saving - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

saving

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"saving" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 45 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
saving i. tasarruf
saving i. kurtarma
saving i. birikim
saving i. biriktirme
saving s. kurtaran
General
saving i. idareci
saving i. iktisat
saving i. artırma
saving i. koruma
saving i. artırım
saving i. tasarrufta bulunma
saving i. tutum
saving i. kazanç
saving f. kazandırma
saving s. tutumlu
saving s. durumu kurtaran
saving s. durumu idare eden
saving s. kurtarıcı
saving s. kazandırıcı
saving s. kazandıran
saving s. koruyan
saving zf. koruyarak
saving ed. haricinde
saving ed. başka
saving ed. hariç
saving ed. dışında
saving ed. -den başka
saving bağ. ise
saving bağ. başka
saving bağ. yalnızca
saving bağ. olmazsa
saving bağ. '-den başka
Trade/Economic
saving i. artırım
saving i. kurtarma
saving i. tasarruf
Law
saving i. istisna
saving i. muafiyet
saving i. çekince
Computer
saving i. kaydedilen dosya
saving i. tutum
saving s. kaydedilen
saving expr. kaydediliyor
Archaic
saving s. dengede tutan
saving s. ne kazanç ne kayıp getiren
saving s. yerinde saydıran

"saving" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 193 sonuç

İngilizce Türkçe
General
time saving i. zaman kazandırıcı
saving value i. tasarruf değeri
daylight saving i. yaz saati uygulaması
saving and investment i. tasarruf ve yatırım
saving banks i. tasarruf bankaları
daylight saving i. saati standart zamanın bir saat ilerisine geçirerek akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma
life saving i. hayat kurtarma
saving up i. biriktirme
fuel saving i. yakıt tasarrufu
energy saving i. enerji kazanılması
electricity saving i. elektrik tasarrufu
power saving mode i. güç tasarruf modu
daylight saving time i. yaz saati
daylight saving time i. saati ileri alarak zaman kazanma
daylight-saving time i. yaz saati
time saving i. zaman kazandıran
water saving i. su tasarrufu
daylight saving time i. yaz saati uygulaması
saving on time i. zamandan tasarruf
saving on time i. zaman tasarrufu
saving of time i. zamandan tasarruf
saving of time i. zaman tasarrufu
saving money i. para biriktirme
paper saving i. kağıt tasarrufu
labour-saving i. iş tasarrufu
face saving i. bir kimsenin itibarını koruyan hareket
saving clause i. koşul beyanı
saving clause i. şart beyanı
saving grace i. kurtarıcı özellik
labour-saving device i. emek tasarrufu sağlayan cihaz
labor-saving device i. emek tasarrufu sağlayan cihaz
space-saving i. yer tasarrufu sağlama
make saving f. tasarruf sağlamak
achieve saving f. tasarruf sağlamak
make saving f. tasarrufta bulunmak
face saving s. itibarını kurtarmaya yarayan
life saving s. hayat kurtaran
energy saving s. enerji tasarrufu
face-saving s. vaziyeti kurtaran
life-saving s. hayat kurtaran
energy-saving s. enerji tasarruflu
water-saving s. su tasarrufu sağlayan
labour-saving s. zahmeti azaltan
labour-saving s. emekten tasarruf ettiren
labor-saving s. iş gücünü azaltan
labor-saving s. emek tasarrufu sağlayan
labor-saving s. kolaylaştırıcı
face-saving s. bir kimsenin itibarını koruyan
face-saving s. bir kimsenin itibarını korumayı amaçlayan
Idioms
a saving grace i. durumu kurtaran iyi özellik
a saving grace i. durumu kurtaran şey
face-saving s. itibarını/saygınlığını koruyan
for early bird saving expr. erken kayıt avantajı için
saving your presence expr. sözüm meclisten dışarı
in the interest of saving time expr. zamandan kazanmak/tasarruf etmek adına/için
Speaking
how much do i owe you for saving my life? expr. hayatımı kurtardığın için sana ne kadar borçluyum?
saving your presence expr. haşa huzurdan
thanks for saving my life expr. hayatımı kurtardığın için teşekkürler
I'm saving the best for last expr. en iyi kısmı sona saklıyorum
thanks for saving my life expr. hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim
I'm saving the best for last expr. en iyisini sona saklıyorum
saving your presence expr. sözüm meclisten dışarı
saving your presence expr. sözüm yabana
we've been saving money for years expr. yıllardır para biriktiriyoruz
Trade/Economic
over saving i. aşırı artırım
over saving i. aşırı tasarruf
over-saving i. aşırı tasarruf
labor saving technological progress i. belli bir yenilik veya buluş dolayısıyla aynı emek miktarının kullanılmasıyla daha yüksek bir üretim elde edilmesi
personal saving i. bireysel tasarruf
passbook saving accounts i. cüzdanlı banka tasarruf hesabı
negative saving i. eksi tasarruf
energy saving i. enerji tasarrufu
labor saving technological progress i. emek tasarrufu sağlayan teknolojik gelişme
labour-saving i. emekten tasarruf
labor-saving i. emekten tasarruf
ex-post saving i. gerçekleşen tasarruf
labor-saving machinery i. işçilik gücü azaltıcı makineler
labour saving machinery i. insan gücünden ve emeğinden tasarruf sağlayan makineler
corresponding saving i. ilgili tasarruf
day light saving time i. ileri saat uygulaması
labor-saving i. işçilikten kazanım
voluntary saving i. ihtiyarı tasarruf
public saving i. kamu tasarrufu
