tat - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

tat



"tat" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

İngilizce Türkçe
General
tat i. örgü
tat f. örmek
Textile
tat f. mekik oyası ile örmek
tat f. mekik oyası ile örmek
tat f. mekik oyası ile örmek
Slang
tat i. dövme
British Slang
tat i. değersiz şey

"tat" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 30 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tat savour i.
tat savor i.
tat taste i.
tat flavor i.
tat flavour i.
General
tat delight i.
tat pleasure i.
tat savoriness i.
tat zest i.
tat sweet i.
tat flavour i.
tat savouriness i.
tat spice i.
tat sapidity i.
tat relish i.
tat sapour i.
tat salt i.
tat flavor i.
tat sauce i.
tat sweetness i.
tat taste i.
tat good taste i.
tat sapor i.
tat tint [dialect] i.
tat gab [scotland] i.
tat gustatory s.
Technical
tat taste i.
tat flavor i.
tat flavour i.
Medical
tat gustation i.

"tat" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 197 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tat duyusu flavor i.
tat duyusu flavour i.
acı (tat) bitter s.
General
tat alma duyusu taste i.
ağızda kalan tat aftertaste i.
tat veren şey flavour i.
yemeğe tat veren şey condiment i.
tat duyusu sense of taste i.
sahte tat pseudogeusia i.
yemeğe tat veren şey flavoring i.
lezzetli bir tat flavor i.
tat alma cisimciği taste bud i.
keskin bir tat tang i.
tat verme flavoring i.
yemeklere tat vermek için kullanılan bitki herb i.
güzel tat relish i.
tat veren şey flavouring i.
önceden alınan tat foretaste i.
tat veren şey flavoring i.
tat alma duyusu palate i.
tat (duyum olarak) flavor i.
tat veren şey flavor i.
keskin tat tang i.
acı tat tang i.
sanatsal tat artistic taste i.
edinilmiş tat acquired taste i.
kötü tat bad taste i.
tat (duyum olarak) flavour i.
lezzetli bir tat flavour i.
yemeğe tat veren şey flavouring i.
tat verme flavouring i.
tat tomurcuğu taste bud i.
hoş tat pleasant flavor i.
güçlü ve keskin tat veya kokuya sahip olma raciness i.
tat alma hissi taste i.
kötü tat rammishness i.
keskin tat nip i.
yakıcı tat nip i.
(tat) keskinlik nip i.
önceden alınan tat tint [dialect] i.
keskin bir tat twang i.
buruk tat astringence i.
kötü tat austerity i.
keskin tat zing i.
acı tat zing i.
güçlü tat bite i.
keskin tat bite i.
ağızda acı tat bırakmayan zengin ve yumuşak koyu bira milk stout [uk] i.
çok güçlü tat veya koku hogo [dialect] [uk] i.
tat alma organları mouth i.
güzel tat delectability i.
tat hissi gust [obsolete] i.
tat alma yetisi gustation i.
tat duyusu gustatory modality i.
tat kaçıran kimse disenchanter i.
tat kaçırma disquietal i.
tat kaçıran kimse disquieter i.
keskin tat goo [scotland] i.
sert tat goo [scotland] i.
hoş tat sapidness i.
mayhoş tat pucker i.
ekşi tat pucker i.
önceden ağza gelen tat pretaste i.
tat vermek zest f.
yemeğe bir şey katarak tat vermek doctor up with f.
tat almak luxuriate in f.
sıkmak (bir yemeğe tat verebilecek bir madde) take f.
katmak (bir yemeğe tat verebilecek bir madde) take f.
tat vermek add zest to f.
bir yiyeceğe tat vermek için (bir şey) katmak flavor f.
koymak (bir yemeğe tat verebilecek bir madde) take f.
tat almak taste f.
hoş tat vermek relish f.
tat vermek flavor f.
tat vermek flavour f.
tat almak enjoy f.
damaklarda tat bırakmak leave a taste on the tongue f.
damaklarda tat bırakmak leave a taste in the mouth f.
tat vermek taste f.
bir yiyeceğe tat vermek için (bir şey) katmak flavour f.
(kalite, renk, tat) düzeltmek enrich f.
(kalite, renk, tat) geliştirmek enrich f.
tat vermek mask f.
(aroma, tat) daha fazla ortaya çıkmak bloom f.
(aroma, tat) kendini tam olarak göstermek bloom f.
tat katmak zip (up) f.
tat vermek smack f.
tat katmak spike f.
hoş bir acılığı olan (tat/koku) piquant s.
hafif (koku/tat) delicate s.
tat alma duyusuyla ilgili gustatory s.
keskin (tat/koku) tangy s.
tat katan saporific s.
tat verilmiş flavored s.
(koku/tat) kötü rank s.
acı tat veren sour-tasting s.
acı tat veren harsh-tasting s.
çok defalar yaptığı için artık zevk/tat almayan blase s.
tat verilmiş favoured s.
tat verilmiş flavoured s.
karton gibi (tat, doku, dayanıklılık) cardboardy s.
hoş tat verebilir relishable s.
hoş tat veren relishing s.
tat kaçırıcı dejectory s.
