back ! - Turkish English Dictionary

back !

Meanings of "back !" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
back n. sırt
Where mad cow disease is concerned, it feels as though the European Union has gone into the free market back to front.
Deli dana hastalığı söz konusu olduğunda, Avrupa Birliği'nin serbest piyasaya sırtını döndüğü hissine kapılıyoruz.

More Sentences
back n. arka
This is what I wanted to emphasise in this debate in which both the Commission and Parliament have a back seat.
Hem Komisyonun hem de Parlamentonun arka planda kaldığı bu tartışmada vurgulamak istediğim husus budur.

More Sentences
come back v. dönmek
I shall now come back to three points.
Şimdi üç noktaya geri döneceğim.

More Sentences
take back v. geri almak
We would have imposed sanctions on them to force them to take back their nationals.
Vatandaşlarını geri almaya zorlamak için onlara yaptırımlar uygulardık.

More Sentences
turn back v. dönmek
Sami turned back towards Layla.
Sami, Layla'ya doğru döndü.

More Sentences
back adj. arkadaki
Let's have our picture taken with the statue in the back, shall we?
Arkadaki heykelle fotoğraf çektirelim, olur mu?

More Sentences
General
back n. arka taraf
Tom's car is still out back.
Tom'un arabası hala dışarıda arka tarafta.

More Sentences
back pocket n. arka cep
He felt for his matches and found them in his back pocket.
Kibritini aradı ve arka cebinde buldu.

More Sentences
back pain n. sırt ağrısı
Have you told Tom about your back pain?
Tom'a sırt ağrılarından bahsettin mi?

More Sentences
back seat n. arka koltuk
Tom usually prefers to ride in the back seat.
Tom genellikle arka koltukta oturmayı tercih eder.

More Sentences
back door n. arka kapı
The common European arrest warrant will entail harmonisation of maximum and minimum penalties by the back door.
Ortak Avrupa tutuklama emri, arka kapıdan azami ve asgari cezaların uyumlaştırılmasını gerektirecektir.

More Sentences
back n. kitap sırtı
Tom put his books back into his knapsack.
Tom kitaplarını sırt çantasına geri koydu.

More Sentences
way back n. dönüş
There is certainly no way back.
Kesinlikle geri dönüş yok.

More Sentences
back n. elin tersi
Tom wiped his mouth with the back of his hand.
Tom elinin tersiyle ağzını sildi.

More Sentences
pull back n. geri çekilme
That is what Israel has to pull back to.
İsrail'in geri çekilmesi gereken nokta budur.

More Sentences
taking back n. geri alma
I'm taking back my apology.
Özrümü geri alıyorum.

More Sentences
back n. arka
What we cannot do is sit back and let present trends continue.
Yapamayacağımız şey, arkamıza yaslanıp mevcut eğilimlerin devam etmesine izin vermektir.

More Sentences
back door n. gizli kapı
That is why definitions must not be imposed through the back door.
Bu nedenle tanımlar gizli kapılar ardında dayatılmamalıdır.

More Sentences
back street n. arka sokak
The robber attacked her on a back street.
Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı.

More Sentences
back then n. o zamanlar
We never imagined back then that we would publish it at such a dramatic and painful time.
O zamanlar, böylesine dramatik ve acı verici bir zamanda bunu yayınlayacağımızı hiç düşünmemiştik.

More Sentences
lower back n. (vücutta) bel
I have a bad pain in my lower back.
Belimde kötü bir ağrı var.

More Sentences
back yard n. arka bahçe
Everyone's out in the back yard.
Herkes arka bahçede.

More Sentences
back room n. arka oda
Tom and Mary are alone in the back room.
Tom ve Mary arka odada yalnızlar.

More Sentences
back up plan n. yedek plan
Tom had a back up plan in case something went wrong.
Bir şeyin aksama ihtimaline karşın Tom'un bir yedek planı vardı.

More Sentences
back massage n. sırt masajı
He wanted a back massage.
Sırt masajı istedi.

More Sentences
call-back n. geri çağırma
Accordingly, it must have a call-back power.
Buna göre, geri çağırma yetkisine sahip olmalıdır.

