|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
işaret etmek |
indicate f.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
işaret etmek |
refer f.
|
|
General |
|
3 |
Genel |
elini kaldırarak veya bayrakla bir işaret verme |
wigwagging i.
|
|
4 |
Genel |
işaret okuyucu |
badge reader i.
|
|
5 |
Genel |
işaret fişeği |
signal flare i.
|
|
6 |
Genel |
işaret algılama kartı |
mark sense card i.
|
|
7 |
Genel |
işaret zamiri |
demonstrative i.
|
|
8 |
Genel |
işaret algılama |
mark sensing i.
|
|
9 |
Genel |
işaret kulesi |
beacon i.
|
|
10 |
Genel |
işaret ışığı |
flare i.
|
|
11 |
Genel |
işaret kulesi |
signal tower i.
|
|
12 |
Genel |
işaret direği |
guidepost i.
|
|
13 |
Genel |
demiryollarında, renkli ışıklar yerine kol hareketinden yararlanan işaret |
semaphore i.
|
|
14 |
Genel |
herhangi bir şeyin yerini gösteren işaret |
landmark i.
|
|
15 |
Genel |
veresiye verilen şey için koyulan işaret |
chalk i.
|
|
16 |
Genel |
mimaride işaret ve semboller |
signs and symbols in architecture i.
|
|
17 |
Genel |
işaret edicilik |
prefigurativeness i.
|
|
18 |
Genel |
kelime ifade eden işaret |
logogram i.
|
|
19 |
Genel |
anlamı belirten işaret |
ideogram i.
|
|
20 |
Genel |
işaret lambası |
blinker i.
|
|
21 |
Genel |
işaret lambası |
winker i.
|
|
22 |
Genel |
anlamı belirten işaret |
ideograph i.
|
|
23 |
Genel |
işaret ışığı |
bengal light i.
|
|
24 |
Genel |
işaret değneği |
pointer i.
|
|
25 |
Genel |
işaret edici |
pointer i.
|
|
26 |
Genel |
işaret verme aleti |
semaphore i.
|
|
27 |
Genel |
işaret ilmi |
semiotics i.
|
|
28 |
Genel |
genlik değişikliği ile işaret gönderme |
amplitude change signaling i.
|
|
29 |
Genel |
işaret parmağı |
index finger i.
|
|
30 |
Genel |
işaret ateşi |
watch fire i.
|
|
31 |
Genel |
işaret eden |
pointer i.
|
|
32 |
Genel |
ana frekansta işaret gönderme |
baseband signalling i.
|
|
33 |
Genel |
resimler aracılığıyla yaratılan anlamlı işaret veya simge |
pictogram i.
|
|
34 |
Genel |
işaret memuru |
signalmen i.
|
|
35 |
Genel |
işaret ateşi |
beacon i.
|
|
36 |
Genel |
kaşe (alet veya bu aletle basılan işaret) |
stamp i.
|
|
37 |
Genel |
işaret memuru |
signalman i.
|
|
38 |
Genel |
işaret (gelecek hakkında) |
prognostication i.
|
|
39 |
Genel |
listede bulunan maddenin yanına konulan işaret |
tick i.
|
|
40 |
Genel |
olacağı önceden işaret edilen olay |
antitype i.
|
|
41 |
Genel |
işaret ışığı |
beacon i.
|
|
42 |
Genel |
işaret feneri |
flashlight i.
|
|
43 |
Genel |
işaret akış şeması |
boundry diagram i.
|
|
44 |
Genel |
işaret (listedeki bir maddenin yanına konulan) |
check i.
|
|
45 |
Genel |
işaret flaması |
signal flag i.
|
|
46 |
Genel |
uzlaşmalı işaret |
conventional sign i.
|
|
47 |
Genel |
işaret parmağı |
forefinger i.
|
|
48 |
Genel |
kitapta bölüm sonlarına koyulan süslü işaret |
tailpiece i.
|
|
49 |
Genel |
işaret lambası |
pilot light i.
|
|
50 |
Genel |
yol ve caddelerde sürücü ve yayalara yardımcı olmak üzere bulunan çeşitli işaret ve düzenekler |
street furniture i.
|
|
51 |
Genel |
işaret bilimci |
semiotician i.
|
|
52 |
Genel |
kötüye işaret |
boding i.
|
|
53 |
Genel |
kötüye işaret |
portent i.
|
|
54 |
Genel |
çaprazlama işaret |
crisscross i.
|
|
55 |
Genel |
işaret etme |
designation i.
|
|
56 |
Genel |
işaret veya rakamlarla gösterme usulü |
notation i.
|
|
57 |
Genel |
ayırt edici işaret |
dignotion i.
|
|
58 |
Genel |
soru işaretiyle ünlem işaretinin birleşik olarak kullanıldığı işaret |
interrobang i.
|
|
59 |
Genel |
işaret kalemi |
highlighter i.
|
|
60 |
Genel |
fosforlu işaret kalemi |
highlighter i.
|
|
61 |
Genel |
işaret dili |
sign language i.
|
|
62 |
Genel |
havaalanlarındaki işaret ışıkları |
beacon i.
|
|
63 |
Genel |
özel işaret |
special sign i.
|
|
64 |
Genel |
işaret koyma |
designation i.
|
|
65 |
Genel |
ayırıcı işaret |
diacritical mark i.
|
|
66 |
Genel |
belirtici işaret |
diacritical mark i.
|
|
67 |
Genel |
işaret zımbası |
prick punch i.
|
|
68 |
Genel |
işaret fişeği |
flare i.
|
|
69 |
Genel |
alandaki işaret ışıkları |
beacon i.
|
|
70 |
Genel |
işaret direği |
signpost i.
|
|
71 |
Genel |
işaret kazığı |
peg i.
|
|
72 |
Genel |
kötüye işaret |
handwriting on the wall i.
|
|
73 |
Genel |
işaret sözcüğü |
signal word i.
