Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
için sağlamak
"için sağlamak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
için sağlamak
put toward
f.
"için sağlamak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 159 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
barış sağlamak için çalışan kimse
peacebuilder
i.
2
Genel
sırt desteği sağlamak için kanoya bağlanmış kayış
backband
i.
3
Genel
sırta destek sağlamak veya ağrısını hafifletmek için sırt çevresine sarılan şey
backwrap
i.
4
Genel
ucuz taşın arkasına daha fazla parlaklık sağlamak için uygulanan kaplama
chaton
i.
5
Genel
eskrimde rakibin dikkatini dağıtmak veya tepki vermesini sağlamak için yapılan bir hareket
battuta
i.
6
Genel
sağlam tutuş sağlamak için kullanılan malzeme
bulldog
i.
7
Genel
avantaj sağlamak için manevra yapma
musical chairs
i.
8
Genel
üstünlük sağlamak için başkasının dengesini bozma
oneupmanship
i.
9
Genel
selamet ordusunun ihtiyaç sahiplerine yardım sağlamak için kurduğu pansiyon
metropole
i.
10
Genel
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para
coat [obsolete]
i.
11
Genel
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para
coat money
i.
12
Genel
ayakkabının yeri kavramasını sağlamak için altına yerleştirilen metal veya sert kauçuk parçası
cleat
i.
13
Genel
para sağlamak (bir iş/kimse için)
fund
f.
14
Genel
her yerde bir nutuk çekerek dolaşmak (oy toplamak/destek sağlamak için)
stump
f.
15
Genel
delik açmak (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlamak için)
vent
f.
16
Genel
kendisi için şahsi çıkar sağlamak
obtain personal gain
f.
17
Genel
başkaları için şahsi çıkar sağlamak
provide personal gain
f.
18
Genel
bir kimsenin bir şey için hazır veya uygun olmasını sağlamak
fit for
f.
19
Genel
birine bir şey yapması için olanak tanımak/imkan sağlamak
enable someone to do something
f.
20
Genel
gelecek için bir model sağlamak
provide a blueprint for future
f.
21
Genel
sürekli içten yanmayı sağlamak için ateşin üstünü kapatmak
bank
f.
22
Genel
(pansuman yenilemek veya dolaşımı sağlamak için) alçıyı bölmek
bivalve
f.
23
Genel
askeri bir operasyonda güvenliği sağlamak için eşlik etmek
mother
f.
24
Genel
(geçimini sağlamak için) atlı yük arabası kullanmak
dray
f.
25
Genel
(büyüme, bakım veya işletim için) gerekli öğeyi sağlamak
feed
f.
26
Genel
... kişi için alan sağlamak
stand
f.
27
Genel
kavranmasını sağlamak için olan
epideictic
s.
28
Genel
kolaylık sağlamak için küçük parçalara ayrılmış
bite-size
s.
29
Genel
kolaylık sağlamak için küçük parçalara ayrılmış
bite-sized
s.
30
Genel
çıkar sağlamak için yapılan
ingratiating
s.
31
Genel
çıkar sağlamak için yapılan
ingratiatory
s.
32
Genel
barış sağlamak için yapılan
peacemaking
s.
33
Genel
taktiksel avantaj sağlamak için manevra yapma anlamına gelen bir son ek
-manship
snk.
Phrasals
34
Öbek Fiiller
bir kimsenin bir şey için gereken şeyleri karşılamasını sağlamak
qualify someone for something
f.
35
Öbek Fiiller
fayda sağlamak için olumsuz bir durumu kabul etmek
lean into
f.
36
Öbek Fiiller
(sigortacı için) belli bir ücret karşılığında bir şeye ya da birisine koruma sağlamak
cover someone or something for something
f.
37
Öbek Fiiller
(bir şey için) oluşturulan bir fona (bir miktar) katkı sağlamak
chip in with (something) for (something)
f.
38
Öbek Fiiller
uzlaşmalarını sağlamak için iki tarafı bir araya getirmek
closet with
f.
39
Öbek Fiiller
bir şey için bir şey sağlamak
furnish something for something
f.
40
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) için (bir şey) sağlamak
furnish (something) for (someone or something)
f.
