air - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

air

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "air" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 66 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
air n. hava
air v. havalandırmak
air v. yayına girmek
air adj. hava
General
air n. arya
air n. esinti
air n. nağme
air n. hafif rüzgar
air n. eda
air n. fiyaka
air n. dolaşım
air n. hava ulaşımı
air n. yayın
air n. tavır
air n. caka
air n. gökyüzü
air n. çalım
air n. melodi
air n. nefes
air n. hava
air n. algıladığımız ortam durumu
air n. algıladığımız atmosfer
air n. görünüm
air n. görünüş (abd) havalandırma sistemi
air n. klima
air n. yayın
air n. yayınlama
air n. davranış
air n. tutum
air n. hal
air n. eda
air n. görünüş
air n. davranış biçimi
air n. soluk
air n. boşluk
air n. hiçlik
air n. aura
air v. kurutmak
air v. söylemek
air v. herkese söylemek
air v. açılmak
air v. güneşe sermek
air v. ortaya dökmek
air v. yayına sokmak
air v. yayınlamak
air v. açıklamak
air v. ifade etmek
air adj. hava
air adj. havalı
air adj. uçak (hava yolu)
Media
air v. yayınlamak (tv yayını)
Technical
air n. algıladığımız ortam durumu
air v. havalandırmak
Textile
air v. havalandırmak
Automotive
air n. hava
Meteorology
air n. hava
Military
air n. uçak
air n. hava aracı
Sport
air n. yükseklik
air n. zıplayarak çıkılan yükseklik
Music
air n. melodi
air n. ezgi
air n. nağme
air n. solo
Archaic
air n. nefes
air n. soluk

Bedeutungen, die der Begriff "air" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
air conditioning n. klima
air conditioning n. havalandırma
General
air ministry n. hava bakanlığı
ambient air n. çevre havası
air miles n. hava mili
mass of cold air n. soğuk hava kütlesi
air traffic control n. hava trafik kontrol
air of mystery n. esrarengizlik
air crash n. uçak kazası
air raid n. hava akını
air law n. hava hukuku
festive air n. bayram havası
castle in the air n. hulya
air transportation n. hava taşıması
air mileage n. hava mili
bad air n. kötü hava
arctic air n. arktik hava
air company n. hava şirketi
hot air n. palavra
universal air travel plan n. evrensel hava yolculuğu planı
air carriers' liability n. hava taşıyıcılarının sorumluluğu
air battle n. hava savaşı
air current n. kurander
air inversion n. hava inversiyonu
residual air n. rezidüel hava
still air n. durgun hava
turkish air association n. türk hava kurumu
air shaft n. hava boşluğu
hot air n. hava gazı
air conditioner n. iklimleme aygıtı
air charter contracts n. hava çarter sözleşmeleri
instrument air n. cihaz havası
air wave n. hava dalgası
air officer n. hava subayı
air pollution n. hava kirlenmesi
air mass modification n. hava kütlesi farklılaşımı
on the air n. radyo tv yayında
air conditioner n. iklimlendirici
air jet wiping n. havalı çinko sıyırma sistemi
air grill n. hava ızgarası
solar air conditioning n. güneşle hava düzenleme
clean air duct n. temiz hava kanalı
light air n. hafif hava
air show n. uçuş gösterisi
air cushion vehicle n. aeroglisör
positive air system n. pozitif hava sistemi
indoor air pollution n. ev içi hava kirliliği
foul air n. grizu
a breath of fresh air n. yeni bir soluk
air insulation n. hava yalıtımı
hot air n. havacıva
air conditioning system n. iklimleme sistemi
open air n. açık
hot air n. boş laf
air rifle n. hava tüfeği
air supply n. hava besleme
damp air n. çok nemli hava
liquid air n. sıvı hava
change of air n. hava değişimi
air law and legislation n. hava hukuku
air valve n. hava supabı
castle in the air n. hayal
fresh air n. açık hava
air power n. hava gücü
air stirring method n. hava karıştırma yöntemi
air bleed n. hava deliği
air forces n. hava kuvvetleri
hot air n. martaval
dry air n. kuru hava
air hostess n. hostes
air conditioner n. klima
