tabakası - Türkisch Englisch Wörterbuch

tabakası

Bedeutungen von dem Begriff "tabakası" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tabakası sheet of n.

Bedeutungen, die der Begriff "tabakası" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kar tabakası layer of snow n.
A fresh layer of snow covered the street.
Taze bir kar tabakası caddeyi kapladı.

More Sentences
buz tabakası sheet of ice n.
The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
Denizaltı yüzeye çıkmak için ince bir buz tabakasını kırmak zorunda kaldı.

More Sentences
buz tabakası ice cap n.
The ice caps are melting.
Buz tabakası eriyor.

More Sentences
ozon tabakası ozone layer n.
This chart illustrates the function of ozone layer.
Bu grafik ozon tabakasının işlevini göstermektedir.

More Sentences
Technical
ozon tabakası ozone layer n.
This chart illustrates the function of ozone layer.
Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.

More Sentences
General
meyve kabuğunun en dış tabakası epicarp n.
kabuk altı tabakası sapwood n.
yağ tabakası layer of fat n.
kaya tabakası shelf n.
çamur tabakası mudflat n.
suyun yüzeyinde duran bakteri tabakası slime n.
su tabakası water table n.
suyun üzerinde yüzen pislik tabakası scum n.
kan damarının en dış tabakası extima n.
halk tabakası commons n.
halk tabakası mob n.
ozon tabakası the ozone layer n.
toplumun iyi eğitim görmüş tabakası clerisy n.
kağıt tabakası quire n.
kir tabakası scum n.
deniz vb üzerinde yüzen yağ tabakası oil slick n.
atmosfer tabakası atmospheric layer n.
toprağın yüzeyin dışarı fırlayan kaya tabakası outcrop n.
kaya tabakası rock bottom n.
maden tabakası ore deposits n.
suyun yüzeyinde duran alg tabakası slime n.
ince kağıt tabakası tissue layer n.
kireç tabakası furring n.
kaya tabakası ledge n.
boya tabakası paint coat n.
duman tabakası smoke n.
yeryüzü tabakası layer n.
su tabakası seviyesi watertable n.
ince boya tabakası wash n.
ince maden tabakası wash n.
atmosferin en yüksek tabakası exosphere n.
sekiz yaprak halinde katlanmış kağıt tabakası eightvo n.
engel tabakası barrier layer n.
kaya tabakası rock stratum n.
saç tabakası sheet n.
su tabakası düzeyi water table n.
çökelme sonucu oluşan çamur ve kum tabakası silt n.
kireç tabakası kazan furring n.
halkın suçlu tabakası folk devil n.
toplumun kalbur üstü tabakası the elite n.
toplumun kalbur üstü tabakası the cream of society n.
toplumun kalbur üstü tabakası dignity n.
toplumun kalbur üstü tabakası the highest class (of society) n.
toplumun alt tabakası clamjamphrie n.
toplumun alt tabakası the rabble n.
sınır tabakası boundary layer n.
tortu tabakası deposition n.
sınır tabakası film n.
iki ya da dörde katlanmış kağıt tabakası folio n.
kir tabakası grime n.
buz tabakası icecap n.
buz tabakası ice layer n.
denizdeki buz tabakası floe n.
dip buz tabakası bottom ice n.
sigara tabakası cigarette box n.
sigara tabakası cigarette tin n.
sigara tabakası cigarette case n.
(su yüzeyinde oluşan) yosun tabakası pond scum n.
zemin tabakası surface layer n.
zemin tabakası ground layer n.
puro tabakası cigar case n.
kir tabakası layer of dirt n.
kir tabakası dirt layer n.
kabuk altı tabakası alburnum n.
bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası nacker n.
bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası nacre n.
bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası mother-of-pearl n.
kaya üzerinde ince buz tabakası verglas n.
eriyip akan bir mumun etrafından oluşan mum yağı tabakası winding sheet n.
eriyip akan bir mumun etrafından oluşan balmumu tabakası winding sheet n.
eriyip akan bir mumun etrafından oluşan mum yağı tabakası winding-sheet n.
eriyip akan bir mumun etrafından oluşan balmumu tabakası winding-sheet n.
kurutma hangarındaki direklere asılı tütün tabakası hanger n.
sert toprak tabakası hard pan n.
killi toprak tabakası hard pan n.
tabak kuyusundaki derilerin üstüne yayılan kabuk tabakası hat n.
pis köpük tabakası brat [scotland] n.
nesli tükenmiş bazı balıkların kafasını çevreleyen kemik tabakası galea n.