41
Öbek Fiiller
için (bir şey) sağlamak
procure (something) for
f.
42
Öbek Fiiller
(biri/bir şey için bir şey) sağlamak
provide (something) for (someone or something)
f.
43
Öbek Fiiller
gruba uyum sağlamak için daha heteroseksüel davranmak
cowboy up
f.
Colloquial
44
Konuşma Dili
yamaçta su akışını sağlamak için yol boyunca yapılmış küçük bir sırt veya boşluk
thank-you-ma'am
i.
45
Konuşma Dili
bir şey vermek/sağlamak için müsait olmak
be good for something
f.
46
Konuşma Dili
geçimini sağlamak için
for a living
expr.
Idioms
47
Deyim
anlaşma koşullarını görüşmek için bir araya gelmelerini sağlamak
bring (someone or something) to the peace table
f.
48
Deyim
uzlaşmalarını sağlamak için iki tarafı bir araya getirmek
closet someone with someone
f.
49
Deyim
uzlaşmalarını sağlamak için iki tarafı bir araya getirmek
closet someone with someone
f.
50
Deyim
(avantaj sağlamak için) cinsiyet ayrımcılığı meselesini ortaya sürmek
play the gender card
f.
51
Deyim
(avantaj sağlamak için bir şey) ayrımcılığı meselesini ortaya sürmek
play the (something) card
f.
52
Deyim
bir yere uyum sağlamak için daha çok çabalamak
make more of an effort to fit in somehere
f.
53
Deyim
herkes için fırsat eşitliği sağlamak
level the playing field
f.
54
Deyim
gereken parayı, ekipmanı sağlamak için çaba sarf etmek
dig deep
f.
55
Deyim
(birine bir şey yapması) için olanak tanımak/imkan sağlamak
enable (one) to (do something)
f.
56
Deyim
yapması için olanak tanımak/imkan sağlamak
enable to do
f.
57
Deyim
herkes için fırsat eşitliği sağlamak
level the field
f.
58
Deyim
söyleyeceği şeyin daha çok etki yaratmasını sağlamak için duraklamak
pause for effect
f.
59
Deyim
(bir şey için) gereken finansmanı sağlamak
put the money up (for something)
f.
60
Deyim
(bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak
put the money up (for something)
f.
61
Deyim
(bir şey için) gereken finansmanı sağlamak
put up the money (for something)
f.
62
Deyim
(bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak
put up the money (for something)
f.
63
Deyim
(biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak
smooth the path for (someone or something)
f.
64
Deyim
(biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak
smooth the way for (someone or something)
f.
65
Deyim
çıkar sağlamak için araya bir tanıdık sokma eğilimi
the old pals act
expr.
66
Deyim
alandaki diğer kişilere katkı sağlamak için bir kurumda bir süreliğine misafir edilen
in residence
expr.
67
Deyim
(bir şeye) fayda sağlamak için dahil olmuş
in (something) for (someone)
expr.
Speaking
68
Konuşma
buraya uyum sağlamak için daha çok çabalamalısın
you should make more of an effort to fit in
expr.
69
Konuşma
geçiminizi sağlamak için ne iş yapıyorsunuz?
what do you do for a living?
expr.
70
Konuşma
anlaşma sağlamak, vurgu için kullanılan güney afrika ifadesi
ek se
expr.
Trade/Economic
71
Ticaret/Ekonomi
fon sağlamak için çıkarılan tahviller
funding bonds
i.
72
Ticaret/Ekonomi
geçimini sağlamak için yapılan iş
line of work
i.
73
Ticaret/Ekonomi
geçiminizi sağlamak için yaptığınız iş
line of work
i.
74
Ticaret/Ekonomi
hükümetin fiyat istikrarı sağlamak için döviz piyasasında yaptığı düzenleme alım ve satımları
intervention
i.
75
Ticaret/Ekonomi
karşı tarafa çıkar sağlamak için yapılmış akit
gratuitous contract
i.
76
Ticaret/Ekonomi
malın tesliminde ödemeyi sağlamak için kullanılan bir belge
forced billing
i.
