faaliyet - Turc Anglais Dictionnaire

faaliyet

Sens de "faaliyet" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 30 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
faaliyet activity n.
Social activities can bring a lot of joy into your life.
Sosyal faaliyetler hayatınıza çok fazla neşe katabilir.

More Sentences
faaliyet action n.
The European Commission should, I believe, provide facilities for such action.
Avrupa Komisyonunun bu tür faaliyetler için kolaylıklar sağlaması gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
General
faaliyet service n.
These buses were in service for ten years.
Bu otobüsler on yıldır faaliyetteydi.

More Sentences
faaliyet business n.
As a result, fewer companies will remain in business, not only in the European Union, but also outside.
Sonuç olarak sadece Avrupa Birliği'nde değil, dışarıda da daha az şirket faaliyet göstermeye devam edecektir.

More Sentences
faaliyet activity n.
So these are some examples of this type of activity.
İşte bunlar bu tür faaliyetlerin bazı örnekleridir.

More Sentences
faaliyet operation n.
Our company has been in operation since the 1700s.
Şirketimiz 1700'lü yıllardan beri faaliyet göstermektedir.

More Sentences
faaliyet act n.
The Court of Justice is to monitor the legality of the legislative acts.
Adalet Divanı ise yasama faaliyetlerinin hukuka uygunluğunu denetlemekle görevlidir.

More Sentences
faaliyet pitch n.
The employees are working at a fever pitch to complete the project on time.
Çalışanlar projeyi zamanında tamamlayabilmek için hummalı bir faaliyet içerisinde.

More Sentences
Trade/Economic
faaliyet activity n.
Dialogue to prevent conflict needs to be supplemented by increased intelligence activity.
Çatışmayı önlemeye yönelik diyalog, artan istihbarat faaliyetleriyle desteklenmelidir.

More Sentences
Law
faaliyet operation n.
Another issue of concern to the Commission is the proposed banning of the interim treatment operations.
Komisyon'u endişelendiren bir diğer konu da ara arıtma faaliyetlerinin yasaklanması önerisidir.

More Sentences
Politics
faaliyet operation n.
It will undermine aid operations throughout the world and especially in Afghanistan.
Başta Afganistan olmak üzere dünya genelindeki yardım faaliyetlerini baltalayacaktır.

More Sentences
faaliyet activity n.
It will facilitate the monitoring of EU activity.
AB faaliyetlerinin izlenmesini kolaylaştıracaktır.

More Sentences
Technical
faaliyet action n.
We do have some involvement, but our role is limited to civil and humanitarian action.
Bazı katılımlarımız var ama rolümüz sivil ve insani yardım faaliyetleriyle sınırlı.

More Sentences
General
faaliyet doing n.
faaliyet play n.
faaliyet movement n.
faaliyet bustle n.
faaliyet doings n.
faaliyet output n.
faaliyet energy n.
faaliyet agency n.
faaliyet acture [obsolete] n.
faaliyet blast n.
faaliyet handling n.
faaliyet inoperation [obsolete] n.
faaliyet strenuity [obsolete] n.
Trade/Economic
faaliyet transaction n.
Archaic
faaliyet motion n.
faaliyet lock n.
Slang
faaliyet thing n.

Sens de "faaliyet" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
faaliyet alanı scope n.
faaliyet göstermeyen dormant adj.
General
ekonomik faaliyet economic activity n.
Businesses need a dynamic environment that will stimulate this economic activity.
İşletmelerin bu ekonomik faaliyeti canlandıracak dinamik bir ortama ihtiyacı vardır.

More Sentences
faaliyet alanı sphere of activity n.
In other words, a very wide sphere of activity must be included.
Başka bir deyişle, çok geniş bir faaliyet alanı dahil edilmelidir.

More Sentences
önleyici faaliyet preventive action n.
All corrective and preventive actions must be recorded.
Tüm düzeltici ve önleyici faaliyetler kayıt altına alınmalıdır.

More Sentences
faaliyet raporu activity report n.
This shall include the publication of annual work programmes and activity reports.
Buna yıllık çalışma programlarının ve faaliyet raporlarının yayınlanması da dahildir.

More Sentences
faaliyet alanı area of activity n.
Our opinion sets out a few points from our area of activity on which we would like clarification.
Görüşümüz, faaliyet alanımızla ilgili olarak açıklığa kavuşturulmasını istediğimiz birkaç noktayı ortaya koymaktadır.

More Sentences
faaliyet alanı field of activity n.
In fact, everything depends on the field of activity.
Aslında her şey faaliyet alanına bağlıdır.