(mesane) az çok kasılabilen çeşitli organların duvarlarında bulunan yumuşak kas tabakası muscularis n.
mukoza zarının bir kısmını oluşturan ince yumuşak kas tabakası muscularis n.
mukoza zarının bir kısmını oluşturan ince yumuşak kas tabakası muscularis mucosae n.
bulut tabakası deck n.
kaya tabakası dess [dialect] [uk] n.
kaya tabakası dass [dialect] [uk] n.
toplumun en üst tabakası gratin n.
yüzey sınır tabakası ground layer n.
buz tabakası ice n.
donmuş buz tabakası ice n.
buz tabakası ice field n.
deniz uçağının arkaya ve yukarı doğru attırdığı su tabakası roach n.
ozon tabakası ozone n.
destek tabakası bed n.
(özellikle yalıtım malzemesi olarak tasarlanan) malzeme tabakası pad n.
yangın söndürücünün püskürttüğü su tabakası curtain n.
sıkıştırılmış toprak tabakası pan n.
killi toprak tabakası pan n.
(kollodyon filmine gömülü) ince organik malzeme tabakası peel n.
duralit tabakası pegboard n.
avam tabakası plebeiance n.
roma'da özgür avam tabakası plebians n.
hazne veya deponun dibinde bulunup suyu filtrelemek için kullanılan kum veya çakıl tabakası filter bed n.
ikincil dokunun koruyucu tabakası periderm n.
özellikle embriyo epiderminin dış tabakası periderm n.
tüy tabakası pubescence n.
toplumun en alt tabakası scouring n.
kaya tabakası seat n.
soğuğa maruz kalan ağaç gibi cisimlerin üzerindeki buz tabakası silver storm n.
ince altın tabakası ile kaplanmış gümüş silver-gilt n.
ince buz tabakası skin n.
kubbe biçimli kaplama tabakası skullcap n.
kir tabakası skun n.
henüz küp küp kesilmemiş kristalize şeker tabakası slab n.
üstü yağ tabakası ile kaplı su sleek n.
yağ tabakası sleek n.
buhar kazanında biriken tortu tabakası sludge n.
toprak sahibi asiller tabakası squiredom n.
toprak sahibi asiller tabakası squirehood n.
toprak sahibi asiller tabakası squireship n.
zenginler tabakası superrich n.
küf tabakası mold n.
küf tabakası mould n.
(donmuş balık) depodayken ve nakliyat sırasında su kaybını önlemek için buz tabakası ile kaplamak glaze v.
kalın (kar tabakası) heavy adj.
çok tabakası olan manifolded [obsolete] adj.
bir veya daha fazla yüzünde ince melamin tabakası bulunan melamine-faced adj.
birden fazla tabakası bulunan multitiered adj.
belirtilen sayıda tabakası olan ply adj.
belli bir bölümünde sert tabakası olan semicrustaceous adj.
sert dış tabakası olan crustaceous adj.
gözdeki iris tabakası anlamı veren ön ek irid- pref.
gözdeki iris tabakası anlamı veren ön ek irido- pref.
Phrasals
dış tabakası kalkmak peel off v.
Colloquial
ince buz tabakası cat ice n.
Idioms
halk tabakası barney n.
toplumun yüksek tabakası the upper crust n.
ince bir buz tabakası üstünde on thin ice expr.
Politics
halk tabakası third estate n.
halk tabakası populace n.
halk tabakası commons n.
işçi tabakası lower class n.
