nail - Turco Inglés Diccionario
Historia

nail

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "nail" en diccionario turco inglés : 54 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
nail n. çivi
nail n. tırnak
nail v. çivilemek
nail v. çakmak
General
nail n. toynak
nail n. pençe (hayvanlarda)
nail n. mıh
nail n. pençe
nail n. çiviye benzer nesne
nail v. yakalamak
nail v. sıkı sıkı bağlamak
nail v. enselemek
nail v. kakmak
nail v. meydana çıkarmak
nail v. çivi çakmak
nail v. kavramak
nail v. mıhlamak
nail v. tutturmak
nail v. çivilemek
nail v. (gerçeği) (yüzüne) vurmak
nail v. tam isabet ettirmek
nail v. tam yerini saptamak
nail v. pas atmak
nail v. tespit etmek
nail v. sabitleştirmek
nail v. gözünü dikmek
Technical
nail n. çivi
nail n. mıh
nail v. çivilemek
Textile
nail n. kumaş uzunluk ölçüsü (5.7 cm veya 2.25 inç)
Medical
nail n. kırık kemiğin parçalarını sabitlemede kullanılan metal çubuk
nail v. (kırık kemiği) çiviyle sabitlemek
Zoology
nail n. hayvan tırnağı
nail n. ördek vb. kuşların gaga ucundaki sert tabaka
nail n. bazı omurgalıların kuyruk ucundaki boynuzsu yapı
Hunting
nail v. (av köpeği, sürüyü) keskin ve doğru bir şekilde işaret etmek
Baseball
nail v. (koşucuyu) ekarte etmek
Archaic
nail v. çiviyle delmek
nail v. sivri uçlu bir çubukla (top namlusunu) geçici olarak devre dışı bırakmak
Slang
nail n. deri altına uyuşturucu enjekte etmek için kullanılan şırınga
nail v. üstesinden gelmek
nail v. halletmek
nail v. (hayvan) çiftleşmek
nail v. isabet ettirmek
nail v. araklamak
nail v. aşırmak
nail v. hırsızlamak
nail v. (gözünü) dikmek
nail v. bir yalanı meydana çıkarmak
nail v. çalmak
nail v. tutmak
nail v. yalanını yakalamak
British Slang
nail v. birine çakmak
nail v. birini götürmek

Significados de "nail" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
nail enjoying adj.
Speaking
nail who attains expr.

Significados de "nail" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
nail down v. çivilemek
General
nail varnish n. oje
nail puller n. çivi sökeceği
nail varnish n. tırnak cilası
nail polish n. tırnak cilası
nail polish n. tırnak boyası
cut nail n. döşemeci çivisi
nail file n. tırnak törpüsü
nail hole n. tırnak hücresi
nail clippers n. tırnak makası
nail pop n. pişmiş alçı taşı
glass nail file n. cam tırnak törpüsü
nail varnish n. tırnak boyası
nail enamel n. tırnak minesi
nail polish remover n. oje çıkarıcı
nail scissors n. tırnak makası
nail polish n. oje
finger nail n. tırnak
nail head n. çivi başı
nail brush n. tırnak fırçası
roofing nail n. dam çivisi
polished nail n. ojeli tırnak
nail puller n. kerpeten
nail punch n. çivi çakmakta kullanılan bir alet
nail set n. çivi çakmakta kullanılan bir alet
dog nail n. kilit çivisi
fence nail n. çit çivisi
nail-brush n. tırnak fırçası
lost-head nail n. çok küçük başlı çivi
nail claw n. çivisöker
nail clipper n. tırnak makası
hand and nail cream n. el ve tırnak kremi
nail buffer set n. tırnak törpü seti
nail buffer set n. tırnak parlatıcı törpü seti
cracked nail polish n. çatlak oje
cracking nail polish n. çatlak oje
nail shop n. pedikür/manikür salonu
nail place n. manikürcü
nail salon n. manikürcü
nail salon n. manikür pedikürcü
nail bar n. manikür pedikürcü
nail place n. manikür pedikürcü
nail bar n. manikürcü
nail cutter n. tırnak makası
nail trimmer n. tırnak makası
nail enhancements n. protez tırnak
nail extensions n. takma tırnak
nail enhancements n. takma tırnak
nail extensions n. protez tırnak
nail bed n. tırnak yatağı
nail hygiene n. tırnak hijyeni
nail care n. tırnak bakımı
rusty nail n. paslı çivi
reedy nail n. uzunlamasına çizgileri olan tırnak
nail biter n. sinirsel bir alışkanlık olarak tırnak yiyen kimse
nail biter n. yoğun endişe veya heyecan yaratan sıkıntılı durum
nail biter n. gergin durum
nail technician n. mesleği tırnak bakımı ve süslemesi olan kimse
nail-biter n. yoğun endişe veya heyecan yaratan sıkıntılı durum
