|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
bir sıra durumunda |
in a line i.
|
|
2 |
Genel |
kaza ve sert bir hareket durumunda yolcuları içinde oturdukları taşıtların koltuklarında tutan aygıt |
seat belt i.
|
|
3 |
Genel |
yolcu durumunda |
on a war foot i.
|
|
4 |
Genel |
çığ altında kalma durumunda kayakçının yerini tespite yarayan sinyaller gönderen radyo vericisi |
avalanche transceiver i.
|
|
5 |
Genel |
ince çizgi durumunda açılmış yara |
chasm i.
|
|
6 |
Genel |
randevuya çıkan bir kadının üzerinde taşıdığı, partneri ile kavga etmeleri durumunda eve dönmesine yetecek kadar yol parası |
mad money i.
|
|
7 |
Genel |
annenin olmaması veya hasta olması durumunda ailenin bakımını üstlenen sosyal yardım görevlisi |
home-maker i.
|
|
8 |
Genel |
devrilme durumunda rakibin yaralanmasını önlemek için mızrağın başına takılan halka |
mourn i.
|
|
9 |
Genel |
bir şeyi belirsizlik durumunda riske atma |
gambling i.
|
|
10 |
Genel |
orman yangını çıkması durumunda ekipleri ve ekipmanı organize eden kimse |
dispatcher i.
|
|
11 |
Genel |
hizmet sunucusuna hizmeti başarılı biçimde sonuçlandırması durumunda ödeme yapıldığı düzenleme |
contingency i.
|
|
|
12 |
Genel |
sözleşme taraflarından birinin, sözleşmenin gereğini belirtilen şekilde yerine getirememesi durumunda diğerine ödemek zorunda olduğu para miktarı |
contingency i.
|
|
13 |
Genel |
sis durumunda uyarı veren sesli cihaz |
fog alarm i.
|
|
14 |
Genel |
ihtilaf durumunda üst hükumet mevzuatının alt hükumet mevzuatı yerine geçmesini kapsayan doktrin |
preemption i.
|
|
15 |
Genel |
zedelenme veya sakatlık durumunda fiziksel tedavi için verilen yazılı talimat |
prescription i.
|
|
16 |
Genel |
bataklık durumunda olma |
poachiness i.
|
|
17 |
Genel |
beraberlik durumunda bahisçinin kar veya zarar etmediği bahis |
push i.
|
|
18 |
Genel |
vasi ile anlaşmazlık durumunda devreye giren ikinci vasi |
subtutor i.
|
|
19 |
Genel |
ek durumunda bulunan parça |
supplementation i.
|
|
20 |
Genel |
söz verme durumunda kullanılır |
shall f.
|
|
21 |
Genel |
durumunda olmak |
be in the position of f.
|
|
22 |
Genel |
zor olan bir şeyi/şeyleri kısa sürede öğrenmek durumunda kalmak |
be on a steep learning curve f.
|
|
23 |
Genel |
arıza durumunda güvenli moda dönmek |
fail-safe f.
|
|
24 |
Genel |
türbülans durumunda olmak |
roil f.
|
|
25 |
Genel |
mevcut durumunda kalmak |
preserve f.
|
|
26 |
Genel |
ya herrü ya merrü durumunda olmak |
stand f.
|
|
27 |
Genel |
ya hep ya hiç durumunda olmak |
stand f.
|
|
28 |
Genel |
savunma durumunda |
embattled s.
|
|
29 |
Genel |
federasyon durumunda birleşmiş olmayan |
nonfederal s.
|
|
30 |
Genel |
dinlenme durumunda |
off-position s.
|
|
31 |
Genel |
federasyon durumunda birleşmiş olmayan |
non-federal s.
|
|
|
32 |
Genel |
kriz durumunda olmayan |
noncrucial s.
|
|
33 |
Genel |
ihtiyaç durumunda |
necessitied s.
|
|
34 |
Genel |
savunma durumunda |
enbattled [obsolete] s.
|
|
35 |
Genel |
anormal bilinç durumunda |
hyperalert s.
|
|
36 |
Genel |
süpinasyon durumunda olan |
supine s.
|
|
37 |
Genel |
idareci durumunda olarak |
executively zf.
|
|
38 |
Genel |
en canlı ve heyecanlı durumunda |
in a full swing zf.
|
|
39 |
Genel |
... durumunda |
in a state of zf.
|
|
40 |
Genel |
... durumunda |
in a condition of zf.
|
|
41 |
Genel |
bekleme durumunda dahi |
even at standby state zf.
|
|
42 |
Genel |
bekleme durumunda bile |
even at standby state zf.
|
|
43 |
Genel |
-sı durumunda |
in case zf.
|
|
44 |
Genel |
birbirine değme durumunda |
in contact zf.
|
|
45 |
Genel |
doğal durumunda |
in situ zf.
|
|
46 |
Genel |
tekerrür durumunda |
if repeated zf.
|
|
47 |
Genel |
tekrarlanması durumunda |
if repeated zf.
|
|
48 |
Genel |
tekerrürü durumunda |
if repeated zf.
|
|
49 |
Genel |
tekrarı durumunda |
if repeated zf.
|
|
50 |
Genel |
desteklenme durumunda |
on zf.
