soft - Turco Inglés Diccionario
Historia

soft

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "soft" en diccionario turco inglés : 167 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
soft adj. cıvık
soft adj. yumuşak
General
soft n. budala
soft n. kafasız
soft n. mankafa
soft n. pest
soft n. yumuşaklık
soft n. yumuşak nesne
soft n. yumuşak parça
soft n. yumuşak bölüm
soft n. yumuşak kısım
soft n. yumuşak malzeme
soft n. yumuşak materyal
soft adj. ham (vücut)
soft adj. sevgi dolu
soft adj. hamlaşmış
soft adj. mülayim
soft adj. saf
soft adj. hamlamış
soft adj. sulu
soft adj. yavaş
soft adj. hafif
soft adj. müşfik
soft adj. sıvı
soft adj. uysal
soft adj. kolayca aldatılan
soft adj. sakin
soft adj. yumuşak
soft adj. ahmak
soft adj. dayanıksız
soft adj. gönül okşayıcı (söz)
soft adj. narin
soft adj. fazla parlak olmayan (ışık)
soft adj. alçak (ses)
soft adj. formunda olmayan
soft adj. formunu korumamış (sporcu)
soft adj. ılık
soft adj. yumuşakça
soft adj. hatları net görünmeyen
soft adj. hafif (rüzgar/yağmur)
soft adj. yumuşak (hava)
soft adj. yumuşak başlı
soft adj. asude
soft adj. ılıman
soft adj. ince
soft adj. belli belirsiz
soft adj. tatlı
soft adj. nazik
soft adj. hoş
soft adj. alkolsüz
soft adj. hassas
soft adj. korumasız
soft adj. zayıf
soft adj. kırılgan
soft adj. uykusunu almış
soft adj. iyice dinlenmiş
soft adj. pamuk gibi olmuş
soft adj. yumuşak tonlu
soft adj. yumuşak renkli
soft adj. keskin geçişli olmayan
soft adj. (gözler) yumuşak bakışlı
soft adj. çaba gerektirmeyen
soft adj. kolay
soft adj. zahmetsiz
soft adj. emek gerektirmeyen
soft adj. (ateş) yavaş yavaş yanan
soft adj. (ateş) yavaş harlanan
soft adj. kavisli
soft adj. yuvarlak ve yumuşak hatlı
soft adj. kolayca kabul edilen
soft adj. kolay benimsenen
soft adj. aklı kıt
soft adj. zihnen
soft adj. akılsız
soft adj. aptal
soft adj. geri zekalı
soft adj. sersem
soft adj. (ıslak zemin) bataklığa benzer
soft adj. (ıslak zemin) balçık gibi
soft adj. (ıslak zemin) dayanıksız
soft adj. şekil verilebilir
soft adj. şekillendirilebilir
soft adj. kalıplanabilir
soft adj. düşük ısıda sırlanan
soft adj. düşük ısıda tamamlanan
soft adj. (kağıt) yumuşak dokulu
soft adj. (kağıt) opak ve esnek dokulu
soft adj. karton kapaklı
soft adj. karton ciltli
soft adj. kararsız
soft adj. muğlak
soft adj. belirsiz
soft adj. bir öyle bir böyle
soft adj. sadakatsiz
soft adv. yavaşça
soft adv. rahat bir şekilde
soft adv. kolayca
soft adv. sorunsuzca
Trade/Economic
soft adj. (tahvil veya satış ürünleri) fiyatı düşüşe meyilli
soft adj. (tahvil veya satış ürünleri) fiyatı düşen
soft adj. (tahvil veya satış ürünleri) ucuzlayan
soft adj. (para) kağıt
soft adj. (para birimi) dönüştürülemez
soft adj. (para birimi) değersiz
soft adj. (para birimi) dengesiz
soft adj. (para birimi) sirkülasyonu bol
soft adj. (para birimi) farklı para birimlerine çevrilemeyen
soft adj. ağır
soft adj. ağırkanlı
soft adj. miskin
Politics
soft adj. (para) siyasi partiye hibe edilen
Technical
soft adj. (cam) düşük ısıda tavlanan
soft adj. (cam) yumuşak tavlı
soft adj. (cam) kolayca çizilen
soft adj. (bir şeyin içine) az nüfuz eden
