Historique

lay on

Sens de "lay on" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 47 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	lay on v.	yüklenmek
2	General	lay on v.	üstüne sürmek
3	General	lay on v.	sağlamak
4	General	lay on v.	sürmek
5	General	lay on v.	ayarlamak
6	General	lay on v.	saldırmak
7	General	lay on v.	üzerine atılmak
8	General	lay on v.	halletmek
9	General	lay on v.	koymak
10	General	lay on v.	yüklemek
11	General	lay on v.	temin etmek
Phrasals
12	Phrasals	lay on v.	vurmak
13	Phrasals	lay on v.	dövmek
14	Phrasals	lay on v.	saldırmak
15	Phrasals	lay on v.	suç atmak
16	Phrasals	lay on v.	itham etmek
17	Phrasals	lay on v.	yüzeye uygulamak
18	Phrasals	lay on v.	(kilo) almak
19	Phrasals	lay on v.	(su, gaz vb.) dolum yapmak
20	Phrasals	lay on v.	düzenleme yapmak
21	Phrasals	lay on v.	(etkinlik) ayarlamak
22	Phrasals	lay on v.	(kağıtları) baskı makinesine yerleştirmek
23	Phrasals	lay on v.	bırakmak
24	Phrasals	lay on v.	kaplamak
25	Phrasals	lay on v.	donatmak
26	Phrasals	lay on v.	döşemek
Colloquial
27	Colloquial	lay on v.	abartılı davranmak
28	Colloquial	lay on v.	aşırıya kaçmak
29	Colloquial	lay on v.	ölçüsüz davranmak
30	Colloquial	lay on v.	ölçüsünü kaçırmak
31	Colloquial	lay on v.	dozunu kaçırmak
32	Colloquial	lay on v.	yaymak
33	Colloquial	lay on v.	sermek
34	Colloquial	lay on v.	açmak
35	Colloquial	lay on v.	görüntüsünü/tavrını değiştirmek
36	Colloquial	lay on v.	bir görüntü/tavır takınmak
37	Colloquial	lay on v.	hazır etmek
38	Colloquial	lay on v.	ayarlamak
39	Colloquial	lay on v.	özenle hazırlamak
40	Colloquial	lay on v.	açığa vurmak
41	Colloquial	lay on v.	ortaya sermek
42	Colloquial	lay on v.	su yüzüne çıkarmak
43	Colloquial	lay on v.	söylemek
44	Colloquial	lay on v.	anlatmak
Idioms
45	Idioms	lay on v.	hazırlamak
46	Idioms	lay on v.	örgütlemek
47	Idioms	lay on v.	organize etmek

Sens de "lay on" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 246 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	lay it on with a trowel v.	abartmak
2	General	lay the blame on somebody v.	kabahati birinin üzerine atmak
3	General	lay the cards on the table v.	kartlarını açmak
4	General	lay one's hands on v.	yakalamak (cezalandırmak/dövmek için)
5	General	lay hands on something v.	bir şeye el atmak
6	General	lay one's hands on v.	sahip olmak
7	General	lay it on v.	abartmak
8	General	lay it on v.	pohpohlamak
9	General	lay hands on v.	bulmak
10	General	lay it on thick v.	çok pohpohlamak
11	General	lay eyes on v.	bakmak
12	General	lay on the stocks v.	kızağa çekmek
13	General	lay it on with a trowel v.	methetmek
14	General	lay one's hand on v.	bulmak
15	General	lay one's hands on v.	ele geçirmek
16	General	lay stress on v.	vurgulamak
17	General	lay the blame on v.	üstüne atmak
18	General	lay hands on v.	yakalamak
19	General	lay hands on v.	yakalamak (cezalandırmak/dövmek için)
20	General	lay stress on v.	üzerinde durmak
21	General	lay the cards on the table v.	fikirlerini açıkça söylemek
22	General	lay it on thickly v.	yağ çekmek
23	General	lay the cards on the table v.	dürüst ve açık olmak
24	General	lay eyes on v.	süzmek
25	General	lay hands on v.	ele geçirmek
26	General	lay it on with a trowel v.	pohpohlamak
27	General	lay hands on v.	el atmak
28	General	lay one's hands on v.	bulmak
29	General	lay hands on v.	zor kullanmak
30	General	lay the blame on v.	suçu başkasının üzerine atmak
31	General	lay one's hands on v.	elde etmek
32	General	not to lay a finger on someone v.	kılına dokunmamak
33	General	lay a tax on v.	vergi koymak
34	General	lay it on v.	göklere çıkartmak
35	General	lay on entertainment v.	eğlence düzenlemek
36	General	lay on entertainment v.	eğlence tertip etmek
37	General	lay on party v.	parti tertip etmek
38	General	lay on party v.	parti düzenlemek
39	General	lay weight on v.	vurgulamak
40	General	lay weight on v.	üzerinde durmak
41	General	lay emphasis on v.	üzerinde durmak
42	General	lay emphasis on v.	vurgulamak
43	General	lay hands on v.	-e el sürmek
44	General	lay hands on v.	-e dokunmak
45	General	lay a burden on v.	birine sorumluluk yüklemek
46	General	lay a burden on v.	birine yük yüklemek
47	General	lay a burden on v.	yükü birinin sırtına yüklemek
48	General	lay hopes on v.	umudunu bağlamak