nail-biter n. gergin durum
coffin nail n. tabut çivisi
eightpenny nail n. 6,4 cm uzunluğundaki çivi
horsehoe nail n. nal çivisi
horseshoe nail ring n. at nalı halkası
horseshoe nail ring n. at nalı çivi halkası
bullen-nail n. küt tırnak
nail polish remover n. aseton
nail art n. tırnak sanatı
nail groomer n. tırnak eti düzeltici
nail groomer n. tırnak kütikül düzeltici
nail stake n. çivi kazık (çadır kazığı)
nail down v. garantiye almak
apply nail polish v. oje sürmek
drive a nail v. çivi çakmak
drive the nail v. çivi çakmak
nail something down v. çivilemek
work tooth and nail v. dişini tırnağına takmak
nail something to v. bir şeyi bir yere çivilemek
remove nail polish v. oje silmek
nail down v. tutturmak
pay on the nail v. peşin ödemek
paint one's nail v. oje sürmek
nail somebody down v. mıhlamak
nail down v. mıhlamak
grow nail v. tırnak uzatmak
nail a coonskin to the wall v. zafer elde etmek
make a hole in something with a nail v. çivi ile delmek
uproot the nail(s) v. çivi sökmek
pierce a hole in something with a nail v. çivi ile delmek
take out the nail(s) v. çivi sökmek
pull up the nail(s) v. çivi sökmek
bore a hole in something with a nail v. çivi ile delmek
pull out the nail(s) v. çivi sökmek
apply nail varnish v. oje sürmek
cut nail v. tırnak kesmek
varnish nail v. tırnak ojelemek
polish nail v. tırnak ojelemek
polish nail v. tırnağını ojelemek
paint nail v. tırnak ojelemek
paint nail v. tırnağını ojelemek
clip nail v. tırnak kesmek
cut one's nail v. tırnağını kesmek
varnish nail v. tırnağını ojelemek
put on nail varnish v. oje sürmek
clip one's nail v. tırnağını kesmek
nail one's colors to the mast v. aklına koymak
nail up v. -i çivileyerek kapatmak
nail down v. -i çivilerle sabitleştirmek
nail to v. -e çivilemek
nail to v. -e mıhlamak
dig in one's nail into v. tırnağını batırmak
break one's nail v. tırnağını kırmak
hit the nail right on the head v. kafasına çivi çakmak
bang a nail v. çivi çakmak
nail an assertion v. (sahte malı, parayı) bulup teşhir etmek
nail biting adj. hoşa gitmeyen
nail biting adj. heyecanlı
nail-biting adj. meraklandıran
nail-biting adj. merak uyandıran
nail-biting adj. tırnak yedirten
nail-biting adj. yürek kaldırıcı
nail-biting adj. tırnakları kemirtircesine heyecan veren
as hard as a nail adj. çok sert
nail-headed adj. şekli çivi başına benzeyen
tooth and nail adv. diş tırnak gibi
on the nail adv. oracıkta
on the nail adv. söz konusu
on the nail adv. derhal
on the nail adv. hemen
on the nail adv. peşin olarak
on the nail adv. peşin
on the nail adv. müzakerede
on the nail adv. gözden geçirilmekte
Phrasals
nail down v. açığa kavuşturmak
nail down v. kazanmak
nail down v. teminat altına almak
nail down v. sağlama bağlamak
nail down v. güvence altına almak
nail down v. sağlamlaştırmak
nail someone down on something v. birini konuşmaya/belli ayrıntıları ifade etmeye zorlamak
nail something into something v. bir şeyi bir yere çivilemek
nail something back v. bir şeyi yerine/yeniden çivilemek
nail someone down on something v. birinden bir konunda kesin bir cevap vermesini talep etmek
nail something up v. çivilemek
nail down v. çivi ile tutturmak
nail something down v. iğne/çivi ile sabitlemek/tutturmak
nail something onto something v. (bir şeyi başka bir şeyin üzerine vb) çivilemek
nail something down v. (tarihi vb) belirlemek
nail something on v. (bir şeyi başka bir şeyin üzerine vb) çivilemek
nail something to something v. (bir şeyi başka bir şeyin üzerine vb) çivilemek
nail in v. -e çiviyle takmak
nail in v. -e çiviyle monte etmek
nail in v. -e çivilemek
nail in v. çivi çakmak
nail down v. çiviyle sabitlemek
nail down v. çiviyle çakmak
nail down v. saptamak
nail down v. kararlaştırmak
nail down v. keşfetmek
nail down v. sonuca ulaşmak
nail down v. kazanmak
nail down v. başarıyla çıkmak
nail down v. başarıyla altından kalkmak
nail down v. söke söke almak
nail down v. hak ederek kazanmak