Technical
kabuk altı tabakası alburnum n.
cila tabakası lacquering n.
vernik tabakası lacquering n.
lake tabakası lacquering n.
astar tabakası prime coat n.
aşınma tabakası wearing surface coat n.
aşınma tabakası wearing course n.
asfalt altı temel tabakası asphalt base course n.
aşınma tabakası wear layer n.
atmosfer tabakası atmospheric layer n.
astar tabakası priming n.
aşınma tabakası wearing coat n.
aşınma tabakası wearing layer n.
agrega tabakası aggregate course n.
beilby tabakası beilby layer n.
buz tabakası coating of ice n.
bulut tabakası cloud layer n.
bir makineyi desteklemek için kullanılan hava tabakası cushion of air n.
boya tabakası plaint skin n.
buz tabakası sheet ice n.
buz tabakası ice layer n.
binder tabakası binder course n.
çakıl tabakası gravel train n.
cosem uygulama tabakası cosem application layer n.
çakıl tabakası layer of gravel n.
çakıl tabakası stratum of gravel n.
curuf tabakası slag layer n.
cila tabakası polish layer n.
dış sargı tabakası outside wrapper sheet n.
deniz üzerinde yüzen petrol tabakası oil slick n.
drenaj tabakası drainage layer n.
düzeltme tabakası regulating course n.
dolgu tabakası layer of fill n.
don koruma tabakası frost protection layer n.
eloksal tabakası anodic oxidation n.
ekosfer tabakası ecosphere n.
etiket tabakası sheet of labels n.
filtre tabakası filter layer n.
giydirme tabakası wearing layer n.
humus tabakası layer of humus n.
hava tabakası air stratum n.
hava tabakası air layer n.
humus tabakası humus layer n.
izolasyon tabakası insulating layer n.
izolasyon tabakası insulating sheet n.
izolasyon tabakası insulation layer n.
ısı izolasyon tabakası heat-insulating layer n.
kaplama tabakası covering n.
kaplama tabakası surface film n.
kağıt tabakası paper layer n.
kaplama tabakası finishing coat n.
kaldırma tabakası lift table n.
kabuk altı tabakası sapwood n.
kennelly-heaviside tabakası kennelly-heaviside layer n.
kil tabakası clay layer n.
katran tabakası coat of tar n.
kaya tabakası layer of rock n.
kil tabakası layer of clay n.
kömür tabakası layer of coal n.
kum tabakası sand stratum n.
kömür tabakası kalınlığı coal bed thickness n.
kum tabakası layer of sand n.
kum tabakası sand deposit n.
kum örtme tabakası sand seal n.
koruyucu boya tabakası protective coating of painting n.
laminar sınır tabakası laminar sublayer n.
laminar sınır tabakası laminar boundary layer n.
maskeleme tabakası shadow mask n.
küskülük kaya tabakası layer of loose rock n.
küskülük kaya tabakası block of loose rock n.
örtü tabakası upper layer n.
örtü tabakası finishing coat n.
ozon tabakası ozonosphere n.
örtme tabakası seal coat n.
örtü tabakası surface film n.
örtü tabakası top layer n.
örtü tabakası topping layer n.
sert kil tabakası claypan n.
silt tabakası layer of silt n.
sıkı kum tabakası dense layer of sand n.
sert kil tabakası hardpan n.
sınır tabakası film n.
sıçrama tabakası saltation layer n.
silt tabakası silt layer n.
sınır tabakası boundary layer n.
sınır tabakası teorisi boundary layer theory n.
stabilize edilmiş temel tabakası stabilized base course n.
sugeçirmezlik tabakası waterproofing course n.
sürtünmeyi önleyen yağ tabakası oil film n.
su tabakası water layer n.
su altındaki kil tabakası submerged clay stratum n.
tortu tabakası deposition n.
tutkal tabakası glue line n.
tesviye tabakası levelling coat n.
tiyal tabakası permafrost n.
temel tabakası stratum n.
tesviye tabakası levelling course n.
tabii zemin tabakası natural soil stratum n.
türbülanslı sınır tabakası turbulent boundary layer n.
toprak tabakası layer of earth n.
temel tabakası base course n.
tortu tabakası deposit n.
temel tabakası gereci base course material n.
toz tabakası dust coat n.
üst tabaka örtü tabakası top layer n.
veri bağlantı tabakası data link layer n.
üst atmosfer tabakası upper air n.
yatak tabakası bed layer n.
yapıştırma tabakası tack coat n.
yağ tabakası oil film n.
zemin tabakası soil stratum n.
zemin tabakası earth stratum n.
zemin tabakası soil layer n.
yüzey tabakası surface course n.
kabuğun dış tabakası encrustment n.