soft adj. (bir şeyin içine) az işleyen
soft adj. (elektron tüpü) zararlı gaz içeren
soft adj. (tuğla) az fırınlanmış
soft adj. (kumlama) zayıf
soft adj. (kumlama) düşük basınçlı
soft adj. (enerji kaynağı) yenilenebilir
soft adj. yenilenebilir enerji kaynağı kullanan
soft adj. (su) yumuşak içimli
soft adj. (su) mineral tuzlardan muaf
Computer
soft adj. spekülatif verilere dayanan
soft adj. temelsiz verilere dayanan
soft adj. yorumlanabilir verilere dayanan
soft adj. (veri) spekülatif
soft adj. (veri) temelsiz
soft adj. (veri) yoruma açık
soft adj. soyut verilere dayanan
soft adj. soyut veriler kullanan
soft adj. çok işlevli tuşları olan
soft adj. (tuşlar) çok fonksiyonlu
Informatics
soft adj. yazılımsal
Textile
soft adj. yumuşak
Pharmaceutics
soft adj. (uyuşturucu madde) daha az zararlı
soft adj. (uyuşturucu madde) daha hafif
Chemistry
soft adj. (su ve sulu çözeltiler) köpük oluşturan
soft adj. (su ve sulu çözeltiler) köpük yaratan
Forestry
soft adj. yumuşak odundan yapılan
soft adj. yumuşak keresteden yapılan
Linguistics
soft adj. yumuşak
Environment
soft adj. biyo-bozunabilir
soft adj. biyolojik olarak bozunan
soft adj. toprakta çözünebilir
Sport
soft adj. (sayı) kaleciyi teğet geçerek alınan
soft adj. kaleciyi aşarak sayı kaydeden
Baseball
soft adj. güçsüz
soft adj. kuvvetsiz
soft adj. yavaş
Photography
soft adj. (fotografik görüntü) yumuşak renk geçişli
soft adj. (odak) keskin olmayan
soft adj. (odak) yumuşak
soft adj. (lens) keskin odak yapamayan
soft adj. (mercek) yumuşak odak yapan
Archaic
soft adj. (müzik aleti) yumuşak sesli
soft adj. (müzik aleti) dinlendirici sesli
soft interj. sessizlik!
soft interj. şşş!
soft interj. susun!
soft interj. sakin!
soft interj. yavaş!
Slang
soft n. kokain
soft adj. (erkek) efemine
soft adj. (erkek) karı gibi
soft adj. (erkek) nonoş

Significados de "soft" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
soft lens n. yumuşak lens
soft water n. tatlı su
soft magnet n. yumuşak mıknatıs
a kind of soft and unsalted cheese n. teleme
soft coal n. yumuşak maden kömürü
soft chancre n. yumuşak şankr
soft drink n. alkolsüz içki
soft furnishings n. mefruşat
soft drink n. kola
soft key n. yumuşak anahtar
soft water n. az kireçli su
soft shoulders n. düşük banket
soft hail n. sulu kar
soft drink n. gazoz
soft plash n. şıpırtı
soft goods n. dokuma
soft spot n. zayıf nokta
soft white sweetmeat n. peynirşekeri
soft computing n. kolay hesaplama
soft soap n. arapsabunu
soft words n. tatlı dil
soft drink n. soda
soft palate n. alt damak
soft structure n. yumuşak yapı
soft landing n. yumuşak iniş
soft money n. kağıt para
soft currency n. yumuşak para
soft loan n. yumuşak kredi
soft credits n. zayıf krediler
soft goods n. tekstil malları
soft sound n. yumuşak ses
soft science n. sosyal bilim
soft furnishing n. halı gibi yumuşak ev eşyaları
soft-focus lens n. flu mercek
soft-cover n. karton kapaklı (kitap)
soft-soaper n. yaltakçı
soft drug n. hafif uyuşturucu
soft attitude n. yumuşak tavır
soft security issue n. yumuşak güvenlik konusu
soft skill n. teknik olmayan beceri
soft skill n. sosyal beceri
