değerli - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

değerli



Sens de "değerli" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 53 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
değerli precious adj.
değerli valuable adj.
General
değerli prized adj.
değerli estimable adj.
değerli dignified adj.
değerli worth adj.
değerli rewarding adj.
değerli worthwhile adj.
değerli dear adj.
değerli costly adj.
değerli rich adj.
değerli deserving adj.
değerli meritorious adj.
değerli sterling adj.
değerli worthful adj.
değerli substantial adj.
değerli worthy adj.
değerli precious adj.
değerli valued adj.
değerli valuable adj.
değerli treasurable adj.
değerli treasured adj.
değerli well-beloved adj.
değerli classic adj.
değerli dearworth adj.
değerli prised adj.
değerli tender [obsolete] adj.
değerli esteemable adj.
değerli valiant adj.
değerli meaningful adj.
değerli meaty adj.
değerli meedful adj.
değerli honest [uk] adj.
değerli lovely adj.
değerli gentle adj.
değerli deinteous adj.
değerli derworth adj.
değerli desertful adj.
değerli ok adj.
değerli condign [obsolete] adj.
değerli costlewe adj.
değerli digne adj.
değerli square adj.
Colloquial
değerli worth a damn adj.
Idioms
değerli of consequence adj.
Trade/Economic
değerli esteemed adj.
değerli estimable adj.
Law
değerli valuable adj.
Technical
değerli precious adj.
Literature
değerli alembicated adj.
Archaic
değerli chary adj.
değerli fair adj.
değerli lief adj.

Sens de "değerli" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
General
sardoniks (değerli bir taş) sardonyx n.
değerli kağıt paper n.
değerli taş bilimi gemmology n.
aileden kalma değerli şey heirloom n.
değerli (kimse/şey) jewel n.
değerli insan jewel n.
değerli taş precious stone n.
değerli taş rock n.
değerli kişi gem n.
mavimsi yeşil değerli bir taş aquamarine n.
değerli eşyaların saklandığı yer abditory n.
kabartmalı değerli taş cameo n.
değerli taşla/taşlarla süslü jeweled n.
gliserinin üç oh grubunu kaybetmesi ile oluşan üç değerli kök glyceryl n.
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ primrose evening oil n.
değerli taş gem n.
değerli bir nitelik asset n.
değerli taş uzmanı gemmologist n.
değerli taş oymacılığı glyptics n.
değerli taş oyma sanatı glyptic art n.
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ evening primrose oil n.
değerli taşlarla süsleme jeweling n.
değerli şey deserving n.
değerli taşlar precious stones n.
değerli taşlarla süsleme jewelling n.
değerli taş stone n.
değerli insan treasure n.
değerli şey treasure n.
değerli taşlarla ilgilenen bilim dalı gemology n.
değerli taş oyma sanatı glyptography n.
değerli mallar valuable goods n.
değerli taş ice n.
değerli nesne gem n.
kuşaktan kuşağa geçen değerli şey heirloom n.
değerli özellik virtue n.
değerli şey asset n.
yontulmamış değerli taş gemstone n.
kuzey atlantik'te çıkan oldukça değerli bir deniz balığı saithe n.
en değerli şey prize possession n.
değerli eşya valuable article n.
çok değerli olma niteliği multivalence n.
değerli taş jewel n.
değerli müşterimiz dear valued customer n.
küçük ama değerli olan şey nugget n.
değerli evrak valuable document n.
değerli eşya çekmecesi till n.
yüksek değerli besin full diet n.
değerli taş gemstone n.
tıraş edilmiş değerli taşların yüzü facet n.
değerli eşyaların saklanması için temin edilen kasa safe-deposit n.
nadir ve değerli eşya curio n.
değerli şeyler valuables n.
çoklu değerli mantık many-valued logic n.
değerli arkadaşlar dear all n.
değerli üyeler dear esteemed members n.
değerli üyeler valued members n.
değerli üyeler distinguished members n.
değerli üyeler dear members n.
değerli üyeler esteemed members n.
değerli üyeler dear valued members n.
yarı değerli taş semi-precious mineral n.
yarı değerli taş semi-precious stone n.
değerli eşya article of value n.
değerli içerik valuable content n.
değerli konuklar distinguished guests n.
değerli bilgi valuable information n.
armut ya da oval şeklinde üç köşeli genelde elmastan yapılan değerli taş briolette n.
yüksek besin değerli gıdalar foods with high nutritional value n.
yüksek besin değerli gıdalar high nutritional value foods n.
yüksek besin değerli gıda food with high nutritional value n.
yüksek besin değerli gıda high nutritional value food n.
değerli taş bilimi gemology n.
değerli taş uzmanı gemologist n.
değerli taşla/taşlarla süslü jewelled n.
değerli taşlarla ilgilenen bilim dalı gemmology n.
değerli eşya thing of value n.
