arası - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

arası



Bedeutungen von dem Begriff "arası" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
arası inter pref.

Bedeutungen, die der Begriff "arası" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
tavan arası attic n.
General
perde arası oyunu intermezzo n.
tavan arası loft n.
hafta arası midweek n.
pedallar arası açıklık tread n.
milletler arası çalışma teşkilatı international labour organisation n.
çatı arası bombardımanı loft bombing n.
denetimler arası fasıla period of inspection n.
kapı arası doorway n.
çatı arası garret n.
şehirler ya da milletler arası telefon konuşmalarından alınan ücret toll n.
arızalar arası ortalama zaman meantime between failures n.
tavan arası garret n.
kahve arası coffee break n.
uzun mesafeler arası iletişim long distance communications n.
siteler arası betik çalıştırma cross site scripting n.
perde arası interact n.
gruplar arası çatışma group identity conflict n.
yıldızlar arası interstellar n.
öğle arası lunch break n.
dalgalar arası çukur trough of the sea n.
tavan arası cockloft n.
çatı arası loft n.
milletler arası sosyal siyaset international social policy n.
tavan arası lofts n.
dalgalar arası çukur trough n.
dinler arası diyalog interfaith dialogue n.
sıralar arası yol aisle n.
arıza arası ortalama zaman mean time between failure n.
13 19 yaş arası teenage n.
perde arası interlude n.
parmak arası plastik terlik flip flop n.
apış arası perineum n.
nehir havzaları arası set watershed n.
ülkeler arası kayak langlauf n.
perde arası entracte n.
kelime arası boşluk tracking n.
besinlerle arası iyi olmama cause to feel sick due to food or drink n.
perde arası intermission n.
gökadalar arası intergalactic n.
araçlar arası mesafe vehicle distance n.
mavi ve siyah arası renklerde bir boya türü nigrosine n.
ikisi arası a mixture of the two n.
ikisi arası a combination of the two n.
apış arası taint n.
(kadının) göğüs arası cleavage n.
bacak arası perineum n.
dirsekle bilek arası forearm n.
antik yunan'da 18-20 yaş arası gençler için kullanılan terim ephebe n.
parlementolar arası birlik inter-parliamentary union n.
katlar arası trafik inter-floor traffic n.
belediyeler arası inter-municipalities n.
nesiller arası ihtilaf conflict-disagreement-dispute between generations n.
kirişler arası interjoist n.
uzun mesafeler arası iletişim long-distance communications n.
sınıf arası class interval n.
hafta arası günler weekday n.
ırklar arası evlilik miscegenation n.
program arası break n.
kültürler arası iletişim cross-cultural communication n.
sokak arası alley n.
sokak arası alleyway n.
sokak arası street alley n.
öğle yemeği arası lunchtime n.
öğle arası lunchtime n.
9-12 yaş arası çocuk preteen n.
bordo ile siyah arası bir renk wenge n.
bölgeler arası hizmet interregional service n.
göstergeler arası intersemiotic n.
8-12 yaş arası çocuk tween n.
8-12 yaş arası çocuk preteen n.
8-12 yaş arası çocuk pre-teen n.
akrabalar arası evlilik yapan bir aile an inbred family n.
kültürler arası farkındalık cross-cultural awareness n.
parmak arası terlik flip-flop n.
parmak arası terlik jandals n.
parmak arası terlik flip-flops n.
parmak arası terlik pluggers n.
parmak arası terlik slip slaps n.
parmak arası terlik thongs n.
parmak arası terlik flip flops n.
parmak arası terlik toesies n.
parmak arası terlik double pluggers n.
çene altı ile omuz arası counter n.
(8-14 yaş arası) çocuk tweeny n.
iskeletor ile heman arası bir oyuncak kahraman clawful n.
200-2009 arası yıllar noughties (uk) n.
200-2009 arası yıllar the noughties (uk) n.
ders arası break (time) n.
2-4 yaş arası çocukluk dönemi toddlerhood n.
meditasyon arası meditation space n.
reklam arası commercial break n.
arızalar arası ortalama süre meantime between failures n.
1940 ve 50'lerde, amerika'daki eyaletler arası otobanlarda motorcular için açılmış, genellikle odaların hemen önünde motorlar için özel bir alanı bulunan otel motor court n.
parmak arası sandalet thong sandal n.
parmak arası terlik flip-flops n.
parmak arası terlik flipflops n.
hükümetler arası mali ilişkiler intergovernmental fiscal relations n.
