dal - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dal



"dal" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
General
dal i. dekalitre
Gastronomy
dal i. (hindistan'da) parçalanmış tahıl
dal i. tütün tozu
dal i. güvercin bezelye

"dal" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dal branch i.
General
dal arm i.
dal wattle i.
dal ramus i.
dal subsection i.
dal embranchment i.
dal section i.
dal bough i.
dal ramification i.
dal twig i.
dal offset i.
dal limb i.
dal department i.
dal offshoot i.
dal outgrowth i.
dal stem i.
dal outrunner i.
dal rice [dialect] i.
dal grain [dialect] i.
dal rys i.
dal fescue [obsolete] i.
dal branch s.
Politics
dal offshoot i.
Technical
dal offtake i.
dal phylum i.
Computer
dal axis i.
Construction
dal dendrite i.
Medical
dal division i.
Math
dal branch i.
Biology
dal ramuscule i.
Agriculture
dal offshoot i.
dal break i.
Archaic
dal rame i.
dal vinette i.

"dal" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 221 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ince dal twig i.
General
budanmış dal lop i.
dal parçası stick i.
çok ince dal (kesilmiş) switch i.
dal ile gövdenin birleştiği yer crotch i.
ince dal switch i.
ağaçta büyük dal bough i.
ince dal sprig i.
ufacık dal parçası sprig i.
ince dal rod i.
dal sınır yöntemi branch bound technique i.
meyve veren kısa dal spur i.
çelik (dal) scion i.
dal (ince) twig i.
ince dal stick i.
büyük dal bough i.
daldırma yöntemiyle daldırılan dal layer i.
ağacın üstündeki dal veya yapraklar treetop i.
dal çeliği cutting i.
(ağaç) dal bough i.
ince dal twing i.
ince dal wicker i.
hristiyanlık kuramını savunan ilahi dal apologetics i.
uzun dal long branch i.
alt dal subbranch i.
yan dal subbranch i.
yan dal sub-branch i.
alt dal sub-branch i.
bir dal maydanoz a sprig of parsley i.
branş/dal uzmanı subject matter expert i.
alan (dal) profession i.
küçük dal twiglet i.
ağaçtan düşen gevşek dal widow-maker i.
ana dal header i.
dal yığını branchage i.
dal yığını branchery i.
dal ve hasırdan yapılan çit örgüler hurdles i.
dal ve hasırdan yapılan çit örgü işi hurdlework i.
dal ve hasırdan yapılan çit örgüler hurdling i.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime rod i.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime twig i.
ağaç, sap veya dal kabuğu ve kambiyumunun çıkarılması ile yapılan kuşak veya kemer girdle i.
ince dal rice [dialect] i.
ağaçta ana dal ris i.
ince dal ris i.
nemlendirilip enfiye çekmede kullanılan çubuk veya dal dip i.
bitkinin ana gövdesindeki yan sürgün veya dal growth i.
bitkilerin dal ve yapraklarının oluşturduğu gölgelik alan roof i.
tutunulacak güçsüz dal straw i.
ince dal surcle [obsolete] i.
dal budak salıp her yeri sarmak run riot f.
dal budak salmak shoot out branches f.
tutunacak bir dal bırakmamak give no leg to stand on f.
dal salmak pish out branches f.
dal budak salmak branch f.
dal budak salmak ramify f.
dal budak salmak run riot f.
dal budak salmak (bitki) run rampant f.
dal budak salmak develop branches f.
dal sürmek branch f.
ağaç gibi dal şeklinde yayılmak arborize f.
dal budak salmak arborise f.
dal budak salmak arborize f.
ağaç gibi dal şeklinde yayılmak arborise f.
dal gibi graceful s.
dal budak salmış rampant s.
dal gibi slender s.
dal gibi as thin as a rake s.
dal gibi as thin as a lath s.
dal gibi waif-like s.
dal budak salmış ramate s.
dal ya da dallar ile ilgili ramular s.
dal budak ile ilgili ramular s.
dal biçimli ramous s.
dal gibi ramous s.
dal gibi twig-like s.
birden fazla dal içeren multibranched s.
birden fazla dal içeren multi-branched s.
birden fazla dal benzeri bölümü bulunan multiramified s.
dal veren offset s.
dal anlamına gelen bir ön ek clad- ök.
dal anlamına gelen bir ön ek clado- ök.
belirli bir dal veya alan anlamında kullanılan son ek -logy snk.