|
|
74 |
Genel |
tehlikeyi işaret eden çapraz kemikler ve kafatası |
crossbones i.
|
|
75 |
Genel |
tehlikeyi işaret eden çapraz kemikler ve kafatası |
skull crossbones i.
|
|
76 |
Genel |
trafik işaret levhaları |
traffic sign boards i.
|
|
77 |
Genel |
(küçük) işaret fişeği |
bottle rocket i.
|
|
78 |
Genel |
şüphelinin üzerinde kimlik tespitinde yardımı dokunabilecek bir işaret (dövme/ben vb) |
an identifying mark on the suspect i.
|
|
79 |
Genel |
uygun işaret |
appropriate sign i.
|
|
80 |
Genel |
işaret ateşi |
balefire i.
|
|
81 |
Genel |
berber dükanının kapısındaki kırmızı beyaz işaret |
barber's pole i.
|
|
82 |
Genel |
yol bulmak için ağaçlara çizilen işaret |
blaze i.
|
|
83 |
Genel |
fonetik işaret |
diacritic i.
|
|
84 |
Genel |
ayırt edici işaret |
distinguishing mark i.
|
|
85 |
Genel |
temsili işaret |
figurative mark i.
|
|
86 |
Genel |
işaret fişeği |
rescue flare i.
|
|
87 |
Genel |
işaret listesi |
symbol list i.
|
|
88 |
Genel |
işaret dili fonolojisi |
cherology i.
|
|
89 |
Genel |
işaret parmağı ile orta parmağı üstüste getirerek yapılan şans dileme hareketi |
finger-crossing i.
|
|
90 |
Genel |
işaret parmağını orta parmak üstüne getirerek yapılan şans dileme hareketi |
finger-crossing i.
|
|
91 |
Genel |
işaret parmağı ile orta parmağı üstüste getirerek yapılan şans dileme hareketi |
finger crossing i.
|
|
92 |
Genel |
işaret parmağını orta parmak üstüne getirerek yapılan şans dileme hareketi |
finger crossing i.
|
|
93 |
Genel |
işaret parmağı |
direct finger i.
|
|
94 |
Genel |
işaret sıfatı |
demonstrative i.
|
|
95 |
Genel |
işaret kısıtlaması |
sign restriction i.
|
|
96 |
Genel |
iyiye işaret |
a good sign i.
|
|
97 |
Genel |
uzak mesafeden görülebilen yuvarlak işaret tabelası |
target i.
|
|
98 |
Genel |
belli olsun diye konulan işaret |
tab i.
|
|
99 |
Genel |
terim, işaret veya sembolün işaret ettiği uzaysal-zamansal nesne veya olay |
referent i.
|
|
100 |
Genel |
işaret parmağı |
first finger i.
|
|
101 |
Genel |
(yapım aşamalarını göstermek amacıyla) tabağın kenarına konulan özel işaret |
remarque i.
|
|
102 |
Genel |
bir sınıra işaret eden taş veya direk |
terminus i.
|
|
103 |
Genel |
ayırt edici işaret |
type i.
|
|
104 |
Genel |
bir yerin birahane olduğunu işaret eden direk |
alepole i.
|
|
105 |
Genel |
bir yerin birahane olduğunu işaret eden direk |
alestake i.
|
|
106 |
Genel |
bayrakta siyasi birliği simgeleyen işaret |
union i.
|
|
107 |
Genel |
ayağı yere bastırarak yapılan bir işaret |
tramp i.
|
|
108 |
Genel |
işaret ateşi |
beacon fire i.
|
|
109 |
Genel |
damar benzeri bir işaret |
veining i.
|
|
110 |
Genel |
muğlak/çelişkili anlamları olan bir mesaj, işaret |
mixed message i.
|
|
111 |
Genel |
tutarsız bir mesaj, işaret |
mixed message i.
|
|
112 |
Genel |
ne anlama geldiği anlaşılmayan mesaj, işaret |
mixed message i.
|
|
113 |
Genel |
birçok anlama gelebilecek bir mesaj, işaret |
mixed message i.
|
|
114 |
Genel |
birçok farklı şekilde yorumlanabilecek bir mesaj, işaret |
mixed message i.
|
|
115 |
Genel |
karmaşık/karışık bir mesaj, işaret |
mixed message i.
|
|
116 |
Genel |
eskrimde kılıcın hareketini kontrol eden başparmak ve işaret parmağı |
manipulator i.
|
|
117 |
Genel |
sahiplik, üretim yeri veya kalite bildiren isim, logo veya herhangi bir işaret |
mark i.
|
|
118 |
Genel |
sahiplik belirtmek için hayvanın kulağına atılan çentik veya postuna yapılan işaret |
mark i.
|
|
119 |
Genel |
imza yerine geçen işaret (haç, çizgi) |
mark i.
|
|
120 |
Genel |
postanın üzerinde yer alan ve genellikle postanenin ismini ve postalanma saatini belirten resmi işaret |
mark i.
|
|
121 |
Genel |
çeşitli depolama ortamına zamanlama veya sayım amaçlı basılan veya çentik olarak atılan küçük bir işaret |
mark i.
|
|
122 |
Genel |
kumarda anımsatıcı olarak kullanılan bir işaret |
marker i.
|
|
123 |
Genel |
sinyal direğine yerleştirilmiş işaret ışığı |
marker i.
|
|
124 |
Genel |
tanımlayıcı işaret |
hallmark i.
|
|
125 |
Genel |
tanımlayıcı işaret |
hall-mark i.
|
|
126 |
Genel |
elini kaldırarak işaret verme |
wigwag i.
|
|
127 |
Genel |
bayrakla işaret verme |
wigwag i.
|
|
128 |
Genel |
elle veya bayrakla verilen işaret |
wigwag i.
|
|
129 |
Genel |
bir şeyi işaretlemek veya bölmek için kullanılan geçici işaret veya sınır |
wike i.