ırklar arası nefretten kaynaklanan kavga race riot n.
sıralar arası yol aisleway n.
dokuz-beş arası yapılan olağan mesai nine to five n.
saat dokuz-beş arası mesai yapan kimse nine-to-fiver n.
merdiven basamakları arası mesafe tread n.
16. yüzyılda erkeklerin giydiği, şort-etek arası görünümdeki kabarık giysi trunks [obsolete] n.
16. yüzyılda erkeklerin giydiği, şort-etek arası görünümdeki kabarık giysi trunk breeches n.
sabah ile öğlen arası çay veya kahve ile yapılan hafif kahvaltı elevenses n.
insanlar, gruplar veya işletmeler arası ortaklıklar kuran veya kurmaya çalışan kimse matchmaker n.
devre arası half time n.
8-11 yaş arası erkek izciler oymağının üyesi olan erkek çocuk wolf cub n.
8-11 yaş arası erkek izciler oymağının bir üyesi olan erkek çocuk wolfcub [uk] n.
38 ila 44 arası kadın giysi bedenleri woman's n.
30 ile 50'li yaşlar arası middle youth n.
80 ile 90'lı yaşlar arası mid-eighties n.
çok yakın ve uzak mesafelerin arası midfield n.
60 ila 70'li yaşlar arası mid-sixties n.
at arası örtüsü head n.
ekmek arası köfte burger n.
ırklar arası evliliği destekleyen kimse miscegenator n.
ırklar arası evlilik yapmış kimse miscegenator n.
ırklar arası evliliği destekleyen kimse miscegenist n.
ırklar arası evlilik yapmış kimse miscegenist n.
kaş arası glabellum n.
devre arası delay n.
iki olay arası geçen süre delay n.
çok iri cüsseli, insan ile tanrı arası efsanevi bir varlık giant n.
11 ile 16 yaş arası kız izci guide n.
(okulda veya üniversitede) sınıflar arası güç yarışı rush n.
sınıflar arası rekabet rush n.
ev ile iş arası uzaklık commute n.
kişiler arası uyumluluk congenialness n.
arası bozulabilme dissolubleness n.
yüzey-taban arası su yüksekliği mid-water n.
(işletme-müşteri veya ülkeler arası) iyi ilişki good will n.
iyi ilişki (işletme-müşteri veya ülkeler arası) goodwill n.
uzaylıları, ufolojiye bağlı konuları, tarihi ve kozmolojide ve gezegenler arası seyahat konusundaki bilgiyle ilgili ilerlemeleri inceleyen bir çalışma sahası alientology n.
yükseklikler arası fark drop n.
adım arası mesafe pace n.
apış arası clift n.
kişiler arası ilişkilerin gelişmesi cultivation n.
kadınlar arası dostluk female bonding n.
nesneler arası miras ilişkisi inheritance n.
matematikle arası olmayan kimse innumerate n.
gezegenler arası uzay interspace n.
yıldızlar arası uzay interspace n.
şehirler arası tren, otobüs interurban n.
müzakere odasında üyeler arası mesaj ileten çalışan page [canada] n.
(kurgu) boyutlar arası geçiş sağlayan kapı portal n.
(kurgu) boyutlar arası geçit portal n.
kişiler arası ilişkiler correspondency [obsolete] n.
gruplar arası ilişkiler correspondency [obsolete] n.
apış arası açık olan bir iç çamaşırı ouvert n.
(gezegenden görülen) dünya-güneş arası açı phase angle n.
gebelikte 13. ile 27. haftalar arası dönem second trimester n.
binalar arası köprü shut [uk] n.
mekanlar arası geçiş köprüsü shut [uk] n.
apış arası crotch n.
9-12 yaş arası çocuk preteener n.
9-12 yaş arası çocuk preteenager n.
kauçuk tabanlı parmak arası sandalet slip-slop [south africa] n.
tavan arası soler n.
ana konuyla alakası olmayan ve karakterler arası ilişkilere etki etmeyen dizi bölümü filler episode n.
13-19 yaş arası teenager n.
himalayalar'da yaşadığı rivayet edilen maymun ve insan arası bir yaratık snowman n.
iki nokta arası mesafe span n.
iki nokta arası aralık span n.