77
Ticaret/Ekonomi
rekabet gücünü sağlamak için imalatçıya ya da üreticiye hükümetçe yapılan ödemeler
bounties or grants
i.
78
Ticaret/Ekonomi
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması
securitisation
i.
79
Ticaret/Ekonomi
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması
securitization
i.
80
Ticaret/Ekonomi
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması
asset securitization
i.
81
Ticaret/Ekonomi
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması
structured finance
i.
82
Ticaret/Ekonomi
üstün performansa ulaşmayı sağlamak için sanayideki en iyi uygulamaları bulma arayışı
benchmarking
i.
83
Ticaret/Ekonomi
maliyet tasarrufu sağlamak için nitelikli çalışanların işten çıkarılması sonucu şirkette işlerin kötüye gitmesi
corporate anorexia
i.
84
Ticaret/Ekonomi
(daha yüksek kazanç sağlamak için) çok sayıda kısa pozisyon açmak
squeeze the shorts
f.
Law
85
Hukuk
davada herhangi bir çıkarı olmadığı halde kanuni usullere uygunluğu sağlamak için davacı olan kimse
nominal plaintiff
i.
86
Hukuk
karayoluna geçişi sağlamak için gayrimenkul sahibinin vermek zorunda olduğu geçit
way of necessity
i.
87
Hukuk
mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir
bench warrant
i.
88
Hukuk
mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir
arrest warrant
i.
89
Hukuk
oy sağlamak için propaganda yapma
canvass
i.
90
Hukuk
(uluslararası hukukta) bir gücün diğer güçlerin ricası veya izni üzerine aralarındaki farklılıkları veya anlaşmazlıkları gidermek ve uzlaşma sağlamak için araya girmesi
mediation
i.
91
Hukuk
farklı milletlerden olan kimseler arasında adaleti sağlamak için yerli ve yabancı hakimlerden oluşan (mahkeme)
mixed
s.
Politics
92
Siyasal
tek bir hükümdarın refah sağlamak için halkı yönetmesi
enlightened absolutism
i.
93
Siyasal
barışı koruma harekatında hizmet sağlamak için hükümetle birleşmiş milletler arasında yapılan sözleşme
letter of assist
i.
94
Siyasal
(düşman ajanının) kendisi için çalışmasını sağlamak
turn
f.
Technical
95
Teknik
radyo frekansı ile izlenmesini sağlamak için bir maddeye eklenen mikroskobik malzeme
taggant
i.
96
Teknik
senkronizasyon sağlamak için iki cihaz arasında yapılan sinyal alışverişi
handshake
i.
97
Teknik
(metalurji) bileşenlerin homojen dağılımını sağlamak için metali yüksek sıcaklıklara maruz bırakma
homogenisation
i.
98
Teknik
(metalurji) bileşenlerin homojen dağılımını sağlamak için metali yüksek sıcaklıklara maruz bırakma
homogenisation
i.
99
Teknik
(metali) bileşenlerinin homojen dağılmasını sağlamak için yüksek sıcaklığa maruz bırakmak
homogenise
f.
Computer
100
Bilgisayar
bir sisteme veya network'e izinsiz erişim sağlamak için sahte ip adresi kullanılması
ip spoofing
i.
Informatics
101
Bilişim
sosyal ağlara ve bilgi sistemlerine kesintisiz bağlantı sağlamak için çoklu sistem ve cihazların kullanılması
hyperconnectivity
i.
Electric
102
Elektrik
yüksek akım sağlamak için bağlanan transistör çifti
darlington
i.
Mechanic
103
Mekanik
çevresinin bir kısmındaki dişler kesintili hareket sağlamak için çıkarılmış dişli çark
mutilated gear
i.
104
Mekanik
somun ile boru arasına yerleştirilerek sızdırmazlığı sağlamak için sıkıştırılan halka
olive
i.
Architecture
105
Mimarlık
yeterli dayanağın bulunmadığı durumlarda destek sağlamak için bükülmüş güçlü ve yassı demir çubuk
bridle iron
i.
Automotive
106
Otomotiv
çamurlu arazide daha fazla çekiş sağlamak için tank paletine lehimlenen metal flanş
duckbill
i.
