İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Yaygın Kullanım | ||||
Yaygın Kullanım | spin i. | dönme | ||
It would only be sufficient to alter another nuclear spin. Sadece başka bir nükleer dönüşü değiştirmek yeterli olacaktır. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | spin f. | döndürmek | ||
They spun the bottle to play truth or dare. Doğruluk mu cesaret mi oynamak için şişeyi döndürdüler. More Sentences |
||||
Genel | ||||
Genel | spin i. | çevirme | ||
The bottle spin game is usually played during or after puberty. Şişe çevirme oyunu genellikle ergenlik döneminde veya sonrasında oynanır. More Sentences |
||||
Genel | spin i. | dönüş | ||
The stuntman ended his stunt with a spin. Dublör gösterisini bir dönüşle bitirdi. More Sentences |
||||
Genel | spin i. | tur | ||
He wanted my bike for a spin. Bir tur atmak için benden bisikletimi istedi. More Sentences |
||||
Genel | spin i. | (teniste) spin | ||
The tennis player put a good spin on the ball, but it went off the court. Tenisçi topa iyi bir spin verdi ama top kortun dışına çıktı. More Sentences |
||||
Genel | spin f. | örmek (koza, ağ) | ||
Spiders spin the web to hunt their prey. Örümcekler avlarını yakalamak için ağ örerler. More Sentences |
||||
Genel | spin f. | koza örmek | ||
Silkworms spin cocoons. İpekböcekleri koza örer. More Sentences |
||||
Genel | spin f. | çevirmek | ||
The president tried to spin the situation to her interests. Başkan durumu kendi lehine çevirmeye çalıştı. More Sentences |
||||
Genel | spin f. | yün eğirmek | ||
He is spinning wool. Yün eğiriyor. More Sentences |
||||
Genel | spin f. | dönmek | ||
We should not be spinning and pretending otherwise. Dönüp dolaşıp başka türlü davranmamalıyız. More Sentences |
||||
Genel | spin f. | eğirmek | ||
The women used to spin the wool to make strings. Kadınlar ip yapmak için yün eğirirlerdi. More Sentences |
||||
Genel | spin f. | patinaj çekmek | ||
He spun along the long road with his antique car. Antika arabasıyla uzun yol boyunca patinaj çekti. More Sentences |
||||
Genel | spin f. | (çamaşır) suyunu sıktırmak | ||
I spun the wet clothes by using the washing machine. Çamaşır makinesini kullanarak ıslak giysilerin suyunu sıktırdım. More Sentences |
||||
Teknik | ||||
Teknik | spin i. | viril | ||
The plane went into a spin because of the storm. Uçak fırtına yüzünden viril yaptı. More Sentences |
||||
Teknik | spin f. | dönmek | ||
You’ll see an Apple logo or spinning globe, and the computer will take longer than usual to start up. Bir Apple logosu veya dönen bir küre göreceksiniz ve bilgisayarın başlatılması normalden daha uzun sürecektir. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | ||||
Yaygın Kullanım | spin i. | döndürüş | ||
Genel | ||||
Genel | spin i. | beyaz eşya devir hızı | ||
Genel | spin i. | devir hızı | ||
Genel | spin i. | devir | ||
Genel | spin i. | bilardoda falso | ||
Genel | spin i. | kendine özgü (özgün) karakter/özellik/stil | ||
Genel | spin i. | döndürüş | ||
Genel | spin i. | falso | ||
Genel | spin i. | hava (olaya, duruma verilen) | ||
Genel | spin i. | zihinsel hareketlilik | ||
Genel | spin i. | kafa karışıklığı | ||
Genel | spin i. | depresyon | ||
Genel | spin f. | diklemesine indirmek | ||
Genel | spin f. | fırlatmak | ||
Genel | spin f. | ağ örmek | ||
Genel | spin f. | fırıl fırıl çevirmek | ||
Genel | spin f. | kaybettirmek (seçim, sınav) | ||
Genel | spin f. | sınavdan çakmak | ||
Genel | spin f. | uydurmak | ||