49	General	lay hopes on v.	bel bağlamak
50	General	lay emphasis on v.	altını çizerek belirtmek
51	General	lay weight on v.	önemine vurgu yapmak
52	General	lay weight on v.	önemini vurgulamak
53	General	lay stress on v.	altını çizerek belirtmek
54	General	lay weight on v.	altını çizerek belirtmek
55	General	lay stress on v.	önemine vurgu yapmak
56	General	lay stress on v.	önemini belirtmek
57	General	lay emphasis on v.	önemini vurgulamak
58	General	lay weight on v.	önemini belirtmek
59	General	lay emphasis on v.	önemine vurgu yapmak
60	General	lay stress on v.	önemini vurgulamak
61	General	lay emphasis on v.	önemini belirtmek
62	General	lay eyes on someone v.	gözüne birini kestirmek
63	General	lay eyes on someone v.	birisini gözüne kestirmek
64	General	lay eyes on someone v.	birini gözüne kestirmek
65	General	lay too much stress on v.	üzerinde önemle durmak
66	General	lay too much stress on v.	önemle üzerinde durmak
67	General	lay great stress on something v.	bir şeyin üzerinde ısrarla durmak
68	General	lay spread-eagle on the floor v.	kol ve bacaklar yanlara açılmış olarak yatmak
69	General	lay on one's oars v.	(kürek) çekmeyi kesmek
70	General	lay on the oars v.	(kürek) çekmeyi kesmek
Phrasals
71	Phrasals	lay something on someone v.	birinin üstüne bir şey (battaniye/örtü) sermek
72	Phrasals	lay hold on v.	ele geçirmek
73	Phrasals	lay it off on someone v.	suçu birinin üzerine atmak
74	Phrasals	lay hold on v.	tutmak
75	Phrasals	lay hold on v.	yakalamak
76	Phrasals	lay (something) on (someone or something) v.	(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne koymak
77	Phrasals	lay (something) on (someone or something) v.	(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bırakmak
78	Phrasals	lay (something) on (someone or something) v.	(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne sermek
79	Phrasals	lay (something) on (someone or something) v.	(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak
80	Phrasals	lay (something) on (someone or something) v.	(bir şeyi birine/bir şeye) dayatmak/zorla benimsetmek
Colloquial
81	Colloquial	lay something on someone v.	birine bir fikir/plan sunmak
82	Colloquial	lay something on someone v.	birini bir şeyle suçlamak
83	Colloquial	lay something on someone v.	birinin üstüne atmak/yıkmak
84	Colloquial	lay something on someone v.	birine bir şey hakkında suç atmak
85	Colloquial	lay something on someone v.	bir şeyi birine söylemek
86	Colloquial	lay something on someone v.	bir şeyi birine anlatmak
87	Colloquial	lay something on someone v.	birine içini dökmek
Idioms
88	Idioms	lay hands on v.	saldırmak
89	Idioms	lay on the shelf v.	gereksiz olarak kenara ayırmak
90	Idioms	lay on the table v.	teklif sunmak
91	Idioms	lay on one's oars v.	dinlenmek
92	Idioms	lay on the oars v.	dinlenmek
93	Idioms	lay hands on v.	enselemek
94	Idioms	lay on the shelf v.	kapı dışarı etmek
95	Idioms	lay on the table v.	oylamaya sunmak
96	Idioms	lay hands on v.	(papaz) elini başı üstüne koyarak kutsamak
97	Idioms	lay on the shelf v.	çöpe atmak
98	Idioms	lay on one's oars v.	durmak
99	Idioms	lay on the oars v.	durmak
100	Idioms	lay on the table v.	ertelemek
101	Idioms	lay on the table v.	(parlamento kararını) süresiz olarak gündemden çıkarmak
102	Idioms	lay on one's oars v.	kendine tatil vermek
103	Idioms	lay on the oars v.	kendine tatil vermek
104	Idioms	lay on the shelf v.	klasöre geçirmek
105	Idioms	lay hands on v.	tecavüz etmek
106	Idioms	lay hands on v.	öldürmek
107	Idioms	lay hands on v.	hırpalamak
108	Idioms	lay (one's) neck on the block v.	kendini riske/tehlikeye atmak
109	Idioms	lay (one's) neck on the block v.	riski/tehlikeyi göze almak
110	Idioms	lay (one's) neck on the block v.	kendini ateşe atmak
111	Idioms	lay your head on the block v.	kendini riske/tehlikeye atmak
112	Idioms	lay your head on the block v.	riski/tehlikeyi göze almak
113	Idioms	lay your head on the block v.	kendini ateşe atmak
114	Idioms	lay your neck on the block v.	kendini riske/tehlikeye atmak
115	Idioms	lay your neck on the block v.	riski/tehlikeyi göze almak
116	Idioms	lay your neck on the block v.	kendini ateşe atmak
117	Idioms	lay it on with a trowel v.	abartmak
118	Idioms	lay it on thick v.	abartmak