|
|
130 |
Genel |
işaret tablosu |
legend i.
|
|
131 |
Genel |
avı görmeyen ve işaret etmeyen av köpeği |
blinker i.
|
|
132 |
Genel |
ot toplamak ve işaret kazımak için kullanılan bir tür bıçak |
boline i.
|
|
133 |
Genel |
işaret dili |
hand language i.
|
|
134 |
Genel |
bilinçli ve esprili bir şekilde kendine işaret eden bir hikaye, konuşma |
meta i.
|
|
135 |
Genel |
deniz kabuğu, hayvan kemiği gibi atık malzemelerin kalıntılarını içeren ve bir yerleşimin varlığına işaret eden höyük veya yığın |
midden i.
|
|
136 |
Genel |
inek memesinin arkasında bulunan bir işaret |
milk mirror i.
|
|
137 |
Genel |
ok ucundaki v şeklinde işaret |
head i.
|
|
138 |
Genel |
işaret vermek için ayna kullanma |
heliography i.
|
|
139 |
Genel |
işaret dilinin yazım şekli |
mimography [obsolete] i.
|
|
140 |
Genel |
kronolojik, coğrafi veya matematiksel dakikaları ifade etmek için kullanılan işaret |
minute mark i.
|
|
141 |
Genel |
bir şeyin tutulduğu veya ertelendiğine ilişkin bir emir veya işaret |
hold i.
|
|
142 |
Genel |
bir eylemin erteleneceğine dair emir veya işaret |
hold i.
|
|
143 |
Genel |
(halka atma oyununda) işaret |
mot [dialect] i.
|
|
144 |
Genel |
ayırıcı işaret olarak takılan taç |
garland i.
|
|
145 |
Genel |
bir şeyin sonuna işaret eden şey |
obituary i.
|
|
146 |
Genel |
çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun |
ring-a-rosy i.
|
|
147 |
Genel |
çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun |
ring-around-a-rosy i.
|
|
148 |
Genel |
çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun |
ring-around-the-rosy i.
|
|
149 |
Genel |
sembolik işaret |
glyph i.
|
|
150 |
Genel |
işaret parmağı |
demonstrator i.
|
|
151 |
Genel |
tanımlayıcı işaret |
descriptor i.
|
|
152 |
Genel |
iyi davranışın işaret ettiği liyakat veya üstün karakter |
desert i.
|
|
153 |
Genel |
sözcük, işaret veya dilsel ifade ile adlandırılan şey |
designatum i.
|
|
154 |
Genel |
işaret olarak söylenen veya yapılan şey |
gesture i.
|
|
155 |
Genel |
yüzey üzerinde ızgaralanmış veya kabartılmış bir dizi işaret |
grill i.
|
|
156 |
Genel |
selamlama veya işaret verme amacıyla ateş edilmesi |
gun i.
|
|
157 |
Genel |
(özellikle bir girişimin başlangıcını veya sonunu gösteren) işaret |
gun i.
|
|
158 |
Genel |
kelime ifade eden işaret |
ideogram i.
|
|
159 |
Genel |
(uzun mesafede) sabit işaret dizisi |
rover i.
|
|
160 |
Genel |
imzadaki ayırıcı işaret |
rubric i.
|
|
161 |
Genel |
ayırt edici bir işaret |
diagnostic i.
|
|
162 |
Genel |
ayin gibi çeşitli işaret veya törenlerle isa'nın gösterilmesi ve kutsanması |
institution i.
|
|
163 |
Genel |
(armada) soylunun evlilik dışı doğduğunu gösteren bir işaret |
bar sinister i.
|
|
164 |
Genel |
kişinin genlerinde avrupalılık olduğuna işaret eden saç tipi |
good hair [caribbean] i.
|
|
165 |
Genel |
genellikle sırlı metalden yapılmış bir tür küçük işaret bayrağı |
drop i.
|
|
166 |
Genel |
(pul koleksiyonculuğu) iptal işareti ve posta damgasından oluşan iki parçalı işaret |
duplex i.
|
|
167 |
Genel |
(dolandırma amaçlı) sahte işaret |
false token i.
|
|
168 |
Genel |
(asker ve ölçümcülerin yer belirlemek için kullandığı) işaret bayrağı |
fanion i.
|
|
169 |
Genel |
hipodrom işaret çubuğu |
pole i.
|
|
170 |
Genel |
soru işareti ile ünlemin birleşiminden oluşan işaret |
interabang i.
|
|
171 |
Genel |
ayırt edici işaret |
cognisance i.
|
|
172 |
Genel |
ayırt edici işaret |
cognizance i.
|
|
173 |
Genel |
av köpeğinin avını işaret pozisyonu |
dead set i.
|
|
174 |
Genel |
parmak sembollü işaret direği |
finger post i.
|
|
175 |
Genel |
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası |
finger post i.
|
|
176 |
Genel |
işaret dili ile iletişim |
finger spelling i.
|
|
177 |
Genel |
parmak sembollü işaret direği |
fingerboard i.
|
|
178 |
Genel |
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası |
fingerboard i.
|
|
179 |
Genel |
parmak sembollü işaret direği |
fingerpost i.
|
|
180 |
Genel |
üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası |
fingerpost i.
|
|
181 |
Genel |
ayırt edici işaret |
fingerprint i.
|
|
182 |
Genel |
tanımlayıcı işaret |
fingerprint i.
|
|
183 |
Genel |
kimlik teşkil eden işaret |
fingerprint i.
|
|
184 |
Genel |
işaret ateşi |
firebare i.
|
|
185 |
Genel |
(demiryolu) mekanik işaret kolu |
fishtail i.
|
|
186 |
Genel |
dizgicinin düzeltme yapması için satır aralarına konan kart parçası veya uzun ince çizgi şeklindeki işaret |
flag i.
