hour - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hour

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"hour" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
hour i. saat
General
hour i. vakit
hour i. zaman
hour i. saat

"hour" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
hour hand i. saatte akrep
rush hour i. kalabalık saat
12 hour clock i. 12 saatlik zaman biçimi
hour wheel i. saat çarkı
miles per hour i. mil/saat
half an hour i. yarım saat
zero hour i. operasyon başlama saati
24 hour clock i. 24 saatlik zaman biçimi
rush hour i. iş gününde trafiğin en yoğun olduğu zaman
megawatt hour i. megavat saat
milliampere hour i. miliamper saat
12 hour time format i. 12 saatlik zaman biçimi
24 hour time format i. 24 saatlik zaman biçimi
twelve hour clock i. 12 saatlik zaman
wage per hour i. saat ücreti
working hour i. çalışma saati
lumen hour i. lümen saat
early morning hour i. sabahın erken saatleri
late night hour i. gecenin geç saatleri
eleventh hour i. son dakika
twelve hour clock i. oniki saatlik zaman
hour hand i. saat akrebi
lumen hour i. lümensaat
hour hand i. akrep
half hour i. yarım saat
lunch hour i. öğle tatili
golden hour i. altın saat
quarter hour i. çeyrek saat
first hour i. ilk saat
watt hour i. vat saat
late hour i. geç saat
waking hour i. kalkma saati
working hour i. iş saati
ampere-hour i. amper-saat
ampere-hour i. ampersaat
eight-hour day i. günde sekiz saat çalışma sistemi
hour-hand i. akrep
twent-four hour clock i. yirmidört saatlik zaman
twenty-four hour delegate rate i. yirmi dört saat daily delegate tarifesi
rush-hour i. yoğun
watt-hour i. vat saat
man-hour i. adam-saat
rush hour i. işe gidiş-geliş saatleri
rush hour i. trafiğin en yoğun olduğu saatler
rush hour i. paydos saati
rush hour i. iş çıkış saati
local hour i. yerel saat
local hour i. mahalli saat
one and half hour i. bir buçuk saat
two-hour application i. 2 saatlik uygulama
two-hour application i. iki saatlik uygulama
three-hour application i. üç saatlik uygulama
four-hour application i. 4 saatlik uygulama
three-hour application i. 3 saatlik uygulama
four-hour application i. dört saatlik uygulama
five-hour application i. beş saatlik uygulama
five-hour application i. 5 saatlik uygulama
one's dying hour i. ecel saati
three-and-a-half-hour meeting i. üç buçuk saatlik toplantı
visiting hour(s) i. ziyaret saati
three-hour marathon i. üç saatlik maraton
happy hour i. indirimli içki saati
hour and minute hand i. akrep ve yelkovan
8-hour period for rest i. sekiz saatlik dinlenme süresi/dönemi
man-hour i. bir kişinin bir saatte yapabildiği iş miktarı
three-hour class i. üç saatlik ders
the top of the hour i. saat başı
hour hand i. akrep(saat)
ton per hour (tph) i. ton/saat
the midnight hour i. gece yarısı
the appointed hour i. üzerinde anlaşmaya varılan zaman
the appointed hour i. sözleşilen zaman
eleventh hour i. son dakika
eleventh hour i. son saat
eleventh hour i. son an
eleventh hour i. en geç zaman
zero hour i. önemli an
zero hour i. belirleyici an
zero hour i. zamanda belirleyici bir nokta
zero hour i. gece yarısı
zero hour i. saatin 00:00'ı gösterdiği zaman
kmph (kilometers per hour) i. kilometre/saat
quarter-hour i. saat başını on beş dakika geçe
quarter-hour i. saat başına on beş dakika kala
witching hour i. doğaüstü olayların meydana geldiği düşünülen saat
woman of the hour i. günün kadını
woman of the hour i. herkesin dikkatini çeken kadın
happy hour i. öğleden sonra veya akşam üstü rahatlayıp içki içmek için yapılan küçük buluşma
off-hour i. trafiğin sıkışık olmadığı zaman
off-hour i. kişinin işte olmadığı saat
off-hour i. kişinin işte olmadığı zaman
off-hour i. kişinin her zamanki standartlara uymadığı zaman