|
|
51 |
Genel |
temas durumunda |
on zf.
|
|
52 |
Genel |
faaliyet durumunda |
on zf.
|
|
53 |
Genel |
programlanma veya karara bağlanma durumunda |
on zf.
|
|
54 |
Genel |
farkındalık durumunda |
on zf.
|
|
55 |
Genel |
hesap verme durumunda |
on the spot zf.
|
|
56 |
Genel |
hemen cevap vermek durumunda |
on the spot zf.
|
|
57 |
Genel |
anında karar vermek durumunda |
on the spot zf.
|
|
58 |
Genel |
her zamanki durumunda olmayan |
off ed.
|
|
59 |
Genel |
(ay) dolunay durumunda |
in her complement expr.
|
|
Phrases |
|
60 |
İfadeler |
başarısızlık durumunda |
in the event of failure zf.
|
|
61 |
İfadeler |
tekrarı durumunda |
in case of recurrence zf.
|
|
62 |
İfadeler |
tekrarlanması durumunda |
in case of recurrence zf.
|
|
63 |
İfadeler |
tekerrür durumunda |
in case of recurrence zf.
|
|
64 |
İfadeler |
tekerrürü durumunda |
in case of recurrence zf.
|
|
65 |
İfadeler |
boşanma durumunda |
in the event of divorce expr.
|
|
66 |
İfadeler |
boşanma durumunda |
in case of divorce expr.
|
|
67 |
İfadeler |
herhangi bir anlaşmazlık durumunda |
in case of any dispute expr.
|
|
68 |
İfadeler |
ihtilaf durumunda |
in case of dispute expr.
|
|
69 |
İfadeler |
ihtilaf durumunda |
in the event of dispute (over) expr.
|
|
70 |
İfadeler |
ihmal durumunda |
in the event of default expr.
|
|
71 |
İfadeler |
olumsuz hava durumunda |
in case of adverse weather expr.
|
|
|
72 |
İfadeler |
kaza durumunda |
in case of accident expr.
|
|
73 |
İfadeler |
koşulların gerektirmesi durumunda |
if deemed necessary expr.
|
|
74 |
İfadeler |
ret durumunda |
in case of refusal expr.
|
|
75 |
İfadeler |
reddedilmesi durumunda |
in case of refusal expr.
|
|
76 |
İfadeler |
tehlike durumunda |
in case of danger expr.
|
|
77 |
İfadeler |
tam çekilme durumunda |
in full retreat expr.
|
|
78 |
İfadeler |
yangın durumunda |
in the event of fire expr.
|
|
79 |
İfadeler |
yangın durumunda |
in case of fire expr.
|
|
80 |
İfadeler |
başkasının durumunda/şartlarında |
in someone else's place expr.
|
|
81 |
İfadeler |
kabullenmeme durumunda |
in denial expr.
|
|
82 |
İfadeler |
inanmayı reddetme durumunda |
in denial expr.
|
|
83 |
İfadeler |
olması durumunda |
if and when expr.
|
|
84 |
İfadeler |
(birinin/bir şeyin) durumunda |
in the case of (someone or something) expr.
|
|
85 |
İfadeler |
(bir şey) durumunda |
in the event of (something) expr.
|
|
Colloquial |
|
86 |
Konuşma Dili |
ani gelir kaybı durumunda yapılan ödeme |
parachute payment [uk] i.
|
|
87 |
Konuşma Dili |
kar yağışından dolayı iptal edilmek durumunda kalmak |
snow out f.
|
|
88 |
Konuşma Dili |
facebook ilişki durumunda ilan edilmiş |
facebook official s.
|
|
89 |
Konuşma Dili |
ihtiyaç durumunda |
in case of need expr.
|
|
90 |
Konuşma Dili |
işlerin aksaması durumunda |
in case things go wrong expr.
|
|
91 |
Konuşma Dili |
işlerin yolunda gitmemesi durumunda |
in case things go wrong expr.
|
|
92 |
Konuşma Dili |
şüphe durumunda |
in case of doubt expr.
|
|
93 |
Konuşma Dili |
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) |
double or nothing expr.
|
|
94 |
Konuşma Dili |
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) |
double or quits [uk] expr.
|
|
95 |
Konuşma Dili |
(kaza veya kaza tehlikesi durumunda bir araç sürücüsü tarafından bir bisikletliye ya da motor sürücüsüne bahane olarak söylenen) pardon görmedim/seni fark etmedim |
smidsy (sorry, mate, I didn't see you) [uk] expr.
|
|
96 |
Konuşma Dili |
doğru olması durumunda |
if true exclam.
|
|
Idioms |
|
97 |
Deyim |
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak |
have a wolf by the ear f.
|
|
98 |
Deyim |
iki ucu boklu değnek durumunda olmak |
have a wolf by the ear f.
|
|
99 |
Deyim |
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak |
have the wolf by the ear f.
|
|
100 |
Deyim |
iki ucu boklu değnek durumunda olmak |
have the wolf by the ear f.
|
|
101 |
Deyim |
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak |
have a wolf by the ears f.
|
|
102 |
Deyim |
iki ucu boklu değnek durumunda olmak |
have a wolf by the ears f.