Genel | spin f. | tasarlamak | ||
Genel | spin f. | fırıl fırıl dönmek | ||
Genel | spin f. | tornalamak | ||
Genel | spin f. | kafadan atmak | ||
Genel | spin f. | bükmek | ||
Genel | spin f. | falso vermek | ||
Genel | spin f. | (örümcek) ağ örmek | ||
Genel | spin f. | kendi etrafında dönmek | ||
Genel | spin f. | olduğu yerde dönmek | ||
Genel | spin f. | (kan, su) fışkırtmak | ||
Genel | spin f. | uzamak | ||
Genel | spin f. | genişlemek | ||
Genel | spin f. | yayılmak | ||
Genel | spin f. | sürdürmek | ||
Genel | spin f. | sürdürmek | ||
Genel | spin f. | dayanıklılığını artırmak | ||
Genel | spin f. | süresini uzatmak | ||
Genel | spin f. | genişletmek | ||
Genel | spin f. | uzatmak | ||
Genel | spin f. | ömrünü uzatmak | ||
Genel | spin f. | (plak) çalmak | ||
Irregular Verb | ||||
Irregular Verb | spin f. | spun - spun | ||
Konuşma Dili | ||||
Konuşma Dili | spin i. | (fiyatta, değerde) ani iniş trendi | ||
Konuşma Dili | spin i. | reklamcılık | ||
Konuşma Dili | spin i. | pazarlama | ||
Konuşma Dili | spin i. | tanıtım | ||
Teknik | ||||
Teknik | spin i. | burgu | ||
Teknik | spin i. | çevirme | ||
Teknik | spin i. | döndürme | ||
Teknik | spin i. | fırıl | ||
Teknik | spin i. | kara aracıyla yapılan kısa gezinti | ||
Teknik | spin i. | kayış | ||
Teknik | spin i. | roket döndürme | ||
Teknik | spin i. | füze döndürme | ||
Teknik | spin i. | roketi/füzeyi roll ekseninde döndürme | ||
Teknik | spin i. | (roket veya füze) roll ekseninde dönüş | ||
Teknik | spin f. | bükmek | ||
Teknik | spin f. | hızlı bir biçimde dönmek | ||
Teknik | spin f. | eğirmek | ||
Teknik | spin f. | iplik yapmak | ||
Teknik | spin f. | iplik veya tire eğirmek | ||
Teknik | spin f. | lif eğirerek ipliğe dönüştürmek | ||
Teknik | spin f. | (posa veya kimyasal çözelti) rayona dönüştürmek | ||
Teknik | spin f. | (posa veya kimyasal çözelti) bitkisel ipeğe dönüştürmek | ||
Teknik | spin f. | (posa veya kimyasal çözeltileri işleyerek) iplik üretmek | ||
Bilgisayar | ||||
Bilgisayar | spin i. | kaydırma düğmesi | ||
Bilgisayar | spin expr. | döndür | ||
Telekom | ||||
Telekom | spin i. | bükülme | ||
Telekom | spin i. | burgu | ||
Telekom | spin i. | fırıldak | ||
İnşaat | ||||
İnşaat | spin i. | dönü | ||
Otomotiv | ||||
Otomotiv | spin f. | patinaj yapmak | ||
Havacılık | ||||
Havacılık | spin i. | viril | ||
Havacılık | spin f. | uçağı diklemesine indirmek | ||
Fizik | ||||
Fizik | spin i. | dönü | ||
Balıkçılık | ||||
Balıkçılık | spin f. | olta balıkçılığı yapmak | ||
Balıkçılık | spin f. | yem atarak balık tutmak | ||
Balıkçılık | spin f. | misina ile balık avlamak | ||
Balıkçılık | spin f. | olta ile avlanmak | ||
Balıkçılık | spin f. | oltayla tutmak | ||
Balıkçılık | spin f. | misinayla yakalamak | ||
Silah/Atıcılık | ||||
Silah/Atıcılık | spin i. | yiv ve setin mermi çekirdeğine verdiği ekseni etrafında dönme hareketi | ||
Spor | ||||
Spor | spin i. | kesme vuruş | ||
Spor | spin i. | (buz pateni) dönüş hareketi | ||
Spor | spin s. | (krikette atıcı) falsolu atış yapan | ||
Spor | spin s. | (krikette top) falsolu atılan | ||
Futbol | ||||
Futbol | spin i. | falsolu vuruş | ||
Müzik | ||||
Müzik | spin f. | (dans esnasında) hızlıca dönmek | ||
Müzik | spin f. | (dans sırasında) hızlıca etrafından dolaşmak | ||
Eski Kullanım | ||||
Eski Kullanım | spin f. | (vaktini) boşa harcamak | ||
Argo | ||||
Argo | spin i. | bakış açısı | ||
Argo | spin i. | yafta | ||
Argo | spin i. | önyargı | ||
Argo | spin i. | peşin hüküm | ||
Argo | spin f. | (disk) çalmak |