|
|
187 |
Genel |
bayrakla yapılan işaret verme hareketi |
flash i.
|
|
188 |
Genel |
haberci işaret |
foregleam i.
|
|
189 |
Genel |
(armacılık) kenar içindeki armanın şeklini takip eden dar şerit şeklindeki işaret |
orle i.
|
|
190 |
Genel |
ok ve yayla belirlenen işaret |
prick i.
|
|
191 |
Genel |
patende buz üzerinde bırakılan işaret |
print i.
|
|
192 |
Genel |
önemli şeyleri işaret eden olay |
preindication i.
|
|
193 |
Genel |
yazılı işaret |
scribe [dialect] [uk] i.
|
|
194 |
Genel |
bir kimsenin imzasına eklediği işaret |
scroll i.
|
|
195 |
Genel |
büyülü işaret |
sigil i.
|
|
196 |
Genel |
işaret dili |
sign i.
|
|
197 |
Genel |
işaret dili alfabesi |
sign i.
|
|
198 |
Genel |
ayırt edici işaret |
signation [obsolete] i.
|
|
199 |
Genel |
tanımlayıcı işaret |
signature i.
|
|
200 |
Genel |
tanımlayıcı işaret veya damga |
signet i.
|
|
201 |
Genel |
kimlik doğrulayıcı işaret veya damga |
signet i.
|
|
202 |
Genel |
işaret eden şey |
significator i.
|
|
203 |
Genel |
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç ile ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgeden oluşan bir işaret |
fret i.
|
|
204 |
Genel |
kumaşta açıklık veya yırtmaç belirten uzun düz kesik veya işaret |
slash i.
|
|
205 |
Genel |
belli edici işaret |
telltale signal i.
|
|
206 |
Genel |
teknolojik işaret |
technosignature i.
|
|
207 |
Genel |
mühürlerin tarihi, yaşı, türleri, kullanım biçimleri ve yasal işlevleri ile ilgilenen mühür ve işaret bilimi |
sphragistics i.
|
|
208 |
Genel |
çizgili işaret |
strake i.
|
|
209 |
Genel |
işaret etmek |
point to f.
|
|
210 |
Genel |
işaret etmek (bir hareketle) |
signify f.
|
|
211 |
Genel |
işaret etmek |
signalize f.
|
|
212 |
Genel |
işaret etmek |
make a sign f.
|
|
213 |
Genel |
en küçük bir işaret vermemek |
not give the least sign f.
|
|
214 |
Genel |
işaret vermek |
cue f.
|
|
215 |
Genel |
önemine işaret etmek |
point f.
|
|
216 |
Genel |
yanına işaret koymak (listedeki bir maddenin) |
check off f.
|
|
217 |
Genel |
işaret koymak |
tick f.
|
|
218 |
Genel |
göz kırparak işaret etmek |
wink at f.
|
|
219 |
Genel |
el ile işaret etmek |
motion f.
|
|
220 |
Genel |
belirli bir duruma işaret etmek |
promise f.
|
|
221 |
Genel |
şamandıra ile işaret koymak |
buoy f.
|
|
222 |
Genel |
yakıp söndürmek (işaret vermek için ışıkları) |
flash f.
|
|
223 |
Genel |
işaret etmek |
betoken f.
|
|
224 |
Genel |
işaret etmek |
signal f.
|
|
225 |
Genel |
üzerinde işaret bırakmak |
leave a mark on f.
|
|
226 |
Genel |
işaret etmek |
point at f.
|
|
227 |
Genel |
işaret etmek |
imply f.
|
|
228 |
Genel |
işaret koymak |
beacon f.
|
|
229 |
Genel |
bir işaret olmak (iyi/kötü) |
augur f.
|
|
230 |
Genel |
yanına işaret koymak (listede bulunan bir maddenin) |
tick off f.
|
|
231 |
Genel |
pırıldak ile işaret vermek |
heliograph f.
|
|
232 |
Genel |
işaret etmek |
point out f.
|
|
233 |
Genel |
işaret etmek (gelecek hakkında bir şeye) |
prognosticate f.
|
|
234 |
Genel |
flamayla işaret vermek |
wigwag f.
|
|
235 |
Genel |
bir şeye işaret etmek |
be a witness to f.
|
|
236 |
Genel |
işaret etmek |
note f.
|
|
237 |
Genel |
bayrakla işaret vermek |
flag f.
|
|
238 |
Genel |
işaret etmek |
designate f.
|
|
239 |
Genel |
işaret vermek |
make a sign to somebody f.
|
|
240 |
Genel |
işaret etmek |
gesture f.
|
|
241 |
Genel |
işaret etmek |
sign f.
|
|
242 |
Genel |
işaret etmek |
beckon f.
|
|
243 |
Genel |
kötüye işaret olmak |
portend f.
|
|
244 |
Genel |
kötüye işaret olmak |
bode f.
|
|
245 |
Genel |
işaret etmek |
wag one's finger at f.
|
|
246 |
Genel |
kalsın diye işaret koymak |
stet f.
|
|
247 |
Genel |
işaret vermek |
give somebody the cue f.
|
|
248 |
Genel |
işaret vermek |
give somebody a sign f.
|
|
249 |
Genel |
iyiye işaret olmak |
bode well f.
|
|
250 |
Genel |
işaret etmek |
flag f.
|
|
251 |
Genel |
işaret etmek |
point f.
|
|
252 |
Genel |
işaret etmek |
notate f.
|
|
253 |
Genel |
işaret etmek |
give indication f.
|
|
254 |
Genel |
işaret etmek |
bode f.
|
|
255 |
Genel |
-e işaret etmek |
be indicative of f.
|
|
256 |
Genel |
-e işaret etmek |
bode f.
|
|
257 |
Genel |
-e işaret etmek |
imply f.
|
|
258 |
Genel |
-e işaret etmek |
presage f.
|
|
259 |
Genel |
-e işaret etmek |
signalize f.
