getirme - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

getirme



Sens de "getirme" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

Turc Anglais
General
getirme introduction n.
getirme swap in n.
getirme inbringing n.
getirme duction n.
getirme preferment n.
Law
getirme bringing n.
Technical
getirme swap in n.
Computer
getirme swap-in n.
getirme fetch n.
Informatics
getirme swap-in n.

Sens de "getirme" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
General
yakarak toz haline getirme veya gelme calcination n.
sağlığa uygun bir duruma getirme sanitation n.
balede bacakları çapraz duruma getirme entrechat n.
geri getirme return n.
gaz haline getirme gassification n.
aynı hizaya getirme alignment n.
ruh haline getirme etherealising n.
gaz haline getirme gasifying n.
uygun hale getirme tailoring n.
karmaşık hale getirme complication n.
meydana getirme eventuation n.
bir durumdan başka duruma getirme conversion n.
yeniden orman haline getirme reforestation n.
vücuda getirme engendering n.
yerine getirme effectuating n.
verimli hale getirme improvement n.
hareketsiz hale getirme immobilization n.
meydana getirme achievement n.
tutam haline getirme wisping n.
yerine getirme exercise n.
yenilik getirme innovation n.
çelenk haline getirme enwreath n.
yerine getirme performance n.
içinden çıkılmaz hale getirme tangling n.
harekete getirme motivation n.
karmakarışık hale getirme ensnarling n.
yaprak haline getirme lamination n.
aklına getirme evocation n.
geri getirme restoration n.
yerine getirme acquittal n.
popüler hale getirme popularization n.
yerine getirme execution n.
uyumlu hale getirme adapting n.
daha iyi bir duruma getirme uplift n.
toprağı daha bereketli hale getirme enriching n.
yerine getirme effecting n.
balıkyağı kıvamına getirme jecorising n.
haline getirme reduction n.
rasgele hale getirme randomization n.
meydana getirme doing n.
halel getirme damnification n.
dile getirme utterance n.
eski haline getirme restitution n.
meydana getirme progeniture n.
dünyaya getirme generation n.
bulup getirme retrieval n.
yerine getirme prosecution n.
günah çıkarma ve papazın önerdiği kefareti yerine getirme penance n.
zararsız hale getirme disarmament n.
geviş getirme rumination n.
açıklık getirme clarification n.
gaza getirme emboldening n.
yerine getirme fulfilment n.
tanınmaz hale getirme disguise n.
bir araya getirme concentration n.
ruh haline getirme etherealisation n.
yerine getirme (vaat) redemption n.
yerine getirme effectuation n.
çalışacak duruma getirme harnessing n.
dile getirme articulation n.
bir araya getirme fabrication n.
akla getirme evocation n.
eşzamanlı bir hale getirme synchronization n.
güvenli hale getirme işlemi render safe procedure n.
vecit haline getirme enrapturing n.
yerine getirme pursuance n.
yerine getirme (görevi) discharge n.
eski iyi haline getirme refurbishment n.
karşılıklı hale getirme mutualization n.
yerine getirme administration n.
akla getirme association n.
yerine getirme (bir adeti) observance of n.
meydana getirme generation n.
yerine getirme fulfillment n.
birbirine eşit hale getirme equalizing n.
açıklık getirme elucidating n.
gaz haline getirme gasification n.
yaprak haline getirme laminating n.
yerine getirme consummation n.
açık bir şekilde dile getirme articulation n.
yerine getirme implement n.
doygun hale getirme saturating n.
koloni haline getirme colonization n.
kar getirme yüzdesi productivity n.
mayını zararsız hale getirme mine disposal n.
göreve getirme induction n.
yerine getirme completion n.
yerine getirme exercising n.
meydana getirme constitution n.
etkisiz hale getirme nullification n.
meydana getirme accomplishment n.
alıp getirme fetch n.
yerine getirme implementation n.
yerine getirme countercoil n.
duyarlı hale getirme sensitizing n.
borç almayı alışkanlık haline getirme scrounging n.
yerine getirme keeping n.
eski duruma getirme rehabilitation n.
en uygun şekle getirme optimization n.
yerine getirme discharge n.
toz haline getirme trituration n.
ezerek toz haline getirme trituration n.
ezerek toz haline getirme tripsis n.
nötr hale getirme neutralisation n.
nötr hale getirme neutralization n.
geçersiz hale getirme hebetation n.
uygun hale getirme habilitation n.
etkisiz hale getirme (bomba) defusing n.
cam haline getirme vitrifaction n.
oyuna getirme tricking n.
paralel hale getirme paralleling n.
ışığa duyarlı hale getirme photosensitizing n.
ışığa duyarlı hale getirme photosensitising n.
dünyaya getirme birth n.
eski haline getirme rehabilitation n.
eski durumuna getirme reinstatement n.
ses geçirmez duruma getirme deafening n.
formül haline getirme formulation n.
yaprak haline getirme foliation n.
akla getirme (bir başka şeyi) suggestion n.
ince levha haline getirme lamination n.
yerine getirme observance n.
toz haline getirme powdering n.
altını üstüne getirme rummage n.
geviş (getirme) rumination n.
yeniden kullanılabilir hale getirme reclaim n.
tarıma elverişli duruma getirme reclamation n.
yeniden bir araya getirme reconsolidation n.
eve ekmek parası getirme breadwinning n.
resmi hale getirme formalizing n.
en iyi seviyeye getirme optimization n.
normal hale getirme normalization n.
normal hale getirme normalisation n.
yerine getirme garantisi fulfilment guarantee n.
roman haline getirme novelisation n.
roman haline getirme novelization n.
(bir talebi) yerine getirme satisfaction n.
(fiziksel olarak) etkisiz hale getirme eğitimi physical restraint training n.
çekici hale getirme glamorisation n.
çekici hale getirme glamorization n.
bombayı etkisiz hale getirme bomb disposal n.
yerel hale getirme localisation n.
lokal hale getirme localisation n.
lokal hale getirme localization n.
yerel hale getirme localization n.
ruh haline getirme etherealization n.
ruh haline getirme etherealizing n.
etkisiz hale getirme (bomba) defuzing n.
rasgele hale getirme randomisation n.
eşzamanlı bir hale getirme synchronisation n.
en iyi seviyeye getirme optimisation n.
popüler hale getirme popularisation n.
birbirine eşit hale getirme equalising n.
en uygun şekle getirme optimisation n.
koloni haline getirme colonisation n.
hareketsiz hale getirme immobilisation n.
karşılıklı hale getirme mutualisation n.
duyarlı hale getirme sensitising n.
resmi hale getirme formalising n.
etkisiz hale getirme neutralisation n.
etkisiz hale getirme neutralization n.
götürme-getirme servisi/hizmeti pick-up service n.
karşıtlık yaratma amacıyla bir araya getirme juxtaposition n.
en uygun seviyeye getirme optimization n.
en uygun seviyeye getirme optimisation n.
hedefi denk getirme/kaçırmama hitting the target n.
kokulu hale getirme odoration n.
gösterilmeye uygun hale getirme spectacularization n.
gösteri haline getirme spectacularization n.
hijyenik hale getirme hygenisation n.
hijyenik hale getirme hygenization n.
yerine getirme niyeti intention of fullfilling n.
otonom hale getirme autonomisation n.
otonom hale getirme autonomization n.
aklına getirme evocation n.
meydana getirme achievance n.
bir araya getirme accombination n.
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme deglamorization n.
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme deglamorisation n.
yeterli hale getirme adequation n.
göz önüne getirme visualization n.
birbirine eşit hale getirme adequation n.
çizelge, cetvel, tablo haline getirme tabularization n.
başarılı bir şekilde yerine getirme carrying out n.
yeniden bir araya getirme reaggregation n.
yeniden bir araya getirme recollectedness n.
aklına getirme recollection n.
yeniden vücuda getirme recorporification [rare] n.
yazılı forma getirme redaction n.
yayıma hazır hale getirme redaction n.
yazılı forma getirme redaction n.
(sözü) yerine getirme redeeming n.
meydana getirme reduction n.
eski durumuna geri getirme reestablishment n.
eski durumuna geri getirme re-establishment n.
u şekline getirme channelization n.
u şekline getirme channelisation n.
örtüsüz hale getirme nudation n.
çıplak hale getirme nudification n.
eski durumuna getirme reinstation n.
eski haline getirme reinstation n.
eski görevine getirme reinstation n.
akla getirme rememoration [obsolete] n.
ezerek toz haline getirme triture [obsolete] n.
ikiz dünyaya getirme twinning n.
çift hale getirme twinning n.
aynı eksene getirme alinement n.
aynı düzeye getirme alinement n.
demode hale getirme antiquation n.
daha kötü duruma getirme embitterment n.
sözleşme ile iş göremez hale getirme stultification n.
ön yargısız hale getirme unbiassing n.
tarafsız hale getirme unbiassing n.
aklına getirme elicitation n.
çekici hale getirme endearedness n.
tek birim haline getirme uniting n.
meydana getirme engendrure n.
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme zhoosh n.
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme zhoosh n.
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme zhuzh n.
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme zhuzh n.
banal hale getirme banalisation n.
banal hale getirme banalization n.
kanunlara uygun hale getirme. legitimation n.
ince toz haline getirme levigation n.
dayanıklı hale getirme making-up n.
alıcılarla satıcıları veya potansiyel iş ortaklarını bir araya getirme hizmeti matchmaking n.
bir takıma müsabakalarda eşlik etmek için seçilmiş, su getirme ve ekipmana bakım yapma gibi görevleri olan küçük erkek çocuğu mascot n.
aklına getirme memorial [obsolete] n.
aklına getirme memory n.
(bir şeyi) meydana getirme midwifery n.
ekinleri toplayıp eve getirme harvest-home n.
yığın haline getirme heaping n.
karışım haline getirme minglement n.
gerçek değere bakmak yerine prosedürleri yerine getirme box-ticking n.
gaza getirme hortation n.
ahlaki hale getirme moralisation n.
ahlaka uygun hale getirme moralism n.
ahlaki hale getirme moralization n.
ahlaki hale getirme moralisation n.
bir araya getirme mount n.
bozulmamış ilk durumuna getirme repristination n.
yeni hale getirme revamp n.
yeni hale getirme revampment n.
yeni hale getirme face-lift n.
yeniden gözünün önüne getirme revisualization n.
yeniden gözünün önüne getirme revisualisation n.
çekici hale getirme glamourization n.
çekici hale getirme glamourisation n.
(bir şeyi) anlaşılmaz hale getirme obfuscation n.
anlaşılmaz hale getirme obfuscation n.
anlaşılmaz hale getirme obscuration n.
(yasaları) yerine getirme observation [obsolete] n.
hareketsiz hale getirme rigidifying n.
küt hale getirme obtusion n.
bayağı hale getirme deglamorization [us] n.
bayağı hale getirme deglamorisation [uk] n.
sınır getirme denial n.
sınır getirme denial of one's self n.
sınır getirme deniance n.
çirkin hale getirme desightment n.
daha az spesifik hale getirme despecification n.
kaçamaklı hale getirme hedging n.
kusursuz hale getirme idealisation n.
kusursuz hale getirme idealization n.
kusursus hale getirme idealisation n.
en uygun hale getirme optimalisation n.
ideal hale getirme optimalisation n.
en uygun hale getirme optimalization n.
ideal hale getirme optimalization n.
galeyana getirme rousing n.
göz önüne getirme implosion n.
kötü hale getirme impoverishment n.
meydana getirme bringing about n.
derleyip bir araya getirme compilement [obsolete] n.
yerine getirme complement [obsolete] n.
buz haline getirme conglaciation n.
hafızada bir araya getirme connection n.
hayal gücüyle bir araya getirme connection n.
gücünü gitgide azaltarak kurum veya sistemi işlemez hale getirme dismantling n.
adım adım hedefini küçülterek kurum veya sistemi işlemez hale getirme dismantling n.
talihsiz hale getirme infausting [obsolete] n.
yola getirme information [obsolete] n.
bir araya getirme ingathering n.
makul hale getirme ingratiation n.
kabul edilir hale getirme ingratiation n.
akla yatkın hale getirme ingratiation n.
gaza getirme distraction n.
zengin hale getirme ditation n.
bir araya getirme comportation n.
içbükey hale getirme concavation n.
galeyana getirme concitation n.
sayı haline getirme digitalization [us] n.
sayı haline getirme digitalisation [uk] n.
fanatik hale getirme fanaticization n.
fanatik hale getirme fanaticisation n.
fanatik hale getirme fanaticisation n.
fantastik hale getirme fantastication n.
olağanüstü hale getirme fantastication n.
kıvamlı hale getirme incrassation n.
eşyaları bir araya getirme packing n.
bir yerde vizesinden uzun kalanları geri getirme görevi picket n.
kıvamına getirme contemperation [obsolete] n.
hevesli hale getirme contentation [obsolete] n.
istekli hale getirme contentation [obsolete] n.
çift haline getirme coupling n.
laf kalabalığına getirme fencing n.
etkin hale getirme initiation n.
bir araya getirme inning n.
aşina hale getirme inoculation n.
sürekli hale getirme inosculate n.
kalıcı hale getirme inveteration n.
sürekli hale getirme inveteration n.
toz hale getirme porphyrization n.
toz hale getirme porphyrisation n.
yanına getirme postposition n.
amerikan yerlileri arasında sihir ve eğlenceye dayalı bir çeşit şans getirme ritüeli powwowism n.
koşulu yerine getirme satisfaction n.
bir araya getirme amassing n.
zararsız hale getirme disarmature [obsolete] n.
derebeylik haline getirme feudalization n.
derebeylik haline getirme feudalisation n.
bir araya getirme gather n.
faydalı hale getirme pragmatization n.
faydalı hale getirme pragmatisation n.
(bilgisayarda) geri getirme fonksiyonu precision n.
ansızın getirme predelivery n.
ön ek getirme prefixion [obsolete] n.
önüne getirme preposition n.
altını üstüne getirme romage [scotland] n.
deneyimli hale getirme seasoning n.
kendini kültürlü hale getirme self-cultivation n.
kendini kültürlü hale getirme self-culture n.
gres yağını yeniden kullanılabilir duruma getirme işlemi sırasında santrifüjü kullanan operatör separator n.
toz haline getirme friation n.
bir araya getirme solidification n.
stabil hale getirme stabiliment n.
tarafsız hale getirme standoff n.
son ek getirme suffixion n.
sonuna ek getirme suffixion n.
son ek getirme suffixment n.
sonuna ek getirme suffixment n.
yerine getirme superinducement n.
yerine getirme superinduction n.
sembol haline getirme symbolising n.
sembol haline getirme symbolizing n.
sistemli hale getirme systematisation [uk] n.
Phrases
aklıma getirme dayanamıyorum/karşı koyamıyorum get thee behind me expr.
daha çok miktarda alıp birim fiyatı daha ucuza getirme cheaper by the dozen expr.
konuyu hitler’e getirme reductio ad hitlerum expr.
Proverb
eski köye yeni adet getirme don't put new wine in old bottles
eski köye yeni adet getirme don't put new wine into old bottles
Colloquial
korsan sigara alıp getirme buttlegging n.
yerine başkasını getirme turnover n.
(olduğunu) aklına bile getirme don't even think about it (happening) expr.
Idioms
zorbalıkla yola getirme/uydurma procrustean bed n.
zorbalıkla yola getirme/uydurma a procrustean bed n.
burnundan getirme run for (one's) money n.
büyük ses getirme smash hit n.
burnundan getirme a run for one's money n.
(bilgisizi, cahili) hizaya getirme sopası clue-by-four n.
sürekli değişiklik getirme chop and change n.
boşluğuna getirme element of surprise n.
kırk dakikayı karşı takımın burnundan getirme forty minutes of hell [us] n.
şikayetlerini dile getirme fırsatı (one's) day in court n.
üçkağıda getirme a confidence game n.
altını üstüne getirme a fine-tooth comb n.
hizaya getirme a firm hand n.
burnundan getirme a run for money n.
burnundan getirme a run for your money n.
oyuna getirme girişimi a snow job [us] n.
bebek dünyaya getirme a visit from the stork n.
altını üstüne getirme fine-tooth comb n.
hizaya getirme firm hand n.
birini yola getirme have one conform to your instruction v.
birini yola getirme urge someone to agree with you v.
birini yola getirme persuade or force someone to agree with you v.
birini yola getirme bring someone into line v.
birini yola getirme make (someone) toe the line v.
yazımını bitirmek (baskıya hazır hale getirme) put something to bed v.
daha çok miktarda alıp birim fiyatı daha ucuza getirme cheaper by the dozen expr.
ısıtıp ısıtıp önüme/önümüze getirme don't beat a dead horse expr.
Speaking
aceleye getirme take your time expr.
aceleye getirme don't rush it expr.
her şeyi sorun haline getirme! don't make a big deal out of everything! expr.
onu buraya getirme don't bring her here expr.
Trade/Economic
kredi ve para arzını artırarak parayı eski değerine getirme reflation n.
tekrar anonim şirket haline getirme reincorporation n.
aynı düzeye getirme alignment n.
cetvel haline getirme tabulation n.
çalışan sayısını değiştirerek en uygun hale getirme rightsizing n.
daha iyi olan eski durumuna getirme rehabilitation n.
değişmezlik durumuna getirme stabilization n.
değişmezlik durumuna getirme stabilisation n.
fiyatları hizaya getirme alignment n.
faiz getirme interest-yielding n.
görevlerini yerine getirme yükümlülüğü obligation to perform the duties n.
hükümsüz hale getirme recission n.
iş kalemlerini eski haline getirme reinstating workitems n.
kullanılabilir hale getirme conditioning n.
mamul hale getirme manufacture n.
piyasa haline getirme marketization n.
piyasa haline getirme marketisation n.
rakamların küsuratını atıp yuvarlak hale getirme round off n.
toprağı tarıma elverişli duruma getirme reclamation n.
ürün haline getirme productisation n.
ürün haline getirme productization n.
yasal hale getirme legalization n.
yeniden rekabet düzeyine getirme realignment n.
yasal hale getirme legalisation n.
yüksek bir düzeye getirme rationalisation n.
yeterli duruma getirme rationalisation n.
yüksek bir düzeye getirme rationalization n.
yerine getirme implementation n.
yeterli duruma getirme rationalization n.
dünya ekonomisini kapitalist modeller tarafından yönetilir hale getirme süreci globalisation n.
Law
yerine getirme accedence n.
arazi veya konutları satılamaz mülk haline getirme admortization n.
bir memurun yakaladığı kimseyi mahkemeye getirme emrini kapsayan ihzar müzekkeresi habeas corpus n.
bir memurun yakaladığı kimseyi mahkemeye getirme emrini kapsayan ihzar müzekkeresi writ of habeas corpus n.
eski hale getirme dilekçesi petition of reinstatement n.
eski hale getirme restitution n.
eski hale getirme restitution in kind n.
eski haline getirme restoration to original condition n.
eski durumuna getirme restoration to original condition n.
eski hale getirme dilekçesi petition for reinstatement n.
eski haline getirme restitution n.
eski hale getirme reinstatement n.
gayrimeşru çocuk dünyaya getirme bastardy n.
harfiyen yerine getirme specific performance n.
ifayı yerine getirme fulfilling obligation n.
meydana getirme formation n.
şartla tahliyenin koşullarını yerine getirme fulfilling the conditions of probation n.
yerine getirme observance n.
yasal yükümlülüğü yerine getirme feasance n.
(medeni kanunda) vadesi dolmuş bir şeyi yükümlülük gereği yerine getirme prestation n.
Politics
anayasaya uygun hale getirme constitutionalisation n.
anayasaya uygun hale getirme constitutionalization n.
bir araya getirme collection n.
devletin temel işlevlerini yerine getirme kapasitesi stateness n.
gayri askeri hale getirme demilitarization n.
galeyana getirme agitation n.
faal hale getirme reactive n.
etkili hale getirme enforcement n.
gayri askeri hale getirme demilitarisation n.
güvenlik konusu haline getirme securitization n.
güvenlik konusu haline getirme securitisation n.
hazır hale getirme clearance n.
sorumluluğu etkili biçimde yerine getirme effective discharge of responsibility n.
şahsa ait şeyi devlet mülkü haline getirme communization n.
şahsa ait şeyi devlet mülkü haline getirme communization n.
şahsa ait şeyi devlet mülkü haline getirme communisation n.
şahsa ait şeyi devlet mülkü haline getirme communisation n.
Industry
ekipman parçasını aşınmaya veya aşırı kullanılmaya karşı dayanıklı hale getirme ruggedization [us] n.
ekipman parçasını aşınmaya veya aşırı kullanılmaya karşı dayanıklı hale getirme ruggedisation [uk] n.
Technical
kırıntı haline getirme chaffing n.
boru biçimine getirme tubulature n.
aktif hale getirme activating n.
aletleri yenileriyle uyumlu hale getirme retool n.
aşınmaz hale getirme abrasion-proofing n.
aynı eksene getirme alignment n.
başlangıç durumuna getirme sayısı reset rate n.
başlangıç durumuna getirme initialisation n.
başlangıç durumuna getirme initialization n.
basınçla toz haline getirme brülörü pressure atomizing burner n.
bir araya getirme assembly n.
bir araya getirme aggregation n.
çalışır duruma getirme loading n.
cam haline getirme vitrifaction n.
denk getirme matching n.
etkisiz duruma getirme neutralisation n.
formül haline getirme formulation n.
geçirimsiz hale getirme impermeabilization n.
etkisiz duruma getirme neutralization n.
gaz haline getirme aerify n.
geri getirme burusu restoring torque n.
geri getirme katsayısı coefficient of restitution n.
hava ile sızdırmaz hale getirme supabı air sealing valve n.
hava ile sızdırmaz bir duruma getirme sistemi air sealing system n.
kavurarak gevrek duruma getirme calcination n.
katıyı sıvı haline gelmeden gaz haline getirme sublimation n.
kılavuz haline getirme manualization n.
kullanılır duruma getirme reclamation n.
kullanılır hale getirme reclamation n.
kokulu hale getirme odoration n.
komut getirme instruction fetch n.
küre haline getirme spheronization n.
küre biçimine getirme spheronization n.
metal levhaları rulo haline getirme flatting n.
optimum seviyeye getirme optimization n.
optimum seviyeye getirme optimisation n.
önceki duruma getirme düğmesi restore button n.
otomatik hareket getirme automatic release n.
otomatik harekete getirme automatic release n.
parametrik hale getirme parametrization n.
parametrik hale getirme parametrisation n.
rutubeti geçirmez hale getirme damp-roofing n.
radyografik filmleri dijital hale getirme sistemleri radiographic film digitisation systems n.
satır başına getirme carriage return n.
sağlıklı hale getirme decontamination n.