madde - Turkish English Dictionary
History

madde



Meanings of "madde" in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

Turkish English
Common Usage
madde article n.
madde item n.
madde material n.
madde matter n.
madde substance n.
General
madde commodity n.
madde subject n.
madde entry n.
madde paragraph n.
madde head n.
madde theme n.
madde stuff n.
madde particular n.
madde count n.
madde timber n.
madde question n.
madde metal n.
madde clause n.
madde stipulation n.
madde object n.
madde thang n.
madde body n.
madde concern n.
madde substance n.
madde proviso n.
madde medium n.
madde material n.
madde thing n.
madde materiality [obsolete] n.
madde what n.
madde parcel [obsolete] n.
Colloquial
madde milage n.
madde mileage n.
Trade/Economic
madde commodity n.
madde item n.
madde material n.
madde proviso n.
madde entry n.
Law
madde clause n.
Technical
madde object n.
madde substance n.
madde goods n.
madde dope n.
Computer
madde item n.
Medical
madde agent n.
Food Engineering
madde agent n.
Chemistry
madde substance n.
Linguistics
madde item n.
Philosophy
madde hyla [obsolete] n.
madde hyle n.
Abbreviation
madde art. n.
Archaic
madde ingredience n.
Slang
madde guts n.

Meanings of "madde" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
yangın söndürücü madde fire extinguishing media n.
(sözleşmede) madde article n.
aşındırıcı madde abrasive n.
kimyasal madde chemical n.
General
tatlı yapan madde (yiyeceği/içeceği) sweetener n.
stiptik madde styptic n.
madde (karışımdaki) ingredient n.
ilaçmış gibi verilen fonksiyonsuz madde placebo n.
yakıcı madde caustic n.
arada meydana gelen madde intermediate n.
madde bağımlılığı drug addiction n.
birleştirici madde bonder n.
emen madde absorber n.
yazılı bir madde veya basılı bir mikrografın sadece büyütücü bir cihazla okunabilecek şekilde küçültülmesi microprint n.
madde yapısı chemistry n.
susuzlaştırmaya sebep olan madde dehydrant n.
yiyecek madde esculent n.
eriyen madde solute n.
madde başı sözcük key word n.
patlayıcı madde explosive substance n.
karşı madde antimatter n.
kaynak madde source material n.
koruyucu madde preserver n.
kanserojen madde carcinogen n.
katranlı makadam (madde olarak) tarmac n.
organik madde organic substance n.
bağlayıcı madde binding agent n.
tehlikeli madde hazardous material n.
kuru ve çabuk tutuşan madde (kav gibi) tinder n.
seyreltici madde diluting agent n.
kuzey amerika'da bazı ağaçlardan çıkarılan reçineli madde tacmahack n.
temel madde grist n.
koyulaştırıcı kimyasal madde stain n.
geçici madde provisional clause n.
katılaşma (sıvı veya plastik madde için) set n.
sertleştirilmiş madde vulcanized fiber n.
kurutucu madde drier n.
yalıtkan madde insulant n.
tehlikeli madde hazmat n.
uyuşturucu madde narcotic n.
kuzey amerika'da bazı ağaçlardan çıkarılan reçineli madde tacamahac n.
atık madde effluence n.
besleyici madde nutrient n.
ek madde (tüzükte) bylaw n.
yoğruklaştırıcı madde plasticizer n.
bir şeyin terkibine giren madde ingredient n.
uyuşturucu madde dope n.
manyetik alan içine konulduğunda 90 derece açıyla dönme yapan madde diamagnet n.
ham madde raw stuff n.
uyuşturucu madde stuff n.
cıvık madde squelch n.
yalıtkan madde insulator n.
kumaş mamülleri ve kimyasal madde satıcısı drysalter n.
yanıcı madde combustible n.
yalıtkan madde nonconductor n.
yalıtkan madde dielectric n.
kurutucu madde dryer n.
askıda madde suspended solid content n.
önemli madde (politika) plank n.
kolay tutuşan madde combustible n.
konsantre madde concentrate n.
bağlayıcı madde binder n.
sarhoş eden madde intoxicant n.
yapışkan madde viscose n.
detonasyon kesici (madde) antiknock n.
uyarıcı madde cordial n.