universal air travel plan n. iata'nın yürüttüğü kredi kartı planı
hot air n. havagazı
air conditioning n. hava düzenleme
air legislation n. hava hukuku
air horn n. korna
taking air n. kayak yaparken kişinin havaya zıplaması
any of three radiations of heat falling in succession from the sun to the air n. cemre
air exhauster n. vantilatör
surface to air missile n. satıhtan hava hedeflerine atılan füze
hot air balloon n. sıcak hava balonu
air show n. uçakların havada yaptığı gösteri
air war n. hava savaşı
air dates n. gösterim tarihleri
air freshener n. oda spreyi
air port n. havaalanı
air navigation n. hava trafiği
executive air charter n. özel çarter uçağı
open air concert n. açıkhava konseri
open air concert n. açık hava konseri
vitiated air n. kötü hava
air defense purpose n. hava savunma maksatlı
ambient air humidity n. ortam havası nemi
ambient air humidity n. çevre havası nemi
stratified air flow n. tabakalı hava akışı
ambient air n. ortam havası
open air transformer n. açık hava trafosu
air force base n. hava kuvvetleri üssü
air inlet duct n. hava girişi kanalı
air show n. hava gösterisi
air quality n. hava kalitesi
open air theatre n. açık hava tiyatrosu
internal air pressure n. iç hava basıncı
additional air n. ilave hava
air drop n. havanın düşmesi
air mail n. uçak postası
air temperature n. hava sıcaklığı
air map n. hava haritası
air freshener n. oda parfümü
change of air n. hava değişikliği
clean air n. temiz hava
clean air act n. havanın temiz tutulması kanunu
condition of the air n. havanın durumu
comfort air conditioning system n. konfor amaçlı klima sistemi
cooled air n. soğutulmuş hava
residential air conditioning n. ev klima tesisi
console air conditioner n. duvar tipi klima cihazı
air conditioning n. klima tesisatı
excess air n. fazla hava
entrained air n. sürüklenen hava
excess air n. hava fazlalığı
entrained air n. katılmış hava
fresh air n. taze hava
foul air n. pis hava
foul air n. bozuk hava
fresh air n. temiz hava
air-bladder n. yüzme kesesi
air-conditioner n. klima
air-raid warden n. hava alarm görevlisi
air-tube n. nefes borusu
air-raid shelter n. sığınak
air-condition n. klima
air-conditioning n. havalandırma
air-conditioned room n. klimalı oda
all-air conditioning system n. havalı klima sistemi
air vice-marshal n. tümgeneral
air-freshener n. oda spreyi
air kiss n. kişinin karşısındakiyle vedalaşırken onu yanağına değmeden öpmesi
air-cover n. havadan koruma
air-sea rescue n. denizdeki kimseyi havadan kurtarma
air-frame n. uçak gövdesi
air-tube n. iç lastik
foul-air flue n. kirli hava kanalı
dust-loaden air n. toz yüklü hava
dust-loaden air n. tozlu hava
hot-air setting n. termofiksaj
dust-laden air n. tozlu hava
dust-laden air n. toz yüklü hava
clear-air turbulence n. açık hava türbülansı
open-air meeting n. açık hava toplantısı
open-air pool n. açık hava yüzme havuzu
real-time air monitoring n. gerçek zamanda hava radyoaktivitesi gözlemi
point-to-point air fare n. yol üzerinde bir ara noktada konaklamaya ve başka tarifelerle birleştirilmeye imkan tanımayan tarife
open-air space n. yapılaşmamış alan
open-air museum n. açık hava müzesi
open-air theater n. açık hava tiyatrosu
open-air theatre n. açık hava tiyatrosu
open-air pool n. açık yüzme havuzu
open-air space n. açık alan
open-air n. açık
open-air plant n. açıkhava tesisi
open-air swimming pool n. açıkhava yüzme havuzu
open-air cinema n. açık hava sineması
ground air communications n. yer-hava iletişimi
humid air n. yaş hava
humid air n. nemli hava
hot air n. sıcak hava
moist air n. nemli hava
outdoor air n. dış hava
outside air n. dış hava
surrounding air n. hava
surrounding air n. ortam
air bender n. hava bükücü
room air-conditioner n. oda kliması
room air-conditioner n. oda klima cihazı
air-conditioning technician n. klima teknisyeni