nail (something) onto (something else) v. (bir şeyi başka bir şeyin) üstüne çivilemek
nail (something) onto (something else) v. (bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak
nail (something) to (something else) v. (bir şeyi başka bir şeye) çivilemek
nail (something) to (something else) v. (bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak
nail back v. yerine/yeniden çivilemek
nail ears back v. azarlamak
nail ears back v. eleştirmek
nail ears back v. canına okumak
nail ears back v. kulağını çekmek
nail ears back v. paylamak
nail ears back v. ağzının payını vermek
nail into v. -e çivilemek
nail on v. -e çivilemek
nail on v. üstüne çiviyle asmak/takmak/sabitlemek
nail onto v. -e çivilemek
nail onto v. üstüne çiviyle asmak/takmak/sabitlemek
Proverb
to a man with a hammer, everything looks like a nail elinde çekiç olan herşeyi çivi görür
if you have a hammer, everything looks like a nail çekiç elindeyse her şey çivi olur
for want of a nail the shoe was lost bir mıh bir nal kurtarır (bir nal bir at kurtarır)
for want of a nail the shoe was lost bir çivi bir nal kurtarır
for want of a nail the shoe was lost bir mıh bir nal kurtarır
if all you have is a hammer, everything looks like a nail çekiç elindeyse her şey çivi olur
if all you have is a hammer, everything looks like a nail elinde sadece çekiç varsa her şey çivi olur
the nail that sticks out gets hammered down çıkıntılık yapanın başını ezerler
the nail that sticks out gets hammered down farklı davrananı eleştirirler/riayet etmeye zorlarlar
the nail that sticks out gets hammered down farklı olana tahammül edemezler
Colloquial
nail-em-and-jail-em n. polis
nail-em-and-jail-em n. polis memuru
nail it v. bir işin altından başarıyla kalkmak
nail it v. hak ederek başarmak
nail it v. söke söke almak
nail it v. mükemmel bir şekilde yapmak
nail it v. tam yapmak
nail it v. doğru bir şekilde yapmak
on the nail expr. bir an önce
on the nail expr. derhal
on the nail expr. hemen
right on the nail expr. nokta atışı
right on the nail expr. tam on ikiden
right on the nail expr. tam olarak doğru
right on the nail expr. harfiyen doğru
right on the nail expr. tam isabet
right on the nail expr. tam üstüne basarak
right on the nail expr. kesin/tam doğrulukla
right on the nail expr. kesinlikle
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. takip et, yakala ve hapse at
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. takip et suçüstü yap ve hapse at
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. hata yapmasını bekle ve içeri tık
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. sıkı takibe al, suçüstü yap, hapse at
Idioms
nail in one's coffin n. ömür kısaltan şey
nail in one's coffin n. kişiyi ölüme yaklaştıran şey
a nail-biter n. tırnak yiyen kişi
a nail-biter n. tırnakları kemirten durum
a nail-biter n. gergin durum
another nail in the coffin of our friendship n. arkadaşlığımıza vurulan son darbe
the final nail in the coffin of our friendship n. arkadaşlığımıza vurulan son darbe
another nail in the coffin n. son bir darbe daha
the final nail in the coffin n. son bir darbe daha
another nail in someone's coffin n. tabutuna bir çivi daha (çakmak)
a nail in someone's coffin n. bir darbe daha
a nail in the coffin n. bir darbe daha
nail polish on a hangnail n. dışını parlatma
nail polish on a hangnail n. makyajlama
nail polish on a hangnail n. yüzeysel değişiklik
nail polish on a hangnail n. üstünkörü düzeltme
nail polish on a hangnail n. cilalama
nail polish on a hangnail n. sağını solunu yenileme
nail polish on a hangnail n. kusurları örtmeye/sorunları çözmeye yetmeyen yüzeysel değişiklikler
a nail in somebody's/something's coffin n. düşene vurulan darbe
a nail in somebody's/something's coffin n. birinin/bir şeyin sonunu getiren şey
a nail in somebody's/something's coffin n. birinin/bir şeyin tabutuna çivi çakma