soft ice cream n. yumuşak dondurma
soft pack (cigarette) n. yumuşak paket (sigara)
soft-bound n. ciltsiz kitap
soft towel n. yumuşak havlu
soft curve of one's neck n. boynunun yumuşak kavisi
orange soft drink n. portakal gazozu
orange soft drink n. portakallı gazoz
soft furnishing n. ev tekstil ürünleri
shoe with soft sole n. yumuşak tabanlı ayakkabı
the soft belly n. yumuşak karın
soft spot n. bıngıldak
soft carrying pouch n. yumuşak taşıma çantası/kabı
soft opening n. test açılışı
soft opening n. ön açılış
soft/plush hairband n. lastik toka
soft drink n. alkolsüz içecek
soft data n. soyut veri/bilgi
soft option n. kolay seçenek
soft fur n. yumuşak kürk
soft storey n. yumuşak kat
soft toy n. yumuşak oyuncak
soft line n. esnek politika
soft line n. esnek pozisyon
soft line n. esnek konum
soft pedal n. damper
soft pedal n. etki azaltıcı
soft pedal n. etkisizleştirici
soft polytomy n. yumuşak politomi
soft polytomy n. belirsizlik içeren politomi
soft soap n. ikna kabiliyeti
soft soap n. pohpohlama
soft soap n. dil dökme
soft soap n. yağ çekme
soft soap n. dalkavukluk
soft solder n. yağcılık
soft solder n. yalakalık
soft solder n. dalkavukluk
soft-liner n. esnek politika destekçisi kimse
soft-liner n. uzlaşmacı politika destekçisi kimse
soft-shell n. liberal kimse
soft-shell n. uzlaşmacı kimse
soft-shell n. ılımlı kimse
soft diet n. kaşık diyeti
soft diet n. yumuşak diyet
soft diet n. çiğnemeyi gerektirmeyen besinlerden oluşan diyet
get soft v. yumuşamak
become soft v. yumuşaklaşmak
make soft v. yumuşatmak
become soft v. yumuşamak
soft-pedal v. hafife almak
soft-soap v. ayartmak
soft-pedal v. hafifletmek
soft-pedal v. pedal ile çalmak
soft-pedal v. yumuşatmak
soft-pedal v. küçümsemek
soft-land v. yumuşak iniş yapmak
soft-land v. yumuşak iniş yaptırmak
soft-solder v. yumuşak lehim ile kaynaştırmak
soft-solder v. yumuşak lehim ile birleştirmek
soft-solder v. yumuşak lehim ile onaylamak
very soft adj. pamuk gibi
soft in the head adj. kafasız
soft enough adj. yeterince yumuşak
very soft and puffed out adj. pufla gibi
very soft adj. yumuşacık
soft and round adj. lop
soft and bright adj. kadife gibi
as soft as adj. kadar yumuşak
soft spoken adj. tatlı dilli
too soft adj. çok yumuşak
soft on adj. abayı yakmış
soft-spoken adj. tatlı dilli
soft-boiled adj. alakok (yumurta)
soft-boiled adj. rafadan
soft-spoken adj. dudu dilli
soft-spoken adj. ağızsız
soft-boiled adj. alakok
soft-shelled adj. ılımlı
soft-boiled adj. yumuşak
soft-spoken adj. yumuşak sesli (kimse)
soft-spoken adj. tatlı sesli
soft-indicating adj. yumuşak vurgulu
soft-minded adj. yumuşak başlı
soft-finned adj. yumuşak yüzgeçli
soft-finned adj. yumuşak yüzgeçleri olan
soft-hearted adj. yumuşak kalpli
soft-footed adj. yumuşak ayaklı
soft and submissive adj. yumuşak ve itaatkar
soft [obsolete] adj. kibar
soft [obsolete] adj. aile terbiyesi almış
soft [obsolete] adj. görgülü
soft [obsolete] adj. saygılı
soft [ireland/scotland] adj. ıslak
soft [ireland/scotland] adj. nemli
soft [ireland/scotland] adj. rutubetli
soft-cover adj. karton kapaklı
soft-cover adj. ciltsiz
soft-haired adj. yumuşak tüylü
soft-haired adj. yumuşak saçlı