(bir şeyi) çinko tabakası ile kaplama zinc-plating n.
yanan yakıt tabakası bed n.
eğirilmek üzere bobine sarılmış ve taranmış haldeki elyaf tabakası (pamuk, yün veya keten) lap n.
ambalajlama ve nakliyat için uygun boyutlarda katlanmış ıslak kağıt hamuru tabakası lap n.
asfalt yol yüzeyine dökülen çakıl tabakası blotter n.
(kupol fırını) eriyen malzemenin hareket etmesini engelleyen malzeme tabakası bridge n.
yüzeye tutunmuş adsorbe atom tabakası overlayer n.
oksit tabakası rust n.
blok kaplamada temel üzerine yerleştirilen ince malzeme tabakası cushion n.
soyulabilir döküm tabakası peel n.
üstü bağlanık altın tabakası ile kaplı nispeten ucuz pirinç benzeri metal filled gold n.
ışık tutulan cam tabakası flash n.
pişirme kabı içerisinde sık kullanımdan kaynaklanan ve yüzeyi yapışmaz hale getiren yanmış is tabakası seasoning n.
galvanize klişenin yüzeyini oluşturmada kullanılan kalıpta biriken ince bakır veya nikel tabakası shell n.
daldırma yöntemi ile (metali) beyaz renkli gümüş tabakası ile kaplamak whiten v.
(sade camı) ince bir cam veya metal tabakası ile kaplamak flash v.
renkli cam tabakası kaplaması uygulamak flash v.
su yüzeyinde katıları bağlayıp buhar çıkışını engelleyecek bir köpük veya kir tabakası oluşturmak foam v.
(dondurarak kurutmada) kabın iç yüzeyinde kabuksu çözelti tabakası oluşturmak shell v.
son sıva tabakası uygulamak skim v.
son sıva tabakası yapılmak skim v.
Computer
döner manyetik diskin üzerindeki hava tabakası ile desteklenen okuma-yazma kafası flying head n.
Informatics
uygulama tabakası application layer n.
yönetim tabakası management layer n.
Telecom
işaretleşme şebeke tabakası signalling network layer n.
orta ulaşım kontrol tabakası medium access control layer n.
orta erişim kontrol tabakası medium access control layer n.
radyo tabakası gereklilikleri radio layer requirements n.
radyo tabakası radio layer n.
veri hattı kontrol tabakası data link control layer n.
Electric
elektron tabakası electronic layer n.
Mechanic
kaplama tabakası gamma coating layer n.
Textile
keçe yapımında kullanılan sık pamuk veya yün lifi tabakası bat n.
şapka yapımında kullanılan keçe tabakası bat n.
üzerine desen veya kılavuz yerleştirilen çok sayıda kumaş tabakası layup n.
üzerine desen veya kılavuz yerleştirilen çok sayıda kumaş tabakası lay-up n.
Architecture
kağıt tabakası paper sheet n.
Construction
kalınlığı bir tuğla genişliğinde olan dikey tuğla tabakası tier n.
kalınlığı bir tuğla genişliğinde olan dikey tuğla tabakası withe n.
asfalt satıh tabakası asphalt surface course n.
asfalt aşınma tabakası asphalt topping n.
asfaltlı astar tabakası asphalt prime coat n.
asfalt tabakası asphalt coat n.
asfalt temel tabakası asphalt base course n.
asfaltlı örtü tabakası asphalt seal coat n.
asfalt aşınma tabakası asphalt surface course n.
asfalt düzeltme tabakası asphalt leveling course n.
beton tabakası yüksekliği concrete lift n.
beton tabakası concrete layer n.
geçirimsiz beton asfalt tabakası impervious asphalt concrete layer n.
harç tipi örtme tabakası slurry seal n.
kaba astar tabakası base coat floating n.
kil kagir su yalıtım tabakası birimleri clay masonry damp proof course units n.
kil tabakası clay stratum n.
koruma tabakası taşı armourstone n.
rutubet yalıtım tabakası damp course n.
temel tabakası base course n.
yalıtım tabakası insulating layer n.
güçlendirme amacıyla yumuşak zemine dökülen beton tabakası blinding n.
asfalt temel tabakası base course n.
asfalt temel tabakası basecourse n.
yoldaki kaba taş tabakası pitching n.
