vergi charges having an effect equivalent to customs duties n.
eş etkili vergi charges having equivalent effect n.
eş icra kurulu başkanı co-ceo n.
eş ceo co-ceo n.
eş ceo co-chief executive officer n.
eş icra kurulu başkanı co-chief executive officer n.
eş-raportörler co-rapporteurs n.
eş kurucu co-founder n.
eş finansman cofinancing n.
eş maliyet eğrisi isocost curve n.
eş yönetici comanager n.
eş finansman co-finance n.
eş değerlik equivalence value n.
eş maliyet doğrusu isocost line n.
eş etkili vergiler taxes with equivalent effect n.
eş değerli vergi veya resimlerin kaldırılması elimination of a charge having effect equivalent to customs duty n.
eş değer yıllık nakit akımı equivalent annual cash flow n.
eş etkili vergiler charges having an effect equivalent to customs duties n.
eş ağırlık counter balance n.
eş-bütünleşim co-integration n.
eş etkili vergiler equivalent effect taxes n.
eş ve çocuk zammı spouse and child allowance n.
eş marjinal ilkesi equal marginal principle n.
eş kar eğrisi iso-profit curve n.
eş projeler twinning projects n.
ölenin eş ve çocuklarına ödenen para death benefits n.
paralel/eş zamanlı toplantı simultaneous meeting n.
paralel/eş zamanlı toplantı parallel meeting n.
yönetim kurulu eş başkanı cochairman n.
yönetim kurulu eş başkanı co-chairman n.
borsa veya mal piyasasında farklı alım opsiyonlarının eş zamanlı alım satımı butterfly n.
belirli bir zamanda kullanılabilen birbirine eş finansal ürün sayısı issue n.
eş etkili equivalent-effect adj.
Law
eş katili uxoricide n.
eş ziyareti conjugal visit n.
eş için ödenen nafaka spousal support (us) n.
eş zamanlı iletim simultaneous transmission n.
sağ kalan eş surviving spouse n.
evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan eş davranışı unreasonable behaviour n.
eş katli uxoricidal n.
eş katili uxoricidal n.
doğuran eş venter n.
mahkumun eşi ile ilişkiye girebilmesini sağlayan eş görüşmesi conjugal visitation n.
mahkumun eşi ile ilişkiye girebilmesini sağlayan eş görüşmesi conjugal visitation right n.
kadın eş feme n.
eş vasiyet hükümlerini uygulayan kadın icra memuru coexecutrix n.
nikahsız kadın eş de facto n.
nikahsız kadın eş de facto n.
(iskoç medeni hukukunda) dahil olunan dava hakkında bilgi edinmiş eş yetkili ilk yargıcın dava üzerinde yetki üstünlüğü prevention [scotland] n.
eş himayesinden olmayan (kadın) discovert adj.
Politics
eş-prenslik coregency n.
eş-krallık coregency n.
eş-naiplik süresi coregency n.
eş-başkanlık co-presidency n.
eş başkan co-president n.
eş başkan co-chair n.
eş resmi dil coofficial language n.
eş-finansman co-financing n.