soft-haired adj. yumuşak kıllı
soft-headed adj. aptal
soft-headed adj. salak
soft-headed adj. geri zekalı
soft-headed adj. sersem
soft-headed adj. budala
soft-headed adj. mankafa
soft-shell adj. yumuşak kabuklu
soft-shell adj. narin kabuklu
soft-shell adj. hassas kabuklu
soft-shell adj. orta yolda buluşan
soft-shell adj. ılımlı bir politika benimseyen
soft-shell adj. uzlaşmacı
soft-spoken adj. (sözcükler) ikna edici
soft-spoken adj. (sözcükler) kibarca söylenen
soft-witted adj. anlayışsız
soft-witted adj. kıt kafalı
soft-witted adj. kapasitesi düşük
soft-witted adj. muhakemesi yetersiz
Proverb
soft answer turneth away wrath tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır
soft answer turneth away wrath tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
soft answer turneth away wrath tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır
soft fire makes sweet malt acele işe şeytan karışır
soft fire makes sweet malt acele yürüyen yolda kalır
soft fire makes sweet malt acele giden ecele gider
soft fire makes sweet malt sabreden derviş muradına ermiş
soft fire makes sweet malt sabır acıdır, meyvesi tatlıdır
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı temiz olan rahat uyur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı temiz olan başını yastığa rahat koyar
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı rahat olan rahat uyur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur
a soft answer turneth away wrath tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
a soft answer turneth away wrath tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır
a soft answer turneth away wrath tatlı dille her şey çözülür
a soft answer turns away wrath tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
a soft answer turns away wrath tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır
a soft answer turns away wrath tatlı dille her şey çözülür
Colloquial
a soft berth n. kolay/zahmetsiz/basit iş/görev
a soft berth n. yorucu olmayan iş/görev
soft berth n. kolay/zahmetsiz/basit iş/görev
soft berth n. yorucu olmayan iş/görev
soft job n. hafif iş
soft job n. kolay iş
soft job n. stressiz iş
soft job n. rahat iş
soft job n. sıkıntısız iş
soft job n. dertsiz iş
soft core n. hafif porno
soft corn n. yumuşak ayak parmağı nasırı
soft porn n. erotik pornografi
soft porn n. duyulara hitap eden pornografi türü
soft core adj. hafif pornografik
soft-core adj. hafif pornografik
soft-core adj. erotik
soft-core adj. ılımlı
soft-core adj. yumuşak
soft-core adj. aşırı olmayan
soft-boiled adj. hoşgörülü
soft-boiled adj. yumuşak kalpli
soft-boiled adj. nazik
soft-boiled adj. yumuşak huylu
soft-boiled adj. duygusal
soft-boiled adj. hissi
soft-boiled adj. içli
Idioms
a soft berth n. kek iş/görev
soft berth n. kek iş/görev
a soft touch n. yumuşak başlı/huylu kişi
soft touch n. yumuşak/hassas yaklaşım
a soft berth n. basit iş/görev
soft berth n. basit iş/görev
a soft touch n. uysal/mülayim kişi
soft touch n. incelik
a soft berth n. rahat iş/görev
soft berth n. rahat iş/görev
a soft touch n. saftirik
soft touch n. saftirik
a soft berth n. zahmetsiz/dertsiz/külfetsiz iş veya görev
soft berth n. zahmetsiz/dertsiz/külfetsiz iş veya görev
a soft touch n. safdil
soft touch n. safdil
a soft touch n. kolay kandırılan kişi
soft touch n. kolay kandırılan kişi
a soft touch n. avanak
soft touch n. avanak
a soft touch n. keriz
soft touch n. keriz
a soft touch n. kolay lokma
soft touch n. kolay lokma
a soft touch n. enayi
soft touch n. enayi
soft touch n. kolayca aldatılabilen kimse
soft money n. kolay para
soft touch n. saf kimse
soft touch n. yolunacak kaz
a soft spot n. zaaf
soft sell n. yumuşak satış
soft spot n. yumuşak karın
a soft touch n. yumuşak başlılık
a soft touch n. uysallık
a soft touch n. mülayimlik
a soft touch n. yumuşak huy
a soft touch n. incelik
a soft touch n. hassas yaklaşım
a soft option n. kolay seçenek/yol
a soft option n. fazla çaba gerektirmeyen seçenek/yol
a soft option n. bir sorun yaratmayacak seçenek/yol
a soft spot n. yumuşak karın
a soft/an easy touch n. yumuşak başlı/huylu kimse
a soft/an easy touch n. uysal/mülayim kişi
a soft/an easy touch n. saftirik
a soft/an easy touch n. safdil
a soft/an easy touch n. kolay kandırılan kişi
a soft/an easy touch n. avanak
a soft/an easy touch n. keriz
a soft/an easy touch n. kolay lokma
a soft/an easy touch n. enayi
a soft/an easy touch n. yumuşak başlılık
a soft/an easy touch n. uysallık
a soft/an easy touch n. mülayimlik
a soft/an easy touch n. yumuşak huy
a soft/an easy touch n. incelik
a soft/an easy touch n. hassas yaklaşım
a soft/an easy touch n. vur kafasına al ekmeğini
soft life n. kolay hayat
soft life n. rahat yaşam
soft reboot n. bilgisayarı yeniden başlatma
soft reboot n. bir filmin, televizyon şovunun yeniden yapımı
soft reboot n. bir filmin, televizyon şovunun yeni versiyonu
soft sawder [obsolete] n. yağcılık
soft sawder [obsolete] n. dalkavukluk
soft sawder [obsolete] n. yalakalık
soft-shoe n. yumuşak tabanlı ayakkabıyla yapılan tap/step dansı
soft-shoe n. ikna edici konuşma
soft-shoe n. dikkatlice ve ustaca yapılan ikna edici açıklama
soft underbelly n. yumuşak karın
soft underbelly n. hassas/zayıf nokta
soft underbelly n. saldırıya açık/korunmasız nokta
soft underbelly n. savunmasız kısım
walk soft v. alttan almak
grow soft on someone v. birine yumuşak davranmak
have a soft spot for someone v. birine karşı zaafı olmak
be soft on someone v. birine gerekli sertlikte davranmak
get soft on someone v. birine gereken sertliği göstermemek
be soft on someone v. birini abayı yakmak
get soft on someone v. birine yumuşak davranmak
get soft on someone v. birini abayı yakmak
get soft on someone v. birine gerekli sertlikte davranmak
be soft on someone v. birine gereken sertliği göstermemek
grow soft on someone v. birine gereken sertliği göstermemek
grow soft on someone v. birine gerekli sertlikte davranmak
be soft on someone v. birine yumuşak davranmak
have a soft spot in one's heart for (someone) v. düşkün olmak
be a soft touch v. kolayca kandırılabilir olmak
be a soft touch v. kolaylıkla ikna edilebilir olmak
be a soft touch v. kolay lokma olmak
soft soap v. yağ çekmek
go soft v. fazla merhametli olmak