çok dayanıklı filmlerin ve kimi sentetik kumaşların yapımında kullanılan bileşiminde iki alkol drubu bulunan madde glycol n.
çevreye yayılan kötü ya da zararlı madde effluvia n.
kaplumbağa kabuğu veya bunu andıran bir madde tortoiseshell n.
ak madde white matter n.
şeffaf madde transparent substance n.
kostik madde caustic n.
temizleyici madde cleaner n.
atık madde effluent n.
eritici madde menstruum n.
uyuşturucu madde hype n.
iletken olmayan madde nonconductor n.
özellikle yüzdeki kırışıkları saklamak için kullanılan kozmetik madde concealer n.
hayvani madde animal material n.
dinamit yapımında kullanılan madde dope n.
uyuşturucu madde drug n.
insana enerji verip canlandıran madde restorative n.
madde başı sözcük headword n.
köpük giderici madde defrothing agent n.
matbu madde printed matter n.
fiziksel madde physical object n.
gri madde grey matter n.
emici madde absorbent n.
dışarı akan madde effluent n.
yemlik madde fodder production ingredients n.
ana madde parent material n.
yapışkan madde gluten n.
patlayıcı madde explosive material n.
ametal madde nonmetal n.
verniği ve boyayı çıkaran madde stripper n.
yağlayıcı madde lubricator n.
derişik madde concentrate n.
çökeltici madde precipitant n.
yarı şeffaf madde translucent substance n.
katı madde solid n.
yapışkan madde goo n.
madde kötüye kullanımı substance abuse n.
damıtık madde distillation n.
kan zehirlenmesi yapan madde septic n.
sıvı madde taşıyıcı jerrican n.
allerji yapan madde allergen n.
temizleyici madde cleanser n.
karıştırılan madde adulterant n.
bitkileri yok eden madde herbicide n.
yüze püskürtülünce insanı sersemleten bir kimyasal madde mace n.
sümüksü madde slime n.
safran içinde bulunan güzel kokulu yağımsı madde safranal n.
katılan kimyasal madde additive n.
bazı bitki köklerinde bulunan kristalli bir madde glutamine n.
alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle sarhoşluk inebriation n.
suda eriyen madde wetting agent n.
ince ve iri madde fine and coarse material n.
yanıcı madde inflammable matter n.
çevre kirliliğine yol açan madde pollutant n.
madde (şartnamedeki) specification n.
tahriş edici madde irritant n.
renk verici madde tinction n.
kurutucu madde desiccant n.
uyuşturucu madde hypnotic n.
temel madde key item n.
eritici madde solvent n.
uyuşturucu madde arama köpeği sniffer dog n.
alkolle karıştırılmış madde tincture n.
arı madde pure substance n.
yapışkan madde adhesive agent n.
ince toz haline getirilmiş madde trituration n.
yapışkan madde goop n.
yapışkan madde gunk n.
yapışkan madde gunge n.
tütündeki zehirli madde nicotine n.
sarhoşluk vermeyen madde nonintoxicant n.
steroid nitelikli olmayan madde nonsteroid n.
su geçirmez madde waterproofing agent n.
akışkan madde fluid n.
içinde mikroorganizmaların gelişebileceği madde growth media n.
boyar madde colourant n.
boyar madde colorant n.
parlayıcı madde inflammable material n.
aktif madde active agent n.
madde no item no n.
madde no item # n.
eti yumuşatıcı bir madde tenderizer n.
ek madde additional clause n.
ek madde additional article n.
uçucu madde volatile substance n.
esas madde ground substance n.
kül içindeki yanmamış madde ash retention figure n.
sulu madde aqueous vehicle n.
sentetik madde synthetic material n.
madde imi bullet n.
matbu madde printed papers n.
pıhtılaştırıcı madde coagulator n.
zararlı madde harmful substance n.
toz halinde madde dust n.
yalıtıcı madde insulator n.