post hour i. posta saati
drive at (..) km per hour f. km hızla gitmek
drive at (..) km an hour f. km hızla gitmek
sleep for an hour f. bir saat uyumak
have less than an hour f. bir saatten az zamanı olmak/kalmak
clock someone at speeds of up to one hundred miles per hour f. birini saatte yüz mil hız yaparken yakalamak
half-hour s. yarım saatlik
two-hour s. iki saatlik
twenty-four-hour s. yirmi dört saat süren
off-hour s. trafiğin sıkışık olmadığı zamanlarda meydana gelen
off-hour s. trafiğin sıkışık olmadığı zamanla ilgili
peak-hour s. (trafik, gaz ihtiyacı) en yoğun zamana denk gelen
on the hour zf. saat başı
on the hour zf. saat başında
at the eleventh hour zf. son anda
an hour or so zf. bir saate kadar
in an evil hour zf. maalesef
in an evil hour zf. uğursuz bir saatte
at an unearthly hour zf. uygunsuz bir zamanda
in an evil hour zf. uğursuz bir saatte maalesef
hour after hour zf. saatlerce
in every hour zf. her saat
at the eleventh hour zf. son dakikada
at the eleventh hour zf. geç vakitte
once per hour zf. saatte bir kez
twice per hour zf. saatte iki kez
every hour zf. her saat
one hour drive away zf. araçla bir saatlik mesafede
with every passing hour zf. her geçen saat
for an hour zf. bir saattir
for an hour zf. bir saatten beri
for an hour zf. bir saat boyunca
per hour zf. saat ücreti
at this hour zf. bu saatte
per hour zf. saatte
an hour ago zf. bir saat önce
every passing hour zf. her geçen saat
at the top of the hour zf. saat başında
at least for another half-hour zf. en az bir yarım saat daha
for another half hour zf. bir yarım saat daha
within an hour zf. 1 saat içinde
just an hour zf. sadece bir saat
every hour zf. her saat başı
every hour zf. saat başı
every hour zf. saatte bir
Phrasals
stay up until (some hour) f. (bir saate) kadar uyanık kalmak
stay up until (some hour) f. (bir saate) kadar uyumamak
stay up until (some hour) f. (bir saate) kadar yatmamak
Phrases
every hour on the hour zf. her saat başı
inside of an hour expr. bir saat zarfında
within an hour expr. bir saat içinde
one hour later expr. bir saat sonra
an hour late expr. bir saat geç
an hour later expr. bir saat sonra
inside of an hour expr. bir saate kadar
within an hour expr. bir saat içerisinde
in an hour expr. bir saat içerisinde
in an hour expr. bir saat içinde
at such-and-such an hour expr. şu şu saatte
a full hour expr. tam bir saat
within one hour expr. 1 saat içinde
in the next hour expr. 1 saat içinde
on the half-hour expr. buçuklarda
on the half-hour expr. 5:30, 6.30, 7:30 gibi saatlerde
on the half-hour expr. buçuklu saatlerde
Proverb
an hour of pain is as long as a day of pleasure bir saatlik acı bir günlük zevke bedeldir
darkest hour is just before the dawn gecenin en karanlık anı şafağa en yakın anıdır
darkest hour is just before the dawn her şey bitti desen de bir umut vardır
darkest hour is just before the dawn gecenin en karanlık anı sabaha en yakın olduğu andır
cometh the hour cometh the man kul sıkışmadıkça hızır yetişmezmiş
Colloquial
by the hour i. her saat başı
amateur hour i. amatörler saati
amateur hour i. yeteneksizler saati
h-hour i. harekat saati
holy hour [ireland] i. birahanelerin öğleden sonra kanunen kapanmak zorunda olduğu zaman dilimi
golden hour i. gün doğumundan kısa bir süre sonraki ve gün batımından kısa bir süre önceki, gökyüzünün kırmızı olduğu zaman
push it an hour f. bir saat ertelemek
spend an hour at the hotel f. otelde bir saat geçirmek
one hour a day zf. günde bir saat
one hour a day zf. günde 1 saat
about an hour or two expr. bir veya iki saattir
about an hour ago expr. bir saat kadar önce
at a late hour expr. geç bir saatte
by the hour expr. saatte bir
