İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | discourse i. | söylem | ||
He gave a speech on oral discourse tactics in Middle English. Orta İngilizcede sözlü söylem taktikleri üzerine bir konuşma yaptı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | discourse i. | konuşma | ||
They listened to her discourse on English lexicography. İngilizce sözlükbilimi üzerine yaptığı konuşmayı dinlediler. More Sentences |
||||
Genel | discourse i. | tartışma | ||
There is an ongoing discourse about healthcare systems. Sağlık sistemleri hakkında süregelen bir tartışma mevcut. More Sentences |
||||
Genel | discourse f. | konuşmak | ||
She discoursed on the poetic style of Emily Dickinson. Emily Dickinson'ın şiirsel tarzı üzerine konuştu. More Sentences |
||||
Linguistics | ||||
Dilbilim | discourse i. | söylem | ||
The human rights discourse is by definition global. İnsan hakları söylemi tanımı gereği küreseldir. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | discourse i. | söylev | ||
General | ||||
Genel | discourse i. | tez | ||
Genel | discourse i. | mükaleme | ||
Genel | discourse i. | makale | ||
Genel | discourse i. | muhavere | ||
Genel | discourse i. | müzakere | ||
Genel | discourse i. | söz | ||
Genel | discourse i. | hitabe | ||
Genel | discourse i. | diskur | ||
Genel | discourse i. | nutuk | ||
Genel | discourse i. | broşür | ||
Genel | discourse i. | vaiz | ||
Genel | discourse i. | anlatım | ||
Genel | discourse i. | ciddi ve ayrıntılı yazı | ||
Genel | discourse f. | söylev vermek | ||
Genel | discourse f. | ciddi ve ayrıntılı bir şekilde yazmak | ||
Genel | discourse f. | söylemek | ||
Genel | discourse f. | ayrıntılı bir şekilde konuşmak | ||
Genel | discourse f. | işlemek | ||
Genel | discourse f. | bahsetmek | ||
Genel | discourse f. | üzerinde durmak | ||
Genel | discourse f. | oynamak | ||
Genel | discourse f. | çalmak | ||
Genel | discourse f. | icra etmek | ||
Social Sciences | ||||
Sosyal Bilimler | discourse i. | kurumsallaşmış düşünce biçimi | ||
Sosyal Bilimler | discourse i. | belirli bir konu hakkında söylenebilecekleri belirleyen toplumsal sınır | ||
Linguistics | ||||
Dilbilim | discourse i. | dilce | ||
Music | ||||
Müzik | discourse f. | (ses) çıkarmak | ||
Müzik | discourse f. | ses çıkarmak | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | discourse i. | akılcılık | ||
Eski Kullanım | discourse i. | rasyonalizm | ||
Eski Kullanım | discourse i. | düzenli ve sırayla ilerleyebilme | ||
Eski Kullanım | discourse i. | akıl yürütme | ||
Eski Kullanım | discourse i. | akıl yürütme gücü | ||
Eski Kullanım | discourse f. | (biriyle) görüşmek | ||
Eski Kullanım | discourse f. | (biriyle) sohbet etmek | ||
Eski Kullanım | discourse f. | anlatmak | ||
Eski Kullanım | discourse f. | tartışmak |