(kişiye ait) değerli eşyalar valuable belongings n.
değerli müşteri valued customer n.
değerli müşteri valuable customer n.
değerli katkı valuable contribution n.
deniz kabukları veya değerli eşyalar için plajda/sahilde arama yapma beachcombing n.
yarı değerli doğal taş semi-precious natural stone n.
değerli (çizgi film karakteri) muttley n.
kuş tüyü şeklinde, değerli taşlardan yapılmış başa takılan mücevher veya takı aigrette n.
değerli alanlar valuable areas n.
değerli eşyalar valuables n.
değerli taşların kesilmesinde kesme açılarını ölçen alet cadrans n.
değerli, yüksek fiyatlı herhangi bir şey taonga [new zeland] n.
değerli bir taş olan zoisitin şeffaf bir cinsi tanzanite n.
kabartmalı ya da oymalı değerli taş camaieu n.
değerli taş kesiminde üstteki düz yüzey table n.
kuş tüyü şeklinde, değerli taşlardan yapılmış başa takılan mücevher veya takı aigret n.
ışığı yansıtan değerli taş cat's-eye n.
çakraların içindeki ve birbirleri arasındaki enerji akışını iyileştirmek için değerli taşların kullanılması chakra therapy n.
değerli bir nesne veya şahsın yerine gizlice konan şey changeling [obsolete] n.
değerli taş nouch [obsolete] n.
değerli bir şeyin merkezi/odağı temple n.
üçüncü kalite (değerli taş) third water n.
değerli bir şeyi koruyan/biriktiren kimse treasurer [obsolete] n.
çok değerli keşif treasure-trove n.
birçok değerli şeyi içeren yer/kaynak treasury n.
çocuk oyunlarında büyük ve değerli taş emperor n.
değerli olmama undesert n.
kapan kimseye ait hale gelen değerli şeyler topluluğu lucky bag n.
değerli kimse/şey life n.
en değerli, yetenekli veya ünlü kimseler best n.
taştan veya etrafındaki doğal malzemeden kesilerek çıkarılan değerli taş matrix n.
sivri uçlu oval şeklindeki değerli taş marquise n.
değerli olgu happening n.
ters yöndeki karakterlerle işlenmiş mühür olarak kullanılan küçük değerli taş veya macun medicine seal n.
daha değerli olanı feda ederek elde edilen maddi kazanç mess of pottage n.
hile yoluyla daha değerli bir çeşidine dönüştürülmeye çalışılan hakiki posta pulu fake n.
değerli ödül booty n.
değerli kazanım booty n.
oval kesimli değerli taş brilliolette n.
oval kesimli değerli taş brillolette n.
yüksek değerli hisse highflier n.
yüksek değerli hisse high-flier n.
mahjong oyununda değerli taşlardan biri honor n.
mahjong oyununda değerli taşlardan biri honour n.
değerli olan ara pozisyon missing link n.
değerli metallerin test edildiği, basıldığı veya takas edildiği yer bullion n.
pırlanta gibi değerli kimse garland [obsolete] n.
en değerli şey garland n.
değerli sanat eseri gem n.
değerli taş kesen ve şekillendiren kimse gem cutter n.
değerli taş esansı terapisi gem essence therapy n.
bilimsel değerli taş bilgisi gemmary n.
değerli taştaki kusur gendarme n.
çok değerli kimse right hand n.
kendi düşürdüğü değersiz bir yüzüğü bulmuş gibi yapıp başkasına değerli gibi satmaya çalışan üçkağıtçı ring dropper n.
düşük değerli şey button n.
değerli taş oymacılığı glyptic n.
değerli şey gold dust n.
değerli gibi görünüp aslında dandik olan şey goldbrick n.
değerli taş oymalarının incelenmesi dactyliology n.
mısır'da hıdiv veya ailesine ait değerli mülk daira n.
kapışılan değerli şeyler topluluğu grab bag n.
belirli bir alanda engin veya değerli tecrübeleri olduğu düşünülen kimse graybeard n.
az değerli parçalardan oluşan koleksiyon gry n.