at the eleventh hour expr. son anda
for the last half-an-hour expr. son yarım saattir
at the eleventh hour expr. son dakikada
for the last half-hour expr. son yarım saattir
more than half an hour expr. yarım saatten fazla
in about an hour and a half expr. yaklaşık 1.5 saat sonra
half an hour ago expr. yarım saat önce
for half an hour expr. yarım saattir
seize the hour expr. anı yaşa
seize the hour expr. şu anın tadını çıkar
seize the hour expr. içinde bulunduğun zamanı yaşa
seize the hour expr. anın/içinde bulunduğun saatlerin tadını çıkar
seize the hour expr. anı yakala
20 to (some hour) expr. (bir saate) yirmi kala
(a) quarter of (a given hour in time) [us] expr. (bir saate) çeyrek kala
(a) quarter of (a given hour in time) [us] expr. (belli bir zamandan/saatten) 15 dakika önce
(a) quarter of (a given hour in time) [us] expr. (verilen zamandan/saatten) çeyrek saat önce
Idioms
(the) man/woman of the hour i. günün kadını/adamı
a bad quarter of an hour [old-fashioned] i. nahoş bir an
(the) man/woman of the hour i. onur konuğu
a bad quarter of an hour [old-fashioned] i. sinir bozucu bir an
(the) man/woman of the hour i. şeref konuğu
a bad quarter of an hour [old-fashioned] i. zorlayıcı bir an
a bad quarter of an hour [old-fashioned] i. tatsız bir an
man of the hour i. beklenen kişi
the witching hour i. gece yarısı
man of the hour i. günün adamı
one's finest hour i. kişinin hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem
man of the hour i. onur konuğu
the witching hour i. saat 12 (gece yarısı)
11th hour i. son dakika
eleventh-hour decision i. son dakikada verilen karar
eleventh-hour decision i. son dakika kararı
a bad quarter of an hour [uk] i. sıkıcı bir an
a bad quarter of an hour [uk] i. can sıkıcı bir süre
a bad quarter of an hour [uk] i. kötü bir zaman dilimi
the witching hour i. gece geç saat
the witching hour i. yatma saatinden hemen önce çocukların çok aktif/huysuz olduğu zaman
the witching hour i. yatma saatinden hemen önce çocukların huzursuzlandığı/yerinde duramadığı zaman
the witching hour i. çocukların uykuya direnme saati
the bottom of the hour i. buçuk
the eleventh hour i. son an
the eleventh hour i. geç vakit
the eleventh hour i. son dakika
your finest hour i. hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem
your finest hour i. en iyi dönemi
your finest hour i. zirveye çıktığı dönem
get one's head down for an hour f. bir saat uyumak
put one's head down for an hour f. bir saat uyumak
put off the evil hour f. kötü bir şeyi yapmaktan kaçınmak
put off the evil hour f. erteledikçe ertelemek
the evil moment/hour/day f. zor/stresli bir şeyin yapılmak zorunda olduğu zaman
the evil moment/hour/day f. zor/stresli bir şeyin yapılmak zorunda olduğu an/saat/gün
the evil moment/hour/day f. kaçışı olmayan an/saat/gün
the evil moment/hour/day f. yapmaktan kaçınılan şeyin yapılmak zorunda olduğu an/saat/gün
the evil moment/hour/day f. sürekli ertelenen şeyin yapılmak zorunda olduğu an/saat/gün
improve the shining hour [old-fashioned] f. verimi en üst düzeye çıkarmak
improve the shining hour [old-fashioned] f. verimliliği/performansı olabildiğince artırmak
improve the shining hour [old-fashioned] f. zamanını en iyi şekilde değerlendirmek
improve the shining hour f. zamanı iyi kullanmak
improve the shining hour f. zamanı iyi değerlendirmek
be on the hour f. saat başı olmak
be on the hour f. saat başında olmak
serve the hour f. günü kurtarmak
serve the hour f. oyalamak
serve the hour f. savsaklamak
at an ungodly hour zf. alakasız bir saatte
at an ungodly hour zf. uygun olmayan bir saatte
at an ungodly hour zf. uygunsuz bir saatte
at an ungodly hour zf. münasebetsiz bir saatte
at an ungodly hour zf. kötü bir saatte