a nail in somebody's/something's coffin n. birinin/bir şeyin başarısızlığını/yıkımını perçinleyen şey
a nail in somebody's/something's coffin n. birinin/bir şeyin başarısızlığına/yıkımına katkıda bulunan şey
a nail in somebody's/something's coffin n. birine/bir şeye zarar veren bir şey
(another) nail in (someone's or something's) coffin n. düşene bir darbe daha vurma
(another) nail in (someone's or something's) coffin n. (birinin/bir) şeyin sonunu getiren şey
(another) nail in (someone's or something's) coffin n. (birinin/bir şeyin) tabutuna bir çivi daha çakma
(another) nail in (someone's or something's) coffin n. (birinin/bir şeyin) başarısızlığını/yıkımını perçinleyen şey
(another) nail in (someone's or something's) coffin n. (birini/bir şeyi) sona/yıkıma bir adım daha yaklaştıran şey
a nail in the coffin n. düşene vurulan darbe
a nail in the coffin n. sonu getiren hareket
a nail in the coffin n. tabutuna çakılan çivi
a nail in the coffin n. başarısızlığı/yıkımı perçinleyen bir hareket
a nail in the coffin n. başarısızlığa/yıkıma katkıda bulunan bir davranış
a nail in the coffin n. zarar veren bir hareket
another nail in (one's) coffin n. (birinin) tabutuna bir çivi daha
another nail in (one's) coffin n. (birine) bir darbe daha
another nail in (one's) coffin n. düşene bir tekme/darbe daha
cash on the nail n. peşin ödeme
cash on the nail n. nakit ödeme
cash on the nail n. anında ödeme
the last nail in the coffin n. vurulan son darbe
the last nail in the coffin n. sonu getiren şey
the last nail in the coffin n. son bir darbe daha
the last nail in the coffin n. tabuta çakılan son çivi
final nail in the coffin n. son darbe
nail in coffin n. ömür kısaltan şey
nail in coffin n. bir darbe daha
nail in coffin n. sonu getiren hareket
nail in coffin n. başarısızlığa/yıkıma katkıda bulunan bir davranış
nail in coffin n. tabutuna çakılan çivi
nail in coffin n. başarısızlığı/yıkımı perçinleyen bir hareket
nail in coffin n. düşene bir tekme/darbe daha
nail in the coffin of (something) n. (bir şeyin) ömür kısaltan şey
nail in the coffin of (something) n. (bir şeye) bir darbe daha
nail in the coffin of (something) n. (bir şeyin) sonu getiren hareket
nail in the coffin of (something) n. (bir şeyin) başarısızlığına/yıkımına katkıda bulunan bir davranış
nail in the coffin of (something) n. (bir şeyin) tabutuna çakılan çivi
nail in the coffin of (something) n. (bir şeyin) başarısızlığını/yıkımını perçinleyen bir hareket
nail in the coffin of (something) n. düşene bir tekme/darbe daha
can't nail (something) down v. sabitleyememek
can't nail (something) down v. tam olarak belirleyememek
can't nail (something) down v. tam olarak bitirememek
can't nail (something) down v. son haline getirememek
can't nail (something) down v. kesinleştirememek
nail somebody to the wall v. ağır şekilde cezalandırmak
nail something down v. belli bir şeyi kesin olarak açığa kavuşturmak
nail someone's hide to the wall v. birisini azarlayarak yerin dibine sokmak
go at one another tooth and nail v. birbirleriyle kavga etmek
go at one another tooth and nail v. birbirlerine girmek
nail one's colours to the mast v. bir konu hakkında ulu-orta yorum yapmak
fight tooth and nail v. bir şeyi elde etmek için dişini tırnağına takmak
nail one's colors to the mast v. bir konu hakkında ulu-orta yorum yapmak
fight tooth and nail v. birbirine girmek (kavga)
nail someone to a cross v. birisini azarlamak
nail someone's hide to the wall v. birisini azarlamak
nail one's colours to the mast v. bir konu hakkında uluorta yorum yapmak
nail someone to a cross v. birisini ağır biçimde cezalandırmak
nail someone's hide to the wall v. birisini ağır biçimde cezalandırmak
nail someone's ears back v. birisini azarlamak/eleştirmek
nail someone to a cross v. birisini azarlayarak yerin dibine sokmak
fight tooth and nail v. dişini tırnağına takmak
nail one's colours to the mast v. dişini tırnağına takarak uğraşı vermek