üretken madde fertile material n.
yabancı madde foreign matter n.
tutkal vb'nden oluşan ve kalıplara dökülerek çeşitli eşya yapılan madde papier-maché n.
tehlikeli madde hazardous substance n.
yabancı madde impurity n.
karışımı oluşturan madde ingredient n.
pıhtılaştırıcı madde coagulant n.
patlayıcı madde dynamite n.
kronolojik sıralamasına göre madde dizilişi seriation n.
sıvı madde liquid n.
sütümsü madde milk n.
yağlayıcı madde lubricant n.
kokulu madde odourous substance n.
kokulu madde odorant n.
sulu şekilsiz madde pulp n.
koruyucu madde preservative n.
zehirli madde toxicant n.
artık madde waste n.
karanlık madde dark matter n.
kanıtı sarmada ve korumada kullanılan madde enveloping material n.
öldürücü madde noxious substance n.
zararlı madde noxious substance n.
uyuşturucu madde kullanıcısı drug user n.
uyuşturucu madde kullanıcısı substance abuser n.
parlak malzeme/madde shiny material n.
madde 27 article 27 n.
vıcık vıcık madde gunk n.
uyuşturucu madde narcotic drug n.
emici madde adsorbent n.
antikor üreten madde antigen n.
boğucu madde asphyxiant n.
bakterileri yok edici madde bactericide n.
donmuş madde congelation n.
katılaşmış madde concretion n.
aşındırıcı madde corrodent n.
paslandırıcı madde corrodent n.
soğutucu madde cryogen n.
yatıştırıcı madde depressant n.
sulandırıcı madde diluent n.
dielektrik madde dielectric n.
eritici madde dissolvent n.
yatıştırıcı madde downer n.
yabancı madde foreign body n.
iletken olmayan madde non-conductor n.
yalıtkan madde non-conductor n.
yoğruklaştırıcı madde plasticiser n.
ametal madde non-metal n.
eti yumuşatıcı bir madde tenderiser n.
madde bağımlılığı drug abuse n.
dünya yüzeyindeki fiziksel madde land cover n.
madde/malzeme ve enerji dengesi material and energy balance n.
opaklaştırıcı madde opacifier n.
madde no article no n.
yapış yapış yarı akışkan viskoz madde goopy n.
madde hükmü provision of article n.
sıradan madde ordinary matter n.
çeşitli malzemelerin mikserde karıştırılmasıyla elde edilen macun kıvamında madde coarse paste n.
uyarıcı bir madde (banyo tuzları olarak da bilinir) cathinone n.
zararlı madde hazardous substance n.
kuru madde dry substance n.
narkotik madde kullanım amaçlı araç gereçler drug paraphernalia n.
ısının maddi bir madde olduğuna inanan kimse calorist [old-fashioned] n.
emici madde adsorbent material n.
karıştırılan madde adulterator n.
yüzeyinde yoğuşum meydana gelen bir madde adsorbent material n.
yapıştırıcı madde adhesive cream n.
aşınmış madde abrasion n.
muma benzeyen madde candle n.
yapışık madde agglutination n.
güney amerika'da yetişen bursera ağaçlarından elde edilen sakızımsı madde caranna n.
simya ilminde felsefe taşı'nın ana maddesi olduğuna inanılan madde carmot n.
madde bağımlılığı chemical abuse n.
ham madde/malzeme fodder n.
tehlikeli madde tinder n.
analiz edilen madde analyte n.
siyah renkli sıvı bir madde atrament n.
bozuk madde atter [scottish] n.
merdiven şeklindeki madde dizisi echelle n.
esas/ana madde base n.
mamul madde making n.
jöle kıvamındaki madde jelly n.
pelte kıvamındaki madde jelly n.
süzülen madde leach n.
süzülerek elde edilmiş madde leachate n.
hamur kabartan madde leaven n.
sapodila ağacından elde edilen sakız benzeri bir madde chicle gum n.
göze kaçan madde eyeful n.
göze giren madde eyeful n.
canlı madde jiva n.
kolda veya bacakta bulunan, madde enjekte etmek için elverişli ana damar main-line n.
uçucu madde volatile n.
madde boşaltma açıklığı vomitory n.
patlayıcı madde blast n.
vücuttan atılan madde matter n.
basılı madde matter n.
siyah bir madde bleck [scotland] n.
tutucu madde (çimento, tutkal) matrix n.
canlı bir organizmadan dışarı atılmış veya atılan dışkı, idrar gibi madde matter n.
süpürasyonla dışarı atılan madde matter n.
bir taraftan manevi vasıflardan ve diğer taraftan biçimlenmiş cisimlerden ayrışan fiziksel madde matter n.
evrenden önce var olduğuna inanılan düzensiz ve biçimsiz madde matter [obsolete] n.
canlandıran madde quickener n.
bir madde formunun veya oluşumun başka bir forma veya oluşuma varsayımsal dönüşümü maturation [obsolete] n.
katılaşmış madde meat n.