at an ungodly hour zf. sabahın/gecenin köründe
at an ungodly hour zf. sabahın erken saatlerinde/gecenin bir vaktinde
at an ungodly hour zf. sabahın/gecenin kör saatinde
at an unearthly hour zf. alakasız bir saatte
at an unearthly hour zf. uygun olmayan bir saatte
at an unearthly hour zf. uygunsuz bir saatte
at an unearthly hour zf. münasebetsiz bir saatte
at an unearthly hour zf. kötü bir saatte
at an unearthly hour zf. sabahın/gecenin köründe
at an unearthly hour zf. sabahın erken saatlerinde/gecenin bir vaktinde
at an unearthly hour zf. sabahın/gecenin kör saatinde
at the bottom of the hour expr. buçukta
at the eleventh hour expr. son anda
the need of the hour expr. şu an ihtiyacımız olan şey
at the eleventh hour expr. yumurta kapıya gelince
the best part of an hour expr. yarım saatten fazla
in somebody's hour of need expr. zor zamanlarında
in somebody's hour of need expr. yardıma gerek duyduğu anlarda/zamanlarda
at the eleventh hour expr. yumurta kapıya dayanınca
the better part of an hour expr. yarım saatten fazla
at an unearthly/ungodly hour expr. uygun olmayan bir zamanda/saatte
at an unearthly/ungodly hour expr. uygunsuz bir zamanda/saatte
at an unearthly/ungodly hour expr. münasebetsiz bir zamanda/saatte
at an unearthly/ungodly hour expr. sabahın/gecenin köründe
at an unearthly/ungodly hour expr. sabahın erken saatlerinde
at an unearthly/ungodly hour expr. gecenin ilerlemiş saatlerinde
at the bottom of the hour expr. buçuktan sonra
in (one's) hour of need expr. (birinin) yardıma gerek duyduğu anlarda/zamanlarda
in (one's) hour of need expr. (birinin) zor zamanlarında
in the space of an hour expr. belli bir saat aralığında
in the space of an hour expr. belli bir saat içerisinde
in your hour of need expr. yardıma gerek duyduğun anlarda/zamanlarda
in your hour of need expr. zor zamanlarında
in your hour of need expr. gerçekten yardıma ihtiyacın olduğu/ihtiyaç duyduğun zaman
Speaking
I was at my neighbor's house for an hour expr. bir saatliğine komşumun evindeydim
how many pages do you read in an hour? expr. bir saatte kaç sayfa okursun?
you got one hour expr. bir saatin var
at this late/early hour? expr. bu saatte mi?
I won't be more than an hour expr. bir saate dönerim
may you be in heaven a full half hour before the devil knows you're dead expr. irlanda'da ölenin arkasından şeytan son bir şans bulup ruhunu çağırmadan cennette huzur içinde uyu anlamında söylenen bir ifade
it's gonna take about an hour and a half to get there expr. oraya varmam bir - bir buçuk saat sürer
the hour of death expr. ölüm saati
after 1 hour expr. 1 saat sonra
Trade/Economic
person hour i. adam saat
man hour i. adam saat
man-hour i. bir işçinin bir saatlik işi
triple witching hour i. borsadaki son işlem gününün son saati
quadruple witching hour i. borsadaki son işlem gününün son saati
man-hour i. çalışma saati
hour worked i. çalışma süresi
hour of work i. çalışma saati
labour hour i. çalışma saati
flexible working hour i. esnek çalışma saati
eight hour laws i. günlük çalışma süresini sekiz saat olarak ayarlayan kanunlar
weekly working hour(s) i. haftalık çalışma süresi
hour of work i. iş süresi
working hour i. iş saati
hour chart i. iş cetveli
man-hour i. iş saati
person hour i. iş saati
man-hour i. kişi-saat
machine hour i. makine-saat
machine-hour rate i. makinenin bir saatine düşen maliyet
machine-hour rate i. makine saat ücreti
machine-hour rate i. makinenin bir saatlik çalışması başına düşen oran
machine hour cost i. makine saat maliyeti
machine hour rate i. makinenin bir saatine düşen maliyet
machine-hour cost i. makine saat maliyeti
hour of work i. mesai saati
hour chart i. mesai kartı
hour employee i. saatlik işçi