Aeronautic
107
Havacılık
delta ve benzeri uçaklarda dengeyi sağlamak için kullanılan üçgen biçiminde parça
keel
i.
108
Havacılık
kalkış sağlamak için kanatları dönen uçak
rotating wing aircraft
i.
109
Havacılık
balondan gaz çıkışını sağlamak için çekilen ip
ripcord
i.
110
Havacılık
yeterli uçuş kontrol özelliklerini sağlamak için (uçağın) bileşen parçalarını ayarlamak
rig
f.
Marine
111
Denizcilik
başka yöne gitmek veya rüzgarın değişimine uyum sağlamak için yelkenlerin yönünü değiştirmek
brace around [dated]
f.
112
Denizcilik
başka yöne gitmek veya rüzgarın değişimine uyum sağlamak için yelkenlerin yönünü değiştirmek
brace round [dated]
f.
113
Denizcilik
(giden teknede) dengeyi sağlamak için geriye yaslanmak
sit out
f.
Medical
114
Medikal
göğüs duvarının içeri çekilmesine ve hastalıklı akciğerin sönmesine olanak sağlamak için kaburga kemiklerinden bazılarının cerrahi olarak çıkarılması
thoracoplasty
i.
115
Medikal
bağışıklık sağlamak için yapılan tedavi
immunotherapy
i.
116
Medikal
hasta immobilizasyonu sağlamak için yapılan kalıp
plaster cast
i.
117
Medikal
midede gaz ve asit dengesini sağlamak için kullanılan ilaçlar
antacids
i.
118
Medikal
elde tutulan elektronik cihazların daha verimli kullanılmasını sağlamak için başparmak ve diğer parmakların cerrahi yolla değiştirilmesi
whittling
i.
119
Medikal
bekaret görüntüsü sağlamak için yapılan himen ameliyatı
hymenoplasty
i.
120
Medikal
zamk kulak sendromunda orta kulağa hava girmesini sağlamak için kulak zarına yerleştirilen küçük tüp
grommet
i.
121
Medikal
kan akışını sağlamak için damar yolu açmak
breathe a vein
f.
122
Medikal
sağlıklı gelişimi sağlamak için tasarlanmış düzeltici prosedürlerle ilgili
orthogenic
s.
Dentistry
123
Diş Hekimliği
diş tedavisinde dişin kuru kalmasını sağlamak için dişin etrafına geçirilen ince lastik kılıf
dam
i.
124
Diş Hekimliği
yapay dişe destek sağlamak için dişin kök kanalına yerleştirilen çivi
dowel
i.
Physics
125
Fizik
yüklü parçacık ışınlarının hızlandırıcı içinde eğimli bir yol izlemesini sağlamak için tasarlanmış bir mıknatıs
wiggler
i.
Chemistry
126
Kimya
parlaklığı sağlamak için seramikte kullanılan açık sarı toz madde
ceric oxide
i.
Astronomy
127
Gökbilim
kalkışta daha büyük bir itme sağlamak için sıvı yakıtlı rokete eklenen katı yakıtlı roket
zero stage
i.
Botanic
128
Botanik
su püskürtmeyi kolaylaştırmak ve daha fazla güneş ışığı almasını sağlamak için ortası açık kalacak şekilde yetiştirilip budanmış
open-headed
s.
Agriculture
129
Tarım
büyüyen gövde veya yaprakları sukulent kalmasını sağlamak için ışıksız bırakma yöntemi
blanching
i.
130
Tarım
kurutma veya kürleme için en iyi koşulları sağlamak üzere oluşturulmuş bir dizi mahsul
windrow
i.
131
Tarım
yeni otlakların büyümesini sağlamak için çalılık arazideki eski bitkilerin yakılması
muirburn [scotland]
i.
132
Tarım
çiftçilerin tohum ekmek veya suyun akmasını sağlamak için açtığı uzun, ince yarıkları olmayan (toprak)
unfurrowed
s.
Breeding
133
Hayvancılık
azami mükemmelliği sağlamak için seçilmiş hayvanların birbirleriyle çiftleştirilmesine dayanan hayvancılık yöntemi
total score method
i.