(madde) sekebilirlik bounciness n.
kötü madde misagent n.
sıvı madde moisture n.
değişim aracı, zenginlik göstergesi veya ödeme aracı olarak kullanılan madde money n.
paspasla uygulanan sıvı madde mopping n.
eski bir kuru madde ölçüm birimi moy n.
onarılabilir madde reparable item n.
organik madde ve mineralli topraktan oluşan tanecikli bir orman toprağı mull n.
zehirli madde gas n.
boğucu madde gas n.
tahriş edici madde gas n.
yumurta akını andıran yapışkan madde glair n.
yumurta akını andıran yapışkan madde glaire n.
bazı kaynak sularının yüzeyinde veya çevresinde bulunan yumurta akına benzer yapışkan bir madde glairin n.
sümüksü madde glit n.
hayvan dokularında bulunan albüminli bir madde gluten n.
renk giderici madde decolorizer [uk] n.
camdaki safsızlığın neden olduğu yeşilimsi kahverengini yok eden madde decolorizer [uk] n.
renk giderici madde decoloriser [uk] n.
camdaki safsızlığın neden olduğu yeşilimsi kahverengini yok eden madde decoloriser [uk] n.
bir şey eridiğinde ortaya çıkan madde deliquescence n.
bir şey çözündüğünde ortaya çıkan madde deliquescence n.
bir şey sıvılaştığında ortaya çıkan madde deliquescence n.
delilik yaratan madde deliriant n.
bit kovucu madde delouser n.
bitten koruyucu madde delouser n.
(kimyasal madde) saflık veya yoğunluk derecesi grade n.
yağı erittikten sonra geriye kalan lifli madde graves n.
mevcut bir maddeye entegre edilen madde guest n.
sakızlı madde gummosity [obsolete] n.
yapışkan madde gummosity [obsolete] n.
buza benzer madde ice n.
saf jelatin içeren yarı transparan beyazımsı bir madde ichthyocol n.
saf jelatin içeren yarı transparan beyazımsı bir madde ichthyocoll n.
saf jelatin içeren yarı transparan beyazımsı bir madde ichthyocolla n.
uçucu madde ignescent n.
yanıcı madde ignescent n.
kıvamı yağa benzeyen madde oil n.
(üründe) değersiz başka bir madde eklenmesi sonucu hacim artışı overrun n.
dolduran madde impletion n.
kaplayıcı madde impletion n.
(yağ, plastik, reçine) bir diğer maddeye geçmesi için kullanılan madde impregnant n.
doyurucu madde impregnation n.
damga basılan madde impression n.
tahrik yaratan madde impulsive n.
itici madde impulsive n.
uyaran madde impulsive n.
dürtü yaratan madde impulsive n.
yükseltgen madde oxidator [obsolete] n.
oksitleyici madde oxidator [obsolete] n.
diyamanyetik madde diamagnet n.
manyetik alan içine koyulduğunda 90 derece açıyla dönme yapan madde diamagnetic n.
çözücü madde dissolving agent n.
eritici madde dissolving agent n.
yakıcı madde incinerator n.
uyarıcı madde incitative n.
enfekte edici madde infection n.
kontamine madde infection n.
enfekte madde infection n.
(sızıntı sonucu) dokuda toplanan madde infiltrate n.
tutuşkan madde inflammable n.
kolay alev alan madde inflammable n.
yanıcı madde inflammable n.
iltihaba yol açan madde inflammatory n.
yangı yaratan madde inflammatory n.
iltihaplandıran madde inflammatory n.
vücuda giren alerjen madde ingestant n.