go soft v. aşırı yumuşak yüzlü olmak
go soft v. çok duyarsızlaşmak
go soft v. güçten düşmek
go soft v. kararlılığını kaybetmek
go soft v. azmini yitirmek
go soft in the head v. aptallaşmak
go soft in the head v. salaklaşmak
go soft in the head v. akılsızlaşmak
go soft in the head v. kafayı yemek
go soft in the head v. aklını kaçırmak
go soft in the head v. aklını kaybetmek
be/go soft in the head v. aptal olmak
be/go soft in the head v. kafasız olmak
be/go soft in the head v. salak olmak
be/go soft in the head v. akılsız olmak
be/go soft in the head v. beyinsiz olmak
be/go soft in the head v. kafayı yemiş olmak
be/go soft in the head v. aklını kaçırmış olmak
be/go soft in the head v. aklını kaybetmiş olmak
be/go soft in the head v. kuş beyinli olmak
be/go soft in the head v. kaz kafalı olmak
go soft on (someone) v. (birine) yumuşak davranmak
go soft on (someone) v. (birine) nazik davranmak
go soft on (someone) v. (birinin) üstüne fazla gitmemek
go soft on (someone) v. (birini) alttan almak
be a soft touch for (someone or something) v. (biri/bir şey) için kolaylıkla ikna edilebilir olmak
be a soft touch for (someone or something) v. (biri/bir şey) için kolay lokma olmak
be a soft touch for (someone or something) v. (biri/bir şey) için kolayca kandırılabilir olmak
be soft in the head v. aptal olmak
be soft in the head v. kafasız olmak
be soft in the head v. salak olmak
be soft in the head v. akılsız olmak
be soft in the head v. beyinsiz olmak
be soft in the head v. kuş beyinli olmak
be soft in the head v. kaz kafalı olmak
have a soft spot for v. - karşı zaafı olmak
have a soft spot for v. '-e düşkün olmak
have a soft spot for someone/something v. birine/bir şeye karşı zaafı olmak
have a soft spot for someone/something v. birinden/bir şeyden hoşlanmak
have a soft spot for someone/something v. birini/bir şeyi sevmek
have a soft spot for someone/something v. birine/bir şeye düşkün olmak
have a soft spot (in one's heart) for someone or an animal v. birine/bir hayvana karşı zaafı olmak
have a soft spot (in one's heart) for someone or an animal v. birini/bir hayvanı sevmek
have a soft spot (in one's heart) for someone or an animal v. birine/bir hayvana düşkün olmak
have a soft spot (in one's heart) for someone or an animal v. birine/bir hayvana karşı sevgi dolu/şefkatli olmak
have a soft spot for or an animal v. bir hayvana karşı zaafı olmak
have a soft spot for or an animal v. bir hayvanı sevmek
have a soft spot for or an animal v. bir hayvana düşkün olmak
have a soft spot for or an animal v. bir hayvana karşı sevgi dolu/şefkatli olmak
have a soft spot for somebody/something v. birine/bir şeye karşı zaafı olmak
have a soft spot for somebody/something v. birinden/bir şeyden hoşlanmak
have a soft spot for somebody/something v. birini/bir şeyi sevmek
have a soft spot for somebody/something v. birine/bir şeye düşkün olmak
soft pedal something v. bir şeyi önemsememek
soft pedal something v. bir şeyi hafifsemek
soft pedal something v. bir şeyin önemini azaltmak
soft pedal something v. bir şeyin üzerindeki vurguyu kaldırmak