air-conditioning technician n. iklimlendirme teknikeri
air-conditioning technician n. iklimlendirme teknisyeni
open air area n. üstü açık alan
air ticket n. uçak bileti
on-air guest n. canlı yayın konuğu
smoke-free air zone n. dumansız hava sahası
walking on air n. büyük mutluluk
walking on air n. mutluluk
fresh air need n. taze hava ihtiyacı
room air freshener n. oda spreyi
room air freshener n. oda parfümü
air conditioner installation n. klima kurulumu
hot air n. boş sözler
hot air n. boş laflar
cursing on air n. canlı yayında küfür etme
mild air n. ılık hava
warm air n. ılık hava
air rescue n. hava kurtarma
open-air dance floor n. açık hava dans pisti
air quote n. (dalga geçmek veya karşıdakine katılmama gibi durumları ifade etmek veya konuşmanın bir yerine dikkat çekmek için) ellerle havada yapılan tırnak işareti
air rage n. hava öfkesi
sea air n. deniz havası
wall type air conditioner n. duvar tipi klima
on-air interview n. canlı yayın röportajı
air element n. hava elementi
room with air-condition n. klimalı oda
air view n. kuş bakışı görünüş
air chamber n. hava haznesi
air beacon n. hava radyo farı
air exhauster n. hava değiştirici
air cover n. hava koruması
air exhauster n. aeratör
air freighter n. kargo uçağı
air marshal n. hava mareşali
air corps n. abd hava kuvvetleri
air freighter n. yük uçağı
air cover n. uçak koruması
air mattress n. şişme yatak
air eddy n. hava girdabı
air flap n. hava kapağı
air level n. tesviye aleti
air bath n. açık hava banyosu
air jacket n. yüzme yeleği
air level n. düzeç
air alert n. hava alarmı
air freight n. uçak yükü
air mechanic n. uçak makinisti
open-air market n. halk pazarı
open-air marketplace n. halk pazarı
source of air n. havanın kaynağı
open-air zoo n. açık hava hayvanat bahçesi
air rifle n. havalı tüfek
air guitar n. hayali gitar
air cargo n. hava kargo
air travel n. uçak yolculuğu
country air n. kır havası
free-standing air-conditioner n. salon tipi klima
hot-air-boat n. pop pop tekne
hot-air-boat n. bir tür oyuncak tekne
air hockey n. hava hokeyi
air hockey n. masa hokeyi
air crafts n. hava taşıtları
hot air balloon ride n. sıcak hava balonu yolculuğu
air conditioner dust n. klima tozu
air vents n. havalandırma delikleri
indoor air quality n. iç hava kalitesi
air tight n. havanın geçişine engel olan bariyer ya da duvar
air tube n. nefes borusu, trake, bronşlar veya ciğerlere hava taşıyan kollardan her biri
air mattress n. şişme yatak
air-conditioned coach n. klimalı otobüs
air-conditioned coach n. havalandırmalı otobüs
calm air n. sakin hava
calm air n. 1 knot ve daha alt hızda esen rüzgarlı hava
air attack n. hava akını
air balloon n. balon
air balloon n. hava balonu
air jacket n. can yeleği
air jacket n. şişirilebilir can yeleği
air level n. tesviyeruhu
air mile n. deniz mili 1852 metre
air observation post n. gözcü yeri
air plant n. asalak olmayan konuk bitki
air pressure n. atmosferik basınç
air pump n. boşluk pompası
air pump n. boşaltaç
air sock n. rüzgar tulumu
air sock n. rüzgar hortumu
air spray n. sprey tüpü
air thread n. yazın havada uçan ince örümcek ağı
air threads n. yazın havada uçan ince örümcek ağları
air travel n. havacılık
air travel n. uçuş
air travel n. tayyarecilik
air traveler n. uçak yolcusu
air traveler n. uçakla seyahat eden kimse
air traveller n. uçak yolcusu
air traveller n. uçakla seyahat eden kimse
air walk n. gök-geçit
air well n. hava boşluğu
air-freight n. uçak yükü
air-ship n. hava gemisi
air-sleeve n. rüzgar tulumu
air-sleeve n. rüzgar hortumu
air-traffic control n. hava trafik kontrol
thin air n. hiçbir yer
thin air n. bulunamayacak yer
a breath of fresh air n. temiz hava
air fryer n. fritöz
blue air n. gökyüzünün gün ışığındaki görüntüsü
blue air n. mavi gökyüzü