nail somebody to the wall v. canını yakmak
nail somebody to the wall v. duvara mıhlamak
fight tooth and nail v. dişiyle tırnağıyla çabalamak
nail somebody to the wall v. duvara çivilemek
fight tooth and nail v. canını dişine takarak mücadele etmek
nail one's colours to the mast v. herkesin içinde fikrini söylemek
nail one's colors to the mast v. herkesin içinde fikrini söylemek
nail one's colours to the mast v. geri dönmemek
hit the nail on the head v. hedefi on ikiden vurmak
fight tooth and nail v. kıran kırana mücadele etmek
go at one another tooth and nail v. kedi köpek gibi kavga etmek
nail one's colours to the mast v. ölünceye kadar çarpışmak
pay on the nail v. peşin ödemek
fight tooth and nail v. saç saça baş başa dövüşmek
fight someone tooth and nail v. saç saça başa kavga etmek
go at it tooth and nail v. saç saça başa kavga etmek
fight someone or something tooth and nail v. saç saça başa birbirine girmek
pay on the nail v. peşin çalışmak
go at it tooth and nail v. son derece çetin bir mücadele vermek
nail something v. söke söke almak
go at it tooth and nail v. saç saça başa birbirine girmek
fight tooth and nail v. şiddetle kavga etmek
fight someone tooth and nail v. şiddetle kavga etmek
fight someone or something tooth and nail v. son derece çetin bir mücadele vermek
go at it tooth and nail v. şiddetle kavga etmek
hit the nail right on the head v. tam üstüne basmak
hit the nail on the head v. tam isabet kaydetmek
hit the nail on the head v. tam üstüne basmak
hit the nail on the head v. tam bilmek
nail one's colours to the mast v. teslim olmamak
hit the nail right on the head v. tam isabet etmek
hit the nail right on the head v. taşı gediğine koymak
hit the nail on the head v. taşı gediğine koymak
hit the nail on the head v. üstüne basmak
nail a lie to the counter v. yalanını meydana çıkarmak
go at each other tooth and nail v. birbirine girmek
go at each other tooth and nail v. kavgaya tutuşmak
go at each other tooth and nail v. kedi köpek gibi kavga etmek/birbirini yemek
go at each other tooth and nail v. saç başa birbirine girmek
go at each other tooth and nail v. birbirine karşı kaba kuvvet kullanmak
drive a nail in (someone's or something's) coffin v. (birine/bir şeye) darbe vurmak
drive a nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonunu/çöküşünü hazırlamak
drive a nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) başarısızlığa sürüklemek
drive a nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak (birinin/bir şeyin) tabutuna çivi çakmak
drive another nail in (someone's or something's) coffin v. (birine/bir şeye) bir darbe daha vurmak
drive another nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonunu/çöküşünü hazırlamak
drive another nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) başarısızlığa sürüklemek
drive another nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak
drive another nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) tabutuna bir çivi daha çakmak
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birine/bir şeye) son darbeyi vurmak
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonuna/çöküşe götüren son darbeyi vurmak
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) son bir darbe daha vurarak başarısızlığa sürüklemek
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonunu getirmek
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) tabutuna son çiviyi çakmak
put a nail in (someone's or something's) coffin v. (birine/bir şeye) darbe vurmak
put a nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonunu/çöküşünü hazırlamak
put a nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) başarısızlığa sürüklemek
put a nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak (birinin/bir şeyin) tabutuna çivi çakmak
put another nail in (someone's or something's) coffin v. (birine/bir şeye) bir darbe daha vurmak
