oynayan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

oynayan



Sens de "oynayan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)

Turc Anglais
General
oynayan enactor n.
oynayan wobbly adj.
oynayan playing adj.
Trade/Economic
oynayan fluctuating adj.

Sens de "oynayan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 224 résultat(s)

Turc Anglais
General
ikişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda ortak oynayan iki kişiden her biri spouse n.
zar oynayan dicer n.
ofansif oynayan futbolcu striker n.
boş alanda spor oynayan kimse sandlotter n.
ihtiyatla oynayan kumarbaz piker n.
üstüne oynayan bahisçi backer n.
tribünlere oynayan bragger n.
zıplayarak oynayan kişi prancer n.
çocuk gibi oynayan skylarker n.
tribünlere oynayan grandstander n.
(tehlikeli sahnelerde oynayan) dublör stunt man n.
(tehlikeli sahnelerde oynayan) dublör stunt woman n.
ilk oyununu oynayan aktris debutante n.
bilgisayar oyunları oynayan gamer n.
kapalı gişe oynayan film/oyun box-office hit n.
abartılı oynayan yeteneksiz oyuncu ham actor n.
rolü oynayan kişiyi değiştirme recast n.
bir rolü/olayı yeniden oynayan kimse reenactor n.
bir rolü/olayı yeniden oynayan kimse re-enactor n.
belli bir oyunu oynayan kimse laiker n.
dolaylı olarak oynayan kimse battery en echarpe n.
(satranç, dama) siyah taşlarla oynayan oyuncu black n.
sadomazoşist bir ilişkide baskın tarafı oynayan kimse master n.
yakalama oyunu oynayan kimse he n.
su üzerinde tomruk yuvarlama oynayan kimse logroller n.
kitlelerin duygularına oynayan konuşmacı rouser n.
duck oyununu oynayan kimse duck n.
çeşitli oyunlarda diğer tüm oyunculara karşı oynayan oyuncu player n.
doktorculuk oynayan çocuklar doctor n.
ilk oyununu oynayan aktris presentee n.
bardak dizmece oynayan kimse stacker n.
rolü oynayan kişiyi değiştirmek recast v.
(eskiden sahnede) kadınların bölümünü oynayan erkek rolü yapmak boy v.
gülüp oynayan playful adj.
kelimelerle oynayan quibbling adj.
sonuç üzerinde rol oynayan decisive adj.
kumar oynayan gambling adj.
bir görev veya eylemin gerçekleştirilmesinde aktif rol oynayan yönetici ile ilgili hands-on adj.
kötü adam rolü oynayan heavy adj.
(eskiden londra'da) tekil şarkıların eklendiği sahne oyunlarında oynayan veya bu tür oyunlar yapan illegitimate [obsolete] adj.
kumar oynayan sporting adj.
başrolde oynayan star adj.
bir şeyle oynayan veya uğraşan anlamındaki son ek -ist suf.
Proverb
ateşle oynayan yanar he who plays with fire gets burnt
Colloquial
çim kortta tenis oynayan kimse netter n.
götü başı ayrı oynayan a nasty piece (or bit) of work n.
abartılı oynayan tiyatrocu hammy n.
bir oyunu kötü oynayan kimse duffer n.
kötü golf oynayan kimse duffer n.
burnuyla oynayan kimse nose-picker n.
ikili oynayan double crosser n.
deplasmanda oynayan sporcu import [canada] n.
Idioms
ikili oynayan double-crosser n.
acil durum tatbikatlarında kazazede rolünü oynayan kişi crisis actor n.
küçük bahislerle oynayan ve olduğundan daha başarılı görünmeye çalışan kumarbaz tinhorn gambler n.
hamlet'in babasının hayaletini oynayan oyuncunun, diğer oyuncuların ödemeleri yapılana kadar yürümeyi reddetmesi hikayesinden türetilmiş bir ifade the ghost walks n.
alt liglerde oynayan profesyonel spor kulübü bush-league [us] n.
(bir şey yapmada) önemli rol oynayan instrumental in (doing) (something) v.
ikili oynayan double-crossing adj.
yapmada önemli rol oynayan instrumental in doing adj.
iyi/kötü oynayan off (or on) your game adj.
Trade/Economic
piyasadaki önemli ya da kilit rol oynayan firma key player n.
vadeli işlemler piyasasında çok kısa dönemli fiyat dalgalanmalarına oynayan kişi scalper n.
rol oynayan contributory adj.
Law
ikili oynayan kurum dummy n.
ikili oynayan kimse straw person n.
Computer
oyun oynayan birisinin yanına oturup sürekli müdahalede bulunma backseat gaming n.
Medical
penis tümörü etyolojisinde rol oynayan bir tür mikroorganizma mycobacterium smegmatis n.
salgılama sürecinde etkin rol oynayan hücre içi kese secernent n.
Anatomy
orta beyinde bulunan, parkinson ve huntington hastalığı ile ilişkili metabolik bozukluklarda rol oynayan yoğun pigmentli bir gri madde tabakası nucleus niger n.
beynin temporal lobunda yer alan, motivasyon ve duygusal davranışta önemli rol oynayan badem şekilli yapı amygdala n.
beynin temporal lobunda yer alan, motivasyon ve duygusal davranışta önemli rol oynayan badem şekilli yapı corpus amygdaloideum n.
beynin temporal lobunda yer alan, motivasyon ve duygusal davranışta önemli rol oynayan badem şekilli yapı amygdaloid nucleus n.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem apparatus urogenitalis n.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem urogenital system n.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem urogenital apparatus n.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem urinary system n.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem urinary apparatus n.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem systema urogenitale n.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem genitourinary system n.
üreme, idrar üretimi ve boşaltımında rol oynayan bütün organları içine alan sistem genitourinary apparatus n.
Chemistry
karbonhidrat metabolizmasında rol oynayan bir amorf ketoz şekeri altro-heptulose n.
karbonhidrat metabolizmasında rol oynayan bir amorf ketoz şekeri sedoheptulose n.
Biology
kabuklu hayvanlarda kan pıhtılaşmasında önemli rol oynayan kan hücresi thigmocyte n.
hücrenin besleyici süreçlerinde rol oynayan sitoplazma trophoplasm n.
gövdelerinden dışarı uzanan uzun çıkıntıları bulunan ve antijenleri içeri alıp t hücrelerine tanıtarak bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan akyuvar dendritic cell n.
Biochemistry
krebs döngüsün sırasında solunumda önemli rol oynayan bir koenzim thiamine pyrophosphate n.
dna'ya bağlanan ve transkripsiyonu teşvik ederek gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynayan çeşitli proteinlerden herhangi biri transcription factor n.
dokudaki triptofandan oluşan ve çeşitli metabolik süreçlerde rol oynayan kristalli bir madde tryptamine n.
timüs bezinde olgunlaşıp bağışıklık tepkisinde önemli rol oynayan bir lenfosit türü helper t-cell n.
Marine Biology
sıçrayarak yüzeyde oynayan bir balık skipjack n.
Literature
bir hikayede önemli rol oynayan, sıra dışı fiziksel özelliklere sahip, gereksiz bir şekilde aşırı yetenekli ve aşırı idealize edilmiş kadın karakter mary sue n.
Archaeology
orta avrupa'nın doğusunda bronz ve demir çağları arasında geçiş rolü oynayan kültüre ait veya ilgili ananino adj.
Philosophy
bazı filozoflara göre yaşam, zihin, tanrı gibi daha yüksek varoluş seviyelerinin ortaya çıkmasında rol oynayan bir ilke nisus n.
Sport
ortada oynayan defans oyuncusu center back n.
orta sahanın uç kısmında oynayan oyuncu center forward n.
ortada oynayan defans oyuncusu centre-back n.
at yarışları üzerine bahis oynayan bir grup erkek the ring n.
çok sert oynayan oyuncu head-hunter n.
çok sert oynayan oyuncu headhunter n.
sert oynayan oyuncu slugger n.
top oyunu oynayan, özellikle beyzbol oynayan kimse ballplayer n.
tribünlere oynayan oyuncu grandstander n.
bovling maçında oynayan kimse kegler n.
büyük ligde oynayan takım major-league club n.
büyük ligde oynayan takım major-league team n.
büyük ligde oynayan takım oyuncusu major-leaguer n.
abd'deki en yüksek iki beysbol liginden birinde oynayan takım oyuncusu major-leaguer n.
büyük ligde oynayan kimse major-leaguer n.
birinci ligde oynayan kimse big-leaguer n.
saha kenarına yakın forvet pozisyonunda oynayan oyuncu wing n.
saha kenarına yakın pozisyonda oynayan oyuncu wingman n.
aynı takımdan sahanın iki ucunda oynayan benzer iki oyuncudan biri bookend n.
alt ligde oynayan takım minor-league club n.
alt ligde oynayan takım minor-league team n.
(lakros) rakibin kalesine en yakın iki oyun konumundan birinde oynayan oyuncu home n.
(ragbide) top etrafındaki mücadelenin arka veya yan kısmında oynayan ve mücadelenin tamamen içinde olmayan forvet oyuncuları loosie [australia/new zealand] n.
ıslak veya çamurlu sahada iyi oynayan oyuncu mudder n.
ıslak veya çamurlu sahada iyi oynayan takım mudder n.
düşük seviyede oynayan kimse bush leaguer n.
ortadaki oyuncunun sağında oynayan hücum oyuncusu right wing n.
(ragbide) top etrafındaki mücadelenin arka veya yan kısmında oynayan ve mücadelenin tamamen içinde olmayan forvet oyuncuları loose-forward n.
düzmece güreş maçında sevimsiz rakip rolünü oynayan güreşçi heel n.
sualtı hokeyi oynayan kimse octopusher n.
sahada çoğunluğun bulunduğu tarafta oynayan bir savunma oyuncusu open side n.
esas olarak belirli durumlarda oynayan takım sporcusu role player n.
ragbi oynayan kimse rugger n.
broomball hokeyi oynayan kimse broomballer n.
birbirlerine karşı oynayan atletizm takımlarından oluşan grup circuit n.
sol kanatta oynayan iç forvet inside n.
sağ kanatta oynayan iç forvet inside n.
çocuk liginde oynayan sporcu peewee [us] n.
minikler liginde oynayan sporcu peewee [us] n.
(bilardoda) beyaz topu oynayan oyuncu plain n.
(kadın lakrosta) rakip gol sahasına en yakın noktada oynayan hücum oyuncusu first home n.
farklı alanlarda oynayan oyunculardan meydana gelen toplama takım scratch team n.
belirli bir pozisyonda oynayan oyuncu point n.
sopa ile maç oynayan oyuncu stickman n.
oyuncuyu alt ligde oynayan bir takıma belirli bir süre boyunca geri çağırma hakkını saklı tutarak transfer etmek option v.
doğrudan tek bir rakibe karşı oynayan one on one adj.
doğrudan tek bir rakibe karşı oynayan one-on-one adj.
yalnızca tek bir rakibe karşı oynayan one-on-one adj.
orta sahada oynayan roving [australia] adj.
kort oyunu oynayan court adj.
Basketball
bir takımda en az üç yıl oynayan oyuncunun o takımla tekrar anlaşmak için kazandığı ekstra kontrat ve ücret avantajları larry bird rights n.
potaya yakın oynayan uzun oyuncu pivot player n.
potaya yakın oynayan 3 uzun oyuncunun oluşturduğu blok forward wall n.
rakip sahada karşı potaya yakın oynayan forvetler frontcourt n.
3 saniye koridoruna yakın oynayan oyuncu post player n.
Football
defans ofans oynayan orta saha oyuncusu box-to-box player n.
(avustralya futbolunda) kanat pozisyonunda oynayan oyuncu wingman n.
(amerikan futbolu) hücum çizgisinde orta alan oyuncusunun karşısında oynayan savunma oyuncusu middle guard n.
green bay packers takımında oynayan futbolcu packer n.
sahanın dış kısımlarında oynayan iki hücum oyuncusundan her biri outside forward n.
sahanın sol açığında oynayan futbolcu outside-left n.
sahanın sağ açığında oynayan futbolcu outside-right n.
ileri uçta oynayan upfront adj.
(defansın) omzunda oynayan play off the shoulder (of defender) expr.
(amerikan futbolunda) hücum hattının dış kenarında oynayan hücum oyuncusu wo (wideout) abrev.
Baseball
beysbolda dış sahanın ortasında oynayan oyuncu centerfield n.
beysbolda dış sahanın ortasında oynayan oyuncu centerfielder n.
üçüncü kalede oynayan kaleci third n.
üçüncü kalede oynayan kaleci third base n.
üçüncü kalede oynayan kaleci third baseman n.
üçüncü kalede oynayan kaleci third sacker n.
abd'deki en yüksek iki beysbol liginden birinde oynayan takım oyuncusu major leaguer n.
küçükler liginde oynayan beyzbol oyuncusu little leaguer n.
büyük beysbol ligindeki bir takımın oyuncusunu alt ligde oynayan bir takıma belirli süre boyunca geri çağırma hakkını saklı tutarak transfer edebilmesi option n.
(büyük beysbol ligindeki bir takımın) oyuncuyu alt ligde oynayan bir takıma belirli bir süre boyunca geri çağırma hakkını saklı tutarak transfer etmek option v.
Chess
beyaz taşlarla oynayan oyuncu white n.
karşı oyun oynayan kimse counterplayer n.
Card
kozsuz oynayan oyuncu no-trumper n.
kart, zar veya rakamlarla oynayan bir oyun thirty-one n.
vist oynayan bir grup insan whist drive n.
(pokerde) eli kuvvetli olup tuzağa çekme amaçlı pasif oynayan kimse sandbagger n.
Wagering
fincan ya da kabuklarla el çabukluğu oyunu oynayan kimse thimblerig n.
fincan ya da kabuklarla el çabukluğu oyunu oynayan kimse thimblerigger n.
yüksek bahis oynayan kumarcı high roller n.
yüksek bahis oynayan kumarcı whale n.
crap oynayan kimse crapshooter n.
Music
baş rolü oynayan bayan leading-lady n.
Theatre
ikili komedi oyununda ciddi karakteri oynayan oyuncu straight man n.
ikili komedi oyununda ciddi karakteri oynayan oyuncu dead wood n.
ikili komedi oyununda ciddi karakteri oynayan oyuncu stooge n.
ikili komedi oyununda ciddi karakteri oynayan oyuncu feed n.
birçok küçük rolü oynayan oyuncu utility man n.
vodvilde oynayan kimse vaudevillian n.
küçük bir rol oynayan aktör bit-player n.
çocuk veya genç rolü oynayan aktör juvenile n.
sadece jest ve mimiklerle oynayan tiyatrocu mimer n.
çift rolde oynayan oyuncu double n.
yan rol oynayan sanatçı comprimario n.
kadın rolü oynayan erkek oyuncu female impersonator n.
gilbert ve sullivan operetlerinde oynayan kimse savoyard n.
sahnede trajedi oynayan tragic adj.
sahnede trajedi oynayan tragical adj.
genç rolü oynayan juvenile adj.
genç rolü oynayan aktör ile ilgili juvenile adj.
(sanatçı) kendini aşan rolde oynayan overparted adj.
(oyuncu) yan rol oynayan supporting adj.
Cinema
filmlerde kısa süreliğine rol oynayan oyuncu bit player n.
baş rol oynayan starring character n.
filmde çok ufak roller oynayan kimse extra n.
tehlikeli sahnelerde aktörün yerine oynayan dublör stunt man n.
ufak roller oynayan oyuncu bit player n.
genç ve masum kadın rolü oynayan oyuncu ingenue n.
kovboy rollerinde oynayan aktör cowboy n.
hep aynı tür rollerde oynayan type-cast adj.
Entomology
batı abd'de kaba yonca tozlaşmasında önemli rol oynayan bir arı alkali bee (nomia melanderi) n.
Slang
abartarak oynayan oyuncu ham n.
sert çocuğu oynayan ceza evine yeni düşmüş acemi mahkum gunsel n.
sert çocuğu oynayan ceza evine yeni düşmüş acemi mahkum gunslinger n.
eşcinsel cinsel aktivite sırasında nüfuz edici rol oynayan kişi top n.
kapalı gişe oynayan oyun boff n.
pokerde yalnızca en güçlü elleri oynayan temkinli oyuncu rock [us] n.
basmakalıp şekilde ragbi oynayan ve diğer insanlar tarafından itici bulunan zengin veya sosyetik kimse rugger bugger [uk] n.
bir video oyununda çok iyi oynayan bir oyuncuyu tanımlamak için kullanılan argo kelime cracked n.
zihinle oynayan/zihni manipüle eden bir uyuşturucunun etkisinde olmak get off on v.
iyi oynayan hot adj.
(buz hokeyinde) sert oynayan chippy [canada] adj.
Modern Slang
yeni nesil oyuncu (bilgisayar oyunları oynayan kimse) a garrick n.
kişinin gerçeklik algısıyla oynayan tuhaf bir an/his acid moment n.
porno filmlerinde oynayan aktris adult actress n.
korkusuzca oynayan ve sürekli oyunda kalmasına yetecek kadar kazanan poker oyuncusu alligator blood n.