mid-air n. havanın zemine bitişik olmayan veya altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir noktası veya bölgesi
air hug n. uzaktan sarılma
dead-air space n. hava sirkülasyonu olmayan havasız alan
flow of air n. hava akımı
flow of air n. hava akışı
plein air n. (açık havada) gün ışığı
puff of air n. hava pıslaması
puff of air n. hava püskürmesi
puff of air n. hafif esinti
take the air v. dışarıya çıkmak
be off the air v. yayında olmamak
evanish into thin air v. sır olmak
air oneself v. dolaşmak
be riding on air v. sevinçten havalara uçmak
beat the air v. akıntıya kürek çekmek
build castles in the air v. hayal kurmak
evanish into thin air v. havada yok olup gitmek
go off the air v. tv yayına son vermek
dissolve into thin air v. ortadan kaybolmak
vanish into thin air v. sırra kadem basmak
dissolve into thin air v. kayıplara karışmak
clear the air v. şüpheleri gidermek
hang in the air v. havada asılı kalmak
pump air into v. hava basmak
lose air v. hava kaçırmak
remain in the air v. havada durmak
pump air v. hava basmak
walk on air v. sevincinden uçmak
let some fresh air into v. havalandırmak
leave up in the air v. sallantıda bırakmak
have an air of v. benzemek
air somebody's dirty linen in public v. ipliğini pazara çıkarmak
beat the air v. havanda su dövmek
let air in v. hava almak
take the air v. hava almak
vanish into thin air v. kayıplara karışmak
disappear into thin air v. sırra kadem basmak
take the air v. dışarıya çıkıp dolaşmak
walk on air v. etekleri zil çalmak
walk on air v. sevinçten havalara uçmak
be on the air v. yayında olmak
go for a walk in the fresh air v. hava almak
air somebody's dirty laundry in public v. ipliğini pazara çıkarmak
breathe fresh air v. hava almak
get into circulation (of blood/money/air/water currents) v. dolaşıma girmek
fire the gun into the air v. havaya ateş etmek
be filled with air v. şişirilmek
vanish in thin air v. sırra kadem basmak
air one's grievances v. derdini dökmek
build castles in the air v. hayallere kapılmak
air drop v. havadan atmak
air drop v. paraşütle atmak
walk on air v. sevinçten ayakları yerden kesilmek
walk on air v. sevinçten ayakları yere değmemek
air-drop v. havadan atmak
air-condition v. havalandırmak
go off the air v. yayını kesmek
go off the air v. yayına ara vermek
go off the air v. yayına son vermek
go out for fresh air v. temiz havaya çıkmak
get some fresh air v. biraz temiz hava almak
go out for fresh air v. temiz hava almaya çıkmak
appear as an on-air guest v. canlı yayın konuğu olmak
appear as an on-air guest v. canlı yayın konuğu olarak katılmak
die from lack of air or oxygen v. havasızlıktan ölmek
pant for air v. soluk soluğa kalmak
come up for air v. nefes almak için su yüzeyine çıkmak
pant for air v. nefes nefese kalmak
gasp for air v. nefes almaya çalışmak
gulp for air v. nefessiz kalmak
gulp for air v. nefes almaya çalışmak
gasp for air v. nefessiz kalmak
fire one’s gun up in the air v. havaya ateş etmek
break off mid-air v. havadayken ikiye ayrılmak/kopmak
pollute the air v. havayı kirletmek
exhale the air inhaled v. alınan havayı geri vermek
exhale the air breathed v. alınan havayı geri vermek
travel by air v. hava yolu ile seyahat etmek
air dry v. havada kurumak
air oneself v. hava almak
air dry v. havada kurutmak
beat the air v. boşuna uğraşmak
air-condition v. havayı temizlemek
air-condition v. klima sistemi kurmak
have an air of confidence v. kendinden emin bir havası olmak
air view v. görüş beyan etmek
air vents v. havalandırma delikleri
air out v. havalandırmak
air out v. havayla temas ettirmek
air out v. gaz doldurmak
air out v. hava vermek
toss in the air v. havaya atmak
take the air v. yurt dışına çıkmak
take the air v. gezintiye çıkmak
take the air v. tüymek
take the air v. sıvışmak
take the air v. (radyo) program yayınına başlamak