soft shoe v. yumuşak tabanlı ayakkabıyla tap/step dansı yapmak
soft shoe v. dikkatle yapmak
soft shoe v. ustaca yapmak
soft shoe v. dikkatlice/ustalıkla yapmak
soft-pedal (something) v. (bir şeyi) önemsememek
soft-pedal (something) v. (bir şeyi) hafifsemek
soft-pedal (something) v. (bir şeyin) önemini azaltmak
soft-pedal (something) v. (bir şeyin) üzerindeki vurguyu kaldırmak
soft as a baby's backside adj. kadife gibi yumuşak
soft in the head adj. kuş beyinli
soft-hearted adj. yufka yürekli
(as) soft as a baby's backside adj. bebek poposu gibi yumuşak
(as) soft as a baby's backside adj. bebek cildi gibi yumuşak
(as) soft as a baby's backside adj. ipeksi
(as) soft as a baby's backside adj. bebeksi
(as) soft as a baby's bottom adj. bebek poposu gibi yumuşak
(as) soft as a baby's bottom adj. bebek cildi gibi yumuşak
(as) soft as a baby's bottom adj. ipeksi
(as) soft as a baby's bottom adj. bebeksi
(as) soft as silk adj. ipek gibi
(as) soft as silk adj. ipeksi
soft as a baby's bottom adj. bebek poposu gibi yumuşak
soft as a baby's bottom adj. bebek cildi gibi yumuşak
soft as a baby's bottom adj. ipeksi
soft as a baby's bottom adj. bebeksi
soft as a baby's bottom adj. kadife gibi yumuşak
soft as a baby's bottom adj. pamuk gibi
soft as a baby's bottom adj. pamuk kadar yumuşak
soft as a baby's bottom adj. yumuşacık
soft as a baby's backside adj. bebek poposu gibi yumuşak
soft as a baby's backside adj. bebek cildi gibi yumuşak
soft as a baby's backside adj. ipeksi
soft as a baby's backside adj. bebeksi
soft as a baby's backside adj. kadife gibi yumuşak
soft as a baby's backside adj. pamuk gibi
soft as a baby's backside adj. pamuk kadar yumuşak
soft as a baby's backside adj. yumuşacık
soft on (someone or something) adj. (birine/bir şeye) karşı yumuşak
soft on (someone or something) adj. (birine/bir şeye) karşı hoşgörülü
soft on (someone or something) adj. (birine/bir şeye) karşı müsamahakar
soft on (someone) adj. (birine) abayı yakmış
soft on (someone) adj. (birine) aşık
soft-shoe adj. dikkatli
soft-shoe adj. tereddütlü
soft-shoe adj. ihtiyatlı
with soft words expr. iyilikle
as soft as silk expr. kadife gibi yumuşak
as soft as a baby's bottom expr. kadife gibi yumuşak
soft in the head expr. kaz kafalı
as soft as down expr. kadife gibi yumuşak
as soft as down expr. kuş tüyü kadar yumuşak
as soft as velvet expr. kadife gibi yumuşak
as soft as a baby's bottom expr. pamuk kadar yumuşak
as soft as silk expr. pamuk kadar yumuşak
soft as a baby's backside expr. pamuk kadar yumuşak
as soft as a baby's bottom expr. pamuk gibi
as soft as down expr. pamuk kadar yumuşak
as soft as velvet expr. pamuk kadar yumuşak
soft as a baby's backside expr. yumuşacık
as soft as a baby's bottom expr. yumuşacık
as soft as silk expr. yumuşacık
as soft as velvet expr. yumuşacık
as soft as down expr. yumuşacık
soft mick expr. aşırı
soft mick expr. fazla
soft mick expr. çok fazla
soft mick expr. anormal derecede
soft mick expr. haddinden fazla
Speaking
do you have a soft copy of your report? expr. raporunun elektronik hali var mı?
do you have a soft copy of your report? expr. raporunun dijital hali var mı?