119	Idioms	lay one's card on the table v.	açık olmak
120	Idioms	lay one's card on the table v.	açık oynamak
121	Idioms	lay one's cards on the table v.	açık oynamak
122	Idioms	lay it on the line v.	açık ve net söylemek
123	Idioms	lay one's card on the table v.	açıkça ortaya koymak
124	Idioms	lay an embargo on v.	ambargo koymak
125	Idioms	lay an embargo on v.	ambargo uygulamak
126	Idioms	lay violent hands on v.	aniden yakalamak
127	Idioms	lay a heavy trip on someone v.	birisini ağır biçimde eleştirmek
128	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birisini ağır biçimde eleştirmek
129	Idioms	lay violent hands on v.	birden kapmak
130	Idioms	lay the finger on someone v.	birini suçlamak
131	Idioms	lay it on with a trowel v.	ballandıra ballandıra anlatmak
132	Idioms	lay the blame on somebody v.	birisini suçlamak
133	Idioms	lay the blame on somebody v.	birisini sorumlu tutmak
134	Idioms	lay a hand on somebody v.	birine elini kaldırmak
135	Idioms	lay a beat down on somebody v.	birini yere sermek
136	Idioms	lay the blame on someone v.	başkasını sorumlu tutmak
137	Idioms	lay a trip on someone v.	birisini ağır biçimde eleştirmek
138	Idioms	lay eyes on v.	dikkatle bakmak
139	Idioms	lay a finger on v.	canını yakmak
140	Idioms	lay something on the line v.	dobra dobra konuşmak
141	Idioms	lay a hand on v.	el sürmek (yasak olan bir şeye)
142	Idioms	lay a finger on v.	elini sürmek
143	Idioms	lay one's cards on the table v.	gizlisi saklısı olmamak
144	Idioms	lay it on with a trowel v.	fazla övmek
145	Idioms	lay it on thick v.	fazla övmek
146	Idioms	lay a hand on v.	el kaldırmak (dayak)
147	Idioms	lay eyes on v.	görmek
148	Idioms	lay eyes on v.	ilk kez gözüne çarpmak
149	Idioms	lay down on the job v.	işi savsaklamak
150	Idioms	lay a finger on v.	incitmek
151	Idioms	lay eyes on v.	ilk kez görmek
152	Idioms	lay down on the job v.	işi sermek
153	Idioms	lay down on the job v.	işi boşlamak
154	Idioms	lay down on the job v.	işini kötü yapmak
155	Idioms	lay the cards on the table v.	kartlarını açmak
156	Idioms	lay one's head on the block v.	kendini riske atmak
157	Idioms	lay one's card on the table v.	kartlarını açmak
158	Idioms	lay it on the line v.	kesin olarak ifade etmek
159	Idioms	lay one's head on the block v.	kendini okkanın altına atmak
160	Idioms	lay a finger on v.	kılına dokunmak
161	Idioms	lay one's head on the block v.	okkanın altına girmek
162	Idioms	lay on the shelf v.	kızağa çekmek
163	Idioms	not lay a finger on v.	kılına dokunmamak
164	Idioms	lay one's head on the block v.	kendini tehlikeye atmak
165	Idioms	lay it on thick v.	pohpohlamak
166	Idioms	lay it on with a trowel v.	pohpohlamak
167	Idioms	lay on the line v.	para bağlanmak
168	Idioms	lay on the line v.	riske atmak
169	Idioms	lay the blame on someone v.	suçu başkasının üzerine atmak
170	Idioms	lay on the line v.	riske girmek
171	Idioms	lay it on thick v.	pireyi deve yapmak
172	Idioms	lay on the line v.	riske sokmak
173	Idioms	lay on the line v.	riske atılmak
174	Idioms	lay some sweet lines on someone v.	tatlı dil dökerek birisini ikna etmeye çalışmak
175	Idioms	lay one's cards on the table v.	teklifsiz olmak
176	Idioms	lay on the line v.	tehlikeye sokmak
177	Idioms	lay on the line v.	tehlikeye atmak
178	Idioms	lay the finger on someone v.	(bir suçluyu vb) işaret etmek
179	Idioms	lay/put a guilt trip on somebody (us) v.	yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
180	Idioms	lay a finger on v.	üzmek
181	Idioms	lay it on thick v.	yalakalık yapmak
182	Idioms	lay it around on v.	üzerine bahis oynamak
183	Idioms	lay a guilt trip on someone v.	yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
184	Idioms	lay something out on something v.	(bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak
185	Idioms	lay a finger on v.	zarar vermek
186	Idioms	lay some sweet lines on someone v.	yağcılık ederek birini kandırmaya çalışmak
187	Idioms	lay (one's) a finger on v.	bulmak
188	Idioms	lay (one's) a finger on v.	yerini bulmak
189	Idioms	lay (one's) a finger on v.	konumunu saptamak
190	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birini ağır) şekilde eleştirmek
191	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birine fena) çıkışmak
192	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birini fena) azarlamak