More Sentences
cinsel faaliyet sexual activity n.
Let's invent, let's innovate in our sexual activities.
Hadi icat edelim, cinsel faaliyetlerimizde yenilik yapalım.

More Sentences
siyasi faaliyet political activity n.
There is no mention, however, of the order prohibiting leading members of HADEP from engaging in political activity.
Bununla birlikte, HADEP'in önde gelen üyelerinin siyasi faaliyette bulunmalarını yasaklayan karardan söz edilmemektedir.

More Sentences
temel faaliyet core activity n.
Another crucial problem is the support of Parliament's core activities.
Bir diğer önemli sorun da Parlamento'nun temel faaliyetlerinin desteklenmesidir.

More Sentences
ticari faaliyet commercial activity n.
We also believe that the Indonesian Government should call a halt to the army's commercial activities in Papua.
Ayrıca Endonezya Hükümetinin ordunun Papua'daki ticari faaliyetlerini durdurması gerektiğine inanıyoruz.

More Sentences
askeri faaliyet military activity n.
The treaty prohibits mining and military activities.
Anlaşma madencilik ve askeri faaliyetleri yasaklıyor.

More Sentences
endüstriyel faaliyet industrial activity n.
It will address all relevant sources of pollution, including industrial activities.
Endüstriyel faaliyetler de dahil olmak üzere ilgili tüm kirlilik kaynaklarını ele alacaktır.

More Sentences
bilimsel faaliyet scientific activity n.
The School provides a wide range of high-value scientific activities.
Okul çok çeşitli yüksek değerli bilimsel faaliyetler sunmaktadır.

More Sentences
yasadışı faaliyet illegal activity n.
The rules must be very clear, and all these illegal activities must be penalised and punished.
Kurallar çok açık olmalı ve tüm bu yasadışı faaliyetler cezalandırılmalıdır.

More Sentences
hummalı faaliyet blitz n.
We need to have a blitz on the kitchen today before noon.
Öğlene kadar mutfakta hummalı bir uğraşla çalışmamız lazım.

More Sentences
(faaliyet amaçlı) alan country n.
This forested route is an awesome cycling country.
Bu ormanlık rota harika bir bisiklet alanıdır.

More Sentences
faaliyet göstermek act v.
At the moment, dealers can only act for one manufacturer.
Şu anda, bayiler yalnızca bir üretici için faaliyet gösterebilmektedir.

More Sentences
Trade/Economic
faaliyet raporu annual report n.
This annual report will be the last in the life of this current Parliament.
Bu yıllık rapor, mevcut Parlamento'nun son faaliyet raporu olacaktır.

More Sentences
tarımsal faaliyet agricultural activity n.
If it is applied, agricultural activities would cease in the least productive farms and areas.
Eğer uygulanırsa, en az verimli çiftliklerde ve alanlarda tarımsal faaliyetler duracaktır.

More Sentences
faaliyet alanı area of activity n.
The fact is that the United States is not a partner in any area of activity.
Gerçek şu ki, Amerika Birleşik Devletleri hiçbir faaliyet alanında ortak değildir.

More Sentences
ekonomik faaliyet economic activity n.
Any economic activity we perform has to overcome the enormous obstacle of distance.
Gerçekleştirdiğimiz her türlü ekonomik faaliyet, mesafe gibi muazzam bir engeli aşmak zorundadır.

More Sentences
ticari faaliyet transaction n.
Both companies stated the details of the transaction.
Her iki şirket de ticari faaliyetlerinin ayrıntılarını belirtti.

More Sentences
endüstriyel faaliyet industrial activity n.
The amount of waste produced by the nuclear power industry is small relative to other industrial activities.
Nükleer enerji endüstrisinin ürettiği atık miktarı diğer endüstriyel faaliyetlere göre küçüktür.

More Sentences
faaliyet alanları fields of activity n.
Regional development is, after all, one of its main fields of activity.
Ne de olsa bölgesel kalkınma, ana faaliyet alanlarından biridir.

More Sentences
faaliyet alanları areas of activity n.
The extreme diversity of the areas of activity addressed in the Lannoye report underlines this risk of distraction.
Lannoye raporunda ele alınan faaliyet alanlarının aşırı çeşitliliği bu dikkat dağınıklığı riskinin altını çizmektedir.

More Sentences
faaliyet göstermek operate v.
Our family business operates in several countries.
Aile şirketimiz birçok ülkede faaliyet gösteriyor.