More Sentences
bounce back n. (yenilgi sonrası) toparlanma
Tom knows how to bounce back.
Tom nasıl toparlanacağını bilir.

More Sentences
bounce back n. geri dönme
You'll bounce back.
Geri döneceksin.

More Sentences
go back v. geri dönmek
People are going back to eating meat, and are again buying it cheaply.
İnsanlar et yemeye geri dönüyor ve eti yine ucuza satın alıyor.

More Sentences
get back v. geri dönmek
Let us get back to our cattle.
Hayvanlarımıza geri dönelim.

More Sentences
give it back v. geri vermek
It was hard to give it back after everything that had happened.
Yaşanan onca şeyden sonra onu geri vermek zordu.

More Sentences
answer back v. karşılık vermek
She knows better than to answer back to him.
Ona karşılık vermeyecek kadar akıllıdır.

More Sentences
look back v. geçmişe bakmak
I too am inclined to think that we should take a little look back in time.
Ben de biraz geçmişe bakmamız gerektiğini düşünme eğilimindeyim.

More Sentences
come back v. geri gelmek
We expect you to stick to the brief or to come back and tell us something different.
Biz sizden yazılı belgeye sadık kalmanızı ya da geri gelip bize farklı bir şey söylemenizi bekliyoruz.

More Sentences
keep back v. tutmak
He tried to keep back his tears.
Gözyaşlarını tutmaya çalıştı.

More Sentences
push back v. geriye itmek
Tom pushed back his chair and got up.
Tom sandalyesini geriye itti ve ayağa kalktı.

More Sentences
cut back v. kesinti yapmak
They cut back more every year.
Her yıl daha fazla kesinti yapıyorlar.

More Sentences
hold back v. saklamak
Don't hold back anything.
Hiçbir şeyi saklamayın.

More Sentences
bring back v. hatırlatmak
The smell brought back memories of a night some years before.
Koku, yıllar önceki bir gecenin anılarını hatırlattı.

More Sentences
want back v. geri istemek
I want back what you've taken from me.
Benden aldığını geri istiyorum.

More Sentences
hold back v. çekinmek
Don't hold back.
Çekinme.

More Sentences
hold back v. kendini tutmak
Don't hold back.
Kendinizi tutmayın.

More Sentences
look back v. geriye bakmak
It was looking back instead of forward.
İleriye değil geriye bakıyordu.

More Sentences
talk back to v. sert karşılık vermek
You always talk back to me, don't you?
Sen bana her zaman sert karşılık verirsin, değil mi?

More Sentences
keep back v. gizlemek
He tried to keep back his tears.
O, gözyaşlarını gizlemeye çalıştı.

More Sentences
talk back to v. karşı gelmek
You always talk back to me, don't you?
Bana hep karşı gelirsin, değil mi?

More Sentences
get back v. dönmek
Turkey still has a lot to do and has to get back down to work.
Türkiye'nin hala yapması gereken çok şey vardır ve işinin başına dönmelidir.

More Sentences
bounce back v. kendini toparlamak
Tom bounced back.
Tom kendini toparladı.

More Sentences
fall back on v. başvurmak
If, as in Nice, the IGC does not solve institutional bottlenecks, is there a plan B we can fall back on?
Nice'de olduğu gibi IGC kurumsal darboğazları çözemezse, başvurabileceğimiz bir B planı var mı?

More Sentences
choke back v. tutmak
Carol couldn't choke back her tears.
Carol gözyaşlarını tutamadı.

More Sentences
cut back v. kesmek
If you want to become thin, you should cut back on the between-meal snacks.
Zayıf olmak isterseniz, yemekler arası aperatifleri kesmeniz gerekir.

More Sentences
back off v. vazgeçmek
We need to back off.
Vazgeçmemiz gerekiyor.

More Sentences
send back v. geri göndermek
I would therefore have liked the proposal, in its three parts, to be sent back to the Committee on Budgetary Control.
Bu nedenle teklifin üç bölüm halinde Bütçe Kontrol Komisyonuna geri gönderilmesini isterdim.