|
|
260 |
Genel |
-e işaret etmek |
threaten f.
|
|
261 |
Genel |
-e işaret etmek |
speak of f.
|
|
262 |
Genel |
-e işaret etmek |
portend f.
|
|
263 |
Genel |
işaret koymak |
mark f.
|
|
264 |
Genel |
işaret etmek |
motion f.
|
|
265 |
Genel |
işaret koymak |
tick off f.
|
|
266 |
Genel |
işaret etmek |
characterize f.
|
|
267 |
Genel |
işaret etmek |
denote f.
|
|
268 |
Genel |
iyiye işaret olmak |
augur well for f.
|
|
269 |
Genel |
birisini birisi olarak tanıtmak/işaret etmek/göstermek |
finger someone as someone f.
|
|
270 |
Genel |
yeni bir döneme işaret etmek |
mark a new period of f.
|
|
271 |
Genel |
penaltı noktasını işaret etmek |
point the penalty spot f.
|
|
272 |
Genel |
işaret etmek |
map f.
|
|
273 |
Genel |
işaret etmek |
refer to f.
|
|
274 |
Genel |
işaret etmek |
characterise f.
|
|
275 |
Genel |
işaret etmek |
signalise f.
|
|
276 |
Genel |
bir işaret beklemek |
wait for a sign f.
|
|
277 |
Genel |
işaret dili ile konuşmak |
speak in sign language f.
|
|
278 |
Genel |
işaret dilinde konuşmak |
speak in sign language f.
|
|
279 |
Genel |
işaret dili kullanarak konuşmak |
speak in sign language f.
|
|
280 |
Genel |
işaret koymak |
tab f.
|
|
281 |
Genel |
işaret koymak |
tally f.
|
|
282 |
Genel |
başı ile işaret etmek |
nod f.
|
|
283 |
Genel |
işaret etmek |
note [obsolete] f.
|
|
284 |
Genel |
işaret etmek |
remark [obsolete] f.
|
|
285 |
Genel |
işaret etmek |
tell f.
|
|
286 |
Genel |
başparmak ile işaret etmek |
thumb f.
|
|
287 |
Genel |
çenesiyle işaret etmek |
jut one's chin at f.
|
|
288 |
Genel |
(el sallayarak) işaret vermek |
waft f.
|
|
289 |
Genel |
ıslık çalarak işaret vermek |
whistle f.
|
|
290 |
Genel |
göz kırparak işaret vermek |
wink f.
|
|
291 |
Genel |
işaret etmek |
hold f.
|
|
292 |
Genel |
anısına işaret etmek |
monument f.
|
|
293 |
Genel |
işaret yaparak kabul ettiğini göstermek |
move f.
|
|
294 |
Genel |
zille işaret etmek |
buzz f.
|
|
295 |
Genel |
işaret etmek |
demonstrate [obsolete] f.
|
|
296 |
Genel |
işaret etmek |
denounce [obsolete] f.
|
|
297 |
Genel |
-e işaret etmek |
denounce [obsolete] f.
|
|
298 |
Genel |
kadranla işaret etmek |
dial f.
|
|
299 |
Genel |
özellikle işaret etmek |
distinguish of [obsolete] f.
|
|
300 |
Genel |
parmakla işaret etmek |
digitate f.
|
|
301 |
Genel |
işaret etmek |
index f.
|
|
302 |
Genel |
(suçluyu) işaret etmek |
point the finger at f.
|
|
303 |
Genel |
kazıkla işaret koymak |
peg (out) f.
|
|
304 |
Genel |
işaret etmek |
say f.
|
|
305 |
Genel |
(gelecekteki bir olaya) işaret etmek |
forehold f.
|
|
306 |
Genel |
işaret etmek |
foreshow [obsolete] f.
|
|
307 |
Genel |
işaret etmek |
precurse f.
|
|
308 |
Genel |
işaret etmek |
prefigurate f.
|
|
309 |
Genel |
önceden işaret etmek |
preominate [obsolete] f.
|
|
310 |
Genel |
kuzeyi işaret etmek |
septentrionate f.
|
|
311 |
Genel |
işaret etmek |
shadow (forth) f.
|
|
312 |
Genel |
işaret etmek |
shadow (out) f.
|
|
313 |
Genel |
parmakla işaret etmek |
show f.
|
|
314 |
Genel |
işaret dilinde ifade etmek |
sign f.
|
|
315 |
Genel |
işaret yerleştirmek |
sign f.
|
|
316 |
Genel |
işaret dili ile anlaşmak |
sign f.
|
|
317 |
Genel |
işaret direkleriyle göstermek |
signpost f.
|
|
318 |
Genel |
iyi tarafına işaret etmek |
smile f.
|
|
319 |
Genel |
davul ritmiyle işaret vermek |
beat f.
|
|
320 |
Genel |
işaret etmek |
point f.
|
|
321 |
Genel |
parmakla işaret etmek |
point f.
|
|
322 |
Genel |
duracağını işaret etmek |
protect f.
|
|
323 |
Genel |
(pula) işaret basmak |
surcharge f.
|
|
324 |
Genel |
işaret etmek |
symptomatise [uk] f.
|
|
325 |
Genel |
işaret etmek |
symptomatize f.
|
|
326 |
Genel |
işaret etmek |
symptomise [uk] f.
|
|
327 |
Genel |
işaret etmek |
symptomize f.
|
|
328 |
Genel |
işaret ilmine ait |
semiotic s.
|
|
329 |
Genel |
işaret edilen |
pointed s.
|
|
330 |
Genel |
kötüye işaret |
presaging s.
|
|
331 |
Genel |
kendine işaret eden |
self-referential s.
|
|
332 |
Genel |
kaçınmayı işaret eden |
abdicative s.
|
|
333 |
Genel |
bilgiye işaret eden şey |
telltale s.
|
|
334 |
Genel |
bir harfin üzerindeki işaret olan |
cockup s.