çözünmez madde insoluble n.
erimez madde insoluble n.
yapışkan madde gom [appalachian] n.
rengi için kullanılan madde colouring material n.
renklendirici madde colouring material n.
rengi için kullanılan madde coloring material n.
renklendirici madde coloring material n.
bozulmuş madde corruption [dialect] n.
kokuşmuş madde corruption [dialect] n.
irin artıran madde digestive [obsolete] n.
iltihaplandıran madde digestive [obsolete] n.
sulandırıcı madde dilutant n.
hamursu madde dough n.
atık madde deposu draughthouse n.
madde bağımlılığı olan kimse drug abuser n.
keyif verici madde alımını durdurma drug withdrawal n.
indirgenemez madde irreducibility n.
temel madde pabulum n.
işlem alanlarına atık madde dolduran maden işçisi packer n.
kıvam arttırıcı madde conspissation n.
koyultucu madde conspissation n.
ters yönde hareket eden madde akımı counterstream n.
yasa dışı madde kaçakçısı courier n.
kirletici madde feculency n.
yabancı madde feculency n.
fermante edici etken madde ferment n.
içteki madde ingredient [obsolete] n.
(evrende) lokalize madde birikimi inhomogeneity n.
(ilaç) enjekte edilebilir madde injectable n.
yerleştirilen madde inlet n.
renklendirici madde içermeme intinctivity n.
canlandırıcı madde invigorator n.
inci beyazı madde pearl white n.
sindirilemez madde topağı pellet n.
güçlendirici kimyasal madde potentiator n.
kumaş mamulleri ve kimyasal madde satıcısı salter [uk] n.
(belge veya kanunda) bir kısmı hükümsüz kılınsa dahi ilgili kısmın geçerliliğini koruyacağını garanti eden madde savings clause n.
çok sert madde diamond [obsolete] n.
hazırlanmış besi ortamında iki tür canlı madde büyütme süreci coculture n.
hazırlanmış besi ortamında iki tür canlı madde büyütme süreci co-culture n.
ana madde corpse [obsolete] n.
esas madde corpus n.
bitmiş kağıdın şeklini bozan gözle görünür yabancı madde dirt n.
uyarıcı madde fillip n.
hareketlendirici madde fillip n.
filtrelenmiş madde filtrate n.
süzülen madde filtrate n.
yanmaz madde fire retardant n.
yanmaya dirençli madde fire retardant n.
(kumaş, yün gibi malzemelere uygulanan) yanmazlık sağlayıcı madde fire retardant n.
yanıcı madde firelighter n.
yanmaz madde fireproofing n.
yangın önleyici madde fire-retardant n.
yanmaz madde fire-retardant n.
sabitleyici madde fixature n.
ateşe dayanıklı hale getiren madde flameproofer n.
yanıcı madde flammable n.
tutuşucu madde flammable n.
madde ve gerçeklik flesh and blood n.
akışkan madde fluxure n.
sıvı madde fluxure n.
kıvamlı ve köpüklü madde (tıraş kremi) foam n.
sanatsal faaliyetlerde kullanılan ham madde fodder n.
atık madde outgoing n.
ölçülemeyecek kadar küçük boyutlu ideal madde particle n.
vurarak patlatılan bir madde içeren kurşun percussion bullet n.
(özellikle üzüm ve şarapta bulunan) tatlandırıcı madde grubu phenolic n.
her bir bölümü madde ile dolu olan boşluk plenum n.
(plak yapımında kullanılan) plastik madde preform n.
önceden karıştırılmış madde premix n.
(birini) belirli bir ilaç tedavisine hazırlamak üzere uygulanan madde preparative n.
(birini) belirli bir ilaç tedavisine hazırlamak üzere uygulanan madde preparatory n.
ahşap koruyucu madde preservative n.
(fotoğrafçılık) çözeltilerin oksidasyonunu geciktiren kimyasal madde preservative n.
(damar-duvar arasında veya fay boyu görülen) yumuşak killi madde pug n.
emetik madde puker [obsolete] n.
kişinin tedavi amacıyla kafasına göre madde kullanması self-medication n.
yarı sıvı madde semiliquid n.
yarı akışkan madde semiliquid n.
kahverengi yapışkan madde brown goo n.
gri madde gray matter n.
besleyici madde fosterment n.
hiç veya çok az miktarda çözünmüş madde içeren su freestone n.
gebelik önleyici madde preventative n.
sulu kara benzeyen madde slush n.
yağlı madde smear [obsolete] n.
kokulu madde içeren ufak şişe smelling bottle n.