Dyeing
opak boya tabakası body color n.
dekoratif boya tabakası impression n.
koruyucu boya tabakası impression n.
yüzeye uygulanan ilk boya tabakası flat coat n.
matlaştıran boya tabakası flatting coat n.
(yüzeyi) düz boya tabakası ile kaplamak flat v.
Automotive
ana yatak tabakası main bearing shell n.
boya tabakası paint film n.
boya tabakası paint film n.
doğal oksit tabakası natural oxide film n.
gamma tabakası gamma layer n.
ıslak boya tabakası wet paint film n.
kapı alkaten tabakası door alkathene sheet n.
ozon tabakası ozone layer n.
su üzerindeki yağ tabakası slick n.
yapıştırma tabakası tack coat n.
zift tabakası seal coat n.
yol kaynaklı kir tabakası traffic film n.
Traffic
astar tabakası prime coat n.
aşınma tabakası wearing course n.
asfalt yüzey tabakası asphalt surface course n.
binder tabakası binder course n.
düzeltme tabakası correction course n.
düzeltme tabakası adjustment course n.
ince tesviye tabakası thin surface layer n.
temel tabakası base course n.
Railway
balast alt tabakası underlayer of ballast n.
örtü tabakası blanketing layer n.
ses izolasyon tabakası sound- absorbing layer n.
Aeronautic
enerji sınır tabakası kalınlığı energy thickness n.
e tabakası e layer n.
f1 tabakası f1 layer n.
f tabakası f layer n.
f2 tabakası f2 layer n.
sınır tabakası kalınlığı displacement thickness n.
Marine
atmosferik sınır tabakası atmospheric boundary layer n.
beton bloklu koruma tabakası front slope concrete armoring n.
çalkantılı sınır tabakası turbulent boundary layer n.
deniz yüzeyine yayılan petrol tabakası oil slick n.
dalga sınır tabakası wave boundary layer n.
düzgün laminer sınır tabakası smooth laminar boundary layer n.
oksijensiz taban tabakası anaerobic bottom layer n.
pürüzsüz türbülans sınır tabakası smooth turbulent boundary layer n.
pürüzlü sınır tabakası rough laminar boundary layer n.
salınım akımının sınır tabakası boundary layer of oscillatory flow n.
süreksizlik tabakası layer of discontinuity n.
taban sınır tabakası bottom boundary layer n.
zemin yüzeyine yakın sınır tabakası planetary boundary layer n.
yüzey tabakası giriş ağzı yöntemi surface layer intake method n.
yüzey sınır tabakası surface boundary layer n.
yüzey tabakası hareketi surface layer movement n.
kalın deniz buzu tabakası slob n.
deniz üzerinde yüzen kırık buz tabakası slob ice [canada] n.
deniz buzu tabakası slob ice [canada] n.
Petrol
verimli oluşumlarda petrol veya gazın üstünde yer alan su tabakası top water n.
Mining
cevher tabakası ore bed n.
çakıl tabakası silt n.
kil tabakası claypan n.
kum tabakası silt n.
ince cevher tabakası band n.
kaya tabakaları arasında yer alan maden tabakası mineral vein n.
(madende destek olarak kullanılan) uzun kömür veya cevher tabakası rib n.
(maden üzerinde bulunan) ince oksit tabakası rust n.
sıkıştırılmış kömür tabakası kütlesi clump n.
kömürün (ışığa veya yüzeye yakın olan) en üst tabakası day-coal n.
ince tezek tabakası flaw [scotland] n.
ince çimen tabakası flaw [scotland] n.
sondaj yaparken ulaşılan ana kayaç tabakası shelf n.
kömür kalıntıları arasında kalan toprak tabakası sloam n.
Medical
bazal hücre tabakası basal cell layer n.
beyaz kan hücrelerinin bir tabakası buffy coat n.
bowman tabakası bowman layer n.
cildin ikinci tabakası cutis n.
cildin ikinci tabakası derma n.