|
|
335 |
Genel |
işaret görevi gören |
witness s.
|
|
336 |
Genel |
temsile işaret eden |
representationary s.
|
|
337 |
Genel |
işaret içeren |
omened s.
|
|
338 |
Genel |
kötülüğe işaret eden |
ominous s.
|
|
339 |
Genel |
fena bir şeye işaret olan |
ominous s.
|
|
340 |
Genel |
kötüye işaret eden |
infortunate s.
|
|
341 |
Genel |
belirli bir anlaşmanın işaret ettiği bir gruba dahil olan |
covered s.
|
|
342 |
Genel |
kötüye işaret eden |
doomful s.
|
|
343 |
Genel |
işaret eden |
precursive s.
|
|
344 |
Genel |
işaret eden |
prenuncious s.
|
|
345 |
Genel |
ellinci yıl dönümünü işaret eden |
semicentenary s.
|
|
346 |
Genel |
işaret dilinde kullanılan |
sign s.
|
|
347 |
Genel |
işaret etme amaçlı olan |
significatory s.
|
|
348 |
Genel |
işaret direkleri olan |
signposted s.
|
|
349 |
Genel |
işaret edilebilir |
pointable s.
|
|
350 |
Genel |
işaret eden |
symptomatical s.
|
|
351 |
Genel |
işaret verilince |
at the drop of a hat zf.
|
|
352 |
Genel |
işaret yoluyla |
signally zf.
|
|
353 |
Genel |
işaret olarak |
in sign of ed.
|
|
354 |
Genel |
birinin notlarında birinin uygun olmadığına/görünmediğine dair almış olduğu not/işaret |
jdlr expr.
|
|
Phrasals |
|
355 |
Öbek Fiiller |
bir şeye işaret etmek |
signal for something f.
|
|
356 |
Öbek Fiiller |
birine eliyle işaret etmek |
motion to someone f.
|
|
357 |
Öbek Fiiller |
birine (gelmesi için) işaret etmek |
signal for someone f.
|
|
358 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi işaret etmek |
signal for something f.
|
|
359 |
Öbek Fiiller |
birine bir şey yapması için elle işaret etmek |
motion for someone to do something f.
|
|
360 |
Öbek Fiiller |
işaret etmek |
pint out f.
|
|
361 |
Öbek Fiiller |
kenara geç diye işaret etmek |
motion someone to the side f.
|
|
362 |
Öbek Fiiller |
olarak işaret etmek |
point to as f.
|
|
363 |
Öbek Fiiller |
(birşeyi) işaret etmek |
point toward f.
|
|
364 |
Öbek Fiiller |
başıyla işaret vermek |
make something at someone f.
|
|
365 |
Öbek Fiiller |
(birini bir yerden) uzaklaştırmak için eliyle işaret etmek |
wave someone back (from something) f.
|
|
366 |
Öbek Fiiller |
isminin yanına bir işaret koymak |
mark off f.
|
|
367 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde birine/bir şeye) işaret etmek |
represent (someone or something) in (something) f.
|
|
368 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin sonuna, bitişine, değişimine işaret etmek |
usher out f.
|
|
369 |
Öbek Fiiller |
işaret edip kenara çekmek |
wave aside f.
|
|
370 |
Öbek Fiiller |
eliyle uzaklaşmasını işaret etmek |
wave off f.
|
|
371 |
Öbek Fiiller |
eliyle geri gitmesini işaret etmek |
wave off f.
|
|
372 |
Öbek Fiiller |
eliyle geride durmasını işaret etmek |
wave off f.
|
|
373 |
Öbek Fiiller |
eliyle reddettiğini işaret etmek |
wave off f.
|
|
374 |
Öbek Fiiller |
eliyle olumsuz işaret yapmak |
wave off f.
|
|
375 |
Öbek Fiiller |
eliyle işaret edip geçersiz kılmak (spor) |
wave off f.
|
|
376 |
Öbek Fiiller |
eliyle işaret ederek devam etmesini sağlamak |
wave through f.
|
|
377 |
Öbek Fiiller |
işaret koymak |
mark up f.
|
|
378 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) işaret etmek |
point toward (someone or something) f.
|
|
379 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) parmağıyla işaret etmek |
point toward (someone or something) f.
|
|
380 |
Öbek Fiiller |
işaret ederek (birinin/bir şeyin) yerini göstermek/tarif etmek |
point toward (someone or something) f.
|
|
381 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) yerini işaret etmek |
point toward (someone or something) f.
|
|
382 |
Öbek Fiiller |
birine işaret vermek |
cue someone in f.
|
|
383 |
Öbek Fiiller |
birine vaktin geldiğini işaret etmek |
cue someone in f.
|
|
384 |
Öbek Fiiller |
birine başlamasını işaret etmek |
cue someone in f.
|
|
385 |
Öbek Fiiller |
başlaması için işaret vermek |
cue in f.
|
|
386 |
Öbek Fiiller |
vaktin geldiğini işaret etmek |
cue in f.
|
|
387 |
Öbek Fiiller |
başlamasını işaret etmek |
cue in f.
|
|
388 |
Öbek Fiiller |
-e işaret vermek |
indicate to f.
|
|
389 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye bir şeyle) işaret koymak |
mark (someone or something) with (something) f.
|
|
390 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) bir işaret koymak |
mark (someone or something) with (something) f.
|
|
391 |
Öbek Fiiller |
(birine) eliyle (birinden/bir şeyden) uzaklaşmasını işaret etmek |
motion (one) away from (someone or something) f.
|
|
392 |
Öbek Fiiller |
kenara geçmesini/çekilmesini işaret etmek |
motion aside f.
|
|
393 |
Öbek Fiiller |
kenara geçmesi için işaret yapmak |
motion aside f.
|
|
394 |
Öbek Fiiller |
-e eliyle işaret etmek |
motion to f.