(baskıda) harf arası boşluklarında görülen bir tipografi hatası staircase n.
bacaklar arası koordine hareket etme süresi stride n.
doğal afetler arası etkileşimin birbiri yerine geçebilirliği symmetry n.
(antik yunan müziğinde) iki ses perdesi arası uzaklık system n.
erkekler arası yakın dostluk bromance n.
ile arası iyi olmak be in with v.
besinlerle arası iyi olmamak disagree with v.
arası açılmak fall out with somebody v.
biriyle arası iyi olmak be on good terms with v.
arası iyi olmak hit it off v.
arası iyi olmamak be in bad with v.
arası bozuk olmak be in bad with v.
arası iyi olmak hit it off with v.
arası açılmak have a falling out with somebody v.
arası açılmak fall out with v.
arası iyi olmak be on good terms with v.
sözcüklerle arası iyi olmak be good with words v.
klasik araba koleksiyonu yapmak (özellikle 1919-1930 arası modeller) collect vintage cars v.
sayılarla arası iyi olmak be good with numbers v.
rakamlarla arası iyi olmak be good with numbers v.
ev iş arası gidip gelmek commute v.
arası iyi olmak like v.
anne-baba ve çocuk arası bağ kurmak bond v.
tavan arası inşa etmek loft [obsolete] v.
tavan arası eklemek loft [obsolete] v.
arası iyi olmak peace v.
üniversiteler arası intercollegiate adj.
meslekler arası interprofessional adj.
okullar arası extramural adj.
gezegenler arası interplanetary adj.
eşler arası peer to peer adj.
mezhepler arası interdenominational adj.
hizipler arası factional adj.
okullar arası interscholastic adj.
kabileler arası intertribal adj.
eyaletler arası interstate adj.
etki alanları arası cross domain adj.
ışınlar arası interradial adj.
gruplar arası intergroup adj.
kasabalar arası interborough adj.
akademik kurumlar arası interacademic adj.
kaslar arası intermuscular adj.
bacaklar arası intercrural adj.
gruplar arası interfactional adj.
parmak arası interdigital adj.
sayfalar arası interpage adj.
şubeler arası interbranch adj.
bölümler arası interdepartmental adj.
öğrenciler arası interstudent adj.
toplumlar arası intercommunal adj.
kültürler arası cross-cultural adj.
omuz ve bel arası kısa olan short-waisted adj.
13-19 yaş arası gençlerle ilgili teenage adj.
9-5 arası nine-to-five adj.
kıtalar arası cross-continental adj.
boyutlar arası interdimensional adj.
boğum arası internode adj.
bölgeler arası interzonal adj.
hücreler arası paracellular adj.
disiplinler arası interdisciplinary adj.
dönemler arası interperiod adj.
genler arası intergenic adj.
genomlar arası intergenomic adj.
liseler arası inter-high school adj.
hayvanlar arası interanimal adj.
zincirler arası interchain adj.
tesisler arası interfacility adj.
(hastane) birimler arası interfacility adj.
sektörler arası intersectoral adj.
sayımlar arası intercensal adj.
katlar arası interstorey adj.
katlar arası interstory adj.
iki atom arası atom-to-atom adj.
beyaz ila kahverengi arası bir rengi olan whiz adj.
arası iyi maty adj.
ırklar arası evliliğe ait veya ilişkin miscegenational adj.
ırklar arası evliliği destekleyen miscegenist adj.
ırklar arası evliliğe ait veya ilişkin miscegenist adj.
sarı ve yeşil arası bir renkte olan yellow-green adj.
dinler arası oecumenical adj.
mezhepler arası oecumenical adj.
şehirler arası over-the-road adj.
odalar arası doğrudan geçiş bulunan communicating adj.
erkekler arası intermale adj.
uçlar arası intermarginal adj.
kenarlar arası intermarginal adj.
dünyalar arası intermundane adj.
gezegenler arası intermundane adj.
dünyalar arası intermundian [obsolete] adj.
dünyalar arası intermundial adj.
kurumlar arası intermural adj.
şehirler arası intermural adj.
düğümler arası internodial adj.
gözlemciler arası interobserver adj.
okyanuslar arası interocean adj.
dini idari bölgeler arası interparish adj.
dini idari bölgeler arası interparochial adj.
partiler arası interparty adj.
molalar arası interpause adj.
kişiler arası interpersonal adj.