193	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birine ağır) trip atmak
194	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birini çok) üzmek
195	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birinin) kafasını (çok) karıştırmak
196	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birini çok) şaşırtmak
197	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birine büyük) şaşkınlık yaşatmak
198	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birini) şaşkına çevirmek
199	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birine) kendini suçlu hissettirmek
200	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birine) suçluluk hissettirmek
201	Idioms	lay a (heavy) trip on (one) v.	(birine) duygu sömürüsü yapmak
202	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birini (ağır) şekilde eleştirmek
203	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birine (fena) çıkışmak
204	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birini (fena) azarlamak
205	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birine (ağır) trip atmak
206	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birini (çok) üzmek
207	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birinin kafasını (çok) karıştırmak
208	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birini (çok) şaşırtmak
209	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birine (büyük) şaşkınlık yaşatmak
210	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birini şaşkına çevirmek
211	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birine kendini suçlu hissettirmek
212	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birine suçluluk hissettirmek
213	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birine duygu sömürüsü yapmak
214	Idioms	lay a guilt trip on someone v.	birine kendini suçlu hissettirmek
215	Idioms	lay a guilt trip on someone v.	birine suçluluk hissettirmek
216	Idioms	lay a guilt trip on someone v.	birine duygu sömürüsü yapmak
217	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birine ciddi bir bilgi açıklamak
218	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birine çarpıcı/yıkıcı bir bilgi açıklamak
219	Idioms	lay a (heavy) trip on someone v.	birine altında ezileceği/ağır bir bilgi vermek
220	Idioms	lay (one's) life on the line v.	hayatını tehlikeye atmak
221	Idioms	lay (one's) life on the line v.	hayatını riske atmak
222	Idioms	lay (one's) life on the line v.	hayatı pahasına bir şeyi yapmak
223	Idioms	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birine/bir şeye/bir hayvana) elini koymak
224	Idioms	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birine/bir şeye/bir hayvana) eliyle dokunmak
225	Idioms	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak
226	Idioms	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak
227	Idioms	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) ele geçirmek
228	Idioms	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yakalamak
229	Idioms	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) tutmak
230	Idioms	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) eline geçirmek
231	Idioms	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yerini tespit etmek
Speaking
232	Speaking	who do you think you are to lay a finger on me? expr.	sen kim oluyorsun da bana el kaldırıyorsun?
Trade/Economic
233	Trade/Economic	lay an embargo on v.	ambargo koymak
Politics
234	Politics	lay an embargo on v.	ambargo koymak
235	Politics	lay embargo on v.	ambargo koymak
Technical
236	Technical	lay on air drier n.	hava yastıklı kurutucu
237	Technical	lay-on-air drier n.	hava yastıklı kurutucu
Construction
238	Construction	lay-on ceiling system n.	oturmalı tavan sistemi
Marine
239	Marine	lay a ship on the stocks v.	kızağa çekmek
Military
240	Military	lay-on-me method n.	uçak nişan usulü ile atış
Slang
241	Slang	lay something on someone v.	birine bir şey (plan/proje) sunmak
242	Slang	lay something on someone v.	birini suçlamak
243	Slang	lay the finger on someone v.	suçluyu gammazlamak
244	Slang	lay one on v.	sarhoş olmak
245	Slang	lay something on someone v.	suçu birinin üstüne atmak
246	Slang	lay the finger on someone v.	suçluyu ispiyonlamak