|
|
395 |
Öbek Fiiller |
(birine) eliyle işaret etmek |
motion to (one) f.
|
|
396 |
Öbek Fiiller |
aşağıdaki (birini/bir şeyi) işaret etmek |
point down to (someone or something) f.
|
|
397 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) işaret etmek |
point to (someone or something) f.
|
|
398 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) parmağıyla işaret etmek/göstermek |
point to (someone or something) f.
|
|
399 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) işaret etmek |
point to (someone or something) f.
|
|
400 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) olarak (birini/bir şeyi) göstermek/işaret etmek |
point to (someone or something) as (something) f.
|
|
401 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) işaret etmek |
refer to (someone or something) f.
|
|
402 |
Öbek Fiiller |
hakkında (bir şeyi) göstermek/işaret etmek |
say for f.
|
|
403 |
Öbek Fiiller |
eliyle gitmesi/uzaklaşması/geri çekilmesi için işaret etmek |
wave away f.
|
|
404 |
Öbek Fiiller |
eliyle gitmesi/uzaklaşması/geri çekilmesi için işaret yapmak |
wave back f.
|
|
405 |
Öbek Fiiller |
eliyle işaret ederek durdurmak |
wave down f.
|
|
406 |
Öbek Fiiller |
eliyle yanına gelmesini işaret etmek |
wave down f.
|
|
407 |
Öbek Fiiller |
eliyle devam etmesini işaret etmek |
wave on f.
|
|
408 |
Öbek Fiiller |
işaret etmek |
flag up f.
|
|
Phrases |
|
409 |
İfadeler |
herşey ...'ı işaret ediyor/gösteriyor |
all seems to point .. expr.
|
|
410 |
İfadeler |
işaret edildiği gibi |
as has been pointed out expr.
|
|
411 |
İfadeler |
yukarıda işaret edildiği gibi |
as stated above expr.
|
|
412 |
İfadeler |
her şey ona işaret ediyor |
five will get you ten expr.
|
|
413 |
İfadeler |
üç trigonometrik fonksiyonun (sinüs), (tanjant) ve (kosinüs) işaret değerlerini akılda tutmaya yardımcı olması için oluşturulmuş anımsatıcı ifade |
all students take calculus expr.
|
|
414 |
İfadeler |
üç trigonometrik fonksiyonun (sinüs), (tanjant) ve (kosinüs) işaret değerlerini akılda tutmaya yardımcı olması için oluşturulmuş anımsatıcı ifade |
all students take calculus expr.
|
|
415 |
İfadeler |
ilk işaret veriliyor |
the balloon goes up expr.
|
|
Colloquial |
|
416 |
Konuşma Dili |
belirgin işaret/ipucu |
a telling sign i.
|
|
417 |
Konuşma Dili |
ingiltere'de (avuçiçi içeri bakacak şekilde yapıldığında) küfür veya kötü anlam ifade eden işaret |
v sign i.
|
|
418 |
Konuşma Dili |
(armacılık) soylunun evlilik dışı doğduğunu gösteren ve armasında sol omuzdan sağa çapraz olarak inen bir işaret |
bar sinister [obsolete] i.
|
|
419 |
Konuşma Dili |
karmaşık işaret/mesaj |
mixed signal i.
|
|
420 |
Konuşma Dili |
belirsiz işaret/mesaj |
mixed signal i.
|
|
421 |
Konuşma Dili |
çelişkili işaret/mesaj |
mixed signal i.
|
|
422 |
Konuşma Dili |
birçok anlama gelebilecek işaret/mesaj |
mixed signal i.
|
|
423 |
Konuşma Dili |
muğlak işaret/mesaj |
mixed signal i.
|
|
424 |
Konuşma Dili |
tutarsız işaret/mesaj |
mixed signal i.
|
|
425 |
Konuşma Dili |
birçok farklı şekilde yorumlanabilecek işaret/mesaj |
mixed signal i.
|
|
426 |
Konuşma Dili |
ne anlama geldiği anlaşılmayan işaret/mesaj |
mixed signal i.
|
|
427 |
Konuşma Dili |
iyiye işaret etmek |
augur well f.
|
|
428 |
Konuşma Dili |
kötüye işaret olmak |
augur ill f.
|
|
429 |
Konuşma Dili |
birini işaret etmek |
finger f.
|
|
430 |
Konuşma Dili |
birini parmakla işaret etmek |
finger f.
|
|
431 |
Konuşma Dili |
birini (bir şeyi yapan, bir yerde olan) kişi olarak işaret etmek/göstermek |
finger f.
|
|
432 |
Konuşma Dili |
bir konu hakkında bir şeye işaret etmek |
have it f.
|
|
433 |
Konuşma Dili |
düşünürken baş ve işaret parmağıyla çeneyi tutmak |
keak f.
|
|
434 |
Konuşma Dili |
yapması için elle işaret etmek |
motion to do f.
|
|
435 |
Konuşma Dili |
elle yapmasını işaret etmek |
motion to do f.
|
|
436 |
Konuşma Dili |
(bir şeye) işaret eden |
suggestive of (something) s.
|
|
437 |
Konuşma Dili |
o yöne işaret ediyor |
it's looking that way expr.
|
|
Idioms |
|
438 |
Deyim |
suçluyu parmakla işaret etme |
the finger of suspicion i.
|
|
439 |
Deyim |
suçluyu parmakla işaret etme |
the finger of blame i.
|
|
440 |
Deyim |
ardında bırakılan işaret |
calling card [us] i.
|
|
441 |
Deyim |
ardında bırakılan işaret |
a calling card [us] i.
|
|
442 |
Deyim |
gözleriyle işaret etme |
the big eye i.
|
|
443 |
Deyim |
suçluyu işaret etme |
the finger of blame i.
|
|
444 |
Deyim |
iyiye işaret |
good omen i.
|
|
445 |
Deyim |
iyi şansa işaret |
good omen i.