çözünebilir madde soluble n.
dejenere madde degenerate matter n.
koruma sağlayan madde protectant n.
tahriş önleyici madde protective n.
kokuşmuş madde putrescence n.
çimentolu bileşik oluşturmak için sönmüş kireçle reaksiyona giren toz halindeki silisli alüminli madde puzzolan n.
çimentolu bileşik oluşturmak için sönmüş kireçle reaksiyona giren toz halindeki silisli alüminli madde puzzolana n.
görünümü kara benzeyen donmuş veya kristalleşmiş madde snow n.
çözünür madde soluble n.
eriyebilen madde soluble n.
gevşetici madde soporific n.
kullanışsız madde sordes n.
işe yaramaz madde sordes n.
kusulan madde spew n.
sızan madde spew n.
boyar madde stainer n.
yapışkan madde sticker n.
yapıştırıcı madde sticker n.
böcek veya mantar ilaçlarına eklenen yapıştırıcı madde sticker n.
yapışkan madde sticking n.
fay, damar veya duvar boyu görülebilen yumuşak kil yapılı madde sticking n.
uyarıcı madde stimulative n.
enerji verici madde stimulative n.
uyuşturucu madde street name n.
yasa dışı madde street name n.
fark edilebilen fiziksel madde substance n.
somut madde substance n.
yasa dışı madde substance n.
alkollü madde substance n.
kontrole tabi madde substance n.
madde miktarı substance n.
madde miktarı substance number n.
önemli madde substantial n.
(boya) çözelti formdaki madde ile lif arasındaki etkileşim substantivity n.
köpürtücü madde sudser n.
şekere andıran madde sugar n.
belirgin fiziksel özelliklere sahip madde supermaterial n.
yüzen madde supernatant n.
yüzer madde supernatant n.
su üzerinde kalan madde supernatant n.
böcek kovuculara eklenen güçlendirici madde supplement n.
(madde olarak) selüloz cellulose n.
(kısaca) tehlikeli madde hazmat n.
katı (madde) solid n.
sıkmak (bir yemeğe tat verebilecek bir madde) take v.
çürütmek (pas/kimyasal madde) corrode v.
yabancı madde katmak adulterate v.
içine yabancı madde katmak adulterate v.
doldurmak (yumuşak bir madde ile) pad v.
koymak (bir yemeğe tat verebilecek bir madde) take v.
katmak (bir yemeğe tat verebilecek bir madde) take v.
çöküp daha sıkışık olmak (kuru bir madde) settle v.
yaraları sarmak için kullanılan yumuşak bir madde lint v.
anlaşmaya madde koymak add a clause to the contract v.
anlaşmaya madde koymak add a clause in the contract v.
anlaşmadan madde silmek delete a clause in the contract v.
alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle uçup büsbütün dağıtmak total freak out v.
madde hazırlamak (sözleşmede) make a provision v.
madde madde yazmak write something item by item v.
koruyucu bir madde ile doldurmak pack v.
yol vb'yi sert bir madde ile kaplamak surface v.
madde geçirmek enter an item v.
madde kaydetmek enter an item v.
solvent ve çözünen madde kullanarak bir bileşik oluşturmak solvate v.
zararlı böcek veya bakterileri öldürmek için kimyasal madde, duman yada gaz kullanmak fumigate v.
içine (keyif verici) madde eklemek lace v.
yabancı madde katmak manage v.
unla veya unumsu bir madde ile kaplamak meal v.
illegal madde kullandığı ortaya çıkmak fail v.
yapışkan bir madde ile lekelemek lime v.
sıvı madde ile işlemek liquor v.
(bir şeye) yağlayıcı madde uygulamak lubricitate v.
(yapışkan bir madde ile) doldurmak clam [dialect] [uk] v.
yapışkan madde ile tıkamak gunge (up) v.
yapışkan madde ile tıkanmak gunge (up) v.
uyuşturucu madde gibi sersemletmek opiate v.
tutkal benzeri madde ile kaplamak oversize [obsolete] v.
üzerine ince bir madde yaymak rub v.
(bir madde ile) delikleri kapatmak impregnate v.
(bir madde ile) boşlukları doldurmak impregnate v.
(zehirli veya tehlikeli madde ile) zehirlemek infect v.
(zehirli veya tehlikeli madde ile) bozmak infect v.