More Sentences
General
siyasal faaliyet political activity n.
düzeltici faaliyet corrective action n.
sosyal faaliyet odası dayroom n.
yaratıcı faaliyet creative activity n.
bir yeri belirli bir faaliyet için ayırma zoning n.
faaliyet ismi present participle n.
faaliyet araştırması activity research n.
faaliyet sahası orbit n.
faaliyet alanı area of focus n.
sosyal faaliyet social activity n.
inotropik faaliyet inotropic action n.
faaliyet ve denetim raporu activity and audit report n.
faaliyet çizelgesi activity chart n.
faaliyet karı operating margin n.
maldan ziyade hizmet sunan faaliyet alanı service industry n.
faaliyet alanı scene n.
hummalı faaliyet endeavor n.
kısa süren hummalı faaliyet bout n.
iki yılda bir düzenlenen faaliyet bienal n.
ana faaliyet core activity n.
kültürel faaliyet cultural activity n.
ticari faaliyet business operation n.
kanuna aykırı faaliyet illegal activity n.
faaliyet süresi activity period n.
faaliyet süresi operating period n.
beşeri faaliyet human activity n.
faaliyet konusu subject of activity n.
faaliyet konusu area of activity n.
ana faaliyet konusu main activity n.
ana faaliyet konusu primary activity n.
ana faaliyet konusu major activity n.
faaliyet alanı scope n.
sosyal ve kültürel faaliyet social and cultural activity n.
yaşamsal faaliyet vital activity n.
iyileştirici faaliyet remedial action n.
iyileştirici faaliyet rehabilitative action n.
iyileştirici faaliyet curative activity n.
iyileştirici faaliyet curative action n.
destekleyici faaliyet supportive event n.
destekleyici faaliyet supportive activity n.
esas faaliyet alanları main areas of activity n.
faaliyet güvenliği safety of activity n.
faaliyet merkezi center of activities n.
zaman alan (faaliyet) time drain n.
staj programı faaliyet raporu internship program activity report n.
faaliyet alanı front n.
faaliyet/eylem komitesi action committee n.
hummalı faaliyet endeavour n.
faaliyet yılı activity year n.
faaliyet öğrenme action learning n.
ana faaliyet kodu main activity code n.
ana faaliyet kodu principal activity code n.
ana faaliyet kodu primary activity code n.
faaliyet alanı remit n.
faaliyet hacmi volume of activity n.
çaba odaklı faaliyet effort-driven activity n.
efor odaklı faaliyet effort-driven activity n.
faaliyet serbestliği freedom to operate n.
yorucu faaliyet tiring activity n.
yorucu faaliyet exhausting activity n.
yorucu faaliyet tiresome activity n.
1990'lardan beri lübnan'da faaliyet gösteren filistinli aşırı dinci sünni grup band of partisans n.
aşırı faaliyet actuosity n.
belli bir faaliyet veya hizmette uzmanlaşmış yer centre n.
belli bir faaliyet veya hizmette uzmanlaşmış yer center n.
tanımlanmış faaliyet alanı term of reference [brit] n.
faaliyet alanı territory n.
faaliyet alanı terrain n.
yoğun faaliyet top gear n.
faaliyet alanı area n.
yetersiz faaliyet underactivity n.
yetersiz faaliyet underaction n.
alt faaliyet alanı undersphere n.
yıkıcı siyasal faaliyet zap n.
külfetli veya yorucu faaliyet killer n.
modern cadılık inancında ve diğer birtakım dinlerde kişisel dönüşüme veya dışsal değişime sebep olduğu düşünülen faaliyet magick n.
kişinin alışkın olduğu faaliyet veya alan medium n.
bir faaliyet veya ilgi alanının merkezi olarak görülen yer mekka n.
içinde bulunulan faaliyet veya tecrübeden edinilen kalıcı değişim memory n.
en iyi olunan faaliyet alanı métier n.
insanların etkileşim içinde olacağı sosyal faaliyet mingle n.
dünya çapında faaliyet gösteren erkek izcilik organizasyonunun bir üyesi boy scout n.
askıya alınmış faaliyet holding pattern n.
yoğun faaliyet hum n.
yoğun faaliyet hums n.
17. yüzyılda ingiltere ve iskoçya sınırlarındaki bataklıklarla faaliyet gösteren yağmacı grubun bir üyesi moss-trooper n.
yaşlılara barınma, sağlık ve sosyal faaliyet hizmetleri sağlama life care n.
zevkli faaliyet luxuriation n.
karsız faaliyet mug's game n.
bazı topluluklara özgü olup sadece üyelerine açıklanan ritüel, faaliyet veya öğretiler mystery n.
sadece üyelerine açıklanan ritüel, faaliyet veya öğretileri bulunan gizli bir topluluğa kabul edilmiş kimse mystic n.
bir faaliyet veya tarihi bir olay gibi belirli bir durumdan doğan mitler bütünü mythoi n.
sıra dışı faaliyet glamor n.
sıra dışı faaliyet glamour n.
yardımcı faaliyet by-line n.
geleneksel faaliyet classic n.
(ölçülebilir faaliyet veya özellikte) alan department n.
faaliyet, bilgi ve sorumluluk alanı department n.
faaliyet, bilgi ve sorumluluk dünyası department n.
hali hazırda sürdürülen ve nihai durumu belirleyecek olan faaliyet ve işlevsel davranış destinies n.
imtiyaz sağlayan faaliyet veya başarı grace n.
bağımsızca gerçekleştirilen faaliyet lone hand n.
küçük faaliyet offshoot n.
ikincil faaliyet offshoot n.
normalin çok üzerinde faaliyet overactivity n.
düzenli sosyal faaliyet round n.
sosyal faaliyet rutini round n.
genel olarak baskın olan durum, özellik, faaliyet biçimi veya davranış tarzı rule n.
olanaksız faaliyet impossible action n.
faaliyet veya tutumu tamamlayıcı resmi veya saygılı usul complement [obsolete] n.
(kuruluş, vakıf için) fon, faaliyet ve fırsatların geliştirilmesi development n.
faaliyet alanı circle n.
pilot faaliyet pilot program n.
louisiana dini bölgesinde faaliyet gösteren idari organ police jury n.
bir plan için gerekli kaynakların yeterli olup olmadığını belirleyen faaliyet planı değerlendirme kriteri feasibility test n.
faaliyet alanı corner n.
faaliyet alanı firmament n.
teminat verilen veya alınan faaliyet gauge n.
faaliyet alanı orb n.
faaliyet alanı orbit n.
kademeli faaliyet phasing n.
faaliyet alanı precinct n.
mevcut faaliyet present [obsolete] n.
faaliyet alanı scene n.
işlevsel faaliyet shop n.
faaliyet merkezi shop n.
dört kişilik faaliyet foursome n.
çılgınca girişilen faaliyet frenzy n.
uykuda yapılan faaliyet somnambulance [rare] n.
faaliyet alanı sphere n.
eğlenceli faaliyet sportance n.
bir firmanın faaliyet gösterdiği/şube açtığı kasaba stand n.
faaliyet uzunluğu stretch n.
faaliyet süresi stretch n.
birden fazla bölgede faaliyet gösteren kurum superregional n.
ortak yönetim altında faaliyet gösteren taşımacılık hizmeti system n.
faaliyet çevresi scene n.
faaliyet alanı pasture n.
yasadışı faaliyet ihbar hattı hot line n.
yasa dışı faaliyet ihbar hattı hotline n.
coşkulu faaliyet fusillade n.
hummalı faaliyet fun n.
yoğun faaliyet fury n.
kültürel faaliyet function n.
sosyal faaliyet/yapının sisteme katkısı function n.
hummalı faaliyet furor n.
hummalı faaliyet furore n.
faaliyet göstermek get busy v.
bir yeri belirli bir faaliyet için ayırmak zone v.
faaliyet göstermek be active v.
faaliyet yürütmek do activity v.
faaliyet yürütmek carry out an activity v.
faaliyet yürütmek conduct an activity v.
faaliyet yürütmek undertake an activity v.
faaliyet göstermek get into the act v.
faaliyet göstermek carry on a business v.
faaliyet sürdürmek carry on the activity v.
faaliyet yapmak do an activity v.
faaliyet gerçekleştirmek carry out an activity v.
faaliyet gerçekleştirmek perform an activity v.
faaliyet için hazırlamak unlimber v.
kar getiren bir faaliyet yapmak monetise v.
kar getiren bir faaliyet yapmak monetize v.
faaliyet içinde olmak move v.
faaliyet alanı tanımak licentiate v.
ticari faaliyet trade v.
zaman alan (faaliyet) time-sink adj.
zaman alan (faaliyet) timesink adj.
faaliyet halinde activate adj.
faaliyet içinde activate adj.
üç farklı faaliyet alanında uzman olan triple-threat adj.
yetersiz faaliyet gösteren underactive adj.
anormal derecede düşük faaliyet gösteren underactive adj.
bir kimsenin faaliyet veya ilgi alanı dışında out of one's way [brit] adj.
esas faaliyet alanlarından sorumlu main line adj.
birden fazla farklı faaliyet çeşidinden oluşan multimodal adj.
belirli faaliyet sahası dışında gerçekleşen off-site adj.
belirli faaliyet sahasında gerçekleşmeyen off-site adj.
belirli bir faaliyet sahasından uzakta yapılan offsite adj.
belirli bir faaliyet sahasından uzakta bulunan offsite adj.
faaliyet yerinde olan on-the-spot adj.
(faaliyet) emredilen imperate [obsolete] adj.
faaliyet için ehil olan good adj.
siyasi alanda faaliyet gösteren political adj.
belirgin faaliyet göstermeyen feeble adj.
(hükümet) asayişi sürdürenlerin ötesinde faaliyet kontrolü sağlayan positive adj.
belirli faaliyet gösteren cihaz ile ilgili positive adj.
(hükümet) asayişi sürdürenlerin ötesinde faaliyet düzenlemesi sağlayan positive adj.
(cihaz) belirli faaliyet gösteren positive adj.
ana faaliyet öncesinde gelen preliminarily adj.
faaliyet düzeyi, kapsam veya miktar bakımından azaltılmış scaled-down adj.
faaliyet alanına ait veya ilgili scopal adj.
faaliyet seviyesi düşük olan slack adj.
bağımsız faaliyet gösteren sole adj.
(faaliyet) para toplama amacıyla düzenlenen sponsored adj.
profesyonel seviyenin altında faaliyet yürüten subprofessional adj.
yüzeyde faaliyet gösteren surface adj.
birlikte faaliyet gösterebilen synergistical adj.
faaliyet alanında yer alan upon the spot adj.
başarılı faaliyet gösteren healthy adj.
faaliyet süresi boyunca olan full-time adj.
faaliyet gösteren functioning adj.
faaliyet alanı itibarıyla by line of business adv.
faaliyet alanı itibarıyla by field of activity adv.
faaliyet veya ilgi alanı dışında out of the way [brit] adv.
belirli faaliyet sahasının dışında gerçekleşen off site adv.
belirli faaliyet sahasında bulunmayan off-site adv.
belirli faaliyet sahasında bulunmayan offsite adv.
belirli faaliyet sahasında gerçekleşmeyen off-site adv.
belirli faaliyet sahasında gerçekleşmeyen offsite adv.
faaliyet durumunda on adv.
faaliyet alanında upon the spot adv.
tipik faaliyet anlamına gelen son ek -ics suf.
bir şey ile bağlantılı faaliyet anlamına gelen son ek -ing suf.
faaliyet anlamına gelen son ek -ing suf.
bir şeye bağlı faaliyet anlamına gelen son ek -ing suf.
faaliyet anlamın gelen son ek -cy suf.
faaliyet anlamına gelen son ek -sis suf.
faaliyet bildiren son ek -our suf.
Phrasals
verimlilik/faaliyet düzeyi düşük kalmak remain down v.
düşük faaliyet göstermeye devam etmek remain down v.
olumsuz hava koşulları faaliyet gösterememesine neden olmak weather in v.
faaliyet merkeziyle yazarak iletişim kurmak write in v.
faaliyet göstermek set in [dialect] v.
Phrases
tam faaliyet halinde in full swing expr.
Colloquial
günlük/gündelik faaliyet day-to-day activity n.
tam faaliyet hali high gear n.
yasa dışı faaliyet game n.
karmaşık ve anlamsız faaliyet mumbo jumbo n.
son faaliyet last thing n.
kolay ve hızlı faaliyet fast lane n.
büyük göller'de faaliyet gösteren okyanus gemisi salty n.
heyecanlı faaliyet ile öne çıkan hot adj.
Idioms
faaliyet merkezi hive of activity n.
ne olduğu tam bilinemeyen faaliyet veya düşünce alanı no-man's-land n.
(birine) en iyi gelen şey/faaliyet drug of choice n.
yeğlenen faaliyet, alışkanlık drug of choice n.
sığınılan faaliyet drug of choice n.
zorunlu olarak gerçekleştirilen her türlü görev ya da faaliyet command performance n.
alanında başı çeken uygulama/faaliyet leading edge n.
alanında lider uygulama/faaliyet leading edge n.
alanındaki en ileri/gelişmiş faaliyet leading edge n.
alanındaki en yüksek uygulama/faaliyet leading edge n.
alanında önde gelen uygulama/faaliyet leading edge n.
bir faaliyet/çaba sonucu ortaya çıkan ürün/meyve the fruit of (something) n.
bir faaliyet/çaba sonucu ortaya çıkan ürünler/meyveler the fruits of (something) n.
faaliyet merkezi a hive of activity n.
çok karlı iş/faaliyet a gold mine n.
çok kazançlı iş/faaliyet a gold mine n.
iyi gelir/kar getiren iş/faaliyet a gold mine n.
siyasi faaliyet açısından yerel düzeyde olan halk grass-roots n.
usulsüz faaliyet funny stuff n.
yasa dışı faaliyet funny stuff n.
aynı anda yürütülen birkaç değişik faaliyet several irons in the fire n.
ani faaliyet fire-drill n.
kaos yaratan faaliyet fire-drill n.
kaotik faaliyet fire-drill n.
faaliyet göstermek come online v.
faaliyet göstermek go on line [us] v.
faaliyet göstermeye başlamak come online v.
faaliyet göstermeye başlamak go on line [us] v.
tam faaliyet halinde in high gear expr.
faaliyet gösteren in business expr.
açılmış ve faaliyet göstermeye başlamış up and running expr.
Trade/Economic
brüt esas faaliyet karı/zararı gross real operating profit/loss n.
faaliyet çözümlemesi activity analysis n.
faaliyet dışı gelir unrelated business income n.
faaliyet alanı varlıkları segment assets n.
sürdürülmeyen faaliyet discontinuing operations n.
zirai faaliyet agricultural activity n.
faaliyet alanı segment n.
faaliyet karı operating profit n.
faaliyet giderleri operational expenses n.
diğer faaliyet gelirleri other operating income n.
faaliyet denetimi activity auditing n.
faaliyet olmaması no activities n.
bir ülkede kurulup başka bir ülkede faaliyet gösteren şirket adverse selection n.
faaliyet hesabı activity account n.
diğer faaliyet gelirleri other operating revenue n.
faaliyet belgesi activity certificate n.
esas faaliyet gelirleri real operating income n.
bankaların birden fazla yörede faaliyet göstermelerine olanak veren bir sistem branch banking n.
onu sağlayan kimseden ayrılamayan biriktirilemeyen ve insan ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip olan bir ekonomik faaliyet service n.
faaliyet gideri operating expense n.
faaliyet ve süreç bazında maliyetlendirme activity and process costing n.
faaliyet planı schedule n.
faaliyet ruhsatı operating license n.
faaliyet kaldıracı operating leverage n.
faaliyet oranı activity ratio n.
faaliyet dışı kar non operating profit n.
faaliyet karı/zararı operating profit/loss n.
faaliyet planı çerçevesi operational plan framework n.
yıllık faaliyet raporu annual activity report n.
faaliyet kiralaması operating lease n.
vergiden sonraki olağan faaliyet karı veya zararı profit or loss on ordinary activities after taxation n.
faaliyet gösterdiği alanda piyasanın önemli bölümünü denetimleri altında bulunduran işletmeler big business n.
faaliyet karından sağlanan kaynak funds provided from operations n.
faaliyet giderlerine ilişkin nakit çıkışları cash outflows due to operating expenses n.
faaliyet karı business profit n.
yabancı ülkedeki faaliyet foreign operation n.
ticari faaliyet hakkı değer artışı revaluated right to do business n.
faaliyet oranları operating ratios n.
faaliyet bütçesi operating statement n.
faaliyet ile ilgili diğer gelir ve karlar other income n.
dış ekonomik faaliyet mal nomenklatürü foreign economic activity commodity nomenclature n.
faaliyet belgesi operating certificate n.
faaliyet belgesi certificate of commencement n.
faaliyet belgesi commercial activity certificate n.
firmanın faaliyet alanı company's business n.
ekonomik faaliyet alanı economic sector n.
1940 tarihli yatırım yasasına göre yatırım belgesi ile faaliyet gösteren yatırım firması face amount certificate company n.
faaliyet denetimi operational audit n.
ticari faaliyet hakkı right to do business n.
faaliyet dönemi içerisinde hazırlanan rapor interim report n.
raporlanabilir faaliyet alanı reportable segment n.
ana faaliyet alanı core business n.
faaliyet dönemi operating cycle n.
bir mağazalar zincirine bağlı olmayıp bireysel mülkiyet kapsamında faaliyet gösteren mağaza independent store n.
faaliyet alanı gideri segment expense n.
faaliyet dönüşüm süresi operating cycle n.
faaliyet alanı hasılatı segment revenue n.
diğer esas faaliyet gelirleri other operating income n.
faaliyet döngüsü operating cycle n.
yapay faaliyet dummy activity n.
direkt faaliyet giderleri direct operating expenses n.
faaliyet karı business income n.
yasa dışı ticari faaliyet konulan illegal bargaining subjects n.
faaliyet hesapları operating accounts n.
faaliyet profili activity profile n.
net faaliyet geliri yaklaşımı net operating income approach n.
chicago ticaret borsasının döviz ve mali gelecek işlemleri konularında faaliyet gösteren bölümü international monetary market n.
faaliyet alanı business segment n.
faaliyet alanı performansı segment result n.
faaliyet bütçesi operating budget n.
olağan faaliyet karına ilişkin vergiler tax on profit on ordinary activities n.
faaliyet karı operating income n.
faaliyet zararı operating loss n.
vergiden sonraki olağan faaliyet zararı profit or loss on ordinary activities after taxation n.
faaliyet yönetimi operations management n.
faaliyet zararından dolayı kaynak kullanımı funds flow relating to operating activities n.
işletmenin faaliyet geliri operating income n.
işletmenin faaliyet kan operating profit n.
faaliyet yöneticisi line manager n.
faaliyet ortamı task environment n.
ticari faaliyet dalı line of business n.
faaliyet raporu activity report n.
faaliyet seviyesi activity level n.
faaliyet sonucu operating result n.
faaliyet halinde bulunan şirket operating company n.
faaliyet göstermeyen şirket nonoperating company n.
iktisadi faaliyet economic activity n.
işletmenin faaliyet değeri going concern value n.
faaliyet giderleri operating expenses n.
faaliyet karı veya zararı operating profit or loss n.
yönetim kurulu faaliyet raporu activity report of the board of directors n.
faaliyet belgesi good standing certificate n.
faaliyet belgesi certificate of good standing n.
işyeri faaliyet ruhsatı business operating license n.
faaliyet alanı activity-area n.
faaliyet dışı gider ve zararlar non-operating costs and losses n.
net esas faaliyet karı-zararı net real operating profit/loss n.
faaliyet dışı gelir ve karlar non-operating profits or losses n.
faaliyet dışı masraf non-operating expense n.
net faaliyet geliri yaklaşımı net operating-income approach n.
asıl faaliyet dışı elde edilen karlar non-operating profits n.
vergiden sonraki olağan faaliyet karı profit or loss on ordinary activities after taxation n.
faaliyet giderleri operating costs n.
vergiden sonraki olağan faaliyet karı profit on ordinary activities after taxation n.
diğer faaliyet giderleri other operating charges n.
yan faaliyet subsidiary activity n.
yıllık faaliyet raporu policy statement n.
faaliyet başarısı operating performance n.
faaliyet geliri operating revenue n.
faaliyet maliyeti operating cost n.
faaliyet çevrimi operating cycle n.
yardımcı faaliyet activities n.
faaliyet raporu operating report n.
faaliyet hasılatı operating revenues n.
her türlü iş alanını kapsayan faaliyet vertical business n.
şirketin devamlı faaliyet değeri going concern value n.
piyasada yapay bir faaliyet yaratmak amacıyla yapılan düzmece işlemler cross trades n.
faaliyet tabanlı maliyetleme activity based costing n.
faaliyet tabanlı maliyet yönetimi activity based costing management n.
borsadaki gayri resmi faaliyet coulisse n.
işletme faaliyet raporu operating report n.
bir çok iş dalında faaliyet gösteren şirket composite company n.
faaliyet etkinliği operating effectiveness n.
faaliyet hesabı operating account n.
faaliyet sahası orbit n.
faaliyet alanı orbit n.
faaliyet merkezi department n.
gemi faaliyet alanı range n.
icrai faaliyet executive action n.
faaliyet halindeki şirket operating company n.
bir şirketin başka bir eyalette faaliyet göstermesi durumunda vergilerin karşılıklı olacağını öngören kanun retaliatory statute n.
ticari faaliyet business n.
iktisadi faaliyet business n.
yeni tarihli faaliyet belgesi newly dated certificate of business activity n.
faaliyet belgesi certificate of activity n.
faaliyet çevrimi süresi length of the operating cycle n.
faaliyet alanı business district n.
ekonomik faaliyet economic action n.
ana faaliyet major activity n.
yabancı ülkede kurulup türkiye'de faaliyet gösteren bulunan şirket foreign corporation n.
mesleki faaliyet professional activity n.
mesleki faaliyet occupational activity n.
faaliyet kiralaması anlaşması operating lease arrangement n.
şirket faaliyet belgesi certificate of existence n.
şirket faaliyet belgesi certificate of authorization n.
şirket faaliyet belgesi goodstanding certificate n.
şirket faaliyet belgesi certificate of good standing n.
faaliyet bölgesi site of action n.
sınai faaliyet industrial activity n.
faaliyet giderleri opex n.
ana faaliyet konusu main area of activity n.
ana faaliyet konusu major area of activity n.
david einhorn tarafından kurulmuş abd'de faaliyet gösteren bir koruma fonu greenlight capital n.
faaliyet alanı scope n.
faaliyet düzeyi activity level n.
faaliyet bazında maliyetlendirme activity-based costing n.
işletmenin ana faaliyet konusu principal business activity n.
düzeltici önleyici faaliyet corrective and preventative action n.
düzeltici ve önleyici faaliyet corrective action/preventive action n.
düzeltici ve önleyici faaliyet corrective and preventative action n.
düzeltici ve önleyici faaliyet corrective and preventive action (capa) n.
düzeltici önleyici faaliyet corrective action/preventive action n.
düzeltici önleyici faaliyet corrective and preventive action (capa) n.
faaliyet alanı ekonomisi economy of scope n.
satışlar ve diğer faaliyet gelirleri sales and other operating revenues n.
müşterek faaliyet joint activity n.
müşterek faaliyet raporu joint activity report n.
fiziki bir faaliyet yeri olmaksızın internet kanalıyla online hizmet veren işletmelerin aksine belirli bir işyerinden (bina veya dükkan) faaliyet gösteren geleneksel işletmeleri tanımlamak için kullanılan bir terim brick and mortar shop n.
fiziki bir faaliyet yeri olmaksızın internet kanalıyla online hizmet veren işletmelerin aksine belirli bir işyerinden (bina veya dükkan) faaliyet gösteren geleneksel işletmeleri tanımlamak için kullanılan bir terim brick and mortar business n.
faaliyet kar marjı operating profit margin n.
faaliyet karlılığı operating profitability n.
faaliyet bölümleri operating segments n.
faaliyet hacmi operating volume n.
iki ticari şirketin (borsa veya yasal alanlar hariç) belli bir alanda tek bir şirketmiş gibi faaliyet göstermesi dual-listed company n.
bir şirketin satışı sonrasında şirketi satan ile alan arasında imzalanan ve satışı yapan tarafın sektörde belirli bir süre faaliyet göstermeyeceğini şart koşan anlaşma non-compete agreement n.
bir şirketin satışı sonrasında şirketi satan ile alan arasında imzalanan ve satışı yapan tarafın sektörde belirli bir süre faaliyet göstermeyeceğini şart koşan anlaşma noncompete agreement n.
faaliyet(in) yapısı/içeriği nature of activity n.
kukla faaliyet dummy activity n.
faaliyet tabanlı maliyetlendirme activity-based costing n.
faaliyet alanları business line n.
faaliyet yılı year of operation n.
faaliyet yılı year of activity n.
iş ortamının basitleştirilmesine yönelik faaliyet grubu business environment simplification task force procedure n.
üyelerinin haftalık, iki haftalık ya da aylık para verip oluşturduğu güney afrika'da faaliyet gösteren bir para biriktirme düzeni stokvel n.
faaliyet olanak ve imkanları service climate n.
yıllık faaliyet raporu annual report n.
sınai faaliyet industrial activity n.
faaliyet gideri operating expenses n.
faaliyet karı operating profits n.
aynı grubun altında faaliyet gösteren şirketler arasında kredi alışverişi intercompany loan n.
geçmişte sömürge hong kong'da faaliyet gösteren ingiliz şirketlerinin genelde yabancı genel müdürlerine verilen isim taipan n.
belirli bir işletme veya faaliyet alanı ile ilgili özel bilgiler içeren yayın tip sheet n.
mali faaliyet economic action n.
ana faaliyet alanını sürdürmek için büyük bir konglomeranın devralınması ve iştiraklerin bazılarının devralma işlemini finanse etmek için satılması unbundling n.
ana faaliyet alanını sürdürmek için büyük bir konglomera devralan ve iştiraklerin bazılarını devralma işlemini finanse etmek için satan kişi veya kuruluş unbundler n.
yıllık faaliyet raporu yearend report n.
bir bölgedeki ekonomik faaliyet aralığı oeconomy n.
bir topluluktaki ekonomik faaliyet sistemi oeconomy n.
bir ülkedeki ekonomik faaliyet sistemi oeconomy n.
faaliyetlerinin gerçekleştirildiği ülke dışında faaliyet göstermek üzere kayıtlı yerli şirket offshore n.
şirketin vergi nedeniyle yurtdışında faaliyet göstermesi offshoring n.
bulundukları bölgede emanetçi banka olarak faaliyet gösteren bölge bankalarından biri federal reserve bank n.
finansal faaliyet yürütme kuruluşu financial institution n.
iki bireyin kişisel çıkarlarına dayanan gizli ticari faaliyet side deal n.
hızlı büyümeden daha istikrarlı ekonomik faaliyet düzeyine kademeli geçiş süreci soft landing n.
faaliyet göstermek be in service v.
(bir yeri) ticari faaliyet açısından kapsamak cover v.
faaliyet yürüten operating adj.