Trade/Economic
soft drink industry n. alkolsüz içki endüstrisi
soft closing n. aylık kapanış
soft closing n. aylık kapatma
soft money n. değeri inip çıkan para
soft money n. değeri eksilen para
soft dollar commission n. dolaylı komisyon
soft dollar brokerage n. dolaylı komisyon
soft loan n. düşük faizli kredi
soft currency n. döviz kontrollü ülke parası
soft prices n. düşen fiyatlar
soft corporate offer n. esnek kurumsal teklif
soft offer n. esnek teklif
soft infrastructure n. hafif altyapı
soft collateral n. ikincil teminat
soft money n. kağıt para
soft loan n. kolay geri ödemeli kredi
soft saving n. maddi olmayan tasarruf
soft saving n. parasal olmayan tasarruf
soft currency n. sınırlı konvertibilitiye sahip para
soft currency n. talebi düşük para
soft infrastructure n. teknik ya da fiziki olmayan altyapı
soft currency n. ucuz para
soft dollar commission n. üçüncü şahıs aracılı komisyon
soft dollar brokerage n. üçüncü şahıs aracılı komisyon
soft sell n. zorlamadan ikna ederek satış usulü
soft credits n. yumuşak kredi
soft currency n. yumuşak para
soft bank probe n. (küçük çaplı) hesap sorgulama izni
soft currency n. yumuşak para birimi
7s (strategy, structure, systems, staff, (soft) skills, style, shared values) (mckinsey) n. strateji, yapı, sistemler, personel, (sosyal) beceriler, stil, ortak değerler anlamına gelen ifade (mckinsey)
9S (strategy, structure, systems, staff, (soft) skills, style, shared values + steering pattern, syndication) (mckinsey) n. strateji, yapı, sistemler, personel, (sosyal) beceriler, stil, ortak değerler + yönetim modeli, sendikalaşma anlamına gelen ifade (mckinsey)
soft commodities n. (kakao, şeker, hububat) yumuşak mallar
soft landing n. ekonomide yumuşak iniş
soft landing n. hızlı büyümeden daha istikrarlı ekonomik faaliyet düzeyine kademeli geçiş süreci
soft market n. alımdan çok satış yapılan piyasa
soft spot n. eksik yön
soft spot n. kusur
soft spot n. iş biriminin zayıf olduğu alan
soft spot n. (girişimde) başarısız olunan alan
soft spot n. girişimin yetkin olmadığı alan
Law
soft law n. bağlayıcı olmayan hukuk
soft constitution n. yumuşak anayasa
Politics
soft law n. esnek hukuk
soft power n. ince güç
soft power n. yumuşak güç
soft landing n. yumuşak iniş
Industry
soft goods n. dayanıksız ürünler
soft goods n. kolay bozulabilen mallar
soft goods n. kolay çürüyen ürünler
soft skills n. işe alımda adayların soyut becerileri
soft skills n. işe alım için gerekli beceriler bütünü
Tourism
soft tourism n. sürdürülebilir turizm
Media
soft news n. renkli haberler
soft news n. ciddi konuları ele almayan haberler
Technical
soft fragments of aggregate n. agreganın yumuşak parçaları
soft water n. aktaşsız su
method for the sampling of soft solders for analysis n. analiz amacıyla yumuşak lehimlerden numune alma yöntemi
soft soap n. arap sabunu
fail soft n. arıza kurtarma
soft crash n. bilgi yitirmeden çöküş
soft-mud brick n. çok nemli kil tuğla
soft-mud process n. çok nemli kil süreci
soft iron n. çok düşük karbonlu demir
soft associations n. dernekler
soft fire n. donuk alev
soft-fired ware n. düşük sıcaklıkta fırınlanmış seramik eşyalar
soft copy n. elektronik kopya
soft glass n. erime sıcaklığı düşük cam
soft failure n. geçici bozukluk
soft copy n. geçici kopya
soft error n. geçici hata
soft failure n. hafif arıza
soft engineering n. hafif mühendislik
soft and heavy body impact n. hafif ve şiddetli kütle darbesi
soft proofing n. internet üzerinden ekranda prova
soft error n. ikinci kez yinelenmeyen hata