resolve - Türkisch Englisch Wörterbuch

resolve

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "resolve" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 55 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
resolve v. kesin karar vermek
She resolved to stop smoking.
O sigarayı bırakmaya kesin karar verdi.

More Sentences
resolve v. azmetmek
General
resolve n. kararlılık
This must be our resolve.
Bu bizim kararlılığımız olmalıdır.

More Sentences
resolve n. azim
We all admired his resolve to learn Japanese.
Hepimiz onun Japonca öğrenme azmine hayran kaldık.

More Sentences
resolve v. çözümlemek
DNA samples were extracted and resolved.
DNA örnekleri çıkarılıp çözümlendi.

More Sentences
resolve v. gidermek
This problem is resolved in the Word 2003 hotfix package that was released on February 24, 2009.
Bu sorun, 24 Şubat 2009'da yayımlanan Word 2003 düzeltme paketinde giderilmiştir.

More Sentences
resolve v. karara bağlamak
It is quite outrageous that we should sit for an hour voting on what should have been resolved by the committee.
Komite tarafından karara bağlanması gereken bir konuda bir saat boyunca oturup oylama yapmamız oldukça çirkindir.

More Sentences
resolve v. çözüme kavuşturmak
They have resolved a number of them, but in some cases their activities have become extremely expensive.
Bunların bir kısmını çözüme kavuşturdular, ancak bazı durumlarda faaliyetleri son derece pahalı hale geldi.

More Sentences
resolve v. karar vermek
She resolved to leave the company immediately.
Şirketten derhal ayrılmaya karar verdi.

More Sentences
resolve v. çözmek
Effective communication is key in resolving disputes.
Anlaşmazlıkları çözmenin anahtarı etkili iletişimdir.

More Sentences
resolve v. karar almak
The king resolved to increase taxes.
Kral vergileri yükseltme kararı aldı.

More Sentences
Law
resolve v. karar vermek
In Lisbon, we resolved to become, by 2010, the most competitive continent in the world.
Lizbon'da 2010 yılına kadar dünyanın en rekabetçi kıtası olmaya karar verdik.

More Sentences
Technical
resolve v. çözmek
The conflict must be resolved with respect for human, political and civil rights, but also for political pluralism.
Çatışma, insan, siyasi ve medeni haklara ve aynı zamanda siyasi çoğulculuğa saygı çerçevesinde çözülmelidir.

More Sentences
General
resolve n. niyet
resolve n. karar
resolve v. ortadan kaldırmak
resolve v. aklına koymak
resolve v. ahdetmek
resolve v. tasarlamak
resolve v. karara varmak
resolve v. haline getirmek
resolve v. kararlaştırmak
resolve v. açıklamak
resolve v. kesin karar vermek
resolve v. dönüşmek
resolve v. ayırmak
resolve v. dönüştürmek
resolve v. tahlil etmek
resolve v. azmetmek
resolve v. çözüme ulaştırmak
resolve v. çözünmek
resolve v. ayrıştırmak
resolve v. erimek
resolve v. geçersiz hale gelmek
resolve v. hükümsüz olmak
resolve v. hallolmak
Law
resolve n. karar
resolve n. kesin karar
resolve n. önerge
resolve v. hükme bağlamak
Technical
resolve v. analizini yapmak
resolve v. (görüntünün farklı kısımlarını) optik cihazla ayırt etmek
resolve v. (iki bitişik doruk dalga boyunu) spektrometre ile ayırmak
Computer
resolve v. (bilgisayar adının) ip adresini bulmak
resolve v. veri tabanı oluşumunun yerini bulmak
resolve v. arayıp bulmak
resolve expr. çözümle
resolve expr. çöz
Medical
resolve v. (iltihaplanma) hafifletmek
Optics
resolve v. (görüntünün kısımlarını) ayırmak ve görünür kılmak
Math
resolve v. (vektör) bileşenlerine ayırmak
Chemistry
resolve v. ayrışmak
resolve v. ayrıştırmak
Music
resolve v. (uyumsuz akoru veya sesi) uyumlu hale getirmek
resolve v. (akor veya ses) uyumlu hale gelmek

Bedeutungen, die der Begriff "resolve" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 51 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
resolve the problem v. sorunu çözmek
To resolve the problems of pensioners and elderly people in Europe.
Avrupa'daki emeklilerin ve yaşlıların sorunlarını çözmek.

More Sentences
resolve the crisis v. krizi çözmek
The international community has tried to resolve the crisis.
Uluslararası toplum krizi çözmeye çalıştı.

More Sentences
resolve the disputes v. anlaşmazlıkları çözmek
A disinterested third party resolved the dispute.
İlgisiz bir üçüncü taraf anlaşmazlığı çözdü.

More Sentences
resolve a problem v. sorun çözmek
Do you need to resolve a problem?
Bir sorunu çözmeniz mi gerekiyor?

More Sentences
resolve upon v. azmetmek
get somebody to resolve firmly v. azmettirmek
resolve on v. karar vermek
resolve on v. kafasına koymak
resolve the difficulties v. zorlukları aşmak
resolve the difficulties v. güçlükleri aşmak
resolve the crisis v. krizi aşmak
resolve the crisis v. krizden çıkmak
resolve the problems v. sorunları atlatmak
resolve the difficulties v. sorunları atlatmak
resolve the difficulty v. zorluğu aşmak
resolve the disagreements v. anlaşmazlıkları çözmek
resolve the problem v. sorunu gidermek
resolve the disagreements v. görüş ayrılıklarını gidermek
resolve the mystery v. esrarı çözmek
resolve the mystery v. sırrı çözmek
resolve the mystery v. gizemi çözmek
resolve the difference v. farklılığı çözmek
resolve the problems v. sorunları gidermek
resolve the problems v. problemleri gidermek
resolve the problems v. sorunları/problemleri çözmek
(situation) to resolve itself v. (durum) kendiliğinden çözülmek
resolve/settle a problem amicably v. sulh yoluyla çözmek
resolve/settle a problem amicably v. sulh yolu ile çözmek
re-resolve v. tekrar karar vermek
resolve [obsolete] v. kanaatinde olmak
resolve [obsolete] v. danışmak
re-resolve v. yeniden azmetmek
resolve [obsolete] v. ikna olmak
resolve [obsolete] v. görüş alışverişinde bulunmak
re-resolve v. tekrar aklına koymak
resolve [obsolete] v. düşünüp taşınmak
Idioms
weaken someone's resolve v. azmini kırmak
strengthen someone's resolve v. yüreklendirmek
strengthen someone's resolve v. cesaretlendirmek
Law
hear and resolve disputes n. uyuşmazlıkların incelenmesi ve çözümü
resolve a dispute by arbitration v. tahkim etmek
Computer
ulp resolve n. ulp çözülmesi
resolve unknown geographic data error expr. bilinmeyen coğrafi veri hatasını çöz
resolve unknown geographic data expr. bilinmeyen coğrafya verisini çöz
resolve replication conflicts expr. yineleme çakışmalarını çöz
Medical
resolve [dated] v. yayılmak
Chemistry
resolve [obsolete] v. (bir şeyi) eritmek
resolve [obsolete] v. (bir şeyi) çözmek
Astronomy
resolve a nebula v. nebulayı oluşturan küçük yıldızları kuvvetli bir teleskopla görüntülemek
Linguistics
resolve the sentence into its elements v. cümleyi öğelerine ayırmak
Archaic
resolve (for) v. (başlamaya, bırakmaya) azmetmek