in the air adj. karara bağlanmamış
up in the air adj. karar verilmemiş
off the air adj. yayında değil
air tight adj. hava geçirmez
up in the air adj. kararlaştırılmamış
air tight adj. hava sızdırmaz
air tight adj. sağlam
up in the air adj. neticeye bağlanmamış
off the air adj. yayında değil (radyo, tv)
up in the air adj. sonu henüz belli olmamış
hung in the air adj. havada asılı kalımış
air tight adj. zaafı olmayan
in the air adj. olası
in the air adj. ortalıkta dolaşan
in the air adj. kararlaştırılmamış
open air adj. açıkhava
air tight adj. sıkıca kapatılmış
open air adj. açık hava
air-conditioned adj. klimalı
air-to-ground adj. havadan yere
air-conditioned adj. havalandırmalı
air-to-sea adj. havadan denize
air-to-air adj. havadan havaya
air-spaced adj. hava izoleli
heavier-than-air adj. havadan ağır
on-the-air adj. yayında
open-air adj. açık hava
mid-air adj. havadaki
off-the-air adj. yayında olmayan
off-air adj. yayında değil
off-air adj. yayında olmayan
off-the-air adj. yayında değil
air-dry adj. kupkuru
over-air-conditioned adj. aşırı soğutulmuş
air conditioned adj. klimalı
air operated adj. havayla çalışan
air sick adj. uçak tutmuş
air-minded adj. uçağa binmeyi seven
air minded adj. havacılığa meraklı
air tight adj. sıkı
air tight adj. güçlü
air tight adj. alt edilemez
air tight adj. kusursuz
air-breathing adj. hava soluyan
air-breathing adj. oksijen soluyan
air-built adj. havada duran
air-built adj. havada asılı duran
air-drawn adj. havada izi belli olan
air-filled adj. havayla dolu
air-filled adj. hava dolu
air-minded adj. havacılık meraklısı
air-minded adj. havacılığa meraklı olan
air-tight adj. sağlam
air-tight adj. zayıf noktası olmayan
air-tight adj. kuvvetli
air-tight adj. güçlü
air-tight adj. oturaklı
on-air adj. radyo yayınında bulunan
on-air adj. radyo yayınında kullanılan
on-air adj. radyo yayınında yapılan
on-air adj. televizyon yayınında görünen
on-air adj. televizyon yayınında kullanılan
on-air adj. televizyon yayınında yapılan
on-air adj. elleri ve dizleri üzerinde olan
on-air adj. yapı veya etki açısından başka bir şeyle benzer olan
on-air adj. tutarlı
on-air adj. bıktırıcı uzunlukta
on-air adj. ulaşım aracında
on-air adj. katılan
on-air adj. iştirak eden
on-air adj. sinema filmi veya televizyon kamerası alanında
on-air adj. usule uygun şekilde gönderilip kabul edilmiş
on-air adj. coşkuyla dolu
on-air adj. heyecanla dolmuş
on-air adj. yanıp kül olmuş
on-air adj. alevler içinde kalmış
on-air adj. yayın sırasında söylenen
on-air adj. yayında gerçekleşen
on-air adj. yayında kullanılan
open-air adj. açık havada meydana gelen
open-air adj. açık havaya özgü
open-air adj. açık havayla ilgili
open-air adj. açık havada meydana gelen
open-air adj. açık havada mevcut olan
open-air adj. açık havaya özgü
plein air adj. açık havada resim yapma ile ilişkili
plein air adj. açık havada yapılan resim ile ilişkili
plein air adj. açık havada yapılan (resim)
plein-air adj. açık havada gerçekleşen
fresh air adj. (özellikle yoksul) çocuklar için kır veya açık hava aktiviteleri sağlayan
in the open air adv. açık havada
over air adv. havadan
out of thin air adv. hiç yoktan
by air adv. uçakla
in mid air adv. havada
from the air adv. havadan
by air adv. havadan
over the air adv. havadan
in the open air adv. açıkta
in the air adv. askıda
via air mail adv. uçakla
by air mail adv. hava yolu ile
by air adv. hava yolu ile
in the air adv. kritik noktada
on the air adv. yayında
in the air adv. havada
out of thin air adv. havadan
in the air adv. herkesin aklında
on air adv. sevinçten uçarak
on air adv. güle oynaya
on air adv. kolayca
on air adv. sorunsuzca
on air adv. incelikle
on-air adv. (radyo veya televizyon istasyonunda) canlı yayında
on-air adv. kolayca
on-air adv. incelikle
on-air adv. sevinçle