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük guard n.
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük guard ring n.
kendi düşürdüğü sahte ingiliz altınını o anda bulmuş gibi yapıp başkasına değerli gibi satmaya çalışan üçkağıtçı guinea dropper n.
değerli kimse heavyweight n.
değerli eşyanın yerine genellikle kapalı zarfta değersiz bir şey konularak yapılan dolandırıcılık murphy game n.
değerli taşlardan yapılan kolye rivière n.
değerli taşlardan yapılan kolye riviere n.
hobi olarak değerli taşlar veya mineraller avlayan ve toplayan kimse rockhound n.
değerli taşlar gems n.
(özellikle değerli metallerden kaynaklanan) zenginliğin oluşumunun incelenmesi chrysology n.
aile yadigarı değerli eşyalar cimelia n.
kilisenin değerli eşyalarını koruyan kimse cimeliarch n.
değerli şey commodity n.
şans eseri değerli bir şeyler keşfetme yeteneği serendipity n.
kurbağa başından çıktığı düşünülen değerli taş crapaud [obsolete] n.
bir ejderhanın kafasında bulunduğuna inanılan bir tür değerli taş draconites n.
değerli şey dumpling n.
(değerli taşlarda) tüy şekilli yüzey kusuru feather n.
damla kesim değerli taş pendeloque n.
değerli metal plate n.
değerli taş sardel n.
değerli şey coin n.
çok sayıda değerli taş ve boncuklardan oluşup boyun kısmına oturan esnek kolye dog collar n.
parlaklık veya renk katması için değerli taşın altına konan ince metal yaprak foil n.
değerli taş imitasyonu foil stone n.
değerli metal ore n.
çok değerli olma pricelessness n.
değerli kimse precious n.
ham değerli taş preform n.
ek değerli pul semipostal n.
ek değerli pul semipostal stamp n.
şans eseri değerli veya hoş şeyler bulan kimse serendipitist n.
değerli mineral avcısı forty-niner n.
(bir elde) iki değerli kart kombinasyonu fourchette n.
değerli metalin külçe olarak satılmak üzere döküldüğü düz kalıp skillet n.
yeşil renkli değerli bir taş smaragdine [rare] n.
yeşil renkli değerli taş smaragdine [rare] n.
değerli hale gelme solidification n.
tesadüfi değerli mineral keşfi strike n.
değerli şey substantial n.
değerli olmak be of value v.
çok değerli saymak treasure v.
değerli taşlarla süslemek jewel v.
çok değerli olmak be of great value v.
değerli maden içermek assay v.
değerli tutmak cherish v.
değerli yapmak/kılmak/hale getirmek make something valuable v.
değerli kılmak make valuable v.
değerli taşlarla donatmak jewel v.
(bir şeye) değerli taş eklemek jewel v.
değerli taşlarla süslemek begem v.
değerli kılmak worthy [obsolete] v.
(değerli bir şeyi) hızla ve büyük miktarda kaybetmek hemorrhage v.
(belirsiz bir şey için) değerli bir şeyi riske atmak gamble v.
(pokerde) değerli bir kart çekmek hit v.
(birini) olduğundan çok daha değerli göstermek oversell v.
değerli hale getirmek consecrate v.
çok miktarda değerli şeye sahip olmak drip v.
(değerli taş) taca yerleştirmek indiadem v.
(toprak, kum altın veya değerli metal bulmak için konteynerde yıkamak pan v.
(çakıl ve kumu) değerli minerallerin ayrışması için konteynerde yıkamak pan off v.
(çakıl ve kumu) değerli minerallerin ayrışması için konteynerde yıkamak pan out v.
çakıl ve kumu su dolu kap içinde döndürerek (değerli mineralleri) ayrıştırmak pan out v.
değerli gibi göstermek foist v.
daha değerli olmak outtower v.
'-den daha değerli olmak outvalue v.
çok değerli golden adj.
çok değerli inestimable adj.
ikinci derecede değerli (taş) semiprecious adj.
para veya değerli kağıtlar üzerinde yazılı (miktar) nominal adj.
değerli taşların incelenmesi gemological adj.
aşırı değerli extremely valuable adj.
düşük değerli low-order adj.
çok değerli invaluable adj.