More Sentences
talk back v. karşılık vermek
You'd better not talk back to Tom.
Tom'a karşılık vermesen iyi olur.

More Sentences
stand back v. çekilmek
I think everybody should stand back now.
Bence herkes derhal geri çekilsin.

More Sentences
lean back v. arkaya yaslanmak
Tom leaned back.
Tom arkaya yaslandı.

More Sentences
back out v. vazgeçmek
Tom backed out at the last moment.
Tom son anda vazgeçti.

More Sentences
drive back v. püskürtmek
Are we really managing to drive back terrorist networks?
Terörist ağları geri püskürtmeyi gerçekten başarıyor muyuz?

More Sentences
write back v. cevap yazmak
Please write back soon.
Lütfen yakında cevap yaz.

More Sentences
start back v. geri dönmek
Tom started back.
Tom geri döndü.

More Sentences
come back to v. geri gelmek
This report has come back to Parliament for second reading.
Bu rapor ikinci kez okunmak üzere Parlamento'ya geri gelmiştir.

More Sentences
fight back v. karşı koymak
You've got to fight back.
Karşı koymak zorundasın.

More Sentences
cut back v. tasarruf etmek
It seems to be a waste of resources when the industry should be using it to cut back.
Sektörün bunu tasarruf etmek için kullanması gerekirken kaynak israfı gibi görünüyor.

More Sentences
talk back v. cevap vermek
You'd better not talk back to Tom.
Tom'a cevap vermesen iyi olur.

More Sentences
pay back v. ödemek
Tom says he'll pay back all the money he owes me before Monday.
Tom bana olan borcunun tamamını Pazartesi'den önce ödeyeceğini söylüyor.

More Sentences
fight back v. direnmek
Fighting back is difficult.
Direnmek zordur.

More Sentences
bring back v. geri getirmek
How can anybody have any control over what they do or what they bring back?
Ne yaptıkları ya da neyi geri getirdikleri üzerinde nasıl kontrol sahibi olabilirler?

More Sentences
turn back v. geri döndürmek
You cannot turn back the wheel of time.
Zaman çarkını geri döndüremezsiniz.

More Sentences
look back on v. anımsamak
He often looks back on his high school days.
Sık sık lise günlerini anımsıyor.

More Sentences
hold back v. tutmak
Tom couldn't hold back his tears.
Tom gözyaşlarını tutamadı.

More Sentences
brought back v. geri getirmek
Send warriors and have him brought back at once.
Savaşçıları gönder ve onu hemen geri getirsinler.

More Sentences
back away v. geriye çekilmek
Tom backed away from the door.
Tom kapıdan geriye çekildi.

More Sentences
back up v. geri sürmek
Yesterday, when Tom was backing up his car, he ran over Mary's bicycle.
Dün Tom arabasını geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi.

More Sentences
go back v. geri gitmek
However, we cannot apply the food law retroactively and go back as far as 1992.
Ancak gıda yasasını geriye dönük olarak uygulayamayız ve 1992'ye kadar geri gidemeyiz.

More Sentences
hit back v. karşılık vermek
It's about time Tom hit back.
Tom'un karşılık verme zamanı.

More Sentences
back out of v. vazgeçmek
You can't back out of your responsibilities.
Sorumluluklarından vazgeçemezsin.

More Sentences
back down v. vazgeçmek
Tom didn't want to back down.
Tom vazgeçmek istemedi.

More Sentences
fall back v. geri çekilmek
But what is the position on the call back or fall back position which Parliament keeps calling for?
Peki Parlamentonun sürekli talep ettiği geri çağırma ya da geri çekilme tutumu nedir?

More Sentences
back down v. sözünden dönmek
Sami won't back down.
Sami sözünden dönmeyecek.

More Sentences
back out v. sözünden dönmek
Tom can't back out now.
Tom şimdi sözünden dönemez.

More Sentences
turn back v. geri dönmek
We should turn back.
Geri dönmeliyiz.