index of compensation per hour i. saat başına toplam gelir indeksi
hour rate i. saatlik ücret
hour rate i. saat başına verilen ücret
hour employee i. saat hesabıyla iş yapan işçi
eight-hour day movement i. sekiz-saatlik (haftada 40 saat) iş günü hareketi
40-hour week movement i. sekiz-saatlik (haftada 40 saat) iş günü hareketi
the date and hour of receipt i. teslim alma tarihi ve saati
rush hour i. trafiğin yoğun olduğu saatler
hour charts i. zaman cetvelleri
hour chart i. yoklama kağıdı
man-hour s. adam-saat
Politics
the hour of meeting i. toplantı saati
Industry
work-hour i. mesai saati
work-hour i. çalışma saati
work-hour i. iş saati
golden hour i. mesai saatleri
Technical
ampere hour capacity i. amper saat kapasitesi
ampere-hour capacity i. amper-saat kapasitesi
ampere hour i. amper saat
alternating current static watt-hour meters i. alternatif akım statik vat saat metreler
ampere hour meter i. amper saat metre
ampere hour efficiency i. amper saat verimi
ampere-hour meter i. amper-saat metre
ampere-hour efficiency i. amper-saat verimi
horsepower hour i. beygir gücü saat
man hour i. bir insanın bir saatlik çalışması
half-hour i. bir saatin yarısı
direct connected alternating current static watt-hour meter i. doğrudan bağlı alternatif akım aktif enerji sayacı
rush hour traffic i. iş trafiği
kilowatt-hour i. kilovat-saat
kilowatt hour meter i. kilovat saat metre
kilowatt-hour meter i. kilovat saat metre
kilowatt hour i. kilovat saat
kph (kilometers per hour) i. kilometre/saat
kilowatt-hour (kwh) i. kilovat-saat
kilometres per hour i. kilometre/saat
kilometers per hour i. kilometre/saat
kilometer per hour i. kilometre bolü saat
kilowatt-hour i. kilovat saat
zero hour i. kritik nokta
megawatt-hour i. megavat saat
lumen-hour i. lümensaat
lumen hour i. lümensaat
busy hour i. meşgul saat
milliampere-hour i. miliamper saat
engine hour counter i. motor çalışma saati
average cost per man-hour i. ortalama adam-saat maliyeti
quarter-hour i. on beş dakika
air changes per hour i. saatlik hava değişimi
gallons per hour i. saatte galon
kilometer per hour i. saatteki kilometre
miles per hour i. saatte mil
output per hour i. saat başına verim
s-hour i. s saati
hour counter i. saat sayacı
hour circle i. saat dairesi
hour recorder kit i. saat kaydetme kiti
hour recorder i. saat kaydedici
hour meter i. saat ölçer
zero hour i. sıfır saati
watt-hour meter i. vat-saat metre
watt-hour meter i. vatsaatölçer
watt-hour efficiency i. vat-saat verimi
watt-hour i. vat-saat
watt-hour capacity i. vat-saat kapasitesi
volt-ampere hour i. volt-amper saat
half-hour i. yarım saat
volt-ampere hour meter i. volt-amper saat metre
watt-hour i. wattsaat
watt-hour meter i. wattsaat ölçer
horsepower-hour i. saatte bir beygir gücü hızında çalışarak tüketilen enerji veya yapılan iş
per hour expr. saatte
wh (watt-hour) kısalt. vat saat
wh (watt-hour) kısalt. watt saat
whr (watt-hour) kısalt. vat-saat
w-hr (watt-hour) kısalt. vat-saat
Computer
one hour i. bir saat
send time hour i. gönderme saati
cheap time end hour i. indirimli tarife son saati
cheap time begin hour i. indirimli tarife başlangıç saati
hour glass i. kum saati
hour glass i. kumsaati
busy hour i. meşgul saat
hour by project i. projelere göre saatler
hour view i. saat görünümü
hour reports i. saatlik raporlar
hour data i. saat verisi
zero-hour attack i. sıfır saat saldırısı
sleeping hour i. uyku saati
24-hour time format i. 24 saatlik zaman biçimi
24-hour clock i. 24 saatlik zaman biçimi
watt-hour meter i. wattsaatölçer
12-hour time format i. 12 saatlik zaman biçimi
12-hour clock i. 12 saatlik zaman biçimi
one hour and one minute expr. bir saat ve bir dakika
by hour expr. saate göre