(değerli taş) yontulmamış uncut adj.
değerli taşlarla süslenmiş bejeweled adj.
değerli taşlarla süslenmiş bejewelled adj.
değerli taşların incelenmesi gemmological adj.
çok/yüksek değerli high-valued adj.
çok değerli unprizable adj.
değerli niteliklerden yoksun bankrupt adj.
çok değerli unvaluable [obsolete] adj.
eksi değerli unvaluable adj.
negatif değerli unvaluable adj.
çok değerli unvalued [obsolete] adj.
değerli eşyaların emniyetini sağlayan safe-deposit adj.
madeni para koleksiyoncuları tarafından madalya kadar değerli görülen (sikke) medallic adj.
aşırı değerli worth one's weight in gold adj.
çok değerli worth one's weight in gold adj.
(değerli taş) yuvarlak kesimli brilliant adj.
(değerli taş) yuvarlak kesimli brilliant-cut adj.
yüksek ahlaki değerli high-flown adj.
yüksek entelektüel değerli high-flown adj.
kendi halinde değerli olana yaraşan holy adj.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeye ait veya ilişkin myrrhine adj.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeden yapılan myrrhine adj.
değerli taşlara ait gemmaceous adj.
değerli taşlara benzeyen gemmaceous adj.
değerli taşlara ait gemmary adj.
değerli taş veya mücevherlerle süslenmiş gemmated adj.
yüksek değerli (tahvil, sicil) gilt-edge adj.
değerli taş oymacılığına ait glyptic adj.
düşük değerli occidental adj.
değerli metallerden yapılmış kakmalarla süslenmiş damascened adj.
daha değerli derre [dialect] adj.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeye ait veya ilişkin myrrhine adj.
eski roma'da yarı değerli taş veya porselenden yapılmış pahalı kapların üretiminde kullanıldığı düşünülen bir malzemeden yapılmış myrrhine adj.
çok değerli of import adj.
çok değerli pearly adj.
turuncumsu renkli (değerli taş) orangey adj.
turuncumsu renkli (değerli taş) orangy adj.
üstün kaliteli (değerli taş) oriental adj.
çok parlak (değerli taş) oriental adj.
rengi başka bir değerli taşınkine benzeyen (korendon veya safir) oriental adj.
çok değerli primo adj.
(kıymetli taş) çok değerli precious adj.
değerli kaynakları bulmaya yönelik prospecting adj.
değerli bir kaynaktan gelen spot adj.
değerli bir şekilde rewardingly adv.
çok değerli bir şekilde goldenly adv.
değerli bir şekilde preciously adv.
çok değerli bir şekilde inestimably adv.
değerli bir biçimde worthily adv.
değerli bir şekilde valuably adv.
değerli bir biçimde worthy adv.
ne kadar değerli what pron.
önemli veya değerli şey something pron.
Phrasals
(birinin değerli bir şeyi) kullanmasına izin vermek trust with v.
(birinin/bir şeyin bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli olduğunu düşünmek trim (something) from (something else) v.
(birini/bir şeyi bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli saymak trim (something) from (something else) v.
biri için değerli olmak go for v.
(bir şeyi bir şeyle) olduğundan değerli göstermek salt (something) with (something) v.
(birisinden, bir gruptan ya da bir şeyden) daha değerli ya da önemli kabul edilmek rank above (someone or something) v.
(birisini, bir grubu ya da bir şeyi) daha değerli görmek rank above (someone or something) v.
(biri/bir şey) kadar saygıdeğer/değerli olmak stack up to someone or something v.
biri/bir şey için değerli olmak credit to someone or something v.
faydalı/değerli olmak amount to something v.
faydalı/değerli olmak amount to something v.
düşük değerli kumar çiplerini daha az sayıda ve daha değerli kumar çipleriyle değiştirmek color up v.
daha önemli/değerli sayılmak rate above v.
daha önemli/değerli saymak rate above v.
(birinden/bir şeyden) daha önemli/değerli sayılmak/görülmek rate above (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) daha önemli/değerli olarak değerlendirilmek rate above (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) daha önemli/değerli saymak/görmek rate above (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) daha önemli/değerli olarak değerlendirmek rate above (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli sayılmak/görülmek rate below (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli olarak değerlendirilmek rate below (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli saymak/görmek rate below (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli olarak değerlendirmek rate below (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı derecede önemli/değerli sayılmak/görülmek rate with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı derecede önemli/değerli saymak/görmek rate with (someone or something) v.
ile olduğundan değerli göstermek salt with v.
kadar saygıdeğer/değerli olmak stack up to v.