More Sentences
Common Usage
back n. art
back n. arkalık
back of the neck n. ense
back n. geri
back n. ters
draw back v. geri çekmek
General
back seat n. arka yer
dye back n. boya kabı
adjustable back n. ayarlanabilir sırt (koltuk vb)
the small of the back n. sırtın en dar kısmı
back biter n. iftiracı
back n. ters taraf
back n. defans oyuncusu
back chat n. terbiyesizlik
dye back n. boya teknesi
coming back n. geri gelme
going back n. geriye gitme
right back n. sağbek
blank back n. arkası boş
sending back n. irca
back seat n. ikinci rol
back of the head n. ense
back fire n. ard yakma
team fall back n. tim geri çekilin
back n. tekne
back drop n. temel
back country n. taşra
seat with an adjustable back n. pulman koltuk
back door n. antin
back to africa movement n. afrika geri dönüş hareketleri
back scratcher n. kaşağı
the back n. peş
turning back n. geri dönme
back up electricity n. yedek elektrik
pacing back and forth n. volta
middle of the back n. bel
turning back n. geri çevirme
back number n. bir derginin eski sayılarından biri
back influence n. gizli etki
back flow n. tersine akış
back side n. arka taraf
giving back n. iade
back lighting n. kontrjur
back country n. memleketin uzak köşeleri
back gray n. astar
back number n. eski kafalı kimse
back biter n. dedikoducu
back seat n. ikinci mevki
back friendly n. sırta dost
back talk n. küstahça karşılık verme
kick back n. geri tepme
back n. geri
back tooth n. azı dişi
ring back n. geri arama
back surge n. geri kabarma
back door n. servis kapısı
back cloth n. baskı astarı
back cloth n. astar
back tracking n. geri iz sürme
back board n. arka
back cutting n. ek kazı
back cutting n. eğreti
back board n. arkalık
back window n. arka pencere
back flow n. ters akış
back view n. arkadan görünüş
back view n. arka görünüş
back number n. bir önceki sayı
back wall n. sırt perdesi
back surface n. arka yüzey
back-goal n. kale arkası
back-scratcher n. kaşağı
back-friendly n. sırta dost
back-up n. yedekli
back-up n. rezerv
back-up n. arka
back-pack n. sırt çantası
back-seat driver n. arka koltuk sürücüsü
back-alley n. arka sokak
back-type parachute n. sırt paraşütü
back-flushing n. geri yıkama
cut-back n. eksiltme
pay-back n. geri ödeme
back pack n. sırt çantası
twin back-to-back seats n. ikili duvar oturma yeri
back n. müdafi
back seat n. arka oturma yeri
back-biting n. çekiştirme
back-biting n. yerme
back-biting n. kötüleme
back issue newspaper n. geçmiş tarihli gazete
back issue n. geçmiş tarihli dergi/gazete/yayın
draw back n. bilardoda geri çektirme
draw back n. bilardoda çektirme
back-marker n. yarışta geride kalan yarışmacı
lower back n. (bir şeyin) alt arka (kısmı)
laid-back lifestyle n. rahat yaşam tarzı
back to basics n. köklere dönüş
back to basics n. özüne dönme
back translation n. tercüme edilmiş bir belgeyi tekrardan orijinal dile tercüme etme
back number n. eski sayı
back number n. eski nüsha
front and back page n. ön ve arka sayfa
returning back to school n. okula dönme
the back of the building n. binanın arka tarafı
back slang n. ters argo
back slang n. sözcüklerin tersine söylendiği argo
back manipulation n. sırt masajı
back story n. art öykü
back-of-the-house n. restoranlarda müşterilerin girmesine izin verilmeyen mutfak gibi kısımlar
back aisle n. arka koridor
come-back plan n. geri dönüş planı
back up plan n. b planı
back dimples n. bel gamzesi
relaxation back to the ground state n. elektronun temel enerji düzeyine geri dönmesi
back chat n. karşılık verme
back-burner n. sobada arka yakıcı
back seat n. önemsiz konum
back seat n. ikincil önemde