|
|
103 |
Deyim |
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak |
have the wolf by the ears f.
|
|
104 |
Deyim |
iki ucu boklu değnek durumunda olmak |
have the wolf by the ears f.
|
|
105 |
Deyim |
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak |
hold a wolf by the ears f.
|
|
106 |
Deyim |
iki ucu boklu değnek durumunda olmak |
hold a wolf by the ears f.
|
|
107 |
Deyim |
açıklamak durumunda kalmak |
give an account of f.
|
|
108 |
Deyim |
birkaç şeyden birini seçmek durumunda kalmak |
be at a crossroad f.
|
|
109 |
Deyim |
en kötü durumunda olmak |
be at its lowest ebb f.
|
|
110 |
Deyim |
en kötü durumunda olmak |
be at a low ebb f.
|
|
111 |
Deyim |
savunma durumunda olmak |
be on the defensive f.
|
|
112 |
Deyim |
(birisi/birşey ile yeniden) uğraşmak zorunda/durumunda kalmamak |
hear the last of somebody/something f.
|
|
113 |
Deyim |
yeniden düşünmek durumunda olmak |
have another think coming f.
|
|
114 |
Deyim |
yeniden düşünmek durumunda olmak |
have another guess coming f.
|
|
115 |
Deyim |
ölseydim daha iyiydi durumunda olmak |
be better off dead f.
|
|
116 |
Deyim |
durumunda çok büyük bir değişiklik yapmak |
turn 180 degrees f.
|
|
117 |
Deyim |
kabullenmeme durumunda olmak |
be in denial f.
|
|
118 |
Deyim |
yeniden düşünmek durumunda olmak |
have (got) another think coming f.
|
|
119 |
Deyim |
(birisi/bir şey ile yeniden) uğraşmak zorunda/durumunda kalmamak |
hear the end/the last of somebody/something f.
|
|
120 |
Deyim |
(birisi/bir şey ile yeniden) uğraşmak zorunda/durumunda kalmamak |
see the end/the last of somebody/something f.
|
|
121 |
Deyim |
hesap vermek durumunda kalabilir |
accountable for s.
|
|
122 |
Deyim |
savunma durumunda/halinde |
onto the defensive s.
|
|
123 |
Deyim |
olması durumunda |
in the event expr.
|
|
124 |
Deyim |
savunma durumunda |
on the defensive expr.
|
|
125 |
Deyim |
(mahremiyetin ifşa edilmesi durumunda söylenen) duyulmak istenmeyen bilgiler (duymak istemiyorum/ bana anlatma) |
too much information expr.
|
|
126 |
Deyim |
ihtiyaç durumunda devreye sokulacak plan |
up (one's) sleeve expr.
|
|
127 |
Deyim |
ihtiyaç durumunda devreye sokulacak plan |
up your sleeve expr.
|
|
128 |
Deyim |
ihtiyaç durumunda devreye sokulacak plan |
up (one's) sleeve expr.
|
|
129 |
Deyim |
bir şey durumunda |
in one's something mode expr.
|
|
130 |
Deyim |
senin durumunda olsam |
if I were in your place expr.
|
|
131 |
Deyim |
senin durumunda olsaydım |
if I was/were in your place expr.
|
|
132 |
Deyim |
en kötü durumunda |
at (something's) lowest ebb expr.
|
|
133 |
Deyim |
(birinin) durumunda |
in (one's) shoes expr.
|
|
134 |
Deyim |
başkasının durumunda |
in someone else's shoes expr.
|
|
135 |
Deyim |
birinin durumunda |
in someone's shoes expr.
|
|
136 |
Deyim |
birinin durumunda |
in someone else's shoes expr.
|
|
137 |
Deyim |
birinin durumunda |
in someone's place expr.
|
|
138 |
Deyim |
birinin durumunda |
in someone's stead expr.
|
|
Speaking |
|
139 |
Konuşma |
işlerin aksaması durumunda |
in the event that things don't work out expr.
|
|
140 |
Konuşma |
işlerin yolunda gitmemesi durumunda |
in the event that things don't work out expr.
|
|
141 |
Konuşma |
teklifimizle ilgilenmeniz durumunda |
if you are interested in our offer expr.
|
|
Trade/Economic |
|
142 |
Ticaret/Ekonomi |
(hesabın eksiye düşmesi durumunda bankanın her bir para çekme işlemi için aldığı) para çekme ücreti |
withdrawal fee i.
|
|
143 |
Ticaret/Ekonomi |
müşterinin kredi limitini aşması durumunda bankanın sağladığı kredi |
check overdraft credit i.
|
|
144 |
Ticaret/Ekonomi |
akreditifin devir olanağı tanıması durumunda |
negotiating bank i.
|
|
145 |
Ticaret/Ekonomi |
başka şirketlerle arzulanmayan bir birleşme durumunda sahibine bedelinin ödenmesini talep etme hakkı veren tahviller |
poison put i.
|
|
146 |
Ticaret/Ekonomi |
borcun ödenmemesi durumunda bankanın sadece ipoteğe konu olan konuta el koyabildiği kredi biçimi |
nonrecourse mortgage i.
|
|
147 |
Ticaret/Ekonomi |
borcun ödenmemesi durumunda çekilen protesto |
protest for non payment i.
|
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
borcun ödenmemesi durumunda bankanın sadece ipoteğe konu olan konuta el koyabildiği kredi biçimi |
dry mortgage i.
|
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
bir poliçenin ödenmemesi durumunda hamilin keşideci ve cirantalar üzerine çektiği poliçe |
redraft i.
|
|
150 |
Ticaret/Ekonomi |
bir şirketin başka bir eyalette faaliyet göstermesi durumunda vergilerin karşılıklı olacağını öngören kanun |
retaliatory statute i.
|
|
151 |
Ticaret/Ekonomi |
çalışanın işten çıkarılması durumunda ödenmesi garanti edilen tazminat |
golden parachute i.
|
|
152 |
Ticaret/Ekonomi |
eurodolar kredilerinin yöneticisi durumunda olan banka ya da mali kurum |
managing underwriter i.
|
|
153 |
Ticaret/Ekonomi |
görevinin sona ermesi durumunda şirketin mevcut müşterileriyle ticari amaçla temas kurmayacağına dair çalışan ile işveren şirket arasında yapılan sözleşme |
nonsolicitation contract i.
|
|
154 |
Ticaret/Ekonomi |
görevinin sona ermesi durumunda şirketin mevcut müşterileriyle ticari amaçla temas kurmayacağına dair çalışan ile işveren şirket arasında yapılan sözleşme |
non-solicitation agreement i.
|
|
155 |
Ticaret/Ekonomi |
görevinin sona ermesi durumunda şirketin mevcut müşterileriyle ticari amaçla temas kurmayacağına dair çalışan ile işveren şirket arasında yapılan sözleşme |
nonsolicitation agreement i.
|
|
156 |
Ticaret/Ekonomi |
halen yapılan bir üretimin karşılığı durumunda olmadan devletin kişi veya ailelere mal ve hizmet biçimindeki ödemeleri |
transfer in kind i.
|
|
157 |
Ticaret/Ekonomi |
ilerde karın düşmesi durumunda temettü ödeyebilmek için ayrılan karşılıklar |
dividend equalization reserve i.
|
|
158 |
Ticaret/Ekonomi |
iki kişiden birinin ötekinin işi veya mal varlığında parasal bir menfaati bulunması durumunda hukuk açısından birbirlerinin ortağı sayılması |
associate i.
|
|
159 |
Ticaret/Ekonomi |
iş olmaması durumunda işçiye ödenmesi garanti edilen asgari ücret miktarı |
call pay i.
|
|
160 |
Ticaret/Ekonomi |
kredi ile alınan menkul değerlerin piyasada değer kaybetmesi durumunda borsa bankerinin müşteriden hesaba ek para koyması çağırışında bulunması |
margin call i.
|
|
161 |
Ticaret/Ekonomi |
nakil durumunda para |
cash in transit i.
|
|
162 |
Ticaret/Ekonomi |
poliçenin vadesinden önce ödenmesi durumunda poliçe bedeline uygulanan ıskonto oranı |
anticipation rate i.
|
|
163 |
Ticaret/Ekonomi |
teminatlı bir borcun ödenmemesi durumunda teminatın paraya dönüştürülmesi |
foreclosure i.
|
|
164 |
Ticaret/Ekonomi |
tasfiye temettüsü tasfiye durumunda olan bir firmada malların ortaklar arasında dağıtılması |
liquidating dividend i.
|
|
165 |
Ticaret/Ekonomi |
tarafların birinin sözleşmeden cayması durumunda ödeyeceği tazminat |
forfeit penalty i.
|
|
166 |
Ticaret/Ekonomi |
ücret ödeyen başka bir kişinin odada kalması durumunda kişi başına oda fiyatı |
double-occupancy rate i.
|
|
167 |
Ticaret/Ekonomi |
(ihlal durumunda) itiraz hakkından feragat etme |
waiver of breach i.
|
|
168 |
Ticaret/Ekonomi |
yüklenicinin tüm tahvilleri satamaması durumunda tahvil ihracının iptal edilmesi |
category-management system i.
|
|
169 |
Ticaret/Ekonomi |
satın alınacak şirketten vazgeçilmesi durumunda bu satın alım için kredi vermiş olan bankaya geri ödenen faiz |
drop-dead fee [uk] i.
|
|
170 |
Ticaret/Ekonomi |
kiralık arabanın kiralanan yer dışında bir yere teslimi durumunda ödenen ek ücret |
drop-off charge i.
|
|
171 |
Ticaret/Ekonomi |
(iflas durumunda) alacaklının taahhütname ve güvence akçesini ibraz etmek |
strike a docket [uk] f.
|
|
172 |
Ticaret/Ekonomi |
iflas durumunda daha düşük öncelikli ödenecek olmak |
subordinate f.
|
|
173 |
Ticaret/Ekonomi |
başa baş durumunda olma |
par s.
|
|
174 |
Ticaret/Ekonomi |
tasfiye durumunda |
in liquidation expr.
|
|
175 |
Ticaret/Ekonomi |
(sözleşmenin) sonlanması/feshi durumunda |
in the event of termination expr.
|
|
Law |
|
176 |
Hukuk |
eskiden ingitere'de, kiracının iki yıl olan kullanım hakkını aşması durumunda, toprağı geri almak için yasaya bağlı olarak verilen resmi yazılı emir |
cessavit [obsolete] i.
|
|
177 |
Hukuk |
borçlunun borçlarının tamamını karşılayamaması durumunda alacakların miktarları oranında indirilmesi |
abatement of debts i.
|
|
178 |
Hukuk |
davada tanık durumunda bulunan kimse |
prosecuting witness i.
|
|
179 |
Hukuk |
geminin limana gelmemesi durumunda astarya günlerinin sayılmaması maddesi |
berth clause i.
|
|
180 |
Hukuk |
hukuken rızası geçerli sayılmayan belli yaş altındaki kişilerle zorlama olmaksızın ilişki kurulması durumunda ortaya çıkan suç |
statutory rape i.
|
|
181 |
Hukuk |
iflas durumunda mahkemece atanan yediemin |
receiver in bankruptcy i.
|
|
182 |
Hukuk |
iştirak durumunda malik karı koca |
tenants by entireties i.
|
|
183 |
Hukuk |
mahkemece belirlenen koşulların oluşmaması durumunda kesinleşen mahkeme kararı |
order nisi i.
|
|
184 |
Hukuk |
mücbir sebebin gerçekleşmesi durumunda kiracıyı kira ödemekten kurtaran sözleşme hükmü |
abatement clause i.
|
|
185 |
Hukuk |
mirasçının olmaması durumunda kanun hükmüyle mirasçı olan şahıs |
irregular heir i.
|
|
186 |
Hukuk |
ödeme gecikmesi durumunda borçluya yapılan tebligat |
notice of default i.
|
|
187 |
Hukuk |
ödeme gecikmesi durumunda borçluya yapılan tebligat |
default notice i.
|
|
188 |
Hukuk |
savaş durumunda tarafsız ülke toprağını zapt etme hakkı |
angaria i.
|
|
189 |
Hukuk |
hakimin (hukuki boşluk durumunda) içtihat yoluyla hukuk/kural yaratması |
interstitial law-making i.
|
|
190 |
Hukuk |
(anglo-sakson hukukunda) hısmı katletme durumunda ortaya çıkan zararın tazminatı |
maegbote i.
|
|
191 |
Hukuk |
(anglo-sakson hukukunda) hısmı katletme durumunda ortaya çıkan zararın tazminatı |
magbote i.
|
|
192 |
Hukuk |
(ingiliz hukukunda) sanığın işlediği suç sırasında yaptığının farkında olmaması veya yaptığı şeyin yanlış olduğunu idrak edememesi durumunda cinnet getirmiş sayılacağına dair kurallar |
mcnaughten rules i.
|
|
193 |
Hukuk |
(ingiliz hukukunda) sanığın işlediği suç sırasında yaptığının farkında olmaması veya yaptığı şeyin yanlış olduğunu idrak edememesi durumunda cinnet getirmiş sayılacağına dair kurallar |
mcnaghten rules i.
|
|
194 |
Hukuk |
sahibi tarafından kalıcı ikametgah olarak belirlenip arazi yasası uyarınca borç durumunda haciz ve zorunlu satıştan muaf olan ev ve arazi |
homestead [us] i.
|
|
195 |
Hukuk |
doğru olması durumunda yasaların yeterli saydığı itiraz |
principal challenge i.
|
|
196 |
Hukuk |
senedin ödenmemesi durumunda oluşacak her türlü zararın sorumluluğunu taraflara yazılı olarak bildirmek |
protest a bill f.
|
|
197 |
Hukuk |
anlaşmazlık durumunda |
in case of dispute expr.
|
|
198 |
Hukuk |
hasar durumunda |
in case of damages expr.
|
|
199 |
Hukuk |
ihtilaf durumunda |
in case of dispute expr.
|
|
200 |
Hukuk |
ihtiyaç durumunda |
in case of necessity expr.
|
|
201 |
Hukuk |
işbu anlaşmanın ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda |
in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
|
|
202 |
Hukuk |
işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal riski altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda |
in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
|
|
203 |
Hukuk |
işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda |
in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
|
|
Politics |
|
204 |
Siyasal |
meclis oylamasında oyların eşit olması durumunda başkanın belirleyici oyu |
casting voice i.
|
|
205 |
Siyasal |
abd başkanı, başkan yardımcısı veya başkanın olmadığı anlarda o görevi üstlenen üst düzeylinin aynı yerde toplandığında, başkanın başına bir aksilik gelmesi durumunda, birleşik devletler başkanı olsun diye gizli bir yere saklanıp korunan kabine üyesi |
designated successor i.
|
|
206 |
Siyasal |
savaş durumunda tarafsız ülke toprağını zaptetme hakkı |
angary i.
|
|
207 |
Siyasal |
ret durumunda |
in case of refusal i.
|
|
208 |
Siyasal |
savaş durumunda |
in the event of war i.
|
|
209 |
Siyasal |
serbest dolaşım durumunda bulunan mallar |
goods on free movement i.
|
|
Industry |
|
210 |
Sanayi |
tesisi ilk günkü durumunda tutmak veya tasarlanan verimlilik ve kapasite ile çalışmasını devam ettirmek için gerekli olan rutin çalışma |
maintenance (materiel) i.
|
|
Insurance |
|
211 |
Sigortacılık |
iki kişinin hayatı üzerinden gelir sağlayan ve kişilerden birinin ölmesi durumunda bu geliri durduran bir tür müşterek hayat teminatı |
joint life annuity i.
|
|
212 |
Sigortacılık |
iki hakemin karara varamaması durumunda karar için üçüncü bir hakemin tayin edilmesi |
umpire i.
|
|
213 |
Sigortacılık |
kaza sonucu belirli yaralanmalar durumunda sigortalıya belirli bir tutarın ödenmesi |
personal accident insurance i.
|
|
214 |
Sigortacılık |
hekim ve hastanelerin malpraktis davası açılması durumunda zararı karşılaması için satın aldıkları sigorta |
malpractice insurance i.
|
|
Technical |
|
215 |
Teknik |
motorlu testerenin geri tepmesi durumunda gücü kesen cihaz |
chainbrake i.
|
|
216 |
Teknik |
ana parça durumunda nihai madde |
component end item i.
|
|
217 |
Teknik |
arıza durumunda açılır güvenlik vanası |
air-to-close (fail open) valve i.
|
|
218 |
Teknik |
asit durumunda olma |
acidity i.
|
|
219 |
Teknik |
çarpışma durumunda yakıt sızıntısı |
fuel leakage in the event of a collision i.
|
|
220 |
Teknik |
hata durumunda yineleme |
request repeat i.
|
|
221 |
Teknik |
teslimat durumunda metalik özelliklerin kodlanması |
coding of metallurgical condition in delivery condition i.
|
|
222 |
Teknik |
teslim durumunda metalürjik özelliklerin kodlanması |
coding of metallurgical condition in delivery condition i.
|
|
223 |
Teknik |
yangın durumunda yapılması gerekenler |
actions to be taken in the event of fire i.
|
|
224 |
Teknik |
yangın durumunda yapılacaklar |
actions to be taken in the event of fire i.
|
|
225 |
Teknik |
yekenin veya dümen başlığının bozulması durumunda dümenin idare edilebilmesi için dümene bağlı bulunan bir çift bol zincir veya ip |
rudder chain i.
|
|
226 |
Teknik |
işleyiş durumunda makinenin iç parçalarını gösteren çizim |
phantom i.
|
|
227 |
Teknik |
yangın durumunda daha güvenli olup az duman ve is çıkaran bir tür kablolama ağı |
plenum i.
|
|
228 |
Teknik |
(elektronik alıcıda) faydalı sinyal değerinin düşmesi durumunda alıcıyı tamamen kesen devre |
squelch i.
|
|
229 |
Teknik |
gaz durumunda |
gaseous s.
|
|
230 |
Teknik |
potansiyel bir sorun bulunması durumunda |
on condition zf.
|
|
231 |
Teknik |
halinde (durumunda) |
in the event of expr.
|
|
Computer |
|
232 |
Bilgisayar |
hata durumunda nasıl davranılacağının seçilmesi |
error handler options i.
|
|
233 |
Bilgisayar |
hata durumunda nasıl davranılacağı |
error handling i.
|
|
234 |
Bilgisayar |
hata durumunda yineleme |
request repeat i.
|
|
235 |
Bilgisayar |
yokluk durumunda seçim |
default option i.
|
|
236 |
Bilgisayar |
backup'ı simge durumunda çalıştır |
run backup minimized expr.
|
|
237 |
Bilgisayar |
hata durumunda ses çıkar |
beep on error actions expr.
|
|
238 |
Bilgisayar |
hata durumunda |
on error expr.
|
|
239 |
Bilgisayar |
simge durumunda başlat |
start minimized expr.
|
|
240 |
Bilgisayar |
simge durumunda çalıştır |
run minimized expr.
|
|
241 |
Bilgisayar |
facebook ilişki durumunda ilan edilmiş anlamındaki ifadenin kısaltması |
fbo (facebook official) kısalt.
|
|
Electric |
|
242 |
Elektrik |
aşırı yüklenme durumunda elektromanyetik devreyi kesen anahtar |
release i.
|
|
Construction |
|
243 |
İnşaat |
yapım durumunda proje |
project under construction i.
|
|
Automotive |
|
244 |
Otomotiv |
arıza durumunda sessiz kalma |
fail-silent i.
|
|
245 |
Otomotiv |
emniyet çekici (tehlike durumunda cam kırma amaçlı) |
escape hammer i.
|
|
246 |
Otomotiv |
emniyet kemeri kesici (tehlike durumunda) |
seatbelt cutter i.
|
|
247 |
Otomotiv |
hata durumunda yineleme |
automatic request repeat i.
|
|
248 |
Otomotiv |
önden çarpma durumunda yolcuların korunması |
protection of the occupants in the event of a frontal collision i.
|
|
249 |
Otomotiv |
yandan çarpma durumunda yolcuların korunması |
protection of the occupants in the event of a lateral collision i.
|
|
250 |
Otomotiv |
devrilme durumunda sürücüyü korumak için kullanılan koruyucu çerçeve |
rollbar i.
|
|
251 |
Otomotiv |
çekilme durumunda |
on tow expr.
|
|
252 |
Otomotiv |
önden çarpma durumunda |
in the event of a frontal collision expr.
|
|
Aeronautic |
|
253 |
Havacılık |
hava savaşı durumunda kullanılabilen acil durum motor gücü |
war emergency power i.
|
|
254 |
Havacılık |
uçaktan acil çıkışlar durumunda kullanılan şişer kaydırak |
chute i.
|
|
Marine |
|
255 |
Denizcilik |
çok şiddetli felaket durumunda yapılacak mali destek yasaları |
laws for special financial support for extreme severity disaster i.
|
|
256 |
Denizcilik |
geminin yükleme veya boşaltmayı zamanından önce yapması durumunda ödenecek ek ücret |
dispatch money i.
|
|
257 |
Denizcilik |
(gemi dümenin arızalanması durumunda kullanılan) geçici dümen |
jury rudder i.
|
|
258 |
Denizcilik |
özellikle çalındığını belirlemek veya kusur durumunda üreticinin izini sürmek için donanma kordonuna eklenen farklı bir büküm, malzeme veya renkteki bir iplik |
rogue's yarn i.
|
|
259 |
Denizcilik |
tehlike durumunda demir atmak |
clubhaul f.
|
|
Medical |
|
260 |
Medikal |
bazı bitkilerden elde edilen, kalp yetmezliği durumunda kalbi uyarmak için kullanılan madde |
cardiac glucoside i.
|
|
261 |
Medikal |
sağlık durumunda beklenmeyen ciddi bozulma |
unanticipated serious deterioration in state of health i.
|
|
262 |
Medikal |
hastanın durumunda büyük ve ani değişim yaratan ve genellikle yeni keşfedilmiş ilaç |
miracle drug i.
|
|
263 |
Medikal |
sağlık durumunda meydana gelen değişim |
metabola i.
|
|
264 |
Medikal |
sağlık durumunda meydana gelen değişim |
metabole i.
|
|
265 |
Medikal |
hastanın yüksek ateş durumunda bilinç dışı gerçekleştirdiği hareketler |
floccilation i.
|
|
266 |
Medikal |
hastanın yüksek ateş durumunda bilinç dışı gerçekleştirdiği hareketler |
floccillation i.
|
|
267 |
Medikal |
koma durumunda |
comatose s.
|
|
268 |
Medikal |
cenin durumunda |
foetal s.
|
|
Pathology |
|
269 |
Patoloji |
soğuk veya stres durumunda parmakların ağrıyıp uyuştuğu damar hastalığı |
raynauds disease i.
|
|
270 |
Patoloji |
soğuk veya stres durumunda parmakların ağrıyıp uyuştuğu damar hastalığı |
raynaud's disease i.
|
|
271 |
Patoloji |
soğuk veya stres durumunda parmakların ağrıyıp morarması |
raynaud's sign i.
|
|
272 |
Patoloji |
enfarktüs ya da iltihap durumunda ortaya çıkan beyin yumuşaması |
red softening i.
|
|
273 |
Patoloji |
ateş, öksürük ve nefes darlığı şeklinde kendini gösteren, ilerlemesi durumunda zatürreye çevirerek akut solunum yetersizliğine ve organ yetmezliğine sebep olan ciddi bir viral solunum hastalığı |
mers (middle east respiratory syndrome) kısalt.
|
|
Logic |
|
274 |
Mantık |
yalnızca her iki terimin de doğru olması durumunda doğru değeri veren mantık işleci |
and i.
|
|
275 |
Mantık |
öncüllerden birisi ya da ikisinin nedensel önerme durumunda olduğu kıyas |
epicheirema i.
|
|
276 |
Mantık |
öncüllerden birisi ya da ikisinin nedensel önerme durumunda olduğu kıyas |
epichirema i.
|
|
277 |
Mantık |
varsayımsal önermenin koşullu üyesinin doğru olması durumunda koşullu önermenin doğru olduğunun iddia edilebileceği kuralı |
detachment i.
|
|
278 |
Mantık |
terimlerinden birinin doğru olması durumunda doğru sonucunu veren mantıksal işleç |
disjunction i.
|
|
Physics |
|
279 |
Fizik |
ikiden fazla parçacık olması durumunda tüm sistem için bu ürünlerin toplamının yarısı |
virial i.
|
|
280 |
Fizik |
fazla sayıda elektronun yüksek enerji durumunda bulunduğu madde durumu |
population inversion i.
|
|
Chemistry |
|
281 |
Kimya |
elementin iki veya daha fazla fiziksel halde var olması durumunda ortaya çıkan çeşitli haller |
allotropic state i.
|
|
282 |
Kimya |
azot dioksit ile denge durumunda olan, gaz halinde renksiz bir madde |
dinitrogen tetroxide i.
|
|
283 |
Kimya |
en düşük oksidasyon durumunda olan anlamı veren ön ek |
hypo- ök.
|
|
Biology |
|
284 |
Biyoloji |
hayvanın bir parçasının insan vücuduna alınması durumunda o kısma karşılık gelen insan organının iyileşeceğini veya etkileneceğini iddia eden teori |
sarcology i.