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli kılmak subordinate to (someone or something) v.
(bir borca) karşılık (değerli bir şey) teklif etmek/sunmak/vermek tender (something) for (something) v.
Phrases
değerli bay ve bayan basın üyeleri ladies and gentlemen of the press expr.
değerli dava arkadaşım my right honourable friend expr.
(biri) için değerli matter to (one) expr.
biri için değerli matter to someone expr.
için değerli in some transaction for expr.
Proverb
hayattaki en değerli şeyler satın alınamayanlardır best things in life are free
saygıdeğer bir isim, önemli/değerli bir mirastır a good name is a second inheritance
değerli şeyler küçük paketlerde gelir best things come in small packages
en güzel/değerli şeyler küçük paketlerden çıkar best things come in small packages
değerli şeyler küçük paketlerde gelir good things come in small packages
en güzel/değerli şeyler küçük paketlerden çıkar good things come in small packages
Colloquial
değerli şey gem n.
büyük miktarda para ya da değerli kaynak crock of gold n.
değerli bir şeyi elde etmek make a score v.
(biri) için önemli/değerli olmak mean to (one) v.
çok değerli of great moment adj.
çok değerli of great price adj.
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli subordinate to (someone or something) adj.
çok değerli beyond price expr.
eski ama değerli old but gold expr.
Idioms
koleksiyoncu için değerli olan nadir tarihi eser collector's piece n.
koleksiyoncu için değerli olan nadir tarihi eser collector's item n.
(birisinin) değerli görüşü (one's) considered opinion n.
değerli görüşünüz your considered opinion n.
torbadan daha az değerli veya kusurlu bir şey çıkma cat in the sack n.
değerli/kıymetli bir amaç worthwhile cause n.
içinde çok değerli şeylerin olduğu yer an aladdin's cave n.
en değerli crown jewel n.
(neredeyse) dünyanın yedi harikasıyla birlikte sayılabilecek kadar değerli eighth wonder n.
muazzam değerli şey a pearl of great price n.
kendini olduğundan daha değerli gören kimse a fly on the wheel n.
kraliyet tacı üzerindeki mücevher/değerli taş crown jewel n.
uzun aramalar sonucu keşfedilen değerli bir şey paydirt n.
(biri için) değerli olmak mean something v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be the world to (one) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be/mean (all) the world to somebody v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be the world to (one) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak mean the world to (someone) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli/anlamlı olmak mean the world to (someone) v.
değerli bir işçiyi işten atmak drop the pilot v.
çok değerli bir şeyin sahibi olmak be sitting on a gold mine v.
çok değerli bir şey bulmak strike oil v.
kendini en değerli insan olarak görmek think one is the bee's knees v.
kadir kıymet bilmeyen birisine çok değerli bir şey sunmak cast pearls before swine v.
hızlıca gelir/fayda elde etmek için aileden kalan değerli şeyleri satmak sell the family silver v.
çok değerli bir şeyi elden çıkarmak sell the family silver v.
değerli bir şeyi ilerisi için saklamaktansa elden çıkarmak sell the family silver v.
hızlı fayda/para elde etmek için değerli bir bir şeyi elden çıkarmak sell the family silver v.
değerli insanları değersiz insanlardan ayırmak separate the wheat from the chaff v.
değerli insanları beş para etmez insanlardan ayırt etmek separate the wheat from the chaff v.
değerli insanları değersiz insanlardan ayırmak sort the wheat from the chaff v.
değerli insanları beş para etmez insanlardan ayırt etmek sort the wheat from the chaff v.
birini ya da bir şeyi birisi ya da bir şeyden daha değerli görmek put (someone or something) in front of (someone or something) v.
daha değerli olmak pick up speed v.
bir şeyin iyi/değerli olduğuna inancı tam olmak be a firm believer in (something) v.
bir şeyin iyi/değerli olduğuna inancı tam olmak be a great/firm believer in something v.
(biri) için önemli/değerli olmak be close to (one's) heart v.
biri için önemli/değerli olmak be close to somebody's heart v.
biri için önemli/değerli olmak be near to somebody's heart v.
biri için önemli/değerli olmak be dear to somebody's heart v.