üretim tesisleri arası interplant adj.
gözbebekleri arası interpupillary adj.
diziler arası interrow adj.
sıralar arası interrow adj.
diziler arası inter-row adj.
sıralar arası inter-row adj.
kesitler arası intersectional adj.
segmentler arası intersegment adj.
segmentler arası inter-segment adj.
segmentler arası intersegmental adj.
duyular arası intersensory adj.
silahlı kuvvetler arası interservice adj.
askeri birlikler arası interservice adj.
toplumdaki insanlar arası ilişkilere ait intersocial adj.
toplumlar arası intersociety adj.
türler arası interspecies adj.
aşamalar arası interstage adj.
dokunaçlar arası intertentacular adj.
terimler arası interterm adj.
bilimsel denemeler arası intertrial adj.
bilimsel denemeler arası inter-trial adj.
kabileler arası intertribal adj.
taburlar arası intertroop adj.
tropik kuşaklar arası intertropic adj.
sendikalar arası interunion adj.
birimler arası interunit adj.
üniversiteler arası intervarsity adj.
damarlar arası intervein adj.
toplardamarlar arası intervein adj.
köyler arası intervillage adj.
iki hayat arası intervital adj.
ölümle yaşam arası intervital adj.
bölgeler arası interzone adj.
popülasyon üyeleri arası intrapopulation adj.
popülasyon üyeleri arası intrapopulational adj.
kapakçıklar arası intravalvular adj.
yumurta ile küre arası bir şekli olan ovato-rotundate adj.
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile öne çıkan phantasmagorian adj.
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile ilgili phantasmagorian adj.
(1653-1659 arası) oliver cromwell ve richard yönetimindeki ingiltere hükümeti protectorial adj.
eyaletler arası intrastate adj.
iki savaş arası interwar adj.
bölümler arası şeklinde interdepartmentally adv.
kültürler arası bir biçimde interculturally adv.
1999-2003 arası between 1999 and 2003 adv.
arası açık at enmity with adv.
öğle 13:00 ve 15:00 arası early afternoon adv.
ikisi arası neither one nor the other pron.
arası bozuk at square [obsolete] expr.
eşler arası p2p (peer-to-peer) abrev.
Phrasals
bir fikri kişiler arası paylaşıp tartışmak bounce around v.
her durakta biletini göstermek zorunda olmadan şehirler arası seyahat etmek check through v.
(biriyle) arası açılmak fall out with (someone) v.
(biriyle bir konuda) arası açılmak fall out with (someone) about (something) v.
(biriyle bir konuda) arası açılmak fall out with (someone) over (something) v.
(biriyle) arası iyi olmak get down with (someone) v.
(biriyle) arası iyi olmak get on (with someone) v.
(biriyle) arası iyi olmak get along (with someone) v.
Phrases
(biriyle) arası/ilişkisi iyi in well with (someone) expr.
(biriyle/bir şeyle) arası iyi in with (someone or something) expr.
Colloquial
tuvalet molası/arası bio break n.
8-12 yaş arası çocuk tweenager n.
8-12 yaş arası çocuk tweener n.
boston, ma'in altından geçirilen eyaletler arası otoyol big dig n.
apış arası grundle n.
1920-1960 arası hollywood old hollywood n.
1920-1960 arası hollywood, california'daki cazibeli amerikan film endüstrisi old hollywood n.
ekmek arası sosis pig in a blanket n.
arası bozulmak be at odds v.
(biriyle) arası iyi olmak be in with (someone) v.
arası iyi olmak have way with v.
bir şeyle arası iyi olmak be good with something v.
kadınlar arası rekabet içeren (spor) powder-puff adj.
arası bozuk at odds expr.
(biriyle) arası iyi down (with someone) expr.
ile arası kötü/bozuk in bad with expr.
ile arası açık in bad with expr.
(biriyle) arası kötü/bozuk in bad with (one) expr.
(biriyle) arası açık in bad with (one) expr.
(biriyle) arası iyi in good with (someone) expr.
Idioms
apış arası below decks n.
(şehirler arası araba yolculuğu sırasında verilen) kısa mola a pit stop n.
muhalifler arası rekabet a straight fight n.
karşıt taraflar arası çekişme a straight fight n.
muhalifler arası seçim mücadelesi a straight fight n.
arası açılma/bozulma a falling out n.
dinlenme arası a load off (one's) feet n.
dinlenme arası a load off feet n.
insanlarla arası iyi kimse a people person n.
tatlyla/şekerli şeylerle arası iyi olma a sweet tooth n.
ekmek arası reçel jam sandwich [uk] n.