Informatics
ampere-hour meter i. amper-saat ölçer
hour glass i. kum saati
12-hour clock i. 12 saatlik zaman biçimi
12-hour time format i. 12 saatlik zaman biçimi
24-hour clock i. 24 saatli zamanölçer
12-hour time format i. 12 saatli zaman biçemi
24-hour time format i. 24 saatlik zaman biçimi
12-hour clock i. 12 saatli zamanölçer
24-hour time format i. 24 saatli zaman biçemi
24-hour clock i. 24 saatlik zaman biçimi
Telecom
connections per circuits per hour i. bağlantı/devre/saat
peak busy hour i. en yoğun saat
busy hour i. işlek saat
busy hour i. meşgul saat
true calls per hour i. saat basına düsen gerçek çağrı
hundred call seconds per hour i. yüz adet arama saniye/saat
Electric
ampere-hour i. amper-saat
kilowatt-hour metre i. kilovat saat metre
milli ampere-hour i. miliamper saat
watt hour i. vat-saat
amp-hour i. amper-saat
Television
golden hour i. japonya'da prime-time aralığı
Automotive
battery ampere hour rating i. akü amper saat oranı
ampere-hour i. amper saat
ampere/hour i. amper/saat
ampere/hour rating i. amper/saat derecelendirmesi
ampere/hour capacity i. amper/saat kapasitesi
ampere/hour efficiency i. amper/saat verimliliği
twenty-hour rate i. bir batarya sınıflandırması yirmi amper derecesi
consumption per hour i. bir saatteki yakıt tüketimi
kilometer per hour i. kilometre/saat
miles per hour i. mil/saat
hour rating i. nominal değer
miles per hour i. saatte gidilen mil
watt/hour capacity i. vat/saat kapasitesi
twenty hour rating i. yirmi saat derecelendirmesi
rush hour i. yoğun saat
Traffic
peak hour factor i. zirve saat faktörü
Railway
capacity at peak hour i. pik saatte kapasite
Aeronautic
hour of flight i. uçuş saati
Marine
miles per hour i. saatle mil olarak hız
hour circle i. saat dairesi
hour angle i. saat açısı
Petrol
gph (gallons per hour) kısalt. saatlik galon
Medical
hour-glass stomach i. kum saati mide
24-hour stomach bug i. gastroenterit
24-hour stomach bug i. norovirüs
twenty-four-hour holter monitorization i. 24 saatlik holter monitorizasyonu
golden hour i. ciddi kaza sonrası kritik önem taşıyan bir saatlik evre
Physics
kilowatt-hour i. kilowattsaat
light hour i. ışığın bir saatte boşlukta aldığı mesafe
Astronomy
hour angle i. saat açısı
hour circle i. saat dairesi
sidereal hour i. yıldız saati
sidereal hour i. yıldız gününün yirmi dördüncü bölümü
solar hour i. güneş zamanı
solar hour i. bir güneş gününün yirmi dört saatlik bölümü
ha (hour glass) kısalt. kum saati
Botanic
flower-of-an-hour (hibiscus trionum) i. yabani bamya
flowers-of-an-hour i. kerkede
flowers-of-an-hour i. afrika ağaç hatmisi
flowers-of-an-hour i. kerkede
flower-of-an-hour i. saat çiçeği
flower-of-an-hour i. yabani bamya
flowers-of-an-hour i. yabani bamya
Education
extra hour i. ek ders
credit hour i. kredi saat
credit hour i. kredi saati
total credit hour i. toplam kredi saat
drop-in hour i. (okulda öğrencilerin öğretmenlere yaptığı) kabul/ziyaret saati
literacy hour [uk] i. okuma yazma dersi
semester hour i. akademik kredi birimi
semester hour i. (akademik ders kredisi hesabında) haftada bir saat
History
zero hour i. nazi hükümetinin gece yarısı, 8 mayıs 1945'te teslim olması
Religious
canonical hour i. kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan her biri
canonical hour i. kilisede nikahların yapılacağı zaman dilimi (8:00-18:00)
holy hour i. dua ve tefekkür için ayrılmış saat
holy hour i. ibadet saati
Environment
dac -hour i. dac saat
watt-hour i. watt saat
Geography
twenty-four hour period i. yirmi dört saatlik zaman dilimi
24-hour interval i. yirmi dört saatlik zaman dilimi
Military
h-hour i. askeri harekatın başlama saati
a-hour i. a-saati
h-hour i. h saati
troop information hour i. genel kültür saati