(biri) için çok değerli/önemli olmak be near to (one's) heart v.
biri için çok değerli/önemli olmak be close to somebody's heart v.
biri için çok değerli/önemli olmak be dear to somebody's heart v.
biri için çok değerli/önemli olmak be near to somebody's heart v.
çok değerli olmak be worth its weight in gold v.
çok değerli olmak be worth one's weight in gold v.
çok değerli olmak be worth your weight in gold v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be the world to somebody v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak mean the world to somebody v.
kadir kıymet bilmeyen birisine çok değerli bir şey sunmak cast (one's) pearls before swine v.
birinin/bir şeyin çok önemli/değerli olduğunu düşünmek hold somebody/something dear v.
bir şeyi çok değerli/önemli görmek/saymak put/place a premium on something v.
çok değerli bir şeyin sahibi olmak sit on a gold mine v.
değerli ilan etmek beat a drum v.
senin için önemli/değerli close to your heart [uk] adj.
senin için önemli/değerli dear to your heart adj.
çok değerli bir şeyin sahibi sitting on a gold mine adj.
çok değerli worth your weight in gold adj.
çok değerli worth its weight in gold expr.
çok değerli worth a jew's eye expr.
biri için değerli in some transaction for someone expr.
dünyalar kadar (değerli) all the tea in china expr.
dünyalar kadar (değerli) all the tea in china expr.
çok değerli beyond/without price expr.
en önemli/değerli şey insandır man is the measure of all things expr.
insandan daha önemli/değerli/üstün bir şey yoktur man is the measure of all things expr.
bir şey yüzünden daha az değerli, etkileyici, keyifli, faydalı değil none the worse for something expr.
değerli tavsiyeler/tavsiyeleriniz için teşekkür ederim thank you for those pearls of wisdom expr.
Speaking
değerli öğretmenim my dear teacher n.
değerli taş nowch [obsolete] n.
değerli basın mensupları distinguished members of the press expr.
değerli arkadaşlarım my dear friends expr.
değerli meslektaşlarım dear colleagues expr.
değerli basın mensupları dear press members expr.
değerli arkadaşlarım dear friends expr.
Trade/Economic
düşük değerli çin, endonezya, hindistan ve batı hint adaları madeni paraları cash n.
altın gibi değerli bir madene dönüştürülemeyen para fiduciary money n.
bankalarca para yerine kabul edilen değerli evrak bankable paper n.
birinci sınıf değerli evrak fine paper n.
değerli şirket hissesi blue chip n.
değerli mallar valuable goods n.
değerli pay senetleri blue chip stocks n.
değerli eşya valuable n.
değerli metaller precious metals n.
değerli maden ticareti precious metal trade n.
değerli evraka ait kanun law of negotiable instrument n.
değerli kağıtlar securities n.
değerli şey valuable article n.
değerli kağıtlar valuable papers n.
değerli eşya valuable article n.
değerli kağıtlar valuable financial documents n.
değerli kağıtların üzerinde yazılı değerleri par n.
değerli eşya saklamak için kullanılan yer safe deposit n.
değerli kağıt valuable paper n.
değerli madenler karşılığı avans advance on precious metals n.
değerli evrak negotiable instrument n.
eş değerli vergi veya resimlerin kaldırılması elimination of a charge having effect equivalent to customs duty n.
eş değerli vergi charges having an effect equivalent to customs duties n.
iskontolu satılan değerli evrak discount securities n.
katma değerli işlemler value added operations n.
limit değerli emirler limit value orders n.
limit değerli emirler limit value orders n.
külçe biçimindeki değerli maden bullion n.
orta dolar değerli madde medium dollar value item n.
nominal değerli hisse senedi par value stock n.
pozitif net bugünkü değerli proje positive net present value project n.
sabit nominal değerli varlık money-fixed asset n.
sabit değerli para fixed currency n.
tahvil gibi değerli kağıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz veya kazanç payı sağlayan kesilmiş parça coupon n.
teminatsız değerli kağıt straight paper n.
ultra yüksek net değerli birey ultra-high-net-worth individual n.
yüksek katma değerli with high added value n.
yüksek net değerli birey high-net-worth individual n.
yüksek para değerli madde high dollar value item n.
değerli olma upvaluation n.
değerli ve güvenilir hisse senedi blue-chip stock n.
zenginliği sahip olunan değerli metal miktarına göre belirleyen bir ekonomi teorisi bullionism n.