back-chaining n. geri zincirleme
answering back n. karşılık verme
back chat n. küstahlık
back country n. geri kalmış yöreler
back chat n. küstahça karşılık
back alley n. arka sokak
bad back n. bel sorunu
bad back n. sırt ağrısı
back-story n. özgeçmiş
call-back n. ikinci tur seçmeler
back vent skirt n. arkadan yırtmaçlı etek
scratch-back n. sırt kaşıyıcısı
back scrubber n. sırt kaşıyıcısı
hair slicked back n. arkaya taranmış saç
upper back n. sırtın üst kısmı
upper back n. üst sırt
back face n. arka yüz
back-seat driver n. sürücüye ne yapması gerektiğini söyleyip duran kişi
back parking n. geri geri park etme
smile back through gritted teeth n. zorla/istemeden gülümsemek
low-cut back dress n. sırt dekolteli elbise
low-cut back dress n. sırt dekoltesi olan elbise
back vocal n. geri vokalist
back vocal n. geri vokal
back vocal n. arka vokal
talking back n. küstah ve terbiyesizce cevap verme
call-back n. geri alma
call-back n. bir kusurun düzeltilmesi için bir ürünün geri çağrılması
back n. bek (savunma, müdafaa)
back n. gıyap (konuşma/dedikodu)
back n. arka (konuşma/dedikodu)
back n. geniş su kabı
back n. mavna
back n. kitabın sırtı
back n. sırt (kitap)
back matter n. arka bölüm
back matter n. arka kısım
back matter n. kitabın ana bölümünden sonra gelen kısım
back catalogue n. bir müzisyenin mevcut kayıtlarından farklı olan eski kayıtları
back charges n. hesap yapıldıktan sonra ortaya çıkan masraflar
back green [scotland] n. bir evin arkasında bulunan yeşillik veya bahçe
back street n. ara sokak
back-to-back n. terasları ve bahçeleri birbirine bitişik olan evler
back road n. arka yol
back row n. arka sıra
back-kitchen n. mutfak yanındaki bulaşık yıkanan ve kap kacak konulan oda
back road n. az kullanılan, genelde kaldırımı olmayan yol
back row n. rugby'de iki takımın sekiz oyuncusunun birbirine kenetlenmesi sırasında arka bölümdeki uç oyuncuları
ceding back n. geri verme
back-checking n. gözden geçirme
back-stabbing n. arkadan vurma
back stool n. arkalı tabure
back-stabbing n. kalleşlik etme
back-checking n. kontrol etme
back-stabbing n. iftirayla küçük düşürme
back-stabbing n. hainlik etme
back comb n. başın arkasına süs amaçlı takılan uzun dişli geniş tarak
turtle-back shooting n. uzun mesafeli ok atışı
window back n. pencere pervazı ile zemin arasındaki alçak ve ince duvarın içe bakan yüzü
bob (back of the book) n. (pul) kitap arkası
bob (back of the book) n. posta ücretinin ödenmesi için kullanılmayan pul
hark back n. geçmişe dönme
hark back n. eskiyi yad etme
bounce back n. yankı
bounce back n. yansıma
hog's-back n. kamburu andıran kemerli sırt
roll back n. topuz milinde kilidin cıvatasını hareket ettiren kam
roll back n. bir önceki seviyeye veya konuma geri dönme
back step n. geriye, arkaya adım
fight back n. direnme
fight back n. karşı koyma
fight back n. karşı saldırı
set-back n. engel
set-back n. köstek
set-back n. mani
sling-back n. arkası bantlı ayakkabı
choke back v. kısmak
go back on someone v. birine ihanet etmek
send back v. çevirmek
set back v. geri çekilmek
cut back v. geri dönmek
kick back v. geri tepmek
do something behind one's back v. birinden gizli yapmak
cut something back v. kesinti yapmak
cede back v. geri vermek
choke back v. vazgeçirmek
fall back upon a thing v. güvenmek
cut something back v. kısmak
arch the back v. kamburunu çıkarmak
take back to v. geçmişe götürmek
come back v. aklına gelmek
lie back v. sırtüstü yatmak
pay someone back v. birine olan borcu ödemek
draw back v. çekilmek
pay back v. öç almak
knock back v. şaşırtmak
hark back to v. geçmişten söz etmek
go back v. gerisin geriye gitmek