tat vermeyen delightless s.
tat kaçıran disquietive [obsolete] s.
tat kaçıran disquietous s.
tuzlu (tat) salt s.
(tat, koku) balığımsı fishily s.
(tat, koku) balık gibi fishily s.
tat veren flavorsome s.
tat veren flavoury s.
(tat) berbat foul-tasting s.
(tat) keskin sprightly s.
(tat) vurucu sprightly s.
(tat) yoğun sprightly s.
tat alarak gustatorially zf.
tat alma duyusuyla ilgili olarak gustatorily zf.
tat alarak gustatorily zf.
Colloquial
hiç tat (almama) no joy i.
Idioms
dilinde tat kalbinde fesat a whited sepulcher i.
dilinde tat kalbinde fesat a whited sepulchre i.
edinilmiş tat an acquired taste i.
edinilmiş tat an acquired taste i.
ağzında kötü bir tat bırakmak leave a bad taste in someone's mouth f.
kötü bir tat bırakmak leave a bad taste in the mouth f.
akşamdan kalmayken ağzında kötü bir tat olmak feel as if a cat has kittened in (one's) mouth f.
(tat) almak acquire a taste f.
tat vermesi için to taste zf.
Technical
koku ve tat bulunmaması deneyi test for absence of odor and taste i.
Medical
anormal tat duyusu hypergeusia i.
şuruba tat veren etkisiz madde flavor i.
şuruba tat veren etkisiz madde flavour i.
tat alamama ageusia i.
tat ve koku alma duyusunda azalma diminished taste and smell perception i.
tat ve koku testleri taste and smell tests i.
tat alma duyusunda keskinlik oxygeusia i.
tat alma duyusunda aşırı hassasiyet oxygeusia i.
Anatomy
tat alma taste perception i.
tat alma gustatory perception i.
tat alma gustatory sensation i.
tat alma taste i.
tat alma taste sensation i.
tat hücresi taste cell i.
tat hücresi gustatory cell i.
tat hücresi gustatory cell i.
tat hücresi gustatory cell i.
et ve diğer yüksek proteinli yiyeceklerle ilişkili bir tat hissi umami i.
tat alma organı tastebud i.
tat alma cisimciği tastebud i.
tat alma cisimciği taste bud i.
tat alma organı taste bud i.
tat tomurcukları taste buds i.
tat alma organı gustatory organ i.
Psychology
olumsuz tat koşullanması conditioned taste aversion i.
olumsuz tat koşullanması garcia effect i.
tat halusinasyonu gustatory hallucination i.
tat alıcıları taste buds i.
yalancı tat pseudogeusia i.
Dentistry
metalik ve acı tat şikayetleri metallic and bitter taste in the mouth i.
Physiology
mideye indirildikten sonra geğirme veya regürjitasyon sonucu yeniden tat vermek (yiyecek) repeat f.
Food Engineering
ağızda kalan tat aftertaste i.
koku ve tat bulunmama deneyi test for absence of odour and taste i.
tat duyarlılığı sensitivity of taste i.
(şarap veya belirli yiyeceklerde) topraksı tat earthiness i.
alışılmışın dışında veya istenmeyen toprağa benzer tat earthiness i.
brettanomyces mayasının fermantasyonundan elde edilen tat ve koku brett i.
istenilen tat veya kıvama gelene kadar yıllandırmak ripen f.
(peyniri) istenilen tat, koku, kıvam ve renge getirmek için yıllandırmak ripen f.
(peyniri) istenilen tat, koku, kıvam ve renge getirmek için tütsülemek ripen f.
(peyniri) istenilen tat, koku, kıvam ve renge getirmek için salamurada bekletmek ripen f.
Gastronomy
içeceğe veya yemeğe tat vermek için eklenen az miktarda içki lacing i.
bazı şaraplardaki belirgin tat breed i.
keskin tat life i.
şarabın ağızda bıraktığı tat finish i.
alkollü içeceklerin ağızda bıraktığı tat finish i.
(şarap) hava ile birlikte tat kazanmak breathe f.
(yağ) kötü tat yaratmak revert f.
tat verilmemiş unflavoured s.
(tat) güçlü bold s.
(tat) belirgin bold s.
tat veya kokusu roma benzeyen rummy s.
çeşitli tat ve aromaları bir arada içeren (şarap) complex s.
Chemistry
acı tat bitter i.
tat veren madde tastant i.
tat alma organını uyaran kimyasal tastant i.
Biology
tat duyusu uyandırma saporosity i.
Zoology
tat alma cisimciği taste bud i.
Botanic
kahveye tat vermek için kullanılan kurutulmuş hindiba kökü chicory i.
Apiculture
tat katmak flavor f.
tat katmak flavour f.
Tobacco
(tütünde) tat ve aromayı yoğunlaştırmak petune f.
(tütünün) tat ve aromasını artırmak petune f.
Environment
tat sayısı flavour number i.
Archaic
(yiyecek, içecek) özel tat gust i.
Entomology
ahududu ve böğürtlen üzerinde görülen, meyveye kötü bir tat veren ufak siyah bir böcek negro bug (corimelaena pulicaria) i.
Modern Slang
(bir önceki gece çok içtikten sonra) ağzımda kötü bir tat var a cat shit in my mouth expr.