Phrasals
(bir alanda) yan dal yapmak minor in (something) f.
Colloquial
bir dal sigara burn i.
paket yerine dal şeklinde satılan sigaralar loosies [uk] i.
Idioms
hayata tutunacak dal lifeline i.
tutunacak bir dal a leg to stand on i.
dal budak salmak spread like wildfire f.
dal budak salmak branch out f.
solmuş dal/yaprakları kesip atmak/budamak cut the deadwood out f.
(birine) tutunacak dal olmak throw (one) a lifeline f.
(birine) tutunacak dal olmak throw a lifeline to (someone) f.
Technical
ana dal principal branch i.
başat dal principal branch i.
dal geçiri matrisi branch admittance matrix i.
dal koparma branch removal i.
ince dal twig i.
ufak dal ramification i.
dal biçimli ramiform s.
Computer
ana dal principal branch i.
alt dal child axis i.
başat dal principal branch i.
çocuk dal child axis i.
seçili dal selected branch i.
Informatics
dal katsayıları tap weight i.
Architecture
dal örgü wattle-and-daub i.
mimari süslemelerde kullanılan yaprak, çiçek ve dal kabartmaları foliage i.
Railway
dal hat branchline i.
Medical
dal bloku bundlebranch block i.
sağ dal bloku right bundle branch block i.
sol dal bloku left bundle branch block i.
Psychology
ateromatöz dal oklüzyonu atheromatous branch occlusion i.
Optics
donmuş dal anjitisi frosted branch angiitis i.
Math
esas dal principal branch i.
Statistics
dal ve sınır yöntemleri branch and bound methods i.
Biology
dal veya kol benzeri parça brachia i.
dal veya kol benzeri parça brachium i.
(kırmızı alg tallusunda) tetrasporları taşıyan özel dal stichidium i.
her bir dal ayrım noktasında tek organı bulunan (çiçek) monomerous s.
dal veya sap üzerinde tek başına bulunan (bitki bölümü) solitary s.
Marine Biology
deniz zambağı uzantılarında her bir dal palmarium i.
Zoology
eklembacaklıların kıskacında büyük ve sabit dal thumb i.
boynuzun en üstündeki dal crown antler i.
geyik boynuzunda ikincil dal snag i.
Botanic
dal ile yaprağın birleştiği nokta node i.
dal ayrım noktası node i.
dal ile sap arası köşe axil i.
uzun ve ince dal vimen i.
yaprak ile dal arası köşe axil i.
yaprak ile dal arası köşelerinde çiçekleri olan yabani ve yaygın bir amerikan nanesi canada mint (mentha canadensis) i.
yaprak ile dal arası köşelerinde çiçekleri olan yabani ve yaygın bir amerikan nanesi american wild mint i.
bitkinin dal veya yaprak gibi bir yardımcı parçası appendage i.
kaktüs üzerinde tüy, diken, dal veya çiçeklerin çıktığı küçük, yastığımsı gözenek areole i.
damarlı dokusu olmayan ve kök, yaprak gibi yapılar üretmeyen dal emergence i.
bitki veya ağaç gövdesinin yanlarından büyüyen dal, yaprak veya sürgün lateral i.
kökünden çıkan birden fazla dal halinde büyüyen, avustralya'ya özgü bodur bir okaliptüs ağacı red mallee (eucalyptus oleosa) i.
kökünden çıkan birden fazla dal halinde büyüyen, avustralya'ya özgü bodur bir okaliptüs ağacı mallee (eucalyptus socialis) i.
sepetçi söğüdüne benzeyen uzun esnek bir dal withy i.
tek bir dal ayrım noktasından çıkan üç veya daha fazla sayıda kısım whorl i.
dal ile gövde veya yaprak sapı ile ekseninin birleşim yerindeki hafif çıkıntı bolster i.
küçük dal branchlet i.
dal, yaprak ve çiçek oluşturan tomurcuk mixed bud i.
standart yeşil yaprak formundaki dal cladophyllum i.
düz dal rod i.
bitkinin dal veya sürgünlerini çevreleyerek üremesi circumposition i.
dalsız kalın kazık kök üzerinde bulunan çıkıntı dal fang i.
ince dal palo [dialect] i.