put another nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonunu/çöküşünü hazırlamak
put another nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) başarısızlığa sürüklemek
put another nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) sona bir adım daha yaklaştırmak
put another nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) tabutuna bir çivi daha çakmak
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birine/bir şeye) son darbeyi vurmak
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonuna/çöküşe götüren son darbeyi vurmak
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) son bir darbe daha vurarak başarısızlığa sürüklemek
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonunu getirmek
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) tabutuna son çiviyi çakmak
nail the lie to the counter v. yalanı meydana çıkarmak
nail the lie to the counter v. yanlış olduğunu göstermek/kanıtlamak
fight tooth and nail (for somebody/something/to do something) v. (biri/bir şey/bir şey yapmak için) dişiyle tırnağıyla çabalamak
fight tooth and nail (for somebody/something/to do something) v. (biri/bir şey/bir şey yapmak için) canını dişine takarak mücadele etmek
fight tooth and nail (for somebody/something/to do something) v. (biri/bir şey/bir şey yapmak için) canını dişine takmak
fight tooth and nail (for somebody/something/to do something) v. (biri/bir şey/bir şey yapmak için) kıran kırana mücadele etmek
nail (one) to a cross v. (birini) ağır biçimde cezalandırmak
nail (one) to a cross v. (birini) azarlayarak yerin dibine sokmak
nail (one) to a cross v. (birini) azarlamak
nail (one) to a cross v. (birini) fena fırçalamak
nail (one) to a cross v. (birinin) hesabını görmek
nail (one) to the wall v. (birini) ağır biçimde cezalandırmak
nail (one) to the wall v. (birini) azarlayarak yerin dibine sokmak
nail (one) to the wall v. (birini) azarlamak
nail (one) to the wall v. (birini) fena fırçalamak
nail (one) to the wall v. (birinin) hesabını görmek
nail (one's) colors to the mast v. teslim olmamak
nail (one's) colors to the mast v. pes etmemek
nail (one's) colors to the mast v. vazgeçmemek
nail (one's) colors to the mast v. boyun eğmemek
nail (one's) colors to the mast v. aklına koymak
nail (one's) colors to the mast v. savaş borusu öttürmek
nail (one's) ears back v. (birini) ağır biçimde eleştirmek/azarlamak
nail (one's) ears back v. (birinin) canına okumak
nail (one's) ears back v. (birinin) kulağını çekmek
nail (one's) ears back v. (birini) paylamak
nail (one's) ears back v. (birinin) ağzının payını vermek
nail (one's) hide to the wall v. (birini) ağır biçimde cezalandırmak
nail (one's) hide to the wall v. (birini) azarlayarak yerin dibine sokmak
nail (one's) hide to the wall v. (birini) azarlamak
nail (one's) hide to the wall v. (birini) fena fırçalamak
nail (one's) hide to the wall v. (birinin) hesabını görmek
nail a lie [uk] v. yalanını meydana çıkarmak
nail a lie [uk] v. bir şeyin yalan olduğunu göstermek
nail the lie v. yalanını meydana çıkarmak
nail the lie v. bir şeyin yalan olduğunu göstermek
nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) tabutuna bir çivi daha çakma
nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir) şeyin sonunu getiren şey
nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) sona/yıkıma bir adım daha yaklaştıran şey
nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) başarısızlığını/yıkımını perçinleyen şey
nail in (someone's or something's) coffin v. düşene bir darbe daha vurma
nail jell-o to a cross v. deveye hendek atlatmak
nail jell-o to a cross v. deveyi iğne deliğinden geçirmek
nail jell-o to a cross v. havanda su dövmek
nail jell-o to a cross v. boşuna uğraşmak
nail jell-o to a cross v. imkansız bir şeyi yapmaya çalışmak
nail jell-o to a tree v. deveye hendek atlatmak
nail jell-o to a tree v. deveyi iğne deliğinden geçirmek
nail jell-o to a tree v. havanda su dövmek