government saving i. kamu tasarrufları
personal saving i. kişisel tasarruf
private saving i. kişisel tasarruf
individual saving i. kişisel tasarruf
saving clause i. kurtarma klozu
hard saving i. maddi tasarruf
soft saving i. maddi olmayan tasarruf
cost saving i. masraf tasarrufu
cost saving i. maliyetten tasarruf
cost saving i. maliyet tasarrufu
negative saving i. negatif tasarruf
personal saving i. özel tasarruf
potential saving i. potansiyel tasarruf
soft saving i. parasal olmayan tasarruf
hard saving i. parasal tasarruf
capital-saving i. sermayeden tasarruf edici
capital-saving technical advance i. sermaye tasarrufu sağlayan teknik ilerleme
labor saving technological progress i. sermayenin verimliliğini emeğinkinden daha yüksek oranda artıran teknik gelişme
corporate saving i. şirket tasarrufu
saving incentive i. tasarruf teşviki
saving bank i. tasarruf bankası
saving fund i. tasarruf sandığı
saving account i. tasarruf hesabı
saving-investment equality i. tasarruf-yatırım eşitliği
saving function i. tasarruf fonksiyonu
saving schedule i. tasarruf diyagramı
saving paradox i. tasarruf çelişkisi
saving bond i. tasarruf bonosu
aggregate saving i. toplam tasarruf
saving bonds i. tasarruf bonosu
saving and loan association i. tasarruf ve kredi sandığı
saving gap i. tasarruf açığı
saving rate i. tasarruf oranı
paradox of saving i. tasarruf paradoksu
saving deposits i. tasarruf mevduatı
change in the saving schedule i. tasarruf eğrisinde kayma
saving deposit i. tasarruf mevduatı
saving and investment i. tasarruf ve yatırım
saving schedule i. tasarruf-gelir ilişkisi
business saving i. ticari tasarruflar
aggregate consumption and saving i. toplam tüketim ve tasarruf
wage cost saving i. ücret giderlerinden tasarruf
tax saving i. vergi tasarrufu
investment-saving equality i. yatırım tasarruf eşitliği
mattress saving i. yastık altı tasarrufu
day light saving time i. yaz saati uygulaması
under-the-mattress saving i. yastık altı tasarruf
mattress saving i. yastık altı tasarruf
saving of time i. zaman tasarrufu
forced saving i. zorunlu tasarruf
compulsory saving i. zorunlu tasarruf
forced saving i. zorunlu tasarruf
make saving f. tasarrufta bulunmak
labour-saving s. iş tasarrufu sağlayan
labor saving s. işten tasarruf sağlayan
labour saving s. işten tasarruf sağlayan
Law
forced saving i. zorunlu tasarruf
saving clause i. koruma maddesi
saving clause i. (belge veya kanunda) bir kısmı hükümsüz kılınsa dahi ilgili kısmın geçerliliğini koruyacağını garanti eden madde
Politics
face saving way i. haysiyeti koruyucu çözüm yolu
precautionary saving i. ihtiyati tasarruf
national saving i. milli tasarruf
dst (daylight saving time) kısalt. yaz saati
dst (daylight saving time) kısalt. yaz saati uygulaması
dst (daylight saving time) kısalt. saati ileri alarak zaman kazanma
Institutes
saving and aid fund i. biriktirme ve yardım sandığı başkanlığı
saving deposit insurance fund i. tasarruf mevduatı sigorta fonu
saving deposit insurance fund i. tasarruf mevduatı sigorta fonu
saving deposit insurance fund i. tmsf
national energy saving centre i. ulusal enerji tasarrufu merkezi
slsc (surf life saving club) i. avusturya sahillerinde gönüllü bir cankurtaran kuruluşu
Technical
life-saving tools i. can kurtarma araçları
life-saving equipment i. can kurtarma ekipmanı
life-saving equipment i. can kurtarma donanımı
life-saving appliances i. can kurtarma araçları
life-saving appliances i. can kurtarma aletleri
joint saving i. ortak tasarruf
daylight saving time i. yaz saati
fuel saving i. yakıt tasarrufu
data saving mode i. veri tasarrufu mode
Computer
energy saving features of monitor i. ekranın enerji koruma özellikleri
saving reminder i. kaydetme hatırlatıcısı
resource saving i. kaynak koruma
error saving palette i. palet kaydedilirken hata
saving results i. sonuçları kaydetme
space-saving s. yerden kazandıran
saving sections expr. bölümler kaydediliyor
saving large clipboard expr. büyük pano kaydediliyor
error saving frame expr. çerçevesi kaydedilirken hata
saving as expr. farklı kaydediliyor
saving to expr. içine kaydediliyor
saving in expr. kaydedilme yeri
saving report expr. rapor kaydediliyor
saving table expr. tablo kaydediliyor
Telecom
postal saving bank i. posta tasarruf bankası
aggregate consumption and saving i. toplam tüketim ve tasarruf
Construction
time-saving method of construction i. yapımda zaman kazanımı yöntemi
Lighting
energy saving lamp i. enerji tasarruflu lamba
saving lamp i. tasarruflu lamba
energy saving bulb i. tasarruflu ampül
Automotive
power saving relay i. güç koruyucu röle
Marine
live saving signals i. cankurtarma işaretleri
life-saving rules i. hayat kurtaran kurallar
raft-type life-saving apparatus i. sal tipi cankurtarma araçları
Medical
life saving s. hayat kurtarıcı
Military
life saving on ice i. buzda hayat kurtarma
life saving equipment i. cankurtaran teçhizatı
Sport
international life saving federation (ils) i. uluslararası yaşam koruma federasyonu
Cinema
saving private ryan expr. er ryan'ı kurtarmak
Slang
to hell with saving money! expr. para biriktirmenin canı cehenneme!