|
|
Breeding |
|
285 |
Hayvancılık |
ikiden fazla atın yan yana olması durumunda en dıştaki at |
tracer i.
|
|
286 |
Hayvancılık |
ikiden fazla atın yan yana olması durumunda en dıştaki at |
trace horse i.
|
|
Social Sciences |
|
287 |
Sosyal Bilimler |
(incil yasalarına göre) merhumun çocuğu olmaması durumunda dul kalan karısının kayınbiraderi ile evlenmesi |
levirate i.
|
|
History |
|
288 |
Tarih |
eskiden kemiklerin deskuamasyonu durumunda kullanılan cerrahi alet |
desquamatory i.
|
|
Military |
|
289 |
Askeri |
birlik veya er ihtiyat personelinin eğitim kapsamında ilk faal görevini tamamlamaması durumunda eğitim, emekli veya ihtiyat asli teşkillerine atandığı karar |
nondeployable account i.
|
|
290 |
Askeri |
alarm durumunda toplanma yeri |
alarm post i.
|
|
291 |
Askeri |
her vuruş durumunda patlayan tapa |
all-ways fuze i.
|
|
292 |
Askeri |
savaş durumunda olma |
embattlement i.
|
|
293 |
Askeri |
savunma durumunda olma |
embattlement i.
|
|
294 |
Askeri |
nükleer saldırı durumunda saldırıya uğrayan tarafın misilleme yaparak karşı tarafı yok edeceği fikri üzerine kurulu bir nükleer caydırıcılık teorisi |
mad (mutual assured destruction) i.
|
|
295 |
Askeri |
abd'nin komünistlerce işgali durumunda gerilla mücadelesi vereceğini deklare etmiş küçük, aşırı tutucu silahlı bir örgüte üye kimse |
minuteman i.
|
|
296 |
Askeri |
birliklerin ulaşmaları durumunda komuta kademelerine rapor etmeleri gereken hat |
report line i.
|
|
297 |
Askeri |
kuvvetlerin düşman birlikleriyle karşılaşması durumunda hangi sınırlamalar ve koşullar altında muharebeyi başlatıp sürdüreceklerini tarif eden bir askeri direktif |
rule of engagement i.
|
|
298 |
Askeri |
doğal afet veya düşman saldırısı durumunda can ve mal kaybını önlemek için sivil gönüllülerden oluşan bir organın aldığı acil durum önlemleri |
civil defense (cd) i.
|
|
299 |
Askeri |
düşmanla temas durumunda izlenecek prosedür |
contact procedure i.
|
|
300 |
Askeri |
acil yangın durumunda bölüğün toplanması için davula yapılan vuruş |
fire roll i.
|
|
301 |
Askeri |
saldırı durumunda indirilmek üzere geçidin arkasına koyulan sivri uçlu ve demirli bir dizi uzun ve kalın kereste |
orgue i.
|
|
302 |
Askeri |
olağanüstü hal veya savaş durumunda görevlendirilmeye uygun personel sayısı |
selected reserve strength i.
|
|
303 |
Askeri |
dinleme durumunda kalmak |
maintain watch f.
|
|
Sport |
|
304 |
Spor |
yağmur durumunda önerilen alternatif bir tarih (açık hava etkinlikleri için) |
rain date i.
|
|
305 |
Spor |
yağmur durumunda önerilen alternatif bir tarih |
raindate i.
|
|
306 |
Spor |
rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi durumunda müsabakanın erken bitirilmesini öngören kural |
mercy rule i.
|
|
307 |
Spor |
eşitlik durumunda kazananın penaltı vuruşlarıyla belirlenmesi |
penalty shoot-out i.
|
|
308 |
Spor |
(krikette) atış durumunda |
in zf.
|
|
Boxing |
|
309 |
Boks |
boksörlerden birinin kendini savunamayacak kadar sakatlanması durumunda hakemin maçı bitirmesi |
technical knockout i.
|
|
Card |
|
310 |
İskambil |
(pokerde) beraberlik durumunda oyunun sonucunu belirleyen, eldeki eşi olmayan en yüksek kart |
kicker i.
|
|
311 |
İskambil |
(remi oyununda) rakibin kazanma hamlesiyle masaya açtığı kartlarına ekleyebileceği atılmış bir kartı almayı ihmal etmesi durumunda kullanılan ünlem |
rummy ünl.
|
|
Latin |
|
312 |
Latince |
...durumunda |
in casu s.
|
|
Engineering |
|
313 |
Engineering |
arıza durumunda kullanmak için elektronik ekipmanın yedeklenmesi |
redundancy i.
|
|
Slang |
|
314 |
Argo |
ani durma ve çarpma durumunda erkek genital bölgesini korumak için bisikletin gövdesine monte edilmiş minder |
nard guard i.
|
|
315 |
Argo |
ani durma ve çarpma durumunda erkek genital bölgesini korumak için bisikletin gövdesine monte edilmiş minder |
nads i.
|
|
316 |
Argo |
ani durma ve çarpma durumunda erkek genital bölgesini korumak için bisikletin gövdesine monte edilmiş minder |
nards i.
|
|
317 |
Argo |
otoparkı denetleyip ihlal durumunda ceza kesen devlet görevlisi |
meter maid i.
|
|