(biriyle) arası bozulma the wrong side of (someone) n.
(biriyle) arası bozulma wrong side of someone n.
arası açık olmak be in bad odour with v.
arası açık/bozuk olmak be in bad odour with somebody (british) v.
arası açık/bozuk olmak be in bad odor with somebody (american) v.
arası açılmak be caught up in a row with v.
arası açılmış olmak be estranged from v.
arası bozuk olmak be in bad odour with v.
arası bozuk olmak be estranged from v.
arası bozuk olmak be in bad odour with somebody v.
arası bozuk olmak be in bad odor with somebody v.
arası iyi olmak have a way with someone v.
biriyle arası bozuk olmak have a run-in with someone v.
biriyle arası iyi olmak be on good terms with someone v.
dokuz beş arası çalışmak work nine to five v.
kelimelerle arası iyi olmak have a way with words v.
tatlıyla arası iyi olmamak not to have a sweet tooth v.
(yemek/gıda ürünü) arası iyi olmamak disagree with someone v.
(biriyle) arası bozuk olmak be at loggerheads with someone v.
sayılarla arası çok iyi olmak have a head for figures v.
yükseklikle arası iyi olmak have a head for heights v.
hesap yapmayla arası iyi olmak have a (good) head for figures v.
sayılarla arası iyi olmak have a (good) head for figures v.
yükseklikle arası iyi olmak have a (good) head for heights v.
(biriyle) arası iyi olmak be in good odour (with somebody) v.
(biriyle) arası iyi olmak be in good odour (with somebody) v.
(biriyle) arası iyi olmak be in good odor with (one) v.
biriyle arası iyi olmak be in good with someone v.
biriyle arası iyi olmak be in with someone v.
biriyle arası iyi olmak get on someone's good side v.
(biriyle/bir şeyle) arası açık olmak run foul of (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) arası bozuk olmak run foul of (someone or something) v.
ile arası açık olmak run foul of v.
ile arası bozuk olmak run foul of v.
arası bozuk olmak be at loggerheads v.
arası açık olmak be at loggerheads v.
(biriyle bir konuda) arası bozuk olmak be at loggerheads with (one) (over something) v.
(biriyle bir konuda) arası açık olmak be at loggerheads with (one) (over something) v.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.
biriyle arası iyi olmak be in good odour with someone v.
biriyle arası kötü olmak be in bad odour with someone v.
arası iyi olmak be in good odour v.
(biriyle) arası iyi olmak be in good odour (with somebody) v.
arası kötü olmak be in bad odour v.
(biriyle) arası kötü olmak be in bad odour (with somebody) v.
(biriyle) arası iyi olmak be on good terms (with somebody) v.
(biriyle) arası kötü olmak be on bad terms (with somebody) v.
(biriyle) arası iyi olmak be on friendly terms with (someone) v.
(önemli biriyle) ilişkisi/arası iyi olmak be well in (with somebody) v.
(biriyle) arası bozulmak get in bad (with someone) v.
(biriyle) arası iyi olmak get in good with (someone) v.
arası açılmak have a falling out v.
arası bozuk olmak have a run-in v.
biriyle arası bozuk olmak have a run-in with somebody v.
ile arası iyi olmak have a way with v.
biriyle/bir şeyle arası iyi olmak have a way with someone or something v.
(biriyle/bir şeyle) arası düzelmek make peace with (someone or something) v.
biriyle arası düzelmek make peace with somebody v.
tatlıyla arası iyi olmak have a sweet tooth v.
arası iyi on good terms expr.
bununla şunun arası bir şey a halfway house expr.
arası iyi in good odor expr.
alacakaranlıkla gün ışığı arası between dog and wolf expr.
(biriyle bir konuda) arası bozuk at loggerheads (with somebody) (over something) expr.
(biriyle bir konuda) arası açık at loggerheads (with somebody) (over something) expr.
(bir konuda) arası bozuk at loggerheads over (something) expr.
(bir konuda) arası açık at loggerheads over (something) expr.
(biriyle) arası bozuk at loggerheads with (someone) expr.
(biriyle) arası açık at loggerheads with (someone) expr.