think back on v. hatırlamak
throttle back v. bastırmak
back up v. desteklemek (kanıtla)
back down v. bir iddiadan vazgeçmek
drop back v. gerilemek
put something back to v. saatini öne almak (toplantı/randevu vb)
turn back v. arkaya dönmek
hark back to v. önceki konuya dönmek
set something back v. bir işi (bir süre için) geciktirmek
back from death's door v. ölümden dönmek
take back to v. götürmek (geçmişte bir zamana)
roll back v. düşürmek
hang back v. geri durmak
set someone back v. birini (belirli bir zaman için) geciktirmek
be back breaking v. yorucu olmak
back v. arka çıkmak
back fire v. ters gitmek
give someone the shirt off one's back v. çok cömert olmak
set back v. geciktirmek
keep back v. geciktirmek
put back v. reddetmek
pay somebody back v. hesabını sormak
look back on v. yeniden gözden geçirmek
back up v. arka çıkmak
shrink back v. geri çekilmek
hand back v. geri vermek
knock back a drink v. tek atmak
lean back v. kaykılmak
knock back v. mal olmak
go back to square one v. sıfırdan başlamak
send back v. iade etmek
back down from v. vazgeçmek
slip back v. geriye doğru kaymak
hang back v. tereddüt etmek
play back v. tekrarlamak
throw back v. çekmek
force back v. kanırmak
hunch one's back v. sırtını kamburlaştırmak
kick back v. geri tepmek (tüfek)
fall back up v. son çare olarak başvurmak
force back v. kanırtmak
set a clock back v. saati geriye almak
be at one's back v. bir kimseye arka çıkmak
fall back upon a thing v. sığınmak
fallen back on v. başvurmak
strike back v. geri vurmak
back fire v. geri tepmek
go back and forth v. ileri geri gitmek
get one's own back on somebody v. intikamını almak
hold back v. durdurmak
set back v. mal olmak
go back to work v. işbaşı yapmak
back down from v. sözünden dönmek
get one round one's back v. başına belayı satın almak
set something back v. bir şeyi engellemek
double back v. aynı yoldan geri dönmek
rein back v. dizginlemek
keep something on the back burner v. sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek
turn back v. kıvırmak
drive back v. arabayla geri götürmek
hang back v. gönülsüz olmak
go back on one's word v. sözünden dönmek
give back v. geri vermek
put somebody back up v. gıcık etmek
make a rod for one's own back v. kaşınmak
get one's own back v. acısını çıkarmak
back out of v. sözünden dönmek
back v. geri yürütmek
back up v. geri gitmek
hang back v. sakınmak
keep back v. saklamak
get back at v. öç almak
put back v. engel olmak
back up v. destek olmak
hark back v. sadede dönmek
back v. kaplamak (kitap)
knock back v. içmek
hark back to v. eski olaylardan söz etmek
lie on one's back v. sırtüstü yatmak
get back on the rails v. yoluna girmek
come back v. geri dönmek
set a watch back v. saati geriye almak
hit back v. misilleme yapmak
not to give back v. üstüne yatmak
travel back and forth   v. mekik dokumak  
sit back v. yan gelip yatmak
come back to one's memory v. aklına gelmek
straggle back v. ayrı ayrı gelmek
call someone back v. kendisini telefonla arayıp bulamayan birine telefon etmek
give back v. karşılık vermek
set something back v. bir şeyi aksatmak
put something back v. geri almak
back off v. gevşetmek
back down v. caymak
take on one's back v. sırtlamak
hold a child back a year v. çocuğa okulda aynı sınıfı tekrarlatmak
put back v. geri almak (saati)
fall back on v. müracaat etmek
choke back one's tears v. gözyaşlarını tutmak
bring back to life v. hayata döndürmek
fall back upon v. başvurmak
do something behind someone's back v. arkadan iş çevirmek
pay somebody back v. ödetmek
back up v. bilgisayar yedeklemek
claw back v. geri almak