|
|
446 |
Deyim |
hayırlı bir şey olacağına işaret |
good omen i.
|
|
447 |
Deyim |
sağlam bir işaret/mesaj |
a kick in the pants i.
|
|
448 |
Deyim |
etkili bir işaret/mesaj |
a kick in the pants i.
|
|
449 |
Deyim |
kendine getirecek bir işaret/mesaj |
a kick in the pants i.
|
|
450 |
Deyim |
kendine getiren olay/işaret |
kick in the rear i.
|
|
451 |
Deyim |
kendine getiren olay/işaret |
kick in the seat of the pants i.
|
|
452 |
Deyim |
işaret çakma |
a nod and a wink i.
|
|
453 |
Deyim |
sıra dışı/mucizevi bir şey olacağına dair bir işaret |
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something i.
|
|
454 |
Deyim |
ileride neyin popüler olacağına dair bir işaret |
a sign of things to come [cliché] i.
|
|
455 |
Deyim |
iyi şans getiren işaret |
albatross i.
|
|
456 |
Deyim |
iyi şans getiren işaret |
albatross i.
|
|
457 |
Deyim |
gözle işaret etme |
big eye i.
|
|
458 |
Deyim |
(bir şeyin) son bulduğuna işaret |
passing bell i.
|
|
459 |
Deyim |
kötüye işaret |
writing on the wall i.
|
|
460 |
Deyim |
-e işaret etmek |
bode somehow for someone or something f.
|
|
461 |
Deyim |
(biri veya bir konu hakkında) çok şeye işaret etmek |
say a great deal about (someone or something) f.
|
|
462 |
Deyim |
(biri veya bir konu hakkında) çok şeye işaret etmek |
say a great deal about (someone or something) f.
|
|
463 |
Deyim |
bir şeyin felaketle sonuçlanacağına işaret etmek |
spell disaster f.
|
|
464 |
Deyim |
işaret etmek |
point the finger at f.
|
|
465 |
Deyim |
işaret/sinyal vermek |
give someone the high sign f.
|
|
466 |
Deyim |
kenara geç diye işaret etmek |
motion someone to one side f.
|
|
467 |
Deyim |
sivri bir şeyle işaret etmek |
jab at f.
|
|
468 |
Deyim |
(bir suçluyu vb) işaret etmek |
lay the finger on someone f.
|
|
469 |
Deyim |
(bir suçluyu vb) işaret etmek |
put the finger on someone f.
|
|
470 |
Deyim |
(gelecekte olabileceklere) işaret etmek |
point the way f.
|
|
471 |
Deyim |
yerini işaret etmek |
point the way f.
|
|
472 |
Deyim |
(birine) yolu/yönü işaret etmek |
point (one) in the right direction f.
|
|
473 |
Deyim |
(birine) yolu/yönü işaret ederek göstermek |
point (one) in the right direction f.
|
|
474 |
Deyim |
işaret ve küçük parmakları açık bir şekilde yumruğunu kafasına götürerek hakaret etmek |
make horns at (someone) f.
|
|
475 |
Deyim |
karmaşık bir işaret almak |
get a mixed signal f.
|
|
476 |
Deyim |
bir çok anlama gelen bir işaret almak |
get a mixed signal f.
|
|
477 |
Deyim |
belirsiz bir işaret almak |
get a mixed signal f.
|
|
478 |
Deyim |
çelişkili bir işaret almak |
get a mixed signal f.
|
|
479 |
Deyim |
işaret etmek |
ring the bell f.
|
|
480 |
Deyim |
muğlak/çelişkili anlamları olan bir işaret vermek |
send a mixed signal f.
|
|
481 |
Deyim |
tutarsız bir işaret vermek |
send a mixed signal f.
|
|
482 |
Deyim |
ne anlama geldiği anlaşılmayan bir işaret vermek |
send a mixed signal f.
|
|
483 |
Deyim |
birçok anlama gelebilecek bir işaret vermek |
send a mixed signal f.
|
|
484 |
Deyim |
birçok farklı şekilde yorumlanabilecek bir işaret vermek |
send a mixed signal f.
|
|
485 |
Deyim |
karmaşık/karışık bir işaret vermek |
send a mixed signal f.
|
|
486 |
Deyim |
(bir şeyin) sonuna işaret olmak |
ring the knell of (something) [old-fashioned] f.
|
|
487 |
Deyim |
sonuna işaret olmak |
ring the knell of f.
|
|
488 |
Deyim |
her şey yolunda işaret almak |
get the all-clear f.
|
|
489 |
Deyim |
biri/bir şey için iyiye işaret olmak |
augur well for someone or something f.
|
|
490 |
Deyim |
(biri/bir şey için) iyiye işaret olmak |
bode well (for somebody/something) f.
|
|
491 |
Deyim |
(biri/bir şey için) iyiye işaret etmek |
bode well (for somebody/something) f.
|
|
492 |
Deyim |
(biri/bir şey için) kötüye işaret olmak |
bode ill (for somebody/something) f.
|
|
493 |
Deyim |
(biri/bir şey için) kötüye işaret etmek |
bode ill (for somebody/something) f.
|
|
494 |
Deyim |
(biri/bir şey) için kötüye işaret olmak |
bode ill for (someone or something) f.
|
|
495 |
Deyim |
(biri/bir şey) için kötüye işaret etmek |
bode ill for (someone or something) f.
|
|
496 |
Deyim |
-e işaret etmek |
bode somehow for f.
|
|
497 |
Deyim |
(biri/bir şey) için iyiye işaret olmak |
bode well for (someone or something) f.
|
|
498 |
Deyim |
(biri/bir şey) için iyiye işaret etmek |
bode well for (someone or something) f.
|
|
499 |
Deyim |
iyiye işaret olmak |
bode well f.
|
|
500 |
Deyim |
kötüye işaret olmak |
bode ill f.
|
|