büyümenin üç veya daha fazla dal ile devam ettiği kimoz çiçek durumu polychasium i.
avrupa dağlarına özgü beyaz çiçekli, kısa ve aynı boyda dal kümeleri olan çok yıllık bir bitki mossy saxifrage (saxifraga hypnoides) i.
bazı bitkilerin dal uçlarındaki yapışkan disk şekilli yapılar disc [uk] i.
bazı bitkilerin dal uçlarındaki yapışkan disk şekilli yapılar disk [us] i.
yaprağa benzeyen dal phyllocladium i.
kök dal root i.
körpe dal shoot i.
bitkilerde çiçek ve meyve eksikliği görülüp dal ve yaprakların çok fazla büyümesi sphrigosis i.
(yıllık budama sonucu) kısa tutulan dal spur i.
(dal) gölgelik oluşturmak bower f.
(ağaç) dal ile ilgili ramal s.
(ağaç) dal ile ilgili rameal s.
(ağaç) dal ile ilgili rameous s.
dal gibi ramiform s.
dal üreten ramiparous s.
dal şeklinde ramiform s.
kısa ve aynı boyda dal kümeleri olan (bitki) tufted s.
her çiçek sapından tek bir dal çıkan (talkım) uniparous s.
kesilmemiş (ağaç, dal, bitki) unlopped s.
kesip atılmamış (ağaç, dal, bitki) unlopped s.
budanmamış (ağaç, dal, bitki) unlopped s.
yaprak ile dal arasındaki köşenin dışında büyüyen extraaxillar s.
(çiçeklenme) tek bir gövdeden iki dal çıkaran biparous s.
aynı dal ayrım noktasından çıkmış bir veya daha fazla yapraktan oluşan whorled s.
(dal) meyve veya çiçek vermeyen blind s.
(yaprak, dal, ağaç) alt tarafında büyüyen hypogenous s.
tepesinde dal, yaprak veya bürgü öbeği bulunan comose s.
yerçekimi yönünde dik açıyla büyüyen rizom, dal gibi kısımları olan (bitki) diageotropic s.
Agriculture
tomurcuktan dal oluşumunu tetiklemek için tomurcuk üzerindeki kabukların çıkarılması notching i.
dal aşı kalemi stem cutting i.
kesilmiş çiçekli dal cut flowering bunch i.
uç veya filiz alma sonrası oluşan dal break i.
dal ve filizi belirli bir şekilde keserek aşılama yapmak whipgraft f.
Tobacco
nemlendirilip enfiye çekmede kullanılan çubuk veya dal dipstick i.
Forestry
dal çeliği branch steel i.
dal makası branch shears i.
ince dal underbranch i.
(ağaç gövdesi, kereste) üzerinde budak, dal ve benzeri çıkıntıları olmayan clear s.
Social Sciences
sosyolojide ırk ilişkileriyle ilgili dal, branş race relations i.
Education
akademik ana dal major concentration i.
akademik ana dal academic major i.
akademik ana dal major i.
yan dal minor i.
yan dal subspecialty i.
(üniversitede) yardımcı dal minor i.
akademik ana dal concentration i.
öğrencinin ana dal içerisinde yöneldiği alan concentration i.
yan dal yapmak do a minor (in a program) f.
Linguistics
dal öbeği linguistic group i.
Geography
(sıradağ) yan dal offshoot i.
Printery
piç dal offset i.
Archaic
ince dal vinette i.
sığının boynuzunun geniş ve düz kısmındaki küçük dal spiller i.
Engineering
her düğüm noktasında üç dal bulunan grafik snark i.
Ornithology
kuş akciğerinin ana broşunda dal parabronchium i.
Slang
(sigara) dal blower i.
bir dal sigara blower i.
dal (sigara) choker i.
dal taşak in the raw i.
dal taşak freeball i.
paket yerine dal şeklinde satılan sigara loosie i.
dal taşak gezme freeballing i.
dal taşak sokağa çıkmak walk the dinosaur f.
dal taşak gezmek go freeball f.
dal taşak gezmek go freeballing f.
dal taşak bare-assed s.
dal taşak peeled s.
dal taşak stark naked s.
dal taşak scud [scotland] s.
dal taşak in the buff expr.
dal taşak naked as a jaybird expr.
dal taşak bare-ass expr.
başkasından istenip alınan bir dal sigara op kısalt.