(biriyle/bir şeyle) arası bozuk at odds with (someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) arası açık at odds with (someone or something) expr.
biriyle arası bozuk at odds with someone expr.
biriyle arası açık at odds with someone expr.
arası bozuk at outs expr.
arası açık at outs expr.
arası bozuk/açık in bad odor expr.
arası bozuk/açık in bad odour [old-fashioned] expr.
(biriyle) arası iyi on (one's) good side expr.
(biriyle) arası iyi on (one's) right side expr.
(biriyle) arası bozuk on (one's) wrong side expr.
(biriyle) arası bozuk on (someone's) wrong side expr.
arası/araları bozuk on bad terms expr.
arası/araları kötü on bad terms expr.
(biriyle) arası iyi on good terms (with someone) expr.
ile arası iyi on the good side of expr.
(biriyle) arası iyi on the good side of (someone) expr.
(biriyle) araları/arası şekerrenk on the outs (with one) expr.
(biriyle) araları/arası limoni on the outs (with one) expr.
(biriyle) araları/arası açık on the outs (with one) expr.
(biriyle) araları/arası şekerrenk on the outs (with someone) expr.
(biriyle) araları/arası limoni on the outs (with someone) expr.
(biriyle) araları/arası açık on the outs (with someone) expr.
ile arası bozuk on the wrong side of expr.
(biriyle) arası bozuk on the wrong side of (someone) expr.
iki ateş arası scylla and charybdis expr.
Trade/Economic
iki şirket arası pazarlıkta hedef şirkete makul bir teklif sunarak güven kazanan üçüncü tarafın, teklifini kabul ettirdikten sonra hedef şirketin rakibiyle güçlerini birleştirdiği devralma stratejisi lady macbeth strategy n.
bankalar arası borçlanma interbank borrowing n.
bankalar arası interbank n.
bankalar arası döviz piyasası interbank foreign exchange market n.
bankalar arası para piyasasında uygulanan faiz oranı interbank rate n.
bankalar arası takas bank clearing n.
bankalar arası uygulanan faiz oranı interbank rate n.
bankalar arası kredi işlemlerinde uygulanan faiz oranı interbank rate n.
dönemler arası muhasebe uygulamalarında uyumluluk consistency in accounting practice n.
dönem arası muhasebe uygulamalarında uyumluluk consistency in accounting practice n.
dönem arası bilanço interim balance n.
endüstriler arası ticaret interindustry trade n.
endüstriler arası rekabet interindustry competition n.
firmalar arası geçici personel görevlendirme sözleşmesi secondment agreement n.
fiziki sayım ile kayıtlar arası fark stock difference n.
firmalar arası ihlaller per se violations n.
fonlar arası transfer interfund transfer n.
görevler arası cross-functional n.
işlevler arası tasarım ekibi cross-functional design team n.
işletmeler arası kar intercompany profit n.
işletmeler arası business to business n.
işletmeler arası karşılaştırma interfirm comparison n.
işletmeler arası uyum/adaptasyon interfirm adaptation n.
işletmeler arası business to business (b2b) n.
kartiller arası bölge interquartile range n.
kişiler arası ilişkilerde insanların vücut hareketleriyle anlaşmaları body language n.
kurumlar arası b2b n.
londra bankalar arası faiz haddi libor n.
londra bankalar arası faiz haddi londan interbank offered rate n.
laboratuvarlar arası karşılaştırmalar inter-laboratory comparisons n.
nesiller arası dayanışma pay as you go system n.
nesiller arası eşitlik intergenerational equity n.
oturum arası recess n.
sektörler arası uzmanlık cross-industry expertise n.
sektörler arası cross-sectoral n.
servisler arası interdepartmental n.
sektörler arası benimseme cross-industry adoption n.
şirketler arası alış-satış anlaşmalarında satın alınan ürünün fiyatının belli bir bölümünün sabit geri kalan kısmının ise alıcı firmanın mali performanslarına endeksli olması earn out n.
şirketler arası giderme intercompany elimination n.
şirketler arası hesapların tasfiyesi intercompany elimination n.
şirketler arası garanti fonu guarantee fund n.
şirketler arası kredi intercompany loan n.
şehirler arası telefon konuşması toll-call n.
şirketler arası nakdi temettü intercorporate cash dividend n.
şirketler arası birleşmeler pooling of capital n.
şubeler arası interaffiliate n.
şubeler arası inter-branch n.
süreçler arası katılım cross-functional involvement n.