düşük piyasa değerli tahviller penny shares n.
bazı hisse grupları için az değerli hisseler üzerinden ödenmeden temettü alma hakkı preference n.
ek değerli pul için ödenen fazla ücret surtax n.
sabit değerli metal alaşımının standart birim olarak kullanımı symmetalism n.
sabit değerli metal alaşımının standart birim olarak kullanımı symmetallism n.
değerli şeyleri çalıp gitmek make away with valuables v.
senet ve benzeri değerli kağıtları devretmek negotiate v.
senet ve benzeri değerli kağıtları kırdırmak negotiate v.
senet ve benzeri değerli kağıtları satmak negotiate v.
senet ve benzeri değerli kağıtları ciro etmek negotiate v.
(değerli eşyaları) kasaya koymak lodge v.
(daha yüksek değere sahip atılmış bir üründen) daha düşük değerli ürün yaratmak downcycle v.
düşük katma değerli low-value-added adj.
kendi değeri olan (değerli şey) hard adj.
düşük değerli ücretler ile ilgili lowball adj.
düşük değerli ücretlere ait lowball adj.
yalnızca düşük değerli paralara sahip olan obolary [obsolete] adj.
daha değerli madeni paradan yapılan cut adj.
asli değerli opsiyon in the money expr.
Law
değerli mahkeme heyeti esteemed court n.
(bir kimsenin) halefi olmak için aynı soydan gelen en değerli kişi worthiest of blood n.
(bir kimseden) miras almak için aynı soydan gelen en değerli kişi worthiest of blood n.
değerli evrakı icra konusunda yasal hakka sahip kimse holder n.
düşük değerli mülkiyet hırsızlığı petty n.
Politics
değerli yalnızlık precious loneliness n.
Industry
saatlerde kullanılan değerli taşların düzenlemesini yapan kimse mounter n.
(altın, gümüş, deniz kabuğu, değerli taş) hammaddeyi el veya makine ile işlemek manufacture v.
Tourism
otel vb kurumlarca müşterilerinin değerli eşyalarının korunması safety deposit n.
Technical
sivri oval biçimde kesilmiş değerli taş navette n.
çok değerli yazım polyvalent notation n.
çok değerli olma polyvalence n.
değerli taş bilimi gemmology n.
değerli metal muhtevası noble metal content n.
değerli maden muhtevası noble metal content n.
değerli taş bilimi gemology n.
değerli belge veya para saklamak için kullanılan dayanıklı metal kutu veya kasa coffer n.
değerli taşların ağırlığının ölçüldüğü tartı sistemi troy weight n.
düşük değerli besin low diet n.
eksi değerli sinyal negative signal n.
gliserinin üç değerli kökü giyceryl n.
gövde sınır değerli doğrultucu diyot case-rated rectifier diode n.
iki değerli kromofor grubu azo group n.
iki değerli kalay stannous n.
iki değerli bağ double bond n.
iki değerli olan bir atom dyad n.
katma değerli servisler value-added services n.
katma değerli taşıyıcı value added carrier n.
katma değerli ağ servisleri value-added network services n.
mutlak değerli döner sensör absolute rotary encoder n.
ortam sınır değerli tiristör ambient-rated thyristor n.
ortam sınır değerli doğrultucu diyot ambient-rated rectifier diode n.
petrol, altın gibi değerli madenleri araştıran kimse prospector n.
tek değerli kök amidogen n.
tek değerli olma monovalence n.
tek değerli kök mercaplo n.
tek değerli özellikler single valued properties n.
üç değerli bir element triad n.
yüksek ısıl değerli kömür high grade coal n.
yüksek değerli kaynak kontrol maddeleri high value asset control items n.
metal çözümlemedeki küpelasyon işleminden elde edilen bir değerli metal küresi bead n.
işlenmemiş değerli bir taşın yüzeyindeki iç kısmın incelenmesini sağlayan cilalı yüzey window n.
değerli taşı çevreleyen süsleme box n.
değerli taşı çevreleyen süsleme tarzı box n.
değerli taş veya mücevherlerin özellikleri gemmosity n.
değerli taş oymacılık sanatı glyptology n.
(mücevheratta) değerli maden granüllerinin altta bulunan metale yapıştırılması granulation n.
cam, metal veya değerli taşların parlatılmasında kullanılan açık renkli bir toz rouge n.
faset atılacak değerli taşın tutturulduğu kol dop n.