çevresinde miyelin tabakası bulunan sinir lifi myelinated n.
endotel tabakası oluşumu endothelialisation n.
endotel tabakası oluşumu endothelialization n.
epitel mukozanın dış tabakası epithelium n.
endotel tabakası endothelial n.
gözün kornea tabakası iltihabı keratitis n.
gözün damar tabakası choroid n.
göz damarı tabakası arkasındaki parça choroid n.
malpighi tabakası malpighi couche n.
Normal gözün iris tabakası periferinde görülen bağ doku birikimi ile karakterize küçük beyaz/grimsi/kahverengi lekeler brushfield spot n.
rauber tabakası rauber's layer n.
uterusun kas tabakası myometrium n.
embriyonun orta germ tabakası mesoblast n.
inflamatuar granülasyon dokusu tabakası pannus n.
Anatomy
üst göz kapaklarındaki kapağa sertlik kazandıran bağ dokusu tabakası tarsal cartilage n.
üst göz kapaklarındaki kapağa sertlik kazandıran bağ dokusu tabakası tarsal cartilage n.
üst göz kapaklarındaki kapağa sertlik kazandıran bağ dokusu tabakası tarsal cartilage n.
kılcal damarla dolu doku tabakası capillary bed n.
birçok hayvanın gözünün arkasında bulunan, az ışıkta aktif olan yansıtıcı doku tabakası tapetum n.
sağ beyni sol beyne bağlayan sinir köprüsünde yer alan, beynin lateral ventrikülünün bir bölümünün çatısını oluşturan lif tabakası tapetum n.
tırnağı çevreleyen epidermis tabakası nailbed n.
orta beyinde bulunan, parkinson ve huntington hastalığı ile ilişkili metabolik bozukluklarda rol oynayan yoğun pigmentli bir gri madde tabakası nucleus niger n.
sinirin sert bir bağ doku tabakası ile birbirine bağlanmış sinir lifi demetlerinden oluşan ana kökü nerve trunk n.
orta kulağı kaplayan ince kemik tabakası tegmen n.
orta kulağı kaplayan ince kemik tabakası tegmen tympani n.
hipokampus majörün ventriküler yüzeyinde ince bir medüller sinir lifi tabakası alveus n.
alt mukoza tabakası submucosa n.
gözün renkli tabakası i̇ri̇s n.
iris tabakası iris n.
karniye tabakası cornea n.
karniye tabakası horny layer (of the epidermis) n.
malpighi tabakası malpighian layer n.
aortun mezenterin iki tabakası arasından bağırsaklara geçen iki kolundan her biri arteria mesenterica n.
iç kulağın kemik tabakası otic capsule n.
epitel mukozanın dış tabakası ecteron n.
deri ve muköz zarların çok hassas ve vasküler tabakası enderon n.
dura materin en dış tabakası endocranium n.
ince tüy tabakası lanugo n.
perikardiyumun en içteki tabakası epicardium n.
böbreküstü bezinin kalın orta tabakası zona fasciculata n.
böbreküstü bezinin dış tabakası zona glomerulosa n.
memelilerin yumurtalarının etrafını saran şeffaf jölemsi glikoprotein tabakası zona pellucida n.
memelilerin yumurtalarının etrafını saran şeffaf jölemsi glikoprotein tabakası zo′na n.
memelilerin yumurtalarının etrafını saran şeffaf jölemsi glikoprotein tabakası egg coat n.
memelilerin yumurtalarının etrafını saran şeffaf jölemsi glikoprotein tabakası pellucid zone n.
memelilerin yumurtalarının etrafını saran şeffaf jölemsi glikoprotein tabakası zona striata n.
memelilerin yumurtalarının etrafını saran şeffaf jölemsi glikoprotein tabakası stratum lucidum n.
böbreküstü bezi korteksinin iç tabakası zona reticularis n.
gözün renkli tabakası eye n.
bağırsak askının iki tabakası arasındaki ince bağırsaktan geçen toplardamarın bir kolu vena mesenterica n.
bağırsak askının iki tabakası arasındaki ince bağırsaktan geçen toplardamarın bir kolu mesenteric vein n.
bazı sinir liflerini sararak izole eden miyelin tabakası medullary sheath n.