nail jell-o to a tree v. boşuna uğraşmak
nail jell-o to a tree v. imkansız bir şeyi yapmaya çalışmak
nail jell-o to the wall v. havanda su dövmek
nail jell-o to the wall v. boşuna uğraşmak
nail jell-o to the wall v. imkansız bir şeyi yapmaya çalışmak
nail to a cross v. azarlamak
nail to a cross v. ağır biçimde cezalandırmak
nail to a cross v. azarlayarak yerin dibine sokmak
nail your colours to the mast [uk] v. herkesin içinde fikrini söylemek
nail your colours to the mast [uk] v. fikrini/düşüncesini açıkça söylemek
nail your colours to the mast [uk] v. tarafını açıkça belli etmek
nail your colours to the mast [uk] v. kimi/neyi desteklediğini açıkça ortaya koymak
nail your colours to the mast [uk] v. rengini belli etmek
pay (someone) on the nail [uk] v. (birine) peşin ödemek
pay (someone) on the nail [uk] v. (birine) peşin ödeme yapmak
hit the nail right on the head v. doğru noktaya parmak basmak
to the nail adv. son raddeye kadar
to the nail adv. kusursuz biçimde
tooth and nail adv. var gücüyle
another nail in the coffin expr. bir darbe daha
the final nail in the coffin expr. bir darbe daha
another nail in someone's coffin expr. bir darbe daha
one nail drives out another expr. çivi çiviyi söker
as hard as a nail expr. semsert
like trying to nail jell-o to a cross expr. deveye hendek atlatmak kadar zor
nail polish on a hangnail expr. eşeğe altın semer vursalar eşek yine eşektir
nail polish on a hangnail expr. bir şeyin yalnızca dış görünüşünü düzeltmek hiçbir şeyi değiştirmez
like trying to nail jell-o to a tree expr. deveye hendek atlatmak kadar zor
like trying to nail jell-o to a tree expr. deveyi iğne deliğinden geçirmek gibi
like trying to nail jell-o to a tree expr. havanda su dövmek gibi
like trying to nail jell-o to a tree expr. yapılması çok zor
like trying to nail jell-o to a tree expr. imkansız
like trying to nail jell-o to the wall expr. deveye hendek atlatmak kadar zor
like trying to nail jell-o to the wall expr. deveyi iğne deliğinden geçirmek gibi
like trying to nail jell-o to the wall expr. havanda su dövmek gibi
like trying to nail jell-o to the wall expr. yapılması çok zor
like trying to nail jell-o to the wall expr. imkansız
with tooth and nail expr. dişiyle tırnağıyla
with tooth and nail expr. canını dişine takarak
with tooth and nail expr. dişini tırnağına takarak
drawing the nail expr. kendini yemininden azat etme
Trade/Economic
without cash on the nail adj. peşinatsız
Law
nail pulling n. el veya ayak tırnakları sökülerek yapılan işkence
nail removal n. el veya ayak tırnakları sökülerek yapılan işkence
Technical
nail punch n. çivi zımbası
tenpenny nail n. 7.62 santimetre uzunluğunda çivi
twelvepenny nail n. 8.25 santimetre uzunluğundaki bir çivi
twenty-penny nail n. 8.25 santimetre uzunluğundaki bir çivi
common nail n. adi çivi
finishing nail n. başsız çivi
copper nail n. bakır çivi
brad nail n. başsız çivi
headless nail n. başsız çivi
lath nail n. bağdadi çivisi
head nail n. başlı çivi
ice nail n. buz tırnağı
ice nail n. buz çivisi
nail point n. çivi ucu
screw nail n. çakma vida
nail-free formwork system n. çivisiz kalıp yöntemi
nail bit n. çivi matkabı
steel wire nail n. çelik tel çivi
nail gun n. çivi tabancası
double-headed nail n. çift başlı çivi
nail wire n. çivilik tel
nail puller n. çivi sökeceği
nail head n. çivi başı
nail wire n. çivi teli
nail hole n. çivi deliği
nail drawer n. çivisöker
nail set n. çivi zımbası
nail puller n. çivisöker
nail puller n. çivi sökme manivelası
iron nail n. demir çivi
dog nail n. düzbaşlı çivi
dynamically locked intramedulary nail n. dinamik kilitli intramedüller çivi
cost nail n. dökme çivi
cast nail n. dökme çivi
dog nail n. düz başlı çivi
galvanized nail n. galvanizli çivi
finishing nail n. görünmez çivi
blind nail n. gömme başlı çivi
blind nail n. gizli çivi
large headed nail n. geniş başlı çivi
pneumatic nail gun n. havalı çivi tabancası