Social Sciences
134
Sosyal Bilimler
(bir alana) yeni nüfus sağlamak için tekrar insan yerleştirmek
repeople
f.
Literature
135
Edebiyat
sözcük grupları arasında ses uyumu sağlamak için sözcüklerin belirli bir ölçüde derlenmesi
rhythm
i.
History
136
Tarih
(küba devrim yıllarında) denetim sağlamak için kübalı kırsal nüfusun kamp ya da askeri garnizonlara hapsedilmesi
reconcentration
i.
137
Tarih
(küba devrim yıllarında) denetim sağlamak için kübalı kırsal nüfusu kamp ya da askeri garnizona hapsetmek
reconcentrate
f.
Military
138
Askeri
mühendislik gücü sağlamak için savaş-zamanı için yapılandırılmış hava kuvveti
red horse
i.
139
Askeri
askeri birliğin savaşa hazır olmasını sağlamak için yürütülen tatbikat
military training
i.
140
Askeri
hassas bilgilere dair gizliliği sağlamak ve sürdürmek için kullanılan yöntem ve araçlar
operations security measures
i.
141
Askeri
savaş harici askeri harekatlar esnasında psikolojik destek sağlamak için uygulanan program
overt peacetime psychological operations programs
i.
142
Askeri
kıyı bölgesinin yalnızca dost kuvvetler tarafından kullanımını sağlamak için askeri birlik görevlendirme
coastal sea control
i.
143
Askeri
hedefe veya belirlenen alana kesintisiz şekilde aydınlatma sağlamak için belirli zaman aralıklarında aydınlatma atışlarının yapıldığı ateş türü
continuous illumination fire
i.
144
Askeri
savaş sırasında hava manevraları için yeterli yakıt ve mühimmat sağlamak üzere tasarlanan geçici tesis
forward arming and refueling point
i.
Hunting
145
Silah/Atıcılık
daha çabuk genişleme sağlamak için ucu delik olan mermi çekirdeği
hollow point
i.
146
Silah/Atıcılık
ateşlenen merminin havada dönmesini sağlamak için namlu içine yivler açmak
rifle
f.
Basketball
147
Basketbol
ribaunt için avantaj sağlamak amacıyla vücudunu kullanarak rakiple pota arasında pozisyon almak
box out
f.
Chess
148
Satranç
rakibe karşı avantaj sağlamak için oyuncunun piyon veya diğer taşları feda ettiği açılış
gambit
i.
Music
149
Müzik
hiciv oyunu ya da sinema filminde seyircinin ortamdan ayrılmasını sağlamak için çalınan müzik
chaser
i.
Painting
150
Resim
destek sağlamak ve kırışmayı önlemek için tuvalin arkasına yapıştırılan ahşap şeritli yapı
cradle
i.
Printery
151
Matbaa
iki malzemenin yüzeyleri arasında yakın temas sağlamak için içinden havanın çıkarıldığı bir makine
vacuum frame
i.
Engineering
152
Engineering
hindistan'dan su yolu sağlamak için inşa edilmiş baraj
annicut
i.
153
Engineering
kıta veya okyanuslara daha iyi şekil veya ölçek sağlamak için meridyenler boyunca bölünmüş
interrupted
s.
Slang
154
Argo
kenevir bitkisinin filizlerinin yatay olarak uzamasını ve yeterli ışık almasını sağlamak için bir çeşit ağ kullanarak yapılan yetiştirme yöntemi
scrogging
i.
155
Argo
kenevir bitkisinin filizlerinin yatay olarak uzamasını ve yeterli ışık almasını sağlamak için bir çeşit ağ kullanmak
scrog
f.
Modern Slang
156
Modern Argo
kara kuvvetlerine yakın hava desteği sağlamak için üretilmiş ilk uçak
a-10
i.
157
Modern Argo
ortama uyum sağlamak için popüler paylaşımları yanlış veya aşırı kullanan kimse
a local
i.
158
Modern Argo
etrafına uyum sağlamak için yanlış bir şekilde argo konuşan kimse
a local
i.
159
Modern Argo
sevişmek için yer sağlamak (internetten tanışıp seks amaçlı buluşulacağı zaman)
accom (accommodate)
kısalt.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of için sağlamak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy