Geçmiş

fuss

"fuss" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 26 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	fuss i.	yaygara
2	Yaygın Kullanım	fuss i.	telaş
3	Yaygın Kullanım	fuss i.	velvele
General
4	Genel	fuss i.	merak
5	Genel	fuss i.	karışıklık
6	Genel	fuss i.	gereksiz öfke
7	Genel	fuss i.	gereksiz telaş
8	Genel	fuss i.	itiraz
9	Genel	fuss i.	gereksiz heyecan
10	Genel	fuss i.	gürültü patırtı
11	Genel	fuss i.	önemsiz bir şey için yapılan tartışma
12	Genel	fuss f.	meraklanmak
13	Genel	fuss f.	telaşlanmak
14	Genel	fuss f.	ufak şeyler yüzünden telaşa düşmek
15	Genel	fuss f.	özen göstermek
16	Genel	fuss f.	ince eleyip sık dokumak
17	Genel	fuss f.	telaşlandırmak
18	Genel	fuss f.	gereksiz yere telaşlanmak
19	Genel	fuss f.	ortalığı velveleye vermek
20	Genel	fuss f.	yaygara koparmak
21	Genel	fuss f.	üzerine titremek
22	Genel	fuss f.	yakınmak
23	Genel	fuss f.	titizlenmek
24	Genel	fuss f.	ufak meseleleri sorun yapmak
25	Genel	fuss f.	sinirlendirmek
26	Genel	fuss f.	dertlenmek

"fuss" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 132 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	fuss-budget i.	evhamlı ve karamsar tip
2	Genel	fuss over f.	üstüne titremek
3	Genel	kick up a fuss f.	olay çıkarmak
4	Genel	make a fuss f.	karışıklık çıkarmak
5	Genel	fuss over somebody f.	gözünün içine bakmak
6	Genel	make a fuss over f.	baş tacı etmek
7	Genel	fuss about f.	çırpınmak
8	Genel	make a fuss f.	yaygara koparmak
9	Genel	make a fuss about f.	mesele yapmak
10	Genel	make a fuss over f.	üzerine titremek
11	Genel	make a great fuss f.	kıyameti koparmak
12	Genel	fuss over f.	üzerine titremek
13	Genel	make a fuss f.	mesele çıkarmak
14	Genel	kick up a fuss f.	mesele çıkarmak
15	Genel	kick up a fuss f.	kavga çıkarmak
Phrasals
16	Öbek Fiiller	fuss about someone or something f.	birinden/bir şeyden şikayet edip durmak
17	Öbek Fiiller	fuss about someone or something f.	birinden/bir şeyden yakınmak
18	Öbek Fiiller	fuss (around) with someone or something f.	biriyle/bir şeyle uğraşmak
19	Öbek Fiiller	fuss (around) with someone or something f.	birini/bir şeyi kurcalamak
20	Öbek Fiiller	fuss (around) with someone or something f.	biriyle/bir şeyle oynayıp durmak
21	Öbek Fiiller	fuss (around) with someone or something f.	birine/bir şeye rahat vermemek
22	Öbek Fiiller	fuss at someone or something f.	birine/bir şeye söylenmek
23	Öbek Fiiller	fuss at someone or something f.	birine/bir şeye sızlanmak
24	Öbek Fiiller	fuss at someone or something f.	birine/bir şeye söylenip durmak
25	Öbek Fiiller	fuss at someone or something f.	birini/bir şeyi devamlı azarlamak
26	Öbek Fiiller	fuss at someone or something f.	birine/bir şeye sıkıntı vermek
27	Öbek Fiiller	fuss (around) with (something) f.	(bir şeyle) uğraşmak
28	Öbek Fiiller	fuss (around) with (something) f.	(bir şeyi) kurcalamak
29	Öbek Fiiller	fuss (around) with (something) f.	(bir şeyle) oynayıp durmak
30	Öbek Fiiller	fuss around f.	çırpınmak
31	Öbek Fiiller	fuss around f.	telaşla koşturmak
32	Öbek Fiiller	fuss around f.	oradan oraya koşturmak
33	Öbek Fiiller	fuss around f.	aceleyle etrafta koşturmak
34	Öbek Fiiller	fuss at f.	-e söylenmek
35	Öbek Fiiller	fuss at f.	'-e sızlanmak
36	Öbek Fiiller	fuss at f.	'-e söylenip durmak
37	Öbek Fiiller	fuss at f.	'-i azarlamak
38	Öbek Fiiller	fuss at (one) f.	(birine) söylenip durmak
39	Öbek Fiiller	fuss at (one) f.	(birini) devamlı azarlamak
40	Öbek Fiiller	fuss at (one) f.	(birine) sıkıntı vermek
41	Öbek Fiiller	fuss over (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) üstüne titremek
42	Öbek Fiiller	fuss over (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) üzerine titremek
43	Öbek Fiiller	fuss over (someone or something) f.	(birine/bir şeye) titizlenmek
44	Öbek Fiiller	fuss with f.	ile fazla meşgul olmak
Colloquial
45	Konuşma Dili	fuss-free s.	kolay
46	Konuşma Dili	fuss-free s.	karışık olmayan
47	Konuşma Dili	without any fuss expr.	sorunsuz
Idioms
48	Deyim	a fuss about nothing i.	gereksiz yere yaygara koparma
49	Deyim	a fuss over nothing i.	gereksiz yere yaygara koparma
50	Deyim	a fuss about nothing i.	olayı gereksiz yere büyütme
51	Deyim	a fuss over nothing i.	olayı gereksiz yere büyütme
52	Deyim	a fuss about nothing i.	ortalığı boş yere velveleye verme
53	Deyim	a fuss over nothing i.	ortalığı boş yere velveleye verme
54	Deyim	a fuss about nothing i.	gereksiz telaş yapma
55	Deyim	a fuss over nothing i.	gereksiz telaş yapma
56	Deyim	a fuss about nothing i.	boş yere mesele çıkarma
57	Deyim	a fuss over nothing i.	boş yere mesele çıkarma
58	Deyim	a fuss over nothing i.	telaşe müdürlüğü yapmak
59	Deyim	a fuss about nothing i.	boşuna yaygara koparma
60	Deyim	a fuss about nothing i.	gereksiz yere telaş yapma/büyütme
61	Deyim	a fuss about nothing i.	faso fiso şeyler için ortalığı ayağa kaldırma
62	Deyim	land so poor it wouldn't even raise a fuss i.	çorak arazi
63	Deyim	land so poor it wouldn't even raise a fuss i.	çorak toprak/arazi
64	Deyim	fuss and feathers i.	ıvır zıvır
65	Deyim	fuss and feathers i.	incik boncuk
66	Deyim	fuss and feathers i.	süs püs
67	Deyim	land so poor it wouldn't even raise a fuss i.	verimsiz toprak
68	Deyim	land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] i.	çorak arazi/toprak
69	Deyim	land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] i.	aşırı verimsiz toprak
70	Deyim	land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] i.	üzerinde bir şey yetiştirmeye elverişsiz arazi/toprak
71	Deyim	make a fuss about f.	aşırı kaygı duymak
72	Deyim	make a fuss over f.	aşırı kaygı duymak
73	Deyim	fuss with something f.	bir şey ile meşgul olmak
74	Deyim	put up a fuss f.	bir zorluk çıkarmak
75	Deyim	make too much fuss f.	fazla yaygara koparmak
76	Deyim	make a fuss of f.	gerilim yaratmak
77	Deyim	make a fuss for nothing f.	hiç yoktan sorun çıkarmak/tartışmak
78	Deyim	kick up a fuss f.	hır çıkarmak
79	Deyim	kick up a fuss/row/stink f.	hır çıkarmak
80	Deyim	kick up a fuss f.	kavga çıkarmak
81	Deyim	make a fuss of f.	olay çıkarmak
82	Deyim	kick up a fuss f.	mesele çıkarmak
83	Deyim	kick up a fuss f.	kıyameti koparmak
84	Deyim	make a fuss of f.	karışıklık çıkarmak
85	Deyim	kick up a fuss/row/stink f.	olay çıkarmak
86	Deyim	make a fuss of f.	mesele çıkarmak
87	Deyim	make a fuss over f.	mesele yapmak
88	Deyim	make a fuss about f.	mesele yapmak
89	Deyim	kick up a fuss/row/stink f.	kıyameti koparmak
90	Deyim	make a fuss of f.	kavga çıkarmak
91	Deyim	make a fuss for nothing f.	olay yaratmak
92	Deyim	make a fuss of f.	kavgaya yol açmak
93	Deyim	kick up a fuss f.	olay çıkarmak
94	Deyim	make a fuss over f.	problem etmek
95	Deyim	make a fuss about f.	son derece endişelenmek
96	Deyim	make a fuss over f.	son derece endişelenmek
97	Deyim	kick up a fuss f.	sorun çıkarmak
98	Deyim	make a fuss about f.	problem etmek
99	Deyim	kick up a fuss f.	rahatsızlık yaratmak
100	Deyim	make a fuss over f.	sorun etmek
101	Deyim	make a fuss of f.	sorun çıkarmak
102	Deyim	fuss around f.	şikayet edip durmak
103	Deyim	make a fuss about f.	sorun etmek
104	Deyim	fuss at someone f.	şikayet edip durmak
105	Deyim	fuss about f.	şikayet edip durmak
106	Deyim	make a fuss of f.	sorun yaratmak
107	Deyim	fuss with something f.	(karışık) bir şeyi onarmaya çalışmak
108	Deyim	make a fuss of f.	yaygara koparmak
109	Deyim	make a fuss of somebody/something f.	birinin/bir şeyin üstüne titremek
110	Deyim	make a fuss of somebody/something f.	birinin/bir şeyin üzerine titremek
111	Deyim	make a fuss of somebody/something f.	birine/bir şeye titizlenmek
112	Deyim	make a fuss of somebody/something f.	biri/bir şey için kaygılanmak
113	Deyim	make a fuss over somebody/something f.	birinin/bir şeyin üstüne titremek
114	Deyim	make a fuss over somebody/something f.	birinin/bir şeyin üzerine titremek
115	Deyim	make a fuss over somebody/something f.	birine/bir şeye titizlenmek
116	Deyim	make a fuss over somebody/something f.	biri/bir şey için kaygılanmak
117	Deyim	make a fuss about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında yaygara koparmak
118	Deyim	make a fuss about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında karışıklık çıkarmak
119	Deyim	make a fuss about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında mesele çıkarmak
120	Deyim	make a fuss about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında kıyameti koparmak
121	Deyim	make a fuss of (someone or something) f.	(biri/bir şey) için yaygara koparmak
122	Deyim	make a fuss over (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) üzerine titremek
123	Deyim	make a fuss over (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) baş tacı etmek
124	Deyim	make a fuss over (someone or something) f.	(biri/bir şey) için yaygara koparmak
Speaking
125	Konuşma	what's all the fuss about? expr.	bu tantana da ne böyle?
126	Konuşma	what's all the fuss about expr.	ne bu yaygara böyle
127	Konuşma	don't fuss expr.	yaygara yapma
Politics
128	Siyasal	election fuss i.	seçim telaşı
Slang
129	Argo	kick up a fuss f.	karşı çıkmak
130	Argo	no muss no fuss expr.	stressiz
131	Argo	no muss no fuss expr.	sorunsuz
132	Argo	no muss no fuss expr.	zahmetsizce