come back v. akla gelmek
set back v. geri bırakmak
come back to his memory v. aklına gelmek
rein back v. frenlemek
get one's own back v. intikamını almak
turn one's back on v. sırt çevirmek
lie back v. sırt üstü yatmak
draw back v. geri kalmak
know something like the back of one's hand v. adı gibi bilmek
shoot back at someone v. birinin ateşine karşılık vermek
set someone back v. bir oyuncuya puan kaybettirmek
back v. vazgeçmek
think back on v. aklına getirmek
take on one's back v. arkalamak
back v. geriye doğru sürmek
kick back v. çalınmış eşya veya parayı sahibine geri vermek
hold oneself back v. kendini tutmak
pat on the back v. tebrik etmek
shuttle back and forth between two countries   v. iki ülke arasında mekik dokumak  
keep back v. biriktirmek
hold back v. zaptetmek
put back v. yerine koymak
step back v. azaltmak
get back v. geri gelmek
drive back v. arabayla geri dönmek
hold a crowd back v. kalabalığı zaptetmek
whip back v. çabucak dönmek
set back v. geri almak
choke back v. durdurmak
think back v. tekrar düşünmek
stab in the back v. kalleşlik etmek
knock back v. patlamak
straggle back v. ayrı ayrı dönmek
keep back v. alıkoymak
knock back v. devirmek
get one's own back v. hıncını almak
back and fill v. kararsız olmak
look back on v. geçmişe dönüp bakmak
send back v. geri çevirmek
call someone back v. birini geri çağırmak
put something back v. yerine koymak
back v. takviye etmek
put back v. eski yerine koymak
back v. geri geri gitmek
pay back in one's own coin v. misilleme yapmak
turn one's back on v. dirsek çevirmek
fall back on v. son çare olarak başvurmak
drive back v. geri dönmek zorunda bırakmak
back v. kayırmak
keep back v. önlemek
back v. sırtlamak
turn back v. geri çevirmek
answer back v. küstahça cevap vermek
stand back v. gerilemek
put back v. geri koymak
call back v. caymak
set back v. patlamak
go back on v. caymak
come back v. karşılık vermek
cut back on something v. kesinti yapmak
talk behind one's back v. birinin arkasından konuşmak
call back to mind v. hatırına getirmek
pay someone back v. hakkından gelmek (kötülük yapan birinin)
buy back v. geri satın almak
flash back v. canlandırmak
go back v. gerilemek
back v. yardım etmek
lie on one's back v. arka üstü yatmak
choke back v. kontrol etmek
ring back v. gelen çağrıyı görüp aramak
back v. sırtına binmek
pay back v. geri vermek
put back v. ilerlemesine engel olmak
rein back v. gem vurmak
stand back v. kenara çekilmek
start back v. ürküp gayriihtiyari bir hareket yapmak
hunch one's back v. kambur durmak
hang back v. duraksamak
bounce back v. kendini toplamak
put back v. geciktirmek
get one's own back v. öcünü almak
answer back v. cevabı yapıştırmak
ring back v. geri aramak
back v. oynamak
hold something back v. zapt etmek
get back v. geri almak
back v. astarlamak
be back on amicable terms v. yeniden dostane ilişkiler kurmak
back on one's word v. su koyvermek
draw back v. gerilemek
back v. gerilemek
be back v. arka olmak
choke something back v. zapt etmek
take back v. eskiyi hatırlatmak
have one's back against the wall v. kuyruğu kapana kısılmak
pay someone back v. intikam almak (kötülük yapan birinden)
keep back v. barındırmak

Meanings of "back !" with other terms in English Turkish Dictionary : 7 result(s)

Turkish English
Technical
push-back serbest cleared for push-back expr.
Automotive
back-up saklama back-up storage n.
Aeronautic
push-back aracı tug n.
push back serbest cleared for push back n.
Medical
feed back feedback n.
Cinema
uçan kaykay (back to the future filmi) hoverboard n.
uçan kaykay (back to the future filmi) hover board n.