değişken sayıda yağ hücresi içerip deri altında bulunan gevşek bağ dokusu tabakası hypodermis n.
sklera ve retina arasında bulunan koyu kahverengi damarlı göz tabakası choroid membrane n.
beyinde yer alan ince gri madde tabakası claustrum n.
orta beyinde çizgili cisimle ilişkili bir gri madde tabakası locus niger n.
orta beyinde çizgili cisimle ilişkili bir gri madde tabakası substantia nigra n.
yüzey tabakası cuticle n.
ince vücut dokusu tabakası pannicle n.
ince vücut dokusu tabakası panniculus n.
ince vücut dokusu tabakası pannikel n.
epidermisin en dış tabakası corneum n.
bazı sinir liflerini sararak izole eden miyelin tabakası corona n.
(vulvanın arka kenarını oluşturan) küçük bir mukoz membran tabakası fourchette n.
lentiküler çekirdekteki gri maddenin kırmızımsı dış tabakası putamen n.
göz yuvarlağının orta tabakası ile ilgili uveous adj.
at toynağı altındaki doku tabakası ile ilgili podophyllous adj.
gözün damarsal ağ tabakası ve göz akı arasında yer alan gevşek bağ dokuya ait veya ilgili suprachoroid adj.
(gevşek bağ doku) gözün damarsal ağ tabakası ve göz akı arasında yer alan suprachoroid adj.
gözün damarsal ağ tabakası ve göz akı arasında yer alan gevşek bağ dokuya ait veya ilgili suprachoroidal adj.
(gevşek bağ doku) gözün damarsal ağ tabakası ve göz akı arasında yer alan suprachoroidal adj.
rahim tabakası anlamı veren son ek -metria suf.
rahim tabakası anlamı veren son ek -metrium suf.
Dentistry
dişlerde birikerek çürük oluşumunu teşvik eden mukus ve bakteri tabakası bacterial plaque n.
köprü, dolgu gibi bir dental aletin içine döküldüğü veya bir ısıya dayanıklı malzeme tabakası investment n.
Physiology
(kan) pıhtının üst kısmında açık renkli bir tabakası olan buffy adj.
Pathology
sklera ve retina arasında bulunan koyu kahverengi damarlı göz tabakası chorioid n.
Dermatology
epiderminin yumuşak olan en alt tabakası malpighian layer n.
cilt tabakası anlamını veren bir son ek -dermis suf.
Optics
gözyaşı tabakası kırılma süresi tear film break-up time n.
Printing
seramik baskıda kullanılan jelatin veya yapıştırıcı tabakası bat n.
üretim sürecindeki kağıt presteyken suyu emen kalın keçe tabakası pilcher n.
Food Engineering
(maltlamada) çimlendirilme için serpilmiş tohum tabakası floor n.
Gastronomy
ortasında kuş üzümü tabakası olan bir bisküvi garibaldi [uk] n.
(domuz pastırması) et ve yağ tabakası içerecek şekilde çizgili streaky adj.
Physics
ısıl sınır tabakası thermal boundary layer n.
tükenim tabakası depletion region n.
tükenim tabakası depletion layer n.
tükenim tabakası depletion zone n.
tükenim tabakası junction region n.
tükenim tabakası space charge region n.
tükenim tabakası space charge layer n.
yansıma tabakası reflection layer n.
Chemistry
beilby tabakası beilby layer n.
mantar tabakası corky layer n.
kimyasal reaksiyon gibi işlemler sırasında sıvının içinden geçtiği katı parçacık tabakası bed n.
kahverengi tabakası olan ham bir doğal kauçuk türü ribbed and smoked sheet n.
kahverengi tabakası olan ham bir doğal kauçuk türü smoked rubber n.
Biology
mantarlarda himenyum tabakası thecium n.
graaf folikülünü çevreleyen yoğun stroma tabakası theca n.
büyüyen sap içindeki ince çeperli genç hücre tabakası pericambium n.
katlanabilir doku tabakası tissue layer n.
plasentalı memelilerde embriyo hücrelerinin dış tabakası trophoblast n.
likenlerde yeşil klorofil taşıyan hücre tabakası algal layer n.